MISIRDAN
ÇIKIŞ
BÖLÜM 1
1 Yakup'la birlikte aileleriyle Mısır'a
giden İsrailoğulları'nın adları şunlardır:
2 Ruben, Şimon, Levi, Yahuda,
3 İssakar, Zevulun, Benyamin,
4 Dan, Naftali, Gad, Aşer.
5 Yakup'un soyundan gelenler toplam
yetmiş kişiydi. Yusuf zaten Mısır'daydı.
6 Zamanla Yusuf, kardeşleri ve o kuşağın
hepsi öldü.
7 Ama soyları arttı; üreyip çoğaldılar,
gittikçe büyüdüler, ülke onlarla dolup taştı.
8 Sonra Yusuf hakkında bilgisi olmayan
yeni bir kral Mısır'da tahta çıktı.
9 Halkına, "Bakın, İsrailliler
sayıca bizden daha çok" dedi,
10 "Gelin, onlara karşı aklımızı
kullanalım, yoksa daha da çoğalırlar; bir savaş çıkarsa, düşmanlarımıza katılıp
bize karşı savaşır, ülkeyi terk ederler."
11 Böylece Mısırlılar İsrailliler'in başına
onları ağır işlere koşacak angaryacılar atadılar. İsrailliler firavun için
Pitom ve Ramses adında ambarlı kentler yaptılar.
12 Ama Mısırlılar baskı yaptıkça İsrailliler
daha da çoğalarak bölgeye yayıldılar. Mısırlılar korkuya kapılarak
13 İsrailliler'i amansızca çalıştırdılar.
14 Her türlü tarla işi, harç ve kerpiç
yapımı gibi ağır işlerle yaşamı onlara zehir ettiler. Bütün işlerinde onları
amansızca kullandılar.
15 Mısır Kralı, Şifra ve Pua adındaki İbrani
ebelere şöyle dedi:
16 "İbrani kadınlarını doğum
sandalyesinde doğurturken iyi bakın; çocuk erkekse öldürün, kızsa
dokunmayın."
17 Ama ebeler Tanrı'dan korkan kimselerdi,
Mısır Kralı'nın buyruğuna uymayarak erkek çocukları sağ bıraktılar.
18 Bunun üzerine Mısır Kralı ebeleri
çağırtıp, "Niçin yaptınız bunu?" diye sordu, "Neden erkek
çocukları sağ bıraktınız?"
19 Ebeler, "İbrani kadınlar Mısırlı
kadınlara benzemiyor" diye yanıtladılar, "Çok güçlüler. Daha ebe
gelmeden doğuruyorlar."
20 Tanrı ebelere iyilik etti. Halk
çoğaldıkça çoğaldı.
21 Ebeler kendisinden korktukları için Tanrı
onları ev bark sahibi yaptı.
22 Bunun üzerine firavun bütün halkına
buyruk verdi: "Doğan her İbrani erkek çocuk Nil'e atılacak, kızlar sağ
bırakılacak."
BÖLÜM 2
1 Levili bir adam kendi oymağından bir
kızla evlendi.
2 Kadın gebe kaldı ve bir erkek çocuk
doğurdu. Güzel bir çocuk olduğunu görünce, onu üç ay gizledi.
3 Daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca,
hasır bir sepet alıp katran ve ziftle sıvadı. İçine çocuğu yerleştirip Nil
kıyısındaki sazlığa bıraktı.
4 Çocuğun ablası kardeşine ne olacağını
görmek için uzaktan gözlüyordu.
5 O sırada firavunun kızı yıkanmak için
ırmağa indi. Hizmetçileri ırmak kıyısında yürüyorlardı. Sazların arasındaki
sepeti görünce, firavunun kızı onu getirmesi için hizmetçisini gönderdi.
6 Sepeti açınca ağlayan çocuğu gördü. Ona
acıyarak, "Bu bir İbrani çocuğu" dedi.
7 Çocuğun ablası firavunun kızına,
"Gidip bir İbrani sütnine çağırayım mı?" diye sordu, "Senin için
bebeği emzirsin."
8 Firavunun kızı, "Olur" diye
yanıtladı. Kız gidip bebeğin annesini çağırdı.
9 Firavunun kızı kadına, "Bu bebeği
al, benim için emzir, ücretin neyse veririm" dedi. Kadın bebeği alıp
emzirdi.
10 Çocuk büyüyünce, onu geri getirdi.
Firavunun kızı çocuğu evlat edindi. "Onu sudan çıkardım" diyerek
adını Musa koydu. "Maşa" sözcüğünü çağrıştırır.
