2 SAMUEL
BÖLÜM 1
1 Saul'un ölümünden sonra Amalekliler'e
karşı kazandığı zaferden dönen Davut Ziklak'ta iki gün kaldı.
2 Üçüncü gün, Saul'un ordugahından
giysileri yırtılmış, başı toz toprak içinde bir adam geldi. Adam Davut'a
yaklaşınca önünde yere kapandı.
3 Davut, "Nereden geliyorsun?"
diye sordu. Adam, "İsrail ordugahından kaçıp kurtuldum" dedi.
4 Davut, "Ne oldu? Bana anlat"
dedi. Adam askerlerin savaş alanından kaçtığını, birçoğunun düşüp öldüğünü,
Saul'la oğlu Yonatan'ın da ölüler arasında olduğunu anlattı.
5 Davut, kendisine haberi veren genç
adama, "Saul'la oğlu Yonatan'ın öldüğünü nereden biliyorsun?" diye
sordu.
6 Genç adam şöyle yanıtladı: "Bir
rastlantı sonucu Gilboa Dağı'ndaydım. Saul mızrağına dayanmıştı. Atlılarla
savaş arabaları ona doğru yaklaşıyordu.
7 Saul arkasına dönüp beni görünce
seslendi. Ben de, <Buyrun, buradayım> dedim.
8 "Saul, <Sen kimsin?> diye
sordu. "<Ben bir Amalekli'yim> diye yanıtladım.
9 "Saul, <Ne olur üstüme var ve
beni öldür!> dedi, <Çünkü çektiğim acılardan kurtulmak istiyorum.>
10 Bu yüzden varıp onu öldürdüm. Çünkü yere
düştükten sonra yaşayamayacağını biliyordum. Başındaki taçla kolundaki bileziği
aldım ve onları buraya, efendime getirdim."
11 Bunun üzerine Davut'la yanındakiler
giysilerini yırttılar.
12 Kılıçtan geçirilen Saul, oğlu Yonatan ve
RAB'bin halkı olan İsrailliler için akşama dek yas tutup ağladılar, oruç
tuttular.
13 Davut, kendisine haber getiren genç
adama, "Nerelisin?" diye sordu. Adam, "Ben yabancıyım, bir
Amalekli'nin oğluyum" dedi.
14 Davut, "RAB'bin meshettiği kişiye el
kaldırıp onu yok etmekten korkmadın mı?" diye sordu.
15 Sonra adamlarından birini çağırıp,
"Git, öldür onu!" diye buyurdu. Böylece adam Amalekli'yi vurup
öldürdü.
16 Davut Amalekli'ye, "Kanından sen
kendin sorumlusun" demişti, "Çünkü <RAB'bin meshettiği kişiyi ben
öldürdüm> demekle kendine karşı ağzınla tanıklıkta bulundun."
17 Davut Saul'la oğlu Yonatan için ağıt
yaktı.
18 Sonra Yaşar Kitabı'nda yazılan Yay
adındaki ağıtın Yahuda halkına öğretilmesini buyurdu:
19 "Ey İsrail, senin yüceliğin yüksek
tepelerinde yok oldu! Güçlüler nasıl da yere serildi!
20 Haberi ne Gat'a duyurun, Ne de Aşkelon
sokaklarında yayın. Öyle ki, ne Filistliler'in kızları sevinsin, Ne de
sünnetsizlerin kızları coşsun.
21 Ey Gilboa dağları, Üzerinize ne çiy ne de
yağmur düşsün. Ürün veren tarlalarınız olmasın. Çünkü güçlünün kalkanı, Bir
daha yağ sürülmeyecek olan Saul'un kalkanı Orada bir yana atıldı!
22 Yonatan'ın yayı yere serilmişlerin
kanından, Yiğitlerin bedenlerinden hiç geri çekilmedi. Saul'un kılıcı hiç boşa
savrulmadı.
23 Saul'la Yonatan tatlı ve sevimliydiler,
Yaşamda da ölümde de ayrılmadılar. Kartallardan daha çevik, Aslanlardan daha
güçlüydüler.
24 Ey İsrail kızları! Sizi al renkli, süslü
giysilerle donatan, Giysinizi altın süslerle bezeyen Saul için ağlayın!
25 Güçlüler nasıl da yere serildi savaşta!
Yonatan senin yüksek tepelerinde ölü yatıyor.
26 Senin için üzgünüm, kardeşim Yonatan.
Benim için çok değerliydin. Sevgin kadın sevgisinden daha üstündü.
27 Güçlüler nasıl da yere serildi! Savaş
silahları yok oldu!"
BÖLÜM 2
1 Bundan sonra Davut RAB'be, "Yahuda
kentlerinden birine gideyim mi?" diye sordu. RAB, "Git" dedi.
Davut, "Nereye gideyim?" diye sorunca, RAB, "Hevron'a" diye
karşılık verdi.
2 Bunun üzerine Davut, iki eşiyle
-Yizreelli Ahinoam ve Karmelli Naval'ın dulu Avigayil'le- birlikte oraya gitti.
3 Aileleriyle birlikte adamlarını da
götürdü. Hevron'a bağlı kentlere yerleştiler.
4 Yahudalılar Hevron'a giderek orada
Davut'u Yahuda Kralı olarak meshettiler. Saul'u gömenlerin Yaveş-Gilatlılar
olduğu Davut'a bildirildi.
5 Davut onlara ulaklar göndererek şöyle
dedi: "Efendiniz Saul'u gömmekle ona yaptığınız iyilikten dolayı RAB sizi
kutsasın.
6 RAB şimdi size bağlılıkla, iyilikle
davransın. Bunu yaptığınız için ben de size aynı şekilde iyilik yapacağım.
7 Şimdi güçlü ve yürekli olun, çünkü
efendiniz Saul öldü. Yahuda halkı beni kralları olarak meshetti."
8 Saul'un ordu komutanı Ner oğlu Avner,
Saul oğlu İş-Boşet'i yanına alıp Mahanayim'e götürmüştü.
9 Avner onu orada Gilat, Aşurlular,
Yizreel, Efrayim, Benyamin ve bütün İsrail'in kralı yaptı.
10 Saul oğlu İş-Boşet kırk yaşında kral oldu
ve İsrail'de iki yıl krallık yaptı. Ancak Yahuda halkı Davut'u destekledi.
11 Davut Hevron'da Yahuda halkına yedi yıl
altı ay krallık yaptı.
12 Ner oğlu Avner, Saul oğlu İş-Boşet'in
adamlarıyla birlikte Mahanayim'den Givon'a gitti.
13 Seruya oğlu Yoav'la Davut'un adamları
varıp Givon Havuzu'nun yanında onları karşıladılar. Taraflardan biri havuzun
bir yanına, öteki öbür yanına oturdu.
14 Avner Yoav'a, "Ne olur gençler
kalkıp önümüzde dövüşsünler" dedi. Yoav, "Olur, kalkıp
dövüşsünler" diye karşılık verdi.
15 Böylece Benyamin oymağından Saul oğlu
İş-Boşet'ten yana olanlardan on iki kişiyle Davut'un adamlarından on iki kişi
kalkıp ileri atıldı.
16 Her biri karşıtının başından tuttuğu gibi
kılıcını böğrüne sapladı; birlikte yere serildiler. Bu yüzden Givon'daki o yere
Helkat-Hassurim adı verildi.
17 O gün savaş çok çetin oldu. Davut'un
adamları Avner'le İsrailliler'i yenilgiye uğrattılar.
18 Seruya'nın üç oğlu -Yoav, Avişay ve
Asahel- de oradaydılar. Bir kır ceylanı kadar hızlı koşan Asahel
19 sağa sola sapmadan Avner'i kovaladı.
20 Avner arkasına bakınca, "Asahel sen
misin?" diye sordu. Asahel, "Evet, benim" diye karşılık verdi.
21 Avner, "Sağa ya da sola dön.
Gençlerden birini yakala ve kendin için silahlarını al" dedi. Ama Asahel
Avner'i kovalamaktan vazgeçmek istemedi.
22 Avner Asahel'i bir daha uyardı:
"Beni kovalamaktan vazgeç! Neden seni yere sereyim? Sonra kardeşin Yoav'ın
yüzüne nasıl bakarım?"
23 Asahel peşini bırakmayı reddedince Avner
mızrağının arka ucuyla onu karnından vurdu. Mızrak Asahel'in sırtından çıktı.
Asahel orada düşüp öldü. Asahel'in düşüp öldüğü yere varanların tümü orada
durup beklediler.
24 Ama Yoav'la Avişay Avner'i kovalamayı
sürdürdüler. Güneş batarken Givon kırsal bölgesine giden yolun üzerindeki
Giah'a bakan Amma Tepesi'ne vardılar.
25 Benyaminliler Avner'in çevresinde
toplanarak bir birlik oluşturdular. Bir tepenin başında durup beklediler.
26 Avner Yoav'a, "Kılıç sonsuza dek mi
insanları yok etsin?" diye seslendi, "Bu olayın acıyla sona ereceğini
anlamıyor musun? Kardeşlerini kovalamaktan vazgeçmeleri için askerlere ne zaman
buyruk vereceksin?"
27 Yoav şöyle karşılık verdi: "Yaşayan
Tanrı'nın adıyla derim ki, seslenmeseydin askerler sabaha dek kardeşlerini
kovalamaktan vazgeçmeyecekti."
28 Sonra Yoav boru çaldı. Herkes durdu.
Bundan böyle İsrail halkını ne kovaladılar, ne de onlarla savaştılar.
29 Avner'le adamları bütün gece Arava
Vadisi'nde yürüdüler. Şeria Irmağı'nı geçerek Bitron yolundan Mahanayim'e
vardılar.
30 Yoav Avner'i kovalamaktan döndükten sonra
orduyu topladı. Asahel'den başka, Davut'un adamlarından on dokuz kişi eksikti.
31 Oysa Davut'un adamları Avner'i
destekleyen Benyaminliler'i bozguna uğratıp üç yüz altmış kişiyi öldürmüşlerdi.
32 Yoav'la adamları Asahel'i götürüp
Beytlehem'de babasının mezarına gömdüler. Sonra bütün gece yürüyerek gün
doğumunda Hevron'a vardılar.
BÖLÜM 3
1 Saul'un soyuyla Davut'un soyu
arasındaki savaş uzun sürdü. Davut giderek güçlenirken, Saul'un soyu gitgide
zayıf düşüyordu.
2 Davut'un Hevron'da doğan oğulları
şunlardı: İlk oğlu Yizreelli Ahinoam'dan Amnon,
3 ikincisi Karmelli Naval'ın dulu
Avigayil'den Kilav, üçüncüsü Geşur Kralı Talmay'ın kızı Maaka'dan Avşalom,
4 dördüncüsü Hagit'ten Adoniya, beşincisi
Avital'ın oğlu Şefatya,
5 altıncısı Davut'un eşi Egla'dan
Yitream. Davut'un bu oğullarının hepsi Hevron'da doğdular.
6 Saul'un soyuyla Davut'un soyu
arasındaki savaş sürerken, Avner Saul'un soyu arasında güçleniyordu.
7 Saul'un Aya kızı Rispa adında bir
cariyesi vardı. Bir gün İş-Boşet Avner'e, "Neden babamın cariyesiyle
yattın?" diye sordu.
8 İş-Boşet'in sorusuna çok öfkelenen
Avner şu karşılığı verdi: "Ben Yahuda tarafına geçen bir köpek başı mıyım?
Bugün bile baban Saul'un ailesine, kardeşlerine, dostlarına bağlıyım. Seni
Davut'un eline teslim etmedim. Ama bugün bu kadın yüzünden beni suçluyorsun.
9-10 RAB krallığı Saul'un soyundan alıp Dan'dan
Beer-Şeva'ya kadar uzanan İsrail ve Yahuda'da Davut'un krallığını kuracağına
ant içti. Ben de bunu Davut için yapmazsam Tanrı bana aynısını, hatta daha
kötüsünü yapsın!"
11 İş-Boşet Avner'den korktuğu için ona
başka bir şey söyleyemedi.
12 Avner kendi adına Davut'a ulaklar
gönderip şöyle dedi: "Ülke kimin ülkesi? Benimle bir antlaşma yap; o zaman
İsrail'in tümünün sana bağlanması için ben de senden yana olurum."
13 Davut, "İyi" diye yanıtladı,
"Seninle bir antlaşma yaparım. Yalnız senden şunu istiyorum: Beni görmeye
geldiğinde Saul'un kızı Mikal'ı da getir. Yoksa beni görmeyeceksin."
14 Öte yandan Davut Saul oğlu İş-Boşet'e de
ulaklar aracılığıyla şu haberi gönderdi: "Yüz Filistli'nin sünnet derisi
karşılığında nişanlandığım karım Mikal'ı bana ver."
15 Bunun üzerine İş-Boşet, kadının kocası
Layiş oğlu Paltiel'den alınıp getirilmesi için adamlar gönderdi.
16 Kocası kadını ağlaya ağlaya Bahurim'e
kadar izledi; sonra Avner ona, "Geri dön" deyince döndü.
17 Avner İsrail'in ileri gelenleriyle
görüşüp onlara şöyle demişti: "Siz bir süredir Davut'un kralınız olmasını
istiyorsunuz.
18 Şimdi bunu gerçekleştirin! Çünkü RAB,
Davut hakkında, <Halkım İsrail'i kulum Davut aracılığıyla Filistliler'in ve
bütün düşmanlarının elinden kurtaracağım> demişti."
19 Avner Benyaminliler'le de görüştü,
İsrail'in ve bütün Benyamin halkının uygun gördüğü her şeyi Davut'a bildirmek
üzere Hevron'a gitti.
20 Avner yirmi kişiyle birlikte Hevron'a,
Davut'un yanına vardı. Davut Avner'le yanındakilere bir şölen verdi.
21 Avner Davut'a, "Hemen gidip bütün
İsrail halkını efendim kralın yanına toplayayım" dedi, "Öyle ki,
seninle bir antlaşma yapsınlar. Sen de dilediğin her yeri yönetebilesin."
Bunun üzerine Davut Avner'i yoluna gönderdi. O da esenlikle gitti.
22 Tam o sırada Davut'un adamlarıyla Yoav,
bir baskından dönmüş, yanlarında birçok yağmalanmış mal getirmişlerdi. Ama
Avner Hevron'da Davut'un yanında değildi. Çünkü Davut onu göndermiş, o da
esenlikle gitmişti.
23 Yoav'la yanındaki bütün askerler Hevron'a
vardığında, Ner oğlu Avner'in krala geldiğini, kralın onu gönderdiğini, onun da
esenlikle gittiğini Yoav'a bildirdiler.
24 Yoav krala gidip, "Ne yaptın?"
dedi, "Baksana Avner ayağına kadar gelmiş! Neden onu salıverdin? Çoktan
gitmiş!
25 Ner oğlu Avner'i tanırsın; seni
kandırmak, nereye gidip geldiğini, neler yaptığını öğrenmek için
gelmiştir."
26 Davut'un yanından çıkan Yoav, Avner'in
arkasından ulaklar gönderdi. Ulaklar Avner'i Sira Sarnıcı'ndan geri getirdiler.
Davut ise bundan habersizdi.
27 Avner Hevron'a dönünce, Yoav onunla özel
bir görüşme yapmak bahanesiyle, onu kent kapısına çekti. Kardeşi Asahel'in
kanını döktüğü için, Avner'i orada karnından vurup öldürdü.
28 Davut bu haberi işitince şöyle dedi:
"RAB'bin önünde ben de, krallığım da Ner oğlu Avner'in kanından sonsuza
dek suçsuzuz.
29 Bu suçun sorumlusu Yoav'la babasının
bütün soyu olsun. Yoav'ın soyundan irinli, deri hastalığına yakalanmış, koltuk
değneğine dayanan, kılıçla öldürülen, açlık çeken kişiler hiç eksik
olmasın!"
30 Böylece Yoav'la kardeşi Avişay,
Givon'daki savaşta kardeşleri Asahel'i öldüren Avner'i öldürdüler.
