HEZEKİEL
BÖLÜM 1
1 Otuzuncu yılda, dördüncü ayın beşinci
günü Kevar Irmağı kıyısında sürgünde yaşayanlar arasındayken gökler açıldı,
Tanrı'dan gelen görümler gördüm.
2 Kral Yehoyakin'in sürgünlüğünün beşinci
yılında, ayın beşinci günü,
3 Kildan ülkesinde, Kevar Irmağı
kıyısında RAB Buzi oğlu Kâhin Hezekiel'e seslendi. RAB'bin eli orada onun
üzerindeydi. [Hezekiel'in yaşının
otuz olduğu sanılıyor.]
4 Kuzeyden esen kasırganın göz alıcı bir
ışıkla çevrelenmiş, ateş saçan büyük bir bulutla geldiğini gördüm. Ateşin
ortası ışıldayan madeni andırıyordu.
5 En ortasında insana benzer dört canlı
yaratık duruyordu;
6 her birinin dört yüzü, dört kanadı
vardı.
7 Bacakları dimdikti, ayakları buzağı
ayağına benziyor ve cilalı tunç gibi parlıyordu.
8 Dört yanlarında, kanatların altında
insan elleri vardı. Dördünün de yüzleri, kanatları vardı.
9 Kanatları birbirine değerek dosdoğru
ilerliyor, ilerlerken sağa sola dönmüyordu.
10 Her yaratığın dört yüzü vardı: Önde dördünün
yüzü insan yüzüne, sağda dördünün aslan yüzüne, solda dördünün öküz yüzüne,
arkada dördünün kartal yüzüne benzer bir yüzü vardı.
11 Yüzleri böyleydi. Kanatları yukarıya
doğru açılmıştı. Her yaratığın iki kanadı yanda öbür yaratıkların kanadına değiyor,
iki kanatla da bedenlerini örtüyordu.
12 Her biri dosdoğru ilerliyordu. Ruhları
onları nereye yönlendirirse, sağa sola sapmadan oraya gidiyorlardı.
13 Canlı yaratıkların görünüşü yanan ateş
közleri ya da meşale gibiydi. Ateş yaratıkların ortasında hareket ediyordu;
ışık saçıyor ve içinden şimşekler çakıyordu.
14 Yaratıklar şimşek çakar gibi hızla ileri
geri gidip geliyorlardı.
15 Bu dört yüzlü yaratıklara bakarken, her
birinin yanında, yere değen bir tekerlek gördüm.
16 Tekerleklerin görünüşü ve yapısı
şöyleydi: Sarı yakut gibi parlıyorlardı ve dördü de birbirine benziyordu.
Görünüşleri ve yapılışları iç içe girmiş bir tekerlek gibiydi.
17 Hareket edince yaratıkların baktıkları
dört yönden birine doğru sağa sola sapmadan ilerliyordu.
18 Tekerleklerin kenarı yüksek ve korkunçtu;
hepsi çepeçevre gözlerle doluydu.
19 Canlı yaratıklar hareket edince,
yanlarındaki tekerlekler de hareket ediyordu; yaratıklar yerden yükseldikçe,
tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu.
20 Ruhları onları nereye yönlendirirse oraya
gidiyorlardı. Tekerlekler de onlarla birlikte yükseliyordu. Çünkü yaratıkların
ruhu tekerleklerdeydi.
21 Yaratıklar hareket ettiğinde onlar da
hareket ediyor, yaratıklar durduğunda onlar da duruyor, yaratıklar yerden yükseldiğinde
onlar da yükseliyordu. Çünkü yaratıkların ruhu tekerleklerdeydi.
22 Kubbeye benzer, billur gibi parlak ve
korkunç bir şey canlı yaratıkların başları üzerine yayılmıştı.
23 Kubbenin altında kanatlarının biri
öbürünün kanatlarına doğru açılmıştı. Her birinin bedenini örten başka iki
kanadı vardı.
24 Yaratıklar hareket edince, kanatlarının
çıkardığı sesi duydum. Gürül gürül akan suların çağıltısını, Her Şeye Gücü
Yeten'in sesini, bir ordunun gürültüsünü ansıtıyordu. Durunca kanatlarını indiriyorlardı.
25 Kanatları inik dururken, başları
üzerindeki kubbeden bir ses duyuldu.
26 Başları üzerindeki kubbenin üstünde
laciverttaşından yapılmış tahta benzer bir nesne vardı. Yüksekte, tahtı andıran
nesnede insana benzer biri oturuyordu.
27 Gördüm ki, beli andıran kısmının yukarısı
içi ateş dolu maden gibi ışıldıyordu, belden aşağısı ateşe benziyordu ve
çevresi göz alıcı bir ışıkla kuşatılmıştı.
28 Görünüşü yağmurlu bir gün bulutların
arasında oluşan gökkuşağına benziyordu. Öyleydi çevresini saran parlaklık.
RAB'bin görkemini andıran olayın görünüşü böyleydi. Görünce, yüzüstü yere
yığıldım, birinin konuştuğunu duydum.
BÖLÜM 2
1 Bana, "Ey insanoğlu, ayağa kalk,
seninle konuşacağım" dedi.
2 O benimle konuşur konuşmaz Ruh içime
girdi, beni ayaklarımın üzerinde durdurdu; benimle konuşanı duydum.
3 Bana, "Ey insanoğlu, seni İsrail
halkına, bana başkaldıran o asi ulusa gönderiyorum" dedi, "Onlar ve
ataları bugüne kadar bana karşı geldiler.
4 Bu halk dikbaşlı ve inatçıdır. Seni
onlara gönderiyorum. Onlara, <Egemen RAB şöyle diyor> diyeceksin.
5 Bu asi halk seni ister dinlesin, ister
dinlemesin, yine de aralarında bir peygamber olduğunu bilecektir.
6 Sen, ey insanoğlu, onlardan ve
sözlerinden korkma! Çevrende çalılar, dikenler olsa, akrepler arasında yaşasan
bile korkma. Asi bir halk olsalar bile, onların söyleyeceklerinden korkma,
onlar yüzünden yılgınlığa düşme.
7 Seni ister dinlesinler, ister
dinlemesinler, onlara sözlerimi söyleyeceksin. Çünkü onlar asi bir halktır.
8 Sen, ey insanoğlu, sana söyleyeceğimi
dinle! Bu başkaldıran halk gibi asi olma! Ağzını aç, sana vereceğimi ye!"
9 Baktım, bana doğru uzanmış bir el
gördüm; içinde tomar halinde bir kitap vardı.
10 Tomarı önümde açtı, her iki yanı da
yazılıydı. Orada ağıtlar, iniltiler, figanlar yazılıydı.
BÖLÜM 3
1 Bana, "Ey insanoğlu, sana verileni
ye. Bu tomarı yedikten sonra git, İsrail halkına seslen" dedi.
2 Böylece ağzımı açtım, yemem için tomarı
bana verdi.
3 Bana, "Ey insanoğlu, sana verdiğim
tomarı ye, mideni onunla doldur" dedi. Bunun üzerine tomarı yedim. Bal
gibi tatlı geldi bana.
4 Sonra şöyle dedi: "Ey insanoğlu,
İsrail halkına git, onlara sözlerimi ilet.
5 Çünkü seni konuşması anlaşılmaz, dili
zor bir halka değil, İsrail halkına gönderiyorum.
6 Evet, seni konuşması anlaşılmaz, dili
zor, dediklerini anlamadığın halklara göndermiyorum. Onlara gönderseydim, seni
dinlerlerdi.
7 İsrail halkı seni dinlemek
istemeyecektir, çünkü o beni dinlemek istemiyor. Bütün İsrail halkı dikbaşlı ve
inatçıdır.
8 Seni onlar kadar inatçı yapacağım,
senin alnını onlarınki kadar katılaştıracağım.
9 Alnını çakmak taşından daha sert bir
kaya gibi yapacağım. Her ne kadar asi bir halksalar da onlardan korkma,
yılma."
10 Bana, "Ey insanoğlu, iyice dinle ve
sana söyleyeceklerimi yüreğine yerleştir" dedi,
11 "Şimdi sürgünde yaşayan halkına git
ve seni ister dinlesinler, ister dinlemesinler, onlara, <Egemen RAB şöyle
diyor> de."
12 Sonra Ruh beni kaldırdı ve arkamda,
"RAB'bin görkemine kendi yerinde övgüler olsun!" diye büyük bir
gürleme duydum.
13 Canlı yaratıkların birbirine çarpan
kanatlarının çıkardığı sesi, yanlarındaki tekerleklerin gürültüsünü, büyük bir
gürleme duydum.
14 Ruh beni kaldırıp götürdü. RAB'bin güçlü
eli üzerimde olduğu halde, üzüntüyle, öfkeyle gittim.
15 Kevar Irmağı kıyısındaki Tel-Abib'de
yaşayan sürgünlerin yanına geldim. Orada, yaşadıkları yerde onların arasında
şaşkınlık içinde yedi gün kaldım.
16 Yedi gün sonra RAB bana şöyle seslendi:
17 "İnsanoğlu, seni İsrail halkına
bekçi atadım. Benden bir söz duyar duymaz onları benim yerime uyaracaksın.
18 Kötü kişiye, <Kesinlikle öleceksin>
dediğim zaman onu uyarmaz, yaşamını kurtarmak amacıyla onu kötü yolundan
döndürmek için konuşmazsan, o kişi günahı içinde ölecek; ama onun kanından seni
sorumlu tutacağım.
19 Ancak kötü kişiyi uyardığın halde
kötülüğünden ve kötü yolundan dönmezse, o günahı içinde ölecek. Ama sen canını
kurtarmış olacaksın.
20 "Doğru kişi doğruluğundan döner de
kötülük yaparsa, onu yıkıma uğratacağım, o da ölecek. Onu uyarmadığın için
günahı içinde ölecek, yaptığı doğru işler anılmayacak. Ancak onun kanından seni
sorumlu tutacağım.
21 Ama doğru kişiyi günah işlemesin diye
uyarırsan, o da günah işlemezse, kesinlikle yaşayacak. Çünkü o uyarılara kulak
vermiştir; sen de canını kurtarmış olacaksın."
22 RAB'bin eli orada üzerimdeydi. Bana,
"Kalk, ovaya git" dedi, "Orada seninle konuşacağım."
23 Böylece kalkıp ovaya gittim. RAB'bin
görkemi tıpkı Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm gibi orada durmaktaydı. Yüzüstü
yere yığıldım.
24 Ruh içime girdi, beni ayaklarımın
üzerinde durdurdu. Benimle şöyle konuştu: "Git, evine kapan.
25 Halkın arasına çıkmaman için seni
halatlarla bağlayacaklar, ey insanoğlu.
26 Dilini damağına yapıştıracağım;
konuşmayacak, onları paylayamayacaksın. Çünkü bu halk asidir.
27 Ama seninle konuştuğumda dilini
çözeceğim. Onlara, <Egemen RAB şöyle diyor> diyeceksin. Dinleyen
dinlesin, dinlemeyen dinlemesin. Çünkü bu halk asidir."
BÖLÜM 4
1 "Sen, ey insanoğlu, bir tuğla al,
önüne koy, üzerine Yeruşalim Kenti'ni çiz.
2 Kenti kuşat, duvarla çevir. Kente karşı
toprak rampalar yap, ordugah kur, çevresine kütükler yerleştir.
3 Sonra demir bir sac al; demirden bir
duvar gibi kendinle kentin arasına koy. Yüzünü ona doğru çevir. Kent kuşatma
altında tutulacak, onu sen kuşatacaksın. Bu İsrail halkı için bir belirti
olacak.
4 "Sonra sol yanına uzan, İsrail
halkının günahını yüklen. Sol yanına uzanacağın günler kadar onların suçunun
cezasını çekeceksin.
5 Suçlarının yıl sayısı kadar sana gün
ayırdım. Böylece üç yüz doksan gün İsrail halkının suçunun cezasını çekeceksin.
6 "Bunu yaptıktan sonra, bu kez sağ
yanına uzan, Yahuda halkının suçunun cezasını çek. Sana kırk gün, her yıl için
bir gün ayırdım.
7 Yüzünü Yeruşalim kuşatmasına çevir,
çıplak kollarını kaldırıp Yeruşalim'e karşı peygamberlik et.
8 Kuşatma günlerini bitirinceye dek bir
yandan öbür yana dönmemen için seni halatlarla bağlayacağım.
9 "Buğday, arpa, bakla, mercimek,
darı, kızıl buğday al, bir kaba koy. Bunlardan kendine ekmek yap. Bir yanına
uzanacağın üç yüz doksan gün boyunca bu ekmekten yiyeceksin.
10 Her gün belirli zamanda yemen için yirmi
şekel ekmek tartacaksın.
11 Bunun gibi suyu da belirli zamanda,
ölçüyle, bir hinin altıda biri kadar içeceksin.
12 Yiyeceğini arpa pidesi yer gibi ye ve
insan dışkısından ateş yakıp üzerinde halkın gözü önünde pişir."
13 RAB, "Uluslar arasına dağıtacağım
İsrail halkı böylelikle kirli sayılan yiyecekleri yiyecek" dedi.
14 Ben, "Eyvah, ey Egemen RAB!"
diye karşılık verdim, "Hiçbir zaman kirli sayılan bir şeye dokunmadım.
Gençliğimden bu yana kendiliğinden ölmüş ya da yabanıl bir hayvan tarafından
öldürülmüş bir hayvanın etini yemedim, ağzıma kirli sayılan et koymadım."
15 "Peki" dedi, "Ekmeğini
insan dışkısı yerine tezek yakıp üzerinde pişirmene izin vereceğim."
16 Sonra, "İnsanoğlu, Yeruşalim'i her
türlü yiyecekten yoksun bırakacağıma dedi, "Bu halk yiyeceğini tartıyla ve
kaygı içinde yiyecek, suyunu ölçüyle ve şaşkınlık içinde içecek.
17 Yiyeceği de suyu da azalacak. Hepsi
şaşkınlığa düşecek, günahları içinde eriyip yok olacak.
BÖLÜM 5
1 "Ey insanoğlu, keskin bir kılıç
al, berber usturası gibi kullanarak başını, sakalını tıraş et. Sonra bir terazi
getir, kılları bölümlere ayır.
2 Yeruşalim'in kuşatılması bitince,
kılların üçte birini kentin ortasında yakacaksın. Üçte birini kılıçla kentin
çevresine fırlatacak, kalan üçte birini de rüzgara savuracaksın. Ben de yalın
kılıç onların peşine düşeceğim.
3 Birkaç tel kıl bırak, giysinin
kıvrımlarına tak.
4 Yine birkaçını alıp ateşe at, yansın. O
kıllardan bütün İsrail halkına ateş yayılacak.
5 "Egemen RAB diyor ki: Bu
Yeruşalim'i ulusların ortasına yerleştirdim, çevresini ülkelerle kuşattım.
6 Öyleyken Yeruşalim çevresindeki bütün
uluslardan ve ülkelerden daha çok kötülük yaparak ilkelerimi, kurallarımı
çiğnedi. İlkelerime karşı geldi, kurallarım uyarınca davranmadı.
7 Bundan ötürü Egemen RAB diyor ki: Çevrenizde
yaşayan uluslardan daha azgındınız, kurallarımı izlemediniz, ilkelerime
uymadınız. Çevrenizde yaşayan ulusların ilkelerine de uymadınız.
8 "Bundan ötürü Egemen RAB diyor ki:
İşte ben size karşıyım, ulusların gözü önünde sizi cezalandıracağım.
9 Yaptığınız bütün iğrençlikler yüzünden
önceden yapmadığımı, bir daha yapmayacağımı size yapacağım.
10 Böylece aranızda babalar çocuklarını,
çocuklar da babalarını yiyecekler. Sizi cezalandıracağım, sağ kalanlarınızı her
yana dağıtacağım.
11 Egemen RAB varlığım hakkı için diyor,
madem tapınağımı iğrenç put ve uygulamalarınızla kirlettiniz, ben de sizi
esirgemeyecek, size acımayacak, sizi kayırmayacağım.
12 Kentte yaşayanlarınızın üçte biri salgın
hastalık ya da kıtlık yüzünden yok olacak; üçte biriniz çevrede kılıçtan
geçirilecek; üçte birinizi de her yana dağıtıp yalın kılıç peşinize düşeceğim.
13 "Böylece kızgınlığım son bulacak,
onlara karşı öfkemi yatıştıracağım. O zaman ben de rahata kavuşacağım. Öfkemi
onların üzerine boşaltınca, ben RAB'bin kıskançlığımdan onlarla konuştuğumu
anlayacaklar.
14 "Çevrenizdeki uluslar arasında,
yoldan her geçenin gözü önünde sizi yıkıma uğratacak, aşağılayacağım.
15 Öfke, kızgınlık ve acı paylamalarla sizi
cezalandırdığımda çevrenizdeki uluslar arasında alay konusu olacak, aşağılanacaksınız;
ders alınacak, şaşılacak bir duruma düşeceksiniz. Ben, RAB bunu söyledim.
16 Sizi yok etmek için üzerinize öldürücü,
yıkıcı kıtlık oklarını salacağım. Üzerinize salacağım kıtlığı daha da
artıracak, sizi her türlü yiyecekten yoksun bırakacağım.
17 Üzerinize kıtlık ve yabanıl hayvanlar
salacağım, sizi çocuklarınızdan edecekler. Salgın hastalık ve dökülen kan sizi
süpürüp yok edecek; başınıza da kılıç getireceğim. Ben, RAB böyle
söyledim."
BÖLÜM 6
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "Ey insanoğlu, yüzünü İsrail
dağlarına doğru çevir ve onlara karşı peygamberlik et.
3 De ki, <Ey İsrail dağları, Egemen
RAB'bin sözünü dinleyin. Egemen RAB dağlara, tepelere, vadilere, derelere şöyle
diyor: Üzerinize kılıç göndereceğim, tapınma yerlerinizi yıkacağım.
4 Sunaklarınızı devirecek, buhur
sunaklarınızı paramparça edeceğim. Kılıçtan geçirilmiş halkınızı putlarınızın
önüne düşüreceğim.
5 İsrailliler'in cesetlerini putlarının
önüne atacak, kemiklerini sunaklarının çevresine dağıtacağım.
6 Yaşadığınız her yerde kentleriniz
yakılıp yıkılacak, tapınma yerleriniz yerle bir edilecek. Öyle ki, sunaklarınız
devrilip yıkılsın, putlarınız ezilip paramparça olsun, buhur sunaklarınız yok
edilsin, el emeğiniz boşa çıksın.
7 Halkınız her yerde öldürülecek. O zaman
benim RAB olduğumu anlayacaksınız. "Suçlu çıkarılsın".
8 "<Birkaç kişiyi ölümden
kurtaracağım. Ülkelere, uluslar arasına dağılan bazılarınız kılıçtan
kurtulacak.
9 Kurtulanlar tutsak alındıkları
uluslarda beni anımsayacaklar. Benden dönen sadakatsiz yüreklerinden, putları
ardınca şehvete sürükleyen gözlerinden derin acı duydum. Yaptıkları kötülükler
ve iğrenç uygulamalar yüzünden kendilerinden tiksinecekler.
10 Benim RAB olduğumu, başlarına bu felaketi
getireceğimi boşuna söylemediğimi anlayacaklar.
11 "<Egemen RAB şöyle diyor:
Ellerinizi çırpın, ayaklarınızı yere vurun, İsrail halkının bütün kötü ve
iğrenç uygulamalarından ötürü inleyin! Çünkü kılıçla, kıtlıkla, salgın
hastalıkla yok olacaklar.
12 Uzaktakiler salgın hastalıktan ölecek,
yakındakiler kılıçtan geçirilecek, kuşatma sırasında sağ kalanlar kıtlıktan
ölecek. Böylece onlara duyduğum öfkeye son vereceğim.
13 Putlarının arasına, sunaklarının
çevresine, her yüksek tepeye, dağ doruğuna, her yeşeren bol yapraklı ağacın
altına cesetleri serilince, benim RAB olduğumu anlayacaklar. Oralarda putlarına
güzel kokulu buhur sundular.
14 Elimi onlara karşı uzatacak, çölden
Rivla'ya kadar yaşadıkları ülkeyi yerle bir edip ıssız bırakacağım. O zaman
benim RAB olduğumu anlayacaklara "
BÖLÜM 7
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "Ey insanoğlu, Egemen RAB İsrail
ülkesine şöyle diyor: Son yaklaştı! Ülkenin dört köşesinin sonu geldi.
3 Senin de sonun geldi! Senin üzerine
öfkemi yağdıracağım. Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç
uygulamalarının karşılığını vereceğim.
4 Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim.
Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman
benim RAB olduğumu anlayacaksınız.
5 "Egemen RAB şöyle diyor: Yıkım!
İşte duyulmamış bir yıkım geliyor.
6 Sonun geldi! Evet, sonun geldi! Sana
karşı uyanıyor. İşte geliyor.
7 Ey ülkede yaşayan halk, yıkıma
uğrayacaksın. Yıkım zamanı yaklaştı! Gün yakın! Dağların üzerinden sevinç sesi
yerine kargaşa sesi geliyor.
8 Çok yakında kızgınlığımı üzerine
boşaltacak, sana duyduğum öfkeyi üzerine dökeceğim. Yaptıklarına göre seni
yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim.
9 Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim.
Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman
seni cezalandıranın ben RAB olduğumu anlayacaksın.
10 "İşte o gün! Gün yaklaştı! Yıkım
hazır. Değnek çiçeklendi, gurur tomurcuklandı.
11 Zorbalık ayaklanıp kötülüğün sopası oldu.
Halktan, o kalabalıktan kimse kalmayacak; mallarından, görkemlerinden bir şey
kalmayacak.
12 "Son yaklaştı! Gün geldi! Alıcı
sevinmesin, satıcı üzülmesin. Çünkü öfkem bütün halkın üzerine yağacak.
13 Satıcı yaşadığı sürece sattığını geri
alamayacak. Çünkü herkesi ilgilendiren bu görüm değiştirilmeyecek. İşlediği
günahlar yüzünden kimse canını koruyamayacak.
14 Borazan çalındı, herkes hazır, ama kimse
savaşa gitmeyecek. Çünkü öfkem bütün halkın üzerindedir.
15 "İşte dışarda kılıç, içerde salgın
hastalık ve kıtlık. Kentin dışındakiler kılıçla öldürülecek, kenttekilerse
kıtlıktan, salgın hastalıktan yok olacak.
16 Sağ kalanlar vadilerdeki güvercinler gibi
dağlara kaçacak; her biri günahından ötürü inleyecek.
17 Eller gevşeyecek, dizler titreyecek.
18 Çul kuşanacak, dehşete düşecekler.
Yüzleri utançtan kızaracak, başları tıraş edilecek.
19 Gümüşlerini sokağa atacaklar. Altınları
kirli sayılacak. RAB'bin öfkesini boşalttığı gün onları ne altınları, ne
gümüşleri kurtarabilir. Bunlarla ne açlıklarını giderebilir, ne karınlarını
doyurabilirler. Altın ve gümüş onları suça sürükledi.
20 Mücevherlerinin güzelliğiyle
gururlanırlardı. İğrenç, tiksindirici putlarını bunlardan yaptılar. Bu yüzden
mücevherlerini kirli bir nesneye çevireceğim.
21 Hepsini yağma mal olarak yabancı
uluslara, ganimet olarak dünyadaki kötülere vereceğim; onları kirletecekler.
22 Yüzümü onlardan çevireceğim. Değerli tapınağımı
kirletecekler; zorbalar içeri girip orayı kirletecekler.
23 "Kendinize zincirler hazırlayın!
Ülkede kan akıtılıyor, kent zorbalık dolu.
24 Ulusların en kötülerini buraya
getireceğim; evlerinizi mülk edinecekler. Güçlülerin gururuna son vereceğim.
Kutsal yerleri kirletilecek.
25 Korku gelince esenlik arayacak, ama
bulamayacaklar.
26 Yıkım üstüne yıkım gelecek. Kötü haberler
birbirini kovalayacak. Peygamberden görüm isteyecekler; kâhin Kutsal Yasa'yı
öğretemeyecek, ileri gelenler öğüt veremeyecek.
27 Kral yas tutacak, önder umutsuzluğa
düşecek, ülkedeki halkın korkudan elleri titreyecek. Onları yaptıklarına göre
cezalandıracak, yargıladıkları gibi yargılayacağım. O zaman benim RAB olduğumu
anlayacaklar."
BÖLÜM 8
1 Sürgünlüğün altıncı yılı, altıncı ayın
beşinci günü evde Yahuda'nın ileri gelenleriyle otururken Egemen RAB'bin eli
bana dokundu.
2 Baktım, insana benzer birini gördüm:
Görünüşü, belinden aşağısı ateşi andırıyor, belinden yukarısı maden gibi
ışıldıyordu.
3 Eli andıran bir şey uzatıp beni saçlarımdan
tuttu. Ruh beni yerle gök arasına kaldırdı ve Tanrı'dan gelen görümlerde
Yeruşalim'e, iç avlunun kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü.
Tanrı'nın kıskançlığını uyandıran kıskançlık putu orada dikiliydi.
4 Ovada gördüğüm görümdeki gibi, İsrail'in
Tanrısı'nın görkemi oradaydı.
5 Sonra bana, "Ey insanoğlu, kuzeye
bak!" dedi. Baktım, sunak kapısının kuzeye bakan giriş bölümünde duran
kıskançlık putunu gördüm.
6 Bana, "İnsanoğlu, ne yaptıklarını
görüyor musun?" dedi, "Tapınağımdan uzaklaşayım diye İsrail halkı çok
iğrenç şeyler yapıyor. Bundan daha iğrenç şeyler göreceksin."
7 Beni avlunun giriş bölümüne getirdi.
Baktım, duvarda bir delik gördüm.
8 Bana, "Haydi duvarı del,
insanoğlu" dedi. Duvarı deldim, orada bir kapı gördüm.
9 Bana, "İçeri gir de burada
yaptıkları kötü ve iğrenç şeyleri gör" dedi.
10 Böylece içeriye girip baktım. Duvarın her
yanına çeşit çeşit sürüngen, iğrenç hayvan şekilleri ve İsrail halkının bütün
putları oyulmuştu.
11 İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişiyle
Şafan oğlu Yaazanya orada, putların önünde duruyordu. Her birinin elinde bir
buhurdan vardı; buhurun kokusu bulut gibi yükseliyordu.
12 "İnsanoğlu, İsrail halkının ileri
gelenlerinin kendi putlarının odalarında, karanlıkta neler yaptıklarını gördün
mü?" dedi, "Onlar, <RAB bizi görmüyor, RAB ülkeyi bıraktı>
diyorlar."
13 Bana yine, "Daha iğrenç şeyler
yaptıklarını da göreceksin" dedi.
14 Bundan sonra beni RAB'bin Tapınağı'nın
kuzeye bakan kapısının giriş bölümüne götürdü. Orada oturup Tammuz için ağlayan
kadınları gördüm.
15 Bana, "İnsanoğlu, bunu gördün mü?
Bundan daha iğrenç şeyler de göreceksin" dedi.
16 Beni RAB'bin Tapınağı'nın iç avlusuna
götürdü. Tapınağın girişinde, eyvanla sunak arasında yirmi beş kadar adam
vardı. Sırtlarını RAB'bin Tapınağı'na, yüzlerini doğuya dönmüş, güneşe
tapınıyorlardı.
17 Bana, "İnsanoğlu, bunları gördün
mü?" dedi, "Yahuda halkı burada yaptığı iğrenç şeyler yetmiyormuş
gibi, ülkeyi zorbalıkla doldurup beni sürekli öfkelendiriyor. Bak, dalı nasıl
burunlarına uzatıyorlar!
18 Bundan ötürü onlara öfkeyle davranacak,
acımayacağım, onları esirgemeyeceğim. Yüksek sesle beni çağırsalar bile onları
dinlemeyeceğim."
BÖLÜM 9
1 Sonra yüksek sesle, "Kenti
cezalandıracak olanlar, ellerinde yok edici silahlarıyla buraya gelsin"
diye seslendiğini duydum.
2 Kuzeye bakan yukarı kapı yolundan altı
kişinin geldiğini gördüm. Her birinin elinde ölümcül bir silah vardı.
Aralarında keten giysili, belinde yazı takımı olan bir adam vardı. İçeriye
girip tunç sunağın yanında durdular.
