DANİEL
BÖLÜM 1
1 Yahuda Kralı Yehoyakim'in krallığının
üçüncü yılında Babil Kralı Nebukadnessar Yeruşalim'in üzerine yürüyüp kenti
kuşattı.
2 Rab, Yahuda Kralı Yehoyakim'i ve
Tanrı'nın Tapınağı'ndaki bazı eşyaları Nebukadnessar'ın eline teslim etti.
Nebukadnessar bunları Şinar ülkesine götürüp kendi ilahının tapınağının
hazinesine yerleştirdi.
3-4 Kral İsrailliler arasından kral soyundan
gelme ya da soylu bazı gençlerin seçilip saraya getirilmesi için saray
görevlilerinin yöneticisi Aşpenaz'a buyruk verdi. Bu gençler kusursuz,
yakışıklı, her konuda bilge, bilgili, öğrenmeye yetenekli, sarayda görev almaya
uygun nitelikte kişiler olmalıydı. Aşpenaz onlara Kildaniler'in dilini ve
yazısını öğretecekti.
5 Kral bu gençler için kendi sofrasından
gündelik yiyecek ve şarap ayırdı. Üç yıl eğitildikten sonra gençler kralın
önüne çıkarılacaklardı.
6 Seçilen gençler arasında
Yahudalılar'dan Daniel, Hananya, Mişael ve Azarya da vardı.
7 Saray görevlilerinin yöneticisi onlara
yeni adlar koydu. Daniel'e Belteşassar, Hananya'ya Şadrak, Mişael'e Meşak,
Azarya'ya Abed-Nego adını verdi.
8 Daniel dinsel açıdan kendini
kirletmemek için kralın onlara ayırdığı yemeklerden yemeyi de şaraptan içmeyi
de istemedi. Bu yoldan kendini kirletmemek için saray görevlilerinin
yöneticisine ricada bulundu.
9 Tanrı saray görevlileri yöneticisinin
Daniel'e sevgiyle, sevecenlikle davranmasını sağladı.
10 Adam Daniel'e, "Yiyecek içecek
payınızı ayıran efendimiz kraldan korkarım" dedi, "Eğer yüzünüzü
yaşıtınız olan öbür gençlerin yüzünden daha solgun görürse, başımı tehlikeye
sokmuş olursunuz."
11-12 Daniel, saray görevlileri yöneticisinin
Hananya, Mişael, Azarya ve kendisinin başına koyduğu gözeticiye gidip,
"Lütfen kullarınıza on gün olanak tanıyın" dedi, "Bu on gün
içinde bize yemek için sebze, içmek için de su verilsin.
13 Sonra yüzlerimizi kralın yemeklerini
yiyen öbür gençlerin yüzleriyle kıyaslayın ve kullarınıza gördüğünüze göre
davranın."
14 Gözetici bu isteği kabul etti ve onlara
on gün deneme fırsatı verdi.
15 On gün sonra dört genç kralın yemeklerini
yiyen öbür gençlerin hepsinden daha sağlıklı, daha iyi beslenmiş görünüyordu.
16 Böylece gözetici o günden sonra kralın
gençler için ayırdığı yemekle şarabı kaldırdı ve onlara sebze vermeyi sürdürdü.
17 Tanrı bu dört gence her konuda bilgi,
beceri, bilgelik verdi. Daniel her çeşit görümü ve düşü yorumlayabiliyordu.
18 Kralın belirlediği süre tamamlanınca,
saray görevlileri yöneticisi gençleri Nebukadnessar'a götürdü.
19 Kral onlarla görüştü; içlerinde Daniel,
Hananya, Mişael, Azarya gibisi yoktu. Bu yüzden kralın hizmetine onlar atandı.
20 Kral bilgelik ve anlayışla ilgili
konularda onları sınadı ve dört genci ülkesindeki bütün sihirbazlardan, falcılardan
on kat üstün buldu.
21 Kral Koreş'in krallığının birinci yılına
dek Daniel sarayda kaldı.
BÖLÜM 2
1 Krallığının ikinci yılında
Nebukadnessar bir düş gördü. Ruhu üzüntüyle sarsıldı, uykusu kaçtı.
2 Düşünün ne olduğunu söylesinler diye
sihirbazları, falcıları, büyücüleri, yıldızbilimcileri çağırttı. Hepsi gelip
kralın önünde durdular.
3 Kral, "Beni üzüntüyle sarsan bir
düş gördüm. Ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorum" dedi.
4 Yıldızbilimciler Aramice, "Ey
kral, sen çok yaşa!" dediler, "Düşünü bu kullarına anlat ki, ne
anlama geldiğini söyleyelim." [yazılmıştır.]
5 Kral, "Gördüğüm düşü ve ne anlama
geldiğini bana açıklamazsanız, kararım kesin, paramparça edileceksiniz"
diye karşılık verdi, "Evleriniz de çöplüğe çevrilecek.
6 Ama düşü ve ne anlama geldiğini
açıklayabilirseniz, sizi büyük armağanlarla ödüllendirip onurlandıracağım. Onun
için bana düşü ve ne anlama geldiğini açıklayın."
7 Onlar yine, "Ey kral, düşü bu
kullarına anlat ki, ne anlama geldiğini söyleyelim" dediler.
8 Bunun üzerine kral, "Kararımın
kesin olduğunu bildiğiniz için zaman kazanmak istediğinizi anlıyorum"
dedi,
9 "Ama düşün ne olduğunu bana
açıklamazsanız, sizin için tek ceza vardır. Durumun değişeceğini umarak bana
yalan yanlış şeyler söylemek için aranızda anlaşmışsınız. Şimdi bana düşün ne
olduğunu söyleyin ki, ne anlama geldiğini açıklayabileceğinizi anlayayım."
10 Yıldızbilimciler, "Yeryüzünde senin
bu isteğini yerine getirecek tek kişi yoktur" diye yanıtladılar,
"Kaldı ki, büyük, güçlü hiçbir kral bir sihirbazdan, falcıdan ya da
yıldızbilimciden böyle bir şey istememiştir.
11 Kralın isteğini yerine getirmek güçtür.
İnsanlar arasında yaşamayan ilahlardan başka krala bunu açıklayabilecek kimse
yoktur."
12 Buna çok öfkelenen kral, Babil'deki bütün
bilgelerin öldürülmesini buyurdu.
13 Böylece hepsinin öldürülmesi için buyruk
çıktı. Daniel'le arkadaşlarının öldürülmesi için de adamlar gönderildi.
14 Daniel Babil'in bilgelerini öldürmeye
giden kralın muhafız birliği komutanı Aryok'la bilgece, akıllıca konuştu.
15 Aryok'a, "Kralın buyruğu neden bu
denli sert?" diye sordu. Aryok durumu Daniel'e anlattı.
16 Bunun üzerine Daniel krala gidip düşünün
ne anlama geldiğini söyleyebilmesi için zaman istedi.
17 Sonra evine dönüp olup bitenleri
arkadaşları Hananya'ya, Mişael'e, Azarya'ya anlattı.
18 Göklerin Tanrısı'na yakarmalarını istedi;
öyle ki, Tanrı onlara lütfedip bu gizi açıklasın ve kendisiyle arkadaşları
Babil'in öbür bilgeleriyle birlikte öldürülmesinler.
19 Gece giz bir görümde Daniel'e açıklandı.
Bunun üzerine Daniel Göklerin Tanrısı'nı övdü.
20 Şöyle dedi: "Tanrı'nın adına
öncesizlikten sonsuzluğa dek övgüler olsun! Bilgelik ve güç O'na özgüdür.
21 O'dur zamanları ve mevsimleri değiştiren.
Kralları tahttan indirir, tahta çıkarır. Bilgelere bilgelik, Anlayışlılara
bilgi verir.
22 Derin ve gizli şeyleri ortaya çıkarır,
Karanlıkta neler olduğunu bilir, Çevresi ışıkla kuşatılmıştır.
23 Ey atalarımın Tanrısı, Sana şükreder,
seni överim. Sen ki, bana bilgelik ve güç verdin, Senden istediklerimizi bana
bildirdin Ve kralın düşünü bize açıkladın."
24 Daniel, kralın Babil'in bilgelerini
öldürmeye atadığı Aryok'a giderek, "Babil'in bilgelerini yok etme"
dedi, "Beni krala götür, düşünün ne anlama geldiğini açıklayacağım."
25 Aryok onu hemen krala götürdü ve,
"Sürgündeki Yahudalılar arasında kralın düşünü yorumlayabilecek birini
buldum" dedi.
26 Kral, öbür adı Belteşassar olan Daniel'e,
"Gördüğüm düşü ve ne anlama geldiğini bana söyleyebilir misin?" diye
sordu.
27 Daniel şöyle yanıtladı: "Kralın
açıklanmasını istediği gizi ne bir bilge, ne falcı, ne de sihirbaz
açıklayabilir.
