YEŞAYA
BÖLÜM 1
1 Yahuda kralları Uzziya, Yotam, Ahaz ve
Hizkiya zamanında Amots oğlu Yeşaya'nın Yahuda ve Yeruşalim'le ilgili görümü:
2 Ey gökler dinleyin, ey yeryüzü kulak
ver! Çünkü RAB konuşuyor: "Çocuklar yetiştirip büyüttüm, Ama bana
başkaldırdılar.
3 Öküz sahibini, eşek efendisinin
yemliğini bilir, Ama İsrail halkı bu kadarını bile bilmiyor, Halkım
anlamıyor."
4 Günahlı ulusun, suç yüklü halkın,
Kötülük yapan soyun, Baştan çıkmış çocukların vay haline! RAB'bi terk ettiler,
İsrail'in Kutsalı'nı hor gördüler, O'na sırt çevirdiler.
5 Neden bir daha dövülesiniz? Neden
vefasızlığı sürdürüyorsunuz? Baş büsbütün hasta, yürek büsbütün yaralı.
6 Bedeniniz tepeden tırnağa sağlıksız, Taze
darbe izleriyle, yara bereyle dolu, Temizlenmemiş, yağla yumuşatılmamış,
sarılmamış.
7 Ülkeniz ıssız, kentleriniz ateşe
verilmiş. Yabancılar topraklarınızı Gözünüzün önünde yiyip bitiriyor! Sanki
ülkenin kökünü kazımışlar.
8 Siyon kızı bağdaki çardak, Salatalık
bostanındaki kulübe gibi, Kuşatılmış bir kent gibi kalakalmış.
9 Her Şeye Egemen RAB bazılarımızı Sağ
bırakmamış olsaydı, Sodom gibi olur, Gomora'ya benzerdik.
10 Ey Sodom yöneticileri, RAB'bin
söylediklerini dinleyin; Ey Gomora halkı, Tanrımız'ın yasasına kulak verin.
11 "Kurbanlarınızın sayısı çokmuş, Bana
ne?" diyor RAB, "Yakmalık koç sunularına, Besili hayvanların yağına
doydum. Boğa, kuzu, teke kanı değil istediğim.
12 Huzuruma geldiğinizde Avlularımı
çiğnemenizi mi istedim sizden?
13 Anlamsız sunular getirmeyin artık.
Buhurdan iğreniyorum. Kötülük dolu törenlere, Yeni Ay, Şabat Günü kutlamalarına
Ve düzenlediğiniz toplantılara dayanamıyorum.
14 Yeni Ay törenlerinizden, bayramlarınızdan
nefret ediyorum. Bunlar bana yük oldu, Onları taşımaktan yoruldum.
15 "Ellerinizi açıp bana yakardığınızda
Gözlerimi sizden kaçıracağım. Ne kadar çok dua ederseniz edin dinlemeyeceğim.
Elleriniz kan dolu.
16 Yıkanıp temizlenin, Kötülük yaptığınızı
gözüm görmesin, Kötülük etmekten vazgeçin.17 İyilik
etmeyi öğrenin, Adaleti gözetin, zorbayı yola getirin, Öksüzün hakkını verin,
Dul kadını savunun."
18 RAB diyor ki, "Gelin, şimdi davamızı
görelim. Günahlarınız sizi kana boyamış bile olsa Kar gibi ak pak olacaksınız.
Elleriniz kırmız böceği gibi kızıl olsa da Yapağı gibi bembeyaz olacak.
19 İstekli olur, söz dinlerseniz, Ülkenin en
iyi ürünlerini yiyeceksiniz.
20 Ama direnip başkaldırırsanız, Kılıç sizi
yiyip bitirecek." Bunu söyleyen RAB'dir.
21 Sadık kent nasıl da fahişe oldu! Adaletle
doluydu, doğruluğun barınağıydı, Şimdiyse katillerle doldu.
22 Gümüşü cüruf oldu, Şarabına su katıldı.
23 Yöneticileri asilerle hırsızların
işbirlikçisi; Hepsi rüşveti seviyor, Armağan peşine düşmüş. Öksüzün hakkını
vermiyor, Dul kadının davasını görmüyorlar.
24 Bu yüzden Rab, Her Şeye Egemen RAB,
İsrail'in Güçlüsü şöyle diyor: "Hasımlarımı cezalandırıp rahata
kavuşacağım, Düşmanlarımdan öç alacağım.
25 Sana karşı duracak, Kül suyuyla arıtır
gibi seni cüruftan arıtıp temizleyeceğim.
26 Eskiden, başlangıçta olduğu gibi, Sana
yöneticiler, danışmanlar yetiştireceğim. Ondan sonra <Doğruluk Kenti>,
<Sadık Kent> diye adlandırılacaksın."
27 Siyon adalet sayesinde, Tövbe edenleri de
doğruluk sayesinde kurtulacak.
28 Ama başkaldıranlarla günahlılar Birlikte
yıkıma uğrayacaklar. RAB'bi terk edenler yok olacak.
29 "Sevip altında tapındığınız yabanıl
fıstık ağaçlarından utanacaksınız, Putperest törenleriniz için seçtiğiniz
bahçelerden ötürü yüzünüz kızaracak.
30 Yaprakları solmuş yabanıl fıstık ağacına,
Susuz bahçeye döneceksiniz.
31 Güçlü adamlarınız kıtık gibi, Yaptıkları
işler kıvılcım gibi olacak; İkisi birlikte yanacak ve söndüren olmayacak."
BÖLÜM 2
1 Amots oğlu Yeşaya'nın Yahuda ve
Yeruşalim'le ilgili görümü:
2 RAB'bin Tapınağı'nın kurulduğu dağ, Son
günlerde dağların en yücesi, Tepelerin en yükseği olacak. Oraya akın edecek
ulusların hepsi.
3 Birçok halk gelecek, "Haydi,
RAB'bin Dağı'na, Yakup'un Tanrısı'nın Tapınağı'na çıkalım" diyecekler,
"O bize kendi yolunu öğretsin, Biz de O'nun yolundan gidelim." Çünkü
yasa Siyon'dan, RAB'bin sözü Yeruşalim'den çıkacak.
4 RAB uluslar arasında yargıçlık edecek,
Birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek. İnsanlar kılıçlarını çekiçle
dövüp saban demiri, Mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar. Ulus ulusa kılıç
kaldırmayacak, Savaş eğitimi yapmayacaklar artık.
5 Ey Yakup soyu, gelin RAB'bin ışığında
yürüyelim.
6 Ya RAB, halkını, Yakup soyunu terk
ettin, Çünkü yürekleri doğu kökenli inançlarla dolu. Filistliler gibi
falcılıkla uğraşıyor, Yabancılarla el sıkışıyorlar.
7 Ülkeleri altınla, gümüşle dolu,
Hazinelerinin sonu yok, Sayısız atları, savaş arabaları var.
8 Ülkeleri putlarla dolu; Elleriyle
yaptıkları, Parmaklarıyla biçim verdikleri Putların önünde eğiliyorlar.
9 Bu yüzden herkes alçaltılıp dize
getirilecek. Onları bağışlama, ya RAB!
10 RAB'bin dehşetinden, Yüce görkeminden
kaçmak için kayalıklara gidin, Yerin altına saklanın.
11 İnsanın küstah bakışları alçaltılacak,
Gururu kırılacak. O gün yalnız RAB yüceltilecek.
12 Çünkü Her Şeye Egemen RAB o gün
Kibirlileri, gururluları, kendini beğenmişleri alçaltacak;
13 Lübnan'ın bütün ulu, yüksek sedir
ağaçlarını, Başan'ın bütün meşelerini yok edecek;
14 Bütün ulu dağları, yüksek tepeleri,
15 Bütün yüksek kuleleri, güçlü surları
Yerle bir edecek;
16 Ticaret gemilerinin, güzel teknelerinin
hepsini yok edecek.
17 İnsanların gururu, kibiri kırılacak, O
gün yalnız RAB yüceltilecek,
18 Putlar tümüyle ortadan kalkacak.
19 RAB kalkıp yeryüzünü sarsmaya başlayınca,
İnsanlar O'nun dehşetinden Ve yüce görkeminden kaçmak için Kayalık mağaralara,
yeraltı kovuklarına saklanacaklar. 20-21 O
gün insanlar Yeryüzünü sarsmak üzere harekete geçen RAB'bin dehşetinden Ve yüce
görkeminden kaçmak için Tapmak amacıyla yaptıkları altın, gümüş putları
Köstebeklere, yarasalara atıp Kaya kovuklarına, uçurumlardaki yarıklara
saklanacaklar.
22 Ölümlü insana güvenmekten vazgeçin. Onun
ne değeri var ki?
BÖLÜM 3
1-3 Bakın, Rab, Her Şeye Egemen RAB, Her türlü
yardım ve desteği, Yani ekmek ve suyu, Yiğitlerle savaşçıları, Yöneticilerle peygamberleri,
Falcılarla ileri gelenleri, Takım komutanlarıyla soyluları, danışmanları,
Hünerli büyücülerle bilge muskacıları Yeruşalim'den ve Yahuda'dan çekip alacak.
4 Çocukları onlara yönetici atayacak,
Küçük çocuklar onlara egemen olacak.
5 İnsan insana, komşu komşuya haksızlık
edecek. Genç yaşlıya, Sıradan adam onurlu kişiye Hayasızca davranacak.
6 Ailede bir kardeş öbürüne sarılıp,
"Hiç olmazsa senin bir üstlüğün var, Önderimiz ol! Bu yıkıntıları sen
yönet" diyecek.
7 O zaman adam şöyle yanıtlayacak: "Ben
yaranızı saramam. Evimde ne yiyecek ne giyecek var. Beni halkın önderi
yapmayın."
8 Yeruşalim sendeledi, Yahuda düştü.
Çünkü söyledikleri de yaptıkları da RAB'be karşı; O'nun yüce varlığını
aşağılıyor.
9 Yüzlerindeki ifade onlara karşı
tanıklık ediyor. Sodom gibi günahlarını açıkça söylüyor, gizlemiyorlar. Vay
onların haline! Çünkü bu felaketi başlarına kendileri getirdiler.
10 Doğru kişiye iyilik göreceğini söyleyin.
Çünkü iyiliklerinin meyvesini yiyecek.
11 Vay kötülerin haline! Kötülük görecek,
yaptıklarının karşılığını alacaklar.
12 Çocuklar halkımı eziyor, Kadınlar onu
yönetiyor. Ey halkım, sana yol gösterenler Seni saptırıyor, yolunu
şaşırtıyorlar. [ya da
"Yetkililer halkımı eziyor, tefeciler başa geçti".]
13 RAB davasını görmek için yerini aldı, Halkları
yargılamak için ayağa kalkıyor. 14-15 RAB halkının ileri gelenleri ve
önderleriyle davasını görecek. Rab, Her Şeye Egemen RAB onlara diyor ki,
"Bağları yiyip bitiren sizsiniz, Evleriniz yoksullardan zorla aldığınız
malla dolu. Ne hakla halkımı eziyor, Yoksulu sömürüyorsunuz?"
16 RAB şöyle diyor: "Siyon kızları
kibirlidir, burunları bir karış havada, göz kırparak geziyor, ayaklarındaki
halhalları şıngırdatarak kırıtıyorlar.
17 Bu yüzden onların başlarında yaralar
çıkaracağım, mahrem yerlerini açacağım." 18-23 O gün Rab güzel halhalları,
alın çatkılarını, hilalleri, küpeleri, bilezikleri, peçeleri, başlıkları, ayak
zincirlerini, kuşakları, koku şişelerini, muskaları, yüzükleri, burun
halkalarını, bayramlık giysileri, pelerinleri, şalları, keseleri, el
aynalarını, keten giysileri, baş sargılarını, tülbentleri ortadan kaldıracak.
24 O zaman güzel kokunun yerini pis koku,
Kuşağın yerini ip, Lüleli saçın yerini kel kafa, Süslü giysinin yerini çul,
Güzelliğin yerini dağlama izi alacak.
25 Erkekleri kılıçtan geçirilecek, Yiğitleri
savaşta yok olacak.
26 Siyon'un kapıları ah çekip yas tutacak;
Kent, yerde oturan, Terk edilmiş bir kadın gibi olacak.
BÖLÜM 4
1 O gün yedi kadın bir erkeği tutup,
"Kendi yemeğimizi de giysimizi de sağlarız; yeter ki senin adını alalım.
Utancımızı gider!" diyecekler.
2 O gün RAB'bin dalı, İsrail halkından
sağ kalanların güzelliği ve görkemi olacak; ülkenin meyvesi de onların kıvancı
ve övüncü olacak.
3 Siyon'da, yani Yeruşalim'de sağ
kalanlara, "Yeruşalim'de yaşıyor" diye kaydedilenlere,
"Kutsal" denilecek.
4 Rab Siyon kızlarını pisliklerinden
arındıracak. Yeruşalim'de dökülen kanı adil ve ateşten bir ruhla temizleyecek.
5 Sonra RAB Siyon Dağı'nın her yanını,
orada toplananların üzerini gündüz bulutla, gece dumanla ve parlak alevle örtecek.
Yüceliği onların üzerinde bir örtü olacak.
6 Bu, bir çardak, gündüzün sıcağına karşı
gölge, yağmura, fırtınaya karşı sığınak ve korunak olacak.
BÖLÜM 5
1 Sevgilimin bağı için yaktığı ezgiyi
sevgilim için okuyayım: Toprağı verimli bir tepede Sevgilimin bir bağı vardı.
2 Toprağı belleyip taşları ayıkladı,
Seçme asmalar dikip orta yere bir gözcü kulesi yaptı. Üzüm sıkmak için bir
çukur kazdı Ve bağının üzüm vermesini bekledi. Ama bağ yabanıl üzüm verdi.
3 Sevgilim diyor ki, "Ey
Yeruşalim'de yaşayanlar ve Yahuda halkı, lütfen benimle bağım arasında hakem
olun!
4 Bağım için yapmadığım ne kaldı? Ben
üzüm vermesini beklerken niçin yabanıl üzüm verdi?
5 Şimdi bağıma ne yapacağımı size
söyleyeyim: Çitini söküp atacağım, varsın yiyip bitirsinler; duvarını yıkacağım,
varsın çiğnesinler.
6 Viraneye çevireceğim onu; budanmayacak,
çapalanmayacak; dikenli çalılar bitecek her yanında. Üzerine yağmur
yağdırmasınlar diye bulutlara buyruk vereceğim."
7 Her Şeye Egemen RAB'bin bağı İsrail
halkı, Hoşlandığı fidan da Yahuda halkıdır. RAB adalet bekledi, Zorbalık gördü;
Doğruluk bekledi, Feryatlar duydu.
8 Evlerine ev, tarlalarına tarla
katanların vay haline! Oturacak yer kalmadı, Ülkede bir tek siz oturuyorsunuz.
9 Her Şeye Egemen RAB'bin şöyle ant
içtiğini duydum: "Büyük ve gösterişli çok sayıda ev ıssız kalacak, İçinde
oturan olmayacak.
10 Çünkü on dönümlük bağ ancak bir bat*
şarap, Bir Homer* tohum ancak bir efa* tahıl üretecek. [" işleyebileceği alan" anlamına gelir.] [*Yaklaşık
değerlerle: 1 bat, 22 litre; 1 homer, 220 litre; 1 efa, 22 litre.]
11 Sabah erkenden kalkıp içki peşinden
koşanların, gece geç vakte kadar şarap içip kızışanların vay haline!
12 Onların şölenlerinde lir, çenk, tef ve
kaval çalınır, şarap içilir. Ama RAB'bin yaptıklarına dikkat etmez, ellerinin
yapıtına aldırmazlar.
13 Halkım bilgisizliği yüzünden sürgün
edilecek; saygın kişileri kıtlıktan ölecek, kalabalıklar susuzluktan kırılacak.
14 Bu yüzden doymak bilmeyen ölüler diyarı
ağzını ardına kadar açtı; Yeruşalim'in soyluları, sıradan insanları ve
gürültülü bir şekilde eğlenenleri oraya inecek.
15 Hepsi alçaltılacak; dize getirilecek,
küstah bakışları alçaltılacak.
16 Ama Her Şeye Egemen RAB adaletinden ötürü
yüceltilecek. Kutsal Tanrı doğruluğuyla kutsal olduğunu gösterecek.
17 Kuzular kendi otlaklarındaymış gibi
otlayacak, zenginlerin ıssız kalan konutlarını yabancılar ele geçirecek.
18 Suçu yalanla örülmüş iplerle, günahı
araba urganıyla çekenlerin vay haline!
19 Diyorlar ki, "Tanrı elini çabuk
tutup işini hızlandırsın da görelim. İsrail'in Kutsalı tasarladığını yapsın da
görelim."
20 Kötüye iyi, iyiye kötü diyenlerin,
karanlığı ışık, ışığı karanlık yerine koyanların, acıya tatlı, tatlıya acı
diyenlerin vay haline!
21 Kendilerini bilge görenlerin, akıllı
sananların vay haline!
22-23 Şarap içmekte sınır tanımayanların, içkileri
karıştırıp içmekten çekinmeyenlerin, rüşvet uğruna kötüyü haklı çıkaranların,
haklıların hakkını elinden alanların vay haline!
24 Alev alev yanan ateş, samanı nasıl yiyip
bitirirse, kuru ot alevin içinde nasıl birden tutuşup yok olursa, onlar da
kökten çürüyüp gidecek, çiçekleri toz gibi havaya savrulacak. Çünkü Her Şeye
Egemen RAB'bin yasasını reddettiler, İsrail'in Kutsalı'nın sözlerini
küçümsediler.
25 Bu yüzden RAB'bin halkına karşı öfkesi
alevlendi, elini kaldırıp onları vurdu. Dağlar titriyor, cesetler çöp gibi
sokaklara serildi. Bütün bunlara karşın RAB'bin öfkesi dinmedi, eli hâlâ
kalkmış durumda.
26 RAB uzaktaki ulusları bir sancak
işaretiyle, dünyanın en uzağındakileri ıslık sesiyle çağıracak; hızla, hemen
gelecekler.
27 Aralarında yorulan, sendeleyen olmayacak;
uyuklamayacak, uyumayacaklar. Gevşek kemer, kopuk çarık bağı olmayacak.
28 Okları sivri, yayları kuruludur. Atlarının
toynakları çakmaktaşı, arabalarının tekerlekleri kasırga gibidir.
29 Askerleri dişi aslan gibi, genç aslanlar
gibi kükrüyor, homurdanarak avlarını kapıp götürüyorlar. Kimse avlarını
pençelerinden kurtaramıyor.
30 O gün İsrail'e karşı denizin gürleyişi gibi
gürleyecekler. Karaya bakan biri karanlık ve sıkıntı görecek. Işık karanlık
bulutlarla kaplanacak.
BÖLÜM 6
1 Kral Uzziya'nın öldüğü yıl yüce ve
görkemli Rab'bi gördüm; tahtta oturuyordu, giysisinin etekleri tapınağı
dolduruyordu.
2 Üzerinde Seraflar duruyordu; her
birinin altı kanadı vardı; ikisiyle yüzlerini, ikisiyle ayaklarını örtüyor,
öbür ikisiyle de uçuyorlardı.
3 Birbirlerine şöyle sesleniyorlardı:
"Her Şeye Egemen RAB Kutsal, kutsal, kutsaldır. Yüceliği bütün dünyayı
dolduruyor."
4 Seraflar'ın sesinden kapı söveleriyle
eşikler sarsıldı, tapınak dumanla doldu.
5 "Vay başıma! Mahvoldum"
dedim, "Çünkü dudakları kirli bir adamım, dudakları kirli bir halkın
arasında yaşıyorum. Buna karşın Kral'ı, Her Şeye Egemen RAB'bi gözlerimle
gördüm."
6 Seraflar'dan biri bana doğru uçtu,
elinde sunaktan maşayla aldığı bir kor vardı;
7 onunla ağzıma dokunarak, "İşte bu
kor dudaklarına değdi, suçun silindi, günahın bağışlandı" dedi.
8 Sonra Rab'bin sesini işittim:
"Kimi göndereyim? Bizim için kim gidecek?" diyordu. "Ben! Beni
gönder" dedim.
9 "Git, bu halka şunu duyur"
dedi, "<Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız, Bakacak bakacak, ama
görmeyeceksiniz!
10 Bu halkın yüreğini duygusuzlaştır,
Kulaklarını ağırlaştır, Gözlerini kapat. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları
duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönüp şifa bulmasınlar.> "
11 "Ne vakte kadar, ya Rab?" diye
sordum. Rab yanıtladı: "Kentler viraneye dönüp kimsesiz kalıncaya, Evler
ıpıssız oluncaya, Toprak büsbütün kıraçlaşıncaya kadar.
12 İnsanları çok uzaklara süreceğim, Ülke
bomboş kalacak,
13 Halkın onda biri kalsa da ülke
mahvolacak. Ama devrildiği zaman kütüğü kalan Yabanıl fıstık ve meşe ağacı
gibi, Kutsal soy kütüğünden çıkacak."
BÖLÜM 7
1 Uzziya oğlu Yotam oğlu Ahaz Yahuda
Kralı'yken, Aram Kralı Resin'le Remalya oğlu İsrail Kralı Pekah Yeruşalim'e
saldırdılar, ama ele geçiremediler.
2 Davut'un torunları Aram'ın
Efrayimliler'le güçbirliği ettiğini duydular. Ahaz'la halkının yürekleri
rüzgarda sallanan orman ağaçları gibi titremeye başladı.
3 Bu arada RAB Yeşaya'ya şöyle seslendi:
"Ahaz'ı karşılamak için oğlun Şear- Yaşuv'la birlikte Yukarı Havuz'un su
yolunun sonuna, Çırpıcı Tarlası'na giden yola çık.
4 Ona de ki, <Dikkatli ve sakin ol,
korkma! Şu tüten iki yanık odun parçasının -Aram Kralı Resin'le Remalya'nın
oğlunun- öfkesinden korkma.
5 Aram, Efrayim ve Remalya'nın oğlu sizin
için kötü şeyler tasarlıyor. Diyorlar ki,
6 Haydi, Yahuda'ya saldıralım, halkı
korkutup ülkeyi ele geçirelim, Taveal'ın oğlunu kral ilan edelim.
7 "<Buna karşılık Egemen RAB
diyor ki, bu tasarı asla gerçekleşmeyecek.
8 Çünkü Şam sadece Aram'ın başkenti,
Resin de sadece Şam'ın başıdır. Efrayim'e gelince, altmış beş yıl içinde
paramparça edilip halk olmaktan çıkacak.
9 Samiriye sadece Efrayim'in başkenti,
Remalya'nın oğlu da sadece Samiriye'nin başıdır. Bana güvenmezseniz, güvenlikte
olamazsınız.> "
10 RAB Ahaz'a yine seslendi:
11 "Tanrın RAB'den bir işaret iste;
ölüler diyarı kadar derin, gökler kadar yüksek olsun."
12 Ama Ahaz, "Hayır, istemem, RAB'bi
sınamam" dedi.
13 Bunun üzerine Yeşaya, "Dinleyin, ey
Davut'un torunları!" dedi, "İnsanların sabrını taşırmanız yetmezmiş
gibi şimdi de Tanrım'ın sabrını mı taşırıyorsunuz?
14 Bundan ötürü Rab'bin kendisi size bir
belirti verecek: İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel
koyacak.
15 Çocuk kötüyü reddedip iyiyi seçecek yaşa
gelince tereyağı ve bal yiyecek.
16 Ama çocuk kötüyü reddedip iyiyi seçecek
yaşa gelmeden, seni dehşete düşüren o iki kralın toprakları ıssız kalacak.
17 "RAB seni, halkını ve babanın soyunu
Efrayim'in Yahuda'dan ayrıldığı günden bu yana görülmemiş bir felakete
uğratacak; üzerinize Asur Kralı'nı saldırtacak.
18 "O gün RAB Mısır ırmaklarının ta
uçlarından sinekleri, Asur topraklarından arıları ıslıkla çağıracak.
19 Akın akın gelip derin vadilerde, kaya
kovuklarında, dikenli çalılıklarda, otlaklarda konaklayacaklar.
20 "O gün Rab Fırat'ın ötesinden
kiraladığı usturayla -Asur Kralı'yla- sakalınızı, saçlarınızı, beden
kıllarınızı tıraş edecek.
21 O günlerde bir inekle bir çift koyun
besleyen
22 aldığı bol süt sayesinde tereyağı
yiyecek. Ülkede kalan herkes bal ve tereyağıyla beslenecek.
23 "O gün bin gümüş değerinde bin
asmaya sahip olan her bağ dikenli çalılarla dolacak.
24 İnsanlar oralara okla, yayla gidecek.
Çünkü ülkenin her yanı dikenli çalılarla kaplanacak.
25 Bir zamanlar çapalanıp ekin ekilen
tepeler korkudan kimsenin giremeyeceği dikenliklere dönecek, sığırın gezindiği,
davarın çiğnediği yerler olacak."
BÖLÜM 8
1 RAB bana şöyle dedi: "Büyük bir
levha alıp okunaklı harflerle üzerine, <Maher- Şalal-Haş-Baz>* yaz. [*“Çapula Koş! O Yağmaya Geldi”
anlamına gelir.]
2 Kâhin Uriya ile Yeverekya oğlu
Zekeriya'yı kendime güvenilir tanık seçiyorum."
3 Peygamber olan karım bundan bir süre
sonra gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu. RAB bana, "Adını <Maher-Şalal-Haş-Baz>
koy" dedi,
4 "Çocuk daha <Anne, baba>
demesini öğrenmeden, Şam'ın serveti ve Samiriye'nin ganimeti Asur Kralı'na
götürülecek."
5 RAB bana yine seslenip dedi ki,
6 "Bu halk usul usul akan Şiloah
sularını reddettiği, Resin'le Remalya'nın oğluyla mutlu olduğu için,
7 ben Rab, Fırat'ın kabaran güçlü
sularını -bütün dehşetiyle Asur Kralı'nı- üzerlerine salacağım. Yatağından
taşan ırmak, kıyılarım su altında bırakacak.
8 Yahuda'yı kaplayan sular her şeyi silip
süpürerek adam boyu yükselecek, ülkeni boydan boya dolduracak, ey
İmmanuel!" için".
9 Ey halklar, yıkıma, bozguna
uğrayacaksınız. Yeryüzünün en uç köşeleri, kulak verin. Savaşmaya, bozguna
uğramaya hazırlanın. Evet, savaşa ve bozguna hazır olun.
10 İstediğinizi tasarlayın, hepsi boşa
gidecek. İstediğiniz kadar konuşun, hiçbiri gerçekleşmeyecek. Çünkü Tanrı
bizimledir.
11 RAB beni halkın tuttuğu yoldan gitmeme
konusunda şiddetle uyararak şöyle dedi:
12 "Onların entrika dediği her şeye Siz
entrika demeyin; Onların korktuğundan korkmayın, yılmayın.
13 "Her Şeye Egemen RAB'bi kutsal
sayın. Korkunuz, yılgınız O'ndan olsun.
14 Tapınak O olacak. İsrail'in iki krallığı
içinse Sürçme taşı ve tökezleme kayası, Yeruşalim'de yaşayanlar için Kapan ve
tuzak olacak.
15 Birçokları sendeleyip düşecek, parçalanacak,
Tuzağa düşüp ele geçecek."
16 Ya RAB, öğrencilerim arasında bildirimi
koru, Öğretimi mühürle!
17 Kendini Yakup'un soyundan gizleyen RAB'bi
özlemle bekliyorum, umudum O'nda.
18 Ben ve RAB'bin bana verdiği çocuklar,
Siyon Dağı'nda oturan Her Şeye Egemen RAB'bin İsrail'deki belirtileri ve
işaretleriyiz.
19 Birileri size, "Fısıldaşıp
mırıldanan medyumlarla ruh çağıranlara danışın" dediğinde, "Halk
kendi Tanrısı'na danışmaz mı; yaşayanlar için ölülere mi danışılır?"
deyin.
20 Tanrı'nın öğretisine ve bildirisine
dönmek gerek! Böyle düşünmezlerse, onlar için hiç şafak sökmeyecek.
21 Aç ve çaresiz, ülkede dolanıp duracaklar.
Aç kalınca öfkelenip krallarına, Tanrıları'na lanet edecekler. Yukarıya da
22 dünyaya da baksalar sıkıntıdan,
karanlıktan, korkunç karanlıktan başka bir şey görmeyecekler. Kovulacakları yer
koyu karanlıktır.
BÖLÜM 9
1 Bununla birlikte sıkıntı çekmiş olan
ülke karanlıkta kalmayacak. Geçmişte Zevulun ve Naftali bölgelerini alçaltan
Tanrı, gelecekte Şeria Irmağı'nın ötesinde, Deniz Yolu'nda, ulusların yaşadığı
Celile'yi onurlandıracak.
2 Karanlıkta yürüyen halk Büyük bir ışık
görecek; Ölümün gölgelediği diyarda Yaşayanların üzerine ışık parlayacak.