3 İsrail Tanrısı'nın görkemi bulunduğu
yerden, Keruvlar'ın üzerinden ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. RAB keten
giysili, belinde yazı takımı olan adama seslendi:
4 "Yeruşalim Kenti'nin içinden geç,
orada yapılan iğrenç şeylerden ötürü dövünüp ağlayanların alınlarına işaret
koy" dedi.
5 Öbürlerine, "Kent boyunca onu
izleyin ve kimseye acımadan, kimseyi esirgemeden öldürün" dediğini duydum.
6 "Yaşlıyı, genci, genç kızı,
kadını, çocukları öldürün. Yalnız alınlarında işaret olanlara dokunmayın. İşe
tapınağımdan başlayın." Onlar da tapınağın önünde duran İsrail ileri
gelenlerinden işe başladılar.
7 Onlara, "Tapınağı kirletin,
avlularını cesetlerle doldurun. Haydi başlayın!" dedi. Bunun üzerine onlar
gidip kenttekileri öldürmeye başladılar.
8 Onlar halkı öldürürken ben tek başıma
kaldım. Yüzüstü yere kapanıp, "Ah, ey Egemen RAB! Öfkeni Yeruşalim üzerine
boşaltırken, geri kalan bütün İsrailliler'i de mi yok edeceksin?" diye
haykırdım.
9 "İsrail ve Yahuda halkının günahı
pek büyük" diye karşılık verdi, "Ülke kan, kent haksızlık dolu.
Onlar, <RAB ülkeyi bıraktı, RAB görmüyor> diyorlar.
10 Ben de onlara acımayacak, onları
esirgemeyeceğim. Yaptıklarını kendi başlarına getireceğim."
11 Derken keten giysili, belinde yazı takımı
olan adam, "Buyruklarını yerine getirdim" diye haber verdi.
BÖLÜM 10
1 Baktım, Keruvlar'ın başı üzerindeki
kubbenin üzerinde laciverttaşından tahta benzer bir nesne gördüm.
2 RAB keten giysili adama,
"Keruvlar'ın altındaki tekerleklerin arasına gir. Avuçlarını Keruvlar'ın
arasındaki ateş közleriyle doldurup kentin üzerine közleri saç" dedi.
Adamın oraya girdiğini gördüm.
3 Adam oraya girdiğinde, Keruvlar
tapınağın güney tarafında duruyordu. Bulut tapınağın iç avlusunu doldurdu.
4 RAB'bin görkemi Keruvlar'ın üzerinden
ayrılıp tapınağın eşiğine gitti. Tapınak bulutla doldu. Avlu RAB'bin görkeminin
parıltısıyla doluydu.
5 Keruvlar'ın kanatlarının sesi dış
avludan bile duyuluyordu; tıpkı Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın sesi gibiydi.
6 RAB keten giysili adama,
"Keruvlar'dan ve tekerleklerin arasından ateş al" diye buyurunca,
adam oraya girip bir tekerleğin yanında durdu.
7 Sonra Keruvlar'dan biri aralarındaki
ateşe elini uzattı, biraz ateş alıp keten giysili adamın avuçlarına koydu. Adam
ateşi alıp oradan ayrıldı.
8 Keruvlar'ın kanatları altında insan
eline benzer bir şekil göründü.
9 Baktım, her Keruv'un yanında birer tane
olmak üzere dört tekerlek gördüm. Tekerlekler sarı yakut gibi parıldıyordu.
10 Dördü de birbirine benziyor, iç içe
girmiş bir tekerleği andırıyordu.
11 Hareket edince Keruvlar'ın baktıkları
dört yönden birine doğru, sağa sola dönmeden ilerliyordu. Ön tekerlek nereye
yönelirse, öbür tekerlekler de onun ardınca gidiyordu.
12 Keruvlar'ın bedenleri -sırtları, elleri,
kanatları- ve dördünün de tekerlekleri çepeçevre gözlerle doluydu.
13 Tekerleklere "Dönen
tekerlekler" dendiğini duydum.
14 Her Keruv'un dört yüzü vardı: Birinci yüz
öküz yüzüne, ikincisi insan yüzüne, üçüncüsü aslan yüzüne, dördüncüsü kartal
yüzüne benziyordu.
15 Keruvlar yukarıya doğru yükseldi. Bunlar
daha önce Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm canlı yaratıklardı.
16 Keruvlar hareket edince, yanlarındaki
tekerlekler de hareket ediyor, Keruvlar yerden yükselmek için kanatlarını
açınca, tekerlekler de yanlarından ayrılmıyordu.
17 Keruvlar durduğunda onlar da duruyor,
Keruvlar yerden yükseldiğinde onlar da yükseliyordu. Çünkü yaratıkların ruhu
tekerleklerdeydi.
18 RAB'bin görkemi tapınağın eşiğinden
ayrılıp Keruvlar'ın üzerinde durdu.
19 Ben bakarken Keruvlar kanatlarını açıp
yerden yükseldi, tekerlekler de onlarla yükseldi. RAB'bin Tapınağı'nın Doğu
Kapısı'nın girişinde durdular. İsrail Tanrısı'nın görkemi onların üzerindeydi.
20 Kevar Irmağı kıyısında, İsrail
Tanrısı'nın altında gördüğüm ve Keruvlar olduğunu anladığım canlı yaratıklar
bunlardı.
21 Her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı.
Kanatlarının altında insan elini andıran bir şey vardı.
22 Yüzleri Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm
yüzlere benziyordu. Her biri dosdoğru ilerliyordu.
BÖLÜM 11
1 Ruh beni yine yukarıya kaldırıp RAB'bin
Tapınağı'nın Doğu Kapısı'na götürdü. Kapının giriş bölümünde yirmi beş adam
vardı. Aralarında halkın önderlerinden Azzur oğlu Yaazanya'yı, Benaya oğlu
Pelatya'yı gördüm.
2 RAB bana, "İnsanoğlu, bunlar
kötülük tasarlayan ve bu kentte kötü öğüt veren adamlardır" dedi,
3 "Onlar, <Yıkım yakın değil, ev
yapmanın zamanıdır. Bu kent kazan, biz de etiz> diyorlar.
4 Bundan ötürü onları uyar, ey insanoğlu,
onları uyar."
5 Sonra RAB'bin Ruhu üzerime inip şunları
söylememi buyurdu: "RAB şöyle diyor: Ey İsrail halkı, neler söylediğinizi
ve neler düşündüğünüzü bilirim.
6 Bu kentte birçok kişi öldürdünüz,
kentin sokaklarını ölülerle doldurdunuz.
7 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle
diyor: Oraya attığınız ölüler et, kent de kazandır. Ama sizi kentin dışına
süreceğim.
8 Kılıçtan korktunuz, ama ben üzerinize
kılıç göndereceğim. Egemen RAB böyle diyor.
9 Sizi kentten çıkarıp yabancıların eline
teslim edeceğim. Sizi cezalandıracağım.
10 Kılıçla öldürüleceksiniz. Sizi İsrail
sınırında cezalandıracağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız.
11 Bu kent sizin için kazan olmayacak, siz
de onun içinde et olmayacaksınız. Sizi İsrail sınırında cezalandıracağım.
12 O zaman benim RAB olduğumu
anlayacaksınız. Kurallarımı izlemediniz, ilkelerime uymadınız; çevrenizdeki
ulusların ilkelerine uydunuz."
13 Ben peygamberlikte bulunurken Benaya oğlu
Pelatya öldü. Yüzüstü yere kapanıp, "Ah, ey Egemen RAB! Geri kalan
İsrailliler'i büsbütün mü yok edeceksin?" diye yüksek sesle haykırdım.
14 RAB bana şöyle seslendi:
15 "Ey insanoğlu, Yeruşalim'de
yaşayanlar senin kardeşlerin, akrabaların ve öbür İsrailliler için, <Onlar
RAB'den uzaklar, bu ülke mülk olarak bize verildi> demişler."
16 "Bu yüzden de ki, <Egemen RAB
şöyle diyor: Onları uzaktaki uluslar arasına gönderdim, ülkeler arasına
dağıttım. Öyleyken gittikleri ülkelerde kısa süre için onlara barınak
oldum.>
17 "De ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
Sizi uluslar arasından toplayacak, dağılmış olduğunuz ülkelerden geri
getirecek, İsrail ülkesini yeniden size vereceğim.>
18 "Ülkeye dönecek, tiksindirici,
iğrenç putları oradan söküp atacaklar.
19 Onlara tek bir yürek vereceğim, içlerine
yeni bir ruh koyacağım. İçlerindeki taş yüreği çıkarıp onlara etten bir yürek
vereceğim.
20 O zaman kurallarımı izleyecek, ilkelerime
uymaya özen gösterecekler. Onlar halkım olacak, ben de onların Tanrısı
olacağım.
21 Tiksindirici, iğrenç putlara gönülden
yönelenlere gelince, yaptıklarının aynısını başlarına getireceğim. Böyle diyor
Egemen RAB."
22 Keruvlar kanatlarını açtı, tekerlekler
yanlarında duruyordu. İsrail Tanrısı'nın görkemi onların üzerindeydi.
23 RAB'bin görkemi kentin ortasından yükselip
kentin doğusundaki dağa kondu.
24 Görümde Tanrı'nın Ruhu beni yukarı
kaldırıp Kildan ülkesindeki sürgünlerin yanına götürdü. Sonra gördüğüm görüm
kayboldu.
25 Ben de RAB'bin bana gösterdiği her şeyi
sürgündekilere anlattım.
BÖLÜM 12
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, asi bir halkın
arasında yaşıyorsun. Gözleri varken görmüyor, kulakları varken işitmiyorlar.
Çünkü bu halk asidir.
3 "Sen, insanoğlu, sürgüne
gidecekmiş gibi eşyanı topla, onların gözü önünde, gündüzün yola çık,
bulunduğun yerden başka bir yere git. Kim bilir, asi bir halk olmalarına karşın
seni görüp anlayabilirler.
4 Gündüzün, halkın gözü önünde topladığın
sürgün eşyanı çıkar. Akşam yine onların gözü önünde sürgüne giden biri gibi
yola çık.
5 Onlar seni izlerken duvarı delip eşyanı
çıkar.
6 Seni izlerlerken eşyanı sırtlayıp
karanlıkta taşı. Ülkeyi görmemek için yüzünü ört. Çünkü yapacakların İsrail
halkı için bir uyarı olacaktır."
7 Bana verilen buyruk uyarınca davrandım.
Gündüzün sürgüne gidecekmiş gibi eşyalarımı çıkardım. Akşam elimle duvarı
deldim. Eşyalarımı karanlıkta çıkarıp onlar izlerken sırtımda taşıdım.
8 Ertesi sabah RAB bana seslendi:
9 "İnsanoğlu, o asi İsrail halkı
sana, <Ne yapıyorsun?> diye sormadı mı?
10 "Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle
diyor: Yeruşalim'deki önder ve orada yaşayan bütün İsrail halkına ilişkin bir
bildiridir bu.
11 Ben sizin için bir uyarıyım> de. Sana
yaptığımın tıpkısı onlara da yapılacak. Tutsak olarak sürgüne gidecekler.
12 "Onların önderi karanlıkta eşyasını
sırtında taşıyarak yola koyulacak. Eşyasını çıkarmak için duvarda bir gedik
açacak. Ülkeyi görmemek için yüzünü örtecek.
13 Onun üzerine ağımı atacağım, kurduğum
tuzağa düşecek. Onu Babil'e, Kildan ülkesine götüreceğim, ama ülkeyi göremeden
orada ölecek.
14 Çevresindekilerin tümünü -yardımcılarını,
ordusunu- dünyanın dört bucağına dağıtacağım. Yalın kılıç onların peşlerine
düşeceğim.
15 Onları uluslar arasına dağıtıp ülkelere
sürdüğümde, benim RAB olduğumu anlayacaklar.
16 Gittikleri uluslarda yaptıkları bütün
iğrenç uygulamaları anlatmaları için aralarından birkaç kişiyi kılıçtan,
kıtlıktan, salgın hastalıktan sağ bırakacağım. Böylece benim RAB olduğumu
anlayacaklar."
17 RAB bana şöyle seslendi:
18 "İnsanoğlu, yiyeceğini titreyerek
ye, suyunu korkudan ürpererek iç.
19 Ülkede yaşayan halka de ki, <Egemen
RAB İsrail ve Yeruşalim'de yaşayanlar için şöyle diyor: Yiyeceklerini
umutsuzluk içinde yiyecek, sularını şaşkınlık içinde içecekler. Orada
yaşayanların yaptığı zorbalık yüzünden ülke ıssız bırakılacak.
20 Halkın içinde yaşadığı kentler yakılacak,
ülke çöle dönüşecek. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız.> "
21 RAB bana şöyle seslendi:
22 "İnsanoğlu, İsrail'de yaygın olan,
<Günler geçiyor, her görüm boşa çıkıyor> deyişinin anlamı nedir?
23 Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
Ben bu deyişe son vereceğim. Bundan böyle İsrail'de bir daha söylenmeyecek.>
Yine onlara de ki, <Her görümün yerine geleceği günler yaklaştı.
24 Artık İsrail halkı arasında yalan görüm
ya da aldatıcı falcılık olmayacak.
25 Ama ben RAB, ne dersem gecikmeden olacak.
Siz, ey asi İsrail halkı, söylediklerimin tümünü sizin günlerinizde yerine
getireceğim. Böyle diyor Egemen RAB.> "
26 RAB bana şöyle seslendi:
27 "İnsanoğlu, İsrail halkı, <Onun
gördüğü görüm uzak günler için, peygamberlik sözleri de uzak gelecekle
ilgili> diyor.
28 "Bundan ötürü onlara de ki,
<Egemen RAB şöyle diyor: Söylediğim sözlerden hiçbiri artık gecikmeyecek, ne
dersem olacak. Böyle diyor Egemen RAB.> "
BÖLÜM 13
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, peygamberlikte bulunan
İsrail peygamberlerine karşı sen peygamberlik et. Kendiliğinden peygamberlik
eden o peygamberlere de ki, <RAB'bin sözüne kulak verin!
3 Egemen RAB şöyle diyor: Hiçbir görüm
görmemiş ama kurdukları hayaller uyarınca davranan akılsız peygamberlerin vay
başına!
4 Ey İsrail, peygamberlerin yıkıntılar
arasındaki çakallara benziyor.
5 RAB'bin gününde İsrail halkının savaşta
direnmesi için gidip duvardaki gedikleri onarmadınız.
6 Onların görümleri uydurmadır.
Yaptıkları yalan peygamberliklere RAB'bin sözüdür diyorlar. Oysa onları ben göndermedim.
Yine de söylediklerinin yerine geleceğini umuyorlar.
7 Ben söylemediğim halde, RAB'bin sözüdür
diyorsunuz. Oysa gördüğünüz görümler uydurma, yaptığınız falcılık yalan değil
mi?
8 "<Bu yüzden Egemen RAB şöyle
diyor: Söylediğiniz boş sözler, gördüğünüz yalan görümlerden ötürü size
karşıyım. Böyle diyor Egemen RAB.
9 Elim uydurma görüm gören, yalan yere
falcılık eden peygamberlere karşı olacak. Onlar halkımın topluluğunda
bulunmayacak, İsrail halkının kütüğüne yazılmayacak, İsrail ülkesine girmeyecekler.
O zaman benim Egemen RAB olduğumu anlayacaksınız.
10 "<Esenlik yokken esenlik diyerek
halkımı aldatıyorlar. Biri dayanıksız bir duvar yapınca, sahte peygamberler
üzerine sıva vuruyorlar.
11 Duvarı sıvayanlara de ki: Duvar
yıkılacak; sağanak yağmur yağacak, ardından dolu yağdıracağım. Şiddetli bir
rüzgar çıkıp duvara karşı esecek.
12 Duvar çökünce size, nerede duvara
vurduğunuz sıva demeyecekler mi?
13 "<Onun için Egemen RAB şöyle
diyor: Öfkemden duvarı yerle bir etmek için şiddetli bir rüzgar göndereceğim;
kızgınlığımdan sağanak yağmur ve dolu yağdıracağım.
14 Sıva vurduğunuz duvarı yıkıp yerle bir
edeceğim. Temeli açılıp ortaya çıkacak. Yıkılacak ve altında yok olacaksınız. O
zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız. 15-16 Böylece öfkemi duvarın ve duvara
sıva vuranların üzerine boşaltacağım. Size duvar da duvara sıva vuran da
Yeruşalim'de esenlik yokken esenlik görümleri gören İsrailli peygamberler de
yok oldu diyeceğim. Egemen RAB böyle diyor.> "
17 "Sen, ey insanoğlu, kendiliğinden
peygamberlik eden halkının kızlarına yüzünü çevir. Onlara karşı peygamberlik
et.
18 De ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
İnsanları tuzağa düşürmek için herkese bilek bağı diken, her boyda baş örtüsü
yapan kadınların vay başına! Kendi canınızı korurken halkımın canını mı tuzağa
düşüreceksiniz?
19 Birkaç avuç arpayla birkaç dilim ekmek
için halkımın arasında beni küçük düşürdünüz. Yalana kulak veren halkıma yalan
söyleyerek ölümü hak etmemiş canları öldürdünüz, ölümü hak etmiş canları
yaşattınız.
20 "<Bundan ötürü Egemen RAB şöyle
diyor: İnsanları kuş gibi tuzağa düşüren sihirli bilek bağlarınıza karşıyım.
Onları bileklerinizden koparacağım. Kuş gibi tuzağa düşürdüğünüz insanları
özgür kılacağım.
21 Örtülerinizi yırtacak, halkımı elinizden
kurtaracağım. Bir daha tuzağınıza düşmeyecekler. O zaman benim RAB olduğumu
anlayacaksınız.
22 Madem incitmek istemediğim doğru kişinin
cesaretini yalanlarınızla kırdınız ve canını kurtarmak için kötü kişiyi kötü
yolundan dönmemeye yüreklendirdiniz,
23 bir daha uydurma görümler görmeyecek,
falcılık etmeyeceksiniz. Halkımı elinizden kurtaracağım. O zaman benim RAB
olduğumu anlayacaksınız.> "
BÖLÜM 14
1 İsrail ileri gelenlerinden kimisi gelip
yanıma oturdu.
2 O sırada RAB bana şöyle seslendi:
3 "İnsanoğlu, bu adamların yüreği
putlara bağlı. Diktikleri putların kendilerini günaha sokmasına olanak
veriyorlar. Öyleyse onların bana danışmasına izin vermeli miyim?
4 Bunun için onlarla konuş ve de ki,
<Egemen RAB şöyle diyor: Yüreğini puta bağlayan, diktiği putun kendisini
günaha sokmasına olanak veren, sonra da peygambere danışmaya gelen her
İsrailli'ye putlarının çokluğuna göre ben RAB kendim karşılık vereceğim.
5 Bunu, putları yüzünden bana sırt
çeviren İsrail halkının yüreğini yeniden kendime çekmek için yapacağım.>
6 "Bu yüzden İsrail halkına de ki,
<Egemen RAB şöyle diyor: Geri dönün! Putlarınızdan vazgeçin, iğrenç
uygulamalarınızı bırakın!
7 "<İsrail halkından biri ya da
İsrail'de yaşayan bir yabancı benden ayrılır, yüreğini putlara bağlar, diktiği
putların kendisini günaha sokmasına olanak verir, sonra da bana danışmak üzere
bir peygambere giderse, ben RAB kendim ona karşılık vereceğim.
8 O kişiye karşı çıkacağım. Onu bir
belirti, bir alay konusu yapıp halkımın arasından atacağım. O zaman benim RAB
olduğumu anlayacaksınız.
9 "<Bir peygamber ayartılır da
bir söz söylerse, onu ayartan benim. Elimi ona karşı uzatacağım, onu halkım
İsrail'in arasından çıkarıp yok edeceğim.
10 Suçlarının cezasını çekecekler. Peygamber
de ona danışan da aynı şekilde cezalandırılacak.
11 Böylece İsrail halkı bir daha benden
ayrılmayacak, günahlarıyla kendilerini kirletmeyecekler. Onlar halkım
olacaklar, ben de onların Tanrısı olacağım. Egemen RAB böyle diyor.> "
12 RAB bana şöyle seslendi:
13 "İnsanoğlu, eğer bir ülke bana
sadakatsizlik eder, günah işlerse, ben de o ülkeye karşı elimi uzatır, onu her
türlü yiyecekten yoksun bırakır, üzerine kıtlık gönderir, insanları ve
hayvanları yok edersem;
14 şu üç adam -Nuh, Daniel, Eyüp- orada
olsalar bile, doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler. Egemen RAB
böyle diyor. olduğundan bildiğimiz Peygamber Daniel olmayabilir.
15 "Ya da ülkeye yabanıl hayvanlar
gönderirsem ve ülkeyi kimsesiz bırakırlarsa, ülke viraneye döner, hayvanlar
yüzünden kimse içinden geçemezse;
16 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, bu
üç kişi o ülkede yaşasa bile, ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirler.
Ancak kendi canlarını kurtarabilirler. Ülke ise viraneye döner.
17 "Ya da o ülkeye kılıç gönderir,
<Kılıç ülkeyi yarsın> der, oradaki insanları ve hayvanları yok edersem;
18 varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, bu
üç kişi orada olsa bile, ne oğullarını ne de kızlarını kurtarabilirler. Ancak
kendi canlarını kurtarabilirler.
19 "O ülkeye salgın hastalık gönderir,
kan dökerek öfkemi yağdırır, oradaki insanları ve hayvanları yok edersem;
20 varlığım hakkı için diyor Egemen RAB,
Nuh, Daniel ve Eyüp orada olsa bile, ne oğullarını ne de kızlarını
kurtarabilirler. Doğruluklarıyla ancak kendi canlarını kurtarabilirler.
21 "Egemen RAB şöyle diyor:
Yeruşalim'deki insanları ve hayvanları yok etmek için üzerine dört ağır yargımı
-kılıcı, kıtlığı, yabanıl hayvanları, salgın hastalığı- gönderdiğimde daha
neler neler olacak!
22 Orada sağ bırakılacak kimi oğullarınız,
kızlarınız olacak, çıkıp yanınıza gelecekler. Onların davranışlarını ve
yaptıklarını görünce, Yeruşalim'in başına getirdiğim yıkımdan ve her tür
felaketten avuntu bulacaksınız.
23 Onların davranışlarını ve yaptıklarını
görünce avutulacak, Yeruşalim'in başına getirdiklerimin amaçsız olmadığını
anlayacaksınız. Egemen RAB böyle diyor."
BÖLÜM 15
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, asma odununun herhangi
bir orman ağacının dalından daha fazla değeri var mı?
3 Asma odunundan yararlı bir şey
yapılabilir mi? Ya da üzerine eşya asmak için ondan askı yaparlar mı?
4 Yakıt olarak ateşe atılır da ateş odunun
iki ucunu yakıp ortasını kömürleştirince, işe yarar mı?
5 Yanmadan önce işe yaramadıysa, yanıp
kömür haline geldikten sonra bir işe yarar mı?
6 "Bu nedenle Egemen RAB şöyle
diyor: Orman ağaçları arasında asma odununu nasıl yakıt olarak ateşe verdimse,
Yeruşalim'de yaşayan halka da aynısını yapacağım.
7 Onlara yüz çevireceğim. Şimdi ateşten
kurtulsalar bile, ateş onları yine de yakıp yok edecek. Onlara yüz çevirince,
benim RAB olduğumu anlayacaksınız.
8 Ülkeyi viraneye çevireceğim. Çünkü bana
sadakatsizlik ettiler. Egemen RAB böyle diyor."
BÖLÜM 16
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, Yeruşalim'e yaptığı
iğrenç uygulamaları bildir.
3 De ki, <Egemen RAB Yeruşalim'e şöyle
diyor: Kökenin ve doğumun açısından Kenan ülkesindensin; baban Amorlu, annense
Hititli'ydi.
4 Doğduğun gün göbek bağın kesilmedi,
temizlemek için seni yıkamadılar, tuzla ovalamadılar, kundağa sarmadılar.
5 Kimse bunlardan birini yapacak kadar
sana acımadı, sevecenlik göstermedi. Senden tiksindikleri için doğduğun gün
seni kıra attılar.
6 "<Yanından geçtim, senin kendi
kanının içinde kımıldadığını gördüm. Kendi kanının içindeyken yaşa! dedim.
Evet, Kendi kanının içindeyken yaşa! dedim.
7 Kırda yetişen bir bitki gibi seni
geliştirdim. Geliştin, büyüdün, kusursuz bir güzelliğe eriştin. Göğüslerin
oluştu, saçların uzadı. Ama çırılçıplaktın.
8 "<Yine yanından geçtim, sana
baktım, sevgi çağındı. Giysimin eteğini üzerine serdim, çıplaklığını örttüm.
Sana ant içtim, seninle antlaşma yaptım. Egemen RAB böyle diyor. Ve benim
oldun.
9 "<Seni yıkadım, üzerindeki kanı
temizledim, derine zeytinyağı sürdüm.
10 Sana işlemeli giysiler giydirdim, deriden*
çarık verdim. Beline ince keten kuşak bağladım, seni pahalı giysilerle örttüm,
11 takılarla süsledim. Bileklerine
bilezikler, boynuna gerdanlık taktım.
12 Burnuna halka, kulaklarına küpeler,
başına görkemli bir taç taktım.
13 Altınla gümüşle süslendin; giysilerin
ince ketenden, pahalı, işlemeli kumaştandı. İnce unla, balla, zeytinyağıyla
beslendin. Gitgide güzelleştin, krallığa yaraştın.
14 Güzelliğinden ötürü ünün uluslar arasında
yayıldı. Çünkü seni görkemimle donattığım için güzelliğin kusursuzdu. Egemen
RAB böyle diyor.
15 "<Ama sen güzelliğine güvendin,
ününü kullanarak fahişelik ettin. Her geçene gönlünü kaptırdın, kendini teslim
ettin.
16 Giysilerinden alıp kendine süslü tapınma
yerleri yaptın, oralarda fahişelik ettin. Böylesi ne olmuştur, ne de olacaktır.
17 Sana verdiğim altın, gümüş süslerden
erkek suretleri yaptın, onlarla fahişelik ettin.
18 İşlemeli giysilerini alıp onların üzerine
örttün. Onlara zeytinyağımı, buhurumu sundun.
19 Yemen için sağladığım yiyeceği -ince unu,
zeytinyağını, balı- güzel kokulu bir sunu olarak onlara sundun. Böyle yaptın
diyor Egemen RAB.
20 "<Bana doğurduğun oğulları,
kızları alıp yiyecek olarak putlara kurban ettin. Fahişelik etmen yetmiyormuş
gibi,
21 çocuklarımı kesip sunu olarak ateşte
putlara kurban ettin.
22 Bütün iğrenç uygulamalarını,
fahişeliklerini yaparken gençlik günlerini, çırılçıplak olduğun, kanının içinde
kımıldandığın zamanı anımsamadın.
23 "<Egemen RAB, vay, vay başına
diyor! Yaptığın kötülüklere ek olarak,
24 kendine fuhuş yuvaları kurdun, bütün
meydanlarda yüksek tapınma yerleri yaptın.
25 Her yolun başına kendin için yüksek
tapınma yerleri kurdun, güzelliğini kirlettin, her geçene kendini teslim ettin,
fahişeliklerini artırdın.
26 Şehvet düşkünü komşuların Mısırlılar'la
fahişelik ettin. Fahişeliklerini artırmakla beni öfkelendirdin.
27 İşte bu yüzden elimi sana karşı uzattım,
yiyecek payını azalttım. Ahlaksız davranışından utanç duyan düşmanların Filist
kızları dilediklerini yapsınlar diye seni onlara teslim ettim.
28 Asurlular'la da fahişelik ettin, çünkü
doymamıştın. Evet, onlarla fahişelik ettin, yine doymadın.
29 Fahişeliğini ticaret diyarı olan Kildan
ülkesine dek artırdın, yine de doymadın.
30 "<Bütün bunları yaparken yüreğin
ne kadar yıpranmış> diyor Egemen RAB, <Yüzsüz bir fahişe gibi davrandın!
31 Her yolun başına fuhuş yuvaları kurarken,
bütün meydanlarda yüksek tapınma yerleri yaparken, fahişe gibi bile değildin,
ücretini küçümsedin.
32 "<Kocasının yerine yabancıları
yeğleyen, zina eden bir kadındın!