11 Musa büyüdükten sonra bir gün
soydaşlarının yanına gitti. Yaptıkları ağır işleri seyrederken bir Mısırlı'nın
bir İbrani'yi dövdüğünü gördü.
12 Çevresine göz gezdirdi; kimse olmadığını
anlayınca, Mısırlı'yı öldürüp kuma gizledi.
13 Ertesi gün gittiğinde, iki İbrani'nin
kavga ettiğini gördü. Haksız olana, "Niçin kardeşini dövüyorsun?"
diye sordu.
14 Adam, "Kim seni başımıza yönetici ve
yargıç atadı?" diye yanıtladı, "Mısırlı'yı öldürdüğün gibi beni de mi
öldürmek istiyorsun?" O zaman Musa korkarak, "Bu iş ortaya
çıkmış!" diye düşündü.
15 Firavun olayı duyunca Musa'yı öldürtmek
istedi. Ancak Musa ondan kaçıp Midyan yöresine gitti. Bir kuyunun başında
otururken
16 Midyanlı bir kâhinin yedi kızı su çekmeye
geldi. Babalarının sürüsünü suvarmak için yalakları dolduruyorlardı.
17 Ama bazı çobanlar gelip onları kovmak
istedi. Musa kızların yardımına koşup hayvanlarını suvardı.
18 Sonra kızlar babaları Reuel'in yanına
döndüler. Reuel, "Nasıl oldu da bugün böyle tez geldiniz?" diye
sordu.
19 Kızlar, "Mısırlı bir adam bizi
çobanların elinden kurtardı" diye yanıtladılar, "Üstelik bizim için
su çekip hayvanlara verdi."
20 Babaları, "Nerede o?" diye
sordu, "Niçin adamı dışarıda bıraktınız? Gidin onu yemeğe çağırın."
21 Musa Reuel'in yanında kalmayı kabul etti.
Reuel de kızı Sippora'yı onunla evlendirdi.
22 Sippora bir erkek çocuk doğurdu. Musa,
"Garibim bu yabancı ülkede" diyerek çocuğa Gerşom adını verdi.
23 Aradan yıllar geçti, bu arada Mısır Kralı
öldü. İsrailliler hâlâ kölelik altında inliyor, feryat ediyorlardı. Sonunda
yakarışları Tanrı'ya erişti.
24 Tanrı iniltilerini duydu. İbrahim, İshak
ve Yakup'la yaptığı antlaşmayı anımsadı.
25 İsrailliler'e baktı ve onlara ilgi
gösterdi.
BÖLÜM 3
1 Musa kayınbabası Midyanlı Kâhin
Yitro'nun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün batısına sürdü ve Tanrı Dağı'na,
Horev'e vardı.
2 RAB'bin meleği bir çalıdan yükselen
alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor.
3 "Çok garip" diye düşündü,
"Gidip bir bakayım, çalı neden tükenmiyor!"
4 RAB Tanrı Musa'nın yaklaştığını
görünce, çalının içinden, "Musa, Musa!" diye seslendi. Musa,
"Buyur!" diye yanıtladı.
5 Tanrı, "Fazla yaklaşma" dedi,
"Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır.
6 Ben babanın Tanrısı, İbrahim'in
Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı'yım." Musa yüzünü kapadı,
çünkü Tanrı'ya bakmaya korkuyordu.
7 RAB, "Halkımın Mısır'da çektiği
sıkıntıyı yakından gördüm" dedi, "Angaryacılar yüzünden ettikleri
feryadı duydum. Acılarını biliyorum.
8 Bu yüzden onları Mısırlılar'ın elinden
kurtarmak için geldim. O ülkeden çıkarıp geniş ve verimli topraklara, süt ve
bal akan ülkeye, Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus topraklarına
götüreceğim.
9 İsrailliler'in feryadı bana erişti.
Mısırlılar'ın onlara yapmakta olduğu baskıyı görüyorum.
10 Şimdi gel, halkım İsrail'i Mısır'dan
çıkarmak için seni firavuna göndereyim."
11 Musa, "Ben kimim ki firavuna gidip
İsrailliler'i Mısır'dan çıkarayım?" diye karşılık verdi.
12 Tanrı, "Kuşkun olmasın, ben seninle
olacağım" dedi, "Seni benim gönderdiğimin kanıtı şu olacak: Halkı
Mısır'dan çıkardığın zaman bu dağda bana tapınacaksınız."
13 Musa şöyle karşılık verdi:
"İsrailliler'e gidip, <Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi>
dersem, <Adı nedir?> diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim?"
14 Tanrı, "Ben Ben'im" dedi,
"İsrailliler'e de ki, <Beni size Ben Ben'im diyen gönderdi.>
15 "İsrailliler'e de ki, <Beni size
atalarınızın Tanrısı, İbrahim'in Tanrısı, İshak'ın Tanrısı ve Yakup'un Tanrısı
Yahve gönderdi.> Sonsuza dek adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle
anılacağım.