3 Ya RAB, ulusu çoğaltacak, sevincini
artıracaksın. Ekin biçenlerin neşelendiği, Ganimet paylaşanların coştuğu gibi,
Onlar da sevinecek senin önünde.
4 Çünkü onlara yük olan boyunduruğu,
Omuzlarını döven değneği, Onlara eziyet edenlerin sopasını paramparça
edeceksin; Tıpkı Midyanlılar'ı yenilgiye uğrattığın günkü gibi.
5 Savaşta giyilen çizmeleri Ve kana
bulanmış giysileri Yakılacak, ateşe yem olacak.
6 Çünkü bize bir çocuk doğacak, Bize bir
oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü*, Güçlü
Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.
7 Davut'un tahtı ve ülkesi üzerinde
egemenlik sürecek. Egemenliğinin ve esenliğinin büyümesi son bulmayacak.
Egemenliğini adaletle, doğrulukla kuracak Ve sonsuza dek sürdürecek. Her Şeye
Egemen RAB'bin gayreti bunu sağlayacak.
8 Rab İsrail için, Yakup soyu için
yargısını bildirdi. Bu yargı yerine gelecek.
9 Bütün halk, Efrayim ve Samiriye'de
yaşayanlar, Rab'bin bu yargısını duyacak. Gururlu ve küstah olan bu halk diyor
ki,
10 "Kerpiç evler yıkıldı, Ama yerlerine
yontma taştan evler yapacağız. Yabanıl incir ağaçları kesildi, Ama yerlerine sedir
ağaçları dikeceğiz."
11-12 Bundan dolayı RAB, Resin'in hasımlarını Halka
karşı güçlendirecek; Düşmanlarını, doğudan Aramlılar'ı, Batıdan Filistliler'i
ayaklandıracak. Bunlar ağızlarını ardına kadar açıp İsrail'i yutacaklar. Bütün
bunlara karşın RAB'bin öfkesi dinmedi, Eli hâlâ kalkmış durumda.
13 Halk kendisini cezalandıran RAB'be
dönmeyecek, Her Şeye Egemen RAB'bi aramayacak.
14 Bunun için RAB İsrail'den başı da kuyruğu
da Hurma dalını da sazı da Bir günde kesip atacak.
15 Baş ileri gelen saygın kişi, Kuyruksa
öğretisi sahte olan peygamberdir.
16 Çünkü bu halkı saptıranlar ona yol
gösterenlerdir. Onları izleyenler de yem oluyor.
17 Bu yüzden Rab onların gençleri için
sevinç duymayacak, Öksüzlerine, dul kadınlarına acımayacak. Çünkü hepsi
tanrısızdır, kötülük yaparlar. Her ağız saçmalıyor. Bütün bunlara karşın
RAB'bin öfkesi dinmedi, Eli hâlâ kalkmış durumda.
18 Kötülük dikenli çalıları yiyip bitiren
ateş gibidir. Ormandaki çalılığı tutuşturur, Duman sütunları yükseltir.
19 Her Şeye Egemen RAB'bin öfkesi Ülkeyi
ateş gibi sardı. Halk ateşe yem olacak, Kardeş kardeşini esirgemeyecek.
20 İnsanlar şurada burada bulduklarını
yiyecekler, Ama aç kalacak, doymayacaklar. Herkes çocuğunun etini yiyecek:
21 Manaşşe Efrayim'i, Efrayim Manaşşe'yi
yiyecek, Sonra birlikte Yahuda'nın üzerine yürüyecekler. Bütün bunlara karşın
RAB'bin öfkesi dinmedi, Eli hâlâ kalkmış durumda.
BÖLÜM 10
1-2 Yoksullardan adaleti esirgemek, Halkımın
düşkünlerinin hakkını elinden almak, Dulları avlamak, Öksüzlerin malını
yağmalamak için Haksız kararlar alanların, Adil olmayan yasalar çıkaranların
vay haline!
3 Yargı günü Uzaklardan başınıza felaket
geldiğinde ne yapacaksınız? Yardım için kime koşacaksınız, Servetinizi nereye
saklayacaksınız?
4 Tutsaklar arasında bir köşeye sinmek Ya
da savaşta ölmekten başka çareniz kalmayacak. Bütün bunlara karşın RAB'bin
öfkesi dinmedi, Eli hâlâ kalkmış durumda.
5 "Vay haline Asur, öfkemin değneği!
Elindeki sopa benim gazabımdır.
6 Asur'u tanrısız ulusa karşı salacağım;
Soyup yağma etmesi, Sokaktaki çamur gibi onları çiğnemesi, Öfkelendiğim halkın
üzerine yürümesi için Buyruk vereceğim."
7 Ama Asur Kralı bundan da kötüsünü
düşünüyor. Birçok ulusun kökünü kazıyıp yok etmeyi tasarlıyor.
8 "Komutanlarımın hepsi birer kral
değil mi?" diyor,
9 "Kalno'yu, Karkamış gibi ele
geçirmedim mi? Hama'nın sonu Arpat'ınki, Samiriye'nin sonu Şam'ınki gibi olmadı
mı?
10 Putları Yeruşalim ve Samiriye'ninkinden
daha çok olan putperest ülkeleri nasıl ele geçirdimse,
11 Samiriye'ye ve putlarına ne yaptımsa,
Yeruşalim'e ve putlarına da yapamaz mıyım?"
12 Rab Siyon Dağı'na ve Yeruşalim'e karşı
tasarladıklarını yapıp bitirdikten sonra şöyle diyecek: "Asur Kralı'nı
kibirli yüreği, Övüngen bakışları yüzünden cezalandıracağım.
13 Çünkü, <Her şeyi bileğimin gücüyle,
Bilgeliğimle yaptım> diyor, <Akıllıyım, ulusları ayıran sınırları yok
ettim, Hazinelerini yağmaladım, Güçlü kralları tahtlarından indirdim.
14 Elimi yuvaya sokup kuş yumurtalarını
toplar gibi Ulusların varını yoğunu topladım. Terk edilmiş yumurtaları nasıl
toplarlarsa, Ben de bütün ülkeleri öyle topladım. Kanat çırpan, ağzını açan,
Sesini çıkaran olmadı.> "
15 Balta kendisini kullanana karşı övünür
mü? Testere kendisini kullanana karşı büyüklenir mi? Sanki değnek kendisini
kaldıranı sallayabilir, Sopa sahibini kaldırabilirmiş gibi...
16 Rab, Her Şeye Egemen RAB, Asur'un güçlü
adamlarını Yıpratıcı hastalıkla cezalandıracak. Orduları alev alev yanacak.
17 İsrail'in Işığı ateş, İsrail'in Kutsalı
alev olacak; Asur'un dikenli çalılarını Bir gün içinde yakıp bitirecek.
18 Görkemli ormanıyla verimli tarlaları,
Ölümcül bir hastalığa yakalanmış insan gibi Tümüyle harap olacak.
19 Ormanda artakalan ağaçlar Bir çocuğun
bile sayabileceği kadar az olacak.
20 O gün İsrail'in sağ kalanları, Yakup'un
kaçıp kurtulan torunları, Kendilerini yok etmek isteyene değil, Artık
içtenlikle RAB'be, İsrail'in Kutsalı'na dayanacaklar.
21 Geriye kalanlar, Yakup soyundan sağ
kalanlar, Güçlü Tanrı'ya dönecekler.
22 Ey İsrail, halkın denizin kumu kadar çok
olsa da, Ancak pek azı dönecek. Tümüyle adil bir yıkım kararlaştırıldı.
23 Rab, Her Şeye Egemen RAB, Kararlaştırılan
yıkımı bütün yeryüzünde gerçekleştirecek. [sözcükleri
genellikle "Sağ kalanlar dönecek" diye çevrildi. Yeşaya bu sözcükleri
ilk oğluna ad olarak verdi (bkz. 7:3).]
24 Bu nedenle Rab, Her Şeye Egemen RAB şöyle
diyor: "Ey sen, Siyon'da yaşayan halkım, Asurlular, Mısırlılar'ın yaptığı
gibi Sana değnekle vurduklarında, Sopalarını sana karşı kaldırdıklarında
korkma.
25 Çünkü çok yakında gazabım sona erecek,
Öfkem Asurlular'ın yıkımını sağlayacak.
26 Ben, Her Şeye Egemen RAB, Midyanlılar'ı
Orev Kayası'nda alt ettiğim gibi, Onları da kırbaçla alt edeceğim. Değneğimi
Mısır'a karşı nasıl denizin üzerine uzattımsa, Şimdi yine öyle yapacağım.
27 O gün Asur'un yükü sırtınızdan,
Boyunduruğu boynunuzdan kalkacak; Semirdiğiniz için boyunduruk kırılacak."
28 Ayat Kenti'ne saldırdılar, Migron'dan
geçip ağırlıklarını Mikmas'ta bıraktılar.
29 Geçidi aşarak Geva'da konakladılar. Rama
Kenti korkudan titredi, Saul'un kenti Giva'da yaşayan halk kaçıştı.
30 Ey Gallim halkı, sesini yükselt! Ey Layşa
halkı, dinle! Zavallı Anatot halkı!
31 Madmena halkı kaçıyor, Hagevim'de
yaşayanlar sığınacak yer arıyor.
32 Düşman bugün Nov'da duracak; Siyon
Kenti'nin kurulduğu dağa, Yeruşalim Tepesi'ne yumruk sallayacak.
33 Rab, Her Şeye Egemen RAB düşmanı Dal gibi
kesip korkunç güçle yere çalacak. Uzun boyluları devirecek, Gururluları
alçaltacak.
34 Ormandaki çalılıkları baltayla keser gibi
Kesip devirecek onları. Lübnan, Güçlü Olan'ın önünde diz çökecek.
BÖLÜM 11
1 İşay'ın kütüğünden yeni bir filiz
çıkacak, Kökünden bir fidan meyve verecek.
2 RAB'bin Ruhu, bilgelik ve anlayış ruhu,
Öğüt ve güç ruhu, bilgi ve RAB korkusu ruhu Onun üzerinde olacak.
3 RAB korkusu hoşuna gidecek. Gözüyle
gördüğüne göre yargılamayacak, Kulağıyla işittiğine göre karar vermeyecek.
4 Yoksulları adaletle yargılayacak,
Yeryüzünde ezilenler için dürüstçe karar verecek. Dünyayı ağzının değneğiyle
cezalandıracak, Kötüleri soluğuyla öldürecek.
5 Davranışının temeli adalet ve sadakat
olacak. "Adalet ve sadakat belindeki kuşaktır".
6 Onun döneminde kurtla kuzu bir arada
yaşayacak, Parsla oğlak birlikte yatacak, Buzağı, genç aslan ve besili sığır
yanyana duracak, Onları küçük bir çocuk güdecek.
7 İnekle ayı birlikte otlayacak,
Yavruları bir arada yatacak. Aslan sığır gibi saman yiyecek.
8 Emzikteki bebek kobra deliği üzerinde
oynayacak, Sütten kesilmiş çocuk elini engerek kovuğuna sokacak.
9 Kutsal dağımın hiçbir yerinde Kimse
zarar vermeyecek, yok etmeyecek. Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, Dünya
da RAB'bin bilgisiyle dolacak.
10 O gün İşay'ın kökü ortaya çıkacak,
Halklara sancak olacak, Uluslar ona yönelecek. Kaldığı yer görkemli olacak.
11 O gün Rab, Asur'dan, Mısır, Patros, Kûş,
Elam, Şinar, Hama ve deniz kıyılarından Halkının sağ kalanlarını kurtarmak için
İkinci kez elini uzatacak.
12 Uluslar için sancak kaldıracak, Sürgün
İsrailliler'i toplayacak, Dağılmış Yahudalılar'ı Dünyanın dört bucağından bir
araya getirecek.
13 Efrayim halkının kıskançlığı yok olacak,
Yahudalılar'ı sıkıştıranlar ortadan kalkacak. Efrayim Yahuda'yı kıskanmayacak,
Yahuda Efrayim'i sıkıştırmayacak.
14 Batıdaki Filistliler'e saldırıp Hep
birlikte doğudakilerin her şeyini yağmalayacaklar. Edom ve Moav halklarının
topraklarına el koyacak, Ammonlular'a boyun eğdirecekler.
15 RAB Mısır'ın Süveyş Körfezi'ni tümüyle
kurutacak. Elinin bir sallayışıyla estireceği kavurucu rüzgarla Fırat'ı süpürüp
yedi dereye bölecek. Öyle ki, insanlar ırmak yatağından çarıkla geçebilsin.
16 RAB'bin Asur'da sağ kalan halkı için Bir
çıkış yolu olacak; Tıpkı Mısır'dan çıktıkları gün İsrailliler'in de bir çıkış
yolu olduğu gibi.
BÖLÜM 12
1 İsrail halkı o gün, "Ya RAB, sana
şükrederiz" diyecek, "Bize öfkelenmiştin ama öfken dindi, Bizi
avuttun.
2 Tanrı kurtuluşumuzdur. O'na güvenecek,
yılmayacağız. Çünkü RAB gücümüz ve ezgimizdir. O kurtardı bizi."
3 Kurtuluş pınarlarından sevinçle su
alacaksınız.
4 O gün diyeceksiniz ki, "RAB'be
şükredin, O'nu adıyla çağırın, Halklara duyurun yaptıklarını, Adının yüce
olduğunu duyurun!
5 RAB'be ezgiler söyleyin, Çünkü görkemli
işler yaptı. Bütün dünya bilsin bunu.
6 Ey Siyon halkı, sesini yükselt,
sevinçle haykır! Çünkü aranızda bulunan İsrail'in Kutsalı büyüktür."
BÖLÜM 13
1 Amots oğlu Yeşaya'nın Babil'le ilgili
bildirisi:
2 Çıplak dağın tepesine sancak dikin!
Savaşçıları yüksek sesle çağırıp El sallayın ki Soylulara ayrılan kapılardan
içeri girsinler.
3 RAB seçtiklerine buyruk verdi, O'nun
yüceliğiyle övünen yiğitleri Öfkesinin gereğini yapmaya çağırdı.
4 Dağlardaki kalabalığın gürültüsünü
dinleyin! Büyük bir halkın sesini andırıyor. Bir araya gelmiş ulusların Ve
krallıkların gümbürtüsünü dinleyin! Her Şeye Egemen RAB bir orduyu savaşa
hazırlıyor.
5 Öfkesinin araçlarıyla uzak bir ülkeden,
Dünyanın öbür ucundan Bütün ülkeyi yerle bir etmek üzere geliyor.
6 Feryat edin! Çünkü RAB'bin günü
yakındır. Her Şeye Gücü Yeten'in göndereceği yıkım gibi geliyor o gün.
7 Bu yüzden ellerde derman kalmayacak,
Her yürek eriyecek.
8 Herkesi dehşet saracak, Hepsi acı ve
ıstırap içinde boğulacak, Doğuran kadın gibi kıvranacak, Şaşkın şaşkın
birbirlerine bakacaklar; Yüzleri kızaracak.
9 İşte RAB'bin acımasız günü geliyor.
Ülkeyi viraneye çevirip İçindeki günahkârları ortadan kaldıracağı Gazap ve
kızgın öfke dolu gün geliyor.
10 Gökteki yıldızlarla takımyıldızlar
ışımayacak, Doğan güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak.
11 RAB diyor ki, "Kötülüğünden ötürü
dünyayı, Suçlarından ötürü kötüleri cezalandıracağım. Kibirlilerin küstahlığını
sona erdirecek, Zalimlerin gururunu kıracağım.
12 İnsanı saf altından, Ofir altınından daha
ender kılacağım.
13 Ben, Her Şeye Egemen RAB, Gazaba
geldiğim, öfkemin alevlendiği gün Gökleri titreteceğim, yer yerinden oynayacak.
14 "Herkes kovalanan ceylan gibi,
Çobansız koyunlar gibi halkına dönecek, Ülkesine kaçacak.
15 Yakalananın bedeni delik deşik edilecek,
Ele geçen kılıçtan geçirilecek.
16 Yavruları gözleri önünde parçalanacak,
Evleri yağmalanacak, Kadınlarının ırzına geçilecek.
17 "Gümüşe değer vermeyen, Altını
sevmeyen Medler'i Onlara karşı harekete geçireceğim.
18 Oklarıyla gençleri parçalayacak,
Bebeklere acımayacak, Çocukları esirgemeyecekler.
19 Ben Tanrı, Sodom ve Gomora'yı nasıl yerle
bir ettimse, Kildaniler'in yüce gururu, Krallıkların en güzeli olan Babil'i de
yerle bir edeceğim.
20 Orada bir daha kimse yaşamayacak,
Kuşaklar boyu kimse oturmayacak, Bedeviler çadır kurmayacak, Çobanlar
sürülerini dinlendirmeyecek.
21 Orası yabanıl hayvanlara barınak olacak,
Evler çakallarla dolacak, Baykuşlar yuva yapacak, tekeler oynaşacak orada. [(bkz. Lev.17:7).]
22 Kalelerinde sırtlanlar, Görkemli
saraylarında çakallar uluyacak. Babil'in sonu yaklaştı, günleri
uzatılmayacak."
BÖLÜM 14
1 Çünkü RAB Yakup soyuna acıyacak, İsrail
halkını yine seçip Topraklarına yerleştirecek. Yabancılar da Yakup soyuna
katılıp onlara bağlanacak.
2 Uluslar İsrail halkını Kendi
topraklarına götürecekler. İsrail halkı RAB'bin verdiği topraklarda onları
Erkek ve kadın köle olarak sahiplenecek. Kendisini tutsak edenleri tutsak
edecek, Kendisini ezenlere egemen olacak.
3 RAB İsrail halkını acıdan, sıkıntıdan
Ve yaptığı ağır işlerden kurtardığı gün
4 Babil Kralı'nı alaya alarak,
"Halkı ezenin nasıl da sonu geldi!" diyecekler, "Zorbalığı nasıl
da sona erdi!"
5 RAB kötülerin değneğini, Egemenlerin
asasını kırdı.
6 O asa ki, halklara gazapla vurdukça
vurdu, Ulusları öfkeyle, dinmeyen zulümle yönetti.
7 Bütün dünya esenlik ve barış içinde
Sevinçle haykırıyor.
8 Lübnan'ın çam ve sedir ağaçları bile
Kralın yok oluşuna seviniyor. "Onun ölümünden beri kimse bizi kesmeye
gelmiyor" diyorlar.
9 Toprağın altındaki ölüler diyarı Babil
Kralı'nı karşılamak için sabırsızlanıyor. Onun gelişi ölüleri, Dünyanın eski
önderlerini heyecanlandırıyor; Ulusları yönetmiş kralları Tahtlarından ayağa
kaldırıyor.
10 Hepsi ona seslenip diyecekler ki,
"Sen de bizim gibi gücünü yitirdin, Bize benzedin."
11 Görkemin de çenklerinin sesi de Ölüler
diyarına indirildi. Altında kurtlar kaynaşacak, Üstünü kurtçuklar kaplayacak.
12 Ey parlak yıldız, seherin oğlu, Göklerden
nasıl da düştün! Ey ulusları ezip geçen, Nasıl da yere yıkıldın!
13 İçinden, "Göklere çıkacağım"
dedin, "Tahtımı Tanrı'nın yıldızlarından daha yükseğe koyacağım; İlahların
toplandığı dağda, Safon'un doruğunda oturacağım.
14 Bulutların üstüne çıkacak, Kendimi
Yüceler Yücesi'yle eşit kılacağım."
15 Ancak ölüler diyarına, Ölüm çukurunun
dibine İndirilmiş bulunuyorsun.
16-17 Seni görenler bakıp bakıp şöyle düşünecekler:
"Dünyayı sarsan, ülkeleri titreten, Yeryüzünü çöle çeviren, Kentleri yerle
bir eden, Tutsakları evlerine salıvermeyen adam bu mu?"
18 Ulusların bütün kralları tek tek,
Görkemli mezarlarda yatıyor.
19 Ama sen reddedilen bir dal gibi
Mezarından dışarı atıldın; Bedenleri kılıçla delinip Ölüm çukurunun dibine
atılmış ölülerle örtülüsün; Ayak altında çiğnenen leş gibisin.
20 Ülkeni harap edip halkını katlettiğin
için Başkaları gibi gömülmeyeceksin. Kötülük yapan soy bir daha anılmayacak.
21 Atalarının suçundan ötürü Babil Kralı'nın
oğullarını boğazlamak için yer hazırlayın. Kalkıp dünyayı sahiplenmesinler,
Yeryüzünü kentlerle doldurmasınlar.
22 "Babil halkına karşı harekete
geçeceğim" Diyor Her Şeye Egemen RAB, "Babil'in adını, sağ
kalanlarını, Oğullarını, torunlarını dünyadan sileceğim." Böyle diyor RAB.
23 "Babil'i baykuş yuvasına, bataklığa
çevirecek, Yıkım süpürgesiyle süpüreceğime Diyor Her Şeye Egemen RAB.
24 Her Şeye Egemen RAB ant içerek şöyle
dedi: "Düşündüğüm gibi olacak, Tasarladığım gibi gerçekleşecek.
25 Asurlular'ı kendi ülkemde ezecek,
Dağlarımda çiğneyeceğim. Halkım Asur'un boyunduruğundan, Omuzlarındaki yükten
kurtulacak.
26 İşte bütün dünya için belirlenen tasarı
budur. Bütün uluslara karşı elim kalkmış durumda.
27 Her Şeye Egemen RAB'bin tasarısını kim
boşa çıkarabilir? Kalkmış durumdaki elini kim indirebilir?"
28 Kral Ahaz'ın öldüğü yıl gelen bildiri:
29 Ey Filistliler, sizi döven değnek kırıldı
diye sevinmeyin. Çünkü yılanın kökünden engerek türeyecek, Onun ürünü uçan
yılan olacak.
30 Yoksulların en yoksulu doyacak, Düşkünler
güvenlikte yatacak. Ama sizin kökünüzü kıtlıkla kurutacağım, Sağ kalanlarınız
da ölecek.
31 Ulumaya başla ey kapı! Ey kent, feryat
et! Ey Filistliler, eridiniz baştan başa. Kuzeyden toz duman yükseliyor, Düşman
askerleri sıra sıra geliyor.
32 O ulusun elçilerine ne yanıt verilecek?
"RAB Siyon'un temelini attı, Halkının düşkünleri oraya sığınacak"
denecek.
BÖLÜM 15
1 Moav'la ilgili bildiri: Moav'ın Ar
Kenti bir gecede viraneye döndü, yok oldu, Moav'ın Kîr Kenti bir gecede
viraneye döndü, yok oldu.
2 Bu yüzden Divon halkı ağlamak için
tapınağa, Tapınma yerlerine çıktı. Moav halkı, Nevo ve Medeva için feryat
ediyor. İnsanlar saçlarını sakallarını kesiyor.
3 Çul giyiyorlar sokaklarda, Damlarda, meydanlarda
herkes feryat ediyor, Gözyaşları sel gibi.
4 Heşbon ve Elale'nin haykırışları
Yahas'a ulaşıyor. Moav askerleri bu yüzden feryat ediyor, Yürekleri korku
içinde.
5 Yüreğim sızlıyor Moav için. Kaçanlar
Soar'a, Eglat-Şelişiya'ya ulaştı, Ağlaya ağlaya çıkıyorlar Luhit Yokuşu'ndan,
Horonayim yolunda yıkımlarına ağıt yakıyorlar.
6 Nimrim suları kuruduğu için otlar
sararıp soldu. Taze ot kalmadı, yeşillik yok artık.
7 Bu yüzden halk kazanıp biriktirdiği ne
varsa, Kavak Vadisi üzerinden taşıyacak.
8 Haykırışları Moav topraklarında
yankılanıyor, Feryatları Eglayim'e, Beer-Elim'e dek ulaştı.
9 Çünkü Dimon suları kan dolu, Ama başına
daha beterini getireceğim. Moav'dan kaçıp kurtulanların, Ülkede sağ kalanların
üzerine aslan salacağım.
BÖLÜM 16
1 Sela'dan çöl yoluyla Siyon Kenti'nin
kurulduğu dağa, Ülkenin hükümdarına kuzular gönderin.
2 Moavlı kızlar yuvalarından atılmış,
Öteye beriye uçuşan kuşlar gibi Arnon Irmağı'nın geçitlerinde dolaşıyor.
3 "Bize öğüt ver, bir karar al, Öğle
sıcağında gece gibi gölge sal üstümüze. Kovulanları sakla, kaçakları ele
verme" diyorlar.
4 "Kovulanlarım seninle birlikte
yaşasın. Kırıp geçirenlere karşı Biz Moavlılar'a sığınak ol." Baskı ve
yıkım son bulduğunda, Ülkeyi çiğneyenler yok olduğunda, Sevgiye dayanan bir
yönetim kurulacak,
5 Davut soyundan biri sadakatle krallık
yapacak. Yargılarken adaleti arayacak, Doğru olanı yapmakta tez davranacak.
6 Moav'ın ne denli gururlanıp
büyüklendiğini, Kendini ne denli beğendiğini, Kibirlenip küstahlaştığını
duyduk. Övünmesi boşunadır.
7 Bu yüzden Moavlılar Moav için feryat
edecek, Hepsi feryat edecek. Kîr-Hereset'in üzüm pestillerini Anımsayıp
üzülecek, yas tutacaklar.
8 Çünkü Heşbon'un tarlaları, Sivma'nın
asmaları kurudu. Ulusların beyleri onların seçkin dallarını kırdılar. O dallar
ki, Yazer'e erişir, çöle uzanırdı, Filizleri yayılır, gölü aşardı.
9 Bu yüzden Yazer için, Sivma'nın
asmaları için acı acı ağlıyorum. Sizleri gözyaşlarımla sulayacağım, Ey Heşbon
ve Elale! Çünkü savaş çığlıkları yaz meyvelerinizin, Biçtiğiniz ekinin üzerine
düştü.
10 Meyve bahçelerindeki sevinç ve neşe yok
oldu. Bağlarda ne şarkı söyleyen olacak, Ne sevinç çığlığı atan. Üzüm sıkma
çukurlarında çalışan kalmayacak, Sevinç çığlıklarını susturdum.
11 Yüreğim bir lir gibi inliyor Moav için,
Kîr-Hereset için içim sızlıyor.
12 Moav halkı tapınma yerine çıkarak kendini
yoruyor, Dua etmek için tapınağa gidiyor, ama hepsi boşuna!
13 RAB'bin Moav için geçmişte söylediği
budur.
14 RAB şimdi diyor ki, "Moav'ın
övündükleri de kalabalık halkı da tam üç yıl sonra rezil olacak. Sağ kalan çok
az sayıda kişiyse güçsüz olacak."
BÖLÜM 17
1 Şam'la ilgili bildiri: İşte Şam kent
olmaktan çıkacak, Enkaz yığınına dönecek.
2 Aroer kentleri terk edilecek, Hayvan
sürüleri orada yatacak, Onları ürküten olmayacak.
3 Efrayim'de surlu kent kalmayacak,
Şam'ın egemenliği yok olacak. Sağ kalan Aramlılar'ın onuru İsrail'in onuru gibi
kırılacak. Her Şeye Egemen RAB böyle diyor.
4 O gün Yakup soyunun görkemi sönecek,
Hepsi bir deri bir kemik kalacak.
5 İsrail, ekinin elle biçilip Başakların
devşirildiği bir tarla, Refaim Vadisi'nde hasattan sonra Başakların toplandığı
bir tarla gibi olacak.
6 Çok az kişi kurtulacak. Artakalanların
sayısı, dövüldükten sonra tepesinde iki üç, Dal uçlarında dört beş zeytin
tanesi kalan Zeytin ağacı gibi olacak. İsrail'in Tanrısı RAB böyle diyor.
7 O gün insanlar kendilerini yaratana
bakacaklar, gözleri İsrail'in Kutsalı'nı görecek.
8 Elleriyle yaptıkları sunaklara,
parmaklarıyla biçim verdikleri Aşera putlarına, buhur sunaklarına
bakmayacaklar.
9 O gün İsrail'in güçlü kentleri
İsrailliler'den kaçan Amorlular'la Hivliler'in Terk ettiği kentler gibi ıssız
olacak. "Orman ve dağ başı".
10 Çünkü, ey İsrail, seni kurtaran Tanrı'yı
unuttun, Sığındığın Kaya'yı anmaz oldun. Bunun yerine, güzel fidanlar, ithal
asmalar dikiyorsun. [başka ulusların
putları ya da başka uluslarla yapılan antlaşmalar kastediliyor.]
11 Onlar diktiğin gün filizlenip Ertesi
sabah tomurcuklanabilir. Ama hastalık ve dinmez acı gününde meyve
vermeyecekler.
12 Eyvah, çok sayıda ulus kükrüyor, Azgın
deniz gibi gürlüyorlar. Halklar güçlü sular gibi çağlıyor.