33 Fahişelere ücret ödenir. Oysa sen bütün
oynaşlarına armağanlar dağıttın. Fahişelik etmek için her yandan sana gelsinler
diye rüşvet verdin.
34 Fahişeliğinde öbür kadınlara
benzemiyorsun. Çünkü fahişelik edesin diye kimse senin peşine düşmüyor. Ücret
ödeyen sensin, kimse sana ücret ödemiyor. Bu yüzden öbürlerine benzemiyorsun.
35 "<Bu nedenle, ey fahişe, RAB'bin
sözünü dinle!
36 Egemen RAB şöyle diyor: Yüzsüzlüğün
ortaya döküldüğü, oynaşlarınla fahişelik ederken çıplaklığın meydana çıktığı
için, bütün iğrenç putların yüzünden, onlara çocuklarının kanını verdiğin için,
37 düşüp kalktığın bütün oynaşlarını
-sevdiklerini de nefret ettiklerini de- toplayacağım. Sana karşı onları her
yandan toplayacak, çıplaklığını onların önüne sereceğim; bütün çıplaklığını
görecekler.
38 Sana zina eden, kan döken kadınlara
verilen cezayı vereceğim. Kanını akıtarak seni öfkemin ve kıskançlığımın öcüne
terk edeceğim.
39 Seni oynaşlarının eline teslim edeceğim.
Fuhuş yuvalarını yıkacak, yüksek tapınma yerlerini bozacaklar. Üzerindeki
giysileri soyacak, güzel mücevherlerini alıp seni çırılçıplak bırakacaklar.
40 Halkı sana karşı kışkırtacaklar. Seni
taşlayacak, kılıçlarıyla delik deşik edecekler.
41 Evlerini ateşe verecek, seni birçok
kadının gözü önünde yargılayacaklar. Fahişeliklerine son vereceğim, artık
oynaşlarına ücret ödemeyeceksin.
42 Böylece sana karşı öfkem yatışacak,
kıskançlığım dinecek. Susacak, bir daha öfkelenmeyeceğim.
43 "<Madem gençlik günlerini anımsamadın,
yaptıklarınla beni öfkelendirdin, ben de yaptıklarını senin başına getireceğim.
Böyle diyor Egemen RAB. Bu iğrenç uygulamalarına ek olarak ahlaksızlık da
ettin.
44 "<Herkes senin için şu deyişi
söyleyecek: Annesi nasılsa kızı da öyle.
45 Sen kocasından ve çocuklarından tiksinen
annenin kızısın; kocalarından ve çocuklarından tiksinen kızkardeşlerinin
kızkardeşisin. Annen Hititli, baban Amorlu'ydu.
46 Kızlarıyla senin kuzeyinde yaşayan
Samiriye ablan, kızlarıyla senin güneyinde yaşayan Sodom kızkardeşindir.
47 Sen yalnız onların yolunda yürümekle,
onların iğrenç uygulamalarına uymakla kalmadın, bütün yaptıklarınla kısa sürede
onlardan daha büyük kötülük ettin.
48 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB,
kızkardeşin Sodom'la kızları, kızlarınla senin yaptıklarını asla yapmadılar.
49 "<Kızkardeşin Sodom'un günahı
şuydu: Kendisi de kızları da gururluydu, ekmeğe doymuşlardı, umursamazlardı.
Düşküne, yoksula yardım elini uzatmadılar.
50 Kendilerini beğenmişlerdi. Önümde iğrenç
şeyler yaptılar. Bu nedenle, gördüğün gibi onları önümden süpürüp attım.
51 Samiriye işlediğin günahın yarısını bile
işlemedi. Sen onlardan çok daha iğrenç şeyler yaptın. Yaptığın iğrençliklerle
kızkardeşlerini suçsuz çıkardın.
52 Düşeceğin utanca katlanacaksın. Çünkü
kızkardeşlerini haklı gibi gösterdin. İşlediğin günahlar onlarınkinden daha
iğrenç olduğundan senin yanında suçsuz kalıyorlar. Bunun için utan ve düşeceğin
utanca katlan. Çünkü kızkardeşlerini suçsuz çıkardın!
53 "<Sodom'la kızlarını,
Samiriye'yle kızlarını, onlarla birlikte de seni eski gönencine kavuşturacağım.
54 Utanca boğulacaksın. Bütün yaptıklarından
ötürü kızkardeşlerine avuntu olacak ve utanacaksın.
55 Kızkardeşlerin Sodom ve Samiriye ile
kızları eski durumlarına dönecekler; kızlarınla sen de öyle.
56-57 Kötülüğün açığa çıkmadan önce, gururlu olduğun
günlerde kızkardeşin Sodom'un adını bile anmıyordun. Şimdi sen de Edom
kızlarıyla komşuları ve Filist kızlarınca -çevrende seninle alay edenlerce-
küçümseniyorsun.
58 Ahlaksızlığının ve yaptığın
iğrençliklerin sonuçlarına katlanacaksın. RAB böyle diyor.
59 "<Egemen RAB şöyle diyor: Seninle
yaptığım antlaşmayı bozarak içtiğin andı küçümsedin. Ben de hak ettiğin biçimde
seni cezalandıracağım.
60 Gençlik günlerinde seninle yaptığım
antlaşmayı anımsayacağım. Seninle sonsuza dek kalıcı bir antlaşma yapacağım.
61 Büyük, küçük kızkardeşlerini yanına
aldığında yaptıklarını anımsayacak ve utanacaksın. Seninle yaptığım antlaşmada
olmadığı halde onları kızların olsunlar diye sana vereceğim.
62 Seninle yeniden antlaşma yapacağım, benim
RAB olduğumu anlayacaksın.
63 Bütün yaptıklarını bağışladığımda,
anımsayacak ve utanacaksın. Utancından bir daha ağzını açmayacaksın. Egemen RAB
böyle diyor.> "
BÖLÜM 17
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "Ey insanoğlu, İsrail halkına bir
bilmece sor, simgesel bir öykü anlat.
3 De ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
Kanatları uzun ve güçlü, renk renk tüylerle dolu iri bir kartal Lübnan'a geldi,
bir sedir ağacının tepesine konup onu ele geçirdi.
4 Ağacın tepesindeki filizleri koparıp
ticaret ülkesine götürdü, tüccarlar kentine yerleştirdi.
5 "<Ülkenin tohumundan alıp
verimli toprağa ekti; onu söğüt ağacı gibi akarsuların kıyısına dikti.
6 Tohum filizlenip yerde yayılan bodur
bir asma oldu. Dalları kartala doğru yayıldı, kökleriyse aşağıya, derine indi.
Böylece dal salan, filiz veren bir asma oldu.
7 "<Gelgelelim, kanatları güçlü,
bol tüylü başka bir iri kartal da vardı. Asma bu kez dikildiği yerden köklerini
bu kartala doğru çevirdi; sulasın diye dallarını ona doğru saldı.
8 Dallansın, ürün versin, görkemli bir asma
olsun diye akarsuların kıyısındaki verimli toprağa dikilmişti.>
9 "Onlara de ki, <Egemen RAB
şöyle diyor: Asma serpilecek mi? Kurusun diye ilk kartal kökünü söküp meyvesini
koparmayacak mı? Asmanın yeni filizlenen bütün dalları kuruyacak. Kökünden söküp
atmak için güçlü ele ya da büyük orduya gerek duyulmayacak.
10 Evet, asma dikilmiş, ama serpilip
gelişecek mi? Doğu rüzgarı ona çarpınca büsbütün kurumayacak mı? Evet,
filizlendiği yerde solup kuruyacak.> "
11 RAB bana şöyle seslendi:
12 "O asi halka de ki, <Bunların ne
anlama geldiğini bilmiyor musunuz?> Onlara de ki, <Babil Kralı
Yeruşalim'e gitti; kralını, önderlerini tutsak alıp kendisiyle birlikte Babil'e
götürdü.
13 Sonra kralın soyundan gelen birini alıp
ant içirerek onunla bir antlaşma yaptı. Ülkenin önderlerini de tutsak aldı.
14 Öyle ki, ülke gerilesin, bir daha
yükselmesin, ancak yaptığı antlaşmayı yerine getirerek yaşayabilsin.
15 Ne var ki, Yahuda Kralı, kendisine at ve
çok sayıda asker vermesi için Mısır'a elçiler göndererek Babil Kralı'na başkaldırdı.
Yahuda Kralı başaracak mı? Böyle şeyler yapan kurtulur mu? Yaptığı antlaşmayı
bozan kurtulur mu?
16 "<Egemen RAB, varlığım hakkı için
diyor, onu tahta oturtan kralın ülkesinde, Babil'de ölecek. Çünkü içtiği andı
küçümsedi, yaptığı antlaşmayı bozdu.
17 Babilliler birçok kişiyi yok etmek için
toprak rampalar, kuşatma duvarları yaptığında, firavun güçlü ordusu ve büyük
kalabalıklarla savaşta ona yardımcı olmayacak.
18 Yaptığı antlaşmayı bozarak içtiği andı
küçümsedi. Söz verdiği halde, bütün bunları yaptı. Bu yüzden kurtulmayacak.
19 "<Bu nedenle Egemen RAB şöyle
diyor: Varlığım hakkı için, bana içtiği andı küçümsediği, antlaşmamı bozduğu
için onu cezalandıracağım.
20 Ağımı gereceğim, tuzağıma düşecek. Onu
Babil'e getirecek, bana sadakatsizliğinden ötürü orada yargılayacağım.
21 En seçkin askerleri kılıçtan geçirilecek,
sağ kalanlar dünyanın dört bucağına dağılacak. O zaman konuşanın ben RAB
olduğumu anlayacaksınız.
22 "<Egemen RAB şöyle diyor: Sedir
ağacının tepesinden Bir filiz alıp dikeceğim. En yüksek dallarından körpe bir
çubuk koparıp Yüksek, ulu bir dağın üzerine dikeceğim.
23 Onu İsrail'in en yüksek dağının üzerine
dikeceğim. Dal budak salıp ürün verecek, Görkemli bir sedir ağacı olacak. Her
çeşit kuş dallarına tüneyecek, Gölgesinde barınacak.
24 Bütün orman ağaçları Her yüksek ağacı
bodurlaştıranın, Her bodur ağacı yükseltenin, Her yeşil ağacı kurutanın Ve kuru
ağacı yeşertenin Ben RAB olduğumu anlayacaklar. Bunu ben RAB söylüyorum ve
dediğimi yapacağım.> "
BÖLÜM 18
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İsrail için, <Babalar koruk
yedi, Çocukların dişleri kamaştı> diyorsunuz. Bu deyişle ne demek
istiyorsunuz?
3 "Varlığım hakkı için diyor Egemen
RAB, İsrail'de artık bu deyişi ağzınıza almayacaksınız.
4 Her yaşayan can benimdir. Babanın canı
da, çocuğun canı da benimdir. Ölecek olan, günah işleyen candır.
5 "Diyelim ki, adil ve doğru olanı
yapan doğru bir adam var.
6 Dağlarda putlara sunulan kurbandan
yemez, İsrail halkının putlarına bel bağlamaz. Komşusunun karısını kirletmez,
Âdet gören kadına yaklaşmaz.
7 Kimseye haksızlık etmez, Rehin olarak
aldığını geri verir, Soygunculuk etmez, Aç olana ekmeğini verir, Çıplağı
giydirir.
8 Faizle para vermez, Aşırı kâr gütmez.
Elini kötülükten çeker, İki kişi arasında doğrulukla yargılar.
9 Kurallarımı izler, İlkelerimi özenle
uygular. İşte böyle biri doğru kişidir. O yaşayacaktır. Egemen RAB böyle diyor.
10 "Diyelim ki, bu adamın zorba, kan
döken, Kardeşine bunlardan birini yapan bir oğlu var.
11 Babası bunlardan hiçbirini yapmazken,
Oğul dağlarda putlara sunulan kurbandan yer, Komşusunun karısını kirletir.
12 Düşküne, yoksula haksızlık eder,
Soygunculuk eder, Rehini geri vermez. Putlara bel bağlar, İğrenç şeyler yapar.
13 Faizle para verir, aşırı kâr güder. Böyle
biri yaşayacak mı? Hayır, yaşamayacak! Bütün bu iğrençlikleri yapmıştır,
öldürülecektir. Onun kanından kendisi sorumlu olacaktır.
14 "Diyelim ki, bu oğulun da bir oğlu
olur ve babasının işlediği bütün günahları görür, Ama hiçbirini yapmaz;
15 Dağlarda putlara sunulan kurbandan yemez,
İsrail halkının putlarına bel bağlamaz, Komşusunun karısını kirletmez;
16 Kimseye haksızlık etmez, Rehin almaz,
Soygunculuk etmez, Aç olana ekmeğini verir, Çıplağı giydirir.
17 Böyle biri elini kötülükten çeker, Faiz
almaz, aşırı kâr gütmez, Kurallarımı izler, İlkelerimi uygularsa, Babasının
günahı yüzünden ölmeyecek, Kesinlikle yaşayacaktır.
18 Ama babası kendi günahı yüzünden
ölecektir. Çünkü zorbalık etti, kardeşini soydu, Halkı arasında iyi olmayanı
yaptı.
19 "Ama siz, <Oğul neden babasının
işlediği suçlardan sorumlu tutulmasın?> dersiniz. Bu oğul adil ve doğru
olanı yapmış, bütün kurallarımı dikkatle izlemiştir. Böyle biri kesinlikle
yaşayacaktır.
20 Ölecek olan günah işleyen kişidir. Oğul
babasının suçundan sorumlu tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz.
Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır.
21 "Kötü kişi işlediği bütün
günahlardan döner, buyruklarıma uyar, adil ve doğru olanı yaparsa, kesinlikle
yaşayacak, ölmeyecektir.
22 İşlediği günahlardan hiçbiri ona karşı
anılmayacaktır. Doğruluğu sayesinde yaşayacaktır.
23 Ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam,
ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Egemen
RAB böyle diyor.
24 "Doğru kişi doğruluğundan döner,
günah işler, kötü kişinin yaptığı bütün iğrenç şeyleri yaparsa, yaşayacak mı?
Onun yaptığı doğru işlerin hiçbiri anılmayacaktır. Sadakatsizliği yüzünden
suçludur, günahları yüzünden ölecektir.
25 "Siz yine de, <Rab'bin yolu doğru
değil> diyorsunuz. Ey İsrail halkı, dinle: Benim yolum mu doğru değil? Doğru
olmayan sizin yollarınız değil mi?
26 Doğru kişi doğruluğundan döner de kötülük
yaparsa, bu yüzden ölecek. Evet, işlediği günah yüzünden ölecektir.
27 Ama kötü kişi, yaptığı kötülükten döner,
adil ve doğru olanı yaparsa, canını kurtaracaktır.
28 Çünkü isyanlarının farkına varıyor ve
onlardan dönüyor. Böyle biri kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir.
29 Öyleyken, İsrail halkı, <Rab'bin yolu
doğru değil> diyor. Ey İsrail halkı, benim yollarım mı doğru değil? Doğru
olmayan sizin yollarınız değil mi?
30 "Bu yüzden, ey İsrail halkı,
sizleri, her birinizi yolunuza göre yargılayacağım. Egemen RAB böyle diyor.
Dönün! İsyanlarınızdan dönün! Günahın sizi yıkıma sürüklemesine izin vermeyin.
31 İsyanlarınızı kendinizden uzaklaştırın.
Yeni bir yürek, yeni bir ruh edinin. Neden öleceksin, ey İsrail halkı?
32 Çünkü ben kimsenin ölümünden sevinç
duymam. Egemen RAB böyle diyor. Öyleyse günahınızdan dönün de yaşayın!"
BÖLÜM 19
1 "Sen İsrail önderleri için şu
ağıtı yak
2 ve de ki, "<Annen neydi?
Aslanlar arasında dişi bir aslan! Genç aslanlar arasında yatar, Yavrularını
beslerdi.
3 Büyüttüğü yavrulardan biri Genç bir
aslan oldu. Avını kapıp parçalamayı öğrendi, İnsan yiyen bir aslan oldu.
4 Haberi uluslar arasında duyuldu.
Kurdukları tuzağa düştü, Onu çengellerle Mısır'a sürüklediler.
5 Dişi aslan bekledi, umudunun boşa
çıktığını görünce, Yavrularından başka birini alıp Genç bir aslan olarak
yetiştirdi.
6 Yavru aslanlar arasında dolaşmaya
başladı, Genç bir aslan oldu. Avını kapıp parçalamayı öğrendi, İnsan yiyen bir
aslan oldu.
7 Onların kalelerini yıktı, Kentlerini
viraneye çevirdi. Ülkede yaşayan herkes Onun kükreyişinden dehşete düştü.
kadınlarını tanıdı".
8 Çevredeki uluslar üzerine geldiler,
Ağlarını gerdiler, Onu tuzağa düşürdüler.
9 Çengel takıp onu kafese koydular Ve
Babil Kralı'na götürdüler. İsrail dağlarında kükreyişi bir daha duyulmasın diye
Onu gözetim altında tuttular.
10 "<Annen su kıyısındaki bağında
Dikilmiş bir asma gibiydi. Bol su sayesinde dal budak saldı, Ürün verdi.
11 Dalları kral asası olacak kadar güçlendi.
Asma boy attı, Bulutlara dek yükseldi. Yüksekliği ve dallarının çokluğu
Herkesçe görüldü.
12 Ama onu öfkeyle kökünden söküp yere
attılar. Doğu rüzgarı ürününü kuruttu. Güçlü dalları koparılıp kurudu, Ateş
onları yakıp yok etti.
13 Şimdi çöle, Kurak, susuz bir yere
dikildi.
14 Gövdesi ateş aldı, Filizini, ürününü
yakıp yok etti. Kral asası olacak kadar güçlü dalı kalmadı.> Bu bir ağıttır
ve ağıt olarak kalacaktır."
BÖLÜM 20
1 Sürgünlüğümüzün yedinci yılı, beşinci
ayın onuncu günü, İsrail ileri gelenlerinden bazı kişiler RAB'be danışmak için
gelip önüme oturdular.
2 RAB o sırada bana seslendi:
3 "İnsanoğlu, İsrail ileri
gelenlerine de ki, <Egemen RAB şöyle diyor: Bana danışmaya mı geldiniz?
Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, bana danışmanıza izin vermeyeceğime
4 "Onları yargılayacak mısın? Ey
insanoğlu, onları yargılayacak mısın? Öyleyse onlara atalarının iğrenç
uygulamalarını anımsat.
5 Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle
diyor: İsrail'i seçtiğim gün Yakup soyuna ant içtim ve kendimi Mısır'da onlara
açıkladım. Ant içerek, Tanrınız RAB benim dedim.
6 O gün, onları Mısır'dan çıkaracağıma,
kendileri için seçtiğim en güzel ülkeye, süt ve bal akan ülkeye götüreceğime
söz verdim.
7 Onlara, herkes bel bağladığı iğrenç
putları atsın, Mısır putlarıyla kendinizi kirletmeyin, Tanrınız RAB benim
dedim.
8 "<Ne var ki, bana karşı
geldiler, beni dinlemek istemediler. Bel bağladıkları iğrenç putları hiçbiri
atmadı, Mısır putlarını da bırakmadılar. Bu yüzden Mısır'da öfkemi onların
üzerine yağdıracağımı, kızgınlığımı dökeceğimi söyledim.
9 Ama aralarında yaşadıkları ulusların
gözünde adıma leke gelmesin diye bunu yapmadım. Bu ulusların gözü önünde
İsrailliler'i Mısır'dan çıkararak kendimi onlara açıklamıştım.
10 Bu yüzden İsrailliler'i Mısır'dan çıkarıp
çöle götürdüm.
11 Uygulayan kişiye yaşam veren kurallarımı
onlara verdim, ilkelerimi tanıttım.
12 Kendilerini kutsal kılanın ben RAB
olduğumu anlasınlar diye aramızda bir belirti olarak Şabat günlerimi de onlara
verdim.
13 "<Böyleyken İsrail halkı çölde
bana başkaldırdı. Uygulayan kişiye yaşam veren kurallarımı izlemediler,
ilkelerimi reddettiler. Şabat günlerimi de hiçe saydılar. Bu yüzden çölde
öfkemi üzerlerine yağdırıp onları yok edeceğimi söyledim.
14 Ama İsrailliler'i Mısır'dan çıkardığımı
gören ulusların gözünde adıma leke gelmesin diye bunu yapmadım.
15 Ben de kendilerine verdiğim en güzel
ülkeye, süt ve bal akan ülkeye onları götürmeyeceğime çölde ant içtim.
16 Çünkü ilkelerimi reddettiler, kurallarımı
izlemediler, Şabat günlerimi hiçe saydılar. Yürekleri putlarına bağlıydı.
17 Yine de onlara acıdım, onları yok
etmedim, çölde işlerine son vermedim.
18 Çölde çocuklarına atalarınızın
kurallarını izlemeyin, ilkelerine göre yaşamayın, putlarıyla kendinizi
kirletmeyin dedim.
19 Ben Tanrınız RAB'bim, benim kurallarımı
izleyin, benim ilkelerim uyarınca yaşayın.
20 Aramızda bir belirti olsun diye Şabat
günlerimi kutsal sayın. O zaman benim Tanrınız RAB olduğumu anlayacaksınız
dedim.
21 "<Ne var ki, çocuklar bana karşı
geldiler. Kurallarımı izlemediler. Uygulayan kişiye yaşam veren ilkelerim
uyarınca dikkatle yaşamadılar. Şabat günlerimi hiçe saydılar. Bu yüzden çölde
öfkemi üzerlerine yağdıracağımı, kızgınlığımı dökeceğimi söyledim.
22 Ama elimi geri çektim, İsrailliler'i
Mısır'dan çıkardığımı gören ulusların gözünde adıma leke gelmesin diye bunu
yapmadım.
23 Onları ulusların arasına dağıtacağıma,
başka ülkelere göndereceğime çölde ant içtim.
24 Çünkü ilkelerimi izlemediler, kurallarımı
reddettiler. Şabat günlerimi hiçe saydılar, gözlerini atalarının putlarına
diktiler.
25 Ben de onlara iyi olmayan kurallar, yaşam
vermeyen ilkeler verdim.
26 Her ilk doğan çocuğu ateşte kurban ederek
sundukları sunularla kendilerini kirletmelerine izin verdim. Öyle ki, onları
dehşete düşüreyim de benim RAB olduğumu anlasınlar.>
27 "Bu nedenle, ey insanoğlu, İsrail
halkına de ki, <Egemen RAB şöyle diyor: Atalarınız yine ihanet etmekle bana
küfretmiş oldular.
28 Kendilerine vermeye ant içtiğim ülkeye
onları getirdiğimde, gördükleri her yüksek tepede, sık yapraklı her ağacın
altında kurbanlarını kestiler. Beni öfkelendiren sunularını, güzel kokulu
sunularıyla dökmelik sunularını orada sundular.
29 Onlara gittikleri bu puta tapılan yerin
ne olduğunu sordum.> " Orası bugün de Bama adıyla anılıyor.
30 "Bu nedenle İsrail halkına de ki,
<Egemen RAB şöyle diyor: Atalarınız gibi siz de kendinizi kirletecek
misiniz? Onların putlarına gönül verecek misiniz?
31 Şimdiye dek oğullarınızı ateşte kurban
edip sunularınızı sunmakla, putlarınızla kendinizi kirlettiniz. Öyleyken gelip
bana danışmanıza izin verir miyim, ey İsrail halkı? Varlığım hakkı için diyor
Egemen RAB, bana danışmanıza izin vermeyeceğim.
32 "<Siz ağaca, taşa tapan öteki
uluslar gibi, dünyadaki öbür halklar gibi olmak istiyoruz diyorsunuz. Ama bu
düşündükleriniz hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.
33 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB,
sizi güçlü ve kudretli elle, şiddetli öfkeyle yöneteceğim.
34 Güçlü ve kudretli elle, şiddetli öfkeyle
sizi uluslar arasından çıkaracak, dağılmış olduğunuz ülkelerden toplayacağım.
35 Sizi ulusların çölüne getirecek, orada
yüz yüze yargılayacağım.
36 Atalarınızı Mısır Çölü'nde nasıl
yargıladıysam, sizi de öyle yargılayacağım. Egemen RAB böyle diyor.
37 Sizi yoklayıp antlaşmama bağlı kalmanızı
sağlayacağım.
38 Aranızda bana karşı gelenlerle
başkaldıranları ayıracağım. Onları yaşadıkları ülkelerden çıkaracağım. Ama
İsrail ülkesine girmeyecekler. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız.
39 "<Ey İsrail halkı, Egemen RAB
şöyle diyor: Her biriniz gidip putlarınıza tapının! Ama sonra beni
dinleyeceksiniz ve armağanlarınızla, putlarınızla bir daha kutsal adımı
kirletmeyeceksiniz.
40 Çünkü kutsal dağımda, İsrail'in yüksek
dağında, diyor Egemen RAB, bütün İsrail halkı orada, ülkede bana kulluk edecek.
Orada onları kabul edeceğim. Orada sunularınızı, seçme armağanlarınızı, bütün
kutsal adaklarınızı isteyeceğim.
41 Sizi ulusların arasından çıkarıp dağılmış
olduğunuz ülkelerden topladığımda, beni hoşnut eden bir koku gibi kabul
edeceğim. Ulusların gözü önünde aranızda kutsallığımı göstereceğim.
42 Sizleri atalarınıza vermeye ant içtiğim
ülkeye, İsrail ülkesine getirdiğimde, benim RAB olduğumu anlayacaksınız.
43 Bütün yaptıklarınızı, kendinizi
kirlettiğiniz bütün uygulamaları orada anımsayacak, yaptığınız kötülüklerden
ötürü kendinizden tiksineceksiniz.
44 Ey İsrail halkı, kötü yollarınıza,
yozlaşmış uygulamalarınıza göre değil, adım uğruna sizinle ilgilendiğimde,
benim RAB olduğumu anlayacaksınız. Egemen RAB böyle diyor.> "
45 RAB bana şöyle seslendi:
46 "İnsanoğlu, yüzünü güneye çevir,
güneye seslen, Negev Ormanı'na karşı peygamberlik et.
47 Negev Ormanı'na de ki, <RAB'bin sözüne
kulak ver. Egemen RAB şöyle diyor: Senin içinde ateş tutuşturacağım. Ateş bütün
ağaçlarını -yeşil ağacı da kuru ağacı da- yiyip bitirecek. Tutuşan alev
söndürülemeyecek. Güneyden kuzeye, her yüz ateşin sıcağından kavrulacak.
48 Ateşi tutuşturanın ben RAB olduğumu
herkes görecek, ateş söndürülmeyecek.>"
49 Bunun üzerine, "Ah, ey Egemen
RAB!" dedim, "Onlar benim için, <Simgesel öyküler anlatan adam
değil mi bu?> diyorlar."
BÖLÜM 21
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "Ey insanoğlu, yüzünü Yeruşalim'e
çevir, kutsal yerlerine karşı konuş, İsrail ülkesine karşı peygamberlik et.
3 Ona de ki, <RAB şöyle diyor: Ben
sana karşıyım! Kılıcımı kınından çıkaracak, içindeki doğru kişiyi de kötü
kişiyi de kesip yok edeceğim.
4 Doğru kişiyi de kötü kişiyi de kesip
yok etmek için kılıcım kınından çıkacak ve güneyden kuzeye herkese karşı
olacak.
5 Böylece herkes kılıcını kınından
çıkaranın ben RAB olduğumu anlayacak. Onu bir daha yerine koymayacağıma
6 "Sen, ey insanoğlu, inle! Onların
gözü önünde ezik bir yürekle acı acı inle!
7 Sana, <Neden böyle inliyorsun?>
diye sorduklarında, <Yakında duyulacak haberden ötürü> diye
yanıtlayacaksın. <Her yürek eriyecek, her el gevşeyecek, her ruh baygın
düşecek, her dizin bağı çözülecek. Evet, haber duyulacak! Bu kesinlikle yerine
gelecek.> Egemen RAB böyle diyor."
8 RAB bana şöyle seslendi:
9 "İnsanoğlu, peygamberlik et ve de
ki, <Rab şöyle diyor: "<Kılıç, kılıç, Bilendi, cilalandı.
10 Öldürmek için bilendi, Şimşek gibi çaksın
diye cilalandı. Nasıl sevinebiliriz? Kılıç oğlumun asasını sıradan bir sopa
gibi küçümsedi.