31 Sonra Davut Yoav'la yanındakilere şu
buyruğu verdi: "Giysilerinizi yırtıp çula sarının ve Avner'in ölüsü önünde
yas tutun!" Kral Davut da cenazenin ardısıra yürüdü.
32 Avner'i Hevron'da gömdüler. Kral,
Avner'in mezarı başında hıçkıra hıçkıra ağladı. Oradaki herkes de ağladı.
33 Sonra kral, Avner için şu ağıtı yaktı:
"Avner, bir budala gibi mi ölmeliydi?
34 Ellerin bağlı değildi, ayaklarına zincir
vurulmamıştı. Ama sen kötülerin önünde düşen biri gibi düştün!"
35 Halk Davut'un yanına varıp akşam olmadan
bir şeyler yemesi için üstelediyse de, Davut ant içerek şöyle dedi: "Güneş
batmadan ekmek ya da başka herhangi bir şey tatmayacağım. Yoksa Tanrı bana
aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!"
36 Herkes bunu benimsedi ve kralın yaptığı her
şeyden hoşnut oldukları gibi, bundan da hoşnut oldular.
37 Ner oğlu Avner'in öldürülmesinde kralın
parmağı olmadığını o gün bütün İsrail halkı anladı.
38 Kral adamlarına, "Bugün İsrail'de
bir önderin, büyük bir adamın öldüğünü bilmiyor musunuz?" dedi,
39 "Meshedilmiş bir kral olduğum halde
bugün güçsüzüm. Seruya'nın oğulları benden daha zorlu. RAB kötülük edene
yaptığı kötülüğe göre karşılık versin!"
BÖLÜM 4
1 Avner'in Hevron'da öldürüldüğünü duyan
Saul oğlu İş-Boşet korkuya kapıldı. Bütün İsrail halkı da dehşet içindeydi.
2 Saul oğlu İş-Boşet'in iki akıncı önderi
vardı; bunlar Benyamin oymağından Beerotlu Rimmon'un oğullarıydı. Birinin adı
Baana, öbürününki Rekav'dı. -Beerot Benyamin oymağından sayılırdı.
3 Beerotlular Gittayim'e kaçmışlardı.
Yabancı olan bu halk bugün de orada gurbette yaşıyor.-
4 Saul oğlu Yonatan'ın Mefiboşet adında
bir oğlu vardı; iki ayağı da topaldı. Saul'la Yonatan'ın ölüm haberi
Yizreel'den ulaştığında, Mefiboşet beş yaşındaydı. Dadısı onu alıp kaçmıştı. Ne
var ki, aceleyle kaçmaya çalışırken çocuk düşüp sakatlanmıştı.
5 Beerotlu Rimmon'un oğulları Rekav'la
Baana yola koyuldular. Öğle sıcağında İş- Boşet'in evine vardıklarında İş-Boşet
uzanmış dinlenmekteydi.
6-7 Buğday alacakmış gibi yaparak eve
girdiler. O sırada İş-Boşet yatak odasında yatağında uzanıyordu. Adamlar
İş-Boşet'in karnını deşip öldürdüler. Başını gövdesinden ayırıp yanlarına
aldılar. Rekav'la kardeşi Baana kaçıp bütün gece Arava yolundan ilerlediler.
8 İş-Boşet'in başını Hevron'da Kral
Davut'a getirip, "İşte seni öldürmek isteyen düşmanın Saul'un oğlu
İş-Boşet'in başı!" dediler, "RAB bugün Saul'dan ve onun soyundan
efendimiz kralın öcünü aldı."
9-10 Ama Davut Beerotlu Rimmon'un oğulları
Rekav'la kardeşi Baana'ya şöyle karşılık verdi: "Beni her türlü sıkıntıdan
kurtaran yaşayan RAB adıyla derim ki, iyi haber getirdiğini sanarak bana
Saul'un öldüğünü bildiren adamı yakalayıp Ziklak'ta yaşamına son verdim.
Getirdiği iyi haber için verdiğim ödül buydu!
11 Doğru birini evinde, yatağında öldüren
kötü kişilerin ölümü çok daha kesindir! Şimdi sizi yeryüzünden yok ederek onun
öcünü sizden almayacak mıyım?"
12 Sonra adamlarına buyruk verdi. İki
kardeşi öldürüp ellerini, ayaklarını kestiler ve Hevron'daki havuzun yanına
astılar. İş-Boşet'in başını ise götürüp Hevron'da Avner'in mezarına gömdüler.
BÖLÜM 5
1 İsrail'in bütün oymakları Hevron'da
bulunan Davut'a gelip şöyle dediler: "Biz senin etin, kemiğiniz.
2 Geçmişte Saul kralımızken, savaşta
İsrail'e komuta eden sendin. RAB sana, <Halkım İsrail'i sen güdecek, onlara
sen önder olacaksın> diye söz verdi."
3 İsrail'in bütün ileri gelenleri
Hevron'a, Kral Davut'un yanına gelince, kral RAB'bin önünde orada onlarla bir
antlaşma yaptı. Onlar da Davut'u İsrail Kralı olarak meshettiler.
4 Davut otuz yaşında kral oldu ve kırk
yıl krallık yaptı.
5 Hevron'da yedi yıl altı ay Yahuda'ya,
Yeruşalim'de otuz üç yıl bütün İsrail'e ve Yahuda'ya krallık yaptı.
6 Kral Davut'la adamları Yeruşalim'de
yaşayan Yevuslular'a saldırmak için yola çıktılar. Yevuslular Davut'a,
"Sen buraya giremezsin, körlerle topallar bile seni geri
püskürtebilir" dediler. "Davut buraya giremez" diye
düşünüyorlardı.
7 Ne var ki, Davut Siyon Kalesi'ni ele
geçirdi. Daha sonra bu kaleye "Davut Kenti" adı verildi.
8 Davut o gün adamlarına şöyle demişti:
"Yevuslular'ı kim yenilgiye uğratırsa Davut'un nefret ettiği şu
<Topallarla körlere> su kanalından ulaşmalı!" "Körlerle
topallar saraya giremeyecek" denmesinin nedeni işte budur.
9 Bundan sonra Davut "Davut
Kenti" adını verdiği kalede oturmaya başladı. Çevredeki bölgeyi, Millo'dan
içeriye doğru uzanan bölümü inşa etti.
10 Davut giderek güçleniyordu. Çünkü Her
Şeye Egemen Tanrı RAB onunlaydı.
11 Sur Kralı Hiram Davut'a ulaklar, sedir
kütükleri, marangozlar ve taşçılar gönderdi. Bu adamlar Davut için bir saray
yaptılar.
12 Böylece Davut RAB'bin kendisini İsrail
Kralı atadığını ve halkı İsrail'in hatırı için krallığını yücelttiğini anladı.
13 Davut Hevron'dan ayrıldıktan sonra
Yeruşalim'de kendine daha birçok cariye ve karı aldı. Davut'un erkek ve kız
çocukları oldu.
14 Davut'un Yeruşalim'de doğan çocuklarının
adları şunlardı: Şammua, Şovav, Natan, Süleyman,
15 Yivhar, Elişua, Nefek, Yafia,
16 Elişama, Elyada ve Elifelet.
17 Filistliler Davut'un İsrail Kralı olarak
meshedildiğini duyunca, bütün Filist ordusu onu aramak için yola çıktı. Bunu
duyan Davut kaleye sığındı.
18 Filistliler gelip Refaim Vadisi'ne
yayılmışlardı.
19 Davut RAB'be danıştı: "Filistliler'e
saldırayım mı? Onları elime teslim edecek misin?" RAB Davut'a,
"Saldır" dedi, "Onları kesinlikle eline teslim edeceğim."
20 Bunun üzerine Davut Baal-Perasim'e gidip
orada Filistliler'i bozguna uğrattı. Sonra, "Her şeyi yarıp geçen sular
gibi, RAB düşmanlarımı önümden yarıp geçti" dedi. Bundan ötürü oraya
Baal-Perasim adı verildi.
21 Davut'la adamları, Filistliler'in orada
bıraktığı putları alıp götürdüler.
22 Filistliler bir kez daha gelip Refaim
Vadisi'ne yayıldılar.
23 Davut RAB'be danıştı. RAB şöyle karşılık
verdi: "Buradan saldırma! Onları arkadan çevirip pelesenk ağaçlarının
önünden saldır.
24 Pelesenk ağaçlarının tepesinden yürüyüş
sesi duyar duymaz, acele et. Çünkü ben Filist ordusunu bozguna uğratmak için
önünsıra gitmişim demektir."
25 Davut RAB'bin kendisine buyurduğu gibi
yaptı ve Filistliler'i Geva'dan Gezer'e kadar bozguna uğrattı.
BÖLÜM 6
1 Davut İsrail'deki bütün seçme adamları
topladı. Sayıları otuz bin kişiydi.
2 Böylece Davut'la ordusu, sandığın
üzerindeki Keruvlar arasında taht kuran Her Şeye Egemen RAB'bin adıyla anılan
Tanrı'nın Sandığı'nı getirmek için Baale- Yahuda'ya gittiler.
3-4 Tanrı'nın Sandığı'nı Avinadav'ın tepedeki
evinden alıp yeni bir arabaya koydular. Tanrı'nın Sandığı'nı taşıyan yeni
arabayı Avinadav'ın oğulları Uzza'yla Ahyo sürüyordu. Ahyo sandığın önünden
yürüyordu.
5 Bu arada Davut'la bütün İsrail halkı da
RAB'bin önünde lir, çenk, tef, çıngırak ve ziller eşliğinde ezgiler okuyarak
var güçleriyle bu olayı kutluyorlardı. [eşliğinde
ezgiler okuyarak var güçleriyle" (bkz. Septuaginta, Kumran, 1Ta.13:8), Masoretik metin "Çam ağacından
yapılmış her türlü çalgılar, lir, çenk, tef, çıngırak ve ziller çalarak".]
6 Nakon'un harman yerine vardıklarında
öküzler tökezledi. Bu nedenle Uzza elini uzatıp Tanrı'nın Sandığı'nı tuttu.
7 RAB Tanrı saygısızca davranan Uzza'ya
öfkelenerek onu orada yere çaldı. Uzza Tanrı'nın Sandığı'nın yanında öldü.
8 Davut, RAB'bin Uzza'yı cezalandırmasına
öfkelendi. O günden bu yana oraya Peres-Uzza denilir.
9 Davut o gün RAB'den korkarak,
"RAB'bin Sandığı nasıl olur da bana gelir?" diye düşündü.
10 RAB'bin Sandığı'nı Davut Kenti'ne
götürmek istemedi. Bunun yerine sandığı Gatlı Ovet-Edom'un evine götürdü.
11 RAB'bin Sandığı Gatlı Ovet-Edom'un evinde
üç ay kaldı. RAB Ovet-Edom'u ve bütün ailesini kutsadı.
12 "Tanrı'nın Sandığı'ndan ötürü RAB
Ovet-Edom'un ailesini ve ona ait her şeyi kutsadı" diye Kral Davut'a
bildirildi. Böylece Davut gidip Tanrı'nın Sandığı'nı Ovet- Edom'un evinden
Davut Kenti'ne sevinçle getirdi.
13 RAB'bin Sandığı'nı taşıyanlar altı adım
atınca, Davut bir boğayla besili bir dana kurban etti.
14 Keten efod kuşanmış Davut, RAB'bin önünde
var gücüyle oynuyordu.
15 Davut'la bütün İsrail halkı, sevinç
naraları ve boru sesi eşliğinde RAB'bin Sandığı'nı getiriyorlardı.
16 RAB'bin Sandığı Davut Kenti'ne varınca,
Saul'un kızı Mikal pencereden baktı. RAB'bin önünde oynayıp zıplayan Kral
Davut'u görünce, onu küçümsedi.
17 RAB'bin Sandığı'nı getirip Davut'un bu
amaçla kurduğu çadırın içindeki yerine koydular. Davut RAB'be yakmalık sunular
ve esenlik sunuları sundu.
18 Yakmalık sunuları ve esenlik sunularını
sunmayı bitirince, Her Şeye Egemen RAB'bin adıyla halkı kutsadı.
19 Ardından kadın erkek herkese, bütün
İsrail topluluğuna birer somun ekmekle birer hurma ve üzüm pestili dağıttı.
Sonra herkes evine döndü.
20 Davut ailesini kutsamak için eve döndüğünde,
Saul'un kızı Mikal onu karşılamaya çıktı. Davut'a şöyle dedi: "İsrail
Kralı bugün ne güzel bir ün kazandırdı kendine! Değersiz biri gibi, kullarının
cariyeleri önünde soyundun."
21 Davut, "Baban ve bütün soyu yerine
beni seçen ve halkı İsrail'e önder atayan RAB'bin önünde oynadım!" diye
karşılık verdi, "Evet, RAB'bin önünde oynayacağım.
22 Üstelik kendimi bundan daha da küçük
düşüreceğim, hiçe sayacağım. Ama sözünü ettiğin o cariyeler beni
onurlandıracaklar."
23 Saul'un kızı Mikal'ın ölene dek çocuğu
olmadı.
BÖLÜM 7
1 Kral sarayına yerleşmişti. RAB de onu
çevresindeki bütün düşmanlarından koruyarak rahata kavuşturdu.
2 O sırada kral, Peygamber Natan'a,
"Bak, ben sedir ağacından yapılmış bir sarayda oturuyorum. Oysa Tanrı'nın
Sandığı bir çadırda duruyor!" dedi.
3 Natan, "Git, tasarladığın her şeyi
yap, çünkü RAB seninledir" diye karşılık verdi.
4 O gece RAB Natan'a şöyle seslendi:
5 "Git, kulum Davut'a şöyle de:
<RAB diyor ki, oturmam için bana sen mi tapınak yapacaksın?
6 İsrail halkını Mısır'dan çıkardığım
günden bu yana konutta oturmadım. Bir çadırda orada burada konaklayarak
dolaşıyordum.
7 İsrailliler'le birlikte dolaştığım
yerlerin herhangi birinde, halkım İsrail'i gütmesini buyurduğum İsrail
önderlerinden birine, neden bana sedir ağacından bir konut yapmadınız diye hiç
sordum mu?> [ayetlerinde geçen
İbranice "Beyt" sözcüğü, "tapınak", "konut" ve
"soy" olarak çevrildi.]
8 "Şimdi kulum Davut'a şöyle
diyeceksin: <Her Şeye Egemen RAB diyor ki, halkım İsrail'e önder olasın diye
seni otlaklardan ve koyun gütmekten aldım.
9 Her nereye gittiysen seninleydim.
Önünden bütün düşmanlarını yok ettim. Adını dünyadaki büyük adamların adı gibi
büyük kılacağım.
10-11 Halkım İsrail için bir yurt sağlayıp onları
oraya yerleştireceğim. Bundan böyle kendi yurtlarında otursunlar, bir daha
rahatsız edilmesinler. Kötü kişiler de halkım İsrail'e hakimler atadığım günden
bu yana yaptıkları gibi, bir daha onlara baskı yapmasınlar. Seni bütün
düşmanlarından kurtarıp rahata kavuşturacağım. "<RAB senin için bir soy
yetiştireceğini belirtiyor:
12 Sen ölüp atalarına kavuşunca, senden
sonra soyundan birini ortaya çıkarıp krallığını pekiştireceğim.
13 Adıma bir tapınak kuracak olan odur. Ben
de onun krallığının tahtını sonsuza dek sürdüreceğim.
14 Ben ona baba olacağım, o da bana oğul
olacak. Kötülük yapınca, onu insanların değneğiyle, insanların vuruşlarıyla
yola getireceğim.
15 Ama senin önünden kaldırdığım Saul'dan
esirgediğim sevgiyi hiçbir zaman esirgemeyeceğim.
16 Soyun ve krallığın sonsuza dek önümde
duracak; tahtın sonsuza dek sürecektir.> "
17 Böylece Natan bütün bu sözleri ve
görümleri Davut'a aktardı.
18 Bunun üzerine Kral Davut gelip RAB'bin
önünde oturdu ve şöyle dedi: "Ey Egemen RAB, ben kimim, ailem nedir ki,
beni bu duruma getirdin?