13 Halklar kabaran sular gibi çağlayabilir,
Ama Tanrı onları azarlayınca uzaklara kaçacaklar. Rüzgarın önünde dağdaki saman
ufağı gibi, Kasırganın önünde diken yumağı gibi savrulacaklar.
14 Akşam dehşet saçıyorlardı, Sabah olmadan
yok olup gittiler. Bizi yağmalayanların, bizi soyanların sonu budur.
BÖLÜM 18
1 Kûş ırmaklarının ötesinde, Kanat
vızıltılarının duyulduğu ülkenin vay haline!
2 O ülke ki, elçilerini Sazdan kayıklarla
Nil sularından gönderir. Ey ayağına tez ulaklar, Irmakların böldüğü ülkeye, Her
yana korku saçan halka, Güçlü ve ezici ulusa, O uzun boylu, pürüzsüz tenli
ulusa gidin!
3 Ey sizler, dünyada yaşayan herkes,
Yeryüzünün ahalisi! Sancak dağların tepesine dikilince dikkat edin. Boru
çalınınca dinleyin.
4 Çünkü RAB bana şöyle dedi: "Gün
ışığında duru sıcaklık gibi, Hasat döneminin sıcaklığındaki Çiy bulutu gibi
durgun olacak Ve bulunduğum yerden seyredeceğim."
5 Bağbozumundan önce çiçekler düşüp
Üzümler olgunlaşmaya yüz tutunca, Asmanın dalları bıçakla kesilecek, Çubukları
koparılıp atılacak.
6 Hepsi dağın yırtıcı kuşlarına, Yerin
yabanıl hayvanlarına terk edilecek. Yazın yırtıcı kuşlara, Kışın yabanıl
hayvanlara yem olacaklar.
7 O zaman ırmakların böldüğü ülke, Her
yana korku saçan güçlü ve ezici halk, O uzun boylu, pürüzsüz tenli ulus, Her
Şeye Egemen RAB'be armağanlar getirecek. Her Şeye Egemen RAB'bin adını koyduğu
Siyon Dağı'na getirecekler armağanlarını.
BÖLÜM 19
1 Mısır'la ilgili bildiri: İşte RAB hızla
yol alan buluta binmiş Mısır'a geliyor! Mısır putları O'nun önünde titriyor,
Mısırlılar'ın yüreği hopluyor.
2 RAB diyor ki, "Mısırlılar'ı
Mısırlılar'a karşı ayaklandıracağım; Kardeş kardeşe, komşu komşuya, kent kente,
Ülke ülkeye karşı savaşacak.
3 Mısırlılar'ın cesareti tükenecek,
Tasarılarını boşa çıkaracağım. Yardım için putlara, ölülerin ruhlarına,
Medyumlarla ruh çağıranlara danışacaklar.
4 Mısırlılar'ı acımasız bir efendiye
teslim edeceğim, Katı yürekli bir kral onlara egemen olacak." Rab, Her
Şeye Egemen RAB böyle diyor.
5 Nil'in suları çekilecek, Kuruyup
çatlayacak yatağı.
6 Su kanalları kokacak, Kuruyacak ırmağın
kolları, Kamışlarla sazlar solacak.
7 Nil kıyısında, ırmağın ağzındaki
sazlar, Nil boyunca ekili tarlalar kuruyacak, Savrulup yok olacak.
8 Balıkçılar yas tutacak, Nil'e olta
atanların hepsi ağlayacak, Suyun yüzüne ağ atanlar perişan olacak.
9 Taranmış keten işleyenler, Beyaz bez
dokuyanlar umutsuzluğa kapılacak.
10 Dokumacılar bunalacak, Ücretliler
sıkıntıya düşecek.
11 Soan Kenti'nin önderleri ne kadar
akılsız! Firavunun bilge danışmanları Saçma sapan öğütler veriyorlar. Nasıl
olur da firavuna, "Biz bilgelerin oğulları, Eski zaman krallarının
torunlarıyız" diyorlar?
12 Ey firavun, hani nerede senin bilgelerin?
Her Şeye Egemen RAB Mısır'a karşı neler tasarladı, Bildirsinler bakalım sana
eğer biliyorlarsa.
13 Soan Kenti'nin önderleri aptal olup
çıktılar, Nof önderleri aldandılar, Mısır oymaklarının ileri gelenleri Mısır'ı
saptırdılar.
14 RAB onların aklını karıştırdı; Kendi
kusmuğu içinde yalpalayan sarhoş nasılsa, Mısır'ı da her alanda saptırdılar.
15 Mısır'da kimsenin yapabileceği bir şey
kalmadı; Ne başın ne kuyruğun, ne hurma dalının ne de sazın.
16 O gün Mısırlılar kadın gibi olacaklar; Her
Şeye Egemen RAB'bin kendilerine karşı kalkan elinin önünde titreyip dehşete
kapılacaklar.
17 Yahuda Mısır'ı dehşete düşürecek. Yahuda
dendi mi, Her Şeye Egemen RAB'bin Mısır'a karşı tasarladıklarını anımsayan
herkes dehşete kapılacak.
18 O gün Mısır'da Kenan dilini konuşan beş
kent olacak. Bu kentler Her Şeye Egemen RAB'be bağlılık andı içecekler;
içlerinden biri <Yıkım Kenti> diye adlandırılacak. Heliopolis anlamına
gelebilir.
19 O gün Mısır'ın ortasında RAB için bir
sunak, sınırında da bir sütun dikilecek.
20 Her Şeye Egemen RAB için Mısır'da bir
belirti ve tanık olacak bu. Halk kendine baskı yapanlardan ötürü RAB'be
yakarınca, RAB onları savunacak bir kurtarıcı gönderip özgür kılacak.
21 RAB kendini Mısırlılar'a tanıtacak, onlar
da o gün RAB'bi tanıyacak, kurbanlarla, sunularla O'na tapınacaklar. RAB'be
adak adayacak ve adaklarını yerine getirecekler.
22 RAB Mısırlılar'ı hastalıkla alabildiğine
cezalandıracak, sonra iyileştirecek. RAB'be yönelip yakaracaklar. RAB de onları
iyileştirecek.
23 O gün Mısır'la Asur arasında bir yol
olacak. Asurlu Mısır'a, Mısırlı Asur'a gidip gelecek. Mısırlılar'la Asurlular
birlikte tapınacaklar.
24 O gün Mısır ve Asur'un yanısıra İsrail
üçüncü ülke olacak. Dünya bu üçü sayesinde kutsanacak.
25 Her Şeye Egemen RAB, "Halkım Mısır,
ellerimin işi Asur ve mirasım İsrail kutsansın" diyerek dünyayı
kutsayacak.
BÖLÜM 20
1-2 Asur ordusunun başkomutanı, Asur Kralı
Sargon'un buyruğuyla gelerek Aşdot'a saldırıp kenti ele geçirdiği yıl RAB Amots
oğlu Yeşaya aracılığıyla şöyle dedi: "Git, belindeki çulu çöz, ayağındaki
çarığı çıkar." Yeşaya denileni yaptı, çıplak ve yalınayak dolaşmaya
başladı.
3 RAB dedi ki, "Mısır'a ve Kûş'a
belirti ve ibret olsun diye kulum Yeşaya nasıl üç yıl çıplak ve yalınayak
dolaştıysa,
4 Asur Kralı da Mısır'a utanç olsun diye
Mısırlı tutsaklarla Kûşlu sürgünleri genç yaşlı demeden, çıplak ve yalınayak,
mahrem yerleri açık yürütecek.
5 Kûş'a bel bağlayan, Mısır'la övünen
halk hüsrana uğrayacak, utanç içinde kalacak.
6 Bu kıyı bölgesinde yaşayanlar o gün,
"Asur Kralı'nın elinden kurtulmak için yardımına sığındığımız, bel
bağladığımız ulusların başına gelene bakın!" diyecekler, "Biz nasıl
kurtulacağız?"
BÖLÜM 21
1 Deniz kıyısındaki çölle ilgili bildiri:
Negev'den fırtınalar nasıl üst üste gelirse, Çölden, korkunç ülkeden bir istilacı
öyle geliyor.
2 Korkunç bir görüm gördüm: Hain hainlik
etmede, Harap eden harap etmede. Ey Elam, saldır! Ey Meday, onu kuşat! Onun
neden olduğu iniltileri sona erdireceğim.
3 Gördüklerimden ötürü belime ağrı
saplandı, Doğuran kadının ağrıları gibi ağrılar tuttu beni. Duyduklarımdan
sarsıldım, Gördüklerimden dehşete düştüm.
4 Şaşkınım, titremeler sardı beni.
Özlediğim alaca karanlık bana korku veriyor artık.
5 Gördüğüm görümde sofrayı hazırlıyor,
Halıları seriyor, yiyip içiyorlar. Kalkın, ey önderler, kalkanları yağlayın!
6 Rab bana dedi ki, "Git, bir gözcü
dik, gördüğünü bildirsin.
7 Savaş arabalarının, Atlara, eşeklere,
develere binmiş insanların Çifter çifter geldiğini görünce dikkat
kesilsin."
8 Gözcü, "Ey efendim, Her gün
aralıksız gözcü kulesinde duruyor, Her gece yerimde nöbet tutuyorum" diye
bağırdı,
9 "Bak, savaş arabalarıyla atlılar
Çifter çifter geliyor!" Sonra, "Yıkıldı, Babil yıkıldı!" diye
haber verdi, "Taptıkları bütün putlar yere çalınıp parçalandı!"
10 Ey halkım, harman yerinde Buğday gibi
dövülmüş olan halkım! Her Şeye Egemen RAB'den, İsrail'in Tanrısı'ndan
duyduklarımı Size bildirdim.
11 Duma* ile ilgili bildiri: [*Arabistan'da bir yer olduğu
sanılıyor. "Sessizlik" anlamına gelir. "Edom" sözcüğünü
çağrıştırıyor.] Biri Seir'den bana sesleniyor: "Ey gözcü,
geceden geriye ne kaldı? Geceden geriye ne kaldı?"
12 Yanıtım şöyle: "Sabah olmak üzere,
Ama yine gece olacak. Soracaksanız sorun, yine gelin."
13 Arabistan'la ilgili bildiri: Arabistan
çalılıklarında geceleyeceksiniz, Ey Dedan kervanları!
14 Ey Tema'da oturanlar, Su getirin,
susamışları karşılayın, Kaçıp kurtulana ekmek verin.
15 Çünkü onlar kılıçtan, yalın kılıçtan,
Gerilmiş yaydan, çetin çarpışmalardan kaçtılar.
16 Rab bana şöyle dedi: "Kedar'ın bütün
övüncü tam bir yıl sonra sona erecek.
17 Okçulardan, Kedar savaşçılarından pek az
sağ kalan olacak." Bunu söyleyen, İsrail'in Tanrısı RAB'dir.
BÖLÜM 22
1-2 Görüm Vadisi'yle ilgili bildiri: Gürültü
patırtı içinde eğlenen kent halkı, Ne oldu size, neden hepiniz damlara
çıktınız? Ölenleriniz ne kılıçtan geçirildi, Ne de savaşta öldü.
3 Önderleriniz hep birlikte kaçtılar,
Yaylarını kullanmadan tutsak alındılar. Uzağa kaçtığınız halde ele geçenlerin
hepsi tutsak edildi.
4 Bunun için dedim ki, "Beni yalnız
bırakın, acı acı ağlayayım. Halkımın uğradığı yıkımdan ötürü Beni avutmaya
kalkmayın."
5 Çünkü Rab'bin, Her Şeye Egemen RAB'bin
Görüm Vadisi'nde kargaşa, bozgun Ve dehşet saçacağı gün, Duvarların yıkılacağı,
Dağlara feryat edileceği gün geliyor.
6 Elamlılar ok kılıflarını sırtlanıp
savaş arabalarıyla, Atlılarıyla geldiler. Kîr halkı kalkanlarını açtı.
7 Verimli vadileriniz savaş arabalarıyla
doldu, Atlılar kent kapılarının karşısına dizildi.
8 RAB'bin Yahuda'yı savunmasız bıraktığı
gün Orman Sarayı'ndaki silahlara güvendiniz.
9 Davut Kenti'nin duvarlarında Çok sayıda
gedik olduğunu gördünüz, Aşağı Havuz'da su depoladınız,
10 Yeruşalim'deki evleri saydınız, Surları
onarmak için evleri yıktınız.
11 Eski Havuz'un suları için İki surun
arasında bir depo yaptınız. Ama bunu çok önceden tasarlayıp Gerçekleştirmiş
olan Tanrı'ya güvenmediniz, O'nu umursamadınız.
12 Rab, Her Şeye Egemen RAB O gün sizi
ağlayıp yas tutmaya, Saçlarınızı kesip çul kuşanmaya çağırdı.
13 Oysa siz keyif çatıp eğlendiniz,
"Yiyelim içelim, nasıl olsa yarın öleceğiz" diyerek Sığır, koyun
kestiniz, Et yiyip şarap içtiniz.
14 Her Şeye Egemen RAB bana, "Siz ölene
dek bu suçunuz bağışlanmayacak" diye seslendi. Rab, Her Şeye Egemen RAB
böyle diyor.
15 Rab, Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
"Haydi, o kâhyaya, Sarayın sorumlusu Şevna'ya git ve de ki,
16 <Burada ne işin var? Kimin var ki,
kendine burada mezar kazdın, Yüksekte kendine mezar, kayada konut oydun?
17 Ey güçlü kişi, RAB seni tuttuğu gibi
şiddetle savuracak.
18 Top gibi evirip çevirip Geniş bir ülkeye
fırlatacak. Orada öleceksin, Gurur duyduğun arabaların orada kalacak. Efendinin
evi için utanç nedenisin!
19 Seni görevden alacak, Makamından alaşağı
edeceğim.
20 "<O gün Hilkiya oğlu kulum
Elyakim'i çağırıp
21 Senin cüppeni ona giydireceğim. Senin
kuşağınla onu güçlendirip Yetkini ona vereceğim. Yeruşalim'de yaşayanlara Ve
Yahuda halkına o babalık yapacak.
22 Davut'un evinin anahtarını ona teslim
edeceğim. Açtığını kimse kapayamayacak, Kapadığını kimse açamayacak.
23 Onu sağlam yere çakılmış çadır kazığı
yapacağım, Ailesi için onur kürsüsü olacak.
24 Ailenin ağırlığı -soyundan türeyen
herkes- Taslardan kâselere kadar her küçük kap ona asılacak.> "
25 Her Şeye Egemen RAB diyor ki, "O gün
sağlam yere çakılmış kazık yerinden çıkacak, kırılıp düşecek, ona asılan yük de
yok olacak." Çünkü RAB böyle diyor.
BÖLÜM 23
1 Sur Kenti'yle ilgili bildiri: Ey
ticaret gemileri, feryat edin! Çünkü Sur Kenti evleriyle, Limanlarıyla birlikte
yok oldu. Kittim'den size haber geldi.
2 Ey kıyı halkı ve denizcilerin
zenginleştirdiği Sayda tüccarları, susun!
3 Şihor'un tahılı, Nil'in ürünü Denizleri
aşar, Sur'a gelir sağlardı. Ulusların kârı ona akardı.
4 Utan, ey Sayda, ey deniz kıyısındaki
kale! Çünkü deniz sana sesleniyor: "Ne doğum ağrısı çektim, ne de
doğurdum. Ne delikanlılar büyüttüm, ne de kızlar."
5 Sur'un haberi Mısır'a ulaşınca, Yüreği
burkulacak insanların.
6 Tarşiş'e geçin, ey kıyıda oturanlar,
Feryat edin.
7 Uzak ülkeleri yurt edinmiş, Eğlenceye
düşkün halkınız, Eski, tarihsel kentiniz bu mu?
8 Taçlar giydiren Sur'a karşı bu işi kim
tasarladı? O kent ki, tüccarları prenslerdi, İş adamları dünyanın saygın
kişileriydi.
9 Görkeminin sonucu olan gururunu kırmak,
Dünyaca ünlü bütün saygın kişilerini alçaltmak için Her Şeye Egemen RAB
tasarladı bunu.
10 Kendi topraklarını Nil gibi basıp geç, Ey
Tarşiş kızı, artık engel yok.
11 RAB denizin üzerine elini uzatıp ülkeleri
titretti, Kenan kalelerinin yıkılmasını buyurdu.
12 "Eğlencen sona erdi, ey Sayda, erden
kız!" dedi, "Kirletildin. Kalk, Kittim'e geç, Orada bile rahat yüzü
görmeyeceksin."
13 Kildan ülkesine bak! O halk yok artık.
Asurlular onların ülkesini yabanıl hayvanlara verdi, Kuşatma kuleleri diktiler,
saraylarını soydular, Ülkeyi viraneye çevirdiler.
14 Feryat edin, ey ticaret gemileri! Çünkü
sığınağınız harap oldu.
15 Bundan sonra Sur Kenti yetmiş yıl, bir
kralın ömrü süresince unutulacak. Yetmiş yıl bitince, fahişe için bestelenen
türküdeki gibi Sur'a şöyle denecek:
16 "Bir lir al, dolaş kenti, Ey sen,
unutulmuş fahişe! Güzel çal seni anımsamaları için, Türkü üstüne türkü
söyle."
17 Yetmiş yıl geçince RAB Sur'la
ilgilenecek, ama Sur para için yine fahişeliğe dönecek. Dünyanın bütün
krallıklarıyla fahişelik edecek.
18 Kentin ticaretten ve fuhuştan
kazandıkları RAB'be adanacak. Bunlar biriktirilmeyecek, hazineye konmayacak.
Ticaretten kazandıklarını doyuncaya dek yesinler, güzel güzel giyinsinler diye
RAB'bin önünde yaşayanlara verilecek.
BÖLÜM 24
1 İşte RAB yeryüzünü harap edip viraneye
çevirecek, Yeryüzünü altüst edecek, Üzerinde yaşayanları darmadağın edecek.
2 Ayrım yapılmayacak; Ne halkla kâhin
arasında, Ne köleyle efendi arasında, Ne hizmetçiyle hanım arasında, Ne
alıcıyla satıcı arasında, Ne ödünç alanla ödünç veren arasında, Ne faizciyle
borç alan arasında.
3 Dünya tümüyle yağmalanıp viraneye
çevrilecek. RAB böyle söyledi.
4 Dünya kuruyup büzülüyor, Yeryüzü solup
büzülüyor, Dünyadaki soylular güçlerini yitiriyor.
5 Dünyada yaşayanlar onu kirletti. Çünkü
Tanrı'nın yasalarını çiğnediler, Kurallarını ayaklar altına aldılar, Ebedi
antlaşmayı bozdular.
6 Bu yüzden lanet dünyayı yiyip bitirdi,
Orada yaşayanlar suçlarının cezasını çekiyorlar. Yaşayanlar bu nedenle yanıyor,
pek azı kurtulacak.
7 Yeni şarabın sonu geldi, Asmalar soldu,
Bir zamanlar sevinçli olanların hepsi inliyor.
8 Tefin coşkun sesi kesildi, Eğlenenlerin
gürültüsü durdu, Lirin coşkun sesi kesildi.
9 Ezgi eşliğinde şarap içilmiyor artık,
İçkinin tadı içene acı geliyor.
10 Yıkılan kent perişan durumda, Kimse
girmesin diye her evin girişi kapandı.
11 İnsanlar şarap özlemiyle sokaklarda
bağrışıyor, Sevinçten eser kalmadı, Dünyanın coşkusu yok oldu.
12 Kent viraneye döndü, Kapıları paramparça
oldu.
13 Çünkü zeytinler dökülsün diye dövülen
ağaç nasılsa, Bağbozumundan artakalan üzümler nasılsa, Dünyadaki bütün uluslar
da öyle olacak.
14 Sağ kalanlar seslerini yükseltip Sevinç
çığlıkları atacak, Batıda yaşayanlar RAB'bin büyüklüğü karşısında Hayranlıkla
bağıracak.
15 Onun için, doğuda yaşayanlar RAB'bi
yüceltin, Deniz kıyısındakiler, İsrail'in Tanrısı RAB'bin adını yüceltin.
16 Dünyanın en uzak köşelerinden ezgiler
işitiyoruz: "Doğru Olan'a övgüler olsun!" Ama ben, "Bittim,
bittim! Vay halime!" dedim, "Hainler hainliklerini sürdürüyor. Evet,
hainler sürekli hainlik ediyorlar."
17 Ey dünyada yaşayanlar, Önünüzde dehşet,
çukur ve tuzak var.
18 Dehşet haberinden kaçan çukura düşecek,
Çukurdan çıkan tuzağa yakalanacak. Göklerin kapakları açılacak, Dünyanın
temelleri sarsılacak.
19 Yeryüzü büsbütün çatlayıp yarılacak,
Sarsıldıkça sarsılacak.
20 Dünya sarhoş gibi yalpalayacak, Bir
kulübe gibi sallanacak, İsyanlarının ağırlığı altında çökecek Ve bir daha
kalkamayacak.
21 O gün RAB yukarıda, gökteki güçleri Ve
aşağıda, yeryüzündeki kralları cezalandıracak.
22 Zindana tıkılan tutsaklar gibi Cezaevine
kapatılacak Ve uzun süre sonra cezalandırılacaklar.
23 Ayın yüzü kızaracak, güneş utanacak.
Çünkü Her Şeye Egemen RAB Siyon Dağı'nda, Yeruşalim'de krallık edecek. Halkın
ileri gelenleri O'nun yüceliğini görecek.
BÖLÜM 25
1 Ya RAB, sensin benim Tanrım, Seni
yüceltir, adını överim. Çünkü sen eskiden beri tasarladığın harikaları Tam bir
sadakatle gerçekleştirdin.
2 Kenti bir taş yığınına, Surlu kenti
viraneye çevirdin. Yabancıların kalesiydi, kent olmaktan çıktı. Bir daha da
onarılmayacak.
3 Bundan ötürü güçlü uluslar seni
onurlandıracak, Acımasız ulusların kentleri senden korkacak.
4 Çünkü onların öfkesi Duvara çarpan
sağanak gibi yükselince, Sen yoksulun, sıkıntı içindeki düşkünün kalesi,
Sağanağa karşı sığınak, Sıcağa karşı gölgelik oldun.
5 Yabancıların gürültüsünü çöl sıcağı
gibi bastırırsın. Bulutun gölgesi sıcağı nasıl kırarsa, Bu acımasız adamların
türküsü de öyle diniyor.
6 Her Şeye Egemen RAB bu dağda Bütün
uluslara yağlı yemeklerin Ve dinlendirilmiş seçkin şarapların sunulduğu Zengin
bir şölen verecek.
7 Bütün halkların üzerindeki örtüyü,
Bütün ulusların üzerine örülmüş olan örtüyü Bu dağda kaldıracak.
8 Ölümü sonsuza dek yutacak. Egemen RAB
bütün yüzlerden gözyaşlarını silecek. Halkının utancını bütün yeryüzünden
kaldıracak. Çünkü RAB böyle diyor.
9 O gün diyecekler ki, "İşte
Tanrımız budur; O'na umut bağlamıştık, bizi kurtardı, RAB O'dur, O'na umut
bağlamıştık, O'nun kurtarışıyla sevinip coşalım."
10 RAB'bin eli bu dağın üzerinde kalacak,
Ama Moav gübre çukurundaki saman gibi Kendi yerinde çiğnenecek.
11 Oracıkta yüzmek isteyen biri gibi
ellerini uzatacak, Ama kurnazlığına karşın RAB onun gururunu kıracak.
12 RAB surlarındaki yüksek burçları Devirip
yıkacak, yerle bir edecek.
BÖLÜM 26
1 O gün Yahuda'da şu ilahi söylenecek:
Güçlü bir kentimiz var. Çünkü Tanrı'nın kurtarışı Kente sur ve duvar gibidir.
2 Açın kentin kapılarını, Sadık kalan
doğru ulus içeri girsin.
3 Sana güvendiği için Düşüncelerinde
sarsılmaz olanı Tam bir esenlik içinde korursun.
4 RAB'be sonsuza dek güvenin, Çünkü RAB,
evet RAB sonsuza dek kalıcı kayadır.
5 Yüksekte oturanı alçaltır, Yüce kenti
yıkar, Yerle bir eder.
6 O kent ayak altında, Mazlumların
ayakları, Yoksulların adımları altında çiğnenecek.
7 Doğru adamın yolu düzdür, Ey Dürüst
Olan, doğru adamın yolunu sen düzlersin.
8 Evet, ya RAB, ilkelerinin çizdiği yolda
sana umut bağladık, Adın ve ünündür yüreğimizin dileği,
9 Geceleri canım sana susar, Evet, içimde
ruhum seni özler; Çünkü senin ilkelerin yeryüzünde oldukça, Orada oturanlar
doğruluğu öğrenir.
10 Kötüler lütfedilse bile doğruluğu
öğrenmez. Dürüstlüğün egemen olduğu diyarda haksızlık eder, RAB'bin büyüklüğünü
görmezler.
11 Ya RAB, elin yükseldi, ama görmüyorlar,
Halkın için gösterdiğin gayreti görüp utansınlar. Evet, düşmanların için
yaktığın ateş onları yiyip bitirecek.
12 Ya RAB, bizi esenliğe çıkaracak sensin,
Çünkü ne yaptıysak hepsi senin başarındır.
13 Ey Tanrımız RAB, senden başka efendiler
bizi yönetti, Ama yalnız sana, senin adına yakaracağız.
14 O efendiler öldü, artık yaşamıyorlar,
Dirilmeyecek onlar. Çünkü onları cezalandırıp yok ettin, Anılmalarına son
verdin.
15 Ulusu çoğalttın, ya RAB, Evet, ulusu
çoğalttın ve yüceltildin. Her yönde ülkenin sınırlarını genişlettin.
16 Ya RAB, sıkıntıdayken seni aradılar.
Onları terbiye ettiğinde sessizce yakararak içlerini döktüler.
17 Doğum vakti yaklaşan gebe kadın Çektiği
sancıdan ötürü nasıl kıvranır, feryat ederse, Senin önünde biz de öyle olduk,
ya RAB.
18 Gebe kaldık, kıvrandık, Rüzgardan başka
bir şey doğurmadık sanki. Ne dünyaya kurtuluş sağlayabildik, Ne de dünyada
yaşayanları yaşama kavuşturabildik.
19 Ama senin ölülerin yaşayacak, Bedenleri
dirilecek. Ey sizler, toprak altında yatanlar, Uyanın, ezgiler söyleyin. Çünkü
senin çiyin sabah çiyine benzer, Toprak ölülerini yaşama kavuşturacak.
20 Haydi halkım, iç odalarınıza girip
Ardınızdan kapılarınızı kapatın, RAB'bin öfkesi geçene dek kısa süre gizlenin.
21 Çünkü dünyada yaşayanları Suçlarından
ötürü cezalandırmak için RAB bulunduğu yerden geliyor. Dünya üzerine dökülen
kanı açığa vuracak, Öldürülenleri artık saklamayacak.
BÖLÜM 27
1 O gün RAB Livyatan'ı, o kaçan yılanı,
Evet Livyatan'ı, o kıvrıla kıvrıla giden yılanı Acımasız, kocaman, güçlü
kılıcıyla cezalandıracak, Denizdeki canavarı öldürecek.
2 O gün RAB, "Sevdiğim bağ için
ezgiler söyleyin" diyecek,
3 "Ben RAB, bağın koruyucusuyum, Onu
sürekli sularım. Kimse zarar vermesin diye Gece gündüz beklerim.
4 Kızgın değilim. Keşke karşıma dikenli
çalılar çıksa! Onların üzerine yürür, Tümünü ateşe verirdim.
5 Ya da koruyuculuğuma sarılsınlar,
Barışsınlar benimle, Evet, benimle barışsınlar."
6 Yakup soyu gelecekte kök salacak,
İsrail filizlenip çiçeklenecek, Yeryüzünü meyvesiyle dolduracak.
7 RAB İsrailliler'i, kendilerini
cezalandıranları cezalandırdığı gibi cezalandırdı mı? Ya da İsrailliler'i
başkalarını öldürdüğü gibi öldürdü mü?
8 RAB onları yargıladı, Kovup sürgüne
gönderdi. Doğu rüzgarının estiği gün Onları şiddetli soluğuyla savurdu.
9 Böylece Yakup soyunun suçu
bağışlanacak. Günahlarının kaldırılmasının sonucu şöyle olacak: Sunağın
taşlarını tebeşir taşı gibi un ufak ettiklerinde Ne Aşera putu ne de buhur
sunağı kalacak.
10 Surlu kent terk edildi, Çöl kadar ıssız,
sahipsiz bir yurt oldu. Dana orada otlayıp uzanacak, Filizlerini yiyip
bitirecek.
11 Kuruyan dalları koparılacak, Kadınlar
gelip bunları yakacaklar. Çünkü bu halk akıllı bir halk değil. Bu yüzden onları
yaratan kendilerine acımayacak, Onlara biçim veren onları kayırmayacak.