11 Kılıç kullanılmak için Cilalanmaya
verildi; Öldürenin eline verilsin diye bilenip cilalandı.
12 İnsanoğlu, bağır, haykır! Çünkü bu kılıç
halkıma karşı; Bütün İsrail önderlerine karşı. Onlar halkımla birlikte kılıca
teslim edildiler. Bunun için bağrını döv.
13 "<Deneme kuşkusuz gelecek.
Kılıcın küçümsediği asa varlığını sürdüremezse ne olur? Böyle diyor Egemen
RAB.>
14 "Sen, ey insanoğlu, peygamberlik et,
el çırp. Bırak kılıç iki, üç kez vursun. Bu öldüren bir kılıçtır, Çok sayıda
insan kıran, İnsanı her yandan saran kılıçtır.
15 Yürekleri erisin, Tökezleyip düşenler çok
olsun diye Bütün kapılarında öldürmek için Görevlendirdim kılıcı. Ah, kılıç
şimşek gibi parladı, Öldürmek için bilendi.
16 Ey kılıç, sağa, sonra sola savrul, Ağzın
nereye dönerse, oraya savrul!
17 Ben de elimi çırpacağım Ve öfkem dinecek.
Bunu ben RAB söylüyorum."
18 RAB bana şöyle seslendi:
19 "İnsanoğlu, Babil Kralı'nın kılıcı
gelsin diye iki yol belirle; ikisi de aynı ülkeden başlamalı. Kent yolunun
başladığı yere bir işaret koy.
20 Ammonlular'ın Rabba Kenti'ne ya da
Yahuda'ya ve surlarla çevrili Yeruşalim'e ilerlesin diye kılıç için yol
belirle.
21 Çünkü Babil Kralı iki yolun ayrıldığı,
yolların çatallaştığı yerde fala bakmak için duracak. Okları silkeleyecek, aile
putlarına danışacak, kurban edilen bir hayvanın ciğerine bakacak.
22 Kütük yerleştirmek, öldür buyruğunu
vermek, savaş naraları atmak, kapılara kütük yerleştirmek, toprak rampalar
oluşturmak, kuşatma duvarları yapmak için sağ elinde Yeruşalim'i gösteren ok
olacak.
23 Onunla ant içerek antlaşma yapanlar fala
yanlış bakıldığını sanacak. Ama kral suçlarını anımsatıp onları tutsak alacak.
24 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle
diyor: <Madem suçlarınızı, isyanlarınızı anımsattırdınız, bütün
uygulamalarınızda günahlarınızı açığa çıkardınız, madem bütün bunları yaptınız,
siz de tutsak alınıp götürüleceksiniz.
25 "<Sen, ey saygısız, kötü İsrail
önderi, günün yaklaştı, sonunda yargı günün geldi.
26 Egemen RAB şöyle diyor: Sarığı çıkar,
tacı kaldır. Artık eskisi gibi olmayacak. Alçakgönüllü yükseltilecek, gururlu
alçaltılacak.
27 Yıkım! Yıkım! Kenti yerle bir edeceğim!
Hak sahibi gelinceye dek onarılmayacak. Kenti ona vereceğim.>
28 "Sen, ey insanoğlu, peygamberlik et
ve de ki, <Aşağılayıcı sözler söyleyen Ammonlular için Egemen RAB şöyle
diyor: "<Kılıç, kılıç, Öldürmek için kınından çekilmiş, Yok etmek için,
Şimşek gibi parlamak için cilalanmış!
29 Size ilişkin görümler aldatıcıdır, Açılan
fal yalandır. Öldürülecek kötülerin enseleri üzerine Yerleştirileceksin, ey
kılıç! Onların günü yaklaştı, Sonunda yargı günleri geldi.
30 Kılıç kınına koyulsun! Yaratıldığınız
yerde, Atalarınızın ülkesinde Yargılayacağım sizi.
31 Öfkemi üzerinize dökeceğim, Kızgınlığımı
üzerinize üfleyeceğim; Acımasız adamların, Yakıp yok etmekte usta kişilerin
eline Teslim edeceğim sizi.
32 Ateşe yakıt olacaksınız, Kanınız
ülkenizin ortasında dökülecek, Bir daha anılmayacaksınız. Çünkü bunu ben RAB
söylüyorum.> "
BÖLÜM 22
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, Yeruşalim'i
yargılayacak mısın? Kan döken bu kenti yargılayacak mısın? Öyleyse bütün iğrenç
uygulamalarını ona bildir.
3 Şöyle diyeceksin: <Egemen RAB diyor
ki: Ey kendi içinde kan dökerek yıkımını hazırlayan, putlar yaparak kendini
kirleten kent!
4 Döktüğün kan yüzünden suçlu bulundun,
yaptığın putlarla kirlendin. Böylece günlerin yaklaştı, yıllarının sonuna
ulaştın. Bu yüzden seni uluslara alay konusu edeceğim, bütün ülkelerin gözünde
seni gülünç duruma düşüreceğim.
5 Ey adı kötüye çıkmış, kargaşa dolu
kent, yakındakiler de uzaktakiler de seninle alay edecekler.
6 "<İşte içindeki her İsrail
önderi yetkisini kullanarak kan döküyor.
7 Senin içinde anneye, babaya kötü
davrandılar, yabancıya baskı yaptılar, öksüze, dul kadına haksızlık ettiler.
8 Benim kutsal eşyalarıma saygısızlık
ettin, Şabat günlerimi hiçe saydın.
9 Kan dökmek için iftira edenler,
dağlarda putlara kurban edilen hayvanları yiyenler, kendilerini şehvete
kaptıranlar senin içinde yaşıyor.
10 Babalarının karılarıyla yatanlar, âdet
gören dinsel açıdan kirli kadınlarla cinsel ilişki kuranlar senin içinde
yaşıyor.
11 Senin içinde kimi komşusunun karısıyla
iğrenç şeyler yaptı; kimi utanmadan gelinini kirletti; kimi öz kızkardeşiyle
ilişki kurdu.
12 Senin içinde kan dökmek için rüşvet
aldılar. Faiz aldın, tefecilik yaptın, zorbalıkla komşularından haksız kazanç
sağladın. Beni unuttun. Egemen RAB böyle diyor.
13 "<Edindiğiniz haksız kazançtan,
içinizde döktüğünüz kandan ötürü ellerimi birbirine vuracağım.
14 Sizinle uğraşacağım gün cesaretiniz
kalacak mı? Elleriniz güçlü olabilecek mi? Bunu ben RAB söylüyorum ve dediğimi
yapacağım.
15 Sizi uluslar arasına dağıtıp ülkelere
süreceğim. Sizdeki ruhsal kirliliğe son vereceğim.
16 Ulusların gözünde aşağılanacak ve benim
RAB olduğumu anlayacaksınız.>"
17 RAB bana şöyle seslendi:
18 "İnsanoğlu, İsrail halkı benim için
cüruf gibi oldu. Hepsi potada tunç, kalay, demir, kurşundur; gümüşün cürufudur.
19 Bundan ötürü Egemen RAB şöyle diyor:
<Hepiniz cüruf gibi olduğunuz için sizi Yeruşalim'in ortasına toplayacağım.
20 Eritmek için ateşi üfleyerek gümüşü,
tuncu, demiri, kurşunu, kalayı nasıl potaya atıyorlarsa, ben de öfkemle,
kızgınlığımla sizi toplayacak, kentin ortasına koyup eriteceğim.
21 Sizi toplayacak, öfkemin ateşini
üzerinize üfleyeceğim; siz de kentin içinde eriyip yok olacaksınız.
22 Gümüş potada nasıl erirse, siz de kentin
içinde öyle eriyeceksiniz. O zaman üzerinize kızgınlığını dökenin ben, RAB
olduğumu anlayacaksınız.>"
23 RAB bana şöyle seslendi:
24 "İnsanoğlu, ülkeye de ki, <Sen öfke
günü temizlenmemiş, üzerine yağmur yağmamış bir ülkesin.>
25 Önderleri kükreyen, avını parçalayan
aslan gibi orada düzen kurdular. Canlara kıydılar, hazineler, değerli nesneler
aldılar, birçok kadını dul bıraktılar.
26 Kâhinleri yasamı hiçe saydılar, kutsal
eşyalarımı kirlettiler, kutsalla bayağı arasındaki ayrımı yapmadılar, kirliyle
temiz arasındaki farkı öğretmediler, Şabat günlerimden gözlerini çevirdiler.
Kutsallığımı önemsemediler.
27 Yöneticileri avını parçalayan kurt
gibidir. Haksız kazanç elde etmek için kan döküyor, canlara kıyıyorlar.
28 Peygamberleri uydurma görümlerle, yalan
fal açarak bu suçları gizlediler; ben RAB konuşmadığım halde, <Egemen RAB
şöyle diyor> diyorlar.
29 Ülke halkı baskı uyguladı, soygunculuk
etti. Düşküne, yoksula baskı yaptı, yabancıya haksız yere kötü davrandı.
"Peygamberleri".
30 "İçlerinde duvarı örecek, gedikte
durup önümde ülkeyi savunacak, onu yerle bir etmemi engelleyecek bir adam
aradım, ama hiç kimseyi bulmadım.
31 Bunun için öfkemi üzerlerine boşaltacak, kızgınlığımla
onları yakıp yok edeceğim. Yaptıklarını kendi başlarına getireceğim."
Egemen RAB böyle diyor.
BÖLÜM 23
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, bir anneden doğma iki
kadın vardı.
3 Gençliklerinde Mısır'da fahişelik
ettiler. Memeleri orada okşandı, erdenliklerini orada yitirdiler.
4 Büyüğünün adı Ohola, küçüğünün
Oholiva'ydı. Benim oldular; oğullar, kızlar doğurdular. Ohola Samiriye'dir,
Oholiva da Yeruşalim.
5-6 "Ohola benimken fahişelik etti.
Oynaşları olan Asurlular'a gönül verdi. Hepsi de genç, yakışıklı, lacivertler
kuşanmış savaşçılar, valiler, komutanlar, atlı askerlerdi.
7 Asurlular'ın en seçkin adamlarına
fahişe olarak kendini verdi. Gönül verdiği bu kişilerin putlarına bağlanarak
kendini kirletti.
8 Mısır'da başladığı fahişeliği bırakmadı.
Gençken onunla yattılar, erdenliğini bozdular, şehvetlerini onun üzerine
boşalttılar.
9 "Bu nedenle onu oynaşlarının,
gönül verdiği Asurlular'ın eline teslim ettim.
10 Çıplaklığını açtılar, oğullarını,
kızlarını aldılar, onu kılıçla öldürdüler. Kendisine verilen cezadan ötürü
kadınlar arasında adı kötüye çıktı.
11 "Kızkardeşi Oholiva bunu gördü, ama
şehveti ve fahişelikleri kızkardeşininkinden daha utanç vericiydi.
12 O da hepsi de genç, yakışıklı Asurlular'a
-valilere, komutanlara, iyi donanmış savaşçılara, atlılara- gönül verdi.
13 Kendisini ne kadar kirlettiğini gördüm.
İkisi de aynı yolu izlediler.
14-15 "Oholiva fahişeliklerini giderek artırdı.
Duvara oyulmuş insan resimlerini - bellerine kuşak, başlarına geniş sarık
bağlamış kırmızı renkli Kildani resimlerini- gördü. Hepsi kökeni Kildan
ülkesine dayanan Babil subaylarına benziyordu.
16 Oholiva görür görmez onlara gönül verdi,
Kildan ülkesine ulaklar gönderdi.
17 Bunun üzerine Babilliler onunla yatakta
sevişmek üzere geldiler, zina ederek onu kirlettiler. Onu öyle kirlettiler ki,
sonunda hepsinden tiksinip yüzünü çevirdi.
18 Fahişeliklerini sergileyip çıplaklığını
açınca kızkardeşinden tiksinerek yüzümü çevirdiğim gibi, ondan da tiksinerek
yüzümü çevirdim.
19 Gençliğinde Mısır'da yaptığı fahişelikleri
anımsayarak, fahişeliğini daha da artırdı.
20 Erkeklik organları eşeğinkine, menileri
aygırınkine benzeyen oynaşlarına gönül verdi.
21 Öyle ki, Mısır'da gençliğindeki şehvet
düşkünlüğünü özledin. Memelerin orada okşanmış, erdenliğini orada yitirmiştin.
22 "Bundan ötürü, ey Oholiva, Egemen
RAB şöyle diyor: Tiksindiğin oynaşlarını sana karşı kışkırtacağım. Onları her
yandan sana karşı ayaklandıracağım.
23 Babilliler'i, bütün Kildaniler'i,
Pekotlular'ı, Şoalılar'ı, Koalılar'ı, onlarla birlikte bütün Asurlular'ı,
yakışıklı gençleri -valileri, komutanları, subayları, ünlü adamları, atlıları-
sana karşı ayaklandıracağım.
24 Silahlarla, savaş ve yük arabalarıyla,
çok uluslu bir orduyla sana saldıracaklar. Seni her yandan büyük, küçük
kalkanlarla, miğferlerle saracaklar. Cezalandırmaları için seni onların eline
teslim edeceğim. Seni kendi kurallarına göre yargılayacaklar.
25 Öfkemi sana yönelteceğim, onların sana
kızgınlıkla davranmalarını sağlayacağım. Burnunu, kulaklarını kesecekler. Sağ
kalanları kılıçla öldürecekler. Oğullarını, kızlarını alacaklar, sağ kalanları
ateş yakıp yok edecek.
26 Üzerindeki giysiyi soyacak, güzel
mücevherlerini alacaklar.
27 Mısır'da yaptığın ahlaksızlıklara,
fahişeliklere son vereceğim. Böyle şeylere özlem duymayacak, bir daha Mısır'ı
anımsamayacaksın.
28 "Egemen RAB şöyle diyor: Seni nefret
ettiğin, tiksindiğin adamların eline teslim edeceğim.
29-30 Sana düşman gibi davranacak, emeğinin bütün
ürününü alacaklar. Seni çırılçıplak bırakacaklar. Böylece utanç verici
fahişeliklerin açığa çıkacak. Bütün bunlar şehvet düşkünlüğünden, fahişeliğin
yüzünden başına geldi. Çünkü uluslarla fahişelik ettin, onların putlarıyla
kendini kirlettin.
31 Kızkardeşinin yolunu izledin. Bu nedenle,
sana onun kâsesinden içireceğim.
32 "Egemen RAB şöyle diyor:
Kızkardeşinin kâsesinden içeceksin, O derin ve geniştir; Sana gülecek, seninle
alay edecekler, Dopdolu bir kâse.
33 Sarhoş olacak, umutsuzluğa boğulacaksın,
Kızkardeşin Samiriye'nin kâsesi Yıkım, perişanlık kâsesidir.
34 Ondan içecek, tüketeceksin; Parçalarını
kemirecek Ve göğsünü paralayacaksın. Bunu ben söylüyorum diyor Egemen RAB.
35 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle
diyor: Madem beni unuttun, bana sırt çevirdin, sen de ahlaksızlığının,
fahişeliğinin cezasını yükleneceksin."
36 RAB bana seslendi: "İnsanoğlu,
Ohola'yla Oholiva'yı yargılayacak mısın? Öyleyse onlara iğrenç uygulamalarını
bildir.
37 Çünkü fahişelik ettiler, kan döktüler.
Putlarıyla fahişelik ettiler; bana doğurdukları çocukları yiyecek olarak
putlarına sundular.
38-39 Bununla kalmayarak, şunları da yaptılar:
Çocuklarını putlara sundukları gün tapınağımı kirlettiler, Şabat günlerimi hiçe
saydılar. Aynı gün tapınağıma girip onu kirlettiler. İşte tapınağımda bunları
yaptılar.
40 "Siz iki kızkardeş uzaklarda yaşayan
adamların gelmesi için ulaklar gönderdiniz. Adamlar gelince, onlar için yıkanıp
gözlerinize sürme çektiniz, mücevherlerinizi taktınız.
41 Şık bir divanın üzerine oturdunuz, önüne
bir sofra kurup üzerine buhurumu, zeytinyağımı koydunuz.
42 "Kaygısız kalabalığın sesi
yankılandı çevresinde. Düzeysiz bir yığın kalabalıkla birlikte çölden Sabalılar
getirildi. İki kızkardeşin koluna bilezikler taktılar, başlarına güzel bir taç
koydular.
43 Fahişelikten yıpranmış kadın için,
<Bırakın, fahişe olarak kullansınlar onu. Çünkü öyledir> dedim.
44 Onunla yattılar. Fahişeye gider gibi, bu
iki ahlaksız kadının -Ohola'yla Oholiva'nın- yanına gittiler.
45 Ama doğru adamlar zina eden, kan döken
kadınlara verilen cezayla onları cezalandıracaklar. Çünkü bu iki kadın
fahişelik ettiler, elleri kanlıdır.
46 "Egemen RAB şöyle diyor: Onları
dehşete düşürecek, mallarını yağmalayacak bir kalabalık salacağım üzerlerine.
47 Onları taşa tutacak, kılıçlarıyla
parçalayacaklar; oğullarını, kızlarını öldürecek, evlerini ateşe verecekler.
48 "Ülkede ahlaksızlığa son vereceğim.
Öyle ki, bütün kadınlar için bir uyarı olsun bu, sizin yaptığınız ahlaksızlığı
yapmasınlar.
49 Yaptığınız fahişeliklerin karşılığını
ödeyecek, putlara tapınarak işlediğiniz günahların cezasını çekeceksiniz.
Böylece benim Egemen RAB olduğumu anlayacaksınız."
BÖLÜM 24
1 Sürgünlüğümüzün dokuzuncu yılı, onuncu
ayın onuncu günü RAB bana şöyle seslendi:
2 "Ey insanoğlu, bu günü, bu günün
tarihini tam olarak yaz. Çünkü Babil Kralı tam bu gün Yeruşalim'i kuşatmaya
başladı.
3 Bu asi halka simgesel bir öykü anlat.
Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle diyor: "<Kazanı ateşe koyun, ateşe
koyun, İçine su doldurun.
4 Etin parçalarını da koyun, Etin en iyi
parçalarını, Budu ve döşü. Seçme kemikleri de doldurun.
5 Sürünün en iyilerini seçin, Kazanın
altına odun yığın, Bırakın su kaynasın, Kemikler pişsin.
6 Egemen RAB diyor ki, Kan döken o kentin
vay başına! Pas tutmuş, Pasından temizlenmemiş o kazanın vay başına! Kazandan
eti kura çekmeden parça parça çıkarın.
7 Çünkü döktüğü kan ortalıkta duruyor;
Çıplak bir kayanın üzerine döktü kanı, Toprakla örtülebilecek bir yere dökmedi.
8 Öfkeyi alevlendirmek, Öç almak için,
Onun kanını çıplak bir kayanın üzerine döktüm ki, örtülemesin.
9 Egemen RAB şöyle diyor: Kan döken
kentin vay başına! Ben kendim ateş için odun yığacağım.
10 Odunları yığ! Ateşi tutuştur! Eti iyice
pişir! Baharatı kat! Kemikler kavrulsun!
11 Sonra boş kazanı Ateş közlerinin üzerine
koy. Kızsın, bakırı yansın, İçindeki pislik erisin, Pası yok olsun.
12 Bütün emekler boşa çıktı, Kazanın kalın
pası çıkmıyor. Ateş bile pası temizlemiyor.
13 Yaptığın ahlaksızlık seni kirletti. Seni
temizlemek istedim, Ama sen pisliğinden temizlenmek istemedin. Sana karşı öfkem
yatışıncaya dek Pisliğinden temizlenmeyeceksin.
14 Bunu ben RAB söylüyorum. Harekete
geçmenin zamanı geldi, Esirgemeyeceğim, Acımayacak, pişman olmayacağım.
Yollarına ve yaptıklarına göre yargılanacaksın. Böyle diyor Egemen RAB.>
"
15 RAB bana şöyle seslendi:
16 "İnsanoğlu, en çok sevdiğin kişiyi
bir vuruşta senin elinden alacağım. Yas tutmayacak, ağlamayacak, gözyaşı
dökmeyeceksin.
17 İçin için inle; ölüler için yas
tutmayacaksın. Sarığın başında, çarığın ayaklarında kalsın; yüzünün alt kısmını
örtme, yas tutanların yiyeceğini yeme."
18 Sabah halka seslendim, akşam karım öldü.
Ertesi sabah bana söyleneni yaptım.
19 Halk bana, "Bu yaptıklarının bizimle
ilgisi ne? Bize açıklamayacak mısın?" diye sordu.
20 Bunun üzerine, "RAB bana şöyle
seslendi" dedim,
21 "İsrail halkına de ki, <Egemen
RAB şöyle diyor: Övündüğünüz güç kaynağınız, gözünüzde değerli olan,
yüreğinizin üzerine titrediği tapınağımın kirletilmesine izin vereceğim. Geride
bıraktığınız oğullarınızla kızlarınız kılıçtan geçirilecek.
22 Ben ne yaptıysam, siz de aynısını
yapacaksınız. Yüzünüzün alt kısmını örtmeyeceksiniz, yas tutanların yiyeceğini
yemeyeceksiniz.
23 Sarıklarınız başlarınızda, çarıklarınız
ayaklarınızda olacak. Yas tutmayacak, ağlamayacaksınız. Ancak günahlarınızın
içinde eriyip yok olacaksınız, kendi aranızda inleyip duracaksınız.
24 Hezekiel sizin için bir belirti olacak; o
ne yaptıysa, siz de aynısını yapacaksınız. Bunlar olunca, benim Egemen RAB
olduğumu anlayacaksınız.> "İnsanların".
25-26 "Övündükleri güç kaynağını, sevinçlerini,
yüceliklerini, gözlerinde değerli olanı, yüreklerinin dilediğini, oğullarıyla
kızlarını onlardan aldığım gün, yıkımdan kaçıp kurtulan biri gelip sana
haberleri bildirecek, ey insanoğlu.
27 O gün dilin çözülecek, kaçıp kurtulanla
konuşacak, bir daha suskun olmayacaksın. O gün onlar için bir belirti
olacaksın. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar."
BÖLÜM 25
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, yüzünü Ammonlular'a
çevir, onlara karşı peygamberlik et.
3 Onlara de ki, <Egemen RAB'bin sözünü
dinleyin! Egemen RAB şöyle diyor: Madem tapınağım kirletildiği, İsrail ülkesi
viraneye çevrildiği, Yahuda halkı sürgüne gittiği zaman, Hah, hah! diyerek alay
ettiniz,
4 ben de sizi miras olarak doğuda yaşayan
halka teslim edeceğim. Obalarını, çadırlarını ülkenizde kuracaklar; ürününüzü
yiyecek, sütünüzü içecekler.
5 Rabba Kenti'ni develer için otlak,
Ammon ülkesini sürüler için ağıl yapacağım. O zaman benim RAB olduğumu
anlayacaksınız.
6 Egemen RAB şöyle diyor: Madem İsrail'le
alay ederek ellerinizi çırptınız, ayaklarınızı yere vurdunuz, bütün yüreğinizle
sevindiniz,
7 ben de size karşı elimi uzatacak, çapul
malı olarak sizi uluslara teslim edeceğim. Sizi halklar arasından süpürüp
atacak, ülkeler arasından söküp çıkaracak, yok edeceğim. O zaman benim RAB
olduğumu anlayacaksınız.>"
8 "Egemen RAB şöyle diyor: <Madem
Moav ve Seir halkı, Bakın, Yahuda halkının öteki uluslardan farkı yok, dedi,
9 ben de Moav'ın sınırını, ülkenin süsü
olan sınır kentlerini, Beytyeşimot, Baal-Meon ve Kiryatayim'i savunmasız
bırakacağım.
10 Ammonlular uluslar arasında bir daha
anılmasın diye Moav'ı Ammonlular'la birlikte mülk olarak doğuda yaşayan halka
vereceğim.
11 Böylece Moav'ı cezalandıracağım. O zaman
benim RAB olduğumu anlayacaklara"
12 "Egemen RAB şöyle diyor: <Madem
Edom Yahuda halkından öç alarak büyük suç işledi,
13 Egemen RAB şöyle diyor: Ben de Edom'a
karşı elimi uzatacak, insanları da hayvanları da yok edecek, ülkeyi viraneye
çevireceğim. Teman'dan Dedan'a kadar Edomlular kılıçla vurulup yok olacaklar.
14 Halkım İsrail aracılığıyla Edom'dan öç
alacağım. İsrailliler onlara öfkem, kızgınlığım uyarınca davranacak. Böylece
Edomlular öcümü anlayacaklar. Egemen RAB böyle diyor.> "
15 "Egemen RAB şöyle diyor: <Madem
Filistliler Yahuda'ya acımasızca davrandılar, eskiden var olan düşmanlıklarıyla
onu yerle bir ederek öç aldılar,
16 Egemen RAB şöyle diyor: Elimi
Filistliler'e karşı uzatacağım, Keretliler'i söküp atacağım, kıyıda
yaşayanlardan sağ kalanlarını yok edeceğim.
17 Onlardan ağır bir öç alacak, onları
öfkeyle paylayacağım. Kendilerinden öç alınca, benim RAB olduğumu
anlayacaklar.> "
BÖLÜM 26
1 Sürgünlüğümüzün on birinci yılı, ayın
birinci günü RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, madem Sur Kenti,
Yeruşalim için, <Oh, oh! Ulusların kapısı olan kent yıkıldı, kapıları bana
açıldı. O viraneye döndü, ben zenginleşeceğim> dedi,
3 Egemen RAB şöyle diyor: Ey Sur, sana
karşıyım! Deniz dalgalarını nasıl kabartırsa, ben de ulusları senin üzerine
öyle saldırtacağım.
4 Sur'un duvarlarını yıkacak, kulelerini
yerle bir edecekler. Toprağını kazıp süpürecek, seni çıplak bir kayalık haline
getireceğim.
5 Sur denizin ortasında, balıkçıların ağ
gerdikleri bir yer olacak. Egemen RAB böyle diyor. Uluslar Sur'u yağmalayacak,
6 Sur'a bağlı kıyı kentlerinde
yaşayanları kılıçtan geçirecek. O zaman Surlular benim RAB olduğumu
anlayacaklar.
7 "Egemen RAB şöyle diyor: Krallar
kralı Babil Kralı Nebukadnessar'ı atlarla, savaş arabalarıyla, atlılarla, büyük
bir orduyla kuzeyden Sur'a getiriyorum.
8 Sur'a bağlı kıyı kentlerinde
yaşayanları kılıçtan geçirecek, size karşı kuşatma duvarları, toprak rampalar
yapacak, kalkanını size karşı kaldıracak.
9 Duvarlarınızda gedik açmak için
kütükler yerleştirecek, silahlarıyla kulelerinizi yıkacak.
10 Sayısız atının çıkardığı toz sizi
örtecek. Duvarlarında gedik açılmış bir kente girer gibi kent kapılarınızdan
girdiğinde, atlıların, tekerleklerin, savaş arabalarının gürültüsünden duvarlarınız
sarsılacak.
11 Atlarının tırnakları bütün sokaklarınızı
çiğneyecek. Halkınız kılıçtan geçirilecek, güçlü sütunlarınız devrilecek.
12 Servetinizi alacak, mallarınızı
yağmalayacaklar. Duvarlarınızı yıkacak, güzel evlerinizi yerle bir edecekler.
Taşlarınızı, kerestenizi, toprağınızı denize atacaklar.
13 Okuduğunuz gürültülü şarkılara son
vereceğim. Lirlerinizin sesi bir daha duyulmayacak.
14 Sizi çıplak bir kayalık haline
getireceğim, balıkçıların ağ gerdikleri bir yer olacaksınız. Bir daha
kurulmayacaksınız. Çünkü ben RAB söylüyorum. Egemen RAB böyle diyor.
15 "Egemen RAB Sur'a şöyle diyor:
Yıkımının sesinden, yaralıların iniltisinden, senin içinde yapılan kıyım
yüzünden kıyı halkları titreyecek.
16 Kıyıda yaşayan bütün önderler
tahtlarından inecek; kaftanlarını, işlemeli giysilerini çıkaracaklar. Dehşet
içinde yere oturup her an titreyerek başlarına gelenlere şaşacaklar.
17 Sonra senin için şöyle bir ağıt
yakacaklar: "<Nasıl oldu da yıkıldın, Ey denizcilerin oturduğu ünlü
kent! Sen ve sende oturanlar, Denizde güçlüydünüz. Dehşet salmıştınız Orada
yaşayan herkese.