19 Ey Egemen RAB, sanki bu yetmezmiş gibi,
kulunun soyunun geleceği hakkında da söz verdin. Ey Egemen RAB, insanlarla hep
böyle mi ilgilenirsin?
20 Ben sana başka ne diyebilirim ki! Çünkü,
ey Egemen RAB, kulunu tanıyorsun.
21 Sözünün hatırı için ve isteğin uyarınca
bu büyüklüğü gösterdin ve kuluna bildirdin.
22 "Yücesin, ey Egemen RAB! Bir
benzerin yok, senden başka Tanrı da yok! Bunu kendi kulaklarımızla duyduk.
23 Halkın İsrail'e benzer tek bir ulus yok
dünyada. Kendi halkın olsun diye onları kurtarmaya gittin. Çünkü onlar için de,
ülken için de büyük ve görkemli işler yapmakla ün saldın. Mısır'dan kendin için
kurtardığın halkın önünden ulusları ve tanrılarını kovdun.
24 Halkın İsrail'i sonsuza dek kendi halkın
olarak benimsedin ve sen de, ya RAB, onların Tanrısı oldun.
25 "Şimdi, ya RAB Tanrı, kuluna ve onun
soyuna ilişkin verdiğin sözü sonsuza dek tut, sözünü yerine getir.
26 Öyle ki, insanlar, <Her Şeye Egemen
RAB İsrail'in Tanrısı'dır!> diyerek adını sonsuza dek yüceltsinler ve kulun
Davut'un soyu da önünde sürsün.
27 "Ey Her Şeye Egemen RAB, İsrail'in
Tanrısı! <Senin için bir soy çıkaracağım> diye kuluna açıkladın. Bundan
dolayı kulun sana bu duayı etme yürekliliğini buldu.
28 Ey Egemen RAB, sen Tanrı'sın! Sözlerin
gerçektir ve kuluna bu iyi sözü verdin.
29 Şimdi önünde sonsuza dek sürmesi için
kulunun soyunu kutsamanı diliyorum. Çünkü, ey Egemen RAB, sen böyle söz verdin
ve kulunun soyu kutsamanla sonsuza dek kutlu kılınacak."
BÖLÜM 8
1 Bir süre sonra Davut Filistliler'i
yenip boyunduruğu altına aldı ve Meteg-Amma'yı Filistliler'in yönetiminden
çıkardı.
2 Moavlılar'ı da bozguna uğrattı. Onları
yere yatırıp iple ölçtü. Ölçtüğü iki sırayı öldürdü, bir bütün sırayı sağ
bıraktı. Moavlılar Davut'un haraç ödeyen köleleri oldular.
3 Davut Fırat'a kadar krallığını yeniden
kurmaya giden Sova Kralı Rehov oğlu Hadadezer'i de yendi.
4 Bin yedi yüz atlısıyla yirmi bin yaya
askerini ele geçirdi. Yüz savaş arabası için gereken atların dışındaki bütün
atları da sakatladı.
5 Sova Kralı Hadadezer'e yardıma gelen
Şam Aramlıları'ndan yirmi iki bin kişiyi öldürdü.
6 Sonra Şam Aramlıları'nın ülkesine
askeri birlikler yerleştirdi. Onlar da Davut'un haraç ödeyen köleleri oldular.
RAB Davut'u gittiği her yerde zafere ulaştırdı.
7 Davut Hadadezer'in komutanlarının
taşıdığı altın kalkanları alıp Yeruşalim'e götürdü.
8 Ayrıca Hadadezer'in yönetimindeki Betah
ve Berotay kentlerinden bol miktarda tunç aldı.
9 Hama Kralı Toi, Davut'un Hadadezer'in
bütün ordusunu bozguna uğrattığını duydu.
10 Toi Kral Davut'u selamlamak ve
Hadadezer'le savaşıp yendiği için onu kutlamak üzere oğlu Yoram'ı ona gönderdi.
Çünkü Toi Hadadezer'le sürekli savaşmıştı. Yoram Davut'a altın, gümüş, tunç
armağanlar getirdi.
11-12 Kral Davut bu armağanları yendiği bütün uluslardan
-Aram, Moav, Ammonlular, Filistliler ve Amalekliler'den- ele geçirdiği altın ve
gümüşle birlikte RAB'be adadı. Bunun yanısıra Sova Kralı Rehov oğlu
Hadadezer'den yağmalanan altınla gümüşü de RAB'be adadı.
13 Davut Tuz Vadisi'nde on sekiz bin Edomlu
öldürüp dönünce üne kavuştu.
14 Edom'un her yanına askeri birlikler
yerleştirdi. Edomlular'ın tümü Davut'un köleleri oldular. RAB Davut'u gittiği
her yerde zafere ulaştırdı.
15 Bütün İsrail'de krallık yapan Davut
halkına doğruluk ve adalet sağladı.
16 Seruya oğlu Yoav ordu komutanı, Ahilut
oğlu Yehoşafat devlet tarihçisiydi.
17 Ahituv oğlu Sadok'la Aviyatar oğlu
Ahimelek kâhin, Seraya yazmandı.
18 Yehoyada oğlu Benaya Keretliler'le
Peletliler'in komutanıydı. Davut'un oğullarıysa kâhindi.
BÖLÜM 9
1 Davut, "Saul'un ailesinden daha
sağ kalan, Yonatan'ın hatırı için iyilik edebileceğim kimse var mı?" diye
sordu.
2 Saul'un ailesinin Siva adında bir
hizmetkârı vardı. Onu Davut'un yanına çağırdılar. Kral, "Siva sen
misin?" diye sordu. Siva, "Evet, ben kulunum" diye yanıtladı.
3 Kral, "Saul'un ailesinden sağ
kalan kimse yok mu?" diye sordu, "Tanrı'nın iyiliğini ona
göstereyim." Siva, "Yonatan'ın iki ayağı sakat bir oğlu var"
diye yanıtladı.
4 Kral, "Nerede o?" diye sordu.
Siva, "Ammiel oğlu Makir'in Lo-Devar'daki evinde" diye karşılık
verdi.
5 Böylece Kral Davut, Lo-Devar'dan Ammiel
oğlu Makir'in evinden onu yanına getirtti.
6 Saul oğlu Yonatan oğlu Mefiboşet,
Davut'un yanına gelince, onun önünde yere kapandı. Davut,
"Mefiboşet!" diye seslendi. Mefiboşet, "Evet, ben kulunum"
diye yanıtladı.
7 Davut ona, "Korkma!" dedi,
"Çünkü baban Yonatan'ın hatırı için, sana kesinlikle iyilik edeceğim. Atan
Saul'un bütün toprağını sana geri vereceğim. Ve sen her zaman soframda yemek
yiyeceksin."
8 Mefiboşet yere kapanıp şöyle dedi:
"Kulun ne ki, benim gibi ölmüş bir köpekle ilgileniyorsun?"
9 Kral Davut, Saul'un hizmetkârı Siva'yı
çağırtıp, "Önceden efendin Saul ile ailesine ait her şeyi torunu
Mefiboşet'e verdim" dedi,
10 "Sen, oğulların ve kölelerin onun
için toprağı işleyip ürünü getireceksiniz. Öyle ki, efendinizin torununun
yiyecek gereksinimi sağlansın. Efendinin torunu Mefiboşet her zaman benim
soframda yemek yiyecektir." Siva'nın on beş oğlu ve yirmi kölesi vardı.
11 Siva, "Efendim kralın buyurduğu her
şeyi yapacağım" dedi. Mefiboşet kralın çocuklarından biri gibi onun
sofrasında yemek yedi.
12 Mefiboşet'in Mika adında küçük bir oğlu
vardı. Siva'ya bağlı herkes Mefiboşet'e hizmet ediyordu.
13 İki ayağı sakat Mefiboşet hep kralın
sofrasında yemek yediğinden Yeruşalim'de oturuyordu.
BÖLÜM 10
1 Bir süre sonra Ammon Kralı öldü, yerine
oğlu Hanun kral oldu.
2 Davut, "Babası bana iyilik ettiği
gibi ben de Nahaş oğlu Hanun'a iyilik edeceğim" diye düşünerek, babasının
ölümünden dolayı baş sağlığı dilemek için Hanun'a görevliler gönderdi. Davut'un
görevlileri Ammonlular'ın ülkesine varınca,
3 Ammon önderleri, efendileri Hanun'a
şöyle dediler: "Davut sana bu adamları gönderdi diye babana saygı
duyduğunu mu sanıyorsun? Davut, kenti araştırmak, casusluk etmek, yıkmak için
adamlarını sana gönderdi."
4 Bunun üzerine Hanun Davut'un
görevlilerini yakalattı. Sakallarının yarısını tıraş edip giysilerinin kalçayı
kapatan kesimini ortadan kesti ve onları öylece gönderdi.
5 Davut bunu duyunca, onları karşılamak
üzere adamlar gönderdi. Çünkü görevliler çok utanıyorlardı. Kral,
"Sakalınız uzayıncaya dek Eriha'da kalın, sonra dönün" diye buyruk
verdi.
6 Ammonlular, Davut'un nefretini
kazandıklarını anlayınca, haber gönderip Beytrehov ve Sova'dan yirmi bin Aramlı
yaya asker, Maaka Kralı'yla bin adamını ve Tov halkından on iki bin adamı
kiraladılar.
7 Davut bunu duyunca, Yoav'ı ve güçlü
adamlardan oluşan bütün ordusunu onlara karşı gönderdi.
8 Ammonlular çıkıp kent kapısında savaş
düzeni aldılar. Aramlı Sova'yla Rehov, Tov halkı ve Maaka'nın adamları da kırda
savaş düzenine girdiler.
9 Önde, arkada düşman birliklerini gören
Yoav, İsrail'in iyi askerlerinden bazılarını seçerek Aramlılar'a karşı
yerleştirdi.
10 Geri kalan birlikleri de kardeşi
Avişay'ın komutasına vererek Ammonlular'a karşı yerleştirdi.
11 Yoav, "Aramlılar benden güçlü
çıkarsa, yardımıma gelirsin" dedi, "Ama Ammonlular senden güçlü
çıkarsa, ben sana yardıma gelirim.
12 Güçlü ol! Halkımızın ve Tanrımız'ın
kentleri uğruna yürekli olalım! RAB gözünde iyi olanı yapsın."
13 Yoav'la yanındakiler Aramlılar'a karşı
savaşmak için ileri atılınca, Aramlılar onlardan kaçtı.
14 Onların kaçıştığını gören Ammonlular da
Avişay'dan kaçarak kente girdiler. Bunun üzerine Yoav Ammonlular'la savaşmaktan
vazgeçerek Yeruşalim'e gitti.
15 İsrailliler'in önünde bozguna
uğradıklarını gören Aramlılar bir araya geldiler.
16 Hadadezer, haber gönderip Fırat
Irmağı'nın karşı yakasındaki Aramlılar'ı çağırttı. Aramlılar Hadadezer'in ordu
komutanı Şovak'ın komutasında Helam'a gittiler.
17 Davut bunu duyunca, bütün İsrail ordusunu
topladı. Şeria Irmağı'nı geçerek Helam'a vardılar. Aramlılar Davut'a karşı
düzen alarak onunla savaştılar.
18 Ne var ki, Aramlılar İsrailliler'in
önünden kaçtılar. Davut onlardan yedi yüz savaş arabası sürücüsü ile kırk bin
atlı asker öldürdü. Hadadezer'in ordu komutanı Şovak'ı da vurdu. Şovak savaş
alanında öldü.
19 Hadadezer'in buyruğundaki kralların hepsi
bozguna uğradıklarını görünce, İsrailliler'le barış yaparak onlara boyun
eğdiler. Aramlılar bundan böyle Ammonlular'a yardım etmekten kaçındılar.
BÖLÜM 11
1 İlkbaharda, kralların savaşa gittiği
dönemde, Davut kendi subaylarıyla birlikte Yoav'ı ve bütün İsrail ordusunu
savaşa gönderdi. Onlar Ammonlular'ı yenilgiye uğratıp Rabba Kenti'ni
kuşatırken, Davut Yeruşalim'de kalıyordu.
2 Bir akşamüstü Davut yatağından kalktı,
sarayın damına çıkıp gezinmeye başladı. Damdan yıkanan bir kadın gördü. Kadın
çok güzeldi.
3 Davut onun kim olduğunu öğrenmek için
birini gönderdi. Adam, "Kadın Eliam'ın kızı Hititli Uriya'nın karısı
Bat-Şeva'dır" dedi.
4 Davut kadını getirmeleri için ulaklar
gönderdi. Kadın Davut'un yanına geldi. Davut aybaşı kirliliğinden yeni arınmış
olan kadınla yattı. Sonra kadın evine döndü.
5 Gebe kalan kadın Davut'a, "Gebe
kaldım" diye haber gönderdi.
6 Bunun üzerine Davut Hititli Uriya'yı kendisine
göndermesi için Yoav'a haber yolladı. Yoav da Uriya'yı Davut'a gönderdi.
7 Uriya yanına varınca, Davut Yoav'ın,
ordunun ve savaşın durumunu sordu.
8 Sonra Uriya'ya, "Evine git,
rahatına bak" dedi. Uriya saraydan çıkınca, kral ardından bir armağan gönderdi.
9 Ne var ki, Uriya evine gitmedi,
efendisinin bütün adamlarıyla birlikte sarayın kapısında uyudu.
10 Davut Uriya'nın evine gitmediğini
öğrenince, ona, "Yolculuktan geldin. Neden evine gitmedin?" diye
sordu.
11 Uriya, "Sandık da, İsrailliler'le Yahudalılar
da çardaklarda kalıyor" diye karşılık verdi, "Komutanım Yoav'la
efendimin adamları kırlarda konaklıyor. Bu durumda nasıl olur da ben yiyip
içmek, karımla yatmak için evime giderim? Yaşamın hakkı için, böyle bir şeyi
kesinlikle yapmayacağım."
12 Bunun üzerine Davut, "Bugün de
burada kal, yarın seni göndereceğim" dedi. Uriya o gün de, ertesi gün de
Yeruşalim'de kaldı.
13 Davut Uriya'yı çağırdı. Onu sarhoş edene
dek yedirip içirdi. Akşam olunca Uriya efendisinin adamlarıyla birlikte uyumak
üzere yattığı yere gitti. Yine evine gitmedi.
14 Sabahleyin Davut Yoav'a bir mektup yazıp
Uriya aracılığıyla gönderdi.
15 Mektupta şöyle yazdı: "Uriya'yı
savaşın en şiddetli olduğu cepheye yerleştir ve yanından çekil ki, vurulup
ölsün."
16 Böylece Yoav kenti kuşatırken Uriya'yı
yiğit adamların bulunduğunu bildiği yere yerleştirdi.
17 Kent halkı çıkıp Yoav'ın askerleriyle
savaştı. Davut'un askerlerinden ölenler oldu. Hititli Uriya da ölenler
arasındaydı.
18 Yoav savaşla ilgili ayrıntılı haberleri
Davut'a iletmek üzere bir ulak gönderdi.
19 Ulağı şöyle uyardı: "Sen savaşla
ilgili ayrıntılı haberleri krala iletmeyi bitirdikten sonra,
20 kral öfkelenip sana şunu sorabilir:
<Onlarla savaşmak için kente neden o kadar çok yaklaştınız? Surdan ok
atacaklarını bilmiyor muydunuz?
21 Yerubbeşet oğlu Avimelek'i kim öldürdü?
Teves'te surun üstünden bir kadın üzerine bir değirmen üst taşını atıp onu
öldürmedi mi? Öyleyse niçin sura o kadar çok yaklaştınız?> O zaman,
<Kulun Hititli Uriya da öldü> dersin."
22 Ulak yola koyuldu. Davut'un yanına
varınca, Yoav'ın kendisine söylediklerinin tümünü ona iletti.
23 "Adamlar bizden üstün çıktılar"
dedi, "Kentten çıkıp bizimle kırda savaştılar. Ama onları kent kapısına
kadar geri püskürttük.
24 Bunun üzerine okçular adamlarına surdan
ok attılar. Kralın adamlarından bazıları öldü; kulun Hititli Uriya da
öldü."