28 Ama gökte gizleri açıklayan bir Tanrı
var. Gelecekte neler olacağını Kral Nebukadnessar'a O bildirmiştir. Yatağında
yatarken gördüğün düş ve görümler şunlardır:
29 "Sen, ey kral, yatarken gelecekle
ilgili düşüncelere daldın, gizleri açan da neler olacağını sana bildirdi.
30 Bana gelince, ey kral, öbür insanlardan
daha bilge olduğum için değil, düşünün ne anlama geldiğini bilesin, aklından
geçenleri anlayasın diye bu giz bana açıklandı.
31 "Ey kral, düşünde önünde duran büyük
bir heykel gördün. Çok büyük ve olağanüstü parlaktı, görünüşü ürkütücüydü.
32 Başı saf altından, göğsüyle kolları
gümüşten, karnıyla kalçaları tunçtan,
33 bacakları demirden, ayaklarının bir
kesimi demirden, bir kesimi kildendi.
34 Sen bakıyordun ki, bir taş insan eli
değmeden kesilip heykelin demirden, kilden ayaklarına çarparak onları
paramparça etti.
35 Demir, kil, tunç, gümüş, altın aynı anda
parçalandı; yazın harman yerindeki saman çöpleri gibi oldular. Derken bir
rüzgar çıktı, hiç iz bırakmadan hepsini alıp götürdü. Heykele çarpan taşsa
büyük bir dağ oldu, bütün dünyayı doldurdu.
36 "Gördüğün düş buydu. Şimdi de ne
anlama geldiğini sana açıklayalım.
37 Sen, ey kral, kralların kralısın.
Göklerin Tanrısı sana egemenlik, güç, kudret, yücelik verdi.
38 İnsanoğullarını, yabanıl hayvanları,
gökte uçan kuşları senin eline teslim etti. Seni hepsine egemen kıldı. Altından
baş sensin.
39 Senden sonra senden daha aşağı durumda
başka bir krallık çıkacak. Sonra bütün dünyada egemenlik sürecek tunçtan üçüncü
bir krallık çıkacak.
40 Dördüncü krallık demir gibi güçlü olacak.
Çünkü demir her şeyi kırıp ezer. Demir gibi tümünü kırıp parçalayacak.
41 Ayaklarla parmakların bir kesiminin
çömlekçi kilinden, bir kesiminin demirden olduğunu gördün; yani bölünmüş bir
krallık olacak bu. Öyleyken onda demirin gücü de bulunacak, çünkü demiri kille
karışık gördün.
42 Ayak parmaklarının bir kesimi demirden,
bir kesimi kilden olduğu gibi, krallığın da bir bölümü güçlü, bir bölümü zayıf
olacak.
43 Demirin kille karışık olduğunu gördüğüne
göre halklar evlilik bağıyla birbirleriyle karışacaklar, ama demirin kille
karışmadığı gibi onlar da birbirine bağlı kalmayacaklar.
44 "Bu krallar döneminde Göklerin
Tanrısı hiç yıkılmayacak, başka halkın eline geçmeyecek bir krallık kuracak. Bu
krallık önceki krallıkları ezip yok edecek, kendisiyse sonsuza dek sürecek.
45 İnsan eli değmeden dağdan kesilip gelen
taşın demiri, tuncu, kili, gümüşü, altını parçaladığını gördün. Ulu Tanrı
bundan sonra neler olacağını krala açıklamıştır. Düş gerçek, yorumu da
güvenilirdir."
46 Bunun üzerine Kral Nebukadnessar
Daniel'in önünde yüzüstü yere kapandı. Ona bir sunu ve buhur sunulmasını
buyurdu.
47 Daniel'e, "Madem bu gizi
açıklayabildin, Tanrın gerçekten tanrıların Tanrısı, kralların Efendisi"
dedi, "Gizleri açan O'dur."
48 Sonra Daniel'i yüksek bir göreve getirdi;
ona birçok değerli armağan verdi. Onu Babil İli'ne vali atadı, Babil'in bütün
bilgelerinin başkanı yaptı.
49 Daniel'in isteği üzerine Şadrak'ı,
Meşak'ı, Abed-Nego'yu da Babil İli'nde yüksek görevlere atadı. Daniel ise
sarayda kaldı.
BÖLÜM 3
1 Kral Nebukadnessar altın bir heykel
yaptı; boyu altmış, eni altı arşındı. Onu Babil İli'nde, Dura Ovası'na dikti.
2 Satrapları, kaymakamları, valileri,
danışmanları, haznedarları, yargıçları, güvenlik görevlilerini ve illerin bütün
öbür yüksek memurlarını diktiği heykeli adama törenine çağırttı.
3 Böylece satraplar, kaymakamlar,
valiler, danışmanlar, haznedarlar, yargıçlar, güvenlik görevlileri ve illerin
bütün öbür yüksek memurları Kral Nebukadnessar'ın diktiği heykeli adama töreni
için toplanarak heykelin önünde durdular.
4 Sonra haberci yüksek sesle bağırdı:
"Ey halklar, uluslar, her dilden insanlar, size şöyle yapmanız buyruluyor:
5 Boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve
her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp Kral Nebukadnessar'ın dikmiş
olduğu altın heykele tapınacaksınız.
6 Her kim yere kapanıp tapınmazsa hemen
kızgın fırına atılacaktır."
7 Bu yüzden ne zaman boru, ney, lir,
kanun, arp ve her çeşit çalgı sesi duyulsa, bütün halklar, uluslar, her dilden
insanlar yere kapanıp Kral Nebukadnessar'ın diktiği altın heykele tapındılar.
8 Bunun üzerine bazı Kildaniler yaklaşıp
Yahudiler'i suçladılar.
9 Kral Nebukadnessar'a, "Ey kral,
sen çok yaşa!" dediler,
10-11 "Boru, ney, lir, kanun, arp, davul ve her
çeşit çalgı sesini duyan herkes yere kapanıp altın heykele tapınacak; kim yere
kapanıp tapınmazsa kızgın fırına atılacak diye bir buyruk çıkardın, ey kral.
12 Oysa Babil İli'nde yüksek görevlere
atadığın Şadrak, Meşak, Abed-Nego adında bazı Yahudiler var. Bu adamlar seni
saymadılar, ey kral. Senin ilahlarına kulluk etmiyor, diktiğin altın heykele
tapınmıyorlar."
13 Büyük öfkeye kapılan Nebukadnessar,
Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu çağırttı. Bu kişiler kralın yanına
getirildiler.
14 Nebukadnessar, "Ey Şadrak, Meşak,
Abed-Nego, ilahlarıma kulluk etmediğiniz, diktiğim altın heykele tapınmadığınız
doğru mu?" diye sordu,
15 "Şimdi boru, ney, lir, kanun, arp,
davul ve her çeşit çalgı sesini duyar duymaz yere kapanıp yaptığım heykele
tapınmaya hazırsanız ne iyi! Ama ona tapınmazsanız, hemen kızgın fırına
atılacaksınız. O zaman bakalım hangi ilah sizi elimden kurtaracak?"
16 Şadrak, Meşak, Abed-Nego, "Bu konuda
kendimizi savunma gereğini duymuyoruz" diye karşılık verdiler,
17 "Kızgın fırına atılsak bile, ey
kral, kendisine kulluk ettiğimiz Tanrı bizi kızgın fırından kurtarabilir; senin
elinden de bizi kurtaracaktır.
18 Ama bizi kurtarmasa bile bil ki, ey kral,
ilahlarına kulluk etmeyiz, diktiğin altın heykele tapınmayız."
19 Nebukadnessar Şadrak, Meşak, Abed-Nego'ya
çok öfkelendi; onlara karşı tutumu değişti. Fırının her zamankinden yedi kat
daha çok ısıtılmasını buyurdu.
20 Sonra ordusundaki bazı güçlü askerlere
Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu bağlayıp kızgın fırına atmalarını buyurdu.
21 Böylece bu kişiler, şalvarları, kaftanları,
sarıkları ve öbür giysileriyle birlikte bağlanıp kızgın fırına atıldılar.
22 Kralın buyruğu çok sıkı, fırın da çok
ısıtılmış olduğundan, Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu götüren adamları ateşin
alevleri yakıp öldürdü.
23 Üç adamsa -Şadrak, Meşak, Abed-Nego-
bağlı olarak kızgın fırına düştüler.
24 O zaman Kral Nebukadnessar şaşkınlık
içinde birden ayağa kalktı. Danışmanlarına, "Biz ateşin içine bağlı üç
kişi atmadık mı?" diye sordu. Danışmanlar, "Kuşkusuz, ey kral"
diye karşılık verdiler.
25 Kral, "Ben dört kişi görüyorum"
dedi, "Ateşin içinde yürüyorlar, bağlarından çözülmüş, hiçbir zarara
uğramamışlar. Dördüncünün görünümü de bir ilahi varlığa benziyor."