12 Ey İsrailoğulları, o gün RAB gürül gürül
akan Fırat ile Mısır Vadisi arasında harman döver gibi, sizi birer birer
toplayacak.
13 Evet, o gün büyük bir boru çalınacak;
Asur'da yitenlerle Mısır'a sürgün edilenler gelip kutsal dağda, Yeruşalim'de
RAB'be tapınacaklar.
BÖLÜM 28
1 Vay haline verimli vadinin başındaki
kentin, Efrayimli sarhoşların gurur tacının! Şaraba yenilmişlerin yüce ve
görkemli tacı, solmakta olan çiçeği andırıyor.
2 Rab'bin güçlü kudretli bir adamı var.
Dolu fırtınası gibi, harap eden kasırga gibi, silip süpüren güçlü sel gibi o
kenti şiddetle yere çalacak.
3 Efrayimli sarhoşların gurur tacı
ayaklar altında çiğnenecek.
4 Verimli vadinin başındaki kent, yüce ve
görkemli taç, artık solmakta olan çiçeği andıran kent, mevsiminden önce
olgunlaşmış incir gibi görülür görülmez koparılıp yutulacak.
5 O gün Her Şeye Egemen RAB, halkından
sağ kalanlar için yücelik tacı, güzellik çelengi olacak.
6 Yargı kürsüsünde oturanlar için adalet
ruhu, kent kapılarında saldırıları geri püskürtenler için cesaret kaynağı
olacak.
7 Kâhinlerle peygamberler bile şarabın ve
içkinin etkisiyle yalpalayıp sendeliyor; içkinin etkisiyle yalpalayıp
sendeliyorlar, şaraba yenik düşmüşler. Yanlış görümler görüyorlar, kararlarında
tutarsızlar.
8 Sofralar kusmuk dolu, pisliğe
bulaşmamış yer yok!
9 "Kimi eğitmeye çalışıyor?"
diyorlar, "Kime iletiyor bildirisini? Sütten yeni kesilmiş, memeden yeni
ayrılmış çocuklara mı?
10 Çünkü bütün söylediği buyruk üstüne
buyruk, buyruk üstüne buyruk, kural üstüne kural, kural üstüne kural, biraz
şurdan, biraz burdan..." "Sav lasav, sav lasav, kav lakav, kav lakav,
zeer şam, zeer şam!"
11 Öyle olsun, o zaman RAB bu halka yabancı
dudaklarla, anlaşılmaz bir dille seslenecek.
12 Onlara, "Rahatlık budur, yorgunların
rahat etmelerini sağlayın, huzur budur" dedi, ama dinlemek istemediler.
13 Bu yüzden RAB'bin sözü onlar için
"Buyruk üstüne buyruk, buyruk üstüne buyruk, kural üstüne kural, kural
üstüne kural, biraz şurdan, biraz burdan"dır. Madem öyle, varsın sırtüstü
düşüp yaralansınlar, kapana kısılıp tutsak olsunlar.
14 Bundan ötürü, ey alaycılar,
Yeruşalim'deki bu halkı yöneten sizler, RAB'bin sözüne kulak verin.
15 Şöyle diyorsunuz: "Ölümle antlaşma
yaptık, ölüler diyarıyla uyuştuk; öyle ki, büyük bela ülkeden geçerken bize
zarar vermeyecek. Çünkü yalanları kendimize sığınak yaptık, hilenin ardına
gizlendik."
16 Bu yüzden Egemen RAB diyor ki, "İşte
Siyon'a sağlam temel olarak bir taş, denenmiş bir taş, değerli bir köşe taşı
yerleştiriyorum. Ona güvenen yenilmeyecek.
17 Adaleti ölçü ipi, doğruluğu çekül
yapacağım. Yalanlara dayanan sığınağı dolu süpürüp götürecek, gizlendiğiniz
yerleri sel basacak.
18 Ölümle yaptığınız antlaşma yürürlükten
kaldırılacak, ölüler diyarıyla uyuşmanız geçerli sayılmayacak. Büyük bela
ülkeden geçerken sizi çiğneyecek.
19 Bu bela her geldiğinde sizi süpürüp
götürecek. Her gün, gece gündüz gelecek. Bu bildiriyi anlayan dehşete
kapılacak.
20 Yatak uzanamayacağınız kadar kısa, örtü
sarınamayacağınız kadar dar olacak.
21 Çünkü RAB, Perasim Dağı'nda olduğu gibi
kalkacak, Givon Vadisi'nde olduğu gibi öfkelenecek. Ne kadar garip olsa da
işini tamamlayacak, ne kadar tuhaf olsa da yapacağını yapacak.
22 Alay etmeyin artık, yoksa zincirleriniz
daha da kalınlaşır. Çünkü bütün ülkenin kesin bir yıkıma uğrayacağını Rab'den, Her
Şeye Egemen RAB'den duydum.
23 Kulak verin, sesimi işitin, dikkat edin,
ne söylediğimi dinleyin.
24 Çiftçi ekin ekmek için durmadan toprağı
sürer mi, boyuna eşeleyip tırmıklar mı?
25 Toprağı düzledikten sonra çörekotunu,
kimyonu serpmez mi? Buğdayı sıra sıra, arpayı ayırdığı yere, kızıl buğdayı da
onun yanına ekmez mi?
26 Tanrısı ona uygun olanı gösterir, onu
eğitir.
27 Çünkü çörekotu harmanda keskin aletle
dövülmez, kimyonun üzerinden tekerlekle geçilmez. Çörekotu değnekle, kimyon
çubukla dövülür.
28 Buğday ekmek yapmak için öğütülür, ama
boyuna dövülmez. Harmanın üzerinden tekerlek ve atlar geçse de buğdayı ezmez.
29 Bu işteki bilgelik de Her Şeye Egemen RAB'den
gelir. O'nun tasarıları harikadır, bilgelikte üstündür.
BÖLÜM 29
1 Ariel, Ariel, Davut'un ordugah kurduğu
kent, vay haline! Sen yıla yıl kat, bayramların süredursun. [anlamına gelebilir. Yeruşalim Kenti'ni
simgeliyor.]
2 Ama seni sıkıntıya sokacağım. Feryat,
figan edeceksin, Benim için sunak ocağı gibi olacaksın.
3 Sana karşı çepeçevre ordugah kuracak,
Çevreni rampalarla, kulelerle kuşatacağım.
4 Alçaltılacaksın, yerin altından
konuşacak, Toz toprak içinden boğuk boğuk sesleneceksin. Sesin ölü sesi gibi
yerden, Sözlerin fısıltı gibi toprağın içinden çıkacak.
5 Ama sayısız düşmanların ince toz,
Acımasız orduları savrulmuş saman ufağı gibi olacak. Bir anda, ansızın,
6 Her Şeye Egemen RAB gök gürlemesiyle,
Depremle, büyük gümbürtü, kasırga ve fırtınayla, Her şeyi yiyip bitiren ateş
aleviyle seni cezalandıracak.
7 Sonra Ariel'e karşı savaşan çok sayıda
ulus, Ona ve kalesine saldıranların hepsi, Onu sıkıntıya sokanlar bir rüya
gibi, Gece görülen görüm gibi yok olup gidecekler.
8 Rüyada yemek yediğini gören aç kişi,
Uyandığında hâlâ açtır; Rüyada su içtiğini gören susuz kişi, Uyandığında
susuzluktan hâlâ baygındır. İşte Siyon Dağı'na karşı savaşan Kalabalık uluslar
da böyle olacak.
9 Şaşırın, şaşkına dönün, Kendinizi kör
edin, görmez olun. Şarap içmeden sarhoş olun, İçki içmeden sendeleyin.
10 Çünkü RAB size uyuşukluk ruhu verdi; Gözlerinizi
mühürledi, ey peygamberler, Başlarınızı örttü, ey biliciler.
11 Sizin için bütün görüm Mühürlenmiş bir
kitabın sözleri gibi oldu. İnsanlar böyle bir kitabı Okuma bilen birine verip,
"Rica etsek şunu okur musun?" diye sorduklarında, "Okuyamam, çünkü
mühürlenmiş" yanıtını alırlar.
12 Kitabı okuma bilmeyen birine verip,
"Rica etsek şunu okur musun?" diye sorduklarında ise, "Okuma
bilmem" yanıtını alırlar.
13 Rab diyor ki, "Bu halk bana yaklaşıp
Ağızlarıyla, dudaklarıyla beni sayar, Ama yürekleri benden uzak. Benden
korkmaları da İnsanlardan öğrendikleri buyrukların sonucudur.
14 Onun için ben de bu halkın arasında yine
bir harika, Evet, şaşılacak bir şey yapacağım. Bilgelerin bilgeliği yok olacak,
Akıllının aklı duracak."
15 Tasarılarını RAB'den gizlemeye
uğraşanların vay haline! Karanlıkta iş gören bu adamlar, "Bizi kim
görecek, kim tanıyacak?" diye düşünürler.
16 Ne kadar ters düşünceler! Çömlekçi
balçıkla bir tutulur mu? Yapı, kendini yapan için, "Beni o yapmadı"
diyebilir mi? Çömlek kendine biçim veren için, "O bir şeyden anlamaz"
diyebilir mi?
17 Lübnan pek yakında meyve bahçesine, Meyve
bahçesi ormana dönmeyecek mi?
18 O gün sağırlar kitabın sözlerini
işitecek, Körler koyu karanlıkta görecek.
19 Düşkünlerin RAB'de buldukları sevinç
artacak, Yoksullar İsrail'in Kutsalı sayesinde coşacak.
20 Çünkü acımasızlar yok olacak, alaycılar
silinecek, Kötülüğe fırsat kollayanların hepsi kesilip atılacak.
21 Onlar ki, insanı tek sözle davasında
suçlu çıkarır, Kent kapısında haksızı azarlayana tuzak kurar, Yok yere haklının
hakkını çiğnerler.
22 Bundan dolayı, İbrahim'i kurtarmış olan
RAB Yakup soyuna diyor ki, "Yakup soyu artık utanmayacak, Yüzleri korkudan
sararmayacak.
23 Elimin yapıtı olan çocuklarını Aralarında
gördüklerinde Adımı kutsal sayacaklar; Evet, Yakup'un Kutsalı'nı kutsal
sayacak, İsrail'in Tanrısı'ndan korkacaklar.
24 Yoldan sapmış olanlar kavrayışa, Yakınıp
duranlar bilgiye kavuşacak."
BÖLÜM 30
1 RAB, "Vay haline bu dikbaşlı
soyun!" diyor, "Benim değil, kendi tasarılarım yerine getirip Ruhuma
aykırı anlaşmalar yaparak Günah üstüne günah işliyorlar.
2 Bana danışmadan firavunun koruması
altına girmek, Mısır'ın gölgesine sığınmak için oraya gidiyorlar.
3 Ne var ki, firavunun koruması onlar
için utanç, Mısır'ın gölgesine sığınmaları onlar için rezillik olacak.
4 Önderleri Soan'da olduğu, Elçileri
Hanes'e ulaştığı halde,
5 Kendilerine yararı olmayan bir halk
yüzünden hepsi utanacak. O halkın onlara ne yardımı ne de yararı olacak, Ancak
onları utandırıp rezil edecek."
6 Negev'deki hayvanlara ilişkin bildiri:
"Elçiler erkek ve dişi aslanların, Engereklerin, uçan yılanların yaşadığı
Çetin ve sıkıntılı bir bölgeden geçerler. Servetlerini eşeklerin sırtına,
Hazinelerini develerin hörgücüne yükleyip Kendilerine hiç yararı olmayan halka
taşırlar.
7 Mısır'ın yardımı boş ve yararsızdır, Bu
yüzden Mısır'a <Haylaz Rahav*> adını verdim. ["Fırtına" ya da "Küstah" anlamına gelir.]
8 "Şimdi git, söylediğimi onların
önünde Bir levhaya yazıp kitaba geçir ki, Gelecekte kalıcı bir tanık olsun.
9 Çünkü o asi bir halk, yalancı bir soy,
RAB'bin yasasını duymak istemeyen bir soydur.
10 Bilicilere, <Artık görüm görmeyin>,
Görenlere, <Bizim için doğru şeyler görmeyin, Bize güzel şeyler söyleyin,
asılsız şeyler açıklayın> diyorlar,
11 <Yoldan çekilin, yolu açın, Bizi
İsrail'in Kutsalı'yla yüzleştirmekten vazgeçin.> "
12 Bu nedenle İsrail'in Kutsalı diyor ki,
"Madem bu bildiriyi reddettiniz, Baskıya ve hileye güvenip dayandınız;
13 Bu suçunuz yüksek bir surda Sırt veren
çatlağa benziyor. Böyle bir sur birdenbire yıkılıverir.
14 O, toprak çömlek gibi parçalanacak.
Parçalanması öyle şiddetli olacak ki, Ocaktan ateş almaya ya da sarnıçtan su
çıkarmaya Yetecek büyüklükte bir parça kalmayacak."
15 Egemen RAB, İsrail'in Kutsalı şöyle
diyor: "Bana dönün, huzur bulun, kurtulursunuz. Kaygılanmayın, bana
güvenin, güçlü olursunuz. Ama bunu yapmak istemiyorsunuz.
16 <Hayır, atlara binip kaçarız>
diyorsunuz, Bu yüzden kaçmak zorunda kalacaksınız. <Hızlı atlara bineriz>
diyorsunuz, Bu yüzden sizi kovalayanlar da hızlı olacak.
17 Bir kişinin tehdidiyle bin kişi kaçacak,
Beş kişinin tehdidiyle hepiniz kaçacaksınız; Dağ başında bir gönder, Tepede bir
sancak gibi kalana dek kaçacaksınız.
18 "Yine de RAB size lütfetmeyi özlemle
bekliyor, Size merhamet göstermek için harekete geçiyor. Çünkü RAB adil
Tanrı'dır. Ne mutlu O'nu özlemle bekleyenlere!"
19 "Ey Yeruşalim'de oturan Siyon halkı,
Artık ağlamayacaksın! Feryat ettiğinde Rab sana nasıl da lütfedecek! Feryadını
duyar duymaz seni yanıtlayacak.
20 Rab ekmeği sıkıntıyla, Suyu cefayla verse
de, Öğretmeniniz artık gizlenmeyecek, Gözünüzle göreceksiniz onu.
"Öğretmenlerinizi artık dışlamayacaksınız".
21 Sağa ya da sola sapacağınız zaman,
Arkanızdan, <Yol budur, bu yoldan gidin> Diyen sesini duyacaksınız.
22 Gümüş kaplı oyma putlarınızı, Altın
kaplama dökme putlarınızı <Kirli> ilan edecek, Kirli bir âdet bezi gibi
atıp <Defol> diyeceksiniz.
23 Rab toprağa ektiğiniz tohum için yağmur
verecek, Toprağın ürünü olan yiyecek bol ve zengin olacak. O gün sığırlarınız
geniş otlaklarda otlanacak.
24 Toprağı işleyen öküzlerle eşekler
Kürekle, yabayla savrulmuş, Tuzlanmış yem yiyecekler.
25 Kalelerin düştüğü o büyük kıyım günü Her
yüksek dağda, her yüce tepede Akarsular olacak.
26 RAB halkının kırıklarını sardığı,
Vuruşuyla açtığı yaraları iyileştirdiği gün, Ay güneş gibi parlayacak, Güneş
yedi kat, yedi günün toplam parlaklığı kadar parlak olacak."
27 Bakın, RAB'bin kendisi uzaktan geliyor,
Kızgın öfkeyle kara bulut içinde. Dudakları gazap dolu, Dili her şeyi yiyip
bitiren ateş sanki.
28 Soluğu adam boynuna dek yükselmiş taşkın
ırmak gibi. Ulusları elekten geçirecek, değersizleri ayıracak, Halkların ağzına
yoldan saptıran bir gem takacak.
29 Ama sizler bayram gecesini kutlar gibi
Ezgiler söyleyeceksiniz. RAB'bin dağına, İsrail'in Kayası'na Kaval eşliğinde
çıktığınız gibi İçten sevineceksiniz.
30 RAB heybetli sesini işittirecek; Kızgın
öfkeyle, her şeyi yiyip bitiren ateş aleviyle, Sağanak yağmurla, fırtına ve
doluyla Bileğinin gücünü gösterecek.
31 Asur RAB'bin sesiyle dehşete düşecek,
O'nun değneğiyle vurulacak.
32 RAB'bin terbiye değneğiyle onlara
indirdiği her darbeye Tef ve lir eşlik edecek. RAB silahlarını savura savura
onlarla savaşacak.
33 Tofet çoktan hazırlandı, Evet, kral için
hazırlandı. Geniş ve yüksektir odun yığını, Ateşi, odunu boldur. RAB kızgın
kükürt selini andıran Soluğuyla tutuşturacak onu.
BÖLÜM 31
1 Vay haline yardım bulmak için Mısır'a
inenlerin! Atlara, çok sayıdaki savaş arabalarına, Kalabalık atlılara
güveniyorlar, Ama İsrail'in Kutsalı'na güvenmiyor, RAB'be yönelmiyorlar.
2 Oysa bilge olan RAB'dir. Felaket
getirebilir ve sözünü geri almaz. Kötülük yapan soya, Suç işleyenlerin
yardımına karşı çıkar.
3 Mısırlılar Tanrı değil, insandır,
Atları da ruh değil, et ve kemiktir. RAB'bin eli kalkınca yardım eden tökezler,
Yardım gören düşer, hep birlikte yok olurlar.
4 Çünkü RAB bana dedi ki, "Avının
başında homurdanan aslan Bir araya çağrılan çobanlar topluluğunun Bağırıp
çağırmasından yılmadığı, gürültüsüne aldırmadığı gibi, Her Şeye Egemen RAB de
Siyon Dağı'nın doruğuna inip savaşacak.
5 Her Şeye Egemen RAB Kanat açmış kuşlar
gibi koruyacak Yeruşalim'i. Koruyup özgür kılacak, esirgeyip kurtaracak
onu."
6 Ey İsrailoğulları, Bunca vefasızlık
ettiğiniz RAB'be dönün.
7 Çünkü hepiniz günahkâr ellerinizle
yaptığınız Altın ve gümüş putları o gün reddedip atacaksınız.
8 Asur kılıca yenik düşecek, Ama insan
kılıcına değil. Halkı kılıçtan geçirilecek, Ama bu insan kılıcı olmayacak.
Kimileri kaçıp kurtulacak, Gençleri de angaryaya koşulacak.
9 Asur Kralı dehşet içinde kaçacak,
Önderleri sancağı görünce dehşete kapılacak. Siyon'da ateşi, Yeruşalim'de ocağı
bulunan RAB söylüyor bunları.
BÖLÜM 32
1 İşte kral doğrulukla krallık yapacak,
Önderler adaletle yönetecek.
2 Her biri rüzgara karşı bir sığınak,
Fırtınaya karşı bir barınak, çölde akarsu, Çorak yerde gölge salan Büyük bir
kaya gibi olacak.
3 Artık görenlerin gözleri kapanmayacak,
Dinleyenler kulak kesilecek.
4 Düşüncesizin aklı bilgiye erecek,
Kekeme açık seçik, akıcı konuşacak.
5 Artık budalaya soylu, Alçağa saygın
denmeyecek.
6 Çünkü budala saçmalıyor, Aklı fikri hep
kötülükte. İşi gücü fesat işlemek, RAB'be ilişkin yanlış sözler söylemek,
Açları aç bırakmak, Susamışlardan suyu esirgemek.
7 Alçağın yöntemleri kötüdür; Yoksul
davasında haklı olsa da Onu yalanlarla yok etmek için Kötü düzenler tasarlar.
8 Soylu kişiyse soylu şeyler tasarlar,
Yaptığı soylu işlerle ayakta kalır.
9 Ey tasasızca yaşayan kadınlar, Kalkın,
sesimi işitin; Ey kaygısız kızlar, sözüme kulak verin!
10 Bir yıl kadar sonra sarsılacaksınız, Ey
kaygısız kadınlar. Çünkü bağbozumu olmayacak, Devşirecek meyve bulunmayacak.
11 Titreyin, ey tasasızca yaşayan kadınlar,
Sarsılın, ey kaygısızlar. Giysilerinizi çıkarın, soyunup belinize çul kuşanın.
12-13 Güzel tarlalar, verimli asmalar, Halkımın
diken ve çalı bitmiş toprakları için, Neşeli kentteki mutluluk dolu evler için
göğsünüzü dövün.
14 Çünkü saray ıssız, Kalabalık kent bomboş
kalacak. Ofel Mahallesi'yle gözcü kulesi Bir çayırlığa dönecek; Yaban
eşeklerinin keyifle gezindiği, Sürülerin otladığı bir yer olacak.
15 Ta ki yukarıdan üzerimize ruh dökülene dek;
O zaman çöl meyve bahçesine, Meyve bahçesi ormana dönecek.
16 O zaman adalet çöle dek yayılacak,
Doğruluk meyve bahçesinde yurt bulacak.
17 Doğruluğun ürünü esenlik, Sonucu, sürekli
huzur ve güven olacaktır.
18 Halkım esenlik dolu evlerde, Güvenli ve rahat
yerlerde yaşayacak.
19 Dolu ormanları harap etse, Kent yerle bir
olsa da,
20 Sulak yerde tohum eken, Sığırını, eşeğini
özgürce çayıra salan sizlere ne mutlu!
BÖLÜM 33
1 Vay sana, yıkıp yok eden Ama kendisi
yıkılmamış olan! Vay sana, ihanete uğramamış hain! Yıkıma son verir vermez sen
de yıkılacaksın, İhanetin sona erer ermez sen de ihanete uğrayacaksın.
2 Ya RAB, lütfet bize, Çünkü sana umut
bağladık, Gün be gün gücümüz ol! Sıkıntıya düştüğümüzde bizi kurtar.
3 Kükreyişinden halklar kaçışır, Sen
ayağa kalkınca uluslar darmadağın olur.
4 Çekirgeler tarlayı nasıl yağmalarsa,
Ganimetiniz de öyle yağmalanacak, ey uluslar. Malınızın üzerine çekirge sürüsü
gibi saldıracaklar.
5 Yükseklerde oturan RAB yücedir, Siyon'u
adalet ve doğrulukla doldurur.
6 Yaşadığınız sürenin güvencesi O'dur.
Bol bol kurtuluş, bilgi ve bilgelik sağlayacak. Halkın hazinesi RAB korkusudur.
7 İşte, en yiğitleri sokaklarda feryat
ediyor, Barış elçileri acı acı ağlıyor.
8 Anayollar bomboş, Yolculuk eden kimse
kalmadı. Düşman antlaşmayı bozdu, kentleri hor gördü, İnsanları hiçe saydı.
9 Ülke yas tutuyor, zayıflıyor. Lübnan
utancından soldu, Şaron Ovası çöle döndü, Başan ve Karmel'de ağaçlar yaprak
döküyor.
10 RAB diyor ki, "Şimdi harekete
geçeceğim, Ne denli yüce ve üstün olduğumu göstereceğim.
11 Samana gebe kalıp anız doğuracaksınız,
Soluğunuz sizi yiyip bitiren bir ateş olacak.
12 Halklar yanıp kül olacak, Kesilip yakılan
dikenli çalı gibi olacak.
13 "Ey uzaktakiler, ne yaptığımı
işitin, Ey yakındakiler, gücümü anlayın."
14 Siyon'daki günahkârlar dehşet içinde,
Tanrısızları titreme aldı. "Her şeyi yiyip bitiren ateşin yanında Hangimiz
oturabilir? Sonsuza dek sönmeyecek alevin yanında Hangimiz yaşayabilir?"
diye soruyorlar.
15 Ama doğru yolda yürüyüp doğru dürüst
konuşan, Zorbalıkla edinilen kazancı reddeden, Elini rüşvetten uzak tutan, Kan
dökenlerin telkinlerine kulak vermeyen, Kötülük görmeye dayanamayan,
16 Yükseklerde oturacak; Uçurumun başındaki
kaleler onun korunağı olacak, Ekmeği sağlanacak, hiç susuz kalmayacak.
17 Kralı bütün güzelliğiyle görecek, Uçsuz
bucaksız ülkeyi seyredeceksin.
18 "Haracı tartıp kaydeden nerede,
Kulelerden sorumlu olan nerede?" diyerek Geçmişteki dehşetli günleri
düşüneceksin.
19 Garip, anlaşılmaz bir yabancı dil konuşan
O küstah halkı artık görmeyeceksin.
20 Bayramlarımızın kenti olan Siyon'a bak!
Yeruşalim'i bir esenlik yurdu, Kazıkları asla yerinden sökülmeyen, Gergi ipleri
hiç kopmayan, Sarsılmaz bir çadır olarak görecek gözlerin.
21 Heybetli RAB orada bizden yana olacak.
Orası geniş ırmakların, çayların yeri olacak. Bunların üzerinden ne kürekli
tekneler, Ne de büyük gemiler geçecek.
22 Çünkü yargıcımız RAB'dir; Yasamızı koyan
RAB'dir, Kralımız RAB'dir, bizi O kurtaracak.
23 Senin gemilerinin halatları gevşedi,
Direklerinin dibini pekiştirmediler, Yelkenleri açmadılar. O zaman büyük
ganimet paylaşılacak, Topallar bile yağmaya katılacak.
24 Siyon'da oturan hiç kimse
"Hastayım" demeyecek, Orada yaşayan halkın suçu bağışlanacak.
BÖLÜM 34
1 Ey uluslar, işitmek için yaklaşın! Ey
halklar, kulak verin! Dünya ve üzerindeki herkes, Yeryüzü ve ondan türeyenlerin
hepsi işitsin!
2 RAB bütün uluslara öfkelendi, Onların
ordularına karşı gazaba geldi. Onları tümüyle mahvolmaya, Boğazlanmaya teslim
edecek.
3 Ölüleri dışarı atılacak, Pis kokacak
cesetleri; Dağlar kanlarıyla sulanacak.
4 Bütün gök cisimleri küçülecek, Gökler
bir tomar gibi dürülecek; Gök cisimleri, asma yaprağı, İncir yaprağı gibi
dökülecek.
5 "Kılıcım göklerde kanıncaya kadar
içti. Şimdi de Edom'un, Tümüyle yıkmaya karar verdiğim halkın Üzerine
inecek" diyor RAB.
6 RAB'bin kılıcı kana, Kuzu ve teke
kanına doydu; Yağla, koç böbreklerinin yağıyla kaplandı. Çünkü RAB'bin Bosra'da
bir kurbanı, Edom'da büyük bir kıyımı var.
7 Onlarla birlikte yaban öküzleri, Körpe
boğalarla güçlü boğalar da yere serilecek. Toprakları kana doyacak, yağla
sulanacak.
8 Çünkü RAB'bin bir öç günü, Siyon'un
davasını güdeceği bir karşılık yılı olacak.
9 Edom dereleri zifte, toprağı kükürde
dönecek; ülkenin her yanı yanan zift olacak.
10 Zift gece gündüz sönmeyecek, dumanı hep
tütecek. Ülke kuşaklar boyu ıssız kalacak, sonsuza dek oradan kimse geçmeyecek.
11 Baykuşların mülkü olacak orası, büyük
baykuşlarla kargalar yaşayacak orada. RAB, Edom'un üzerine kargaşa ipini,
boşluk çekülünü gerecek.
12 Kral ilan edebilecekleri soylular
kalmayacak, bütün önderlerinin sonu gelecek.
13 Saraylarında dikenler, kalelerinde
ısırganlarla böğürtlenler bitecek. Orası çakalların barınağı, baykuşların yurdu
olacak.
14 Yabanıl hayvanlarla sırtlanlar orada
buluşacak, tekeler karşılıklı böğürecek. Lilit* oraya yerleşip rahata
kavuşacak.
15 Baykuşlar orada yuva kurup yumurtlayacak,
kuluçkaya yatıp yavrularını kendi gölgelerinde toplayacak. Çaylaklar eşleşip
orada toplanacaklar. [*Lev.17:7]
16 RAB'bin kitabını okuyup araştırın:
Bunlardan hiçbiri eksik kalmayacak, eşten yoksun hiçbir hayvan olmayacak. Çünkü
bu buyruk RAB'bin ağzından çıktı, Ruhu da onları toplayacak.
17 RAB onlar için kura çekti, ülkeyi ölçüp
aralarında pay etti. Orayı sonsuza dek sahiplenip kuşaklar boyu orada
yaşayacaklar.
BÖLÜM 35
1 Çöl ve kurak toprak sevinecek, Bozkır
coşup çiğdem gibi çiçeklenecek.
2 Her yanı çiçeklenip sevinçle coşacak,
Sevincini haykıracak. Lübnan'ın yüceliği, Karmel ve Şaron'un görkemi ona
verilecek. İnsanlar RAB'bin yüceliğini, Tanrımız'ın görkemini görecek.
3 Gevşek elleri güçlendirin, Pekiştirin
çözülen dizleri.
4 Yüreği kaygılı olanlara, "Güçlü
olun, korkmayın" deyin, "İşte Tanrınız geliyor! Öç almaya, karşılık
vermeye geliyor. Sizi O kurtaracak."