25 Davut ulağa şöyle dedi: "Yoav'a de
ki, <Bu olay seni üzmesin! Savaşta kimin öleceği belli olmaz. Kente karşı
saldırınızı güçlendirin ve kenti yerle bir edin!> Bu sözlerle onu
yüreklendir."
26 Uriya'nın karısı, kocasının öldüğünü
duyunca, onun için yas tuttu.
27 Yas süresi geçince, Davut onu sarayına
getirtti. Kadın Davut'un karısı oldu ve ona bir oğul doğurdu. Ancak, Davut'un
bu yaptığı RAB'bin hoşuna gitmedi.
BÖLÜM 12
1 RAB Natan'ı Davut'a gönderdi. Natan
Davut'un yanına gelince ona, "Bir kentte biri zengin, öbürü yoksul iki
adam vardı" dedi,
2 "Zengin adamın birçok koyunu,
sığırı vardı.
3 Ama yoksul adamın satın alıp beslediği
küçük bir dişi kuzudan başka bir hayvanı yoktu. Kuzu adamın yanında,
çocuklarıyla birlikte büyüdü. Adamın yemeğinden yer, tasından içer, koynunda
uyurdu. Yoksulun kızı gibiydi.
4 Derken, zengin adama bir yolcu uğradı.
Adam gelen konuğa yemek hazırlamak için kendi koyunlarından, sığırlarından
birini almaya kıyamadığından yoksulun kuzusunu alıp yolcuya yemek hazırladı
."
5 Zengin adama çok öfkelenen Davut
Natan'a, "Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, bunu yapan ölümü hak
etmiştir!" dedi,
6 "Bunu yaptığı ve acımadığı için
kuzuya karşılık dört katını ödemeli."
7 Bunun üzerine Natan Davut'a, "O
adam sensin!" dedi, "İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, <Ben seni
İsrail'e kral olarak meshettim ve Saul'un elinden kurtardım.
8 Sana efendinin evini verdim, karılarını
da koynuna verdim. İsrail ve Yahuda halkını da sana verdim. Bu az gelseydi,
sana daha neler neler verirdim!
9 Öyleyse neden RAB'bin gözünde kötü
olanı yaparak, onun sözünü küçümsedin? Hititli Uriya'yı kılıçla öldürdün,
Ammonlular'ın kılıcıyla canına kıydın. Karısını da kendine eş olarak aldın.
10 Bundan böyle, kılıç senin soyundan
sonsuza dek eksik olmayacak. Çünkü beni küçümsedin ve Hititli Uriya'nın
karısını kendine eş olarak aldın.>
11 "RAB şöyle diyor: <Sana kendi
soyundan kötülük getireceğim. Senin gözünün önünde karılarını alıp bir yakınına
vereceğim; güpegündüz karılarının koynuna girecek.
12 Evet, sen o işi gizlice yaptın, ama ben
bunu bütün İsrail halkının gözü önünde güpegündüz yapacağım!> "
13 Davut, "RAB'be karşı günah
işledim" dedi. Natan, "RAB günahını bağışladı, ölmeyeceksin"
diye karşılık verdi,
14 "Ama sen bunu yapmakla, RAB'bin
düşmanlarının O'nu küçümsemesine neden oldun. Bu yüzden doğan çocuğun
kesinlikle ölecek."
15 Bundan sonra Natan evine döndü. RAB
Uriya'nın karısının Davut'tan doğan çocuğunun hastalanmasına neden oldu.
16 Davut çocuk için Tanrı'ya yalvarıp oruç
tuttu; evine gidip gecelerini yerde yatarak geçirdi.
17 Sarayın ileri gelenleri onu yerden
kaldırmaya geldiler. Ama Davut kalkmak istemedi, onlarla yemek de yemedi.
18 Yedinci gün çocuk öldü. Davut'un
görevlileri çocuğun öldüğünü Davut'a bildirmekten çekindiler. Çünkü,
"Çocuk daha yaşarken onunla konuştuk ama bizi dinlemedi" diyorlardı,
"Şimdi çocuğun öldüğünü ona nasıl söyleriz? Kendisine zarar
verebilir!"
19 Davut görevlilerinin fısıldaştığını
görünce, çocuğun öldüğünü anladı. Onlara, "Çocuk öldü mü?" diye
sordu. "Evet, öldü" dediler.
20 Bunun üzerine Davut yerden kalktı.
Yıkandı, güzel kokular sürünüp giysilerini değiştirdi. RAB'bin Tapınağı'na
gidip tapındı. Sonra evine döndü ve yemek istedi. Önüne konan yemeği yedi.
21 Hizmetkârları, "Neden böyle
davranıyorsun?" diye sordular, "Çocuk yaşarken oruç tuttun, ağladın;
ama ölünce kalkıp yemek yemeye başladın."
22 Davut şöyle yanıtladı: "Çocuk
yaşarken oruç tutup ağladım. Çünkü, <Kim bilir, RAB bana lütfeder de çocuk
yaşar> diye düşünüyordum.
23 Ama çocuk öldü. Artık neden oruç tutayım?
Onu geri getirebilir miyim ki? Ben onun yanına gideceğim, ama o bana geri
dönmeyecek."
24-25 Davut karısı Bat-Şeva'yı avuttu. Yanına girip
onunla yattı. Bat-Şeva bir oğul doğurdu. Çocuğun adını Süleyman koydu. Çocuğu
seven RAB Peygamber Natan aracılığıyla haber gönderdi ve hatırı için çocuğun
adını Yedidyah koydu. [* anlamına
gelir.]
26 Bu sırada Ammonlular'ın Rabba Kenti'ne
karşı savaşı sürdüren Yoav, saray semtini ele geçirdi.
27 Sonra Davut'a ulaklar göndererek,
"Rabba Kenti'ne karşı savaşıp su kaynaklarını ele geçirdim" dedi,
28 "Şimdi sen ordunun geri kalanlarını
topla, kenti kuşatıp ele geçir; öyle ki, kenti ben ele geçirmeyeyim ve kent
adımla anılmasın."
29 Davut bütün askerlerini toplayıp Rabba
Kenti'ne gitti, kente karşı savaşıp ele geçirdi.
30 Ammon Kralı'nın başındaki tacı aldı.
Değerli taşlarla süslü, ağırlığı bir talant* altını bulan tacı Davut'un başına
koydular. Davut kentten çok miktarda mal yağmalayıp götürdü.
31 Orada yaşayan halkı dışarı çıkarıp
testereyle, demir kazma ve baltayla yapılan işlerde, tuğla yapımında
çalıştırdı. Davut bunu bütün Ammon kentlerinde uyguladı. Sonra bütün ordusuyla
birlikte Yeruşalim'e döndü.
BÖLÜM 13
1 Davut'un oğlu Avşalom'un Tamar adında
güzel bir kızkardeşi vardı. Davut'un başka bir oğlu, Amnon Tamar'a gönül verdi.
2 Amnon üvey kızkardeşi Tamar yüzünden
yatağa düşecek kadar üzüntüye kapıldı. Çünkü Tamar erden bir kızdı ve Amnon ona
bir şey yapmayı olanaksız görüyordu.
3 Amnon'un Davut'un kardeşi Şima'nın oğlu
Yonadav adında çok akıllı bir arkadaşı vardı.
4 Yonadav Amnon'a, "Ey kral oğlu,
neden böyle her sabah üzgün görünüyorsun?" diye sordu, "Bana
anlatamaz mısın?" Amnon, "Üvey kardeşim Avşalom'un kızkardeşi Tamar'a
gönül verdim" diye yanıtladı.
5 Yonadav, "Yatağa yat ve hastaymış
gibi yap" dedi, "Baban seni görmeye gelince ona şöyle dersin:
<Lütfen kızkardeşim Tamar gelip bana yiyecek versin. Yemeği önümde
hazırlasın ki, ona bakayım, elinden yiyeyim.> "
6 Böylece Amnon yatağa yatıp hastaymış
gibi yaptı. Kral onu görmeye gelince, Amnon, "Lütfen kızkardeşim Tamar
gelip önümde iki gözleme hazırlasın da elinden yiyeyim" dedi.
7 Davut, sarayda yaşayan Tamar'a,
"Haydi kardeşin Amnon'un evine gidip ona yiyecek hazırla" diye haber
gönderdi.
8 Tamar yatmakta olan kardeşi Amnon'un
evine gitti. Hamur alıp yoğurdu, önünde gözleme yapıp pişirdi.
9 Tavayı alıp gözlemeyi önüne koyduysa da
Amnon yemek istemedi. "Yanımdan herkesi çıkarın" diye buyruk verdi.
Herkes çıktı.
10 Sonra Amnon Tamar'a, "Yemeği yatak
odama getir de, elinden yiyeyim" dedi. Tamar hazırladığı gözlemeleri
kardeşi Amnon'un yatak odasına götürdü.
11 Yesin diye yemeği ona yaklaştırınca, Amnon
Tamar'ı yakalayarak, "Gel, benimle yat, kızkardeşim" dedi.
12 Ama Tamar, "Hayır, kardeşim, beni
zorlama!" dedi, "İsrail'de böyle şey yapılmamalıdır! Bu iğrençliği
yapma!
13 Sonra ben utancımı nasıl üstümden atarım?
Sense İsrail'de alçak biri durumuna düşersin. Ne olur krala söyle; o beni
senden esirgemez."
14 Ne var ki, Amnon Tamar'ı dinlemek
istemedi. Daha güçlü olduğu için onunla zorla yattı.
15 Bundan sonra Amnon Tamar'dan öylesine
nefret etti ki, ona duyduğu nefret, beslemiş olduğu sevgiden daha güçlüydü.
Amnon Tamar'a, "Kalk, git!" dedi.
16 Tamar, "Hayır" dedi,
"Çünkü beni kovman, bana yaptığın öbür kötülükten daha büyük bir
kötülüktür." Ama Amnon onu dinlemek istemedi.
17 Hizmetindeki uşağı çağırıp, "Bu
kadını yanımdan dışarı çıkar, ardından da kapıyı sürgüle" dedi.
18 Uşak Tamar'ı dışarı çıkarıp ardından
kapıyı sürgüledi. Tamar uzun kollu bir giysi giymişti. Kralın erden kızları
böyle giyinirlerdi.
19 Tamar başına kül saçıp sırtındaki uzun
kollu giysiyi yırttı. Elini başına koyup ağlaya ağlaya gitti.
20 Kardeşi Avşalom ona, "Seninle
birlikte olan kardeşin Amnon muydu?" diye sordu, "Haydi, kızkardeşim,
sesini çıkarma. O senin üvey kardeşindir. Bu olayın üzerinde durma."
Böylece Tamar, kardeşi Avşalom'un evinde yalnız ve üzgün yaşadı.
21 Kral Davut olup bitenleri duyunca çok
öfkelendi.
22 Avşalom ise Amnon'a iyi kötü hiçbir şey
söylemedi. Kızkardeşi Tamar'a tecavüz ettiği için Amnon'dan nefret ediyordu.
23 Tam iki yıl sonra, Avşalom kralın bütün
oğullarını kendi koyun kırkıcılarının bulunduğu Efrayim Kenti yakınındaki
Baal-Hasor'a çağırdı.
24 Avşalom krala gelip, "Koyunlarımı
kırktırıyorum" dedi, "Lütfen kral ve görevlileri de kuluna
katılsın."
25 Kral Davut, "Hayır, oğlum, hepimiz
gelmeyelim, sana yük oluruz" diye yanıtladı. Avşalom üstelediyse de kral
gitmek istemedi, ama onu kutsadı.
26 Bunun üzerine Avşalom, "Öyleyse izin
ver de kardeşim Amnon bizimle gelsin" dedi. Kral, "Amnon neden
seninle gelsin?" diye sordu.
27 Ancak Avşalom üsteleyince, kral Amnon'u
ve bütün öbür oğullarını onunla gönderdi.
28 Avşalom hizmetkârlarına şöyle buyurdu:
"Dinleyin! Amnon'un şaraptan iyice keyiflendiği anı bekleyin. Size
<Amnon'u vurun> dediğim an onu öldürün. Korkmayın! Size buyruğu ben
veriyorum. Güçlü ve yürekli olun!"
29 Hizmetkârlar Avşalom'un buyruğuna uyarak
Amnon'u öldürdüler. Kralın öbür oğulları katırlarına atlayıp kaçtılar.
30 Onlar yoldayken, Avşalom'un kralın bütün
oğullarını öldürdüğü, hiçbirinin sağ kalmadığı söylentisi Davut'a ulaştı.
31 Kral kalkıp giysilerini yırttı, yere
kapandı. Bütün görevlileri de, giysileri yırtılmış, yanıbaşındaydılar.
32 Davut'un kardeşi Şima'nın oğlu Yonadav
şöyle dedi: "Efendim kral bütün oğullarının öldürüldüğünü sanmasın; yalnız
Amnon öldü. Çünkü o üvey kızkardeşi Tamar'a tecavüz ettiği günden bu yana,
Avşalom buna kararlıydı.
33 Onun için, ey efendim kral, bütün
oğullarının öldüğü haberini dikkate alma; çünkü yalnız Amnon öldü."
34 Bu arada Avşalom kaçtı. Nöbetçi tepenin
yamacındaki batı yolundan büyük bir kalabalığın geldiğini gördü.
35 Yonadav krala, "İşte oğulların geliyor!
Kulunun dediği gibi oldu" dedi.
36 O konuşmasını bitirir bitirmez, kralın
oğulları oraya varıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladılar. Kral ve görevlileri
de acı acı ağladılar.
37 Avşalom Geşur Kralı Ammihut oğlu
Talmay'ın yanına kaçtı. Davut ise oğlu Amnon için sürekli yas tutuyordu.
38 Geşur'a kaçan Avşalom orada üç yıl kaldı.
39 Kral Davut Avşalom'un yanına gitmeyi çok
istiyordu. Çünkü Amnon'un ölümü konusunda avuntu bulmuştu.
BÖLÜM 14
1-2 Kral Davut'un Avşalom'u özlediğini anlayan
Seruya oğlu Yoav, birini gönderip Tekoa'da yaşayan bilge bir kadını getirtti.
Yoav kadına, "Lütfen yasa bürün" dedi, "Yas giysilerini giy. Yağ
sürme ve ölü için günlerdir yas tutan bir kadın gibi davran.
3 Krala git ve ona söyleyeceklerimi
ilet." Sonra kadına neler söyleyeceğini bildirdi.
4 Tekoalı kadın krala gitti. Önünde
yüzüstü yere kapanarak, "Ey kral, yardım et!" dedi.
5 Kral, "Neyin var?" diye
sordu. Kadın, "Ben zavallı dul bir kadınım" diye yanıtladı,
"Kocam öldü.
6 Ben kölenin iki oğlu vardı. İkisi
tarlada kavgaya tutuştular. Orada onları ayıracak kimse yoktu. Biri öbürünü
vurup öldürdü.
7 Şimdi bütün boy halkı cariyene karşı
çıkıp, <Kardeşini öldüreni bize teslim et> diyor, <Öldürdüğü
kardeşinin canına karşılık onu öldürelim. Böylece mirasçıyı da ortadan kaldırmış
oluruz.> İşte geri kalan közümü de söndürecekler; yeryüzünde kocamın adını
sürdürecek soy kalmayacak."
8 Kral, "Evine dön, ben davanla
ilgili buyruk vereceğim" dedi.
9 Tekoalı kadın, "Efendim kral, bu
olayın suçlusu ben ve babamın ev halkı olsun" dedi, "Kral ve tahtı
suçsuz olsun."
10 Kral, "Kim sana bir şey derse, onu
bana getir" dedi, "Bir daha canını sıkmaz."
11 Kadın, "Öyleyse kral Tanrısı RAB'bin
adına ant içsin de kanın öcünü alacak kişi yıkımı büyütmesin" diye
karşılık verdi, "Yoksa oğlumu yok edecekler." Kral, "Yaşayan
RAB'bin adıyla derim ki, oğlunun saçının bir teline bile zarar
gelmeyecektir" dedi.
12 Kadın, "İzin ver de, efendim krala
bir söz daha söyleyeyim" dedi. Kral, "Söyle" dedi.