18 Yıkımın olduğu gün Kıyı halkları
titreyecek, Orada yaşayanlar Çöküşüne şaşacaklar.>
19 "Egemen RAB şöyle diyor: Issız
kalmış kentler gibi seni viran bir kent yaptığım, engin denizleri üzerine
boşalttığım, derin sular seni örttüğü zaman,
20 ölüm çukuruna inenlerle birlikte seni
eski zaman insanlarının yanına indireceğim. Ölüm çukuruna inenlerle birlikte
eski kalıntılar arasına, yeryüzünün derinliklerine yerleştireceğim. Öyle ki,
bir daha dönüp yaşayanlar diyarında yerini almayasın*. [*Egemen RAB böyle diyor." almayasın" (bkz.
Septuaginta), Masoretik metin "Dönmeyesin, yaşayanlar diyarında yücelik
vereyim".]
21 Seni yılgınlığa düşüreceğim, bu senin
sonun olacak. Seni arayacaklar ama bulamayacaklar.
BÖLÜM 27
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, Sur Kenti için bir
ağıt yak.
3 Denizin kıyısında kurulmuş, kıyı
halklarıyla ticaret yapan Sur Kenti'ne de ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
"<Ey Sur, güzellikte kusursuzum dedin.
4 Sınırların denizin bağrındaydı,
Kurucuların güzelliğini doruğa ulaştırdılar.
5 Bütün kerestelerini Senir'in çam
ağaçlarından yaptılar, Sana direk yapmak için Lübnan'dan sedir ağaçları
aldılar.
6 Küreklerini Başan meşelerinden,
Güverteni Kittim kıyılarından getirilen Selvi ağaçlarından yaptılar, Fildişiyle
süslediler.
7 Mısır'ın işlemeli ince keteninden
yelkenin, Bayrağın oldu senin. Güvertenin gölgeliği Elişa kıyılarının Lacivert,
mor kumaşındandı.
8 Kürekçilerin Saydalı ve Arvatlı'ydı,
Gemicilerin, içindeki becerikli kişilerdi, ey Sur.
9 Gemilerindeki gedikleri onaranlar
Geval'ın deneyimli, usta adamlarıydı. Denizdeki bütün gemiler ve denizciler
Mallarını değiş tokuş etmek için sana geldiler.
10 Persli, Ludlu, Pûtlu askerler Ordunda
hizmet etti. Kalkanlarını, miğferlerini Duvarlarına astılar, Sana görkem
kazandırdılar.
11 Arvat'tan, Helek'ten gelen adamlar
Çepeçevre duvarlarını korudular. Gammat'tan gelen adamlar Kulelerinde
beklediler. Kalkanlarını duvarlarına astılar. Güzelliğini doruğa ulaştırdılar.
12 "<Tarşiş seninle ticaret yaptı,
Sende her çeşit mal vardı. Mallarına karşılık Sana gümüş, demir, kalay, kurşun
verdiler.
13 Yâvan, Tuval, Meşek seninle ticaret
yaptı, Mallarına karşılık Sana köle ve tunç kaplar verdiler.
14 Beyttogarma halkı Mallarına karşılık Sana
at, savaş atı, katır verdi.
15 Rodos halkı seninle ticaret yaptı. Birçok
kıyı halkı senin müşterindi. Senden aldıkları mala karşılık Fildişi ve abanoz
verdiler.
16 Sende çok çeşit ürün olduğundan, Edom
seninle ticaret yaptı. Mallarına karşılık Sana firuze, mor kumaş, işlemeli
giysiler, İnce keten, mercan, yakut verdiler.
17 Yahuda ve İsrail seninle ticaret yaptı.
Mallarına karşılık Sana Minnit buğdayı, darı, bal, zeytinyağı, pelesenk
verdiler.
18-19 Ürünlerinin çeşitliliği, malının bolluğundan
ötürü Şam seninle ticaret yaptı. Mallarına karşılık Sana Helbon şarabıyla Sahar
yünü, Uzal'dan getirilmiş şarap tekneleri verdi. Sana getirilen mallar arasında
İşlenmiş demir, tarçın, güzel kokulu kamış vardı. [Masoretik metin "Vedan ve Yâvan halkı alışveriş yaptı".]
20 Dedan halkı mallarına karşılık Sana
eyerlik kumaş verdi.
21 Arabistan ve Kedar önderleri müşterindi,
Mallarına karşılık Sana kuzu, koç, teke verdiler.
22 Saba ve Raama tüccarları seninle ticaret
yaptı, Mallarına karşılık Sana her çeşit baharatın en iyisini, değerli taşlar,
altın verdiler.
23 Harran, Kanne, Eden, Saba, Aşur, Kilmat
tüccarları Seninle ticaret yaptı.
24 Pazarlarındaki mallara karşılık Güzel
giysiler, lacivert kumaş, işlemeler, Sık dokunmuş, iplerle sarılmış renkli
halılar verdiler.
25 Ticaret gemileri senin mallarını taşıdı,
Denizin bağrında büyük yükle doldun.
26 Kürekçilerin seni açık denizlere götürdü,
Ama doğu rüzgarı Denizin bağrında parçaladı seni.
27 Gemin kazaya uğrayacağı gün, Zenginliğin,
malların, ticari eşyaların, Gemicilerin, kılavuzların, kalafatçıların, Seninle
ticaret yapanlar, Askerlerin ve gemide olan herkes Denizin derinliklerine
batacak.
28 Gemicilerinin bağırışından Kıyılar
titreyecek.
29 Kürekçiler gemilerini bırakacak,
Gemicilerle kılavuzlar kıyıda duracak.
30 Yüksek sesle haykırıp Senin için acı acı
ağlayacaklar; Başlarına toprak serpecek, Külde yuvarlanacaklar.
31 Senin yüzünden başlarını tıraş edecek,
Çul kuşanacaklar. Senin için acı acı ağlayacak, Yas tutacaklar.
32 Ağlayıp yas tutarken, Senin için bir ağıt
yakacaklar: Her yanı denizle çevrili Sur Kenti gibi Susturulmuş bir kent var
mı?
33 Malların denizaşırı ülkelere vardığında
Birçok ulusu doyurdun, Büyük zenginliğin, çeşit çeşit malınla Dünya krallarını
zenginleştirdin.
34 Şimdiyse denizde, suların derinliklerinde
Darmadağın oldun, Malların ve çalışanlarının tümü Seninle birlikte battı.
35 Kıyı halkları Başına gelenlere şaştılar;
Krallarının tüyleri korkudan diken diken oldu, Yüzleri sarardı.
36 Ulusların arasındaki tüccarlar, Başına
gelenlere şaşacaklar; Sonun korkunç oldu. Bir daha var olmayacaksın.> "
BÖLÜM 28
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, Sur önderine de ki,
<Egemen RAB şöyle diyor: "<Gurura kapılıp Ben tanrıyım, Denizlerin
bağrında, Tanrı'nın tahtında oturuyorum dedin. Kendini Tanrı sandın, Oysa sen
Tanrı değil, insansın.
3 İşte, Daniel'den daha bilgesin, Kimse
senden bir giz saklayamaz.
4 Bilgeliğin, anlayışın sayesinde,
Kendine servet biriktirdin, Hazinelerine altın, gümüş yığdın.
5 Ticaretteki üstün becerilerin sayesinde
Servetini çoğalttın, Zenginliğin seni gurura sürükledi.
6 Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Madem
kendini Tanrı gibi bilge sandın,
7 Ben de yabancıları, en acımasız
ulusları Üzerine göndereceğim. Bilgeliğinin güzelliğine kılıç çekecek,
Görkemini kirletecekler.
8 Seni ölüm çukuruna indirecekler,
Denizlerin bağrında korkunç bir ölümle öleceksin.
9 O zaman seni öldürenlerin önünde Ben
Tanrı'yım diyecek misin? Seni öldürenlerin elinde Sen Tanrı değil, insansın.
10 Yabancıların elinde, Sünnetsizin ölümüyle
öleceksin. Egemen RAB böyle diyor.>"
11 RAB bana şöyle seslendi:
12 "İnsanoğlu, Sur Kralı için bir ağıt
yak. Ona diyeceksin ki, <Egemen RAB şöyle diyor: "<Kusursuzlukta
örnek biriydin, Bilgeliğin ve güzelliğin eksiksizdi.
13 Sen Tanrı'nın bahçesi Aden'deydin. Yakut,
topaz, aytaşı, Sarı yakut, oniks, yeşim, Laciverttaşı, firuze, zümrütle, çeşit
çeşit değerli taşla bezenmiştin. Kakma ve oyma işlerin hep altındandı. Bunlar
yaratıldığın gün hazırlanmışlardı.
14 Meshedilmiş, koruyucu bir Keruv olarak
Seni oraya yerleştirdim. Tanrı'nın kutsal dağındaydın, Yanan taşlar arasında
dolaştın.
15 Yaratıldığın günden Sende kötülük
bulunana dek Yollarında kusursuzdun.
16 Ticaretinin bolluğundan Zorbalıkla doldun
Ve günah işledin. Bu yüzden kirli bir şey gibi Seni Tanrı'nın dağından attım,
Yanan taşların arasından kovdum, Ey koruyucu Keruv.
17 Güzelliğinden ötürü Gurura kapıldın,
Görkeminden ötürü Bilgeliğini bozdun. Böylece seni yere attım, Kralların önünde
seni yüzkarası yaptım.
18 İşlediğin pek çok günah Ve ticaretteki
hileciliğin yüzünden Kutsal yerlerini kirlettin. Seni yakıp yok edecek Bir ateş
çıkardım içinden, Bütün seyredenlerin gözü önünde Seni yeryüzünde küle
çevirdim.
19 Seni tanıyan bütün uluslar sana şaştı,
Sonun korkunç oldu. Bir daha var olmayacaksın.> " olduğundan bildiğimiz
Peygamber Daniel olmayabilir.
20 RAB bana şöyle seslendi:
21 "İnsanoğlu, yüzünü Sayda'ya çevir,
ona karşı peygamberlik et.
22 Diyeceksin ki, <Egemen RAB şöyle
diyor: "<İşte sana karşıyım, ey Sayda, Senin içinde yüceleceğim. Onları
cezalandırınca, Kutsallığımı onlara gösterince, Benim RAB olduğumu
anlayacaklar.
23 Üzerine salgın hastalık gönderecek,
Sokaklarında kan akıtacağım. Kentin içinde, her yanında Kılıçla yaralananlar
düşüp ölecekler. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklara "
24 "<İsrail halkını küçümseyen Çevre
uluslardan hiçbiri Bir daha İsrail için batan bir çalı, Acıtan bir diken
olmayacak. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar.
25 "<Egemen RAB şöyle diyor: İsrail
halkını aralarına dağılmış oldukları uluslardan topladığım, ulusların gözü
önünde kutsallığımı gösterdiğim zaman kulum Yakup'a verdiğim kendi ülkelerine
yerleşecekler.
26 Orada güvenlik içinde yaşayacak, evler
yapacak, bağlar dikecekler. Onları küçümseyen bütün çevre ulusları
cezalandırdığımda güvenlik içinde yaşayacaklar. O zaman benim Tanrıları RAB
olduğumu anlayacaklara "
BÖLÜM 29
1 Sürgünlüğümüzün onuncu yılı, onuncu
ayın on ikinci günü RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, yüzünü firavuna çevir,
ona ve Mısır'a karşı peygamberlik et.
3 Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle
diyor: "<Kendi kanallarının içinde yatan Büyük canavar firavun, İşte,
sana karşıyım. Sen ki, Nil benimdir, Onu kendim için yaptım dersin.
4 Çenelerine çengeller takacak,
Kanallarındaki balıkları Senin pullarına yapıştıracağım. Pullarına yapışmış
balıklarla birlikte Seni kanallarından çıkaracağım.
5 Seni de kanallarındaki bütün balıkları
da Çöle atacağım. Kırlara düşeceksin, Toplanmayacak, gömülmeyeceksin. Seni yem
olarak yabanıl hayvanlara Ve yırtıcı kuşlara vereceğim.
6 O zaman Mısır'da yaşayan herkes Benim
RAB olduğumu anlayacak. "<Çünkü sen İsrail halkına kamış bir değnek
oldun.
7 Seni elleriyle tuttuklarında parçalanıp
onların omuzlarını yardın. Sana dayandıklarında parçalanıp bellerini burktun.
durdurdun".
8 "<Bu yüzden Egemen RAB şöyle
diyor: Üzerine halkını ve hayvanlarını öldürecek bir kılıç gönderiyorum.
9 Mısır kimsesiz bırakılacak, viraneye
çevrilecek. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar. "<Madem Nil
benimdir, onu ben yaptım dedin,
10 ben de sana ve kanallarına karşıyım.
Mısır'ı Migdol'dan Asvan'a, Kûş sınırına dek kimsesiz bırakacak, viraneye
çevireceğim.
11 İçinden insan ayağı da, hayvan ayağı da
geçmeyecek. Kırk yıl orada kimse yaşamayacak.
12 Mısır'ı ıssız kalmış ülkeler gibi ıssız
bırakacağım. Kentleri, viran olmuş kentler arasında kırk yıl kimsesiz kalacak.
Mısırlılar'ı uluslar arasına gönderecek, ülkelere dağıtacağım.
13 "<Egemen RAB şöyle diyor: Kırk
yıl sonra onları dağılmış oldukları uluslardan toplayacağım.
14 Sürgündekileri geri getirip Patros'a,
yurtlarına döndüreceğim. Orada güçsüz bir krallık oluşturacaklar.
15 Krallıkların en güçsüzü olacak, bir daha
ulusların üzerinde egemenlik sürmeyecek. Ulusları yönetmesinler diye onları
küçük düşüreceğim.
16 Mısır bir daha İsrail halkının güveneceği
bir yer olmayacak. Ancak Mısırlılar onlara Mısır'a dönmekle işledikleri günahı
anımsatacaklar. O zaman İsrailliler benim Egemen RAB olduğumu anlayacaklara
"
17 Sürgünlüğümüzün yirmi yedinci yılı,
birinci ayın birinci günü RAB bana şöyle seslendi:
18 "İnsanoğlu, Babil Kralı
Nebukadnessar ordusunu Sur Kenti'ne karşı büyük bir saldırıya geçirdi; herkesin
saçı döküldü, ağır yük yüzünden omuz derileri yüzüldü. Ama Sur'a karşı ordusunu
saldırıya geçirmesine karşın, bundan ne kendisi ne de ordusu yararlandı.
19 Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor: Mısır'ı
Babil Kralı Nebukadnessar'a vereceğim, onun servetini alıp götürecek. Ordusuna
ücret olarak ülkeden yağmaladığı çapul malını dağıtacak.
20 Hizmetine karşılık Mısır'ı ona verdim;
çünkü o da ordusu da bana hizmet ettiler. Egemen RAB böyle diyor.
21 "O gün İsrail halkını güçle
donatacağım. Onların arasında senin dilini çözeceğim. O zaman benim RAB
olduğumu anlayacaklar."
BÖLÜM 30
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, peygamberlik et ve de
ki, <Egemen RAB şöyle diyor: "<Ah o gün diye haykır.
3 Çünkü o gün yakın. RAB'bin günü yakın,
Bulutların günü, Ulusların yıkım zamanı.
4 Bir kılıç Mısır'a karşı çıkacak. Kûş'u
acılar saracak. Mısır'da vurulanlar yere serilince Ülkenin serveti alınıp
götürülecek, Temelleri yok edilecek.
5 Mısır'la birlikte Kûş, Pût, Lud,
Arabistan, Kuv ve antlaşma yaptığım halkım Kılıçtan geçirilecek.
6 "<RAB şöyle diyor: Mısır'ı
destekleyenler öldürülecek, Mısır'ın övündüğü ordu çökecek, Migdol'dan Asvan'a
dek kılıçtan geçirilecekler. Böyle diyor Egemen RAB.
7 Kimsesiz kalmış ülkeler arasında
Kimsesiz kalacaklar. Kentleri viran olmuş kentler gibi olacak.
8 Mısır'ı ateşe verdiğimde, Onu
destekleyenler ezildiğinde, Benim RAB olduğumu anlayacaklar.
9 "<O gün kaygısız Kûşlular'ı
korkutmak için gemilerle ulaklar göndereceğim. Mısır'ın yıkım günü geldiğinde
korkuya kapılacaklar. İşte o gün geliyor.
10 "<Egemen RAB şöyle diyor: Babil
Kralı Nebukadnessar aracılığıyla Mısır'ın zenginliğine son vereceğim.
11 O ve ordusu, ulusların en acımasızı,
Ülkeyi yerle bir etmek için gelecekler. Mısır'a karşı kılıçlarını çekecek,
Ülkeyi öldürülenlerle dolduracaklar.
12 Nil'in kanallarını kurutup Ülkeyi kötü
kişilere teslim edeceğim, Ülkeyi de içindeki her şeyi de Yabancılar eliyle
viran edeceğim. Bunu ben RAB söylüyorum.
13 Egemen RAB şöyle diyor: Putları yok
edecek, Nof'taki değersiz putlara son vereceğim. Mısır'da artık önder
olmayacak, Ülkeye korku salacağım.
14 Patros'u viraneye çevirecek, Soan'ı ateşe
verecek, No Kenti'ni cezalandıracağım.
15 Öfkemi Mısır'ın kalesi Sin üzerine
boşaltacak, Kalabalık No halkına son vereceğim.
16 Mısır'ı ateşe vereceğim, Sin acıdan
kıvranacak, No Kenti'nin surları yarılacak, Nof sürekli tedirgin olacak.
17 On Kenti ve Pi-Beset gençleri Kılıçtan
geçirilecek, Oradaki halk sürgüne gönderilecek.
18 Tahpanhes'te Mısır'ın boyunduruğunu
kırdığım zaman, Orada gündüz geceye dönecek, Övündüğü orduya son verilecek,
Kent bulutlarla kaplanacak, Köylerindeki halk sürgüne gönderilecek.
19 Mısır'ı böyle cezalandırdığımda Benim RAB
olduğumu anlayacaklara "
20 Sürgünlüğümüzün on birinci yılı, birinci
ayın yedinci günü RAB bana şöyle seslendi:
21 "İnsanoğlu, firavunun kolunu kırdım.
İyileşmesin, kılıç tutacak kadar güçlenmesin diye kimse onu bağlamadı, sargı
beziyle sarmadı.
22 Bu yüzden Egemen RAB şöyle diyor:
Firavuna karşıyım. Her iki kolunu, sağlam olanı da kırık olanı da kıracağım.
Kılıcı elinden düşüreceğim.
23 Mısırlılar'ı uluslar arasına gönderecek,
ülkelere dağıtacağım.
24 Babil Kralı'nın kollarını güçlendirip
kılıcımı onun eline vereceğim. Firavunun ise kollarını kıracağım. Babil
Kralı'nın önünde ağır yaralı biri gibi inleyecek.
25 Babil Kralı'nın gücüne güç katacak,
firavunun gücünü zayıflatacağım. Kılıcımı Babil Kralı'nın eline verdiğimde ve o
kılıcı Mısır'a doğru uzattığında, benim RAB olduğumu anlayacaklar.
26 Mısırlılar'ı uluslar arasına gönderecek,
ülkelere dağıtacağım. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar."
BÖLÜM 31
1 Sürgünlüğümüzün on birinci yılı, üçüncü
ayın birinci günü RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, firavuna ve halkına de
ki, "<Görkemde kim seninle boy ölçüşebilir?
3 Asur'a bak! Lübnan'da bir sedir
ağacıydı, Ormana gölge salan güzel dalları vardı. Çok yüksekti, tepesi
bulutlara erişiyordu.
4 Sular ağacı besledi, Derin su
kaynakları büyüttü. Akarsular dikili olduğu yerin çevresine akıyor, Kanalları
kırdaki bütün ağaçlara erişiyordu.
5 Kırdaki bütün ağaçlardan daha çok
büyüdü. Bol su verildiği için Dal budak saldı, dalları uzadı.
6 Kuşlar dallarına yuva yaptı, Yabanıl
hayvanlar dalları altında yavruladı, Büyük uluslar gölgesinde yaşadı.
7 Güzellikte eşsizdi. Dalları giderek
uzadı, Çünkü kökleri bol su alıyordu.
8 Tanrı'nın bahçesindeki sedir
ağaçlarından hiçbiri Onunla boy ölçüşemezdi, Çam ağaçları dalları kadar bile
değildi. Çınarlar onun dallarıyla boy ölçüşemezdi. Tanrı'nın bahçesindeki
ağaçların hiçbiri Onun kadar güzel değildi.
9 Sık dallarla o sedir ağacını
güzelleştirdim. Tanrı'nın bahçesi Aden'deki bütün ağaçlar onu kıskandı.
10 "<Bu yüzden Egemen RAB şöyle
diyor: Ağaç büyüyüp boy attığı, tepesi bulutlara eriştiği, büyüklüğünden ötürü
gurura kapıldığı için
11 ben de onu kovdum, ulusların önderinin
eline teslim ettim. Ona kötülüğü uyarınca davranacak.
12 Yabancı ulusların en acımasızı onu kesip
yalnız bıraktı. Dalları dağlara, derelere düştü; ülkenin vadilerinde kesilmiş
duruyor. Yeryüzündeki bütün uluslar gölgesinden çekilip onu bıraktılar.
13 Bütün kuşlar devrik ağaca kondu, yabanıl
hayvanlar dalları arasına yerleşti.
14 Öyle ki, suların yakınında yetişen hiçbir
ağaç böylesi büyüyüp boy atmasın, tepesini bulutlara eriştirmesin; bol suyla
sulanan hiçbir ağaç bu denli yükselmesin. Çünkü hepsi ölüm çukuruna inen
insanlarla birlikte ölüme, yerin derinliklerine gidecek.
15 "<Egemen RAB şöyle diyor: Sedir
ağacı ölüler diyarına indiği gün, ona yas tutsunlar diye derin su kaynaklarını
kapattım. Irmaklarını durdurdum, gür sularının önünü kestim. O ağaç yüzünden
Lübnan'ı karanlığa boğdum, bütün orman ağaçlarını kuruttum.
16 Ölüm çukuruna inenlerle birlikte onu
ölüler diyarına indirdiğimde, yıkılışının gürültüsünden ulusları titrettim. O
zaman Aden Bahçesi'ndeki bütün ağaçlar, Lübnan'ın en seçkin, en iyi, bol
sulanan ağaçları yerin derinliklerinde avunç buldu.
17 Gölgesinde yaşayanlar, uluslar arasında
onu destekleyenler de onunla birlikte ölüler diyarına, kılıçla öldürülmüşlerin
yanına indiler.
18 "<Aden ağaçlarından hangisi
görkem ve yücelikte seninle boy ölçüşebilir? Ama sen de Aden ağaçlarıyla
birlikte yerin derinliklerine indirilecek, sünnetsizlere, kılıçla
öldürülmüşlere katılacaksın. "<İşte firavunla halkının sonu böyle
olacaktır.> Egemen RAB böyle diyor."
BÖLÜM 32
1 Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, on
ikinci ayın birinci günü RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, firavun için bir ağıt
yak. Ona de ki, "<Uluslar arasında genç bir aslan gibi kendini öne
sürdün, Ama sen denizlerdeki bir canavar gibisin. Irmaklarını karıştırır,
Ayaklarınla suları çalkalar, Irmakları bulandırırsın.> "
3 Egemen RAB şöyle diyor: "Büyük bir
kalabalıkla Ağımı senin üzerine atacağım; Onlar seni ağımla çekecekler.
4 Seni karaya atacak, Kırlara
fırlatacağım. Gökte uçan kuşların senin üzerine konmalarını sağlayacağım, Yeryüzündeki
yabanıl hayvanlara Seni yem olarak vereceğim.
5 Bedenini dağların üzerine serecek,
Vadileri çürüyen bedeninle dolduracağım.
6 Ülkeyi dağlara dek akan kanınla
ıslatacağım, Vadiler seninle dolacak.
7 Seni ortadan kaldırdığım zaman Gökleri
örtecek, Yıldızları karartacak, Güneşi bulutla kapatacağım. Ay ışığını
vermeyecek.
8 Senin yüzünden gökte ışık veren bütün
cisimleri karartacak, Ülkeni karanlığa gömeceğim." Böyle diyor Egemen RAB.
9 "Seni tanımadığın ülkelere,
Ulusların arasına sürgüne gönderdiğimde, Pek çok halkın yüreği üzüntüyle
sarsılacak. "Yıkıma uğrattığımda".
10 Başına gelenlerden ötürü Pek çok halkı
şaşkına çevireceğim. Kılıcımı önlerinde salladığım zaman, Senin yüzünden
krallar dehşetle ürperecek. Yıkıma uğradığın gün Hepsi kendi canı için Her an
korkuyla titreyecek.
11 Egemen RAB şöyle diyor: Babil Kralı'nın
kılıcı üzerine gelecek.
12 Yiğitlerin, ulusların en acımasızının,
Senin halkını kılıçtan geçirmesine izin vereceğim. Mısır'ın gururunu kıracak,
Bütün ordusunu yok edecekler.
13 Bol suların yanında bütün sığırlarını yok
edeceğim. Bundan böyle insan ayağı da hayvan ayağı da Suları karıştırıp
bulandırmayacak.
14 O zaman sularını dupduru kılacak,
Irmaklarını yağ gibi akıtacağım. Egemen RAB böyle diyor.
15 Mısır'ı viraneye çevirdiğimde, Ülkeyi her
şeyden yoksun bıraktığımda, Orada yaşayan herkesi yok ettiğimde, Benim RAB
olduğumu anlayacaklara
16 "Ona yakacakları ağıt budur.
Ulusların kızları bu ağıtı yakacaklar. Mısır için, halkı için bu ağıtı
yakacaklar." Egemen RAB böyle diyor.
17 Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, ayın on
beşinci günü RAB bana şöyle seslendi:
18 "Ey insanoğlu, Mısır halkı için yas
tut. Onları ve güçlü ulusların kızlarını ölüm çukuruna inenlerle birlikte yerin
derinliklerine indir.
19 Onlara de ki, <Sen başkalarından daha
mı güzelsin? Aşağı in ve oradaki sünnetsizlere katıl.>
20 Mısır halkı kılıçla öldürülenlerin
arasına düşecek. Kılıç hazır, bırakın Mısır bütün halkıyla birlikte
sürüklensin.
21 Güçlü önderler, ölüler diyarından, Mısır
ve onu destekleyenler için, <Aşağı indiler, kılıçla öldürülen sünnetsizlerle
birlikte burada yatıyorlar> diyecekler.
22 "Asur bütün ordusuyla orada.
Kılıçtan geçirilmiş, ölmüş askerlerinin mezarları çevresini sarmış.
23 Mezarları ölüm çukurunun en dibinde,
ordusu mezarının çevresinde duruyor. Yaşayanlar diyarında korku salanların
hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş.
24 "Elam bütün halkıyla kendi mezarının
çevresinde duruyor. Hepsi kılıçtan geçirilmiş, ölmüş, sünnetsiz olarak yerin
derinliklerine inmiş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç
içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar.
25 Elam için öldürülenler arasında bir yatak
yapıldı. Bütün halkı mezarının çevresinde. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan
geçirilerek ölmüş. Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı, şimdiyse utanç
içinde ölüm çukuruna inenlere katıldılar, öldürülenlerin arasına
yerleştirildiler.
26 "Meşek ve Tuval bütün halkıyla kendi
mezarları çevresinde duruyor. Hepsi sünnetsiz, kılıçtan geçirilerek öldürülmüş.
Yaşayanlar diyarında korku salmışlardı.
27 Ölüler diyarına savaş silahlarıyla inen,
kılıçları başlarının altına konan, kalkanları kemikleri üzerine yerleştirilen
öbür öldürülmüş sünnetsiz yiğitlerle birlikte mezara konmayacak mı onlar? Oysa
bu yiğitler yaşayanlar diyarında korku salmışlardı.
28 "Sen de, ey firavun, düşecek ve
kılıçla öldürülenlerle birlikte sünnetsizlerin arasına konacaksın.
29 "Edom, kralları ve önderleriyle
orada. Güçlü olmalarına karşın kılıçla öldürülenlerin yanına kondular. Ölüm
çukuruna inenlerin, sünnetsizlerin yanında yatıyorlar.