5 O zaman körlerin gözleri, Sağırların
kulakları açılacak;
6 Topallar geyik gibi sıçrayacak,
Sevinçle haykıracak dilsizlerin dili. Çünkü çölde sular fışkıracak, Irmaklar
akacak bozkırda.
7 Kızgın kum havuza, Susuz toprak pınara
dönüşecek. Çakalların yattığı yerlerde Kamış, saz ve ot bitecek.
8 Orada bir yol, bir anayol olacak,
"Kutsal yol" diye anılacak, Murdar kişiler geçemeyecek oradan. O yol
kurtulmuş olanların yoludur. O yolda yürüyenler, bön kişiler de olsa yoldan
sapmayacak.
9 Aslan olmayacak orada, Yırtıcı hayvan o
yola çıkmayacak; Orada bulunmayacaklar. Ancak kurtulmuş olanlar yürüyecek o
yolda.
10 RAB'bin kurtardıkları dönecek, Sevinçle
haykırarak Siyon'a varacaklar. Yüzlerinde sonsuz sevinç olacak. Onların olacak
coşku ve sevinç, Üzüntü ve inilti kaçacak.
BÖLÜM 36
1 Hizkiya'nın krallığının on dördüncü yılında
Asur Kralı Sanherib, Yahuda'nın surlu kentlerine saldırıp hepsini ele geçirdi.
2 Komutanını büyük bir orduyla Lakiş'ten
Yeruşalim'e, Kral Hizkiya'ya gönderdi. Komutan Çırpıcı Tarlası yolunda, Yukarı
Havuz'un su yolunun yanında durdu.
3 Saray sorumlusu Hilkiya oğlu Elyakim,
Yazman Şevna ve devlet tarihçisi Asaf oğlu Yoah onu karşılamaya çıktı.
4 Komutan onlara şöyle dedi:
"Hizkiya'ya söyleyin. <Büyük kral, Asur Kralı diyor ki: Güvendiğin şey
ne, neye güveniyorsun?
5 Savaş tasarıların ve gücün boş laftan
başka birşey değil diyorum. Kime güveniyorsun da bana karşı ayaklanıyorsun?
6 İşte sen şu kırık kamış değneğe,
Mısır'a güveniyorsun. Bu değnek kendisine yaslanan herkesin eline batar, deler.
Firavun da kendisine güvenenler için böyledir.
7 Yoksa bana, Tanrımız RAB'be güveniyoruz
mu diyeceksiniz? Hizkiya'nın Yahuda ve Yeruşalim halkına, yalnız bu sunağın
önünde tapınacaksınız diyerek tapınma yerlerini, sunaklarını ortadan kaldırdığı
Tanrı değil mi bu?>
8 "Haydi, efendim Asur Kralı'yla
bahse giriş. Binicileri sağlayabilirsen sana iki bin at veririm.
9 Mısır'ın savaş arabalarıyla atlıları
sağlayacağına güvensen bile, efendimin en küçük rütbeli komutanlarından birini
yenemezsin!
10 Dahası var: RAB'bin buyruğu olmadan mı
saldırıp ülkeyi yıkmak için yola çıktığımı sanıyorsun? RAB, <Git, o ülkeyi
yık> dedi."
11 Elyakim, Şevna ve Yoah, "Lütfen biz
kullarınla Aramice konuş" diye karşılık verdiler, "Çünkü biz bu dili
anlarız. Yahudice konuşma. Surların üzerindeki halk bizi dinliyor."
12 Komutan, "Efendim bu sözleri yalnız
size ve efendinize söyleyeyim diye mi gönderdi beni?" dedi, "Surların
üzerinde oturan bu halka, sizin gibi dışkısını yemek, idrarını içmek zorunda
kalacak olan herkese gönderdi."
13 Sonra ayağa kalkıp Yahudi dilinde
bağırdı: "Büyük kralın, Asur Kralı'nın sözlerini dinleyin!
14 Kral diyor ki, <Hizkiya sizi
aldatmasın, o sizi kurtaramaz.
15 RAB bizi mutlaka kurtaracak, bu kent Asur
Kralı'nın eline geçmeyecek diyen Hizkiya'ya kanmayın, RAB'be güvenmeyin.
16-17 Hizkiya'yı dinlemeyin.> Çünkü Asur Kralı
diyor ki, <Teslim olun, bana gelin. Böylece ben gelip sizi kendi ülkeniz
gibi bir ülkeye -tahıl ve yeni şarap, ekmek ve üzüm dolu bir ülkeye- götürene
kadar herkes kendi asmasından, kendi incir ağacından yiyecek, kendi sarnıcından
içecek.
18 "<Hizkiya, RAB bizi kurtaracak
diyerek sizi aldatmasın. Ulusların ilahları ülkelerini Asur Kralı'nın elinden
kurtarabildi mi?
19 Hani nerede Hama'nın, Arpat'ın ilahları?
Sefarvayim'in ilahları nerede? Samiriye'yi elimden kurtarabildiler mi?
20 Bütün bu ülkelerin ilahlarından hangisi
ülkesini elimden kurtardı ki, RAB Yeruşalim'i elimden kurtarabilsin?> "
[halk (bkz. 2Kr.17:24,31; 18:34).]
21 Herkes sustu, komutana tek sözle bile
karşılık veren olmadı. Çünkü Kral Hizkiya, "Karşılık vermeyin" diye
buyurmuştu.
22 Sonra saray sorumlusu Hilkiya oğlu
Elyakim, Yazman Şevna ve devlet tarihçisi Asaf oğlu Yoah giysilerini yırttılar
ve gidip komutanın söylediklerini Hizkiya'ya bildirdiler.
BÖLÜM 37
1 Kral Hizkiya olanları duyunca
giysilerini yırttı, çul kuşanıp RAB'bin Tapınağı'na girdi.
2 Saray sorumlusu Elyakim'i, Yazman
Şevna'yı ve ileri gelen kâhinleri Amots oğlu Peygamber Yeşaya'ya gönderdi.
Hepsi çul kuşanmıştı.
3 Yeşaya'ya şöyle dediler: "Hizkiya
diyor ki, <Bugün sıkıntı, azar ve utanç günü. Çünkü çocukların doğum vakti geldi,
ama doğuracak güç yok.
4 Yaşayan Tanrı'yı aşağılamak için
efendisi Asur Kralı'nın gönderdiği komutanın söylediklerini belki Tanrın RAB
duyar da duyduğu sözlerden ötürü onları cezalandırır. Bu nedenle sağ
kalanlarımız için dua et.> "
5-6 Yeşaya, Kral Hizkiya'dan gelen görevlilere
şöyle dedi: "Efendinize şunları söyleyin: <RAB diyor ki, Asur Kralı'nın
adamlarından benimle ilgili duyduğunuz küfürlerden korkma.
7 Onun içine öyle bir ruh koyacağım ki,
bir haber üzerine kendi ülkesine dönecek. Orada onu kılıçla öldürteceğim.>
"
8 Komutan, Asur Kralı'nın Lakiş'ten
ayrılıp Livna'ya karşı savaştığını duydu. Krala danışmak için oraya gitti.
9 Kûş Kralı Tirhaka'nın kendisiyle
savaşmak üzere yola çıktığını haber alan Asur Kralı, Hizkiya'ya ulaklar
göndererek şöyle dedi:
10 "Yahuda Kralı Hizkiya'ya deyin ki,
<Güvendiğin Tanrın, Yeruşalim Asur Kralı'nın eline teslim edilmeyecek
diyerek seni aldatmasın.
11 Asur krallarının bütün ülkelere neler
yaptığını, onları nasıl yerle bir ettiğini duymuşsundur. Sen kurtulacağını mı
sanıyorsun?
12 Atalarımın yok ettiği ulusları
-Gozanlılar'ı, Harranlılar'ı, Resefliler'i, Telassar'da yaşayan Edenliler'i-
ilahları kurtarabildi mi?
13 Hani nerede Hama ve Arpat kralları? Lair,
Sefarvayim, Hena, İvva kralları nerede?> "
14 Hizkiya mektubu ulakların elinden alıp
okuduktan sonra RAB'bin Tapınağı'na çıktı. RAB'bin önünde mektubu yere yayarak
15 şöyle dua etti:
16 "Ey Keruvlar arasında taht kuran
İsrail'in Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB, bütün dünya krallıklarının tek Tanrısı
sensin. Yeri, göğü sen yarattın.
17 Ya RAB, kulak ver de işit, gözlerini aç
da gör, ya RAB; Sanherib'in söylediklerini, yaşayan Tanrı'yı nasıl
aşağıladığını duy.
18 Ya RAB, gerçek şu ki, Asur kralları bütün
ulusları ve ülkelerini viraneye çevirdiler.
19 İlahlarını yakıp yok ettiler. Çünkü onlar
tanrı değil, insan eliyle biçimlendirilmiş tahta ve taşlardı.
20 Ya RAB Tanrımız, şimdi bizi Sanherib'in
elinden kurtar ki, bütün dünya krallıkları senin tek RAB olduğunu
anlasın."
21-22 Bunun üzerine Amots oğlu Yeşaya, Hizkiya'ya şu
haberi gönderdi: "İsrail'in Tanrısı RAB şöyle diyor: <Asur Kralı
Sanherib'le ilgili olarak bana yalvardığın için diyorum ki, "<Erden kız
Siyon seni hor görüyor, Alay ediyor seninle. Yeruşalim kızı ardından alayla baş
sallıyor.
23 Sen kimi aşağıladın, kime küfrettin? Kime
sesini yükselttin? İsrail'in Kutsalı'na tepeden baktın!
24 Uşakların aracılığıyla Rab'bi aşağıladın.
Bir sürü savaş arabamla dağların tepesine, Lübnan'ın doruklarına çıktım, dedin.
Yüksek sedir ağaçlarını, seçme çamlarını kestim, Lübnan'ın en uzak tepelerine,
Gür ormanlarına ulaştım.
25 Kuyular kazdım, sular içtim, Mısır'ın
bütün ırmaklarını ayağımın tabanıyla kuruttum, dedin.
26 "<Bütün bunları çoktan yaptığımı,
Çok önceden tasarladığımı duymadın mı? Surlu kentleri enkaz yığınlarına
çevirmeni Şimdi ben gerçekleştirdim.
27 O kentlerde yaşayanların kolu kanadı
kırıldı. Yılgınlık ve utanç içindeydiler; Kır otuna, körpe filizlere, Damlarda
büyümeden kavrulup giden ota döndüler.
28 Senin oturuşunu, kalkışını, Ne zaman
gidip geldiğini, Bana nasıl öfkelendiğini biliyorum.
29 Bana duyduğun öfkeden, Kulağıma erişen
küstahlığından ötürü Halkamı burnuna, gemimi ağzına takacak, Seni geldiğin
yoldan geri çevireceğim.
30 "<Senin için belirti şu olacak,
ey Hizkiya: Bu yıl kendiliğinden yetişeni yiyeceksiniz, İkinci yıl ise ardından
biteni. Üçüncü yıl ekip biçin, Bağlar dikip ürününü yiyin.
31 Yahudalılar'ın kurtulup sağ kalanları
Yine aşağıya doğru kök salacak, Yukarıya doğru meyve verecek.
32 Çünkü sağ kalanlar Yeruşalim'den,
Kurtulanlar Siyon Dağı'ndan çıkacak. Her Şeye Egemen RAB'bin gayretiyle olacak
bu.>
33 "Bundan dolayı RAB Asur Kralı'na
ilişkin şöyle diyor: <Bu kente girmeyecek, ok atmayacak. Kente kalkanla
yaklaşmayacak, Karşısında rampa kurmayacak.
34 Geldiği yoldan dönecek ve kente girmeyecek>
diyor RAB,
35 <Kendim için ve kulum Davut'un hatırı
için Bu kenti savunup kurtaracağım> diyor."
36 RAB'bin meleği gidip Asur ordugahında yüz
seksen beş bin kişiyi öldürdü. Ertesi sabah uyananlar salt cesetlerle
karşılaştılar.
37 Bunun üzerine Asur Kralı Sanherib
ordugahını bırakıp çekildi. Ninova'ya döndü ve orada kaldı.
38 Bir gün ilahı Nisrok'un tapınağında
tapınırken, oğullarından Adrammelek'le Şareser, onu kılıçla öldürüp Ararat
ülkesine kaçtılar. Yerine oğlu Esarhaddon kral oldu.
BÖLÜM 38
1 O günlerde Hizkiya ölümcül bir
hastalığa yakalandı. Amots oğlu Peygamber Yeşaya ona gidip şöyle dedi:
"RAB diyor ki, <Ev işlerini düzene sok. Çünkü iyileşmeyecek,
öleceksin.> "
2 Hizkiya yüzünü duvara dönüp RAB'be
yalvardı:
3 "Ya RAB, yürekten bir sadakatle önünde
nasıl yaşadığımı, gözünde iyi olanı yaptığımı anımsa lütfen." Sonra acı
acı ağlamaya başladı.
4 Bunun üzerine RAB Yeşaya'ya seslendi:
5 "Git, Hizkiya'ya şunu söyle:
<Atan Davut'un Tanrısı RAB diyor ki: Duanı işittim, gözyaşlarını gördüm.
Bak, ömrünü on beş yıl daha uzatacağım.
6 Bu kenti savunacak, seni de kenti de
Asur Kralı'nın elinden kurtaracağım.
7 Sözümü gerçekleştireceğime ilişkin sana
vereceğim belirti şu olacak:
8 RAB, batmakta olan güneşin Ahaz'ın inşa
ettiği basamakların üzerine düşen gölgesini on basamak kısaltacak.> "
Böylece batmakta olan güneşin gölgesi on basamak kısaldı.
9 Yahuda Kralı Hizkiya hastalanıp
iyileştikten sonra şunları yazdı:
10 "Hayatımın baharında ölüler
diyarının kapılarından geçip Ömrümün geri kalan yıllarından yoksun mu
kalmalıyım?" demiştim,
11 "Yaşayanlar diyarında RAB'bi, evet,
RAB'bi bir daha görmeyeceğim, Bu dünyada yaşayanlar gibi insan yüzü
görmeyeceğim bir daha.
12 Evim bir çoban çadırı gibi bozuldu,
alındı elimden. Dokumacı gibi dürdüm yaşamımı, RAB tezgahtan beni kesti, Bir
gün içinde sonumu getiriverdi.
13 Sabırla bekledim sabaha kadar, RAB bir
aslan gibi kırdı bütün kemiklerimi, Bir gün içinde sonumu getiriverdi.
14 Kırlangıç gibi, turna gibi acı acı öttüm,
Güvercin gibi inledim, gözlerim yoruldu yukarı bakmaktan. Ya Rab, eziyet
çekiyorum, Yardım et bana.
15 "Ne diyeyim? Bana seslenen de bunu
yapan da Rab'dir. Tattığım bu acılardan sonra daha dikkatli yaşayacağım.
16 Ya Rab, insanlar bunlarla yaşarlar. Canım
da bunların sayesinde yaşıyor. İyileştirdin, yaşattın beni!
17 Çektiğim bunca acı esenlik bulmam içindi.
Beni sevdiğin için yıkım çukuruna düşmekten alıkoydun, Günahlarımı arkana
attın.
18 Çünkü ölüler diyarı sana şükredemez, Ölüm
övgüler sunmaz sana. Ölüm çukuruna inenler senin sadakatine umut bağlayamaz.
19 Diriler, yalnız diriler Bugün benim
yaptığım gibi sana şükreder; Babalar senin sadakatini çocuklarına anlatır.
20 Beni kurtaracak olan RAB'dir. Ömrümüz
boyunca O'nun tapınağında Telli çalgılarımızı çalacağız."
21 Yeşaya, "İncir pestili getirin, Hizkiya'nın
çıbanına koyun, iyileşir" demişti.
22 Hizkiya da, "RAB'bin Tapınağı'na
çıkacağıma ilişkin belirti nedir?" diye sormuştu.
BÖLÜM 39
1 O sırada Hizkiya'nın hastalanıp
iyileştiğini duyan Baladan oğlu Babil Kralı Merodak-Baladan, ona mektuplarla birlikte
bir armağan gönderdi.
2 Bunlar Hizkiya'yı sevindirdi. O da
deposundaki bütün değerli eşyaları -altını, gümüşü, baharatı, değerli yağı,
silah deposunu ve hazine odalarındaki her şeyi- elçilere gösterdi. Sarayında da
krallığında da onlara göstermediği hiçbir şey kalmadı.
3 Peygamber Yeşaya Kral Hizkiya'ya gidip,
"Bu adamlar sana ne dediler, nereden gelmişler?" diye sordu. Hizkiya,
"Uzak bir ülkeden, Babil'den gelmişler" diye karşılık verdi.
4 Yeşaya, "Sarayında ne
gördüler?" diye sordu. Hizkiya, "Sarayımdaki her şeyi gördüler,
hazinelerimde onlara göstermediğim hiçbir şey kalmadı" diye yanıtladı.
5 Bunun üzerine Yeşaya şöyle dedi: "Her
Şeye Egemen RAB'bin sözüne kulak ver.
6 RAB diyor ki, <Gün gelecek,
sarayındaki her şey, atalarının bugüne kadar bütün biriktirdikleri Babil'e
taşınacak. Hiçbir şey kalmayacak.
7 Soyundan gelen bazı çocuklar alınıp
götürülecek, Babil Kralı'nın sarayında hadım edilecek.> "
8 Hizkiya, "RAB'den ilettiğin bu söz
iyi" dedi. Çünkü, "Nasıl olsa yaşadığım sürece barış ve güvenlik
olacak" diye düşünüyordu.
BÖLÜM 40
1 "Avutun halkımı" diyor
Tanrınız, "Avutun!
2 Yeruşalim halkına dokunaklı sözler
söyleyin. Angaryanın bittiğini, Suçlarının cezasını ödediklerini, Günahlarının
cezasını RAB'bin elinden İki katıyla aldıklarını ilan edin."
3 Şöyle haykırıyor bir ses: "Çölde
RAB'bin yolunu hazırlayın, Bozkırda Tanrımız için düz bir yol açın. [hazırlayın, bozkırda Tanrımız için düz
bir yol açın> " ya da "Çölde haykıran, <RAB'bin yolunu
hazırlayın, geçeceği patikaları düzleyin> diye sesleniyor".]
4 Her vadi yükseltilecek, Her dağ, her
tepe alçaltılacak. Böylelikle engebeler düzleştirilecek, Sarp yerler ovaya
dönüştürülecek.
5 O zaman RAB'bin yüceliği görünecek,
Bütün insanlar hep birlikte onu görecek. Bunu söyleyen RAB'dir."
6 Ses, "Duyur" diyor.
"Neyi duyurayım?" diye soruyorum. "İnsan soyu ota benzer, Bütün
vefası kır çiçeği gibidir. [Masoretik metin "Sordu".]
7 RAB'bin soluğu esince üzerlerine, Ot
kurur, çiçek solar. Gerçekten de halk ottan farksızdır.
8 Ot kurur, çiçek solar, Ama Tanrımız'ın
sözü sonsuza dek durur."
9 Ey Siyon'a müjde getiren, Yüksek dağa
çık! Ey Yeruşalim'e müjde getiren, Yükselt sesini, bağır, Sesini yükselt,
korkma. Yahuda kentlerine, "İşte, Tanrınız!" de. Ey Yeruşalim'e müjde
getiren" ya da "Ey müjde getiren Siyon halkı, yüksek dağa çık! Ey
müjde getiren Yeruşalim halkı".
10 İşte Egemen RAB gücüyle geliyor,
Kudretiyle egemenlik sürecek. Ücreti kendisiyle birlikte, Ödülü önündedir.
11 Sürüsünü çoban gibi güdecek, Kollarına
alacak kuzuları, Bağrında taşıyacak; Usul usul yol gösterecek emziklilere.
12 Kim denizleri avucuyla, Gökleri karışıyla
ölçebildi? Yerin toprağını ölçeğe sığdıran, Dağları kantarla, Tepeleri
teraziyle tartabilen var mı?
13 RAB'bin düşüncesine kim akıl erdirebildi?
O'na öğüt verip öğretebilen var mı?
14 Akıl almak, adalet yolunu öğrenmek için
RAB kime danıştı ki? O'na bilgi veren, anlayış yolunu bildiren var mı?
15 RAB için uluslar kovada bir damla su,
Terazideki toz zerreciği gibidir. Adaları ince toz gibi tartar.
16 Adakları yakmaya yetmez Lübnan ormanı,
Yakmalık sunu için az gelir hayvanları.
17 RAB'bin önünde bütün uluslar bir hiç
gibidir, Hiçten bile aşağı, değersiz sayılır.
18 Öyleyse Tanrı'yı kime benzeteceksiniz?
Neyle karşılaştıracaksınız O'nu?
19 Putu döküm işçisi yapar, Kuyumcu altınla
kaplar, Gümüş zincirler döker.
20 Böyle bir sunuya gücü yetmeyen yoksul
kişi Çürümez bir ağaç parçası seçer. Yerinden kımıldamaz bir put yapsın diye
Usta bir işçi arar.
21 Bilmiyor musunuz, duymadınız mı?
Başlangıçtan beri size bildirilmedi mi? Dünyanın temelleri atılalı beri
anlamadınız mı?
22 Gökkubbenin üstünde oturan RAB'dir,
Yeryüzünde yaşayanlarsa çekirge gibidir. Gökleri perde gibi geren, Oturmak için
çadır gibi kuran O'dur.
23 O'dur önderleri bir hiç eden, Dünyanın
egemenlerini sıfıra indirgeyen.
24 O önderler ki, yeni dikilmiş, yeni
ekilmiş ağaç gibi, Gövdeleri yere yeni kök salmışken RAB'bin soluğu onları
kurutuverir, Kasırga saman gibi savurur.
25 "Beni kime benzeteceksiniz ki,
Eşitim olsun?" diyor Kutsal Olan.
26 Başınızı kaldırıp göklere bakın. Kim
yarattı bütün bunları? Yıldızları sırayla görünür kılıyor, Her birini adıyla
çağırıyor. Büyük kudreti, üstün gücü sayesinde hepsi yerli yerinde duruyor.
27 Ey Yakup soyu, ey İsrail! Neden,
"RAB başıma gelenleri görmüyor, Tanrı hakkımı gözetmiyor?" diye
yakınıyorsun?
28 Bilmiyor musun, duymadın mı? Ebedi Tanrı,
RAB, bütün dünyayı yaratan, Ne yorulur ne de zayıflar, O'nun bilgisi
kavranamaz.
29 Yorulanı güçlendirir, Takati olmayanın
kudretini artırır.
30 Gençler bile yorulup zayıf düşer,
Yiğitler tökezleyip düşerler.
31 RAB'be umut bağlayanlarsa taze güce
kavuşur, Kanat açıp yükselirler kartallar gibi. Koşar ama zayıf düşmez, Yürür
ama yorulmazlar.
BÖLÜM 41
1 RAB diyor ki, "Susun karşımda, ey
kıyı halkları! Halklar güçlerini tazelesin, Öne çıkıp konuşsunlar. Yargı için
bir araya gelelim.
2 "Doğudan adaleti harekete geçiren,
Hizmete koşan kim? Ulusları önüne katıyor, krallara baş eğdiriyor. Kılıcıyla
toz ediyor onları, Yayıyla savrulan samana çeviriyor. [simgeliyor (bkz. 45:1).]
3 Kovalıyor onları, Ayak basmadığı bir
yoldan esenlikle geçiyor.
4 Bunları yapıp gerçekleştiren, Kuşakları
başlangıçtan beri çağıran kim? Ben RAB, ilkim; sonuncularla da yine Ben
olacağım."
5 Kıyı halkları bunu görüp korktu.
Dünyanın dört bucağı titriyor. Yaklaşıyor, geliyorlar.
6 Herkes komşusuna yardım ediyor,
Kardeşine, "Güçlü ol" diyor.
7 Zanaatçı kuyumcuyu yüreklendiriyor,
Madeni çekiçle düzleyen, "Lehim iyi oldu" diyerek örse vuranı
yüreklendiriyor. Kımıldamasın diye putu yerine çiviliyor.
8 "Ama sen, ey kulum İsrail, Seçtiğim
Yakup soyu, Dostum İbrahim'in torunları!
9 Sizleri dünyanın dört bucağından
topladım, En uzak yerlerden çağırdım. Dedim ki, <Sen kulumsun, seni seçtim,
Seni reddetmedim.>
10 Korkma, çünkü ben seninleyim, Yılma,
çünkü Tanrın benim. Seni güçlendireceğim, evet, sana yardım edeceğim; Zafer
kazanan sağ elimle sana destek olacağım.
11 "Sana öfkelenenlerin hepsi utanacak,
rezil olacak. Sana karşı çıkanlar hiçe sayılıp yok olacak.
12 Seninle çekişenleri arasan da
bulamayacaksın. Seninle savaşanlar hiçten beter olacak.
13 Çünkü sağ elinden tutan, <Korkma, sana
yardım edeceğim> diyen Tanrın RAB benim.
14 "Ey Yakup soyu, toprak kurdu, Ey
İsrail halkı, korkma! Sana yardım edeceğim" diyor RAB, Seni kurtaran
İsrail'in Kutsalı.
15 "İşte, seni dişli, keskin, yepyeni
bir harman döveni yaptım. Harman edip ufalayacaksın dağları, Tepeleri samana
çevireceksin.
16 Onları savurduğunda rüzgar alıp
götürecek, Darmadağın edecek hepsini kasırga. Sense RAB'de sevinç bulacak,
İsrail'in Kutsalı'yla övüneceksin.
17 "Düşkünlerle yoksullar su arıyor,
ama yok. Dilleri kurumuş susuzluktan. Ben RAB, onları yanıtlayacağım, Ben,
İsrail'in Tanrısı, onları bırakmayacağım.
18 Çıplak tepeler üzerinde ırmaklar,
Vadilerde su kaynakları yapacağım. Çölü havuza, Kurak toprağı pınara
çevireceğim.
19 Çölü sedir, akasya, Mersin ve iğde
ağaçlarına kavuşturacağım. Bozkıra çam, köknar Ve selviyi bir arada dikeceğim.
20 Öyle ki, insanlar görüp bilsinler, Hep
birlikte düşünüp anlasınlar ki, Bütün bunları RAB'bin eli yapmış, İsrail'in
Kutsalı yaratmıştır."
21 "Davanızı sunun" diyor RAB,
"Kanıtlarınızı ortaya koyun" diyor Yakup'un Kralı,
22 "Putlarınızı getirin de olacakları
bildirsinler bize. Olup bitenleri bildirsinler ki düşünelim, Sonuçlarını
bilelim. Ya da gelecekte olacakları duyursunlar bize.
23 Ey putlar, bundan sonra olacakları bize
bildirin de, İlah olduğunuzu bilelim! Haydi bir iyilik ya da kötülük edin de,
Hepimiz korkup dehşete düşelim.
24 Siz de yaptıklarınız da hiçten
betersiniz, Sizi yeğleyen iğrençtir.
25 "Kuzeyden birini harekete geçirdim,
geliyor, Gün doğusundan beni adımla çağıran biri. Çömlekçinin balçığı çiğnediği
gibi, Önderleri çamur gibi çiğneyecek ayağıyla.
26 Hanginiz bunu başlangıçtan bildirdi ki,
bilelim, Kim önceden bildirdi ki, <Haklısın> diyelim? Konuştuğunuzu
bildiren de Duyuran da Duyan da olmadı hiç.
27 Siyon'a ilk, <İşte, geldiler> diyen
benim. Yeruşalim'e müjdeci gönderdim.
28 Bakıyorum, aralarında öğüt verebilecek
kimse yok ki, Onlara danışayım, onlar da yanıtlasınlar.
29 Hepsi bomboş, yaptıkları da bir hiç.
Halkın putları yalnızca yeldir, sıfırdır."
BÖLÜM 42
1 "İşte kendisine destek olduğum,
Gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! Ruhum'u onun üzerine koydum. Adaleti
uluslara ulaştıracak.
2 Bağırıp çağırmayacak, Sokakta sesini
yükseltmeyecek.
3 Ezilmiş kamışı kırmayacak, Tüten fitili
söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak.
4 Yeryüzünde adaleti sağlayana dek
Umudunu, cesaretini yitirmeyecek. Kıyı halkları onun yasasına umut
bağlayacak."
5 Gökleri yaratıp geren, Yeryüzünü ve
ürününü seren, Dünyadaki insanlara soluk, Orada yaşayanlara ruh veren RAB Tanrı
diyor ki,
6 "Ben, RAB, seni doğrulukla
çağırdım, Elinden tutacak, Seni koruyacağım. Seni halka antlaşma, Uluslara ışık
yapacağım.
7 Öyle ki, kör gözleri açasın, Zindandaki
tutsakları, Cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın.
8 "Ben RAB'bim, adım budur. Onurumu
bir başkasına, Övgülerimi putlara bırakmam.