13 Kadın konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Neden Tanrı'nın halkına karşı böyle bir şey tasarladın? Kral böyle
konuşmakla sanki kendini suçlu çıkarıyor. Çünkü sürgüne gönderdiği kişiyi geri
getirmedi.
14 Hepimizin öleceği kesin, toprağa dökülüp
yeniden toplanamayan su gibiyiz. Ama Tanrı can almaz; sürgüne gönderilen kişi
kendisinden uzak kalmasın diye çözüm yolları düşünür.
15 "Halk beni korkuttuğu için efendim
krala bunları söylemeye geldim. <Kralla konuşayım, belki kölesinin dileğini
yerine getirir> diye düşündüm,
16 <Belki kral oğlumla beni öldürüp
Tanrı'nın halkından yoksun bırakmak isteyenin elinden kurtarmayı kabul
eder.>
17 Efendim kralın sözü beni rahatlatsın
dedim. Çünkü efendim kral iyiyi, kötüyü ayırt etmekte Tanrı'nın meleği gibidir.
Tanrın RAB seninle olsun!"
18 Kral, "Sana bir soru soracağım,
benden gerçeği saklama" dedi. Kadın, "Efendim kral, buyur" diye
karşılık verdi.
19 Kral, "Bütün bunları seninle
birlikte tasarlayan Yoav mı?" diye sordu. Kadın şöyle yanıtladı:
"Yaşamın hakkı için derim ki, ey efendim kral, hiçbir sorunu yanıtlamaktan
kaçamam. Evet, bana buyruk veren ve kölene bütün bunları söyleten kulun
Yoav'dır.
20 Kulun Yoav duruma bir çözüm getirmek için
yaptı bunu. Efendim, Tanrı'nın bir meleği gibi bilgedir. Ülkede olup biten her
şeyi bilir."
21 Bunun üzerine kral Yoav'a,
"İstediğini yapacağım" dedi, "Git, genç Avşalom'u geri
getir."
22 Yoav yüzüstü yere kapanarak onu kutsadı
ve, "Ey efendim kral, bugün benden hoşnut olduğunu biliyorum, çünkü
kulunun isteğini yaptın" dedi.
23 Yoav hemen Geşur'a gidip Avşalom'u
Yeruşalim'e getirdi.
24 Ne var ki, kral, "Avşalom evine
gitsin, yanıma gelmesin" diye buyruk verdi. Bu yüzden Avşalom evine gitti;
kralı görmedi.
25 Bütün İsrail'de Avşalom kadar
yakışıklılığı için övülen kimse yoktu; tepeden tırnağa kusursuz biriydi.
26 Avşalom saçını kestirdiği zaman tartardı.
Saçı ona ağırlık verdiği için her yıl kestirirdi. Saçının ağırlığı krallık
ölçüsüne göre iki yüz şekel çekerdi.
27 Avşalom'un üç oğlu ve Tamar adında çok
güzel bir kızı vardı. kg.
28 Avşalom kralı görmeden Yeruşalim'de iki
yıl yaşadı.
29 Sonra Yoav'ı krala göndermek için ona
haber saldı. Ama Yoav gelmek istemedi. Avşalom ikinci kez haber gönderdi, Yoav
yine gelmek istemedi.
30 Avşalom kullarına, "Bakın, Yoav'ın
arpa tarlası benimkine bitişiktir" dedi, "Gidin, tarlayı ateşe
verin." Bunun üzerine gidip tarlayı ateşe verdiler.
31 Yoav kalkıp Avşalom'un evine gitti.
"Kulların neden tarlamı ateşe verdi?" diye sordu.
32 Avşalom şöyle yanıtladı: "Bak, sana,
<Buraya gel, seni krala göndereyim> diye haber yolladım. Ona şunları
söylemeni isteyecektim: <Neden Geşur'dan geldim? Orada kalsaydım benim için
daha iyi olurdu. Artık kralı görmek istiyorum. Bir suçum varsa, beni
öldürsün.> "
33 Bunun üzerine Yoav gidip Avşalom'un
söylediklerini krala iletti. Kral Avşalom'u çağırttı. Avşalom kralın yanına
gelip önünde yüzüstü yere kapandı. Kral da onu öptü.
BÖLÜM 15
1 Bundan sonra Avşalom kendisine bir
savaş arabası, atlar ve önünde koşacak elli kişi hazırladı.
2 Sabah erkenden kalkıp kent kapısına
giden yolun kenarında dururdu. Davasına baktırmak için krala gelen herkese
seslenip, "Nerelisin?" diye sorardı. Adam hangi İsrail oymağından
geldiğini söylerdi.
3 Avşalom ona şöyle derdi: "Bak,
ileri sürdüğün savlar doğru ve haklı. Ne var ki, kral adına seni dinleyecek
kimse yok."
4 Sonra konuşmasını şöyle sürdürürdü:
"Keşke kral beni ülkeye yargıç atasa! Davası ya da sorunu olan herkes bana
gelse, ben de ona hakkını versem!"
5 Biri önünde yüzüstü yere kapanmak üzere
yaklaştı mı, Avşalom elini uzatıp adamı tutar, öperdi.
6 Davasına baktırmak için krala gelen
İsrailliler'in hepsine böyle davrandı. Böylelikle İsrailliler'in gönlünü çeldi.
7 Dört yıl* sonra Avşalom krala,
"İzin ver de Hevron'a gidip RAB'be adağımı yerine getireyim" dedi,
8 "Çünkü ben kulun Aram'ın Geşur
Kenti'nde yaşarken, <RAB beni Yeruşalim'e geri getirirse, O'na Hevron'da
tapınacağım> diye adak adamıştım." [*Masoretik
metin "Kırk yıl".] [Masoretik metinde geçmemektedir.]
9-10 Kral, "Esenlikle git" dedi. Ne var
ki, Hevron'a giden Avşalom bütün İsrail oymaklarına gizlice ulaklar göndererek
şöyle dedi: "Boru sesini duyar duymaz, <Avşalom Hevron'da kral oldu>
diyeceksiniz."
11 Yeruşalim'den çağrılan iki yüz kişi olup
bitenden haberleri olmaksızın, iyi niyetle Avşalom'la birlikte gittiler.
12 Avşalom kurbanları keserken, Davut'un
danışmanı Gilolu Ahitofel'i de Gilo Kenti'nden getirtti. Böylece ayaklanma güç
kazandı. Çünkü Avşalom'u izleyen halkın sayısı giderek çoğalıyordu.
13 Bir ulak gelip Davut'a, "İsrailliler
Avşalom'a yürekten bağlandı" dedi.
14 Bunun üzerine Davut Yeruşalim'de
kendisiyle birlikte olan bütün görevlilerine şöyle dedi: "Haydi kaçalım!
Yoksa Avşalom'dan kaçıp kurtulamayacağız. Hemen gidelim! Yoksa Avşalom
ardımızdan çabucak yetişip bizi yıkıma uğratır. Kenti de kılıçtan
geçirir."
15 Kralın görevlileri, "Efendimiz kral
ne karar verirse yapmaya hazırız" diye yanıtladılar.
16 Böylece kral ardısıra gelen bütün ev
halkıyla birlikte yola koyuldu. Ancak saraya baksınlar diye on cariyesini orada
bıraktı.
17 Kralla yanındakiler kentin en son evinde
durdular.
18 Bütün kulları, Keretliler'le Peletliler
kralın yanından geçtiler. Gat'tan ardısıra gelmiş olan altı yüz Gatlı asker de
kralın önünden geçti.
19 Kral Gatlı İttay'a, "Neden sen de
bizimle geliyorsun?" dedi, "Geri dön ve yeni kralla kal. Çünkü sen
yurdundan sürülmüş bir yabancısın.
20 Daha dün geldin. Bugün nereye gideceğimi
kendim bilmezken, seni de bizimle birlikte mi dolaştırayım? Kardeşlerinle
birlikte geri dön. Tanrı'nın sevgisi ve sadakati üzerinde olsun!"
21 Ama İttay şöyle yanıtladı: "Efendim
kral, yaşayan RAB'bin adıyla ve yaşamın hakkı için derim ki, ister yaşam, ister
ölüm için olsun, sen neredeysen kulun ben de orada olacağım."
22 Davut İttay'a, "Yürü, geç!"
dedi. Böylece Gatlı İttay yanındaki bütün adamları ve çocuklarıyla birlikte
geçti.
23 Halk geçerken, bütün yöre halkı hıçkıra
hıçkıra ağlıyordu. Kral Kidron Vadisi'ni geçti. Halk da kırlara doğru ilerledi.
24 Kâhin Sadok'la Tanrı'nın Antlaşma
Sandığı'nı taşıyan Levililer de oradaydı. Tanrı'nın Sandığı'nı yere koydular.
Bütün halk kentten çıkana dek Aviyatar sunular sundu.
25 Sonra kral, Sadok'a, "Tanrı'nın
Sandığı'nı kente geri götür" dedi, "RAB benden hoşnut kalırsa, beni
geri getirir, sandığı ve konduğu yeri bana gösterir.
26 Ama, <Senden hoşnut değilim> derse,
işte buradayım, bana uygun gördüğünü yapsın."
27 Kral Kâhin Sadok'la konuşmasını şöyle
sürdürdü: "Sen bilici değil misin? Oğlun Ahimaas'ı ve Aviyatar oğlu
Yonatan'ı yanına al; Aviyatar'la birlikte esenlikle kente dönün.
28 Sizden aydınlatıcı bir haber alana dek
ben kırda, ırmağın sığ yerinde bekleyeceğim."
29 Böylece Sadok'la Aviyatar Tanrı'nın
Sandığı'nı Yeruşalim'e geri götürüp orada kaldılar. "Bakın".
30 Davut ağlaya ağlaya Zeytin Dağı'na
çıkıyordu. Başı örtülüydü, yalınayak yürüyordu. Yanındaki herkesin başı
örtülüydü ve ağlayarak dağa çıkıyorlardı.
31 O sırada biri Davut'a, "Ahitofel
Avşalom'dan yana olan suikastçıların arasında" diye bildirdi. Bunun
üzerine Davut, "Ya RAB, Ahitofel'in öğüdünü boşa çıkar" diye dua
etti.
32 Davut Tanrı'ya tapılan tepenin doruğuna
varınca, Arklı Huşay giysisi yırtılmış, başı toz toprak içinde onu karşıladı.
33 Davut ona, "Benimle birlikte
gelirsen, bana yük olursun" dedi,
34 "Ama kente döner ve Avşalom'a,
<Ey kral, senin kulun olacağım; geçmişte babana nasıl kulluk ettiysem, şimdi
de sana öyle kulluk edeceğim> dersen, Ahitofel'in öğüdünü benim için boşa
çıkarırsın.
35 Kâhin Sadok ile Kâhin Aviyatar orada
seninle birlikte olacaklar. Kralın sarayında duyduğun her şeyi onlara bildir.
36 Sadok oğlu Ahimaas ile Aviyatar oğlu
Yonatan da oradalar. Bütün duyduklarınızı onların aracılığıyla bana iletebilirsiniz."
37 Böylece Davut'un dostu Huşay Yeruşalim'e
gitti. Tam o sırada Avşalom da kente giriyordu.
BÖLÜM 16
1 Davut tepenin doruğunu biraz geçince,
Mefiboşet'in hizmetkârı Siva palan vurulmuş ve üzerlerine iki yüz ekmek, yüz
salkım kuru üzüm, yüz tane taze meyve ve bir tulum şarap yüklü iki eşekle onu
karşıladı.
2 Kral, Siva'ya, "Bunları niçin
getirdin?" diye sordu. Siva, "Eşekler kral ailesinin binmesi, ekmekle
taze meyve hizmetkârların yemesi, şarapsa kırda yorgun düşenlerin içmesi
için" diye yanıtladı.
3 Kral, "Efendin Saul'un torunu
nerede?" diye sordu. Siva, "Yeruşalim'de kalıyor" diye
yanıtladı, "Çünkü <İsrail halkı bugün atamın krallığını bana geri
verecek> diye düşünüyor."
4 Kral, "Mefiboşet'in her şeyi
senindir" dedi. Siva, "Önünde eğilirim, efendim kral! Dilerim her
zaman benden hoşnut kalırsın" dedi.
5 Kral Davut Bahurim'e vardığında, Saul
ailesinin geldiği boydan Gera oğlu Şimi adında biri lanetler okuyarak ortaya
çıktı.
6 Bütün askerler ve koruyucular Kral
Davut'un sağında, solunda olmasına karşın, Şimi Davut'la askerlerini
taşlıyordu.
7 Şimi lanetler okuyarak, "Çekil
git, ey eli kanlı, alçak adam!" diyordu,
8 "RAB, yerine kral olduğun Saul
ailesinin dökülen kanlarının karşılığını sana verdi. RAB krallığı oğlun
Avşalom'a verdi. Sen eli kanlı bir adam olduğun için bu yıkıma uğradın!"
9 Seruya oğlu Avişay krala, "Bu ölü
köpek neden efendim krala lanet okusun?" dedi, "İzin ver de gidip
başını uçurayım."
10 Ama kral, "Bu sizin işiniz değil, ey
Seruya oğulları!" dedi, "RAB ona, <Davut'a lanet oku> dediği
için lanet okuyorsa, kim, <Bunu neden yapıyorsun> diye sorabilir?"
11 Sonra Davut Avişay'la askerlerine,
"Öz oğlum beni öldürmeye çalışırken, şu Benyaminli'nin yaptığına
şaşmamalı" dedi, "Bırakın onu, lanet okusun, çünkü ona böyle
yapmasını RAB buyurmuştur.
12 Belki RAB sıkıntımı görür de, bugün
okunan lanetlerin karşılığını iyilikle verir."
13 Davut'la adamları yollarına devam
ettiler. Davut'un karşısında, dağın yamacında yürüyen Şimi, giderken ona lanet
okuyor, taş, toprak atıyordu.
14 Gidecekleri yere yorgun argın varan
kralla yanındaki halk orada dinlendiler.
15 Avşalom'la İsrail halkı Yeruşalim'e
girmişlerdi. Ahitofel de Avşalom'la birlikteydi.
16 Davut'un dostu Arklı Huşay, Avşalom'un
yanına varınca, "Yaşasın kral! Yaşasın kral!" diye bağırdı.
17 Avşalom Huşay'a, "Dostuna bağlılığın
bu mu? Neden dostunla gitmedin?" diye sordu.
18 Huşay, "Hayır" diye yanıtladı,
"Ben RAB'bin, bu halkın ve bütün İsrailliler'in seçtiği kişiden yana
olacağım, onun yanında kalacağım.
19 Üstelik Davut oğlu Avşalom'dan başka kime
hizmet edeceğim? Babana nasıl hizmet ettiysem, sana da öyle hizmet
edeceğim."
20 Avşalom Ahitofel'e, "Ne yapmalıyız,
bize öğüt ver" dedi.
21 Ahitofel, "Babanın saraya bakmak
için bıraktığı cariyelerle yat" diye karşılık verdi, "Böylece bütün
İsrail babanın nefretini kazandığını duyacak ve seni destekleyenlerin tümü
kendilerini daha da güçlenmiş bulacaklar."
22 Sarayın damında Avşalom için bir çadır
kurdular. Avşalom bütün İsrailliler'in gözü önünde babasının cariyelerinin
yanına girdi.
23 O günlerde Ahitofel'in verdiği öğüt,
Tanrı sözünü ileten bir adamınki gibiydi. Davut da, Avşalom da onun öğüdünü
öyle kabul ederlerdi.
BÖLÜM 17
1 Ahitofel Avşalom'a şöyle dedi:
"İzin ver de on iki bin kişi seçeyim, bu gece kalkıp Davut'un peşine
düşeyim.
2 Davut yorgun ve güçsüzken ona saldırıp
gözünü korkutayım. Yanındakilerin hepsi kaçacaktır. Ben de yalnız Kral Davut'u
öldürürüm.
3 Sonra bütün halkı sana geri getiririm.
Halkın dönmesi, öldürmek istediğin adamın ölümüne bağlıdır. Böylece halk da
esenlikte olur."
4 Bu öğüt Avşalom'u ve İsrail ileri
gelenlerini hoşnut etti.