26 Sonra kızgın fırının kapısına yaklaşarak,
"Ey Yüce Tanrı'nın kulları Şadrak, Meşak, Abed-Nego, dışarı çıkıp buraya
gelin!" diye seslendi. Bunun üzerine Şadrak, Meşak, Abed-Nego ateşin
içinden çıktılar.
27 Satraplar, kaymakamlar, valiler, kralın
danışmanları onların çevresinde toplandılar. Adamların bedenlerinde ateşin
hiçbir etkisi olmadığını gördüler. Başlarındaki tek saç yanmamış, giysileri
değişmemiş, ateşin kokusu üzerlerine sinmemişti.
28 Bunun üzerine Nebukadnessar,
"Şadrak, Meşak ve Abed-Nego'nun Tanrısı'na övgüler olsun!" dedi,
"Meleğini gönderip kendisine güvenen kullarını kurtardı. Onlar buyruğuma
karşı geldiler, kendi Tanrıları'ndan başka bir ilaha kulluk edip tapınmamak
için canlarını tehlikeye attılar.
29 İşte buyuruyorum: Hangi halktan, ulustan
ya da dilden olursa olsun, Şadrak, Meşak ve Abed-Nego'nun Tanrısı'ndan
saygısızca söz eden herkes paramparça edilecek, evleri çöplüğe çevrilecek.
Çünkü böyle kurtarabilen başka bir tanrı yoktur."
30 Sonra Şadrak'ı, Meşak'ı, Abed-Nego'yu
Babil İli'nde daha yüksek görevlere atadı.
BÖLÜM 4
1 Kral Nebukadnessar dünyadaki bütün
halklara, uluslara ve her dilden insanlara şu bildiriyi gönderdi:
"Esenliğiniz bol olsun!
2 Yüce Tanrı'nın benim için
gerçekleştirdiği belirtileri ve şaşılası işleri size bildirmeyi uygun gördüm.
3 "Belirtileri ne büyük! Şaşılası
işleri ne yüce! Krallığı ebedi krallıktır, Egemenliği kuşaklar boyu sürecek.
4 "Ben, Nebukadnessar, evimde huzur,
sarayımda gönenç içindeydim.
5 Beni korkutan bir düş gördüm. Yatağımda
yatarken düşüncelerimle görümlerim beni ürküttü.
6 Düşün ne anlama geldiğini açıklamaları
için Babil'in bütün bilgelerinin yanıma getirilmesini buyurdum.
7 Sihirbazlar, yıldızbilimciler, falcılar
yanıma gelince, gördüğüm düşü onlara anlattımsa da ne anlama geldiğini
açıklayamadılar.
8 Sonunda ilahımın adından gelen
Belteşassar adıyla çağrılan ve kendisinde kutsal ilahların ruhu bulunan Daniel
yanıma geldi. Gördüğüm düşü ona anlattım.
9 "Ona şöyle dedim: Ey sihirbazların
başkanı Belteşassar, sende kutsal ilahların ruhu olduğunu, her gizi
açıklayabileceğini biliyorum. İşte gördüğüm düş: Ne anlama geldiğini bana
açıkla.
10 Yatarken gördüğüm görümler şunlar:
Dünyanın ortasında çok yüksek bir ağaç gördüm.
11 Ağaç büyüdü, güçlendi, boyu göklere
erişti. Dünyanın dört bucağından görülüyordu.
12 Yaprakları güzeldi, herkese yetecek kadar
bol meyvesi vardı. Yabanıl hayvanlar gölgesinde barınıyor, gökte uçan kuşlar
dallarına tünüyordu. Her canlı ondan besleniyordu.
13 "Yatağımda yatarken gördüğüm
görümlerde gökten inen bir gözcü, kutsal bir varlık gördüm.
14 Yüksek sesle, <Ağacı ve dallarını
kesin, yapraklarını yolun, meyvesini atın> diye bağırdı, <Altında barınan
hayvanlarla dallarına tüneyen kuşlar kaçsın.
15 Ama köklerin bulunduğu kütüğü demirle,
tunçla çevreleyip yerde, otların içinde bırakın. "<Göğün çiyiyle
ıslansın, hayvanlarla birlikte yerdeki otlardan pay alsın.
16 Ondaki insan yüreği değiştirilsin, yerine
hayvan yüreği verilsin. Üzerinden yedi vakit geçsin.
17 Bu yargıyı gözcüler, kararı kutsallar
verdi. Öyle ki, her canlı Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik
sürdüğünü ve onları dilediği kişiye, en hor görülen birine bile verebileceğini
bilsin.>
18 "İşte ben Kral Nebukadnessar'ın
gördüğü düş! Şimdi, ey Belteşassar, bunun ne anlama geldiğini söyle. Çünkü
krallığımdaki bilgelerin hiçbiri bu düşün ne anlama geldiğini bana
açıklayamadı. Ama sen açıklayabilirsin, çünkü kutsal ilahların ruhu var
sende."
19 O zaman öbür adı Belteşassar olan Daniel
bir süre şaşkın şaşkın durdu, düşünceleri onu ürküttü. Bunun üzerine kral,
"Ey Belteşassar, bu düş de yorumu da seni ürkütmesin" dedi.
Belteşassar, "Ey efendim, keşke bu düş senden nefret edenlerin, yorumu da
düşmanlarının başına gelseydi!" diye karşılık verdi,
20 "Büyüyen, güçlenen, boyu göklere
erişen, dünyadaki herkesçe görülebilen bir ağaç gördün.
21 Yaprakları güzeldi, meyvesi herkese
yetecek kadar boldu. Yabanıl hayvanlar altında barınır, gökte uçan kuşlar
dallarına tünerdi.
22 Ey kral, o ağaç sensin! Sen büyüdün,
güçlendin. Büyüklüğün giderek göklere erişti, egemenliğin dünyanın dört
bucağına yayıldı.
23 "Sen, ey kral, bir gözcünün, kutsal
bir varlığın gökten indiğini gördün. <Ağacı kesip yok edin, ama köklerin
bulunduğu kütüğü demirle, tunçla çevreleyip yerde, otların içinde bırakın.
Göğün çiyiyle ıslansın; üzerinden yedi vakit geçinceye dek yabanıl hayvanlarla
birlikte pay alsın> diyordu.
24 "Ey efendim kral, düşün anlamı ve
Yüce Olan'ın senin başına getireceği yargı şudur:
25 İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl
hayvanlarla yaşayacaksın; öküz gibi otla beslenecek, göğün çiyiyle
ıslanacaksın. Yüce Olan'ın insan krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve
krallığı dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yedi vakit geçecek.
26 Köklerin bulunduğu kütüğün bırakılması
için buyruk verildi. Bunun anlamı şu: Sen göklerin egemenlik sürdüğünü
anlayınca krallığın sana geri verilecek.
27 Bu yüzden, ey kral, öğüdümü benimse:
Doğru olanı yaparak günahından, düşkünlere iyilik ederek suçlarından vazgeç.
Olur ya, gönencin uzun sürer."
28 Bunların hepsi Kral Nebukadnessar'ın
başına geldi.
29 On iki ay sonra kral Babil Sarayı'nın
damında geziniyordu.
30 Kral, "İşte onurum ve yüceliğim için
üstün gücümle krallığımın başkenti olarak kurduğum büyük Babil!" dedi.
31 Daha sözünü bitirmeden gökten bir ses
duyuldu: "Ey Kral Nebukadnessar, krallık senden alındı.
32 İnsanlar arasından kovulacak, yabanıl
hayvanlarla yaşayacaksın. Öküz gibi otla besleneceksin. Yüce Olan'ın insan
krallıkları üzerinde egemenlik sürdüğünü ve krallığı dilediği kişiye verdiğini
anlayıncaya dek yedi vakit geçecek."
33 Nebukadnessar'a ilişkin bu söz hemen
yerine geldi. İnsanlar arasından kovuldu. Öküz gibi otla beslendi. Bedeni göğün
çiyiyle ıslandı. Saçı kartal tüyü, tırnakları kuş pençesi gibi uzadı.
34 Belirlenen sürenin sonunda ben
Nebukadnessar gözlerimi göğe kaldırdım ve kendime geldim. Yüce Olan'ı övdüm.
Sonsuza dek Diri Olan'ı onurlandırıp yücelttim. O'nun egemenliği ebedi
egemenliktir, Krallığı kuşaklar boyu sürecek.
35 Dünyada yaşayanlar bir hiç sayılır. O
gökteki güçlere de dünyada yaşayanlara da Dilediğini yapar. O'nun elini
durduracak, O'na, "Ne yapıyorsun?" diyecek kimse yoktur.