9 Bakın, önceden bildirdiklerim
gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum; Bunlar ortaya çıkmadan önce size
duyuruyorum."
10 Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her
şey, Kıyılar ve kıyı halkları, RAB'be yeni bir ilahi söyleyin, Dünyanın dört
bucağından O'nu ezgilerle övün.
11 Bozkır ve bozkırdaki kentler, Kedar
köylerinde yaşayan halk Sesini yükseltsin. Sela'da oturanlar sevinçle
haykırsın, Bağırsın dağların doruklarından.
12 Hepsi RAB'bi onurlandırsın, Kıyı halkları
O'nu övsün.
13 Yiğit gibi çıkagelecek RAB, Savaşçı gibi
gayrete gelecek. Bağırıp savaş çığlığı atacak, Düşmanlarına üstünlüğünü
gösterecek.
14 "Uzun zamandır ses çıkarmadım,
Sustum, kendimi tuttum. Ama şimdi feryat edeceğim doğuran kadın gibi, Nefesim
tutulacak, kesik kesik soluyacağım.
15 Harap edeceğim dağları, tepeleri, Bütün
yeşilliklerini kurutacağım. Irmakları adalara çevirip havuzları kurutacağım.
16 Körlere bilmedikleri yolda rehberlik
edeceğim, Onlara kılavuz olacağım bilmedikleri yollarda, Karanlığı önlerinde
ışığa, Engebeleri düzlüğe çevireceğim. Yerine getireceğim sözler bunlardır.
Onlardan geri dönmem.
17 Oyma putlara güvenenler, Dökme putlara,
<İlahlarımız sizsiniz> diyenlerse Geri döndürülüp büsbütün
utandırılacaklar."
18 "Ey sağırlar, işitin, Ey körler,
bakın da görün!
19 Kulum kadar kör olan var mı? Gönderdiğim
ulak kadar sağır olan var mı? Benimle barışık olan kadar, RAB'bin kulu kadar
kör olan kim var?
20 Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz,
Kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz."
21 Kendi doğruluğu uğruna Kutsal Yasa'yı
Büyük ve yüce kılmak RAB'bi hoşnut etti.
22 Ama bu yağmalanmış, soyulmuş bir halktır.
Hepsi deliklere, cezaevlerine kapatılmışlardır. Yağmalanmak için varlar, kurtaran
yok. Soyulmak içinler, "Geri verin" diyen yok.
23 Hanginiz kulak verecek? Gelecekte kim can
kulağıyla dinleyecek?
24 Yakup soyunun soyulmasına, İsrail'in
yağmalanmasına kim olur verdi? Kendisine karşı günah işlediğimiz RAB değil mi?
Çünkü O'nun yolunda yürümek istemediler, Yasasına kulak asmadılar.
25 Bu yüzden kızgın öfkesini, Savaşın
şiddetini üzerlerine yağdırdı. Ama ateş çemberi içinde olduklarını
farketmediler, Aldırmadılar kendilerini yakıp bitiren ateşe.
BÖLÜM 43
1 Ey Yakup soyu, seni yaratan, Ey İsrail,
sana biçim veren RAB şimdi şöyle diyor: "Korkma, çünkü seni kurtardım,
Seni adınla çağırdım, sen benimsin.
2 Suların içinden geçerken seninle
olacağım, Irmakların içinden geçerken su boyunu aşmayacak. Ateşin içinde
yürürken yanmayacaksın, Alevler seni yakmayacak.
3 Çünkü senin Tanrın, İsrail'in Kutsalı,
Seni kurtaran RAB benim. Fidyen olarak Mısır'ı, Sana karşılık Kûş ve Seva
diyarlarını verdim.
4 Gözümde değerli ve saygın olduğun, Seni
sevdiğim için, senin yerine insanlar, Canın karşılığında halklar vereceğim.
5 Korkma, çünkü seninleyim, Soyundan
olanları doğudan getireceğim, Sizleri de batıdan toplayacağım.
6 "Kuzeye, <Ver>, güneye,
<Alıkoyma; Oğullarımı uzaktan, Kızlarımı dünyanın dört bucağından getir>
diyeceğim.
7 <Yüceliğim için yaratıp biçim verdiğim,
Adımla çağrılan herkesi, Evet, oluşturduğum herkesi getirin>
diyeceğim."
8 Gözleri olduğu halde kör, Kulakları
olduğu halde sağır olan halkı öne getir.
9 Bütün uluslar bir araya gelsin, halklar
toplansın. İçlerinden hangisi bunları bildirebilir, Olup bitenleri bize
duyurabilir? Tanıklarını çağırıp haklı olduklarını kanıtlasınlar, Ötekiler de
duyup, "Doğrudur" desinler.
10 "Tanıklarım sizlersiniz" diyor
RAB, "Seçtiğim kullar sizsiniz. Öyle ki beni tanıyıp bana güvenesiniz,
Benim O olduğumu anlayasınız. Benden önce bir tanrı olmadı, Benden sonra da
olmayacak.
11 "Ben, yalnız ben RAB'bim, Benden
başka kurtarıcı yoktur.
12 Ben bildirdim, ben kurtardım, ben
duyurdum, Aranızdaki yabancı ilahlar değil. Tanıklarım sizsiniz" diyor
RAB, "Tanrı benim,
13 Gün gün olalı ben O'yum. Elimden kimse
kurtaramaz. Ben yaparım, kim engel olabilir?"
14 Kurtarıcınız RAB, İsrail'in Kutsalı diyor
ki, "Uğrunuza Babil üzerine bir ordu göndereceğim. Övündükleri gemilerle
kaçan bütün Kildaniler'e Boyun eğdireceğim. 15 Kutsalınız, İsrail'in
Yaratıcısı, Kralınız RAB benim."
16-17 Denizde geçit, azgın sularda yol açan, Atlarla
savaş arabalarını, Yiğit savaşçıları ve orduyu Yola çıkaran RAB şöyle diyor:
"Onlar yattı, kalkamaz oldu, Fitil gibi bastırılıp söndürüldüler.
18 "Olup bitenlerin üzerinde durmayın,
Düşünmeyin eski olayları.
19 Bakın, yeni bir şey yapıyorum! Olmaya
başladı bile, farketmiyor musunuz? Çölde yol, kurak topraklarda ırmaklar
yapacağım.
20 Kır hayvanları, çakallarla baykuşlar beni
yüceltecek. Çünkü seçtiğim halkın içmesi için çölde su, Kurak yerlerde ırmaklar
sağladım.
21 Kendim için biçim verdiğim bu halk Bana
ait olan övgüleri ilan edecek."
22 "Ne var ki, ey Yakup soyu,
Yakardığın ben değildim, Benden usandın, ey İsrail.
23 Yakmalık sunu için bana davar getirmediniz,
Kurbanlarınızla beni onurlandırmadınız. Sizi sunularla uğraştırmadım, Günnük
isteyerek sizi usandırmadım.
24 Benim için güzel kokulu kamış satın
almadınız, Doyurmadınız beni kurbanlarınızın yağıyla. Tersine, beni
günahlarınızla uğraştırdınız, Suçlarınızla usandırdınız.
25 Kendi uğruna suçlarınızı silen benim,
evet benim, Günahlarınızı anmaz oldum.
26 "Geçmişi bana anımsatın,
hesaplaşalım, Haklı çıkmak için davanızı anlatın.
27 İlk atanız günah işledi, Sözcüleriniz
bana başkaldırdı.
28 Bu yüzden tapınak görevlilerini
bayağılaştırdım; Yakup soyunu bütünüyle yıkıma, İsrail'i rezilliğe mahkûm
ettim."
BÖLÜM 44
1 "Şimdi, ey kulum Yakup soyu,
Seçtiğim İsrail halkı, dinle!
2 Seni yaratan, rahimde sana biçim veren,
Sana yardım edecek olan RAB şöyle diyor: <Korkma, ey kulum Yakup soyu, Ey
seçtiğim Yeşurun! [verilen bir
addır.]
3 "<Susamış toprağı sulayacak,
Kurumuş toprakta dereler akıtacağım. Çocuklarının üzerine Ruhum'u dökecek,
Soyunu kutsayacağım.
4 Akarsu kıyısında otlar arasında
yükselen Kavaklar gibi boy atacaklar.>
5 "Kimi, <Ben RAB'be aitim>
diyecek, Kimi Yakup adını alacak, Kimi de eline <RAB'be ait> yazıp İsrail
adını benimseyecek."
6 RAB, İsrail'in Kralı ve Kurtarıcısı, Her
Şeye Egemen RAB diyor ki, "İlk ve son benim, Benden başka Tanrı yoktur.
7 Benim gibi olan var mı? Haber versin.
Ezeli halkımı var ettiğimden beri olup bitenleri, Bundan sonra olacakları
söyleyip sıralasın, Evet, gelecek olayları bildirsin!
8 Yılmayın, korkmayın! Size çok önceden
beri söyleyip açıklamadım mı? Tanıklarım sizsiniz. Benden başka Tanrı var mı?
Hayır, başka Kaya yok; Ben bir başkasını bilmiyorum."
9 Putlara biçim verenlerin hepsi boş
insanlardır. Değer verdikleri nesneler hiçbir işe yaramaz. Putların tanıkları
onlardır; Ne bir şey görür ne de bir şey bilirler. Bunun sonucunda utanç içinde
kalacaklar.
10 Kim yararsız ilaha biçim vermek, Dökme
put yapmak ister?
11 Bakın, bu putlarla uğraşanların hepsi
utanacak. Onları yapanlar salt insan. Hepsi toplanıp yargılanmaya gelsin.
Dehşete düşecek, utanacaklar birlikte.
12 Demirci aletini alır, Kömür ateşinde
çalışır, Çekiçle demire biçim verir. Güçlü koluyla onu işler. Acıkır, güçsüz
kalır, su içmeyince tükenir.
13 Marangoz iple ölçü alır, Tahtayı
tebeşirle çizer. Raspayla tahtayı biçimlendirir, Pergelle işaretler, insan
biçimi verir. İnsan güzelliğinde, Evde duracak bir put yapar.
14 İnsan kendisi için sedir ağaçları keser,
Palamut, meşe ağaçları alır. Ormanda kendine bir ağaç seçer. Bir çam diker, ama
ağacı büyüten yağmurdur.
15 Sonra ağaç odun olarak kullanılır. İnsan aldığı
odunla hem ısınır, Hem tutuşturup ekmek pişirir, Hem de bir ilah yapıp tapınır.
Yaptığı putun önünde yere kapanır.
16 Odunun bir kısmını yakar, Ateşinde et
kızartıp karnını doyurur. Isınınca bir oh çeker, "Isındım, ateşin
sıcaklığını duyuyorum" der.
17 Artakalan odundan kendine bir ilah, Oyma
put yapar; Önünde yere kapanıp ona tapınır, "Beni kurtar, çünkü ilahım
sensin" diye yakarır.
18 Böyleleri anlamaz, bilmez. Çünkü gözleri
de zihinleri de öylesine kapalı ki, Görmez, anlamazlar.
19 Durup düşünmez, bilmez, Anlamazlar ki
şöyle desinler: "Odunun bir kısmını yakıp Ateşinde ekmek pişirdim, et
kızartıp yedim. Artakalanından iğrenç bir şey mi yapayım? Bir odun parçasının
önünde yere mi kapanayım?"
20 Külle besleniyorlar. Aldanan yürekleri
onları saptırıyor. Canlarını kurtaramaz, "Sağ elimdeki şu nesne aldatıcı
değil mi?" diyemezler.
21 "Ey Yakup soyu, ey İsrail,
Söylediklerimi anımsayın, çünkü kulumsunuz. Size ben biçim verdim, kulumsunuz;
Seni unutmam, ey İsrail.
22 İsyanlarınızı bulut gibi, Günahlarınızı
sis gibi sildim. Bana dönün, çünkü sizi kurtardım."
23 Sevinçle haykırın, ey gökler, Çünkü bunu
RAB yaptı. Haykırın, ey yerin derinlikleri. Ey dağlar, ey orman, ormandaki her
ağaç, Sevinç çığlıklarına katılın. Çünkü RAB Yakup soyunu kurtararak İsrail'de
görkemini gösterdi.
24 Sizi kurtaran, Size rahimde biçim veren
RAB diyor ki, "Her şeyi yaratan, Gökleri yalnız başına geren, Yeryüzünü
tek başına seren, Sahte peygamberlerin belirtilerini boşa çıkaran, Falcılarla
alay eden, Bilgeleri geri çeviren, Bilgilerini saçmalığa dönüştüren, Kulunun
sözlerini yerine getiren, Ulaklarının peygamberlik sözlerini gerçekleştiren,
Yeruşalim için, <İçinde oturulacak>, Yahuda kentleri için, <Yeniden
kurulacak, Yıkıntılarını onaracağım> diyen; Engine, <Kuru! Sularını
kurutacağım> diyen, Koreş için, <O çobanımdır, Her istediğimi yerine
getirecek>, Yeruşalim için, <Yeniden kurulacak>, Tapınak için,
<Temeli atılacak> diyen RAB benim."
BÖLÜM 45
1 RAB meshettiği kişiye, Sağ elinden
tuttuğu Koreş'e sesleniyor. Uluslara onun önünde baş eğdirecek, Kralları
silahsızlandıracak* [*Sözcük
anlamıyla "kuşağını çözmek"], Bir daha kapanmayacak kapılar
açacak. Ona şöyle diyor:
2 "Senin önünsıra gidip Dağları
düzleyecek, Tunç kapıları kırıp Demir sürgülerini parçalayacağım.
3 Seni adınla çağıranın Ben RAB,
İsrail'in Tanrısı olduğumu anlayasın diye Karanlıkta kalmış hazineleri, Gizli
yerlerde saklı zenginlikleri sana vereceğim.
4 Sen beni tanımadığın halde Kulum Yakup
soyu ve seçtiğim İsrail uğruna Seni adınla çağırıp onurlu bir unvan vereceğim.
5 RAB benim, başkası yok, Benden başka
Tanrı yok. Beni tanımadığın halde seni güçlü kılacağım.
6 Öyle ki, doğudan batıya dek Benden
başkası olmadığını herkes bilsin. RAB benim, başkası yok.
7 Işığı biçimlendiren, karanlığı yapan,
Esenliği ve felaketi yaratan, Bütün bunları yapan RAB benim.
8 Ey gökler, yukarıdan doğruluk damlatın,
Ey bulutlar, doğruluk yağdırın. Toprak yarılsın, kurtuluş meyvesi versin,
Onunla birlikte doğruluk yetiştirsin. Bunları yaratan RAB benim."
9 Kendine biçim verenle çekişenin vay haline!
Kil, topraktan yapılmış çömlek parçası, Kendisine biçim verene, "Ne
yapıyorsun? Yarattığın nesnenin tutacağı yok" diyebilir mi?
10 Babasına, "Dünyaya ne
getirdin?" Ya da annesine, "Ne biçim şey doğurdun?" Diyenin vay
haline!
11 İsrail'in Kutsalı, Ona biçim veren RAB
diyor ki, "Çocuklarımın geleceği hakkında beni sorgulayabilir, Ellerimin
yapıtları hakkında bana buyruk verebilir misiniz?
12 Dünyayı ben yaptım, Üzerindeki insanı ben
yarattım. Benim ellerim gerdi gökleri, Bütün gök cisimleri benim buyruğumda.
13 Koreş'i doğrulukla harekete geçirecek,
Yollarını düzleyeceğim. Kentimi o onaracak, Sürgünlerimi ücret ya da ödül
almadan o özgür kılacak." Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
14 RAB diyor ki, "Mısır'ın ürettikleri,
Kûş'un ticaret gelirleri Ve uzun boylu Sevalılar size gelecek, sizin olacak.
Zincire vurulmuş olarak ardınızsıra yürüyecekler. Önünüzde yere kapanıp
yalvaracaklar: <Tanrı yalnız sizinledir, Başkası, başka Tanrı yok.>
"
15 Gerçekten sen kendini gizleyen bir
Tanrı'sın, Ey İsrail'in Tanrısı, ey Kurtarıcı!
16 Put yapanların hepsi utandırılacak, rezil
olacak. Utanç içinde uzaklaşacaklar.
17 Ama İsrail RAB tarafından kurtarılacak,
Sonsuza dek sürecek kurtuluşu. Çağlar boyunca utandırılmayacak, Asla rezil
olmayacak.
18 Çünkü gökleri yaratan RAB, Dünyayı
yaratıp biçimlendiren, pekiştiren, Üzerinde yaşanmasın diye değil, yaşansın
diye Biçimlendiren RAB -Tanrı O'dur- şöyle diyor: "RAB benim, başkası yok.
19 Ben gizlide, Karanlıklar ülkesinin bir
köşesinde konuşmadım. Yakup soyuna, <Beni olmayacak yerlerde arayın>
demedim. Doğru olanı söyleyen, adil olanı bildiren RAB benim."
20 "Ey sizler, uluslardan kaçıp
kurtulanlar, Toplanıp gelin, birlikte yaklaşın! Tahtadan oyma putlar taşıyan,
Kurtaramayan ilahlara yakaranlar bilgisizdir.
21 Konuşun, davanızı sunun, Birbirinize
danışın. Bunları çok önceden duyurup bildiren kim? Ben RAB, bildirmedim mi?
Benden başka Tanrı yok, adil Tanrı ve Kurtarıcı benim. Yok benden başkası.
22 "Ey dünyanın dört bucağındakiler,
Bana dönün, kurtulursunuz. Çünkü Tanrı benim, başkası yok.
23 Kendi üzerime ant içtim, Ağzımdan çıkan
söz doğrudur, boşa çıkmaz: Her diz önümde çökecek, Her dil bana ant içecek.
24 "Benim için şöyle diyecekler:
<Doğruluk ve güç yalnız RAB'dedir>, İnsanlar O'na gelecek. RAB'be
öfkelenenlerin hepsi utandırılacak.
25 Ama bütün İsrail soyu RAB tarafından
aklanacak, O'nunla övünecek.
BÖLÜM 46
1 "İlah Bel diz çökmüş, ilah Nebo
sinmiş, Putları hayvanlara, öküzlere yüklenmiş gidiyor. Taşınan bu nesneleriniz
ağırlık, Yorgun hayvana yük oldu.
2 Birlikte sinmiş, diz çökmüşler,
Putlarını yük olmaktan kurtaramıyorlar. Sürgüne gidecek onlar.
3 "Ey Yakup soyu, İsrail'in sağ
kalanları, Doğdunuz doğalı yüklendiğim, Rahimden çıktınız çıkalı taşıdığım
sizler, Dinleyin beni:
4 Siz yaşlanıncaya dek ben O'yum;
Saçlarınız ağarıncaya dek Ben yükleneceğim sizi. Sizi ben yarattım, ben
taşıyacağım, Evet, sizi ben yüklenecek, ben kurtaracağım.
5 "Beni kime benzetecek, Kime denk
tutacaksınız? Kiminle karşılaştıracaksınız ki, benzer olalım?
6 Kimisi bol keseden harcadığı altından,
Terazide tarttığı gümüşten Ücret karşılığında kuyumcuya ilah yaptırır, Önünde
yere kapanıp tapınır.
7 Onu omuzlayıp taşır, yerine koyar.
Öylece durur put, yerinden kımıldamaz. Kendisine yakarana yanıt veremez, Onu
sıkıntısından kurtaramaz.
8 "Bunu anımsayın, ey başkaldıranlar,
Adam olun, aklınızdan çıkarmayın!
9 Çok önceden beri olup bitenleri
anımsayın. Çünkü Tanrı benim, başkası yok. Tanrı benim, benzerim yok.
10 Sonu ta başlangıçtan, Henüz olmamış
olayları çok önceden bildiren, <Tasarım gerçekleşecek, İstediğim her şeyi
yapacağım> diyen benim.
11 Doğudan yırtıcı kuşu, Uzak bir ülkeden
Tasarımı gerçekleştirecek adamı çağıran benim. Evet, bunları söyledim,
Kesinlikle yerine getirecek, Tasarladığımı yapacağım mutlaka.
12 "Ey dikbaşlılar, doğruluktan uzak
olanlar, Dinleyin beni!
13 Zaferim yaklaştı, uzak değil; Kurtarışım
gecikmeyecek. Güzelliğim olan İsrail için Siyon'u kurtaracağım."
BÖLÜM 47
1 "Ey Babil, erden kız, İn aşağı,
toprağa otur. Ey Kildani kızı, Tahtın yok artık, yere otur. Bundan böyle,
<Nazik, narin> demeyecekler sana.
2 Bir çift değirmen taşı al da un öğüt,
Çıkar peçeni, kaldır eteğini. Baldırını aç, ırmaklardan geç.
3 Çıplaklığın sergilenecek, mahrem
yerlerin görünecek. Öç alacağım, kimseyi esirgemeyeceğim."
4 Bizim kurtarıcımız İsrail'in Kutsalı'dır.
O'nun adı "Her Şeye Egemen RAB'dir!"
5 RAB diyor ki, "Ey Kildani kızı,
Karanlığa çekilip sessizce otur. Çünkü bundan böyle <Ülkeler kraliçesi>
demeyecekler sana.
6 Halkıma öfkelenmiş, Mirasım olduğu
halde onu bayağılaştırıp Eline teslim etmiştim. Ama sen onlara acımadın,
Yaşlılara bile çok ağır bir boyunduruk yükledin.
7 <Sonsuza dek kraliçe olacağım>
diye düşünüyordun, Bunları aklına getirmedin, sonuçlarını düşünmedin.
8 "Ey şimdi güvenlikte yaşayan zevk
düşkünü, İçinden, <Kraliçe benim, başkası yok; Hiç dul kalmayacak, Evlat
acısı görmeyeceğim> diyorsun. Dinle şimdi:
9 Bir gün içinde ikisi birden başına
gelecek: Çok sayıda büyüye, etkili muskalarına karşın Hem dul kalacak, Hem
evlat acısını alabildiğine yaşayacaksın.
10 "Kötülüğüne güvendin, <Beni gören
yok> diye düşündün. Bilgin ve bilgeliğin seni saptırdı. İçinden, <Kraliçe
benim, başkası yok> diyordun.
11 Ne var ki, felakete uğrayacaksın. Onu
durduracak büyü yok elinde, Başına gelecek belayı önleyemeyeceksin. Üzerine
ansızın hiç beklemediğin bir yıkım gelecek.
12 Gençliğinden beri emek verdiğin
Muskalarına, çok sayıda büyüye devam et; Belki yararını görür, Kimilerini
titretirsin.
13 Aldığın öğütlerin çokluğu Seni tüketti.
Yıldız falcıların, yıldızbilimcilerin, Ay başlarında ne olacağını bildirenlerin,
Şimdi kalksınlar da Başına geleceklerden seni kurtarsınlar.
14 "Bak, hepsi anızdan farksız, Ateş
yakacak onları. Canlarını alevden kurtaramayacaklar. Ne ısınmak için kor, Ne de
karşısında oturulacak ateş olacak.
15 Emek verdiğin adamlar böyle olacak. Gençliğinden
beri alışveriş ettiğin herkes Kendi yoluna gidecek, Seni kurtaran
olmayacak."
BÖLÜM 48
1 "Dinle, ey Yakup soyu! İsrail
adıyla anılan, Yahuda soyundan gelen, RAB'bin adıyla ant içen sizler, İsrail'in
Tanrısı'na yakarır, Ama bunu doğrulukla, içtenlikle yapmazsınız.
2 Kutsal kentli olduğunuzu, İsrail'in
Tanrısı'na dayandığınızı ileri sürersiniz. O'nun adı Her Şeye Egemen RAB'dir.
3 Olup bitenleri çok önceden bildirdim,
Ağzımı açıp duyurdum. Ansızın yaptım ve gerçekleştiler.
4 İnatçı olduğunuzu, Tunç alınlı, demir
boyunlu olduğunuzu bildiğim için
5 Bunları size çok önceden bildirdim,
Olmadan önce duyurdum. Yoksa, <Bunları yapan putlarımızdır, Olmalarını
buyuran Oyma ve dökme putlarımızdır> derdiniz.
6 Bunları duydunuz, hepsini inceleyin.
Peki, kabul etmeyecek misiniz? Şimdiden size yeni şeyler, Bilmediğiniz gizli
şeyler açıklayacağım.
7 Bunlar şimdi yaratılıyor, Geçmişte
değil; Bugüne kadar duymadınız, Yoksa, <Bunları biliyorduk> derdiniz.
8 Ne duydunuz, ne de anladınız, Öteden
beri kulaklarınız tıkalı. Ne denli hain olduğunuzu biliyorum, Doğuştan isyankâr
olduğunuz biliniyor.
9 Adım uğruna öfkemi geciktiriyorum.
Ünümden ötürü kendimi tutuyorum, Yoksa sizi yok ederdim.
10 Bakın, gümüşü arıtır gibi olmasa da
sizleri arıttım, Sıkıntı ocağında denedim.
11 Bunu kendim için, evet, kendim için
yapıyorum. Adımı bayağılaştırmanızı nasıl hoş görebilirim? Bana ait olan onuru
başkasına vermem."
12 "Ey Yakup soyu, çağırdığım İsrail,
beni dinle: Ben O'yum; ilk Ben'im, son da Ben'im.
13 Yeryüzünün temelini elimle attım, Gökleri
sağ elim gerdi. Onları çağırdığımda Birlikte önümde dikilirler.
14 "Toplanıp dinleyin hepiniz:
Putlardan hangisi bunları önceden bildirebildi? RAB'bin sevdiği kişi O'nun
Babil'e karşı tasarladığını yerine getirecek. Gücünü Kildaniler'e karşı
kullanacak.
15 Ben, evet, ben söyledim, onu ben
çağırdım, Onu getirdim, görevini başaracak.
16 "Yaklaşın bana, dinleyin
söyleyeceklerimi: Başlangıçtan beri açıkça konuştum, O zamandan bu yana
oradayım." Egemen RAB şimdi beni ve Ruhu'nu gönderiyor.
17 Sizleri kurtaran İsrail'in Kutsalı RAB
diyor ki, "Yararlı olanı size öğreten, Gitmeniz gereken yolda sizi yürüten
Tanrınız RAB benim.
18 "Keşke buyruklarıma dikkat
etseydiniz! O zaman esenliğiniz ırmak gibi, Doğruluğunuz denizin dalgaları gibi
olurdu.
19 Soyunuz kum gibi, Torunlarınız kum
taneleri gibi olurdu. Adları ne unutulur, Ne de huzurumdan yok olurdu."
20 Babil'den çıkın, Kildaniler'den kaçın,
Sevinç çığlıklarıyla ilan edin bunu, Haberini duyurun, dünyanın dört bucağına
yayın. "RAB, kulu Yakup'un soyunu kurtardı" deyin.
21 Onları çöllerden geçirirken susuzluk
çekmediler, Onlar için sular akıttı kayadan, Kayayı yardı, sular fışkırdı.
22 "Kötülere esenlik yoktur" diyor
RAB.
BÖLÜM 49
1 Ey kıyı halkları, işitin beni, Uzaktaki
halklar, iyi dinleyin. RAB beni ana rahmindeyken çağırdı, Annemin karnındayken
adımı koydu.
2 Ağzımı keskin kılıç yaptı, Elinin
gölgesinde gizledi beni. Beni keskin bir ok yaptı, Kendi ok kılıfına sakladı.
3 Bana, "Kulumsun, ey İsrail,
Görkemimi senin aracılığınla göstereceğim" dedi.
4 Ama ben, "Boşuna emek verdim"
dedim, "Gücümü boş yere, bir hiç için tükettim. RAB yine de hakkımı
savunur, Tanrım yaptıklarımın karşılığını verir."
5 Kulu olmam için, Yakup soyunu kendisine
geri getirmem, İsrail'i önünde toplamam için Rahimde beni biçimlendiren RAB
şimdi şöyle diyor: -O'nun gözünde onurluyum, Tanrım bana güç kaynağı oldu.-
6 "Yakup'un oymaklarını
canlandırmak, Sağ kalan İsrailliler'i geri getirmek için Kulum olman yeterli
değil. Seni uluslara ışık yapacağım. Öyle ki, kurtarışım yeryüzünün dört
bucağına ulaşsın."
7 İnsanların hor gördüğüne, Ulusların
iğrendiğine, Egemenlerin kulu olana İsrail'in Kurtarıcısı ve Kutsalı RAB diyor
ki, "Seni seçmiş olan İsrail'in Kutsalı sadık RAB'den ötürü Krallar seni
görünce ayağa kalkacak, Önderler yere kapanacak."
8 RAB şöyle diyor: "Lütuf zamanında
seni yanıtlayacağım, Kurtuluş günü sana yardım edecek, Seni koruyacağım. Seni
halka antlaşma olarak vereceğim. Öyle ki, yıkık ülkeyi yeniden kurasın, Mülk
olarak yeni sahiplerine veresin.
9 Tutsaklara, <Çıkın>,
Karanlıktakilere, <Dışarı çıkın> diyeceksin. Yol boyunca beslenecek, Her
çıplak tepede otlak bulacaklar.