5 Avşalom, "Arklı Huşay'ı da
çağırın, neler söyleyeceğini duyalım" dedi.
6 Huşay gelince Avşalom, "Ahitofel
bu öğüdü verdi" dedi, "Onun öğüdüne uyalım mı? Yoksa, sen öğüt
ver."
7 Huşay Avşalom'a, "Bu kez
Ahitofel'in verdiği öğüt iyi değil" dedi,
8 "Baban Davut'la adamlarının güçlü
savaşçılar olduklarını biliyorsun. Kırda yavrularından yoksun bırakılmış bir
ayı gibi öfkeliler. Baban deneyimli bir savaşçıdır, geceyi askerlerle geçirmez.
9 Şu anda ya bir mağarada ya da başka bir
yerde gizlenmiştir. Davut askerlerine karşı ilk saldırıyı yapınca, bunu her
duyan, <Avşalom'u destekleyenler arasında kırım var> diyecek.
10 O zaman aslan yürekli yiğitler bile
korkuya kapılacak. Çünkü bütün İsrailliler babanın güçlü, yanındakilerin de
yiğit olduğunu bilir.
11 "Onun için sana öğüdüm şu: Dan'dan
Beer-Şeva'ya kadar, kıyıların kumu kadar olan İsrailliler çevrene toplansın,
sen de savaşa katıl.
12 O zaman gizlendiği yerlerden birinde
Davut'un üstüne yürürüz; yeryüzüne düşen çiy gibi üzerine gideriz. Onu da,
yanındakilerin hiçbirini de yaşatmayız.
13 Eğer bir kente çekilirse, İsrailliler o
kente halatlar getirir, tek bir taş kalmayıncaya dek kenti vadiye
indiririz."
14 Avşalom'la İsrailliler, "Arklı
Huşay'ın öğüdü Ahitofel'in öğüdünden daha iyi" dediler. Çünkü RAB,
Avşalom'u yıkıma uğratmak için, Ahitofel'in iyi öğüdünü boşa çıkarmayı
tasarlamıştı.
15 Huşay Kâhin Sadok'la Kâhin Aviyatar'a
şöyle dedi: "Ahitofel Avşalom'a ve İsrail'in ileri gelenlerine böyle öğüt
verdi, bense şöyle öğüt verdim.
16 Şimdi siz Davut'a hemen şu haberi
gönderin: <Geceyi kırdaki ırmağın sığ yerinde geçirme, duraksamadan karşı
yakaya geç; yoksa kral da yanındakilerin tümü de yok olabilir.> "
17 Bu sırada Yonatan'la Ahimaas Eyn-Rogel'de
kalıyorlardı. Bir hizmetçi kız gidip onlara olup bitenleri haber veriyor, onlar
da gidip duyduklarını Kral Davut'a bildiriyorlardı. Çünkü kendileri kente
girerken görünmeyi göze alamıyorlardı.
18 Ama bir genç onları görüp Avşalom'a
bildirdi. Bunun üzerine Yonatan'la Ahimaas hemen oradan ayrılıp Bahurim'de bir
adamın evine gittiler. Evin avlusunda bir kuyu vardı. Yonatan'la Ahimaas kuyuya
indiler.
19 Adamın karısı bir örtü alıp kuyunun
ağzına serdi. Bir şey belli olmasın diye örtünün üstüne başak yaydı.
20 Avşalom'un görevlileri eve, kadının
yanına varınca, "Ahimaas'la Yonatan nerede?" diye sordular. Kadın,
"Irmağın karşı yakasına geçtiler" diye yanıtladı. Avşalom'un
görevlileri onları aramaya gittiler; bulamayınca Yeruşalim'e döndüler.
21 Adamlar gittikten sonra, Ahimaas'la
Yonatan kuyudan çıktılar ve olup bitenleri bildirmek üzere Kral Davut'a
gittiler. Ona, "Haydi, hemen ırmağı geçin" dediler, "Çünkü
Ahitofel size karşı böyle öğüt verdi."
22 Bunun üzerine Davut'la yanındaki bütün
halk Şeria Irmağı'nı çabucak geçti. Şafak söktüğünde Şeria Irmağı'nı geçmeyen
bir kişi bile kalmamıştı.
23 Ahitofel, verdiği öğüde uyulmadığını
görünce, eşeğine palan vurdu; yola koyulup kentine, evine döndü. İşlerini
düzene koyduktan sonra kendini astı. Ölüsünü babasının mezarına gömdüler.
24 Davut Mahanayim'e vardığı sırada
Avşalom'la yanındaki İsrail askerleri Şeria Irmağı'nı geçtiler.
25 Avşalom Yoav'ın yerine Amasa'yı ordu
komutanı atamıştı. Amasa Yitra adında bir İsmaili'nin oğluydu. Annesi Nahaş'ın
kızı Avigayil'di; Yoav'ın annesi Seruya'nın kızkardeşiydi.
26 Avşalom'la İsrailliler Gilat bölgesinde
ordugah kurdular. [Masoretik metin
"İsrailli".]
27 Davut Mahanayim'e vardığında,
Ammonlular'ın Rabba Kenti'nden Nahaş oğlu Şovi, Lo-Devarlı Ammiel oğlu Makir ve
Rogelim'den Gilatlı Barzillay ona yataklar, taslar, toprak kaplar getirdiler.
Ayrıca Davut'la yanındakilerin yemesi için buğday, arpa, un, kavrulmuş buğday,
bakla, mercimek, bal, tereyağı, inek peyniri ve koyun da getirdiler. "Halk
kırda yorulmuştur, aç ve susuzdur" diye düşünmüşlerdi.
BÖLÜM 18
1 Davut kendini destekleyen askerleri bir
araya topladı. Onlara binbaşılar ve yüzbaşılar atadı.
2 Sonra orduyu Seruya oğlu Yoav'ın,
kardeşi Avişay'ın ve Gatlı İttay'ın denetiminde üç kol halinde gönderdi. Kral
askerlere, "Ben de sizinle birlikte gideceğim" dedi.
3 Ancak askerler, "Bizimle
gelmemelisin" diye karşılık verdiler, "Çünkü kaçmak zorunda kalırsak
düşmanlarımız bizi umursamaz; yarımız ölse bile umursamazlar. Sen bizim gibi on
bin adama değersin. Sen kentten bize yardım et, daha iyi."
4 Kral, "Gözünüzde iyi olanı
yapacağım" dedi. Adamları yüzer ve biner kişilik birlikler halinde kentten
çıkarken kral kapının yanında duruyordu.
5 Kral, Yoav'a, Avişay'a ve İttay'a,
"Benim hatırım için genç Avşalom'a sert davranmayın" diye buyurdu.
Bütün askerler kralın komutanlara Avşalom'a ilişkin buyruk verdiğini duydular.
6 Davut'un ordusu İsrailliler'le savaşmak
üzere tarlalara çıktı. Savaş Efrayim Ormanı'nda başladı.
7 İsrail ordusu Davut'un adamları önünde
yenilgiye uğradı. Büyük bir kırım oldu. O gün yirmi bin kişi öldü.
8 Savaş her yana yayıldı. O gün ormanda
yok olanların sayısı kılıçtan geçirilenlerin sayısından daha çoktu.
9 Avşalom ansızın Davut'un adamlarıyla
karşılaştı. Avşalom katıra binmişti. Katır büyük bir yabanıl fıstık ağacının
sık dalları altından geçerken, Avşalom'un başı dallara takıldı. Katır yoluna
devam edince, Avşalom havada asılı kaldı.
10 Adamlardan biri bunu gördü. Yoav'a,
"Avşalom'u bir yabanıl fıstık ağacına asılı gördüm" diye bildirdi.
11 Yoav, haberi verene, "Onu gördün mü?
Neden onu orada öldürmedin? Sana on parça gümüşle bir kemer verirdim"
dedi.
12 Ama adam, "Elime bin parça gümüş
saysan bile, kralın oğluna elimi kaldırmam" diye yanıtladı, "Çünkü
kralın sana, Avişay'a ve İttay'a, <Benim hatırım için genç Avşalom'u
koruyun> diye buyruk verdiğini duyduk.
13 Oysa Avşalom'u öldürseydim -hiçbir şey
kraldan gizli kalmaz- o zaman sen de beni savunmazdın."
14 Yoav, "Seninle böyle vakit
kaybedemem" dedi. Üç kargı aldı, yabanıl fıstık ağacında asılı duran ve
hâlâ sağ olan Avşalom'un yüreğine sapladı.
15 Bunun üzerine Yoav'ın silahlarını taşıyan
on genç Avşalom'un çevresini sarıp onu öldürdüler.
16 Yoav boru çaldırınca, askerler
İsrailliler'i kovalamayı bırakıp geri döndüler. Yoav onların savaşı
sürdürmelerine engel oldu.
17 Yoav'ın askerleri Avşalom'u alıp ormanda
derin bir çukura attılar; üzerine büyük bir taş yığını yaptılar. Bütün
İsrailliler evlerine kaçtılar.
18 Avşalom daha sağken bir direk alıp
kendisi için Kral Vadisi'ne dikmişti. Çünkü, "Adımı anımsatacak bir oğlum
yok" diye düşünmüştü. Direğe kendi adını vermişti. Bu direk bugün de
Avşalom Anıtı diye bilinir.
19 Sadok oğlu Ahimaas Yoav'a, "İzin ver
de koşup krala RAB'bin onu düşmanlarının elinden kurtardığını haber
vereyim" dedi.
20 Yoav, "Olmaz, bugün haberi götüren
sen olmayacaksın" dedi, "Başka bir zaman haber götürürsün, ama bugün
değil. Çünkü kralın oğlu öldü."
21 Sonra bir Kûşlu'ya, "Sen git,
gördüklerini krala bildir" dedi. Kûşlu Yoav'ın önünde yere kapandı, sonra
koşmaya başladı.
22 Ama Sadok oğlu Ahimaas yine, "Ne
olursa olsun, izin ver, ben de Kûşlu'nun ardısıra koşayım" dedi. Yoav,
"Oğlum, neden koşmak istiyorsun?" dedi, "Sana ödül kazandıracak
bir haberin yok ki!"
23 Ahimaas, "Ne olursa olsun
koşacağım" diye karşılık verdi. Yoav, "Koş öyleyse" dedi.
Böylece Ahimaas Şeria Ovası yolundan koşarak Kûşlu'yu geçti.
24 Davut kentin iç ve dış kapıları arasında
oturuyordu. Nöbetçi surun yanındaki kapının tepesine çıktı. Çevreye göz
gezdirince, tek başına koşan birini gördü.
25 Krala seslenerek gördüğünü bildirdi.
Kral, "Tek başına geliyorsa, iyi haber getiriyor demektir" dedi. Adam
gitgide yaklaşıyordu.
26 Nöbetçi koşan başka birini görünce,
kapıcıya, "İşte tek başına koşan bir adam daha!" diye seslendi. Kral,
"O da iyi haber getiriyor" dedi.
27 Nöbetçi, "Sanırım birinci adamın
koşuşu Sadok oğlu Ahimaas'ın koşuşuna benziyor" dedi. Kral, "Ahimaas
iyi adamdır" diye karşılık verdi, "İyi haberle gelir."
28 Ahimaas krala, "Her şey
yolunda!" diye seslendi. Kralın önünde yüzüstü yere kapanarak,
"Efendimiz krala el kaldıranları teslim eden Tanrın RAB'be övgüler
olsun!" dedi.
29 Kral, "Genç Avşalom güvenlikte
mi?" diye sordu. Ahimaas şöyle yanıtladı: "Yoav kralın hizmetkârı
Kûşlu'yla beni gönderdiği sırada büyük bir karışıklık gördüm, ama ne olduğunu
anlamadım."
30 Kral, "Bir yana çekilip burada
bekle" dedi. Ahimaas da çekilip beklemeye başladı.
31 Tam o sırada Kûşlu geldi. "Efendimiz
krala müjde!" dedi, "Bugün RAB sana karşı bütün ayaklananların
elinden seni kurtardı."
32 Kral Kûşlu'ya, "Genç Avşalom
güvenlikte mi?" diye sordu. Kûşlu, "Efendimiz kral!" diye
yanıtladı, "Düşmanlarının ve kötü amaçla sana karşı ayaklananların
hepsinin sonu bu gencin sonu gibi olsun."
33 Kral sarsıldı. Giriş kapısının üstündeki
odaya çıkıp ağladı. Giderken, "Ah oğlum Avşalom! Ah oğlum, oğlum
Avşalom!" diye inliyordu, "Keşke senin yerine ben ölseydim, oğlum! Ah
oğlum Avşalom!"
BÖLÜM 19
1 Yoav'a, "Kral Davut Avşalom için
ağlayıp yas tutuyor" diye bildirdiler.
2 O gün zafer ordu için yasa dönüştü.
Çünkü kralın oğlu için acı çektiğini duymuşlardı.
3 Bu yüzden askerler, savaş kaçakları
gibi, o gün kente utanarak girdiler.
4 Kral ise yüzünü örtmüş, yüksek sesle,
"Ah oğlum Avşalom! Avşalom, oğlum, oğlum!" diye bağırıyordu.
5 Yoav kralın bulunduğu odaya giderek ona
şöyle dedi: "Bugün senin canını, oğullarının, kızlarının, eşlerinin,
cariyelerinin canlarını kurtaran adamlarının hepsini utandırdın.
6 Çünkü senden nefret edenleri seviyor,
seni sevenlerden nefret ediyorsun: Bugün komutanlarının ve adamlarının senin
gözünde değersiz olduğunu gösterdin. Evet, bugün anladım ki, Avşalom sağ kalıp
hepimiz ölseydik senin için daha iyi olurdu!
7 "Haydi kalk, gidip adamlarını
yüreklendir! RAB'bin adıyla ant içerim ki, gitmezsen bu gece bir kişi bile
seninle kalmayacak. Bu da, gençliğinden şimdiye dek başına gelen yıkımların
tümünden daha kötü olacak."
8 Bunun üzerine kral gidip kentin
kapısında oturdu. Bütün askerlere, "İşte kral kentin kapısında
oturuyor" diye haber salındı. Onlar da kralın yanına geldiler. Bu arada
İsrailliler evlerine kaçmışlardı.
9 İsrail oymaklarından olan herkes
birbiriyle tartışıyor ve, "Kral bizi düşmanlarımızın elinden
kurtardı" diyordu, "Bizi Filistliler'in elinden kurtaran da odur.
Şimdiyse Avşalom yüzünden ülkeyi bırakıp kaçtı.
10 Bizi yönetmesi için meshettiğimiz
Avşalom'sa savaşta öldü. Öyleyse neden kralı geri getirme konusunda susup
duruyorsunuz?"
11 Kral Davut Kâhin Sadok'la Kâhin
Aviyatar'a şu haberi gönderdi: "Yahuda'nın ileri gelenlerine deyin ki,
<Bütün İsrail'de konuşulanlar kralın konutuna dek ulaştığına göre, kralı
sarayına geri getirmekte siz neden sonuncu oluyorsunuz?
12 Siz kardeşlerimsiniz; etim, kemiğimsiniz!
Kralı geri getirmekte neden en son siz davranıyorsunuz?>
13 "Amasa'ya da şöyle deyin: <Sen
etim, kemiğimsin! Seni Yoav'ın yerine ordunun sürekli komutanı atamazsam, Tanrı
bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!> "
14 Böylece Davut bütün Yahudalılar'ı
derinden etkiledi. Yahudalılar krala, "Bütün adamlarınla birlikte
dön!" diye haber gönderdiler.
15 Kral dönüp Şeria Irmağı'na vardı.
Yahudalılar kralı karşılamak ve Şeria Irmağı'ndan geçirmek için Gilgal'a
geldiler.
16 Bahurim'den Benyaminli Gera oğlu Şimi de
Kral Davut'u karşılamak için Yahudalılar'la birlikte çıkageldi.
17 Yanında Benyamin oymağından bin kişi
vardı. Saul evinin hizmetkârı Siva da on beş oğlu ve yirmi kölesiyle birlikte
hemen Şeria Irmağı'na, kralın yanına geldi.