36 O anda aklım başıma geldi. Krallığımın
yüceliği için onurum ve görkemim bana geri verildi. Danışmanlarımla soylu
adamlarım beni aradılar. Krallığıma kavuştum, bana daha büyük yücelik verildi.
37 Ben Nebukadnessar Göklerin Kralı'na
şükrederim. O'nu över, yüceltirim. Çünkü bütün yaptıkları gerçek, yolları
doğrudur; kendini beğenmişleri alçaltmaya gücü yeter.
BÖLÜM 5
1 Kral Belşassar soylu adamlarından bin
kişiye büyük bir şölen verdi, onlarla şarap içti.
2 Şarabını keyifle içerken, atası
Nebukadnessar'ın Yeruşalim'deki tapınaktan çıkarıp getirdiği altın ve gümüş
kapların getirilmesini buyurdu. Öyle ki, kendisi, karıları, cariyeleri, soylu
adamları onlarla içsinler.
3 Böylece Tanrı'nın Yeruşalim'deki
tapınağından alınan altın kaplar getirildi; kral, karıları, cariyeleri, soylu
adamları onlarla içtiler.
4 Şaraplarını içerken altından, gümüşten,
tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan ilahları övdüler.
5 Ansızın bir insan elinin parmakları
belirdi, kandilliğin yanındaki saray duvarının sıvası üzerine yazmaya başladı.
Kral yazan eli gördü,
6 aklından geçenler onu ürküttü, benzi
soldu; eli ayağı tutmaz oldu, dizlerinin bağı çözüldü.
7 Yüksek sesle Babil'in bilgelerini -
falcılarla yıldızbilimcileri - çağırttı. Onlara, "Bu yazıyı kim okuyup ne
anlama geldiğini bana açıklarsa, kendisine mor giysi giydirilip boynuna altın
zincir takılacak ve ülkede üçüncü önder olacak" dedi.
8 Kralın bütün bilgeleri geldiyse de
yazıyı kimse okuyamadı, ne anlama geldiğini de açıklayamadı.
9 Bu yüzden Kral Belşassar daha da
korktu, benzi büsbütün soldu. Soylu adamlarıysa şaşkındı.
10 Kralla soyluların seslerini duyan kraliçe
şölen salonuna geldi. "Çok yaşa, ey kral!" dedi, "Aklından
geçenler seni ürkütmesin, benzin solmasın!
11 Ülkende kendisinde kutsal ilahların ruhu
bulunan biri var. Atan Kral Nebukadnessar'ın döneminde kavrayışa, sağduyuya,
ilahlara özgü bilgeliğe sahip olmakla tanınırdı. Atan Kral Nebukadnessar onu
sihirbazların, yıldızbilimcilerin, falcıların başkanlığına atadı.
12 Kralın Belteşassar diye çağırdığı Daniel
olağanüstü bir ruha, bilgiye, sağduyuya sahiptir. Üstelik düşleri yorumlama,
bilmeceleri çözme, gizemleri açıklama yeteneği de vardır. Daniel'i çağırt,
yazının ne anlama geldiğini o sana söyleyecektir."
13 Böylece Daniel'i kralın önüne getirdiler.
Kral, "Kral atamın Yahuda'dan getirdiği, Yahuda sürgünlerinden Daniel sen
misin?" diye sordu,
14 "Sende ilahların ruhu bulunduğunu,
kavrayış, sağduyu ve olağanüstü bilgelikle donanmış olduğunu duydum.
15 Bu yazıyı okuyup ne anlama geldiğini
söylemeleri için bilgelerle falcıları çağırttım. Ama ne anlama geldiğini
açıklayamadılar.
16 Senin yorum yapabildiğini, gizemleri
açıklayabildiğini duydum. Bu yazıyı okur, ne anlama geldiğini açıklayabilirsen,
sana mor giysi giydirilip boynuna altın zincir takılacak; ülkede üçüncü önder
olacaksın."
17 Daniel, "Armağanların senin olsun,
ödüllerini de bir başkasına ver" diye karşılık verdi, "Ama ben yine
de yazıyı okuyup ne anlama geldiğini sana açıklayacağım.
18 "Ey kral, Yüce Tanrı atan
Nebukadnessar'a krallığı, büyüklüğü, yüceliği, görkemi verdi.
19 Tanrı'nın sağladığı büyüklük yüzünden
bütün halklar, uluslar, her dilden insan ondan korkup titredi. Dilediğini
öldürür, dilediğini yaşatırdı; dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırdı.
20 Ne var ki, gurura kapılıp saygısızlıkta
direnince krallık tahtından indirildi, yüceliği kendisinden alındı.
21 İnsanlar arasından kovuldu ve ona hayvan
yüreği verildi. Yüce Tanrı'nın insanların krallığı üzerinde egemenlik
sürdüğünü, onu dilediği kişiye verdiğini anlayıncaya dek yaban eşekleri
arasında yaşadı, öküz gibi otla beslendi, bedeni göğün çiyiyle ıslandı.
22 "Ama ey sen, onun torunu Belşassar,
bunların hepsini bildiğin halde alçakgönüllülüğü benimsemedin.
23 Bunun yerine göğün Rab'bine karşı kendini
yükselttin. O'nun tapınağından aldıkları kapları sana getirdiler. Sen,
karıların, cariyelerin, soylu adamların onlarla şarap içtiniz. Görmeyen,
duymayan, anlamayan altından, gümüşten, tunçtan, demirden, ağaçtan, taştan
ilahları övdün. Soluğunu elinde tutan, bütün yollarını gözeten Tanrı'yı ise
yüceltmedin.
24 Bu yüzden Tanrı o yazıyı yazan eli
gönderdi.
25 "Yazılan yazı şudur: MENE, MENE,
TEKEL ve PARSİN.
26 "Bu sözcüklerin anlamı şudur: MENE:
Tanrı senin krallığının günlerini saydı ve ona son verdi.
27 TEKEL: Terazide tartıldın ve eksik
bulundun.
28 PERES: Krallığın ikiye bölünerek Medler'le
Persler'e verildi." ["Persler"
sözcüğünü de çağrıştırır. Peres "Parsin"in tekilidir.]
29 Belşassar'ın buyruğu üzerine Daniel'e mor
giysi giydirilip boynuna altın zincir takıldı ve ülkede üçüncü önder ilan
edildi.
30 Kildan Kralı Belşassar o gece öldürüldü.
31 Altmış iki yaşında olan Medli Darius
krallığı eline geçirdi.
BÖLÜM 6
1 Darius bütün ülkeyi yönetecek yüz yirmi
satrap atamayı uygun gördü.
2 Bunların başına da biri Daniel olmak
üzere üç bakan atadı. Krala zarar gelmemesi için bakanlar satraplardan hesap
soracaklardı.
3 Kendisinde bulunan olağanüstü ruh
sayesinde Daniel öbür bakanlarla satraplardan üstün olduğundan, kral onu bütün
ülkenin başına atamayı tasarlıyordu.
4 Bunun üzerine öbür bakanlarla satraplar
Daniel'i ülke yönetimi konusunda suçlamak için fırsat kollamaya başladılar.
Ancak ne suçlanacak bir yanını, ne de bir yanlışını buldular. Çünkü Daniel
güvenilir biriydi. Kendisinde hiçbir eksiklik ya da yanlışlık bulamadılar.
5 Sonunda, "Daniel'i Tanrısı'nın
Yasası'yla ilgili bir konuda suçlayamazsak, bir suçlama nedeni
bulamayacağız" dediler.
6 Bunun üzerine bakanlarla satraplar hep
birlikte krala gidip, "Ey Kral Darius, çok yaşa!" dediler,
7 "Ülkenin bütün bakanları,
kaymakamları, satrapları, danışmanları, valileri olarak kralın zorlu bir yasa
çıkarması üzerinde anlaştık. Ey kral, kim otuz gün içinde senden başka bir
insana ya da ilaha dua ederse, aslan çukuruna atılsın.
8 Şimdi, ey kral, yasağı koy; Medler'le
Persler'in değişmez yasası uyarınca yazıyı imzala ki değiştirilemesin."
9 Böylece Kral Darius yasağı içeren
yasayı imzaladı.
10 Daniel yasanın imzalandığını öğrenince
evine gitti. Yukarı odasının Yeruşalim yönüne bakan pencereleri açıktı. Daha
önce yaptığı gibi her gün üç kez diz çöküp dua etti, Tanrısı'na övgüler sundu.
11 Ona tuzak kuran adamlar hep birlikte
oraya gittiklerinde, onu Tanrısı'na dua edip yalvarırken gördüler.
12 Bunun üzerine krala gidip çıkardığı
yasayla ilgili şunları söylediler: "Ey kral, kim otuz gün içinde senden
başka bir insana ya da ilaha dua ederse, aslan çukuruna atılsın diye yasa
imzalamadın mı?" Kral, "Medler'le Persler'in değişmez yasası uyarınca
çıkardığım yasa geçerlidir" diye karşılık verdi.