10 Acıkmayacak, susamayacaklar, Kavurucu
sıcak ve güneş çarpmayacak onları. Çünkü onlara merhamet eden kendilerine yol
gösterecek Ve onları pınarlara götürecek.
11 Bütün dağlarımı yola dönüştüreceğim,
Anayollarım yükseltilecek.
12 İşte halkım ta uzaklardan, Kimi kuzeyden,
kimi batıdan, kimi de Sinim'den gelecek."
13 Ey gökler, sevinçle haykırın, Neşeyle
coş, ey yeryüzü! Ey dağlar, sevinç çığlıklarına katılın, Çünkü RAB halkını
avutacak, Ezilene merhamet gösterecek.
14 Oysa Siyon, "RAB beni terk etti, Rab
beni unuttu" diyordu.
15 Ama RAB, "Kadın emzikteki çocuğunu
unutabilir mi?" diyor, "Rahminden çıkan çocuktan sevecenliği esirger
mi? Kadın unutabilir, Ama ben seni asla unutmam.
16 Bak, adını avuçlarıma kazıdım, Duvarlarım
gözlüyorum sürekli.
17 Oğulların koşar adım geliyor, Seni yıkıp
viran edenlerse çıkıp gidecek.
18 Başını kaldır da çevrene bir bak: Hepsi
toplanmış sana geliyor. Ben RAB, varlığım hakkı için diyorum ki, Onların hepsi
senin süsün olacak, Bir gelin gibi takınacaksın onları.
19 "Çünkü yıkılmış, viraneye dönmüştün,
Ülken yerle bir olmuştu. Ama şimdi halkına dar geleceksin, Seni harap etmiş
olanlar senden uzak duracaklar.
20 Yitirdiğini sandığın çocuklarının sesini
yine duyacaksın: <Burası bize dar geliyor, Yaşayacak bir yer ver bize>
diyecekler.
21 O zaman içinden, <Kim doğurdu bunları
bana?> diyeceksin, <Çocuklarımı yitirmiştim, doğuramıyordum. Sürgüne
gönderilmiş, dışlanmıştım. Öyleyse bunları kim büyüttü? Yapayalnız kalmıştım,
Nereden çıkıp geldi bunlar?> "
22 Egemen RAB diyor ki, "Bakın,
uluslara elimle işaret verdiğimde, Sancağımı yükselttiğimde halklara, Senin
oğullarını kucaklarında getirecek, Kızlarını omuzlarında taşıyacaklar.
23 Krallar size babalık, Prensesler
sütannelik yapacak, Yüzüstü yere kapanıp Ayaklarının tozunu yalayacaklar. O
zaman benim RAB olduğumu anlayacaksın. Bana umut bağlayan
utandırılmayacak."
24 Güçlünün ganimeti elinden alınabilir mi?
Zorbanın elindeki tutsak kurtulabilir mi? "Doğru olanın" (bkz. 25.
ayet).
25 Ama RAB diyor ki, "Evet, güçlünün
elindeki tutsaklar alınacak, Zorbanın aldığı ganimet de kurtarılacak. Seninle
çekişenle ben çekişeceğim, Senin çocuklarını ben kurtaracağım.
26 Sana zulmedenlere kendi etlerini
yedireceğim, Tatlı şarap içmiş gibi kendi kanlarıyla sarhoş olacaklar. Böylece
bütün insanlar bilecek ki Seni kurtaran RAB benim; Kurtarıcın, Yakup'un Güçlüsü
benim."
BÖLÜM 50
1 RAB şöyle diyor: "Boşadığım
annenizin boşanma belgesi nerede? Hangi alacaklıma sattım sizi? Suçlarınız
yüzünden satıldınız, Anneniz isyanlarınız yüzünden dışlandı.
2 Geldiğimde neden kimse yoktu,
Çağırdığımda niçin yanıt veren olmadı? Sizi kurtaramayacak kadar kısa mı elim,
Ya da gücüm yok mu sizi özgür kılmaya? Azarlayarak denizi kurutur, Irmakları
çöle çeviririm. Su kalmayınca balıklar ölür ve kokar.
3 Göklere karalar giydirir, Çul ederim
onların örtüsünü."
4 Yorgunlara sözle destek olmayı bileyim
diye Egemen RAB bana eğitilmişlerin dilini verdi. Eğitilenler gibi dinleyeyim
diye kulağımı uyandırır her sabah.
5 Egemen RAB kulağımı açtı, Karşı
koymadım, geri çekilmedim.
6 Bana vuranlara sırtımı açtım,
Yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara. Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü
gizlemedim.
7 Egemen RAB bana yardım ettiği için
Utanç duymam. Kararımdan dönmem*, Utandırılmayacağımı bilirim. [* “Kendimi çakmak taşına benzettim”.]
8 Beni haklı çıkaran yakınımda. Benden
davacı olan kim, yüzleşelim, Kimdir hasmım, karşıma çıksın.
9 Bana yardım eden Egemen RAB'dir, Kim
suçlu çıkaracak beni? Onların hepsi giysi gibi eskiyecek, Tümünü güve yiyip
bitirecek.
10 Aranızda RAB'den korkan, Kulunun sözünü
dinleyen kim var? Karanlıkta yürüyen, ışığı olmayan, RAB'bin adına güvensin,
Tanrısı'na dayansın.
11 Ama ateş yakan, Alevli oklar kuşanan
sizler, hepiniz, Ateşinizin aydınlığında, Tutuşturduğunuz alevli okların
arasında yürüyün. Benden alacağınız şudur: Azap içinde yatacaksınız.
BÖLÜM 51
1 "Doğruluğun ardından giden, RAB'be
yönelen sizler, beni dinleyin: Yontulduğunuz kayaya, Çıkarıldığınız taş ocağına
bakın.
2 Atanız İbrahim'e, sizi doğuran Sara'ya
bakın. Çağırdığımda tek kişiydi İbrahim, Ama ben onu kutsayıp çoğalttım."
3 RAB Siyon'u ve bütün yıkıntılarını
avutacak. Siyon çölünü Aden'e, bozkırı RAB'bin bahçesine döndürecek. Orada
coşku, sevinç, Şükran ve ezgi olacak.
4 "Beni dinle, ey halkım, Bana kulak
ver, ey ulusum! Yasa benden çıkacak, Halklara ışık olarak adaletimi
yerleştireceğim.
5 Zaferim yaklaştı, Kurtarışım ortaya
çıktı. Halkları gücümle yöneteceğim. Kıyı halkları bana umut bağladı, Umutla
gücümü bekliyorlar.
6 Başınızı kaldırıp göklere bakın,
Aşağıya, yeryüzüne bakın. Çünkü bu gökler duman gibi dağılacak, Giysi gibi
eskiyecek yeryüzü; Üzerinde yaşayanlar sinek gibi ölecek. Ama benim kurtarışım
sonsuz olacak, Ardı kesilmeyecek zaferimin.
7 "Ey sizler, doğru olanı bilenler,
Yasamı yüreğinde taşıyan halk, dinleyin beni! İnsanların aşağılamalarından
korkmayın, Yılmayın sövgülerinden.
8 Güvenin yediği giysi gibi, Kurtçuğun
yediği yapağı gibi yitecekler. Oysa zaferim sonsuza dek kalacak, Kurtarışım
kuşaklar boyu sürecek."
9 Uyan, ey RAB'bin gücü, uyan, kudreti
kuşan! Eski günlerde, önceki kuşaklar döneminde olduğu gibi uyan! Rahav'ı
parçalayan, Deniz canavarının bedenini deşen sen değil miydin?
10 Denizi, engin suların derinliklerini
kurutan, Kurtulanların geçmesi için Denizin derinliklerini yola çeviren sen
değil miydin?
11 RAB'bin kurtardıkları dönecek, Sevinçle
haykırarak Siyon'a varacaklar. Yüzlerinde sonsuz sevinç olacak. Onların olacak
coşku ve sevinç, Üzüntü ve inilti kaçacak.
12 RAB diyor ki, "Sizi avutan benim,
evet benim. Siz kimsiniz ki, ölümlü insandan, Ottan farksız insanoğlundan
korkarsınız?
13 Sizi yaratan, gökleri geren, Dünyanın
temellerini atan RAB'bi Nasıl olur da unutursunuz? Sizi yok etmeye hazırlanan
zalimin öfkesinden Neden gün boyu yılıp duruyorsunuz? Hani nerede zalimin
gazabı?
14 Zincire vurulmuş tutsaklar Çok yakında
özgürlüğe kavuşacak. Ölüm çukuruna inmeyecek, Aç kalmayacaklar.
15 Tanrınız RAB benim. Dalgalar gürlesin
diye denizi çalkalayan benim." O'nun adı Her Şeye Egemen RAB'dir!
16 "Sözlerimi ağzına koydum, Seni
elimin gölgesiyle örttüm; Gökleri yerleştirmen, Yeryüzünün temellerini atman Ve
Siyon'a, <Halkım sensin> demen için..."
17 Uyan, ey Yeruşalim, uyan, kalk ayağa! Sen
ki, RAB'bin gazap kâsesini O'nun elinden içtin. Tamamını içtin sersemleten
kâsenin.
18 Doğurduğun bunca oğuldan sana yol
gösteren yok, Elinden tutan da yok büyüttüğün bunca oğuldan.
19 Başına çifte felaket geldi, kim
başsağlığı dileyecek? Yıkım ve kırım, kıtlık ve kılıç. Nasıl avutayım seni?
20 Oğulların baygın, ağa düşmüş ahular gibi
Her sokak başında yatıyor. RAB'bin öfkesine de Tanrın'ın azarlayışına da
doymuşlar.
21 Bu nedenle, ey ezilmiş Yeruşalim,
Şarapsız sarhoş olmuş halk, şunu dinle!
22 Egemenin RAB, kendi halkını savunan
Tanrın diyor ki, "Seni sersemleten kâseyi, gazabımın kâsesini Elinden
aldım. Bir daha asla içmeyeceksin ondan.
23 Onu sana eziyet edenlerin eline
vereceğim; Onlar ki sana, <Yere yat da Üzerinden geçelim> dediklerinde,
Sırtını toprak, yol ettin."
BÖLÜM 52
1 Uyan, ey Siyon, uyan, kudretini kuşan.
Ey Yeruşalim, kutsal kent, güzel giysilerini giy. Çünkü sünnetsizlerle
murdarlar Kapılarından asla içeri girmeyecek artık.
2 Üzerindeki tozu silk! Kalk, ey
Yeruşalim, tahtına otur, Boynundaki zinciri çöz, Ey Siyon, tutsak kız.
3 RAB diyor ki, "Karşılıksız
satılmıştınız, Parasız kurtulacaksınız."
4 Egemen RAB diyor ki, "Halkım
gurbette yaşamak için önce Mısır'a inmişti. Şimdi de Asurlular onları ezdi.
5 Halkım boş yere alınıp götürüldü, Benim
burayla ne ilgim kaldı?" diyor RAB, "Yöneticileri feryat ediyor,
Adıma günboyu sövülüyor" diyor RAB.
6 "Bundan ötürü halkım adımı
bilecek, O gün, <İşte ben> diyenin ben olduğumu anlayacak."
7 Dağları aşıp gelen müjdecinin ayakları
ne güzeldir! O müjdeci ki, esenlik duyuruyor. İyilik müjdesi getiriyor,
kurtuluş haberi veriyor. Siyon halkına, "Tanrı’nız egemenlik
sürüyor!" diye ilan ediyor.
8 Dinleyin! Bekçileriniz seslerini
yükseltiyor, Hep birlikte sevinçle haykırıyorlar. Çünkü RAB'bin Siyon'a
dönüşünü gözleriyle görmekteler!
9 Ey Yeruşalim yıkıntıları, Hep birlikte
sevinçle haykırıp bağırın! Çünkü RAB halkını avuttu, Yeruşalim'i kurtardı.
10 Bütün ulusların gözü önünde Kutsal kolunu
sıvadı, Dünyanın dört bucağı Tanrımız'ın kurtarışını görecek.
11 Çekilin, çekilin, oradan çıkın, Murdara
dokunmayın. Oradan çıkıp temizlenin, Ey RAB'be tapınma araçlarını taşıyan
sizler!
12 Aceleyle çıkmayacak, Kaçıp
gitmeyeceksiniz; Çünkü RAB önünüzden gidecek, İsrail'in Tanrısı artçınız
olacak.
13 Bakın, kulum başarılı olacak; Üstün
olacak, el üstünde tutulup alabildiğine yüceltilecek.
14 Birçokları onun karşısında dehşete
düşüyor; Biçimi, görünüşü öyle bozuldu ki, İnsana benzer yanı kalmadı;
15 Pek çok ulus ona şaşacak, Onun önünde
kralların ağızları kapanacak. Çünkü kendilerine anlatılmamış olanı görecek,
Duymadıklarını anlayacaklar.
BÖLÜM 53
1 Verdiğimiz habere kim inandı? RAB'bin
gücü kime açıklandı?
2 O RAB'bin önünde bir fidan gibi, Kurak
yerdeki kök gibi büyüdü. Bakılacak biçimden, güzellikten yoksundu. Gönlümüzü
çeken bir görünüşü de yoktu.
3 İnsanlarca hor görüldü, Yapayalnız
bırakıldı. Acılar adamıydı, hastalığı yakından tanıdı. İnsanların yüz çevirdiği
biri gibi hor görüldü, Ona değer vermedik.
4 Aslında hastalıklarımızı o üstlendi,
Acılarımızı o yüklendi. Bizse Tanrı tarafından cezalandırıldığını, Vurulup
ezildiğini sandık.
5 Oysa, bizim isyanlarımız yüzünden onun
bedeni deşildi, Bizim suçlarımız yüzünden o eziyet çekti. Esenliğimiz için
gerekli olan ceza Ona verildi. Bizler onun yaralarıyla şifa bulduk.
6 Hepimiz koyun gibi yoldan sapmıştık,
Her birimiz kendi yoluna döndü. Yine de RAB hepimizin cezasını ona yükledi.
7 O baskı görüp eziyet çektiyse de Ağzını
açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, Kırkıcıların önünde sessizce duran koyun
gibi Açmadı ağzını.
8 Acımasızca yargılanıp ölüme götürüldü.
Halkımın isyanı ve hak ettiği ceza yüzünden Yaşayanlar diyarından atıldı. Onun
kuşağından bunu düşünen oldu mu?
9 Şiddete başvurmadığı, Ağzından hileli
söz çıkmadığı halde, Ona kötülerin yanında bir mezar verildi, Ama öldüğünde zenginin
yanındaydı.
10 Ne var ki, RAB onun ezilmesini uygun
gördü, Acı çekmesini istedi. Canını suç sunusu olarak sunarsa Soyundan
gelenleri görecek ve günleri uzayacak. RAB'bin istemi onun aracılığıyla
gerçekleşecek.
11 Canını feda ettiği için Gördükleriyle
hoşnut olacak. RAB'bin doğru kulu, kendisini kabul eden birçoklarını aklayacak.
Çünkü onların suçlarını o üstlendi.
12 Bundan dolayı ona ünlüler arasında bir
pay vereceğim, Ganimeti güçlülerle paylaşacak. Çünkü canını feda etti,
başkaldıranlarla bir sayıldı. Pek çoklarının günahını o üzerine aldı,
Başkaldıranlar için de yalvardı.
BÖLÜM 54
1 "Çocuk doğurmayan ey kısır kadın,
Sevinç çığlıkları at; Ey doğum ağrısı nedir bilmeyen sen, Sevinçle haykır,
bağır. Çünkü terk edilmiş kadının, Evli kadından daha çok çocuğu
olacaktır" diyor RAB.
2 "Çadırının alanını genişlet,
Perdelerini uzat, çekinme. Gergi iplerini de uzat, kazıklarını sağlamlaştır.
3 Çünkü sağa sola yayılacaksın, Soyundan
gelenler ulusları mülk edinecek, Issız kentlere yerleşecek.
4 "Korkma, ayıplanmayacaksın,
Utanma, aşağılanmayacaksın. Unutacaksın gençliğinde yaşadığın utancı, Dulluk
ayıbını artık anmayacaksın.
5 Çünkü kocan, seni yaratandır. O'nun adı
Her Şeye Egemen RAB'dir, İsrail'in Kutsalı'dır seni kurtaran. O'na bütün
dünyanın Tanrısı denir."
6 Tanrın diyor ki, "RAB seni terk
edilmiş, Ruhu kederli bir kadın, Genç yaşta evlenip sonra dışlanmış Bir kadın
olarak çağırıyor:
7 <Bir an için seni terk ettim, Ama
büyük sevecenlikle geri getireceğim.
8 Bir anlık taşkın öfkeyle senden yüz
çevirmiştim, Ama sonsuz sadakatle sana sevecenlik göstereceğime " Seni
kurtaran RAB böyle diyor.
9 "Bu benim için Nuh tufanı gibidir.
Nuh tufanının bir daha yeryüzünü Kaplamayacağına nasıl ant içtimse, Sana
öfkelenmeyeceğime, Seni azarlamayacağıma da ant içiyorum.
10 Dağlar yerinden kalksa, tepeler sarsılsa
da Sadakatim senin üzerinden kalkmaz, Esenlik antlaşmam sarsılmaz" Diyor
sana merhamet eden RAB.
11 "Ey kasırgaya tutulmuş, Avuntu
bulmamış ezik kent! Taşlarını koyu harçla yerine koyacak, Temellerini
laciverttaşıyla atacağım.
12 Kale burçlarını yakuttan, Kapılarını
mücevherden, Surlarını değerli taşlardan yapacağım.
13 Bütün çocuklarını ben RAB eğiteceğim,
Esenlikleri tam olacak.
14 Doğrulukla güçlenecek, Baskıdan uzak
olacak, korkmayacaksın. Dehşet senden uzak kalacak, sana yaklaşmayacak.
15 Sana saldıran olursa, benden olmadığını
bil. Sana saldıran herkes önünde yenilgiye uğrayacak.
16 "İşte, kor halindeki ateşi üfleyen,
Amaca uygun silah yapan demirciyi ben yarattım. Yok etsin diye yıkıcıyı da ben
yarattım.
17 Ama sana karşı yapılan hiçbir silah işe
yaramayacak, Mahkemede seni suçlayan her dili Suçlu çıkaracaksın. RAB'be kulluk
edenlerin mirası şudur: Onların gönenci bendendir" diyor RAB.
BÖLÜM 55
1 "Ey susamış olanlar, sulara gelin,
Parası olmayanlar, gelin, satın alın, yiyin. Gelin, şarabı ve sütü parasız,
bedelsiz alın.
2 Paranızı neden ekmek olmayana,
Emeğinizi doyurmayana harcıyorsunuz? Beni iyi dinleyin ki, iyi olanı yiyesiniz,
Bolluğun tadını çıkarasınız!
3 "Kulak verin, bana gelin. Dinleyin
ki yaşayasınız. Ben de sizinle sonsuz bir antlaşma, Davut'a söz verdiğim kalıcı
iyilikleri içeren bir antlaşma yapayım.
4 Bakın, onu halklara tanık, Önder ve
komutan yaptım.
5 Tanımadığınız ulusları çağıracaksınız,
Sizi tanımayan uluslar koşa koşa size gelecek. Tanrınız RAB'den, İsrail'in
Kutsalı'ndan ötürü gelecekler. Çünkü RAB sizleri yüceltecek."
6 Bulma fırsatı varken RAB'bi arayın, Yakındayken
O'na yakarın.
7 Kötü kişi yolunu, Fesatçı düşüncelerini
bıraksın; RAB'be dönsün, merhamet bulur, Tanrımız'a dönsün, bol bol bağışlanır.
8 "Çünkü benim düşüncelerim Sizin
düşünceleriniz değil, Sizin yollarınız benim yollarım değil" diyor RAB.
9 "Çünkü gökler nasıl yeryüzünden
yüksekse, Yollarım da sizin yollarınızdan, Düşüncelerim düşüncelerinizden
yüksektir.
10 Gökten inen yağmur ve kar, Toprağı
sulamadan, yeri yeşertmeden, Ekinciye tohum, yiyene ekmek vermeden Nasıl göğe
dönmezse,
11 Ağzımdan çıkan söz de öyle olacaktır.
Bana boş dönmeyecek, İstemimi yerine getirecek, Yapması için onu gönderdiğim
işi başaracaktır.
12 Sevinçle çıkacak, Esenlikle geri
götürüleceksiniz. Dağlar, tepeler önünüzde sevinçle çığıracak, Kırdaki bütün
ağaçlar alkış tutacak.
13 Dikenli çalı yerine çam, Isırgan yerine
mersin ağacı bitecek. Bunlar bana ün getirecek, Yok olmayan sonsuz bir belirti
olacak."
BÖLÜM 56
1 RAB şöyle diyor: "Adil ve doğru
olanı koruyup yerine getirin. Çünkü doğruluğum gelmek, Adaletim görünmek üzeredir.
2 Bunu yapan insana, Buna sımsıkı sarılan
insanoğluna ne mutlu! Şabat Günü'nü tutar, bayağılaştırmaz, Her türlü
kötülükten sakınır."
3 RAB'be bağlanan hiçbir yabancı,
"Kuşkusuz RAB beni halkından ayıracak", Hiçbir hadım da, "Ben
kuru bir ağacım" demesin.
4 Çünkü RAB diyor ki, "Şabat
günlerimi tutan, Beni hoşnut edeni seçen, Antlaşmama sımsıkı bağlı kalan hadıma
5 Evimde, evimin dört duvarı arasında
Oğullardan da kızlardan da daha iyi bir anıt ve ad vereceğim; Yok edilemez,
ebedi bir ad olacak bu.
6 "RAB'be hizmet etmek, O'nun adını
sevmek, Kulu olmak için O'na bağlanan yabancıları, Şabat Günü'nü tutan,
bayağılaştırmayan, Antlaşmama sımsıkı bağlı kalan herkesi,
7 Kutsal dağıma getirip Dua evimde
sevindireceğim. Yakmalık sunularıyla kurbanları Sunağımda kabul edilecek, Çünkü
evime <Bütün ulusların dua evi> denecek."
8 İsrail'in sürgünlerini toplayan Egemen
RAB diyor ki, "Toplanmış olanlara katmak üzere Daha başkalarını da
toplayacağım."
9 Ey bütün kır hayvanları, Ormanda
yaşayan bütün hayvanlar, Yiyip bitirmek için gelin!
10 İsrail'in bekçileri kördür, hepsi
bilgisizdir. Havlayamayan dilsiz köpekler gibidirler. Uzanıp düş görürler,
Uykuyu pek severler!
11 Doymak bilmeyen azgın köpeklere
benzerler, Aklı kıt çobanlar bunlar! Kendi yollarına döndüler, Her biri yalnız
kendi çıkarını düşünüyor.
12 Birbirlerine, "Haydi, şarap
getirelim, Bol bol içki içelim! Yarın da bugün gibi geçecek, Hatta çok daha iyi
olacak" diyorlar.
BÖLÜM 57
1 Doğru kişi ölüp gidiyor, Kimsenin
umurunda değil. Sadık adamlar da göçüp gidiyor; Kimse doğru kişinin göçüp
gitmekle Kötülükten kurtulduğunun farkında değil.
2 Doğru kişi esenliğe kavuşur, Doğru
yolda yürümüş olan mezarında rahat uyur.
3 Ama siz, ey falcı kadının çocukları,
Fahişelik ve zina edenlerin soyu, buraya gelin! 4-5 Siz kiminle alay
ediyorsunuz? Kime dudak büküyor, dil çıkarıyorsunuz? Ağaçlar arasında, bol
yapraklı her ağacın altında Şehvetle yanıp tutuşan, Vadilerde, kaya
kovuklarında çocuklarını kurban eden, İsyan torunları, yalan soyu değil misiniz
siz?
6 Sizin payınız Vadinin düzgün
taşlarından yapılan putlardır, Evet, sizin nasibiniz onlardır! Onlara dökmelik
sunular döktünüz, Tahıl sunuları sundunuz. Bütün bunlardan sonra sizi
cezalandırmaktan çekineceğimi mi sanıyorsunuz?
7 Yatağınızı ulu, yüksek dağa serdiniz,
Oraya bile kurban kesmeye gidiyorsunuz.
8 Kapılarınızın, sövelerinizin arkasına
İğrenç simgeler koydunuz. Beni bıraktınız, Yataklarınızı ardına kadar açıp
içine girdiniz, Oynaşlarınızla anlaşıp birlikte yatmaya can atıyorsunuz.
Onların çıplaklığını seyrettiniz.
9 Çeşit çeşit hoş kokular sürünüp ilah
Molek'e yağ götürdünüz. Elçilerinizi ta uzaklara gönderdiniz, Ölüler diyarına
dek alçalttınız kendinizi.
10 Uzun yolculuklar sizi yorduğu halde,
"Pes ettim" demediniz. Gücünüzü tazeleyip durdunuz, Bu nedenle de
tükenmediniz.
11 "Sizi kaygılandıran, korkutan kim
ki, Bana ihanet ediyor, beni anmıyor, Yüreğinizde bana yer vermiyorsunuz?
Benden korkmamanızın nedeni Uzun zamandır suskun kalışım değil mi?
12 Sözde doğruluğunuzu da yaptıklarınızı da
ilan edeceğim, Bunların size yararı olmayacak.
13 Feryat ettiğinizde Topladığınız putlar
sizi kurtarsın bakalım! Rüzgar hepsini silip süpürecek, Bir soluk onları alıp
götürecek. Bana sığınansa ülkeyi mülk edinecek, Kutsal dağımı miras
alacak."
14 RAB diyor ki, "Toprak yığıp yol yapın,
Halkımın yolundaki engelleri kaldırın."
15 Yüce ve görkemli Olan, Sonsuzlukta
yaşayan, adı Kutsal Olan diyor ki, "Yüksek ve kutsal yerde yaşadığım
halde, Alçakgönüllülerle, ezilenlerle birlikteyim. Yüreklerini sevindirmek için
ezilenlerin yanındayım.
16 Çünkü sonsuza dek davacı ve öfkeli olacak
değilim, Öyle olsa, yarattığım canlarla ruhlar karşımda dayanamazdı.
17 Haksız kazanç suçuna öfkelenip halkı
cezalandırdım, Öfkeyle yüzümü çevirdim onlardan. Ne var ki, inatla kendi
yollarından gittiler.
18 "Yaptıklarını gördüm, Ama onları
iyileştirip yol göstereceğim. Karşılık olarak hem onları Hem de aralarında yas
tutanları avutacağım.
19 Dudaklardan övgü sözleri döktüreceğim.
Uzaktakine de yakındakine de Tam esenlik olsun" diyor RAB, "Hepsini
iyileştireceğim."
20 Ama kötüler çalkalanan deniz gibidir, O
deniz ki, rahat duramaz, suları çamur ve pislik savurur.
21 "Kötülere esenlik yoktur" diyor
Tanrım.
BÖLÜM 58
1 "Avaz avaz bağırın, çekinmeyin,
Sesinizi boru sesi gibi yükseltin; Halkıma isyanlarını, Yakup soyuna
günahlarını bildirin.
2 Bana her gün danışıyor, Yollarımı
öğrenmekten zevk duyuyorlarmış! Doğru davranan, Tanrısı'nın buyruğundan
ayrılmayan bir ulusmuş gibi... Benden adil yargılar diliyor, Bana yaklaşmaktan
zevk alıyorlarmış. [yakın olmamı
istiyorlarmış".]
3 Diyorlar ki, <Oruç tuttuğumuzu neden
görmüyor, İsteklerimizi denetlediğimizi neden farketmiyorsun?> "Bakın,
oruç tuttuğunuz gün keyfinize bakıyor, İşçilerinizi eziyorsunuz.
4 Orucunuz kavgayla, çekişmeyle, Şiddetli
yumruklaşmayla bitiyor. Bugünkü gibi oruç tutmakla Sesinizi yükseklere
duyuramazsınız.
5 İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz?
İnsanın isteklerini denetlemesi gereken gün böyle mi olmalı? Kamış gibi baş
eğip çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, RAB'bi hoşnut eden gün
diyorsunuz?
6 Benim istediğim oruç, Haksız yere
zincire, boyunduruğa vurulanları salıvermek, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak,
Her türlü boyunduruğu kırmak değil mi?
7 Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi?
Barınaksız yoksulları evinize alır, Çıplak gördüğünüzü giydirir,
Yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz,
8 Işığınız tan gibi ağaracak, Çabucak
şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, RAB'bin yüceliği artçınız
olacak.
9 O zaman yardım çağrılarınızı RAB
yanıtlayacak, Feryat ettiğinizde, <İşte buradayım> diyecek. "Eğer
boyunduruğa, başkalarını suçlamaya, Kötücül konuşmalara son verirseniz,
10 Açlar uğruna kendinizi feda eder,
Yoksulların gereksinimini karşılarsanız, Işığınız karanlıkta parlayacak,
Karanlığınız öğlen gibi ışıyacak.