18 Kralın ev halkını karşıya geçirmek ve
onun istediğini yapmak için ırmağın sığ yerinden karşı yakaya geçtiler. Kral
Şeria Irmağı'nı geçmek üzereydi ki, Gera oğlu Şimi kendini onun önüne attı.
19 Krala, "Efendim, beni suçlu
sayma" dedi, "Ey efendim kral, Yeruşalim'den çıktığın gün işlediğim
suçu anımsama, göz önünde tutma.
20 Çünkü kulun günah işlediğini biliyor.
Efendim kralı karşılamak için bugün bütün Yusuf soyundan ilk gelen benim."
21 Seruya oğlu Avişay, "Şimi
öldürülmeli, çünkü RAB'bin meshettiği kişiye lanet okudu" dedi.
22 Davut, "Ey Seruya oğulları, bu sizin
işiniz değil!" dedi, "Bugün bana düşman oldunuz. İsrail'de bugün bir
tek kişi öldürülmeyecek! İsrail'in Kralı olduğumu bilmiyor muyum?"
23 Sonra ant içerek Şimi'ye,
"Ölmeyeceksin!" dedi.
24 Saul'un torunu Mefiboşet de kralı
karşılamaya gitti. Kralın gittiği günden esenlikle geri döndüğü güne dek
ayaklarını da, giysilerini de yıkamamış, bıyığını kesmemişti.
25 Kralı karşılamak için Yeruşalim'den
geldiğinde, kral, "Mefiboşet, neden benimle gelmedin?" diye sordu.
26 Mefiboşet şöyle yanıtladı: "Ey
efendim kral! Kulun topal olduğundan, kulum Siva'ya, <Eşeğe palan vur da
binip kralla birlikte gideyim> dedim. Ama o beni kandırdı.
27 Ayrıca efendim kralın önünde kuluna kara
çaldı. Ama sen, ey efendim kral, Tanrı'nın bir meleği gibisin; gözünde doğru
olanı yap.
28 Çünkü atamın ailesinin bütün bireyleri
ölümü hak etmişken, kuluna sofrandakilerle birlikte yemek yeme ayrıcalığını
tanıdın. Artık senden daha başka bir şey dilemeye ne hakkım var, ey kral?"
29 Kral, "İşlerin hakkında daha fazla
konuşmana gerek yok" dedi, "Sen ve Siva toprakları paylaşın diye
buyruk veriyorum."
30 Mefiboşet, "Madem efendim kral
sarayına esenlikle döndü, bütün toprakları Siva alsın" diye karşılık
verdi.
31 Gilatlı Barzillay da Şeria Irmağı'nı
geçişte krala eşlik edip onu uğurlamak üzere Rogelim'den gelmişti.
32 Barzillay çok yaşlıydı, seksen
yaşındaydı. Kral Mahanayim'de kaldığı sürece, geçimini o sağlamıştı. Çünkü
Barzillay çok varlıklıydı.
33 Kral Barzillay'a, "Benimle karşıya
geç, Yeruşalim'de ben senin geçimini sağlayacağım" dedi.
34 Ama Barzillay, "Kaç yıl ömrüm kaldı
ki, seninle birlikte Yeruşalim'e gideyim?" diye karşılık verdi,
35 "Şu anda seksen yaşındayım. İyi ile
kötüyü ayırt edebilir miyim? Yediğimin, içtiğimin tadını alabilir miyim? Kadın
erkek şarkıcıların sesini duyabilir miyim? Öyleyse neden efendim krala daha
fazla yük olayım?
36 Kulun Şeria Irmağı'nı kralla birlikte
geçerek sana birazcık eşlik edecek. Kral beni neden böyle ödüllendirsin?
37 İzin ver de döneyim, kentimde, annemin
babamın mezarı yanında öleyim. Ama kulun Kimham burada; o seninle karşıya
geçsin. Uygun gördüğünü ona yaparsın."
38 Kral, "Kimham benimle karşıya
geçecek ve ona senin uygun gördüğünü yapacağım" dedi, "Benden ne
dilersen yapacağım."
39 Bundan sonra kralla bütün halk Şeria
Irmağı'nı geçti. Kral Barzillay'ı öpüp kutsadı. Sonra Barzillay evine döndü.
40 Kral Gilgal'a geçti. Kimham da onunla
birlikte gitti. Bütün Yahudalılar'la İsrailliler'in yarısı krala eşlik ettiler.
41 Sonra İsrailliler krala varıp şöyle
dediler: "Neden kardeşlerimiz Yahudalılar seni çaldı? Neden seni, aile
bireylerini ve bütün adamlarını Şeria Irmağı'nın karşı yakasına
geçirdiler?"
42 Bunun üzerine Yahudalılar İsrailliler'e,
"Çünkü kral bizden biri!" dediler, "Buna neden kızdınız? Kralın
yiyeceklerinden bir şey yedik mi? Kendimize bir şey aldık mı?"
43 İsrailliler, "Kralda on payımız
var" diye yanıtladılar, "Davut'ta sizden daha çok hakkımız var.
Öyleyse neden bizi küçümsüyorsunuz? Kralımızı geri getirmekten ilk söz eden biz
değil miydik?" Ne var ki, Yahudalılar'ın tepkisi İsrailliler'inkinden daha
sert oldu.
BÖLÜM 20
1 O sırada Benyamin oymağından Bikri oğlu
Şeva adında kötü bir adam bir rastlantı sonucu Gilgal'daydı. Şeva boru çalıp,
"İşay oğlu Davut'la ne ilgimiz Ne de payımız var" dedi, "Ey
İsrailliler, herkes kendi evine dönsün!"
2 Bunun üzerine bütün İsrailliler Davut'u
bırakıp Bikri oğlu Şeva'nın ardından gitti. Yahudalılar ise krallarına bağlı
kalıp Şeria Irmağı'ndan Yeruşalim'e dek ona eşlik ettiler.
3 Kral Davut Yeruşalim'deki sarayına
varınca, saraya bakmak için bıraktığı on cariyeyi gözetim altına aldı, onların
geçimini sağladı. Ancak yataklarına girmedi. Onlar da ölünceye dek göz altında
dul kadınlar gibi yaşadılar.
4 Davut Amasa'ya, "Üç gün içinde
Yahudalılar'ı yanıma çağır. Sen de burada ol" dedi.
5 Amasa Yahudalılar'ı çağırmaya gitti.
Ama belirlenen zamanda dönmedi.
6 Bunun üzerine Davut Avişay'a,
"Şimdi Bikri oğlu Şeva bize Avşalom'dan daha büyük kötülük yapacak"
dedi, "Efendinin adamlarını al ve onu kovala. Yoksa kendine surlu kentler
bulup bizden kaçar."
7 Böylece Yoav'ın adamları, Keretliler'le
Peletliler ve bütün koruyucular Bikri oğlu Şeva'yı kovalamak için Avişay'ın
komutasında Yeruşalim'den çıktılar.
8 Givon'daki büyük kayanın yanına
varınca, Amasa onları karşılamaya geldi. Yoav savaş giysisini giymişti.
Giysinin üzerine bir kemer kuşanmış, kemere kınında duran bir kılıç bağlamıştı.
Yoav ilerlerken kılıç kınından çıktı.
9 Yoav Amasa'ya, "İyi misin,
kardeşim?" diye sordu. Onu öpmek için sağ eliyle Amasa'nın sakalından
tuttu.
10 Amasa Yoav'ın elindeki kılıcı farketmedi.
Yoav kılıcı karnına saplayınca, Amasa'nın bağırsakları yere döküldü. İkinci
vuruşa gerek kalmadan Amasa öldü. Bundan sonra Yoav'la kardeşi Avişay, Bikri
oğlu Şeva'yı kovalamayı sürdürdüler.
11 Yoav'ın adamlarından biri, Amasa'nın
ölüsü yanında durup, "Yoav'ı tutan ve Davut'tan yana olan herkes Yoav'ın
ardından gitsin" dedi.
12 Amasa'nın ölüsü yolun ortasında kanlar
içinde duruyordu. Yoav'ın adamı, ölüye yaklaşan herkesin orada durduğunu
görünce, Amasa'yı yoldan sürükleyip tarlaya götürdü ve üzerine bir örtü attı.
13 Ölü yoldan kaldırıldıktan sonra herkes
Bikri oğlu Şeva'yı kovalamak için Yoav'ın ardından gitti.
14 Şeva bütün İsrail oymaklarından ve
Berliler'in bölgesinden geçip Avel- Beytmaaka'ya geldi. Berliler de toplanıp
onu izleyerek kente girdiler.
15 Yoav'la bütün adamları varıp
Avel-Beytmaaka Kenti'nde Şeva'yı kuşattılar. Topraktan kentin suruna bitişik
bir yığın yaptılar ve suru devirmek için yıkmaya başladılar.
16 O sırada bilge bir kadın kentin içinden
seslendi: "Dinleyin! Dinleyin! Yoav'a buraya gelmesini söyleyin, onunla
konuşacağım."
17 Yoav kadına yaklaştı. Kadın, "Yoav
sen misin?" diye sordu. Yoav, "Benim" diye yanıtladı. Kadın,
"Kölenin sözlerini dinle" dedi. Yoav, "Dinliyorum" dedi.
18 Kadın konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eskiden, <Avel Kenti'ne danışın> derlerdi ve sorunları böyle
çözerlerdi.
19 Biz İsrail'in esenliğini isteyen
güvenilir kişileriz. Sense İsrail'e ana gibi kucak açan kentlerden birini
yıkmaya çalışıyorsun. Neden RAB'bin halkını yok etmek istiyorsun?"
20 Yoav, "Asla!" diye yanıtladı,
"Ne yıkmak, ne de yok etmek istiyorum.
21 Durum öyle değil. Efrayim dağlık
bölgesinden Bikri oğlu Şeva adındaki adam Kral Davut'a başkaldırdı. Yalnız onu
verin, ben de kentten geri çekileyim." Kadın, "Onun başı surun
üzerinden sana atılacak" dedi.
22 Sonra kadın bilgece öğüdüyle bütün halka
gitti. Halk Bikri oğlu Şeva'nın başını kesip Yoav'a attı. Bunun üzerine Yoav
boru çaldı. Adamları kenti bırakıp evlerine gittiler. Yoav da Yeruşalim'e,
kralın yanına döndü.
23 Yoav İsrail ordusunun komutanıydı. Yehoyada
oğlu Benaya ise Keretliler'le Peletliler'in komutanıydı.
24 Adoram angaryasına çalışanlardan
sorumluydu. Ahilut oğlu Yehoşafat devlet tarihçisiydi.
25 Şeva yazman, Sadok'la Aviyatar kâhindi.
26 Yairli İra ise Davut'un kâhiniydi.
BÖLÜM 21
1 Davut'un döneminde, üç yıl art arda
kıtlık oldu. Davut RAB'be danıştı. RAB şöyle yanıtladı: "Buna kan döken
Saul ile ailesi neden oldu. Çünkü Saul Givonlular'ı öldürdü."
2 Kral Givonlular'ı çağırtıp onlarla
konuştu. -Givonlular İsrail soyundan değildi. Amorlular'dan sağ kalan bir
halktı. İsrailliler onları sağ bırakacaklarına ant içmişlerdi. Ne var ki,
İsrail ve Yahuda halkı için büyük gayret gösteren Saul onları yok etmeye
çalışmıştı.
3 Davut Givonlular'a, "Sizin için ne
yapabilirim? RAB'bin halkını kutsamanız için bu suçu nasıl
bağışlatabilirim?" diye sordu.
4 Givonlular ona şöyle karşılık verdi:
"Saul'la ailesinden ne altın ne de gümüş isteriz; İsrail'de herhangi
birini öldürmek de istemeyiz." Davut, "Ne isterseniz yaparım"
dedi.
5-6 Şöyle karşılık verdiler: "Bizi yok
etmeye çalışan ve İsrail ülkesinin hiçbir yerinde yaşamamamız için bizi ortadan
kaldırmayı tasarlayan adamın oğullarından yedisi bize verilsin. RAB'bin
seçilmişi Saul'un Giva Kenti'nde RAB'bin önünde onları asalım." Kral,
"Onları vereceğim" dedi.
7 Kral, Saul oğlu Yonatan'la RAB'bin
önünde içtiği anttan ötürü, Yonatan oğlu Mefiboşet'i esirgedi.
8 Onun yerine, Aya kızı Rispa'nın
Saul'dan doğurduğu Armoni ve Mefiboşet adındaki iki oğlunu ve Saul kızı
Merav'ın Meholalı Barzillay oğlu Adriel'den doğurduğu beş oğlunu aldı.
9 Davut onları Givonlular'ın eline teslim
etti. Givonlular onları dağda, RAB'bin önünde astılar. Yedisi de aynı anda
öldüler. Biçme zamanının ilk günlerinde, arpa biçme zamanının başlangıcında
öldürüldüler.
10 Aya kızı Rispa bir çul alıp kendisi için
bir kayanın üzerine serdi. Biçme zamanının ilk günlerinden cesetlerin üzerine
gökten yağmur yağana dek Rispa orada kaldı; cesetleri gündüzün yırtıcı
kuşlardan, geceleyin yabanıl hayvanlardan korudu.
11 Saul'un cariyesi Aya kızı Rispa'nın
yaptıkları Davut'a bildirildi.
12 Davut gidip Saul'un ve oğlu Yonatan'ın
kemiklerini Yaveş-Gilatlılar'dan aldı. Filistliler Gilboa Dağı'nda Saul'u
öldürdükleri gün, onun ve oğlunun cesetlerini Beytşean alanında asmışlardı.
Yaveş-Gilat halkı da cesetleri gizlice oradan almıştı.
13 Davut Saul'un ve oğlu Yonatan'ın
kemiklerini oradan getirdi. Asılmış yedi kişinin kemikleri de toplandı.
14 Saul'la oğlu Yonatan'ın kemiklerini
Benyamin bölgesindeki Sela'da Saul'un babası Kiş'in mezarına gömdüler. Kralın
bütün buyruklarını yerine getirdiler. Bundan sonra Tanrı ülkeyle ilgili
yakarışları yanıtladı.
15 Filistliler'le İsrailliler arasında
yeniden savaş çıktı. Davut'la adamları gidip Filistliler'e karşı savaştılar. O
sıralarda Davut bitkin düştü.
16-17 Ucu üç yüz şekel ağırlığında bir tunç mızrak
taşıyan ve yeni kılıç kuşanan Rafaoğulları'ndan Filistli Yişbi-Benov Davut'u
öldürmeyi amaçlıyordu. Ama Seruya oğlu Avişay Davut'un yardımına koştu;
saldırıp onu öldürdü. Bundan sonra Davut'un adamları ant içerek, Davut'a,
"İsrail'in ışığını söndürmemek için bir daha bizimle birlikte savaşa
gelmeyeceksin" dediler.
18 Bir süre sonra Filistliler'le Gov'da yine
savaş çıktı. Bu savaş sırasında Huşalı Sibbekay Rafa soyundan Saf adındaki
adamı öldürdü.
19 İsrailliler'le Filistliler arasında
Gov'da bir savaş daha çıktı. Beytlehemli Yareoregim'in oğlu Elhanan, Gatlı
Golyat'ı öldürdü. Golyat'ın mızrağının sapı dokumacı tezgahının sırığı gibiydi.
20 Gat'ta bir kez daha savaş çıktı. Orada
dev gibi bir adam vardı. Elleri, ayakları altışar parmaklıydı. Toplam yirmi
dört parmağı vardı. O da Rafa soyundandı.
21 Adam İsrailliler'e meydan okuyunca,
Davut'un kardeşi Şima'nın oğlu Yonatan onu öldürdü.
22 Bunların dördü de Gat'taki Rafa
soyundandı. Davut'la adamları tarafından öldürüldüler
BÖLÜM 22
1 RAB, Davut'u bütün düşmanlarının ve
Saul'un elinden kurtardığı gün Davut RAB'be şu ezgiyi okudu.
2 Şöyle dedi: "RAB benim kayam,
sığınağım, kurtarıcımdır,
3 Tanrım, kayamdır, O'na sığınırım,
Kalkanım, güçlü kurtarıcım, Korunağım, sığınacak yerimdir. Kurtarıcım,
zorbalıktan beni sen kurtarırsın!