13 Bunun üzerine, "Ey kral, Yahuda
sürgünlerinden olan Daniel seni de imzaladığın yasayı da saymıyor; günde üç kez
dua ediyor" dediler.
14 Bunu duyan kral çok üzüldü, Daniel'i
kurtarmayı kafasına koydu. Onu kurtarmak için güneş batıncaya dek uğraştı.
15 O zaman adamlar toplu halde krala gidip,
"Ey kral, Medler'le Persler'in yasası uyarınca, kralın koyduğu yasanın ya da
yasağın değiştirilemeyeceğini bilmelisin" dediler.
16 Bunun üzerine kral Daniel'i getirip aslan
çukuruna atmalarını buyurdu. Daniel'e de, "Kendisine sürekli kulluk
ettiğin Tanrın seni kurtarsın!" dedi.
17 Bir taş getirip çukurun ağzına koydular.
Daniel'le ilgili hiçbir şey değiştirilmesin diye kral hem kendi mühür
yüzüğüyle, hem soyluların mühür yüzükleriyle taşı mühürledi.
18 Sonra sarayına döndü; geceyi yemek
yemeden, eğlenmeden geçirdi; uykusu kaçtı.
19 Şafak sökerken kalkıp acele aslan
çukuruna gitti.
20 Çukura yaklaşınca üzgün bir sesle,
"Ey yaşayan Tanrı'nın kulu Daniel, kendisine sürekli kulluk ettiğin Tanrın
seni aslanlardan kurtarabildi mi?" diye haykırdı.
21 Daniel, "Ey kral, sen çok
yaşa!" diye yanıtladı,
22 "Tanrım meleğini gönderip aslanların
ağzını kapadı. Beni incitmediler. Çünkü Tanrı'nın önünde suçsuz bulundum. Sana
karşı da, ey kral, hiçbir yanlışlık yapmadım."
23 Kral buna çok sevindi, Daniel'i çukurdan
çıkarmalarını buyurdu. Daniel çukurdan çıkarıldı. Bedeninde hiçbir yara izi
bulunmadı. Çünkü Tanrısı'na güvenmişti.
24 Kralın buyruğu uyarınca, Daniel'i haksız
yere suçlayan adamları, karılarıyla, çocuklarıyla birlikte getirip aslan
çukuruna attılar. Daha çukurun dibine varmadan aslanlar onları kapıp
kemiklerini kırdılar.
25 Kral Darius dünyada yaşayan bütün
halklara, uluslara ve her dilden insanlara şöyle yazdı: "Esenliğiniz bol
olsun!
26 Krallığımda yaşayan herkesin Daniel'in
Tanrısı'ndan korkup titremesini buyuruyorum. O yaşayan Tanrı'dır, Sonsuza dek
var olacak. Krallığı yıkılmayacak, Egemenliği son bulmayacak.
27 O kurtarır, O yaşatır, Gökte de yerde de
Belirtiler, şaşılası işler yapar. Daniel'i aslanların pençesinden kurtaran
O'dur."
28 Böylece Darius'un ve Persli Koreş'in
krallığı döneminde Daniel'in işleri iyi gitti.
BÖLÜM 7
1 Babil Kralı Belşassar'ın krallığının
birinci yılında, Daniel yatağında yatarken bir düş ve görümler gördü. Sonra
düşünün özetini yazdı;
2 şöyle dedi: "Gece bir görümde
göğün dört rüzgarının büyük denize saldırdığını gördüm.
3 Denizden birbirinden farklı dört büyük
yaratık çıktı.
4 "Birinci yaratık aslana
benziyordu, kartal kanatları vardı. Ben bakarken kanatları koparıldı, yaratık
yerden kaldırıldı, insan gibi ayakları üzerine durduruldu. Ona bir insan yüreği
verildi.
5 "İkinci yaratık ayıya benziyordu.
Bir yanı üzerinde doğrulmuştu. Ağzında, dişleri arasında üç kaburga kemiği
vardı. Ona, <Haydi kalk, yiyebildiğin kadar et ye!> dediler.
6 "Sonra baktım, parsa benzer bir
başka yaratık gördüm. Sırtında dört kuş kanadı vardı. Bu yaratığın dört başı
vardı ve ona egemenlik verilmişti.
7 "Bundan sonraki gece görümlerimde
korkunç, ürkütücü, çok güçlü dördüncü bir yaratık gördüm. Büyük demir dişleri
vardı; yiyip parçalıyor, artakalanı ayakları altında çiğniyordu. Kendisinden
önceki yaratıklara benzemiyordu. On boynuzu vardı.
8 "Ben gözümü dikmiş boynuzlara
bakarken, onların arasından daha küçük başka bir boynuz çıktı. İlk boynuzlardan
üçü onun önünde söküldü. Bu boynuzun insan gözü gibi gözleri, böbürlenen bir
ağzı vardı.
9 "Ben bakarken Tahtlar kuruldu,
Eskiden beri var Olan yerine oturdu. Giysileri kar gibi beyaz, Başındaki saçlar
yün gibi apaktı. Tahtı alev alev, Tekerlekleri kızgın ateş gibiydi.
10 Önünden ateşten bir ırmak çıkıp akıyordu.
Binlerce binler O'na hizmet ediyordu; On binlerce on binler Önünde duruyordu.
Mahkeme kuruldu, Kitaplar açıldı.
11 "Boynuzun söylediği övüngen sözleri
duyunca baktım, yaratık gözümün önünde öldürüldü, bedeni kızgın ateşe atıldı,
yok oldu.
12 Öbür yaratıklara gelince, egemenlik
onlardan alınmış, ancak belirli bir süre için yaşamalarına izin verilmişti.
13 "Gece görümlerimde insanoğluna
benzer birinin göğün bulutlarıyla geldiğini gördüm. Eskiden beri var Olan'ın
yanına doğru ilerledi, O'nun önüne getirildi.
14 Ona egemenlik, yücelik ve krallık
verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç
bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir
krallıktır."
15 "Ben Daniel'e gelince, ruhum
üzüntüyle sarsıldı, gördüğüm görümler beni ürküttü.
16 Orada duranlardan birine yaklaştım, bütün
bunların gerçek anlamını açıklamasını istedim. "O da bana bunların ne
anlama geldiğini açıkladı:
17 <Bu dört büyük yaratık yeryüzünde
ortaya çıkacak dört kraldır.
18 Ama Yüceler Yücesi'nin kutsalları
krallığı alacak, sonsuza dek ellerinde tutacaklar. Evet, sonsuzlara dek.>
19 "Bundan sonra öbürlerinden farklı,
çok korkunç, demirden dişleri, tunçtan tırnakları olan, yiyip parçalayan,
artakalanı ayakları altında çiğneyen dördüncü yaratığın ne anlama geldiğini
öğrenmek istedim.
20 Bunun yanısıra başındaki on boynuzdan
sonra çıkan öbür boynuzun ne olduğunu da öğrenmek istedim. Bu boynuzun önünden
üç boynuz düşmüştü, sanki ötekilerden daha iriceydi. Gözleri ve böbürlenen bir
ağzı vardı.
21 Ben baktığım sırada bu boynuz kutsallarla
savaşıyor ve onları yeniyordu.
22 Eskiden beri var Olan -Yüceler Yücesi-
gelip kutsallarının lehine yargı verene dek bu böyle sürdü. Kutsalların
krallığı alma zamanı gelmişti.
23 "Bana şu açıklamayı yaptı:
<Dördüncü yaratık yeryüzünde ortaya çıkacak dördüncü krallıktır. Bütün öbür
krallıklardan farklı olacak, bütün dünyayı yiyip bitirecek, çiğneyip
parçalayacak.
24 On boynuz bu krallıktan çıkacak on
kraldır. Bunlardan sonra öncekilerden farklı bir başka kral ortaya çıkıp üç
kralı tahtlarından indirecek.
25 Yüceler Yücesi'ni kötüleyen sözler
söyleyecek, O'nun kutsallarına baskı yapacak. Belirlenen zamanları, yasaları
değiştirmeyi amaçlayacak. Kutsallar üç buçuk yıl için eline teslim edilecekler.
yarım vakte kadar".
26 "<Ama mahkeme kurulacak, onun
egemenliğine son verilecek, büsbütün yok edilecek.
27 Göklerin altındaki krallıklara özgü
krallık, egemenlik ve büyüklük kutsallara, Yüceler Yücesi'nin halkına
verilecek. Bu halkın krallığı sonsuza dek sürecek, bütün uluslar ona kulluk
edip sözünü dinleyecek.>
28 "İşte olayın gelişimi burada
bitiyor. Ben Daniel'e gelince, düşüncelerim beni çok ürküttü, benzim soldu. Ama
bu olayı içimde sakladım."