30 "Bütün kuzey önderleri, bütün
Saydalılar orada. Güçleriyle korku saldıkları halde öldürülenlerle birlikte
utanç içinde indiler. Sünnetsiz olarak kılıçla öldürülenlerle birlikte utanç
içinde ölüm çukuruna inenlerin yanına kondular.
31 "Firavunla ordusu kılıçla öldürülmüş
bu büyük kalabalığı görünce avunç bulacak." Böyle diyor Egemen RAB.
32 "Yaşayanlar diyarında korku
salmasını sağladığım halde, firavunla halkı, kılıçla öldürülenlerle birlikte
sünnetsizlerin yanına konacak." Böyle diyor Egemen RAB.
BÖLÜM 33
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, kendi halkına şöyle
diyeceksin: <Bir ülkenin üzerine kılıç gönderdiğim, ülke halkı aralarından
birini seçip bekçi atadığı,
3 bekçi kılıcın ülkenin üzerine
yaklaştığını görüp halkı uyarmak için boru çaldığı zaman;
4 kim boru sesini işitip de uyarıyı
dikkate almazsa, kılıç da gelip onu öldürürse, kanından kendisi sorumludur.
5 Boru sesini duymuş, ama uyarıyı dikkate
almamıştır; kanından kendisi sorumludur. Uyarıyı dikkate alsaydı, canını
kurtaracaktı.
6 Ne var ki, bekçi kılıcın ülkenin
üzerine yaklaştığını görüp halkı uyarmak için boru çalmazsa, kılıç da gelip
halktan birini öldürürse, o kişi kendi günahı içinde öldürülmüştür; kanından
bekçiyi sorumlu tutacağım.>
7 "İnsanoğlu, seni İsrail halkına
bekçi atadım. Benden bir söz duyar duymaz onları benim yerime uyaracaksın.
8 Kötü kişiye, <Ey kötü kişi,
kesinlikle öleceksin> dediğim zaman, onu uyarmaz, kötü yolundan döndürmek
için konuşmazsan, o kişi günahı içinde ölecek; ama onun kanından seni sorumlu
tutacağım.
9 Ancak kötü kişiyi uyardığın halde
yolundan dönmezse, o günahı içinde ölecek. Ama sen canını kurtarmış olacaksın.
10 "İnsanoğlu, İsrail halkına de ki,
<Siz şöyle diyorsunuz: İsyanlarımızla günahlarımız bizi çökertiyor, onlardan
ötürü eriyip yok oluyoruz. Durum böyleyken nasıl yaşayabiliriz?>
11 Onlara de ki, <Varlığım hakkı için
diyor Egemen RAB, ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin
kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Dönün! Kötü yollarınızdan
dönün! Niçin ölesiniz, ey İsrail halkı !>
12 "Sen, ey insanoğlu, halkına de ki,
<Doğru kişi Tanrı'ya başkaldırırsa, doğruluğu onu kurtarmaz. Kötü kişi
kötülüğünden döndüğü zaman kötülüğü yıkımına neden olmaz. Doğru kişi Tanrı'ya
başkaldırırsa, doğruluğu yaşamasını sağlamaz.>
13 Doğru kişi için, <Kesinlikle
yaşayacak> desem, ama o doğruluğuna güvenip de kötülük yapsa, yaptığı doğru
işlerin hiçbiri anımsanmayacak. Yaptığı kötülükten ötürü ölecek.
14 Kötü kişiye, <Kesinlikle öleceksin>
desem, ama o günahından dönüp adil ve doğru olanı yapsa,
15 aldığı rehini geri verse, çaldığını
ödese, yaşam veren kurallar uyarınca davranıp günah işlemese kesinlikle
yaşayacak, ölmeyecektir.
16 İşlediği günahlardan hiçbiri ona karşı
anımsanmayacaktır, adil ve doğru olanı yapmıştır; kesinlikle yaşayacaktır.
17 "Senin halkın, <Rab'bin yolu
doğru değil> diyor. Oysa doğru olmayan onların yolu.
18 Doğru kişi doğruluğundan döner de kötülük
yaparsa, yaptığı kötülüğün içinde ölecektir.
19 Kötü kişi yaptığı kötülükten döner de
adil ve doğru olanı yaparsa, yaptığı bu işlerle yaşayacaktır.
20 Ey İsrail halkı, <Rab'bin yolu doğru
değil> diyorsun. Her birinizi kendi yoluna göre yargılayacağım."
21 Sürgünlüğümüzün on ikinci yılı, onuncu
ayın beşinci günü Yeruşalim'den kaçıp kurtulan biri yanıma gelip, "Kent
düştü!" dedi.
22 Akşam, Yeruşalim'den kaçıp kurtulan adam
gelmeden önce, RAB'bin eli üzerimdeydi, konuşamıyordum. Sabah o yanıma gelmeden
RAB dilimi çözdü. Dilim açıldı, artık konuşabilirdim.
23 RAB bana şöyle seslendi:
24 "İnsanoğlu, İsrail'in viran olmuş
kentlerinde yaşayanlar, <İbrahim tek kişiyken ülkeyi miras almıştı. Oysa biz
kalabalığız, ülke miras olarak bize verilmiştir> diyorlar.
25 Bu nedenle onlara de ki, <Egemen RAB
şöyle diyor: Eti kanıyla yiyor, putlarınıza bel bağlıyor, kan döküyorsunuz.
Yine de ülkeyi miras almayı mı umuyorsunuz?
26 Kılıcınıza güveniyor, iğrenç şeyler
yapıyor, komşunuzun karısını kirletiyorsunuz. Yine de ülkeyi miras almayı mı
umuyorsunuz?>
27 "Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle
diyor: Varlığım hakkı için, viran olmuş kentlerde yaşayanlar kılıçtan geçirilecek,
kırda yaşayanları yem olarak yabanıl hayvanlara vereceğim, kalelerde,
mağaralarda yaşayanlar salgın hastalıkla yok olacak.
28 Ülkeyi ıssız, kimsesiz bırakacağım,
övündükleri güç son bulacak. İsrail dağları ıssız kalacak, oradan kimse
geçmeyecek.
29 Yaptıkları iğrenç şeylerden ötürü ülkeyi
ıssız, kimsesiz bıraktığım zaman benim RAB olduğumu anlayacaklara
30 "Sen, ey insanoğlu, halkın duvar
diplerinde, evlerin kapıları önünde senin hakkında konuşuyor. Birbirlerine,
<Haydi, gidip RAB'den gelen sözün ne olduğunu duyalım> diyorlar.
31 Halk her zamanki gibi sana geliyor. Benim
halkım olarak önünde oturuyor, sözlerini dinliyor, ama dediklerini yapmıyorlar.
Ağızlarıyla istekli olduklarını açıklıyorlar, ama yürekleri haksız kazanç
peşinde.
32 Sen onlar için güzel sesle sevgi ezgileri
okuyan, iyi çalgı çalan biri gibisin. Sözlerini dinliyor, ama dediklerini
yapmıyorlar.
33 "Bütün bunlar gerçekleşince -ki
gerçekleşecek- aralarında bir peygamber bulunduğunu anlayacaklar."
BÖLÜM 34
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, İsrail'in çobanlarına
karşı peygamberlik et ve onlara, bu çobanlara şöyle de: <Egemen RAB diyor
ki: Vay kendi kendini güden İsrail çobanlarına! Çobanların sürüyü gütmesi
gerekmez mi?
3 Yağı yiyor, yünü giyiyor, besili
koyunları kesiyorsunuz, ama sürüyü kayırmıyorsunuz.
4 Zayıfları güçlendirmediniz, hastaları
iyileştirmediniz, yaralıların yarasını sarmadınız. Yolunu şaşıranları geri
getirmediniz, yitikleri aramadınız. Ancak sertlik ve şiddetle onlara egemen
oldunuz.
5 Çobanları olmadığı için dağıldılar,
yabanıl hayvanlara yem oldular.
6 Koyunlarım bütün dağlarda, yüksek
tepelerde başıboş dolandılar. Koyunlarım yeryüzüne dağıldı. Onları ne arayan
var, ne soran. [*anlamına da gelir.]
7 "<Bu yüzden, ey çobanlar,
RAB'bin sözünü dinleyin:
8 Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB,
çoban olmadığından koyunlarım yağma edildi, yabanıl hayvanlara yem oldu.
Çobanlarım koyunlarımı aramadılar, onları güdeceklerine kendi kendilerini
güttüler.
9 Onun için, ey çobanlar, RAB'bin sözünü
dinleyin.
10 Egemen RAB şöyle diyor: Ben çobanlara
karşıyım! Koyunlarımdan onları sorumlu tutacağım, koyunlarımı gütmelerine son
vereceğim. Öyle ki, artık kendi kendilerini güdemeyecekler. Koyunlarımı onların
ağzından kurtaracağım, artık onlara yem olmayacaklar.
11 "<Egemen RAB şöyle diyor: Ben
kendim koyunlarımı arayıp soracağım.
12 Dağılmış koyunlarının arasındaki bir
çoban sürüsüyle nasıl ilgilenirse, ben de koyunlarımla öyle ilgileneceğim.
Bulutlu, karanlık bir gün dağılmış oldukları her yerden onları kurtaracağım.
13 Onları ulusların arasından çıkaracak,
ülkelerden toplayacak, kendi yurtlarına geri getireceğim. Onları İsrail
dağlarında, vadilerde, ülkenin bütün oturulabilir yerlerinde güdeceğim.
14 Onları iyi bir otlakta güdeceğim;
yaylaları İsrail'in yüksek dağları üzerinde olacak. Orada iyi bir otlakta
yatacak, İsrail'in yüksek dağlarındaki verimli otlaklarda otlayacaklar.
15 Ben kendim koyunlarımı güdeceğim, onları
kendim yatıracağım. Egemen RAB böyle diyor.
16 Yiteni arayacak, yolunu şaşıranı geri
getireceğim. Yaralının yarasını saracak, zayıfı güçlendireceğim. Ama semizlerle
güçlüleri yok edeceğim. Koyunlarımı adaletle güdeceğim.
17 "<Siz, ey benim sürüm, Egemen RAB
şöyle diyor: Koyunla koyun arasında yargıyı ben vereceğim. Koçlarla tekelere
gelince,
18 iyi otlakta otlamanız yetmiyor mu ki,
otlaklarınızın geri kalanını ayaklarınızla çiğniyorsunuz? Duru su içmeniz
yetmiyor mu ki, geri kalan suyu ayaklarınızla bulandırıyorsunuz?
19 Koyunlarım ayaklarınızın çiğnediğini
otlamak, ayaklarınızın bulandırdığını içmek zorunda kalıyor.
20 "<Bu nedenle Egemen RAB onlara
şöyle diyor: Semiz koyunla cılız koyun arasında ben kendim yargıçlık yapacağım.
21 Madem bütün cılız koyunları kovup
dağıtıncaya dek böğrünüzle vuruyor, omuzunuzla itiyor, boynuzlarınızla
kakıyorsunuz,
22 ben de koyunlarımı kurtaracağım, artık
çapul malı olmayacaklar. Koyunla koyun arasında ben yargıçlık yapacağım.
23 Başlarına, onları güdecek tek çoban
olarak kulum Davut'u koyacağım. Onları o güdecek, çobanları o olacak.
24 Ben RAB onların Tanrısı olacağım, kulum
Davut da onların arasında önder olacak. Ben RAB, böyle diyorum.
25 "<Onlarla bir barış antlaşması
yapacağım, ülkedeki yırtıcı hayvanları yok edeceğim. Çölde güvenlik içinde
yaşayacak, ormanlarda uyuyacaklar.
26 Onları da dağımın çevresini de bereketli
kılacağım. Yağmuru zamanında yağdıracağım. Bereketli yağmurlar olacak.
27 Kırdaki ağaçlar meyve verecek, toprak
ürün verecek. Halk ülkesinde güvenlik içinde olacak. Boyunduruklarının
bağlarını koparıp onları köle edenlerin elinden kurtardığım zaman benim RAB
olduğumu anlayacaklar.
28 Artık ulusların çapul malı, yabanıl
hayvanların yemi olmayacaklar. Güvenlik içinde yaşayacaklar, kimse onları
korkutmayacak.
29 Onlar için ünlü bir fidanlık
yetiştireceğim. Artık ülke kıtlıktan yok olmayacak, ulusların aşağılamasına
uğramayacaklar.
30 O zaman ben Tanrıları RAB'bin onlarla
birlikte olduğumu ve İsrail soyunun da benim halkım olduğunu anlayacaklara
Böyle diyor Egemen RAB.
31 <Benim koyunlarım, otlağımın koyunları
siz insanlarsınız. Ben sizin Tanrınız'ım.> Böyle diyor Egemen RAB."
BÖLÜM 35
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, yüzünü Seir Dağı'na
çevir, ona karşı peygamberlik et.
3 Ona de ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
Ey Seir Dağı, sana karşıyım! Elimi sana karşı uzatacak, seni viran edip
kimsesiz bırakacağım.
4 Kentlerini yerle bir edeceğim, kimsesiz
kalacaksın. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksın.
5 "<Madem İsrailliler'e hep kin
besledin, yıkıma uğradıklarında, cezalandırılmalarının zamanı doruğa
ulaştığında, onları kılıca teslim ettin,
6 varlığım hakkı için diyor Egemen RAB,
senin kanını akıtacağım, kan peşini bırakmayacak. Madem kan dökmekten nefret
etmedin, kan peşini bırakmayacak.
7 Seir Dağı'nı viran edip kimsesiz
bırakacağım, oraya gidip geleni kesip atacağım.
8 Dağlarını ölülerle dolduracağım;
kılıçtan geçirilenler senin tepelerinde, vadilerinde, derelerinde düşüp
ölecekler.
9 Seni sonsuza dek viran edeceğim,
kentlerinde kimse oturmayacak. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksın.
10 "<Siz, bu iki ulus, bu iki ülke
bizim olacak, onları miras alacağız demiştiniz. Oysa RAB oralardadır.
11 Bundan ötürü varlığım hakkı için diyor
Egemen RAB, beslediğiniz kin yüzünden halkıma nasıl öfkeyle, kıskançlıkla
davrandıysanız, ben de size öyle davranacağım. Sizi yargıladığım zaman onlara
kendimi tanıtacağım.
12 O zaman İsrail dağlarına sövgülerinizi
duyduğumu anlayacaksınız. Şöyle demiştiniz: "Yerle bir oldular, yutalım
diye bize verildiler."
13 Bana karşı böbürlendiğinizi, saygısızca
konuştuğunuzu da duydum.
14 Egemen RAB şöyle diyor: Bütün yeryüzü
sevinirken, seni yerle bir edeceğim.
15 İsrail halkının mirası yerle bir
olduğunda nasıl sevindinse, ben de sana öyle davranacağım. Ey Seir Dağı, viran
olacaksın; bütün Edom da viran olacak. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklara
"
BÖLÜM 36
1 "İnsanoğlu, İsrail dağlarına
peygamberlik et ve de ki, <Ey İsrail dağları, RAB'bin sözünü dinleyin!
2 Egemen RAB şöyle diyor: Düşman sizin
hakkınızda, Hah, hah! Bu eski tepeler mülkümüz oldu! dediği için
3 peygamberlik et ve de ki, Egemen RAB
şöyle diyor: Dağlarınızı viran ettiler, sizi her yandan sıkıştırıp çiğnediler;
böylece ulusların mülkü oldunuz, dile düştünüz, alay konusu oldunuz,
4 ey İsrail dağları, Egemen RAB'bin
sözünü dinleyin! Egemen RAB dağlarla tepelere, vadilerle derelere, yıkıntılara,
çevrenizdeki ulusların yağmasına, alayına uğramış, terk edilmiş kentlere şöyle
diyor:
5 Egemen RAB şöyle diyor: Yürekleri
sevinç dolu, aşağılayarak otlaklarınızı yağmalamak için ülkeme sahip çıkan
öteki uluslara, özellikle Edom'a karşı büyük bir kıskançlıkla konuştum.>
6 Bu nedenle İsrail ülkesi için peygamberlik
et ve dağlara, tepelere, vadilere, derelere de ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
Ulusların aşağılamasına hedef olduğunuz için öfkeyle, kıskançlıkla konuştum.
7 Bu nedenle Egemen RAB şöyle diyor: Ant
içiyorum ki, çevrenizdeki uluslar da aşağılanacaktır.
8 "<Ama siz, ey İsrail dağları,
dal budak salacak ve halkım İsrail için ürün vereceksiniz. Çünkü halkım İsrail
yakında yurduna dönecek.
9 Sizi kayıracak, size yöneleceğim.
İşlenecek, ekileceksiniz.
10 Ülkenizde yaşayanların sayısını, evet,
bütün İsrail halkının sayısını çoğaltacağım. Kentlerde insanlar yaşayacak,
yıkıntılar onarılacak.
11 Ülkenizdeki insan ve hayvan sayısını
çoğaltacağım. Verimli olacak, çoğalacaklar. Geçmişte olduğu gibi ülkeniz
insanlarla dolup taşacak. Sizi eskisinden daha verimli kılacağım. O zaman benim
RAB olduğumu anlayacaksınız.
12 Ülkenize insanların, halkım İsrail'in
girmesini sağlayacağım. Sizi sahiplenecekler. Siz de onların mirası
olacaksınız. Onları bir daha çocuklarından yoksun bırakmayacaksınız.
13 "<Egemen RAB şöyle diyor: Ey ülke,
insanlar sana insan yiyen, ulusunu çocuksuz bırakan ülke diyorlar.
14 Bundan böyle artık sen insan yemeyecek,
ulusunu çocuksuz bırakmayacaksın. Egemen RAB böyle diyor.
15 Artık ulusların aşağılamalarını size
işittirmeyeceğim. Ulusların aşağılamasına uğramayacaksınız. Halkınızın bir daha
tökezlemesine izin vermeyeceksiniz.> Egemen RAB böyle diyor."
16 RAB bana şöyle seslendi:
17 "İnsanoğlu, İsrail halkı kendi
ülkesinde yaşarken tutumu ve davranışlarıyla ülkeyi kirletti. Onların davranışı
benim gözümde âdet gören bir kadının kirliliği gibiydi.
18 Bu yüzden öfkemi üzerlerine boşalttım.
Çünkü ülkede kan döktüler, putlarıyla onu kirlettiler.
19 Onları uluslara dağıttım, ülkelere
yayıldılar. Onları tutumlarına ve davranışlarına göre yargıladım.
20 Ulusların arasında her gittikleri yerde
kutsal adımı kirlettiler. Çünkü onlar için, <Bu RAB'bin halkı, öyleyken
ülkesinden çıkmak zorunda kaldı> dendi.
21 İsrail halkının gittiği uluslar arasında
kirlettiği kutsal adımın onuru için kaygılandım.
22 "Bu nedenle İsrail halkına de ki,
<Egemen RAB şöyle diyor: Ey İsrail halkı, sizin hatırınız için değil,
gittiğiniz uluslar arasında kirlettiğiniz kutsal adımın hatırı için bunları
yapacağım.
23 Uluslar arasında kirlenen, onlar arasında
kirlettiğiniz büyük adımın kutsallığını göstereceğim. Onların gözü önünde
kutsallığımı sizin aracılığınızla kanıtladığımda, uluslar benim RAB olduğumu
anlayacaklar. Egemen RAB böyle diyor.
24 "<Sizi uluslar arasından alacak,
bütün ülkelerden toplayıp ülkenize geri getireceğim.
25 Üzerinize temiz su dökeceğim,
arınacaksınız. Sizi bütün kirliliklerinizden ve putlarınızdan arındıracağım.
26 Size yeni bir yürek verecek, içinize yeni
bir ruh koyacağım. İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek
vereceğim.
27 Ruhumu içinize koyacağım; kurallarımı
izlemenizi, buyruklarıma uyup onları uygulamanızı sağlayacağım.
28 Atalarınıza verdiğim ülkede yaşayacak,
benim halkım olacaksınız, ben de sizin Tanrınız olacağım.
29 Sizi bütün kirliliklerinizden
kurtaracağım. Buğdaya seslenecek ve onu çoğaltacağım. Artık size kıtlık
göndermeyeceğim.
30 Ulusların arasında bir daha kıtlık utancı
çekmemeniz için ağaçların meyvesini, tarlaların ürününü çoğaltacağım.
31 O zaman kötü yollarınızı, kötü işlerinizi
anımsayacaksınız. Günahlarınız, iğrenç uygulamalarınız yüzünden kendinizden
tiksineceksiniz.
32 Bunu sizin hatırınız için yapmadığımı iyi
bilin. Egemen RAB böyle diyor. Davranışlarınızdan utanın, yüzünüz kızarsın, ey
İsrail halkı!
33 "<Egemen RAB şöyle diyor: Sizi
bütün günahlarınızdan arıttığım gün, kentlerinizde yaşamanızı sağlayacağım;
yıkıntılar onarılacak.
34 Gelip geçenlerin gözünde viran olan
ülkenin toprakları işlenecek.
35 Şöyle diyecekler: Viran olan bu ülke Aden
bahçesi gibi oldu; yıkılıp yerle bir olmuş, kimsesiz kalmış kentler yeniden güçlendiriliyor,
içinde oturuluyor.
36 O zaman çevrenizde kalan uluslar yıkılanı
yeniden yapanın, çıplak yerleri yeniden dikenin ben RAB olduğumu anlayacaklar.
Bunu ben RAB söylüyorum ve dediğimi yapacağım.>
37 "Egemen RAB şöyle diyor: İsrail
halkının benden yine yardım dilemesini sağlayacak ve onlar için şunu yapacağım:
Onları bir koyun sürüsü gibi çoğaltacağım.
38 Bayramlarda Yeruşalim nasıl kurbanlık
hayvanlarla doluyorsa, viran olmuş kentler de insan topluluklarıyla öyle dolup
taşacak. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaklar."
BÖLÜM 37
1 RAB'bin eli üzerimdeydi, Ruhu'yla beni
dışarı çıkardı, kemiklerle dolu bir ovanın ortasına koydu.
2 Beni onların arasında her yöne
dolaştırdı. Ovada her yere yayılmış, tamamen kurumuş pek çok kemik vardı.
3 RAB, "İnsanoğlu, bu kemikler
canlanabilir mi?" diye sordu. Ben, "Sen bilirsin, ey Egemen RAB"
diye yanıtladım.
4 Bunun üzerine, "Bu kemikler
üzerine peygamberlik et" dedi, "Onlara de ki, <Kuru kemikler,
RAB'bin sözünü dinleyin!
5 Egemen RAB bu kemiklere şöyle diyor: İçinize
ruh koyacağım, canlanacaksınız.
6 Size kaslar verecek, üzerinizde et
oluşturacağım, sizi deriyle kaplayacağım. İçinize ruh koyacağım,
canlanacaksınız. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksınız.> "
7 Böylece bana verilen buyruk uyarınca
peygamberlik ettim. Ben peygamberlik ederken bir gürültü oldu, bir takırtı
duyuldu. Kemikler birbirleriyle birleşiyordu.
8 Baktım, işte üzerlerinde kaslar, etler
oluşuyor, üstlerini deri kaplıyordu. Ama onlarda ruh yoktu.
9 Sonra bana şöyle dedi: "Rüzgara
peygamberlik et, insanoğlu, peygamberlik et ve de ki, <Egemen RAB şöyle
diyor: Ey rüzgar, gel dört yandan es. Bu öldürülmüşlerin üzerine üfle ki
canlansınlar!> "
10 Böylece bana verilen buyruk uyarınca
peygamberlik ettim. Onların içine soluk* girince canlanıp ayağa kalktılar. Çok,
çok büyük bir kalabalık oluşturuyorlardı. [*
"Soluk" anlamına da gelir.]
11 Sonra bana, "İnsanoğlu, bu kemikler
bütün İsrail halkını simgeliyor" dedi, "Onlar, <Kemiklerimiz
kurudu, umudumuz yok oldu, bittik> diyorlar.
12 Bu yüzden peygamberlik et ve onlara de
ki, <Egemen RAB şöyle diyor: Ey halkım, mezarlarınızı açıp sizi oradan
çıkaracak, İsrail ülkesine geri getireceğim.
13 Mezarlarınızı açıp sizi çıkardığım zaman
benim RAB olduğumu anlayacaksınız, ey halkım.
14 Ruhumu içinize koyacağım, canlanacaksınız.
Sizi kendi ülkenize yerleştireceğim. O zaman, bunu söyleyenin ve yapanın ben
RAB olduğumu anlayacaksınız.> " Böyle diyor RAB.
15 RAB bana şöyle seslendi:
16 "İnsanoğlu, bir değnek al, üzerine
<Yahuda ve dostları İsrailliler için> diye yaz. Sonra başka bir değnek
al, üzerine <Yusuf'la dostları İsrailliler için Efrayim'in değneği> diye
yaz.
17 İki değneği yan yana getirerek birleştir.
Öyle ki, elinde bir değnek gibi olsun.
18 "Halkından biri, <Bu yaptığının
anlamı ne? Bize açıklamaz mısın?> diye sorarsa,
19 şöyle yanıtlayacaksın: <Egemen RAB
şöyle diyor: Efrayim'in elindeki değneği - Yusuf'la dostları İsrail
oymaklarının değneğini- alıp Yahuda değneğiyle birleştireceğim. İkisinden bir
değnek yapıp elimde tutacağım.>
20 Üzerine yazdığın değnekleri
görebilecekleri şekilde elinde tut.
21 Onlara de ki, <Egemen RAB şöyle diyor:
İsrailliler'i gittikleri ulusların içinden alacağım. Onları her yerden toplayıp
ülkelerine geri getireceğim.
22 Onları ülkede, İsrail dağları üzerinde
tek bir ulus yapacağım. Hepsinin tek kralı olacak. Artık iki ayrı ulus
olmayacaklar, iki krallığa bölünmeyecekler.
23 Artık putlarıyla, iğrenç uygulamalarıyla,
isyanlarıyla kendilerini kirletmeyecekler. Onları yerleştikleri, içinde günah
işledikleri yerlerden kurtarıp arındıracağım. Onlar halkım olacak, ben de
onların Tanrısı olacağım.
24 "<Kulum Davut onların kralı
olacak, hepsinin tek çobanı olacak. Buyruklarımı izleyecek, kurallarıma uyacak,
onları uygulayacaklar.
25 Kulum Yakup'a verdiğim, atalarınızın
yaşadığı ülkeye yerleşecekler. Kendileri, çocukları, çocuklarının çocukları
sonsuza dek orada yaşayacaklar. Kulum Davut da sonsuza dek onların önderi
olacak.
26 Onlarla esenlik antlaşması yapacağım. Bu
onlarla sonsuza dek geçerli bir antlaşma olacak. Onları yeniden oraya yerleştirip
sayıca çoğaltacağım. Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım.
27 Konutum aralarında olacak; onların
Tanrısı olacağım, onlar da benim halkım olacak.
28 Tapınağım sonsuza dek onların arasında
oldukça uluslar İsrail'i kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlayacaklara "
BÖLÜM 38
1 RAB bana şöyle seslendi:
2 "İnsanoğlu, yüzünü Magog
ülkesinden Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog'a çevir, ona karşı
peygamberlik et.
3 De ki, <Egemen RAB şöyle diyor: Ey
Roş'un, Meşek'in, Tuval'ın önderi Gog, sana karşıyım.
4 Seni geldiğin yoldan geri çevirecek,
çenelerine çengel takacağım. Seni ve bütün ordunu, atları, tam donanmış
atlıları, küçük büyük kalkanlı, hepsi kılıç kullanan büyük kalabalığı dışarıya
sürükleyeceğim.
5 Onlarla birlikte hepsi kalkanlı,
miğferli Persliler'i, Kûşlular'ı, Pûtlular'ı,
6 Gomer'in bütün ordusunu, uzak kuzeydeki
Beyttogarma'nın bütün ordusunu ve yanındaki birçok ulusu da sürükleyeceğim.
Tuval'ın baş önderi".
7 "<Hazır ol! Çevrende toplanmış
büyük kalabalıkla birlikte hazırlan. Onları sen gözeteceksin.
8 Uzun zaman sonra savaşa çağrılacaksın.
Gelecek yıllarda, halkı birçok ulustan uzun zamandır ıssız kalmış İsrail
dağlarında toplanmış, savaştan rahata kavuşmuş bir ülkeye saldıracaksın.
Uluslar arasından çıkarılmış olan bu halk, şimdi güvenlik içinde yaşıyor.