4 Övgüye değer RAB'be seslenir,
Kurtulurum düşmanlarımdan.
5 Çünkü ölüm dalgaları beni kuşattı,
Yıkım selleri bastı,
6 Ölüler diyarının bağları sardı, Ölüm
tuzakları çıktı karşıma.
7 Sıkıntı içinde RAB'be yakardım,
Tanrım'a seslendim. Tapınağından sesimi duydu, Haykırışım kulaklarına ulaştı.
8 O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı,
Titreyip sarsıldı göklerin temelleri, Çünkü RAB öfkelenmişti.
9 Burnundan duman yükseldi, Ağzından
kavurucu ateş Ve korlar fışkırdı.
10 Kara buluta basarak Gökleri yarıp indi.
11 Bir Keruv'a binip uçtu, Rüzgarın
kanatları üstünde belirdi.
12 Karanlığı örtündü, Kara bulutları kendine
çardak yaptı.
13 Varlığının parıltısından Korlar
savruluyordu.
14 RAB göklerden gürledi, Duyurdu sesini
Yüceler Yücesi.
15 Savurup oklarını düşmanlarını dağıttı,
Şimşek çaktırarak onları şaşkına çevirdi.
16 RAB'bin azarlamasından, Burnundan çıkan
güçlü soluktan, Denizin dibi göründü, Yeryüzünün temelleri açığa çıktı.
17 RAB yukarıdan elini uzatıp tuttu, Çıkardı
beni derin sulardan.
18 Beni zorlu düşmanımdan, Benden nefret
edenlerden kurtardı, Çünkü onlar benden daha güçlüydü.
19 Felaket günümde karşıma dikildiler, Ama
RAB bana destek oldu.
20 Beni huzura kavuşturdu, Kurtardı, çünkü
benden hoşnut kaldı.
21 RAB doğruluğumun karşılığını verdi, Beni
temiz ellerime göre ödüllendirdi.
22 Çünkü RAB'bin yolunda yürüdüm, Tanrım'dan
uzaklaşarak kötülük yapmadım.
23 O'nun bütün ilkelerini göz önünde tuttum,
Kurallarından ayrılmadım.
24 O'nun önünde kusursuzdum, Suç işlemekten
sakındım.
25 Bu yüzden RAB beni doğruluğuma Ve gözünde
pak yaşayışıma göre ödüllendirdi.
26 Sadık kuluna sadakat gösterir, Kusursuz
olana kusursuz davranırsın.
27 Pak olanla pak olur, Eğriye eğri
davranırsın.
28 Alçakgönüllüleri kurtarır, Gururluları
gözler, gururunu kırarsın.
29 Ya RAB, ışığım sensin! Karanlığımı
aydınlatırsın.
30 Desteğinle akıncılara saldırır, Seninle
surları aşarım, Tanrım.
31 Tanrı'nın yolu kusursuzdur, RAB'bin sözü
arıdır. O kendisine sığınan herkesin kalkanıdır.
32 Var mı RAB'den başka tanrı? Tanrımız'dan
başka kaya var mı?
33 Sığınağım Tanrı'dır, Yolumu doğru kılan
O'dur.
34 Ayaklar verdi bana, geyiklerinki gibi,
Doruklarda tutar beni.
35 Bana savaşmayı öğretti, Kollarımla tunç
bir yayı gereyim diye.
36 Bana zafer kalkanını bağışlarsın,
Alçakgönüllülüğün beni yüceltir.
37 Bastığım yerleri genişletirsin, Burkulmaz
bileklerim.
38 Düşmanlarımı kovalayıp yok ettim, Hepsi
yok olmadan geri dönmedim.
39 Onları ezip yok ettim, kalkamaz oldular,
Ayaklarımın altına serildiler.
40 Savaş için beni güçle donattın, Bana
başkaldıranları önümde yere serdin.
41 Düşmanlarımı kaçmak zorunda bıraktın,
Benden nefret edenleri yok ettim.
42 Feryat ettiler, ama kurtaran çıkmadı;
RAB'bi çağırdılar, ama O yanıt vermedi.
43 Yerin tozu gibi onları ezdim, Sokak
çamuru gibi ayağımın altında çiğnedim.
44 Halkımın çekişmelerinden beni kurtardın,
Uluslara önder olarak beni korudun, Tanımadığım halklar bana kulluk ediyor.
45 Yabancılar bana boyun eğiyor, Duyar
duymaz sözümü dinliyorlar.
46 Yabancıların betleri benizleri attı,
Titreyerek çıkıyorlar kalelerinden. [Masoretik
metin "Silah kuşanarak".]
47 RAB yaşıyor! Kayam'a övgüler olsun!
Yücelsin kurtarıcım, Kayam Tanrım!
48 O'dur öcümü alan, Halkları bana bağımlı
kılan.
49 Düşmanlarımdan kurtarır,
Başkaldıranlardan üstün kılar beni, Zorbaların elinden alır.
50 Bunun için uluslar arasında sana
şükredeceğim, ya RAB, Adını ilahilerle öveceğim.
51 RAB kralını büyük zaferlere ulaştırır,
Meshettiği krala, Davut'a ve soyuna Sonsuza dek sevgi gösterir."
BÖLÜM 23
1 Davut'un son sözleri şunlardır:
"İşay oğlu Davut, Tanrı'nın yükselttiği adam, Yakup'un Tanrısı'nın
meshettiği, İsrail'in sevilen ezgi okuyucusu şöyle diyor:
2 RAB'bin Ruhu benim aracılığımla
konuşuyor, Sözü dilimin ucundadır.
3 İsrail'in Tanrısı konuştu, İsrail'in
kayası bana dedi ki, <İnsanları doğrulukla Ve Tanrı korkusuyla yöneten kişi,
4 Bulutsuz bir sabah, Şafakta görünen gün
ışığı gibidir, Parlaklığı yağmurdan sonra topraktan ot bitirir.>
5 Soyum da Tanrı'yla böyle değil mi? O
benimle sonsuza dek kalıcı, Her yönüyle düzenli ve güvenilir bir antlaşma
yaptı. Kesin kurtuluşa ve her dileğime kavuşmamı O sağlamayacak mı?
6 Kötülere gelince, Elle tutulamayan
dikenler gibi Tümü bir yana atılacak.
7 Dikenlere dokunan kişi, Demir bir
araçla Ya da mızrağın sapıyla dokunur. Dikenler oldukları yerde bütünüyle
yakılacak."
8 Davut'un yiğit askerlerinin adları
şunlardır: Esnili Adino diye de bilinen üç kişinin önderi Tahkemonlu
Yoşeb-Başşevet bir saldırıda sekiz yüz kişiyi öldürdü.
9 İkincisi, Ahohlu Dodo oğlu Elazar.
Pas-Dammim'de savaşmak için toplanan Filistliler'e meydan okuyan Davut'un
yanındaki üç yiğitten biriydi. İsrailliler o sırada geri çekilmişlerdi.
10 Ama Elazar yerinde durdu; eli yorulup
kılıca yapışıncaya dek Filistliler'i öldürdü. O gün RAB büyük bir zafer
sağladı. İsrailliler yalnız yere serilenleri yağmalamak üzere Elazar'a
döndüler. 1Ta.11:13).
11 Üçüncüsü, Hararlı Age oğlu Şamma'ydı.
Filistliler Lahay'daki bir mercimek tarlasının yanında toplandıklarında,
İsrailli askerler onların önünden kaçmıştı.
12 Ama Şamma tarlanın ortasında durup orayı
savunmuş, Filistliler'i öldürmüştü. RAB büyük bir zafer sağlamıştı.
13 Biçme zamanı Otuzlar'dan üçü Davut'un
yanına, Adullam Mağarası'na gittiler. Bir Filist birliği Refaim Vadisi'nde
ordugah kurmuştu.
14 Bu sırada Davut hisarda, ikinci Filist
birliğiyse Beytlehem'deydi.
15 Davut özlemle, "Keşke biri
Beytlehem'de kapının yanındaki kuyudan bana su getirse!" dedi.
16 Bu Üçler Filist ordugahının ortasından
geçerek Beytlehem'de kapının yanındaki kuyudan su çekip Davut'a getirdiler. Ama
Davut içmek istemedi; suyu yere dökerek RAB'be sundu.
17 "Ya RAB, bunu yapmak benden uzak
olsun!" dedi, "Canlarını tehlikeye atıp giden bu üç kişinin kanını mı
içeyim?" Bu yüzden suyu içmek istemedi. Bu üç kişinin yiğitliği işte
böyleydi.
18 Yoav'ın kardeşi, Seruya oğlu Avişay
Üçler'in önderiydi. Mızrağını kaldırıp üç yüz kişiyi öldürdü. Bu yüzden Üçler
kadar ünlendi.
19 Üçler'in en saygın kişisiydi ve onların
önderi oldu. Ama Üçler'den sayılmadı.
20 Yehoyada oğlu Kavseelli Benaya yürekli
bir savaşçıydı. Büyük işler başardı. Aslan yürekli iki Moavlı'yı öldürdü.
Ayrıca karlı bir gün çukura inip bir aslan öldürdü.
21 İri yarı bir Mısırlı'yı da öldürdü.
Mısırlı'nın elinde mızrak vardı. Benaya sopayla onun üzerine yürüdü. Mızrağı
elinden kaptığı gibi onu kendi mızrağıyla öldürdü.
22 Yehoyada oğlu Benaya'nın yaptıkları
bunlardır. Bu sayede o da üç yiğitler kadar ünlendi.
23 Benaya Otuzlar arasında saygın bir yer
edindiyse de, Üçler'den sayılmadı. Davut onu muhafız birliği komutanlığına
atadı.
24 Otuzlar'ın arasında sayılan ötekiler
şunlardır: Yoav'ın kardeşi Asahel, Beytlehemli Dodo oğlu Elhanan,
25 İkisi de Harotlu olan Şamma ve Elika,
26 Paletli Heles, Tekoalı İkkeş oğlu İra,
27 Anatotlu Aviezer, Huşalı Mevunnay,
28 Ahohlu Salmon, Netofalı Mahray,
29 Netofalı Baana oğlu Helev,
Benyaminoğulları'ndan Givalı Rivay oğlu İttay,
30 Piratonlu Benaya, Gaaş vadilerinden
Hidday,
31 Arvalı Avialvon, Barhumlu Azmavet,
32 Şaalbonlu Elyahba, Yaşan'ın oğulları ve
Yonatan,
33 Hararlı Şamma, Hararlı Şarar oğlu Ahiam,
34 Maakalı Ahasbay oğlu Elifelet, Gilolu
Ahitofel oğlu Eliam,
35 Karmelli Hesray, Aravlı Paaray,
36 Sovalı Natan oğlu Yigal, Gatlı Bani,
37 Ammonlu Selek, Seruya oğlu Yoav'ın silah
taşıyıcısı Beerotlu Nahray,
38 Yattirli İra ve Garev,
39 Hititli Uriya. Tümü otuz yedi kişiydi.
BÖLÜM 24
1 RAB İsrail halkına yine öfkelendi.
Davut'u onlara karşı kışkırtarak, "Git, İsrail ve Yahuda halkını say"
dedi.
2 Kral, yanında bulunan ordu komutanı
Yoav'a şu buyruğu verdi: "Dan'dan Beer- Şeva'ya dek İsrail'in bütün
oymaklarına gidip halkı sayın ki, halkın sayısını bileyim."
3 Ama Yoav, "RAB Tanrın halkını yüz
kat daha çoğaltsın, efendim kralım da bunu görsün!" diye karşılık verdi,
"Ancak, efendim kralım neden bunu istiyor?"
4 Gelgelelim kralın sözü Yoav'la birlik
komutanlarının sözünden baskın çıktı. Böylece kralın yanından ayrılıp İsrail'de
sayım yapmaya gittiler.
5-6 Şeria Irmağı'ndan geçerek Aroer yakınında,
vadinin ortasındaki kentin güneyinde konakladılar. Oradan Gat'ı, Yazer'i,
Gilat'ı, Tahtim-Hodşi topraklarını, Dan-Yaan'ı geçip Sayda'ya vardılar.
7 Sonra Sur Kalesi'ne, Hivliler'le
Kenanlılar'ın bütün kentlerine uğradılar. Sonunda Yahuda ülkesinin Negev
bölgesindeki Beer-Şeva'ya ulaştılar.
8 Dokuz ay yirmi gün ülkeyi baştan başa
dolaştıktan sonra Yeruşalim'e döndüler.
9 Yoav sayımın sonucunu krala bildirdi:
İsrail'de kılıç kuşanabilen sekiz yüz bin, Yahuda'daysa beş yüz bin kişi vardı.
10 Davut sayım yaptıktan sonra kendisini
suçlu buldu ve RAB'be, "Bunu yapmakla büyük günah işledim!" dedi, "Ya
RAB, lütfen kulunun suçunu bağışla. Çünkü çok akılsızca davrandım."
11-12 Ertesi sabah Davut uyandığında, RAB Davut'un
bilicisi Peygamber Gad'a şöyle dedi: "Gidip Davut'a de ki, <RAB şöyle
diyor: Önüne üç seçenek koyuyorum. Bunlardan birini seç de sana onu
yapayım.> "
13 Gad Davut'a gidip durumu anlattı ve şöyle
dedi: "Ülkende yedi yıl kıtlık mı olsun? Yoksa seni kovalayan
düşmanlarının önünden üç ay kaçmak mı istersin? Ya da ülkende üç gün salgın
hastalık mı olsun? Beni gönderene ne yanıt vereyim, şimdi iyice düşün."
14 Davut, "Sıkıntım büyük" diye
yanıtladı, "İnsan eline düşmektense, RAB'bin eline düşelim. Çünkü O'nun
acıması büyüktür."
15 Bunun üzerine RAB o sabahtan belirlenen
zamana dek İsrail ülkesine salgın hastalık gönderdi. Dan'dan Beer-Şeva'ya dek
halktan yetmiş bin kişi öldü.
16 Melek Yeruşalim'i yok etmek için elini
uzatınca, RAB göndereceği yıkımdan vazgeçti. Halkı yok eden meleğe, "Yeter
artık! Elini çek" dedi. RAB'bin meleği Yevuslu Aravna'nın harman yerinde
duruyordu.
17 Davut, halkı öldüren meleği görünce,
RAB'be, "Günah işleyen benim, ben suç işledim" dedi, "Bu
koyunlar ne yaptı ki? Ne olur beni ve babamın soyunu cezalandır."
18 O gün Gad Davut'a gitti. Ona, "Gidip
Yevuslu Aravna'nın harman yerinde RAB'be bir sunak kur" dedi.
19 Davut Gad'ın sözü uyarınca RAB'bin
buyurduğu gibi gitti.
20 Aravna bakınca kralla görevlilerinin
kendisine doğru yaklaştıklarını gördü. Varıp kralın önünde yüzüstü yere
kapandı.
21 Sonra, "Efendim kral niçin kulunun
yanına geldi?" diye sordu. Davut, "RAB'be bir sunak kurmak üzere
harman yerini senden satın almak için" diye yanıtladı, "Öyle ki,
salgın hastalık halkın üzerinden kalksın."
22 Aravna, "Efendim kral uygun
gördüğünü alıp RAB'be sunsun" dedi, "İşte yakmalık sunu için öküzler
ve odun için dövenlerle öküzlerin takımları!
23 Ey kral, Aravna bütün bunları sana
veriyor." Sonra ekledi: "RAB Tanrın senden hoşnut olsun!"
24 Ne var ki kral, "Olmaz!" dedi,
"Senden malını kesinlikle bir ücret karşılığında satın alacağım. Çünkü
Tanrım RAB'be karşılığını ödemeden yakmalık sunular sunmam." Böylece Davut
harman yerini ve öküzleri elli şekel gümüş karşılığında satın aldı.
25 Davut orada RAB'be bir sunak kurup
yakmalık sunuları ve esenlik sunularını sundu. RAB de ülkeyle ilgili yakarıyı
yanıtladı ve salgın hastalık İsrail'den kaldırıldı.
1 KRALLAR