BÖLÜM 8
1 Kral Belşassar'ın krallığının üçüncü
yılında, ben Daniel daha önce gördüğüm görümden başka bir görüm gördüm.
2 Görümde kendimi Elam İli'ndeki Sus
Kalesi'nde, Ulay Kanalı'nın yanında gördüm.
3 Gözlerimi kaldırıp bakınca kanal
kıyısında duran bir koç gördüm; iki uzun boynuzu vardı. Boynuzlardan daha geç
çıkanı öbüründen daha uzundu.
4 Koçun batıya, kuzeye, güneye doğru
boynuz attığını gördüm. Hiçbir hayvan ona karşı koyamıyor, kimse onun elinden
kurtaramıyordu. Koç dilediği gibi davrandı ve gitgide güçlendi.
5 Ben bu olayı düşünürken, batıdan
ansızın gözleri arasında çarpıcı bir boynuzu olan bir teke geldi. Yere basmadan
bütün dünyayı aştı.
6 Güç ve öfkeyle, kanalın yanında
durduğunu gördüğüm iki boynuzlu koça doğru koştu.
7 Öfkeyle saldırdığını, koça vurup
boynuzlarım kırdığını gördüm. Koçun tekeye karşı duracak gücü yoktu; teke koçu
yere vurup çiğnedi. Koçu onun elinden kurtaracak kimse yoktu.
8 Teke çok güçlendi, ama en güçlü olduğu
sırada büyük boynuzu kırıldı. Kırılan boynuzun yerine, göğün dört rüzgarına
doğru çarpıcı dört boynuz çıktı.
9 Bu boynuzların birinden başka bir küçük
boynuz çıktı; güneye, doğuya ve Güzel Ülke'ye* doğru yayılarak çok güçlendi.
10 Göklerin ordusuna erişinceye dek büyüdü.
Gökteki ordudan ve yıldızlardan bazılarını yeryüzüne düşürdü, ayakları altına
alıp çiğnedi.
11 Kendisini Gök Ordusu'nun Önderi'ne kadar
yükseltti. Tanrı'ya sunulan günlük sunu kaldırıldı, tapınak terk edildi.
12 Başkaldırı yüzünden günlük sunuya karşı
çıkıldı. Gerçek ayak altında çiğnendi. Küçük boynuz yaptığı her şeyde başarılı
oldu.
13 Sonra kutsal bir varlığın konuştuğunu
duydum. Başka kutsal bir varlık ona, "Bu görümde -günlük sunuyla, yıkım
getiren başkaldırıyla, kutsal yerin ve ordunun ayak altında çiğnenmesiyle
ilgili görümde- olanlar ne zamana dek sürecek?" diye sordu.
14 Kutsal varlık bana, "2 300 akşam,
sabah olacak, sonra kutsal yer yeniden düzene konulacak" dedi.
15 Ben Daniel, gördüğüm görümün ne anlama geldiğini
çözmeye çalışırken, insana benzer biri karşımda durdu.
16 Bir insan sesinin Ulay Kanalı'ndan,
"Ey Cebrail, görümün ne anlama geldiğini şuna açıkla" diye
seslendiğini duydum.
17 Cebrail durduğum yere yaklaşınca korkudan
yere yığıldım. Bana, "Ey insanoğlu!" dedi, "Bu görümün sonla
ilgili olduğunu anla."
18 O benimle konuşurken, yüzükoyun yere
uzanmış, derin bir uykuya dalmışım. Dokunup beni ayağa kaldırdı.
19 Bana, "Daha sonra Tanrı'nın öfkesi
sona erdiğinde neler olacağını sana söyleyeceğim" dedi, "Çünkü görüm
sonun belirlenen zamanıyla ilgilidir.
20 Gördüğün iki boynuzlu koç Med ve Pers
krallarını simgeler.
21 Teke Grek Kralı'dır; gözleri arasındaki
büyük boynuz birinci kraldır.
22 Kırılan boynuzun yerine çıkan dört
boynuz, ulusundan çıkacak dört krallığı simgeliyor. Ama ilk kral kadar güçlü
olmayacaklar.
23 "Bu dört krallığın sonu yaklaşıp
yapılan kötülükler doruğa varınca, sert yüzlü ve aldatmada usta bir kral ortaya
çıkacak.
24 Kendisinden gelmeyen büyük bir güce
kavuşacak. Şaşırtıcı yıkımlar yapacak, el attığı her işte başarılı olacak.
Güçlüleri ve kutsal halkı yok edecek.
25 Yapacağı işleri aldatarak başaracak,
kendisini yükseltecek. Güvenlikte olan birçoklarını yok edecek, Önderler
Önderi'ne karşı duracak. Ama kendisi insan eli değmeden yok edilecek.
26 "Akşam ve sabahla ilgili sana
bildirilen görüm gerçektir. Ama sen görümü gizli tut. Çünkü uzak bir gelecekle
ilgilidir."
27 Ben Daniel günlerce bitkin ve hasta
kaldım. Sonra kalkıp kralın işlerini yapmayı sürdürdüm. Bu anlaşılması güç
görümden ötürü şaşkındım.
BÖLÜM 9
1-2 Medli Ahaşveroş oğlu Darius Kildan Kralı
oldu. Krallığının birinci yılında ben Daniel, RAB'bin Peygamber Yeremya'ya
bildirdiği sayının - Yeruşalim'in ıssız kalacağı yılların sayısının - yetmiş
olduğunu Kutsal Yazılar'dan anladım.
3 Bunun üzerine yüzümü Rab Tanrı'ya
çevirdim. Duayla, yakarışla, oruçla O'na yalvardım; çul kuşanıp külde oturdum.
4 RAB Tanrım'a dua edip günahlarımızı
itiraf ettim. Şöyle dedim: "Ya Rab, kendisini sevenlerle, buyruklarına
uyanlarla yaptığı antlaşmaya bağlı kalan yüce ve görkemli Tanrı!
5 Buyruklarından, ilkelerinden ayrılıp
günah, suç işledik, kötülük yaptık, başkaldırdık.
6 Senin adına krallarımıza,
önderlerimize, atalarımıza, ülkedeki bütün halka seslenen kulların
peygamberleri dinlemedik.
7 "Sen adaletlisin, ya Rab!
Sadakatsizliğimiz yüzünden bizi uzak yakın ülkelere sürdün. Oralarda yaşayan
biz Yahudiler, Yeruşalim halkı, İsrailliler bugün utanç içindeyiz.
8 Evet, ya RAB, bizler, krallarımız,
önderlerimiz, atalarımız sana karşı işlediğimiz günah yüzünden utanç içindeyiz.
9 Sana karşı geldiğimiz halde, sen
acıyan, bağışlayan Tanrımız Rab'sin.
10 Tanrımız RAB'bin sözüne kulak vermedik,
kulları peygamberler aracılığıyla bize verdiği yasalara uymadık.
11 Bütün İsrail halkı yasanı çiğnedi,
sırtını sana dönüp seni dinlemek istemedi. "Bu yüzden Tanrı kulu Musa'nın
Yasası'nda yazılan lanet başımıza yağdı, içilen ant yerine geldi. Çünkü sana
karşı günah işledik.
12 Üzerimize büyük yıkım getirerek bizim ve
bizi yöneten önderlerimiz için söylediğin sözleri yerine getirdin. Yeruşalim'in
başına gelen, göğün altındaki başka hiçbir kentin başına gelmemiştir.
13 Musa'nın Yasası'nda yazıldığı gibi, bütün
bu yıkımlar başımıza geldi. Buna karşın, ey Tanrımız RAB, suçumuzdan dönüp
senin gerçeklerine yönelerek lütfunu dilemedik.
14 RAB üzerimize yıkım göndermekten caymadı.
Çünkü Tanrımız RAB yaptığı her şeyde adildir. Bizse O'nun sözüne kulak
vermedik.
15 "Ey Tanrımız Rab, sen halkını
Mısır'dan güçlü elinle çıkardın ve bugün olduğu gibi ün kazandın. Bizse günah
işledik, kötülük yaptık.
16 Ya Rab, doğru işlerin uyarınca kentin
Yeruşalim'den, kutsal dağından öfkeni, kızgınlığını kaldırmanı dilerim.
Günahlarımız ve atalarımızın suçları yüzünden Yeruşalim de halkın da
çevremizdekilerin tümüne alay konusu oldu.
17 "Şimdi, ey Tanrımız, kulunun
duasını, yakarışını işit. Adın uğruna, ya Rab, yüzünü viran tapınağına çevir.
18 Ey Tanrım, kulak ver ve işit! Gözlerini
aç, senin olan viran kenti gör. Doğruluğumuzdan değil, senin büyük
merhametinden ötürü dilekte bulunuyoruz.
19 Ya Rab, dinle! Ya Rab, bağışla! İşit ve
davran, ya Rab! Ey Tanrım, adının hatırı için gecikme! Çünkü kent ve halk
senindir."