9 Sen, bütün askerlerin ve seninle olan
birçok ulus çıkıp kasırga gibi geleceksiniz; ülkeyi kaplayan bulut gibi
olacaksınız.
10 "<Egemen RAB şöyle diyor: O gün
aklına bazı düşünceler gelecek, kötü düzenler tasarlayacaksın.
11 Diyeceksin ki: Sursuz köyleri olan bir
ülkeye saldıracak, esenlik ve güvenlik içinde yaşayan insanların üzerine
yürüyeceğim. Bu köylerin tümü sursuz; kapıları da kapı sürgüleri de yok.
12 Viran olmuş kentlerde yaşayan halkı soyup
malını yağma edeceğim. Sürüsü, malı olan, dünyanın ortasında yaşayan bu
ulusların arasından toplanmış halka karşı elimi uzatacağım.
13 Saba, Dedan, Tarşiş tüccarları ve köyleri
sana, Yağmalamak için mi geldin? Çapul malı toplamak, altın, gümüş taşımak,
hayvan, mal götürmek, bol ganimet elde etmek için mi bu kalabalığı topladın?
diyecek.>
14 "Bu yüzden, ey insanoğlu,
peygamberlik et ve Gog'a de ki, <Egemen RAB şöyle diyor: O gün halkım İsrail
güvenlik içinde yaşarken bunu farketmeyecek misin?
15 Sen ve seninle birlikte birçok ulustan
oluşan tümü ata binmiş büyük bir kalabalık, güçlü bir ordu uzak kuzeyden
geleceksiniz.
16 Ülkeyi kaplayan bir bulut gibi halkım
İsrail'in üzerine yürüyeceksiniz. Son günlerde, ey Gog, seni ülkeme
saldırtacağım. Öyle ki, ulusların gözü önünde kutsallığımı senin aracılığınla
gösterdiğim zaman beni tanıyabilsinler.
17 "<Egemen RAB şöyle diyor: Eski
günlerde kullarım İsrail peygamberleri aracılığıyla hakkında konuştuğum kişi
değil misin sen? O dönemde seni onlara saldırtacağıma ilişkin yıllarca
peygamberlik ettiler.
18 "<Gog İsrail ülkesine saldırdığı
gün öfkem alevlenecek. Egemen RAB böyle diyor.
19 Kıskançlığımla ve öfkemin şiddetiyle
diyorum ki, o gün İsrail ülkesinde büyük bir yer sarsıntısı olacak.
20 Denizdeki balıklar, gökteki kuşlar,
kırdaki hayvanlar, yerde sürünen bütün yaratıklar ve dünyadaki bütün insanlar
önümde titreyecekler. Dağlar yerle bir edilecek, kayalıklar ufalanacak, her
duvar çökecek.
21 Bütün dağlarımda Gog'a karşı kılıcı
çağıracağım. Egemen RAB böyle diyor. Herkes birbirine kılıç çekecek.
22 Onu salgın hastalıkla, kanla
cezalandıracağım; onun, ordusunun, ondan yana olan birçok ulusun üzerine
sağanak yağmur, dolu, ateşli kükürt yağdıracağım.
23 Böylece büyüklüğümü, kutsallığımı
gösterecek, birçok ulusun gözünde kendimi tanıtacağım. O zaman benim RAB
olduğumu anlayacaklara "
BÖLÜM 39
1 "İnsanoğlu, Gog'a karşı
peygamberlik et ve ona de ki, <Egemen RAB şöyle diyor: Ey Roş'un, Meşek'in,
Tuval'ın önderi Gog, sana karşıyım.
2 Seni geri çevirip sürükleyeceğim. Seni
uzak kuzeyden çıkarıp İsrail'in dağlarına getireceğim.
3 Sol elindeki yayını vuracak, sağ
elindeki oklarını düşüreceğim.
4 Sen de askerlerinle senden yana olan
uluslar da İsrail dağlarına serileceksiniz. Sizi yem olarak her çeşit yırtıcı
kuşa, yabanıl hayvana vereceğim.
5 Açık kırlarda düşüp öleceksiniz. Çünkü
bunu ben söyledim. Egemen RAB böyle diyor.
6 Magog'un ve kıyıda güvenlik içinde
yaşayanların üzerine ateş yağdıracağım. O zaman benim RAB olduğumu
anlayacaklar. Tuval'ın baş önderi".
7 "<Halkım İsrail arasında kutsal
adımı tanıtacağım. Bundan böyle kutsal adımın aşağılanmasına izin vermeyeceğim.
Uluslar benim İsrail'de kutsal olan RAB olduğumu anlayacaklar.
8 O gün yaklaştı! Söylediklerim olacak.
Egemen RAB böyle diyor. Budur sözünü ettiğim gün!
9 "<O zaman İsrail kentlerinde
yaşayanlar dışarı çıkıp topladıkları silahları yakacaklar. Küçük büyük
kalkanları, yayları, okları, sopaları, mızrakları ateşe atacaklar. Bunlarla
yedi yıl ateş yakacaklar.
10 Kırdan odun toplamayacak, ormandan odun
kesmeyecekler. Yakmak için silahları kullanacaklar. Mallarını yağmalayanları
yağmalayacak, kendilerini soyanları soyacaklar. Egemen RAB böyle diyor.
11 "<O gün Lut Gölü'nün doğusunda,
Gezginler Deresi'nde Gog'a İsrail'de bilinen bir mezar yeri vereceğim. Gog'la
bütün ordusu orada gömülecek. Oraya Hamon- Gog Vadisi adı verilecek. Oradan
geçecek gezginlerin önü kesilecek.
12 İsrail halkı ülkeyi arındırmak için
onları gömecek. Bu yedi ay sürecek.
13 Onları bütün ülke halkı gömecek.
Görkemimi açıkladığım gün onlar için onur olacak. Egemen RAB böyle diyor. [Masoretik metin "Orada".]
14 "<Ülkeyi arındırmak için adamlar
görevlendirilecek. Bazıları ülkeyi sürekli dolaşacak, öbürleriyse yerde kalan
cesetleri gömecekler. Yedi aylık süre bitince, araştırma işine başlayacaklar.
15 Bu adamlar ülkenin her yanını dolaşacak.
Bir insan kemiği görünce, mezarcılar onu Hamon-Gog Vadisi'ne gömünceye dek,
yanına bir işaret koyacak.
16 Orada Hamona adında bir kent olacak.
Böylelikle ülke arındırılacak.>
17 "İnsanoğlu, Egemen RAB şöyle diyor:
Her çeşit kuşa ve yabanıl hayvana seslen: <Sizin için hazırlayacağım
kurbana, İsrail dağları üzerindeki büyük kurbana gelin, her yandan toplanın!
Orada et yiyecek, kan içeceksiniz.
18 Başan'ın besili hayvanlarının -koçların,
kuzuların, tekelerin, boğaların- etini yiyip kanını içer gibi yiğitlerin etini
yiyecek, dünya önderlerinin kanını içeceksiniz.
19 Sizin için hazırlayacağım kurbandan
doyana dek yağ yiyeceksiniz, sarhoş oluncaya dek kan içeceksiniz.
20 Soframda atlardan, atlılardan,
yiğitlerden ve her çeşit askerden bol bol yiyip doyacaksınız.> Egemen RAB
böyle diyor.
21 "Görkemimi uluslar arasında
açıklayacağım. Bütün uluslar kendilerine verdiğim cezayı, üzerlerine koyduğum
elimi görecekler.
22 İsrail halkı o günden başlayarak benim
Tanrıları RAB olduğumu anlayacak.
23 Uluslar İsrail halkının işlediği suç
yüzünden, bana ihanet ettiği için sürgüne gittiğini anlayacaklar. Yüzümü
onlardan gizledim, onları düşmanlarının eline teslim ettim, hepsi kılıçtan
geçirildi.
24 Onları kirliliklerine, isyanlarına göre
cezalandırdım, yüzümü onlardan gizledim.
25 "Bundan ötürü Egemen RAB şöyle
diyor: Yakup'un sürgündeki soyunu geri getirecek, İsrail halkına acıyacağım.
Kutsal adımı kıskançlıkla koruyacağım.
26 Ülkelerinde güvenlik içinde yaşayınca,
onları korkutan kimse olmayınca, utançlarını, bana ettikleri bütün ihanetleri
unutacaklar.
27 Onları uluslar arasından geri getirip
düşman ülkelerinden topladığım zaman, onlar aracılığıyla birçok ulusa
kutsallığımı göstereceğim.
28 O zaman benim Tanrıları RAB olduğumu
anlayacaklar. Onları uluslar arasına sürgüne göndermeme karşın, hiçbirini
bırakmadan ülkelerine geri getireceğim.
29 Onlardan bir daha yüzümü gizlemeyeceğim,
çünkü İsrail halkı üzerine Ruhum'u dökeceğim." Egemen RAB böyle diyor.
BÖLÜM 40
1 Sürgünlüğümüzün yirmi beşinci yılı,
yılın başında, ayın onuncu günü, Yeruşalim Kenti'nin düşüşünün on dördüncü
yılı, tam o gün RAB'bin eli beni yakalayıp oraya götürdü.
2 Görümde Tanrı beni İsrail ülkesine
götürüp çok yüksek bir dağın üzerine koydu. Dağın güneyinde kente benzer
yapılar vardı.
3 Tanrı beni oraya götürdü, tunca benzer
bir adam gördüm. Elinde keten ip ve bir ölçü değneği tutarak kapının girişinde
duruyordu.
4 Bana, "İnsanoğlu, gözlerinle gör,
kulaklarınla işit, sana göstereceğim her şeye dikkat et" dedi, "Sen
bunun için buraya getirildin. Göreceğin her şeyi İsrail halkına anlat."
5 Tapınağı çepeçevre kuşatan bir duvar
gördüm. Adamın elindeki ölçü değneğinin uzunluğu altı arşındı. Her arşına bir
elin eni kadar uzunluk eklenmişti*. Adam duvarı ölçtü; kalınlığı ve yüksekliği
bir ölçü değneği kadardı. [*uzunluğu,
bir arşına bir elin eni eklenerek elde edilir (yaklaşık 53 cm).]
6 Sonra doğuya bakan kapıya gitti,
basamakları çıkıp kapı eşiğini ölçtü. Eni bir ölçü değneği kadardı.
7 Bekçi odalarının her birinin uzunluğu
ve genişliği bir ölçü değneği kadardı. Odaların arasındaki duvarın kalınlığı
beş arşındı. Tapınağa bakan eyvanın kapı eşiği bir ölçü değneği uzunluktaydı.
8 Eyvanı ölçtü;
9 genişliği sekiz arşın, kapı sövelerinin
kalınlığı ikişer arşındı. Eyvan tapınağa bakıyordu.
10 Doğu Kapısı'nın her yanında üçer bekçi
odası vardı. Hepsi aynı ölçüdeydi. Odalar arasındaki duvarların ölçüsü de
aynıydı. [geçmektedir: "Bir
kapı eşiğinin eni bir ölçü değneği kadardı." Bu tümce Septuaginta'da
yoktur.]
11 Adam kapının genişliğini ölçtü. Genişliği
on, iç girişin genişliği on üç arşındı.
12 Her bekçi odasının önünde bir arşın
yüksekliğinde bir duvar vardı. Odalar kare şeklindeydi, kenarları altışar
arşındı.
13 Sonra girişleri karşı karşıya olan
odaların arka duvarlarının arasını ölçtü; yirmi beş arşındı.
14 Sütunları ölçtü, altmış arşındı. Kapının
çevresindeki avlu sütunlara kadar uzanıyordu.
15 Kapı girişinden eyvanın sonuna kadarki
uzaklık elli arşındı.
16 Her iki yandaki bekçi odalarında, odalar
arasındaki duvarlarda ve eyvanın çepeçevre duvarlarında içe bakan kafesli
pencereler vardı. Bölme duvarları hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. [Septuaginta "Eyvanın açık alanını
ölçtü, yirmi arşındı".]
17 Adam bundan sonra beni dış avluya
götürdü. Orada odalar ve dış avluyu çevreleyen taş yol vardı. Taş yol boyunca
otuz oda vardı.
18 Girişin iki yanındaki taş yolun genişliği
kapıların uzunluğu kadardı. Bu aşağı taş yoldu.
19 Avlunun genişliğini aşağı girişten iç
avlunun girişine dek ölçtü. Doğu ve kuzeydeki uzaklık yüz arşındı.
20 Adam dış avlunun kuzeye bakan kapısının
uzunluğunu ve genişliğini ölçtü.
21 İki yandaki üçer bekçi odasının,
aralarındaki duvarların ve eyvanın ölçüsü, birinci kapının ölçüsünün aynısıydı.
Uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş arşındı.
22 Pencerelerin, eyvanın, hurma ağacı
motiflerinin ölçüsü, doğuya bakan kapının ölçüsünün aynısıydı. Oraya yedi
basamakla çıkılıyordu, eyvan bunların karşısındaydı.
23 Doğu Kapısı'na olduğu gibi, Kuzey
Kapısı'na da bakan bir iç avlu kapısı vardı. Adam bu iki kapı arasındaki
uzaklığı ölçtü, yüz arşındı.
24 Adam beni güneye doğru götürdü. Orada
güneye bakan bir kapı gördüm. Adam kapının sövelerini ve eyvanı ölçtü. Ölçüleri
öbürlerinin aynısıydı.
25 Öbürlerinde olduğu gibi, bu kapının ve
eyvanın her yanında da pencereler vardı. Uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi
beş arşındı.
26 Oraya yedi basamakla çıkılıyordu, eyvan
bunların karşısındaydı. İki kapı sövesi de hurma ağacı motifleriyle kaplıydı.
27 İç avlunun güneye bakan bir kapısı vardı.
Adam bu kapıdan güneydeki dış kapıya kadar olan uzaklığı ölçtü, yüz arşındı.
28 Adam beni Güney Kapısı'ndan iç avluya
götürdü. Güney Kapısı'nı ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı.
29 Bekçi odalarının, odalar arasındaki
duvarların, eyvanın ölçüleri öbürlerinin aynısıydı. Dış duvarlarda ve eyvanın
her yanında pencereler vardı. Girişin uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş
arşındı.
30-31 Eyvan dış avluya bakıyordu. Kapı söveleri
hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. Oraya sekiz basamakla çıkılıyordu. [geçiyor: "İç avlunun çevresindeki
eyvanların uzunluğu yirmi beş arşın, genişliği beş arşındı." Bu tümce bazı
İbranice elyazmalarında geçmemektedir.]
32 Adam beni doğudaki iç avluya götürdü.
Oradaki kapıyı ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı.
33 Bekçi odalarının, odalar arasındaki
duvarların, eyvanın ölçüleri öbürlerinin aynısıydı. Dış duvarlarda ve eyvanın
her yanında pencereler vardı. Girişin uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş
arşındı.
34 Eyvan dış avluya bakıyordu. Kapı söveleri
hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. Oraya sekiz basamakla çıkılıyordu.
35 Sonra adam beni Kuzey Kapısı'na götürdü.
Kapıyı ölçtü. Ölçüleri öbürlerinin aynısıydı.
36 Bunun da bekçi odaları, aralarındaki
duvarlar, eyvanı aynıydı. Kapının her yanında pencereler vardı. Girişin
uzunluğu elli arşın, genişliği yirmi beş arşındı.
37 Eyvan dış avluya bakıyordu. Kapı söveleri
her yanda hurma ağacı motifleriyle kaplıydı. Oraya sekiz basamakla çıkılıyordu.
38 İç avlu girişlerindeki eyvanların yanında
kapısı eyvana açılan bir oda vardı. Yakmalık sunular burada yıkanıyordu.
39 Eyvanın her iki yanında ikişer masa
vardı. Yakmalık sunu, günah sunusu ve suç sunusu için hayvanlar bu masaların
üzerinde kesiliyordu.
40 Eyvanın dış duvarının yanında, Kuzey
Kapısı'nın basamaklarının her iki yanında ikişer olmak üzere dört masa daha
vardı.
41 Böylece kurbanlık hayvanların kesimi için
kapının her iki yanında dörder olmak üzere sekiz masa vardı.
42 Yakmalık sunular için yontma taştan dört
masa vardı. Her masanın uzunluğu ve genişliği birer buçuk arşın, yüksekliği bir
arşındı. Yakmalık sunularla öbür kurbanların kesiminde kullanılan aletleri
bunların üzerine koyuyorlardı.
43 Odanın duvarlarına çifte çengeller
asılmıştı; her biri bir el genişliğindeydi. Masalar sunulacak kurban eti için
kullanılıyordu.
44 İç kapının dış bölümünde, iç avluda iki
oda vardı. Bunlardan biri Kuzey Kapısı'nın yanındaydı ve güneye bakıyordu,
öbürü Güney Kapısı'nın yanındaydı ve kuzeye bakıyordu.
45 Adam bana, "Güneye bakan oda
tapınakta hizmet görecek kâhinler için" dedi,
46 "Kuzeye bakan oda da sunakta hizmet
görecek kâhinler için. Bunlar Levi soyundan, RAB'be hizmet etmek için O'na
yaklaşan Sadokoğulları'dır." odalar".
47 Adam avluyu ölçtü. Kareydi, uzunluğu yüz
arşın, genişliği yüz arşındı. Sunak tapınağın önündeydi.
48 Adam sonra beni tapınağın eyvanına
götürüp eyvanın kapı sövelerini ölçtü. Her iki yandaki sövelerin genişliği
beşer arşındı. Girişin genişliği on dört arşın, iki yandaki duvarların
genişliği de üçer arşındı.
49 Eyvanın uzunluğu yirmi arşın, genişliği
on iki arşındı. Oraya basamaklarla çıkılıyordu. Kapı sövelerinin her bir
yanında sütunlar vardı. [yandaki
duvarların genişliği de üçer arşındı", Masoretik metin "Girişin iki
yanının genişliği üçer arşındı". arşın".]
BÖLÜM 41
1 Bundan sonra adam beni tapınağın ana
bölümüne götürüp kapı sövelerini ölçtü. Sövelerin* genişliği her yandan altı
arşındı. [*Masoretik metin
"Çadırın".]
2 Girişinin genişliği on arşın, her
yandan buna bağlı duvarların genişliği beşer arşındı. Ana bölümü de ölçtü.
Uzunluğu kırk arşın, genişliği yirmi arşındı.
3 Sonra iç odaya gidip girişin sövelerini
ölçtü. Her biri iki arşın genişliğindeydi. Girişin genişliği altı arşın, her
yandan buna bağlı duvarların genişliği yedi arşındı.
4 Ana bölümün ötesindeki iç odayı ölçtü.
Uzunluğu ve genişliği yirmişer arşındı. Adam, "Bu En Kutsal Yer'dir"
dedi.
5 Tapınağın duvarını ölçtü, kalınlığı altı
arşındı. Tapınağın çevresindeki her yan odanın genişliği dört arşındı.
6 Bu yan odalar üç kattı, her katta otuz
oda vardı. Tapınağın duvarları boyunca yan odalara destek görevi yapan
çıkıntılar vardı. Öyle ki, destekler tapınak duvarlarına girmesin.
7 Tapınağın çevresindeki yan odalar
yukarı kata doğru çıktıkça genişliyordu. Tapınağın çevresindeki yapının
yukarıya çıkan bir merdiveni vardı. Yukarıya doğru çıkıldıkça yan odalar
genişliyordu. Merdivenle alt kattan orta kata, oradan da üst kata çıkılıyordu.
8 Tapınağın çevresinde yan odaların
temelini oluşturan yüksek bir kaldırım gördüm. Uzunluğu bir değnek kadar, yani
altı arşındı.
9-10 Yan odaların dış duvarının kalınlığı beş
arşındı. Tapınağın yan odaları ile kâhin odaları arasındaki açık alanın genişliği
tapınak çevresi boyunca yirmi arşındı.
11 Yan odaların girişi açık alana bakıyordu;
biri kuzeyde, öbürü güneydeydi. Açık alana bitişik temelin genişliği her yandan
beş arşındı.
12 Tapınağın batısında açık alana bakan bir
yapı vardı. Genişliği yetmiş arşındı; duvarının kalınlığı her yandan beş arşın,
uzunluğu doksan arşındı.
13 Bundan sonra adam tapınağı ölçtü.
Uzunluğu yüz arşındı. Tapınağın açık alanı, yapı ve duvarları yüz arşın
uzunluktaydı.
14 Doğuda tapınağın açık alanının tapınağın
önüyle birlikte genişliği yüz arşındı.
15 Adam tapınağın arkasındaki açık alana
bakan yapının iki yanındaki koridorların uzunluğunu ölçtü; yüz arşındı. Ana
bölüm, iç oda, avluya bakan eyvan,
16 kapı eşikleri, kafesli pencereler, eşiğin
karşısındaki üç katı çevreleyen koridorlar tabandan pencerelere dek ağaç
kaplıydı. Pencereler açılıp kapanabiliyordu.
17 Girişin üstü, iç oda, dışarısı ve bütün
iç ve dış duvarlar düzenli aralıklarla
18 Keruv ve hurma ağacı motifleriyle
kaplıydı. İki Keruv arasında bir hurma ağacı vardı. Her Keruv'un iki yüzü
vardı:
19 Bir yanda hurma ağacına bakan insan yüzü,
öbür yanda hurma ağacına bakan genç aslan yüzü. Tapınak çepeçevre Keruv ve
hurma ağacı oymalarıyla bezenmişti.
20 Tabandan girişin üstündeki bölüme dek ana
bölümün duvarları Keruv ve hurma ağacı oymalarıyla kaplıydı.
21 Ana bölümün kapı söveleri kare
şeklindeydi, En Kutsal Yer'in önündeki kapı söveleri bunlara benziyordu.
22 Üç arşın yüksekliğinde, iki arşın
uzunluğunda ağaçtan yapılmış bir sunak vardı. Köşeleri, ayakları, yanları
ağaçtandı. Adam bana, "RAB'bin önündeki masa budur" dedi.
23 Ana bölümün ve En Kutsal Yer'in çift
kanatlı birer kapısı vardı.
24 Her kapının iki menteşeli kanadı vardı.
25 Duvarlara olduğu gibi, ana bölümün
kapılarına da Keruv ve hurma ağacı oymaları yapılmıştı. Dışarda, eyvanın önünde
ağaçtan bir asma tavan vardı.
26 Eyvanın yan duvarlarındaki kafesli
pencerelerin iki yanı hurma ağacı oymalarıyla kaplıydı. Tapınağın yan
odalarıyla asma tavanları böyleydi.
BÖLÜM 42
1 Adam beni kuzeye giden yoldan dış avluya
çıkardı. Tapınağın açık alanına ve dış avlunun kuzeyindeki yapılara bakan
odalara götürdü.
2 Kapısı kuzeye bakan bu yapının uzunluğu
yüz arşın, genişliği elli arşındı.
3 İç avlunun yirmi arşınlık bölümüyle dış
avlunun taş yoluna bakan üç katın koridorları karşı karşıyaydı.
4 Odaların önünde genişliği on arşın,
uzunluğu yüz arşın olan bir iç koridor vardı. Kapıları kuzeye bakıyordu.
5 Yapının üst kattaki odaları alt ve orta
kattaki odalardan daha dardı. Çünkü üst kattaki koridorlar daha çok yer kaplıyordu.
6 Avlularda sütunlar olmasına karşın,
üçüncü kattaki odaların sütunları yoktu. Bu yüzden bu odalar alt ve orta
kattaki odalardan daha dardı.
7 Odaların önünde, odalara ve dış avluya
paralel bir dış duvar vardı, elli arşın uzunluktaydı.
8 Dış avlu yanındaki sıra odaların
uzunluğu elli arşınken, ana bölüme daha yakın sıra odaların uzunluğu yüz
arşındı.
9 Alt kattaki odaların dış avludan
girilecek gibi doğu yönünde bir girişleri vardı. [Masoretik metin "Bir arşın".]
10 İç avlunun güneyi boyunca, açık alana ve
dış avludaki yapılara bakan başka odalar vardı.
11-12 Kuzeydeki odalarda olduğu gibi, bu odaların
önünde de bir geçit vardı. Odaların uzunlukları, genişlikleri aynıydı,
çıkışları ve boyutları kuzeydeki odalara benziyordu. Güneydeki odaların girişleri
kuzeydekiler gibiydi. Geçidin başlangıcında bir giriş vardı. Arka duvarlar
boyunca doğuya uzanan bu geçit odalara açılıyordu.
13 Bundan sonra adam, "Tapınağın açık
alanına bakan kuzey ve güneydeki odalar kutsaldır" dedi, "RAB'bin
önünde hizmet eden kâhinler orada en kutsal sunulardan yiyecekler. En kutsal
sunuları -tahıl, günah ve suç sunularını- oraya koyacaklar. Çünkü orası
kutsaldır.
14 Kâhinler kutsal alana girdikten sonra,
hizmet ederken giydikleri giysileri orada bırakmadan dış avluya çıkmayacaklar.
Çünkü bu giysiler kutsaldır. Halkın bulunduğu yerlere gitmeden önce başka
giysiler giymeliler."
15 Adam iç tapınağı ölçmeyi bitirince, beni
Doğu Kapısı'ndan dışarıya götürdü, o alanı her yandan ölçtü.
16 Doğu yanını ölçü değneğiyle ölçtü, beş
yüz arşın kadardı.
17 Kuzey yanını ölçtü, beş yüz arşın
kadardı.
18 Güney yanını ölçtü, beş yüz arşın
kadardı.
19 Sonra batıya dönüp ölçtü, beş yüz arşın
kadardı.
20 Böylece alanın dört yanını ölçtü. Kutsal
olanı kutsal olmayandan ayırmak için alanın çevresinde bir duvar vardı;
uzunluğu ve genişliği beşer yüz arşındı. [değneği".]
BÖLÜM 43
1 Adam beni doğuya bakan kapıya götürdü.
2 İsrail Tanrısı'nın görkeminin doğudan
geldiğini gördüm. Sesi gürül gürül akan suların sesi gibiydi. Görkeminden
yeryüzü aydınlıkla doldu.
3 Gördüğüm görüm, Tanrı kenti yok etmeye
geldiğinde ve Kevar Irmağı kıyısında gördüğüm görümlere benziyordu. Yüzüstü
yere düştüm.
4 RAB'bin görkemi doğuya bakan kapıdan
tapınağa girdi.
5 Ruh beni ayağa kaldırıp iç avluya
götürdü. RAB'bin görkemi tapınağı doldurdu.
6 Adam orada yanımda dururken, tapınaktan
birinin bana seslendiğini duydum.
7 Bana şöyle dedi: "İnsanoğlu,
tahtımın yeri, ayaklarımın basacağı, İsrail halkıyla sonsuza dek yaşayacağım
yer burasıdır. Bundan böyle İsrail halkı da kralları da fahişelikleriyle ve
krallarının cesetleriyle bir daha kutsal adımı kirletmeyecek.
8 Onlar kapı eşiklerini kapı eşiğimin,
sövelerini sövelerimin bitişiğine yerleştirdiler. Benimle aralarında yalnızca
bir duvar vardı. İğrenç uygulamalarıyla kutsal adımı kirlettiler. Bu yüzden
öfkemle onları yok ettim.
9 Şimdi fahişeliklerini, krallarının
cesetlerini benden uzaklaştırsınlar; ben de sonsuza dek aralarında yaşayayım.
10 "İnsanoğlu, günahlarından utanmaları
için bu tapınağı İsrail halkına tanıt. Tapınağın tasarısını incelesinler.
11 Eğer bütün yaptıklarından utanıyorlarsa,
tapınağın tasarını -düzenlemesini, girişlerini, çıkışlarını- kurallarını,
yasalarını onlara bildir. Tasarı onların gözü önünde yaz ki, bütün düzenine,
kurallarına bağlılıkla uyabilsinler.
12 Tapınakla ilgili yasa şudur: Dağın
tepesinde tapınağı çevreleyen bütün alan çok kutsal olacak. İşte tapınakla
ilgili yasa böyle.
13 "Arşın ölçüsüyle sunağın ölçüleri
şunlardır: -Bu arşın, bir arşına ek olarak bir elin eni kadardır.- Sunağı
çevreleyen hendeğin derinliği bir arşın, genişliği bir arşın, çevresindeki
kenarlık bir karış. Sunağın yüksekliğiyse şöyle:
14 Sunağın yerdeki hendekten alt çıkıntıya
kadarki bölümünün yüksekliği iki arşın, genişliği bir arşın, küçük çıkıntıdan
büyük çıkıntıya kadarki bölümün yüksekliği dört arşın, genişliği bir arşın.