11 RAB her zaman size yol gösterecek, Kurak
topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, Tükenmez su
kaynağı gibi olacaksınız.
12 Halkınız eski yıkıntıları onaracak,
Geçmiş kuşakların temelleri üzerine Yeni yapılar dikeceksiniz. <Duvardaki
gedikleri onaran, Sokakları oturulacak hale getiren> denecek sizlere.
13 "Kutsal günümde dilediğinizi yapmaz,
Şabat Günü'nü çiğnemezseniz, Şabat Günü'ne <Zevkli>, RAB'bin kutsal
gününe <Onurlu> derseniz, Kendi yolunuzdan gitmez, Keyfinize bakmayıp boş
konulara dalmaz, O günü yüceltirseniz,
14 RAB'den zevk alırsınız. O zaman sizi
yeryüzünün yüksek yerlerine çıkarır, Atanız Yakup'un mirasıyla doyururum."
Bunu söyleyen RAB'dir.
BÖLÜM 59
1 Bakın, RAB'bin eli kurtaramayacak kadar
kısa, Kulağı duyamayacak kadar sağır değildir.
2 Ama suçlarınız sizi Tanrınız'dan
ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O'nun yüzünü göremez, Sesinizi işittiremez
oldunuz.
3 Çünkü elleriniz kanla, Parmaklarınız
suçla kirlendi. Dudaklarınız yalan söyledi, Diliniz kötülük mırıldanıyor.
4 Adaletle dava açan, Davasını dürüstçe
savunan yok. Boş laflara güveniyor, yalan söylüyorlar. Fesada gebe kalıp
kötülük doğuruyorlar.
5 Engerek yumurtaları üzerinde kuluçkaya
yatıyor, Örümcek ağı dokuyorlar. Onların yumurtalarından yiyen ölür, Kırılan
yumurtadan engerek yavrusu çıkar.
6 Dokudukları ağdan giysi olmaz,
Elleriyle yaptıklarıyla örtünemezler. Eylemleri kötü eylemlerdir, Elleri
zorbalığın araçlarıdır.
7 Ayakları kötülüğe koşar, Çekinmeden
suçsuz kanı dökerler. Akılları fikirleri hep kötülükte, Şiddet ve yıkım var
yollarında.
8 Esenlik yolunu bilmezler, İzledikleri
yolda adalet yoktur. Kendilerine çarpık yollar yaptılar, O yoldan gidenlerin
hiçbiri esenlik nedir bilmez.
9 Diyorlar ki, "Bu yüzden adalet
bizden uzak, Doğruluk bize erişemiyor. Işık bekliyoruz, yalnız karanlık var;
Parıltı bekliyor, koyu karanlıkta yürüyoruz.
10 Kör gibi duvarı el yordamıyla arıyor,
Yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Öğle vakti alaca karanlıktaymış gibi
tökezliyoruz, Güçlüler arasında ölüler gibiyiz.
11 Hepimiz ayı gibi homurdanıyor, Güvercin
gibi inim inim inliyoruz. Adalet bekliyoruz, ortada yok; Kurtuluş bekliyoruz,
bizden uzak.
12 Çünkü sana çok kez başkaldırdık,
Günahlarımız bize karşı tanıklık ediyor, İsyanlarımız hep yanıbaşımızda.
Suçlarımızı kabul ediyoruz.
13 Başkaldırıp RAB'bi yadsıdık, Tanrımız'ı
izlemez olduk. Zorbalık, isyan dolu sözler söyledik, Yüreğimizde tasarladığımız
yalanları mırıldandık.
14 Adalet püskürtüldü, doğruluk bizden uzak
duruyor. Çünkü gerçek, kent meydanında sendeleyip düştü, Dürüstlük aramıza
giremez oldu.
15 Hiçbir yerde gerçek yok, Kötülükten
çekinen soyuluyor!" RAB olanları gördü ve adaletin yokluğuna üzüldü.
16 Kimsenin olmadığını gördü, Aracılık
edecek birinin olmadığına şaştı. Kendi gücüyle kurtuluş sağladı, Doğruluğu O'na
destek oldu.
17 Doğruluğu göğüslük gibi kuşandı, Kurtuluş
miğferini başına taktı, Öç giysisini giydi, Gayreti kaftan gibi sarındı.
18 Herkese yaptıklarının karşılığını
verecek. Düşmanlarına öfkeyle, Hasımlarına ve kıyı halklarına cezayla karşılık
verecek.
19 Böylece batıdan doğuya kadar insanlar
RAB'bin adından ve yüceliğinden korkacak. Çünkü düşman azgın bir ırmak gibi
geldiğinde, RAB'bin Ruhu onu kaçırtacak. ["Soluk"
anlamına da gelir.]
20 RAB diyor ki, "Kurtarıcı Siyon'a,
Yakup soyundan olup başkaldırmaktan vazgeçenlere gelecek.
21 Bana gelince, onlarla yapacağım antlaşma
şudur: Üzerindeki Ruhum, ağzına koyduğum sözler Şimdiden sonsuza dek senin,
çocuklarının, Torunlarının ağzından düşmeyecek."
BÖLÜM 60
1 "Kalk, parla; Çünkü Işığın
geliyor, RAB'bin yüceliği üzerine doğuyor.
2 Dünyayı karanlık, halkları koyu
karanlık örtüyor; Oysa RAB senin üzerine doğacak, Yüceliği üzerinde görünecek.
3 Uluslar senin Işığına, Krallar üzerine
doğan aydınlığa gelecek.
4 "Başını kaldır da çevrene bir bak,
Hepsi toplanmış sana geliyor. Oğulların uzaktan geliyor, Kızların kucakta
taşınıyor.
5 Bunu görünce yüzün parlayacak, Yüreğin
heyecandan hızlı hızlı çarpacak; Çünkü denizin zenginlikleri senin olacak,
Ulusların serveti sana akacak.
6 "Deve sürüleri, Midyan'ın ve
Efa'nın deve yavruları Senin topraklarını dolduracak. Bütün Saba halkı geliyor,
Altın ve günnük getiriyor, RAB'bin erdemlerini ilan ediyorlar.
7 Kedar'ın bütün sürüleri sana gelecek,
Nevayot'un koçları senin buyruğunda olacak, Sunağımın üzerinde kabul edilen
sunular olarak sunulacak. Böylece görkemli tapınağımı daha görkemli kılacağım.
8 "Nedir bunlar, bulut gibi,
Yuvalarına yaklaşan güvercinler gibi süzülüp gelenler?
9 Bana umut bağlayan kıyı halklarının,
Ticaret gemileri öncülüğünde Senin çocuklarını altınlarıyla, gümüşleriyle
birlikte Tanrın RAB'bin adı için, İsrail'in Kutsalı için Uzaktan getiren
gemileridir bunlar. RAB seni görkemli kıldı.
10 "Yabancılar senin surlarını
onaracak, Kralları sana hizmet edecek. Öfkelendiğimde seni cezalandırdıysam da,
Kabul ettiğimde sana merhamet göstereceğim.
11 Kapıların hep açık duracak, Ulusların
serveti ve zafer alayları ardında yürütülen yenik krallar Gece gündüz açık
kalan bu kapılardan girsin diye.
12 Çünkü sana kulluk etmeyen ulus ya da
krallık yok olacak, Evet, o uluslar tam bir yıkıma uğrayacak.
13 "Lübnan'ın görkemi olan çam, köknar
ve selvi ağaçları, Tapınağımı süslemek için hep birlikte sana taşınacak. Ayak
bastığım yeri görkemli kılacağım.
14 Seni ezenlerin çocukları Gelip önünde
eğilecekler; Seni hor görenlerin hepsi, <RAB'bin kenti, İsrail'in Kutsalı'nın
Siyon'u> Diyerek ayaklarına kapanacaklar.
15 "Kimsenin uğramadığı, terk edilmiş,
Nefret edilen bir yer olduğun halde Seni sonsuz bir övünç kaynağı, Bütün
kuşakların sevinci kılacağım.
16 Uluslar ve krallıklar Bir anne gibi seni
emzirecekler. O zaman bileceksin ki, seni kurtaran RAB, Seni fidyeyle kurtaran,
Yakup'un Güçlüsü benim.
17 Sana tunç yerine altın, Demir yerine
gümüş, ağaç yerine tunç, Taş yerine demir getireceğim. Barışı yöneticin,
doğruluğu önderin yapacağım.
18 Ülkenden şiddet, sınır boylarından Soygun
ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına Kurtuluş, kapılarına Övgü
adını vereceksin.
19 "Gündüz ışığın güneş olmayacak
artık, Ay da aydınlatmayacak seni; Çünkü RAB sonsuz ışığın, Tanrın görkemin
olacak.
20 Artık güneşin batmayacak, ayın
çekilmeyecek, Çünkü RAB sonsuz ışığın olacak, Sona erecek yas günlerin.
21 Halkının hepsi doğru kişiler olacak; El
emeğim, görkemimi göstermek için diktiğim fidan, Ülkeyi sonsuza dek mülk
edinecek.
22 En küçük ailen bini bulacak, Sayıca en az
olanı koca bir ulus olacak. Ben RAB, zamanı gelince bunu hızlandıracağım."
BÖLÜM 61
1-3 Egemen RAB'bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O
beni yoksullara müjde iletmek için meshetti. Yüreği ezik olanların yaralarını
sarmak için, Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, Zindanlarda bulunanlara
kurtulacaklarını, RAB'bin lütuf yılını, Tanrımız'ın öç alacağı günü ilan etmek,
Yas tutanların hepsini avutmak, Siyon'da yas tutanlara yardım sağlamak -Kül
yerine çelenk, Yas yerine sevinç yağı, Çaresizlik ruhu yerine Onlara övgü
giysisini vermek- için RAB beni gönderdi. Öyle ki, RAB'bin görkemini yansıtmak
için, Onlara "RAB'bin diktiği doğruluk ağaçları" densin.
4 O zaman eski yıkıntıları yeniden inşa
edecek, Çoktan viraneye dönmüş yerleri yeniden kuracak, Kuşaklar boyu yıkık
kalmış kentleri onaracaklar.
5 Yabancılar sürülerinizi güdecek,
Irgatınız, bağcınız olacaklar.
6 Sizlerse RAB'bin kâhinleri, Tanrımız'ın
görevlileri diye çağrılacaksınız. Ulusların servetiyle beslenecek,
Zenginlikleriyle övüneceksiniz.
7 Utanç yerine iki kat onur bulacaksınız,
Aşağılanma yerine payınızla sevineceksiniz, Böylece ülkenizde iki kat mülk
edineceksiniz; Sevinciniz sonsuz olacak.
8 "Çünkü ben RAB adaleti severim,
Nefret ederim soygun ve haksızlıktan. Sözümde durup hak ettiklerini verecek,
Onlarla ebedi bir antlaşma yapacağım. [yakmalık
sunulardan".]
9 Soylarından gelenler uluslar arasında,
Torunları halklar arasında tanınacak. Onları gören herkes RAB'bin kutsadığı soy
olduklarını anlayacak."
10 RAB'de büyük sevinç bulacağım, Tanrım'la
yüreğim coşacak. Çünkü çelenkle süslenmiş güvey gibi, Takılarını kuşanmış gelin
gibi, Bana kurtuluş giysisini giydirdi, Beni doğruluk kaftanıyla örttü.
11 Toprak filizlerini nasıl çıkartır, Bahçe
ekilen tohumları nasıl yetiştirirse, Egemen RAB de doğruluk ve övgüyü Bütün
ulusların önünde öyle yetiştirecek.
BÖLÜM 62
1 Zaferi ışık gibi parlayıncaya, Kurtuluşu
meşale gibi yanıncaya dek Siyon uğruna susmayacak, Yeruşalim uğruna sessiz
kalmayacağım.
2 Uluslar senin zaferini, Bütün krallar
görkemini görecek. RAB'bin kendi ağzıyla belirlediği yeni bir adla anılacaksın.
3 RAB'bin elinde güzellik tacı, Tanrın'ın
elinde krallık sarığı olacaksın.
4 Artık sana "Terk edilmiş",
Ülkene "Virane" denmeyecek; Bunun yerine sana "Sevdiğim",
Ülkene "Evli" denecek. Çünkü RAB seni seviyor, Ülken de evli
sayılacak.
5 Bir delikanlı bir kızla nasıl
evlenirse, Oğulların da seninle öyle evlenecek. Güvey gelinle nasıl sevinirse,
Tanrın da seninle öyle sevinecek. [veren
seninle evlenecek".]
6-7 Ey Yeruşalim, surlarına bekçiler diktim,
Gece gündüz hiç susmayacaklar. Ey RAB'be sözünü anımsatanlar, Yeruşalim'i
pekiştirene, Onu yeryüzünün övüncü kılana dek Durup dinlenmeden RAB'be yakarın,
O'na rahat vermeyin.
8 RAB sağ elini, güçlü kolunu kaldırıp
ant içti: "Tahılını bir daha düşmanlarına yedirmeyeceğim, Emek verdiğin
yeni şarabı yabancılar içmeyecek.
9 Tahılı devşiren yiyecek Ve RAB'be
övgüler sunacak. Üzümü toplayan, Şarabını kutsal avlularımda içecek."
10 Geçin, geçin kent kapılarından! Halkın
yolunu açın! Toprak yığıp yol yapın, Taşları ayıklayın, uluslar için sancak
dikin!
11 RAB çağrısını dünyanın dört bucağına
duyurdu: "Siyon kızına, <İşte kurtuluşun geliyor> deyin, <Ücreti
kendisiyle birlikte, ödülü önündedir.> "
12 Siyon halkına, "RAB'bin fidyeyle
kurtardığı kutsal halk" diyecekler. Ve sen Yeruşalim, "Aranan, terk edilmemiş
kent" diye anılacaksın.
BÖLÜM 63
1 Edom'dan*, Bosra'dan** Al giysiler
içinde bu gelen kim? Göz kamaştırıcı giysiler içinde, Büyük güçle yürüyen kim?
"O benim! Adaleti duyuran, Kurtarmaya gücü olan." [* kentlerinden olan, ** Bosra ise
"Bağbozumu" sözcüğünü çağrıştırıyor.]
2 Giysilerin neden kırmızı? Üstün başın
neden çukurda üzüm çiğneyen biri gibi kızıla bulanmış?
3 "Çukurda üzümü tek başıma
çiğnedim, Yanımda halklardan kimse yoktu. Öfkeyle çiğnedim onları, Gazapla
ayaklarımın altına aldım. Kanları giysilerime sıçradı, bütün elbisemi kirletti.
4 Çünkü öç alma günü yüreğimdeydi,
Halkımı kurtaracağım yıl gelmişti.
5 Baktım, yardım edecek kimse yoktu,
Destek verecek kimsenin olmayışına şaştım; Gücüm kurtuluş sağladı, Gazabım bana
destek oldu.
6 Öfkeyle halkları çiğnedim, Onları
gazapla sarhoş ettim, Yere akıttım kanlarını."
7 Şefkati ve iyiliği uyarınca Bizim için
yaptıklarından, evet, İsrail halkı için yaptığı bütün iyiliklerinden ötürü
RAB'bin iyiliklerini ve övülesi işlerini anacağım.
8 RAB dedi ki, "Onlar kuşkusuz benim
halkım, Beni aldatmayacak çocuklardır." Böylece onların Kurtarıcısı oldu.
9 Sıkıntı çektiklerinde O da sıkıntı
çekti. Huzurundan çıkan melek onları kurtardı. Sevgisi ve merhametinden ötürü
onları kurtardı, Geçmişte onları sürekli yüklenip taşıdı.
10 Ama başkaldırıp O'nun Kutsal Ruhu'nu
incittiler. O da düşmanları olup onlara karşı savaştı.
11-13 Sonra halkı eski günleri, Musa'nın dönemini
anımsadı. "Çobanlarıyla birlikte onları denizden geçiren, Kutsal Ruhu'nu
aralarına yerleştiren, Görkemli gücüyle Musa'nın sağında yol alan, Sonsuz onur
kazanmak için önlerinde suları yaran, Bir at nasıl tökezlemeden kırdan geçerse
Onları deniz yatağından öyle geçiren RAB nerede?" Diye sordular.
14 Ovaya götürülen sürü gibi RAB'bin Ruhu
onları rahata kavuşturdu. İşte adını onurlandırmak için Halkına böyle yol
gösterdi.
15 Ya RAB, gökten bak, Kutsal, görkemli ve
yüce yerinden bizi gör! Gayretin, gücün nerede? Gönlündeki özlem ve merhameti
Bizden esirgedin.
16 Babamız sensin. İbrahim bizi tanımasa da,
İsrail bizi kabul etmese de, Babamız'sın, ya RAB, Ezelden beri adın
"Kurtarıcımız"dır.
17 Ya RAB, neden bizi yolundan saptırıyor,
İnatçı kılıyor, Senden korkmamızı engelliyorsun? Kulların uğruna, Mirasın olan
oymakların uğruna geri dön.
18 Kutsal halkın kısa süre tapınağına sahip
oldu, Ama düşmanlarımız onu çiğnedi.
19 Öteden beri yönetmediğin, Sana ait
olmayan bir halk gibi olduk.
BÖLÜM 64
1-2 Ya RAB, adını düşmanlarına duyurmak için
Keşke gökleri yarıp insen! Dağlar önünde sarsılsa! Gelişin, ateşin çalıları
tutuşturmasına, Suyu kaynatmasına benzese! Uluslar senin önünde titrese!
3 Beklemediğimiz olağanüstü işler yaparak
Yeryüzüne indin, dağlar önünde sarsıldı.
4 Çünkü kendisine umut bağlayanlar için
Etkin olan tek Tanrı sensin; Senden başkasını hiçbir zaman hiç kimse işitmedi,
Hiçbir kulak duymadı, hiçbir göz görmedi.
5 Doğru olanı sevinçle yapanların, Senin
yollarından yürüyüp seni unutmayanların yardımına koşarsın. Ama onlara karşı
uzun süre günah işlediğimizde öfkelendin. Nasıl kurtuluruz?
6 Hepimiz murdar olanlara benzedik, Bütün
doğru işlerimiz kirli âdet bezi gibi. Yaprak gibi soluyoruz, Suçlarımız rüzgar
gibi sürükleyip götürüyor bizi.
7 Adınla seni çağıran, sana tutunmak için
çaba gösteren yok; Çünkü bizden yüz çevirdin, Suçlarımız yüzünden bizi
tükettin.
8 Yine de Babamız sensin, ya RAB, Biz
kiliz, sen çömlekçisin. Hepimiz senin ellerinin eseriyiz.
9 Ya RAB, fazla öfkelenme, Suçlarımızı sonsuza
dek anma. Lütfen bak bize, hepimiz senin halkınız.
10 Kutsal kentlerin çölleşti, Siyon çöl
oldu, Yeruşalim viraneye döndü.
11 Atalarımızın sana övgü sunduğu Kutsal ve
görkemli tapınağımız yandı, Değer verdiğimiz her yer yıkıntıya döndü.
12 Bunlara karşın, ya RAB, Hâlâ kendini
tutacak mısın, Suskun kalıp bize alabildiğine eziyet çektirecek misin?
BÖLÜM 65
1 "Beni sormayanlara göründüm,
Aramayanlar beni buldu. Adımla anılmayan bir ulusa, <Buradayım,
buradayım> dedim.
2 Kötü yolda yürüyen, Kendi taşanlarının
ardınca giden Asi bir halka Bütün gün ellerimi uzatıp durdum.
3 O halk ki, bahçelerde kurban keserek,
Tuğlalar üzerinde buhur yakarak Gözümün içine baka baka boyuna öfkelendirir
beni.
4 Mezarlıkta oturur, Gizli yerlerde
geceler, Domuz eti yerler; Kaplarında haram et var.
5 Birbirlerine, <Uzak dur,
yaklaşma> derler, <Çünkü ben senden daha kutsalım.> Böyleleri burnumda
duman, Bütün gün yanan ateştir.
6-7 "Bakın, yanıt önümde yazılı duruyor.
Susmayacak, suçlarının karşılığını vereceğim. Onların da atalarının da
suçlarının cezasını Başlarına getireceğim" diyor RAB. "Çünkü dağların
üzerinde buhur yaktılar, Tepelerin üzerinde beni aşağıladılar. Bu nedenle
eskiden yaptıklarının karşılığını Başlarına getireceğim."
8 RAB diyor ki, "Taneleri sulu
salkımı görünce, Halk, <Salkımı yok etmeyin, bereket onda> diyor.
Kullarımın hatırı için ben de öyle yapacağım, Onların hepsini yok etmeyeceğim.
9 Yakup soyunu sürdürecek, Dağlarımı
miras alacak olanları Yahuda soyuna bırakacağım. Seçtiklerim oraları miras
alacak, Kullarım orada yaşayacak.
10 Şaron, bana yönelen halkımın sürülerine
ağıl, Akor Vadisi sığırlarına barınak olacak.
11 "Ama sizler, RAB'bi terk edenler,
Kutsal dağımı unutanlar, Talih ilahına sofra kuranlar, Kısmet ilahına karışık
şarap sunanlar,
12 Ben de sizi kılıca kısmet edeceğim,
Boğazlanmak üzere eğileceksiniz hepiniz. Çünkü çağırdığımda yanıt vermediniz,
Konuştuğumda dinlemediniz; Gözümde kötü olanı yaptınız, Hoşlanmadığımı
seçtiniz."
13 Bu yüzden Egemen RAB diyor ki,
"Bakın, kullarım yemek yiyecek, Ama siz aç kalacaksınız. Kullarım içecek,
Ama siz susuz kalacaksınız. Kullarım sevinecek, Ama sizin yüzünüz kızaracak.
14 Kullarım mutluluk içinde ezgiler
söyleyecek, Ama siz yürek acısından feryat edecek, Ezik bir ruhla
haykıracaksınız.
15 Adınız seçtiklerimin ağzında ancak lanet
olarak kalacak. Egemen RAB sizi öldürecek, Ama kullarına başka bir ad verecek.
16 Öyle ki, ülkede kim bereket istese Sadık
Tanrı'dan isteyecek; Ülkede kim ant içse, Sadık Tanrı üzerine ant içecek. Çünkü
geçmiş sıkıntılar unutulup Gözümden saklanacak."
17 "Çünkü bakın, yeni bir yeryüzü, Yeni
bir gök yaratmak üzereyim; Geçmiştekiler anılmayacak, akla bile gelmeyecek.
18 Yaratacaklarımla sonsuza dek sevinip
coşun; Çünkü Yeruşalim'i coşku, Halkını sevinç kaynağı olarak yaratacağım.
19 Yeruşalim için sevinecek, Halkım için
coşacağım. Orada ağlayış ve feryat duyulmayacak artık.
20 Orada birkaç gün yaşayıp ölen bebekler
olmayacak, Yaşını başını almadan kimse ölümü tatmayacak. Yüz yaşında ölen genç,
Yüz yaşına basmayan kişi lanetli sayılacak.
21 Evler yapıp içlerinde yaşayacak, Bağlar
dikip meyvesini yiyecekler.
22 Yaptıkları evlerde başkası oturmayacak,
Diktikleri bağın meyvesini başkası yemeyecek. Çünkü halkım ağaçlar gibi uzun
yaşayacak, Seçtiklerim, elleriyle ürettiklerinin tadını çıkaracaklar.
23 Emek vermeyecekler boş yere, Felakete
uğrayan çocuklar doğurmayacaklar. Çünkü kendileri de çocukları da RAB'bin
kutsadığı soy olacak.
24 Onlar bana yakarmadan yanıt verecek, Daha
konuşurlarken işiteceğim onları.
25 Kurtla kuzu birlikte otlayacak, Aslan
sığır gibi saman yiyecek. Yılanın yiyeceğiyse toprak olacak. Kutsal dağımın
hiçbir yerinde Kimse zarar vermeyecek, yok etmeyecek." Böyle diyor RAB.
BÖLÜM 66
1 RAB diyor ki, "Gökler tahtım,
Yeryüzü ayaklarımın taburesidir. Nerede benim için yapacağınız ev, Neresi
dinleneceğim yer?
2 Çünkü bütün bunları ellerim yaptı,
Hepsi böylece var oldu" diyor RAB. "Ancak ben alçakgönüllüye, ruhu
ezik olana, Sözümden titreyen kişiye değer veririm.
3 Sığır boğazlayan, adam öldüren gibidir,
Davar kurban eden, köpek boynu kıran, Tahıl sunusu getiren, domuz kanı sunan,
Anma sunusu olarak günnük yakan, putperest gibidir. Evet, bunlar kendi
yollarını seçtiler, Yaptıkları iğrençliklerden hoşlanıyorlar.
4 Ben de onlar için yıkımı seçecek,
Korktuklarını başlarına getireceğim. Çünkü çağırdığımda yanıt veren olmadı,
Konuştuğumda dinlemediler, Gözümde kötü olanı yaptılar, Hoşlanmadığımı
seçtiler."
5 RAB'bin sözünden titreyenler, Kulak
verin O'nun söylediklerine: "Sizden nefret eden, Adımdan ötürü sizi
dışlayan kardeşleriniz, <RAB yüceltilsin de sevincinizi görelim!>
diyorlar. Utandırılacak olan onlardır.
6 Kentten gürültülü sesler, Tapınaktan
bir ses yükseliyor! Düşmanlarına hak ettikleri karşılığı veren RAB'bin sesidir
bu.
7 "Doğum sancısı çekmeden doğurdu,
Sancısı tutmadan bir erkek çocuk doğurdu.
8 Kim böyle bir şey duydu? Kim böyle
şeyler gördü? Bir ülke bir günde doğar mı, Bir anda doğar mı bir ulus? Ama
Siyon, ağrısı tutar tutmaz çocuklarını doğurdu.
9 Doğum anına dek getiririm de Doğuracak
gücü vermez miyim?" diyor RAB. "Doğuracak güç veren ben, rahmi
kapatır mıyım?" diyor Tanrın.
10 "Yeruşalim'le birlikte sevinin, Onu
sevenler, hepiniz onun için coşun, Yeruşalim için yas tutanlar, onunla sevinçle
coşun.
11 Öyle ki, onun avutucu memelerini emip
doyasınız, Kana kana içip Onun yüce bolluğundan zevk alasınız."
12 Çünkü RAB diyor ki, "Bakın, esenliği
bir ırmak gibi, Ulusların servetini taşkın bir ırmak gibi ona akıtacağım. Ondan
beslenecek, kucakta taşınacak, Dizleri üzerinde sallanacaksınız.
13 Çocuğunu avutan bir anne gibi avutacağım
sizi, Yeruşalim'de avuntu bulacaksınız.
14 Bunları gördüğünüzde yüreğiniz sevinecek,
Bedenleriniz körpe ot gibi tazelenecek. Herkes bilecek ki, RAB'bin koruyucu eli
kullarının, Gazabı ise düşmanlarının üzerindedir."
15 Bakın, RAB ateşle geliyor, Savaş
arabaları kasırga gibi. Şiddetli öfkesini, Azarını alev alev dökmek üzere.
16 Çünkü O bütün insanlığı ateş ve kılıçla
yargılayacak, Pek çok kişiyi öldürecek.
17 "Bahçelere girmek için kendilerini
arıtıp kutsayanlar, domuz, fare ve öteki iğrenç hayvanların etini yiyenlerin
ortasında duranı izleyenler hep birlikte yok olacaklar" diyor RAB,
18 "Çünkü ben onların eylemlerini de
düşüncelerini de bilirim. Bütün ulusları ve dilleri bir araya toplayacağım an
geliyor; gelip yüceliğimi görecekler.
19 "Aralarına bir belirti koyacağım.
Onlardan kaçıp kurtulanları uluslara, Tarşiş'e, Pûl'a, Lud'a -yay gerenlere-
Tuval'a, Yâvan'a, ünümü duymamış, yüceliğimi görmemiş uzak kıyı halklarına
göndereceğim. Uluslar arasında yüceliğimi ilan edecekler.
20 İsrailoğulları tahıl sunularını pak
kaplar içinde RAB'bin Tapınağı'na nasıl getiriyorsa, onlar da bütün
kardeşlerinizi uluslardan atlarla, savaş arabalarıyla, at arabalarıyla,
katırlarla, develerle kutsal dağıma, Yeruşalim'e, RAB'be sunu olarak
getirecekler." Böyle diyor RAB.
21 "Onların arasından kimilerini kâhin
ve Levili olarak seçeceğim" diyor RAB.
22 "Çünkü yaratacağım yeni yer ve gök
önümde nasıl duracaksa, soyunuz ve adınız da öyle duracak" diyor RAB.
23 "Yeni Ay'dan Yeni Ay'a, Şabat
Günü'nden Şabat Günü'ne bütün insanlar önüme gelip bana tapınacaklar"
diyor RAB.
24 "Dışarı çıktıklarında bana
başkaldırmış olanların cesetlerini görecekler. Öylelerini kemiren kurt ölmez,
yakan ateş sönmez. Bütün insanlar onlardan iğrenecek."
YEREMYA