20 Ben daha konuşup dua ederken, günahımı ve
halkım İsrail'in günahını açıkça kabul edip Tanrım'ın kutsal dağı için Tanrım
RAB'be dilekte bulunurken,
21 daha dua ediyorken, önceden görümde
gördüğüm adam -Cebrail- akşam sunusu saatinde hızla uçarak yanıma geldi.
22 "Daniel, sana anlayış vermek için
geldim" diye açıkladı,
23 "Sen Tanrı'ya yalvarmaya başlar
başlamaz, duan yanıtlandı; bunu bildirmeye geldim. Çünkü sen çok sevilen
birisin. Bu nedenle sözün anlamını kavra ve görümü anla:
24 "Başkaldırıyı ortadan kaldırmak,
günaha son vermek, suçu bağışlatmak, sonsuza dek kalıcı doğruluğu sağlamak,
görüm ve peygamberliği mühürlemek, En Kutsal'ı meshetmek için senin halkına ve
kutsal kentine yetmiş hafta kadar zaman saptanmıştır. geldiği sanılıyor.
25 "Şunu bil ve anla: Yeruşalim'i
yeniden kurmak için buyruğun verilmesinden, meshedilmiş olan önderin gelişine
dek yedi hafta geçecek. Altmış iki hafta içinde Yeruşalim yeniden sokaklarla,
hendeklerle kurulacak. Ancak bu sıkıntılı zamanlarda olacak.
26 Bu altmış iki hafta sonunda meshedilmiş
olan öldürülecek ve onu destekleyen olmayacak. Gelecek önderin halkı, kenti ve
kutsal yeri yerle bir edecek. Sonu tufanla olacak: Savaş sona dek sürecek.
Yıkımların da olacağı kararlaştırıldı.
27 Gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık
sağlam bir antlaşma yapacak. Haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da
kaldıracak. Kararlaştırılan yıkım başına gelinceye dek yok edici önder
tapınağın üst bölümüne yıkıcı iğrenç şeyler yerleştirecek."
BÖLÜM 10
1 Pers Kralı Koreş'in krallığının üçüncü
yılında Belteşassar diye çağrılan Daniel'e bir giz açıklandı. Büyük bir savaşla
ilgili olan bu giz gerçekti. Daniel görümde kendisine açıklanan gizi anladı.
2 O sırada ben Daniel üç haftadır yas
tutuyordum.
3 Üç hafta dolana dek ağzıma ne güzel bir
yiyecek ya da et koydum, ne şarap içtim, ne de yağ süründüm.
4 Birinci ayın yirmi dördüncü günü, Büyük
Irmak'ın, yani Dicle'nin kıyısındayken,
5 gözlerimi kaldırıp bakınca keten giysi
giyinmiş, beline Ufaz altınından kemer kuşanmış bir adam gördüm.
6 Bedeni sarı yakut gibiydi. Yüzü şimşek
gibi parlıyordu. Gözleri alevli meşalelere benziyordu. Kollarıyla bacakları
cilalı tunç gibi parlıyor, sesi büyük bir kalabalığın çıkardığı gürültüyü
andırıyordu.
7 Görümü yalnız ben Daniel gördüm.
Yanımdakiler görmediler, ama dehşete düşerek gizlenmek için kaçtılar.
8 Böylece ben yalnız kaldım. Bu büyük
görümü seyrederken gücüm tükendi, benzim büsbütün soldu, kendimi
toparlayamadım.
9 Sonra adamın sesini duyunca yüzüstü
yere düşüp derin bir uykuya daldım.
10 Derken bir el dokundu, titredim; beni
dizlerimle ellerimin üzerine kaldırdı.
11 Bana, "Ey Daniel, sen ki çok sevilen
birisin!" dedi, "Ayağa kalk ve söyleyeceklerime iyi kulak ver. Çünkü
sana gönderildim." O bunları söyler söylemez titreyerek ayağa kalktım.
12 "Korkma, ey Daniel!" diye devam
etti, "Anlayışa erişmeye ve kendini Tanrın'ın önünde alçaltmaya karar
verdiğin gün duan işitildi. İşte bu yüzden geldim.
13 Pers krallığının önderi yirmi bir gün
bana karşı durdu. Sonra baş önderlerden Mikail bana yardıma geldi, çünkü orada,
Pers krallarının yanında alıkonulmuştum.
14 Son günlerde halkının başına neler
geleceğini sana açıklamak için geldim şimdi, çünkü bu görüm gelecekle
ilgilidir."
15 O bunları söyleyince, suskun suskun yere
baktım.
16 Derken insanoğluna benzeyen biri
dudaklarıma dokundu. Ben de ağzımı açıp konuşmaya başladım. Karşımda durana,
"Ey efendim, bu görüm yüzünden acı çekiyorum, kendimi toparlayamıyorum"
dedim,
17 "Ben kulun nasıl seninle konuşayım?
Gücüm tükendi, soluğum kesildi. "
18 İnsana benzeyen varlık yine dokunup beni
güçlendirdi.
19 "Ey çok sevilen adam, korkma!"
dedi, "Esenlik olsun sana! Güçlü ol! Evet, güçlü ol!" O benimle
konuşunca güçlendim. "Konuşmanı sürdür, efendim, çünkü bana güç
verdin" dedim.
20 Bunun üzerine, "Sana neden geldiğimi
biliyor musun?" dedi, "Çok yakında dönüp Pers önderiyle savaşacağım.
Ben gidince Grek önderi gelecek.
21 Ama önce Gerçek Kitap'ta neler
yazıldığını sana bildireceğim. Onlara karşı önderiniz Mikail dışında bana
yardım eden kimse yok.
BÖLÜM 11
1 "Medli Darius'un krallığının
birinci yılında Mikail'i destekleyip korumak için onun yanında durdum."
2 "Şimdi sana gerçeği bildireceğim:
Pers krallığında üç kral daha ortaya çıkacak. Ama dördüncü kral öbür üçünden
daha zengin olacak. Zenginliği sayesinde elde edeceği güçle herkesi Grek
ülkesine karşı kışkırtacak.
3 Sonra güçlü bir kral çıkacak. Büyük
yetkiyle krallık edecek ve dilediği gibi davranacak.
4 Ne var ki, o gücünün doruğundayken,
krallığı darmadağın edilecek, göğün dört rüzgarı gibi dört parçaya bölünecek.
Krallık onun soyundan gelenlere geçmeyecek, yerine geçenlerin hiçbiri onun gibi
egemenlik sürmeyecek. Krallığı yıkılıp başkalarına verilecek.
5 "Güney Kralı güçlenecek. Ancak
komutanlarından biri ondan daha çok güçlenecek ve krallığı büyük olacak.
6 Birkaç yıl sonra bu ikisi uzlaşacak.
Güney Kralı yapılan uzlaşmayı onaylamak için kızını Kuzey Kralı'na eş olarak
verecek. Ama kız gücünü koruyamayacak. Kralın ömrü de gücü de uzun sürmeyecek.
Bu arada kızla babası da, ona eşlik edenlerle onu destekleyen de ele verilecek.
7 "Babasının yerine kızın ailesinden
biri ortaya çıkacak. Kuzey Kralı'nın ordusuna saldırıp kalesini alacak. Onlarla
savaşıp yenecek.
8 Onların ilahlarını, dökme putlarını,
değerli altın ve gümüş kaplarını alıp Mısır'a götürecek. Kuzey Kralı'nı birkaç
yıl rahat bırakacak.
9 Sonra Kuzey Kralı gidip Güney Kralı'nın
ülkesine saldıracak, ardından kendi ülkesine dönecek.
10 Kuzey Kralı'nın oğulları savaşa
hazırlanarak çok büyük bir ordu toplayacaklar. Ordu sel gibi taşacak, önüne
geleni alıp götürecek, gelip Güney Kralı'nın kalesine dayanacak.
11 "Güney Kralı öfkeyle çıkıp Kuzey
Kralı'na karşı savaşacak. Kuzey Kralı büyük bir ordu topladığı halde, bu ordu
Güney Kralı'nın eline teslim edilecek.
12 Bu büyük ordu yenilgiye uğrayınca Güney
Kralı gurura kapılacak. On binlerce insanı öldürecek, ama zaferi uzun
sürmeyecek.
13 Çünkü Kuzey Kralı öncekinden daha büyük
bir ordu toplayacak ve birkaç yıl sonra büyük, iyi donatılmış bir orduyla
ülkeye doğru ilerleyecek.
14 "Bu sırada birçokları Güney Kralı'na
karşı çıkacak. Senin halkından bazı zorbalar da, görüm yerine gelsin diye
ayaklanacak, ama yenilgiye uğrayacaklar.