15 Sunağın kurban yakılan üst bölümünün
yüksekliği dört arşın; üst bölümden yukarı doğru dört boynuz uzanacak.
16 Sunağın üst bölümü kare şeklinde olacak.
Uzunluğu on iki arşın, genişliği on iki arşın.
17 Üst çıkıntının dört yandan uzunluğu ve
genişliği de on dörder arşın. Çevresindeki kenarlık yarım arşın, hendeğin
çevresi bir arşın. Sunağın basamakları doğuya bakacak."
18 Adam konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanoğlu, Egemen RAB şöyle diyor: <Sunak yapılacağı gün, üzerinde
yakmalık sunular sunmak ve kan dökmek için kurallar şunlardır:
19 Bana hizmet etmek üzere önüme gelen Sadok
soyundan Levili kâhinlere günah sunusu olarak bir boğa vereceksin. Egemen RAB
böyle diyor.
20 Boğanın kanından biraz alıp sunağın dört
boynuzuna, çıkıntının dört köşesine ve çevresindeki kenarlığın üzerine
süreceksin. Böylece sunağı pak kılıp arındıracaksın.
21 Boğayı günah sunusu olarak alacak,
tapınağın dışında, tapınak alanında belirlenen yerde yakacaksın.
22 "<İkinci gün günah sunusu olarak
kusursuz bir teke sunacaksın. Sunağı boğanın kanıyla arındırdığın gibi tekenin
kanıyla da arındır.
23 Arındırma işlemini bitirince, sürüden
kusursuz bir boğayla bir koç sunacaksın.
24 Bunları RAB'bin önüne getireceksin.
Kâhinler üzerlerine tuz serpip yakmalık sunu olarak RAB'be sunacaklar.
25 "<Yedi gün boyunca günah sunusu
olarak her gün bir teke sağlayacaksın; kusursuz bir boğayla sürüden bir koç da
sağlayacaksın.
26 Yedi gün sunağı arındırıp pak kılacaklar.
Böylece sunak adanmış olacak.
27 Yedi gün bitince, kâhinler sekizinci gün
ve daha sonra yakmalık ve esenlik sunularınızı sunağın üzerinde sunacak. O
zaman sizi kabul edeceğim. Egemen RAB böyle diyor.> "
BÖLÜM 44
1 Bundan sonra adam beni tapınağın doğuya
bakan dış kapısına geri getirdi. Kapı kapalıydı.
2 RAB bana, "Bu kapı kapalı kalacak,
açılmayacak, buradan kimse girmeyecek!" dedi, "İsrail'in Tanrısı RAB
bu kapıdan girdi, bu yüzden kapalı kalacak.
3 Yalnız önder -önder olduğu için-
RAB'bin önünde oturup ekmek yemek üzere eyvandan girebilir, aynı yoldan da
çıkabilir."
4 Adam Kuzey Kapısı yolundan tapınağın
önüne getirdi beni. Baktım, RAB'bin görkeminin tapınağı doldurduğunu gördüm.
Yüzüstü yere düştüm.
5 RAB bana şöyle seslendi:
"İnsanoğlu, RAB'bin Tapınağı'nın bütün kuralları ve yasalarıyla ilgili
söyleyeceklerimi iyi dinle, her şeye iyi bak, kulak ver. Tapınağa kimin girip
çıkacağına dikkat et.
6 Asi İsrail halkına de ki, <Egemen
RAB şöyle diyor: Ey İsrail halkı, yaptığınız iğrençliklere bir son verin artık!
7 Yüreği ve bedeni sünnet edilmemiş
yabancıları tapınağıma aldınız, bana yiyecek olarak yağ, kan sunmakla
tapınağımı kirlettiniz. Böylece iğrenç uygulamalarınızla antlaşmamı bozdunuz.
8 Kutsal eşyalarıma ilişkin
sorumluluğunuzu yerine getirmediniz. Tapınağımda bu eşyalara bakmaları için
başkalarını görevlendirdiniz.
9 Egemen RAB şöyle diyor: Yüreği ve
bedeni sünnet edilmemişlerden, İsrail halkı arasında yaşayan yabancılardan
hiçbiri tapınağıma girmeyecek.
10 "<İsrail kötü yola saptığı zaman
beni bırakan, yoldan sapıp putlarına bağlanan Levililer'se günahlarının
cezasını çekecekler.
11 Ama tapınağımda onlar hizmet edecek:
Tapınağın kapılarından sorumlu olacaklar; tapınağın hizmetini yapacak, yakmalık
sunu ve kurbanlık hayvanları halk için kesecek, halkın önünde duracak, halka
hizmet edecekler.
12 Putlarının önünde İsrail halkına hizmet
ederek halkı günaha soktular. Bu nedenle ben RAB onları günahları yüzünden
cezalandıracağıma ant içtim. Egemen RAB böyle diyor.
13 Kâhin olarak hizmet etmek üzere bana
yaklaşmayacaklar. Kutsal eşyalarıma, en kutsal sunularıma dokunmayacaklar.
İğrenç uygulamalarının utancını yüklenecekler.
14 Yine de tapınağın hizmeti ve orada
yapılacak bütün işler için onları görevlendireceğim.
15 "<Ancak İsrail beni bırakıp kötü
yola saptığında tapınağımın hizmetini sadakatle yapan Sadok soyundan Levili
kâhinler önümde hizmet etmek üzere bana yaklaşacak. Yağ ve kan sunularını
sunmak için önümde onlar duracak. Böyle diyor Egemen RAB.
16 Yalnız onlar girecek tapınağıma; önümde
hizmet etmek için yalnız onlar soframa yaklaşacak, görev yapacaklar.
17 "<Kâhinler iç avlunun
kapılarından girecekleri zaman keten giysi giyecek; iç avlunun kapılarında ya
da tapınakta hizmet ederken yünlü giysi giymeyecekler.
18 Başlarına keten sarık saracak, keten don
giyecekler. Kendilerini terletecek bir şey giymeyecekler.
19 Dış avluya halkın yanına çıkmadan önce,
hizmet ederken giydikleri giysileri çıkarıp kutsal odalara koyacak, başka
giysiler giyecekler. Öyle ki, o giysilerin kutsallığını halka geçirmesinler.
20 "<Kâhinler başlarını tıraş
etmeyecek, saçlarını uzatmayacaklar. Ancak saçlarını kesip düzeltecekler.
21 İç avluya gireceği zaman hiçbir kâhin
içki içmeyecek.
22 Kâhinler dul ya da boşanmış kadınla
evlenmeyecek. İsrail soyundan erden bir kızla ya da başka bir kâhinden dul
kalmış bir kadınla evlenebilirler.
23 Kutsalla bayağı arasındaki ayrımı halkıma
onlar öğretecek, kirliyle temizi ayırt etmeyi onlar gösterecekler.
24 "<Davalarda yargıç olarak
kâhinler görev yapacak, ilkelerim uyarınca karar verecekler. Bayramlarımla
ilgili yasalarıma, kurallarıma uyacak, Şabat günlerimi kutsal tutacaklar.
25 "<Kâhin bir ölünün yanına giderek
kendini kirletmeyecek; ölü annesi, babası, oğlu, kızı, kardeşi ya da evlenmemiş
kızkardeşiyse kendini kirletebilir.
26 Arındıktan sonra yedi gün bekleyecek.
27 Tapınakta hizmet etmek üzere iç avluya
gireceği gün, kendisi için bir günah sunusu sunacak. Egemen RAB böyle diyor.
28 "<Kâhinlerin payı vardır, onların
mirası benim. İsrail'de onlara mülk vermeyeceksiniz. Onların mirası benim.
29 Kâhinler tahıl, günah ve suç sunularını
yiyecekler. İsrail'de RAB'be adanan her şey onların olacak.
30 İlk ürünlerin en iyileri ve bütün özel
armağanlarınız kâhinlerin olacak. Evinize bereket yağsın diye tahılınızın
ilkini onlara vereceksiniz.
31 Kâhinler ölü bulunmuş ya da yabanıl hayvan
tarafından parçalanmış hiçbir kuş ya da hayvan yemeyecek.> "
BÖLÜM 45
1 "<Ülkeyi mülk olarak
paylaştırdığınız zaman, RAB'be ülkeden pay olarak 25 000 arşın uzunlukta, 20 000
arşın genişlikte kutsal bir bölge ayıracaksınız. Bütün bu bölge kutsal olacak.
2 Uzunluğu ve genişliği 500 arşınlık bir
bölüm kutsal yer için, 50 arşınlık bir yer de çevresindeki alan için ayrılacak.
3 Bu bölgeden uzunluğu 25 000 arşınlık,
genişliği 10 000 arşınlık bir bölüm ölçeceksiniz. Tapınak, En Kutsal Yer orada
olacak.
4 Burası tapınakta hizmet etmek üzere
RAB'be yaklaşan kâhinlere ayrılacak ve ülkenin kutsal payı olacak. Kâhinlerin
evleri de tapınak da o kutsal bölgede olacak.
5 Tapınakta hizmet eden Levililer'e miras
olarak 25 000 arşın uzunlukta, 10 000 arşın* genişlikte bir bölge verilecek.
Orada, yaşamaları için kendilerine ait kentler olacak. [*Masoretik metin "10 000 arşın", yaklaşık 5.3 km.
olacak", Masoretik metin "Mülk olarak yirmi oda alacaklar".]
6 "<Kutsal bölgeye düşen payla
birlikte kent için uzunluğu 25 000, genişliği 5 000 arşınlık bir pay
ayıracaksınız; bu bütün İsrail halkı için olacak.
7 "<Kutsal bölgeye düşen pay ile
kente düşen payın iki yanındaki topraklar öndere verilecek. Batıdan batıya,
doğudan doğuya doğru uzanacak. Batı sınırından doğu sınırına dek uzunluğu bir
İsrail oymağına düşen pay kadardır.
8 Bu toprak İsrail'de önderin payı
olacak. Bundan böyle önderlerim halkıma bir daha baskı yapmayacak, ama
oymaklarına göre İsrail halkına ülkeyi miras olarak verecekler.
9 "<Egemen RAB şöyle diyor: Yeter
artık, ey İsrail önderleri! Zorbalığı, baskıyı bırakın. Adil ve doğru olanı
yapın. Halkımı kendi topraklarından kovmayın. Egemen RAB böyle diyor.
10 Doğru ölçüler kullanın, kullandığınız efa
ve bat doğru olsun.
11 Efa ile bat aynı ölçüde olsun. Bat homerin
onda birine, efa da homerin onda birine eşit olmalı. İkisinin de ölçüsü homere
göre olacak.
12 Bir şekel yirmi geraya eşit olmalı.
Altmış şekel* de bir minaya eşit olmalı.> " [*Masoretik metin “yirmi şekel, yirmi beş şekel ve on beş
şekel".]
13 "<Sunacağınız sunular şunlardır:
Her homer buğdaydan efanın altıda biri, her homer arpadan efanın altıda biri
kadarını vereceksiniz.
14 Bat ölçüsüne göre istenen zeytinyağı
miktarı, her kordan batın onda biri kadardır. Bir kor on bat ya da bir homere
eşittir.
15 İsrail'in sulak otlaklarındaki sürüden
iki yüz koyundan bir koyun alınacak. Halkın günahlarını bağışlatmak için bu
koyunlar yakmalık sunular, tahıl ve esenlik sunuları için kullanılacak. Egemen
RAB böyle diyor.
16 Ülke halkı bu armağanları İsrail'deki
öndere verecek.
17 İsrail'de kutlanan bütün bayramlarda
-şenliklerde, Yeni Ay törenlerinde, Şabat günlerinde- tahıl sunularını,
yakmalık ve dökmelik sunuları önder sağlayacak. İsrail halkının günahlarını
bağışlatmak için yakmalık sunuları, günah, tahıl, esenlik sunularını
sağlayacak.
18 "<Egemen RAB şöyle diyor: Birinci
ayın birinci günü kusursuz bir boğa alacak, tapınağı arındıracaksın.
19 Kâhin günah sunusunun kanından alıp
tapınağın kapı sövelerine, sunağın üst çıkıntısının dört köşesine, iç avlunun
kapı sövelerine sürecek.
20 Yanlışlıkla ya da bilgisizlikten günah
işleyen biri için ayın yedinci günü aynısını yapacaksın. Böylece tapınağı
arındıracaksın.
21 "<Birinci ayın on dördüncü günü
Fısıh Bayramı'nı yedi gün kutlayacak, mayasız ekmek yiyeceksiniz.
22 O gün önder kendisi ve ülke halkı için
günah sunusu olarak bir boğa sağlayacak.
23 Yedi gün bayram boyunca her gün RAB'be
yakmalık sunu olarak kusursuz yedi boğayla yedi koç, günah sunusu olarak da bir
teke sağlayacak.
24 Tahıl sunusu olarak her boğa ve koç için
birer efa* tahıl, her efa için bir hin zeytinyağı sağlayacak.
25 "<Yedinci ayın on beşinci günü
başlayan ve yedi gün süren bayramda önder yakmalık sunuları, günah ve tahıl
sunularını, zeytinyağını her gün aynı miktarda sağlayacak.
BÖLÜM 46
1 "<Egemen RAB şöyle diyor: İç
avlunun doğuya bakan kapısı altı çalışma günü kapalı, Şabat Günü ve Yeni Ay
Günü ise açık kalacak.
2 Önder dışarıdan eyvana girip kapı
sövesinin yanında duracak. Kâhinler onun yakmalık ve esenlik sunularını
sunacaklar. Önder kapı eşiğinde tapındıktan sonra çıkıp gidecek. Kapı akşama
dek açık kalacak.
3 Şabat günleri ve Yeni Ay törenlerinde
ülke halkı bu kapının girişinde RAB'bin önünde tapınacak.
4 Önder Şabat Günü RAB'be sunacağı
yakmalık sunu olarak kusursuz altı kuzu, bir koç sunacak.
5 Koç için verilecek tahıl sunusu bir efa
tahıl olacak, kuzular için verebileceği kadar tahıl sunusu sunabilir. Her efa
tahıl için bir hin zeytinyağı verilecek.
6 Yeni Ay Günü kusursuz bir boğa, altı
kuzu ve bir koç sunacak.
7 Boğa ve koç için tahıl sunusu olarak
birer efa tahıl sağlayacak; kuzular için istediği kadar tahıl sağlayabilir. Her
efa tahıl için bir hin zeytinyağı sağlayacak.
8 Önder içeri gireceği zaman eyvandan
girecek ve aynı yoldan dışarı çıkacak.
9 "<Ülke halkı bayramlarda
RAB'bin önüne geldiğinde, tapınmak için Kuzey Kapısı'ndan giren Güney
Kapısı'ndan çıkacak, Güney Kapısı'ndan giren Kuzey Kapısı'ndan çıkacak. Hiç
kimse girdiği kapıdan çıkmayacak. Herkes girdiği kapının karşısındaki kapıdan
çıkacak.
10 Önder halkın arasında olacak. Halkla
birlikte girecek, halkla birlikte çıkacak.
11 "<Bayramlarda ve kutsal günlerde
boğa ve koç için tahıl sunusu olarak birer efa tahıl verecek; kuzular için
verebileceği kadar tahıl sağlayabilir. Her efa tahıl için bir hin zeytinyağı
verecek.
12 Önder RAB'be gönülden verilen yakmalık
sunular ya da esenlik sunuları sunacağı zaman doğuya bakan kapı kendisine
açılacak. Yakmalık sunuları ya da esenlik sunularını Şabat Günü sunduğu gibi
sunacak. Sonra dışarı çıkacak; o çıktıktan sonra kapı kapanacak.
13 "<Her gün, her sabah yakmalık
sunu olarak RAB'be bir yaşında kusursuz bir kuzu sağlayacaksın.
14 Bununla birlikte her sabah tahıl sunusu
olarak efanın altıda biri tahıl ve ince unu ıslatmak için bir hinin üçte biri
kadar zeytinyağı sağlayacaksın. Bu tahıl sunusunun RAB'be sunulması sürekli bir
kural olacak.
15 Böylece günlük yakmalık sunu olarak her
sabah kuzu, tahıl sunusu ve zeytinyağı sunulacak.> "
16 "<Egemen RAB şöyle diyor: Eğer
önder oğullarından birine kendi mülkünden armağan ederse, bu mülk torunlarına
da geçecek. Miras yoluyla bu onların mülkü olacak.
17 Önder görevlilerinden birine kendi
mülkünden armağan ederse, görevli toprak parçasını özgürlük yılına dek elinde
tutacak. Sonra öndere geri verecek. Önderin mirası ancak oğullarına geçebilir,
onların olacak.
18 Önder halkı mülkünden kovarak
miraslarından etmemeli. Oğullarına ancak kendi mülkünden miras verebilir. Öyle
ki, halkımdan hiç kimse mülkünden ayrılıp dağılmasın.> "
19 Bundan sonra adam beni kapı yanındaki
girişten kuzeye bakan, kâhinlere ait kutsal odalara getirdi. Bana batıda bir
yer gösterdi.
20 "Kâhinlerin suç sunusuyla günah
sunusunun etini haşlayacakları, tahıl sunusunu pişirecekleri yer burası"
dedi, "Öyle ki, bunları dış avluya çıkarıp kutsallıklarını halka
geçirmesinler."
21 Daha sonra adam beni dış avluya çıkarıp
sırayla avlunun dört köşesine götürdü. Avlunun her köşesinde küçük birer avlu
olduğunu gördüm.
22 Dış avlunun dört köşesinde kırk arşın
uzunluğunda, otuz arşın genişliğinde birer kapalı avlu vardı. Köşelerdeki
avluların ölçüsü aynıydı.
23 Dört avlunun çevresinde de taş duvar
vardı; duvarın dibinde yemek pişirmek için yerler yapılmıştı.
24 Bana, "Bunlar tapınakta hizmet
edenlerin halkın sunduğu kurban etini pişirecekleri mutfaklar" dedi.
BÖLÜM 47
1 Adam beni tapınağın girişine geri
getirdi. Doğuya doğru tapınağın kapı eşiğinin altından sular aktığını gördüm.
Tapınak doğuya bakıyordu. Sular tapınağın güney yanının altından, sunağın
güneyinden aşağıya akıyordu.
2 Beni oradan, Kuzey Kapısı'ndan çıkarıp
dış yoldan doğuya bakan dış kapıya götürdü. Sular güney yönünden akıyordu.
3 Adam elinde bir ölçü ipiyle doğuya
doğru gitti. Bin arşın ölçtükten sonra beni ayak bileğine dek çıkan sulara
getirdi.
4 Bin arşın daha ölçtü ve beni dize kadar
çıkan sulara getirdi. Bin arşın daha ölçtü, beni bele kadar çıkan sulara
getirdi.
5 Bin arşın daha ölçtü, içinden
geçemediğim bir ırmak oluştu. Sular yükselmişti, içinden yürüyerek karşıya
geçilemezdi, yüzülecek kadar derin bir ırmak oluşmuştu.
6 Bana, "İnsanoğlu, bunu gördün
mü?" diye sordu. Daha sonra beni ırmağın kıyısına geri getirdi.
7 Oraya varınca, ırmağın her iki
kıyısında birçok ağaç gördüm.
8 Bana şöyle dedi: "Bu sular doğu
bölgesine doğru akıyor, oradan Arava Vadisi'ne, sonra Lut Gölü'ne dökülüyor.
Göle dökülünce oradaki sular tatlı suya dönüşecek.
9 Irmağın aktığı yerlerde her çeşit canlı
yaratık kaynaşacak. Çok sayıda balık olacak. Çünkü bu sular oraya akıyor,
oradaki tuzlu suyu tatlı suya dönüştürüyor. Irmak aktığı her yere yaşam
getirecek.
10 Irmak kıyısı boyunca balıkçılar duracak; Eyn-Gedi'den
Eyn- Eglayim'e dek ağ gerecek yerler olacak. Akdeniz'deki gibi çok sayıda balık
çeşidi olacak.
11 Ama Lut Gölü'nün çamurlu, bataklık kesimi
tatlı suya dönüşmeyecek, tuzla olarak kalacak.
12 Irmağın her iki yanında her çeşit meyve
ağacı yetişecek. Yaprakları solmayacak, meyveleri tükenmeyecek. Her ay meyve
verecekler, çünkü tapınaktan çıkan sular oraya akıyor. Meyveleri yiyecek
olarak, yaprakları şifa için kullanılacak."
13 Egemen RAB şöyle diyor: "Ülkeyi mülk
olarak İsrail'in on iki oymağına böleceğiniz sınırlar şöyle olacak: Yusuf'a iki
pay düşecek.
14 Ülkeyi on iki oymak arasında eşit olarak
paylaşacaksınız. Ülkeyi atalarınıza vereceğime ant içtim. Bu ülke size mülk
olarak verilecek.
15 "Ülkenin sınırı şöyle olacak:
Kuzeyde Akdeniz'den, Hetlon yoluyla Levo- Hamat'a, Sedat'a,
16 Berota'ya ve Şam'la Hama'nın toprakları
arasında bulunan Sivrayim'e, Havran sınırında Haser-Hattikon'a kadar uzanacak.
17 Sınır denizden Hasar-Enan'a, Şam'ın kuzey
sınırı boyunca uzanacak, Hama sınırı kuzeyde olacak. Kuzey sınırı bu olacak.
"Levo-Sedat'a, Hama'ya".
18 "Doğuda sınır Havran'la Şam arasında
Gilat'ı İsrail'den ayıran Şeria Irmağı boyunca Lut Gölü'ne ve Tamar'a dek
uzanacak*. Doğu sınırı bu olacak. [*
Masoretik metin "Lut Gölü'ne dek ölçeceksiniz".]
19 "Güneyde sınır Tamar'dan
Meriva-Kadeş sularına, Mısır Vadisi boyunca Akdeniz'e dek uzanacak. Güney
sınırı bu olacak.
20 "Batıda Levo-Hamat'ın karşısındaki
noktaya dek Akdeniz sınır oluşturacak. Batı sınırı bu olacak.
21 "Bu ülkeyi İsrail oymaklarına göre
aranızda paylaşacaksınız.
22 Ülkeyi içinizde yaşayan ve içinizdeyken
çocukları olan yabancılarla kendiniz arasında mülk olarak bölüşeceksiniz.
Onları İsrail'de doğan yerliler sayacaksınız. Onların da İsrail oymakları
arasında sizin gibi mülkleri olacak.
23 Yabancı hangi oymağa yerleşmişse, orada
ona düşen payı mülk olarak vereceksiniz." Egemen RAB böyle diyor.
BÖLÜM 48
1 "Oymakların adları şunlardır:
Kuzey sınırında Dan'a bir pay verilecek. Dan sınırı Hetlon yolundan
Levo-Hamat'a uzanacak; Hasar-Enan ve Hama'ya yakın Şam'ın kuzey sınırı doğudan
batıya uzanan sınırın bir bölümünü oluşturacak.
2 "Aşer'e bir pay verilecek; sınırı
Dan'ın doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
3 "Naftali'ye bir pay verilecek;
sınırı Aşer'in doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
4 "Manaşşe'ye bir pay verilecek;
sınırı Naftali'nin doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
5 "Efrayim'e bir pay verilecek;
sınırı Manaşşe'nin doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
6 "Ruben'e bir pay verilecek; sınırı
Efrayim'in doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
7 "Yahuda'ya bir pay verilecek;
sınırı Ruben'in doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
8 "Yahuda'nın doğudan batıya uzanan
sınırına bitişik topraklar, RAB'be ayıracağınız özel armağan olacak. Genişliği 25
000 arşın, doğudan batıya uzunluğu bir oymağa düşen pay kadar olacak. Tapınak
bunun ortasında olacak.
9 "RAB'be özel olarak sunacağınız
payın uzunluğu 25 000 arşın, genişliği 10 000 arşın olacak.
10 Bu kâhinler için kutsal pay olacak.
Kuzeyde uzunluğu 25 000 arşın, batıda genişliği 10 000 arşın, doğuda genişliği
10 000 arşın, güneyde uzunluğu 25 000 arşın olacak. RAB'bin Tapınağı bunun
ortasında olacak.
11 Bu bölge Sadok soyundan gelen kutsanmış
kâhinler için olacak. Onlar bana bağlılıkla hizmet ettiler, İsrail halkı yoldan
saptığında Levililer de yoldan saptı, ama onlar sapmadı.
12 Orası ülkenin kutsal payından özel bir
armağan olarak onlara verilecek. Levililer'in topraklarına bitişik çok kutsal
bir bölge olacak.
13 "Levililer'in kâhinlerin sınırı yakınında
25 000 arşın uzunlukta, 10 000 arşın genişlikte bir payları olacak. Bu bölgenin
uzunluğu 25 000 arşın, genişliği 10 000 arşın olacak.
14 Levililer orayı satmayacak, değiş tokuş
etmeyecekler. Bu, ülkenin en iyi bölümüdür, başkasının eline geçmemeli. Çünkü
orası RAB'be adanmıştır.
15 "Bölgenin geri kalan 25 000 arşın
uzunlukta, 5 000 arşın genişlikteki bölümü halkın yerleşmesi içindir. Orası
evlere, otlaklara ayrılacak. Kent bunun ortasında kurulacak.
16 Ölçüleri şöyle olacak: Kuzeyde, güneyde,
doğuda, batıda 4 500'er arşın.
17 Kent için ayrılan otlak da kuzeyde,
güneyde, doğuda, batıda 250'şer arşın olacak.
18 Kutsal bölgenin sınırında kalan yerin
doğusu 10 000 arşın, batısı 10 000 arşın olacak. Kutsal bölgeye bitişik
topraklarda yetişen ürün kentte çalışanların olacak.
19 İsrail'in her oymağından kentte
çalışanlar toprağı işleyecekler.
20 Bu bölgenin tamamı kare şeklindedir. Her
yanı 25 000 arşındır. Özel bir armağan olarak kentin mülküyle birlikte kutsal
bölgeye düşen payı ayıracaksınız.
21 "Kutsal bölgeye düşen pay ile kente
düşen payın iki yanındaki topraklar öndere verilecek. Bu topraklar kutsal
bölgeye düşen 25 000 arşınlık payın doğusundan ve batısından ülkenin doğu ve
batı sınırlarına uzanacak. Oymaklara düşen paylar boyunca uzanan bu iki bölge
önderin olacak. Kutsal bölgeye düşen pay ile tapınak bunun ortasında olacak.
22 Böylece Levililer'e düşen pay ile kente
düşen pay öndere verilen toprakların ortasında kalacak. Öndere verilecek
topraklar Yahuda'yla Benyamin sınırı arasında kalacak.
23 "Geri kalan oymaklara düşen pay
şöyle: Benyamin'e bir pay verilecek; sınırı doğudan batıya uzanacak.
24 "Şimon'a bir pay verilecek; sınırı
Benyamin'in doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
25 "İssakar'a bir pay verilecek; sınırı
Şimon'un doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
26 "Zevulun'a bir pay verilecek; sınırı
İssakar'ın doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
27 "Gad'a bir pay verilecek; sınırı
Zevulun'un doğudan batıya uzanan sınırına bitişik olacak.
28 "Gad'ın güney sınırı Tamar'dan
güneye, oradan Meriva-Kadeş sularına, oradan da Mısır Vadisi boyunca Akdeniz'e
dek uzanacak.
29 "Mülk olarak İsrail oymaklarına
bölüştüreceğiniz ülke budur. Onlara düşecek paylar bunlardır." Böyle diyor
Egemen RAB.
30-31 "Kentin çıkış kapıları şunlar olacak: 4 500
arşın uzunluktaki kuzey yanında üç kapı olacak. Kentin kapılarına İsrail
oymaklarının adları verilecek. Kuzeyde Ruben Kapısı, Yahuda Kapısı, Levi Kapısı
olacak.
32 4 500 arşın uzunluktaki doğu yanında üç
kapı olacak: Yusuf Kapısı, Benyamin Kapısı, Dan Kapısı.
33 4 500 arşın uzunluktaki güney yanında üç
kapı olacak: Şimon Kapısı, İssakar Kapısı, Zevulun Kapısı.
34 4 500 arşın uzunluktaki batı yanında üç
kapı olacak: Gad Kapısı, Aşer Kapısı, Naftali Kapısı.
35 "Kentin çevresi 18 000 arşın olacak
ve o günden başlayarak kentin adı <Yahve şamma> olacak."
DANİEL | DANYAL