15 Sonra Kuzey Kralı gelip toprak yığarak
tepecikler yapacak ve surlu kenti ele geçirecek. Güney Kralı'nın güçleri buna
karşı duramayacak. En seçme askerlerinin bile karşı durmaya güçleri yetmeyecek.
16 Kente saldıran Kuzey Kralı dilediği gibi
davranacak, kimse ona karşı duramayacak. Güzel Ülke'yi yönetecek, yıkıp yok
etme yetkisi onun elinde olacak.
17 Krallığının bütün gücünü toplayıp Güney
Kralı'nın üzerine yürümeyi amaçlayacak ve Güney Kralı'yla bir antlaşma yapacak.
Ülkesini yerle bir etmek için kızını eş olarak ona verecek. Ama tasarısı
başarılı olmayacak, ona yarar sağlamayacak.
18 Bundan sonra deniz kıyısındaki bölgelere
yönelecek, birçoklarını ele geçirecek. Ne var ki, bir komutan onun
saygısızlıklarını sona erdirecek, saygısızlığının karşılığını verecek.
19 Bunun üzerine Kuzey Kralı kendi ülkesinin
kalelerine yönelecek, ama tökezleyip düşecek. Bir daha da ortaya çıkmayacak.
20 "Yerine geçen kral, krallığının
yüceliği için zorla vergi toplayacak birini gönderecek. Ama birkaç gün içinde
öfkesiz ve savaşsız yok edilecek.
21 "Yerine krallıkla onurlandırılmamış
değersiz biri geçecek. Halk güvenlik içindeyken, kurduğu düzenler sayesinde
gelip krallığı ele geçirecek.
22 Çok güçlü orduları süpürüp yok edecek;
antlaşma önderi de yok edilecek.
23 Onunla antlaşma yaptıktan sonra hileye
başvuracak. Az sayıda insanla gittikçe güçlenecek.
24 Beklenmedik bir anda ilin zengin
bölgelerine saldırıp babalarının, atalarının yapmadığı şeyleri yapacak.
Adamlarına yağma ve çapul malı, servetler dağıtacak. Kalelere saldırmak için
düzenler kuracak, ama bu uzun sürmeyecek.
25 "Gücünü ve cesaretini toplayarak
büyük bir orduyla Güney Kralı'na karşı çıkacak. Güney Kralı da büyük ve çok
güçlü bir orduyla savaşacak. Ne var ki, kurulan düzenler yüzünden ona karşı
duramayacak.
26 Sofrasından yiyenler Güney Kralı'nı
yıkmaya çalışacaklar; ordusu dağılacak, birçokları vurulup öldürülecek.
27 Her iki kral da kötülük tasarlayacak.
Aynı masada oturup birbirlerine yalan söyleyecekler. Ancak bu bir yarar
sağlamayacak. Çünkü son yine de belirlenen zamanda gelecek.
28 Kuzey Kralı büyük bir servetle ülkesine
dönecek, ama amacı kutsal antlaşmaya karşı gelmek olacak. Dilediğini yaptıktan
sonra ülkesine dönecek.
29 "Belirlenen zamanda dönüp yine
Güney'e saldıracak. Ancak bu kez sonuç öncekinden farklı olacak.
30 Ona karşı koymak için Kittim'den gelen
gemiler cesaretini kıracak. Geri dönecek ve öfkeyle kutsal antlaşmaya karşı
çıkacak, kutsal antlaşmayı bırakanları yine kayıracak.
31 "Askerleri gidip tapınakla kaleyi
kirletecek, günlük sunuları kaldırıp yıkıcı iğrenç şeyi koyacaklar.
32 Kuzey Kralı antlaşmayı bozanları
yaltaklanarak ayartacak, ama Tanrısı'nı tanıyan halk var gücüyle ona karşı
duracak.
33 "Halkın arasındaki bilge kişiler
birçoklarını eğitecekler. Ama bir süre bu kişiler ya kılıçla öldürülecek,
yakılacak, tutsak edilecek ya da mallarından edilecekler.
34 Yenilgiye uğrayınca biraz yardım
görecekler. İçtenlikten uzak birçok kişi onlardan yana geçecek.
35 Bilgelerden kimisi tökezleyecek; öyle ki,
son gelinceye dek arınıp temizlenebilsin, lekesiz duruma gelebilsinler. Çünkü
son yine de belirlenen zamanda gelecek. [lekesiz
duruma gelebilsinler" ya da "Öyle ki, son gelinceye dek Tanrı'nın
halkı arınıp temizlenebilsin, lekesiz duruma gelebilsin".]
36 "Kral dilediği gibi davranacak.
Kendini bütün tanrılardan daha büyük, daha yüce gösterecek, tanrıların
Tanrısı'na karşı duyulmamış sözler söyleyecek. Tanrı'nın öfkesi tamamlanıncaya
dek başarılı olacak. Çünkü tasarlanan, yerine gelecektir.
37 Kral hiçbir tanrıya, atalarının
ilahlarına da kadınların bağlandığına da ilgi göstermeyecek. Kendisini
hepsinden üstün görecek.
38 Bu ilahların yerine, kaleler ilahını
yüceltecek. Atalarının tanımadığı bu ilaha altın, gümüş, değerli taşlar, pahalı
armağanlar sunup onu onurlandıracak.
39 Bu yabancı ilahın yardımıyla en güçlü
kalelere saldıracak; onu kabul edenleri alabildiğine onurlandıracak, onları
birçoklarının başına önder atayacak, ülkeyi ödül olarak onlar arasında
bölüştürecek.
40 "Son gelince, Güney Kralı Kuzey
Kralı'yla savaşa tutuşacak. Kuzey Kralı savaş arabalarıyla, atlılarla, birçok
gemilerle saldıracak. Her şeyi süpürüp götüren sel gibi taşarak birçok ülkeden
geçecek.
41 Güzel Ülke'ye de girecek, birçok ülke
yenilgiye uğrayacak. Ancak Edom, Moav ve Ammon önderleri onun elinden
kurtulacak.
42 Öbür ülkelere de saldıracak. Mısır bile
elinden kurtulmayacak.
43 Altın ve gümüş hazinelerine, Mısır'ın
bütün değerli eşyalarına el koyacak. Luvlular'la Kûşlular onun ardınca yürüyecekler.
44 Ne var ki, doğudan ve kuzeyden gelen
haberler onu ürkütecek. Birçoklarını yıkıp yok etmek için büyük öfkeyle yola
çıkacak.
45 Denizle güzel kutsal dağ arasında saray
çadırlarını kuracak. Yine de yaşamı son bulacak ve ona yardım eden
olmayacak."
BÖLÜM 12
1 "O zaman senin halkını koruyan
büyük önder Mikail görünecek. Ulusun oluşumundan beri hiç görülmemiş bir
sıkıntı dönemi olacak. Bu dönemde halkın -adı kitapta yazılı olanlar-
kurtulacak.
2 Yeryüzü toprağında uyuyanların birçoğu
uyanacak: Kimisi sonsuz yaşama, kimisi utanca ve sonsuz iğrençliğe
gönderilecek.
3 Bilgeler gökkubbe gibi, birçoklarını
doğruluğa döndürenler yıldızlar gibi sonsuza dek parlayacaklar.
4 Ama sen, ey Daniel, son gelinceye dek
bu sözleri sakla, kitabı mühürle. Bilgileri artsın diye birçokları oraya buraya
gidecek."
5 Ben Daniel baktım, biri ırmağın bu
kıyısında, öbürü öbür kıyısında duran başka iki varlık gördüm.
6 İçlerinden biri, ırmağın suları
üzerinde duran keten giysili adama, "Bu şaşırtıcı olayların son bulması ne
kadar zaman alacak?" diye sordu.
7 Irmağın suları üzerinde duran keten
giysili adamın sağ ve sol elini göğe kaldırarak sonsuza dek Diri Olan'ın adıyla
ant içip, "Üç buçuk yıl alacak" dediğini duydum, "Kutsal halkın
gücü tümüyle kırılınca, bütün bu olaylar son bulacak." vakit".
8 Adamın söylediklerini duydumsa da
anlamadım. Bunun için, "Ey efendim, bunların sonu ne olacak?" diye
sordum.
9 Şöyle yanıtladı: "Sen git, Daniel.
Bu sözler son gelinceye dek saklanıp mühürlenecek.
10 Birçokları kendilerini arıtıp temizlenecek,
lekesiz duruma gelecek, ama kötüler kötülük etmeyi sürdürecek. Kötülerin
hiçbiri anlamayacak, bilgeler anlayacak.
11 "Günlük sununun kaldırılıp yıkıcı
iğrenç şeyin konduğu zamandan başlayarak 1 290 gün geçecek.
12 Bekleyip 1 335 güne ulaşana ne mutlu!
13 "Sana gelince, ey Daniel, son
gelinceye dek yoluna devam et. Rahatına kavuşacak ve günlerin sonunda ödülünü
almak için uyanacaksın."
HOŞEA