16 Git, İsrail ileri gelenlerini topla,
onlara şöyle de: <Atalarınız İbrahim'in, İshak'ın, Yakup'un Tanrısı Yahve
bana görünerek şunları söyledi: Sizinle ve Mısır'da size yapılanlarla yakından
ilgileniyorum.
17 Söz verdim, sizi Mısır'da çektiğiniz
sıkıntıdan kurtaracağım; Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus topraklarına,
süt ve bal akan ülkeye götüreceğim.>
18 "İsrail ileri gelenleri seni
dinleyecekler. Sonra birlikte Mısır Kralı'na gidip, <İbraniler'in Tanrısı
Yahve bizimle görüştü> diyeceksiniz, <Şimdi izin ver, Tanrımız Yahve'ye
kurban kesmek için çölde üç gün yol alalım.>
19 Ama biliyorum, güçlü bir el zorlamadıkça
Mısır Kralı gitmenize izin vermeyecek.
20 Elimi uzatacak ve aralarında şaşılası
işler yaparak Mısır'ı cezalandıracağım. O zaman sizi salıverecek.
21 "Halkımın Mısırlılar'ın gözünde
lütuf bulmasını sağlayacağım. Gittiğinizde eli boş gitmeyeceksiniz.
22 Her kadın Mısırlı komşusundan ya da
konuğundan altın ve gümüş takılar, giysiler isteyecek. Oğullarınızı,
kızlarınızı bunlarla süsleyeceksiniz. Mısırlılar'ı soyacaksınız."
BÖLÜM 4
1 Musa, "Ya bana inanmazlarsa?"
dedi, "Sözümü dinlemez, <RAB sana görünmedi> derlerse, ne
olacak?"
2 RAB, "Elinde ne var?" diye
sordu. Musa, "Değnek" diye yanıtladı.
3 RAB, "Onu yere at" dedi. Musa
değneğini yere atınca, değnek yılan oldu. Musa yılandan kaçtı.
4 RAB, "Elini uzat, kuyruğundan
tut" dedi. Musa elini uzatıp kuyruğunu tutunca yılan yine değnek oldu.
5 RAB, "Bunu yap ki, ataları
İbrahim'in, İshak'ın, Yakup'un Tanrısı RAB'bin sana göründüğüne
inansınlar" dedi.
6 Sonra, "Elini koynuna koy"
dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına
yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.
7 RAB, "Elini yine koynuna koy"
dedi. Musa elini yine koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli eski haline dönmüştü.
8 RAB, "Eğer sana inanmaz, ilk
belirtiyi önemsemezlerse, ikinci belirtiye inanabilirler" dedi,
9 "Bu iki belirtiye de inanmaz,
sözünü dinlemezlerse, Nil'den biraz su alıp kuru toprağa dök. Irmaktan aldığın
su toprakta kana dönecek."
10 Musa RAB'be, "Aman, ya Rab!"
dedi, "Ben kulun ne geçmişte, ne de benimle konuşmaya başladığından bu
yana iyi bir konuşmacı oldum. Çünkü dili ağır, tutuk biriyim."
11 RAB, "Kim ağız verdi insana?"
dedi, "İnsanı sağır, dilsiz, görür ya da görmez yapan kim? Ben değil
miyim?
12 Şimdi git! Ben konuşmana yardımcı
olacağım. Ne söylemen gerektiğini sana öğreteceğim."
13 Musa, "Aman, ya Rab!" dedi,
"Ne olur, benim yerime başkasını gönder."
14 RAB Musa'ya öfkelendi ve, "Ağabeyin
Levili Harun var ya!" dedi, "Bilirim, o iyi konuşur. Hem şu anda seni
karşılamaya geliyor. Seni görünce sevinecek.
15 Onunla konuş, ne söylemesi gerektiğini
anlat. İkinizin konuşmasına da yardımcı olacak, ne yapacağınızı size
öğreteceğim.
16 O sana sözcülük edecek, senin yerine
halkla konuşacak. Sen de onun için Tanrı gibi olacaksın.
17 Bu değneği eline al, çünkü belirtileri
onunla gerçekleştireceksin."
18 Musa kayınbabası Yitro'nun yanına döndü.
Ona, "İzin ver, Mısır'daki soydaşlarımın yanına döneyim" dedi,
"Bakayım, hâlâ yaşıyorlar mı?" Yitro, "Esenlikle git" diye
karşılık verdi.
19 RAB Midyan'da Musa'ya, "Mısır'a dön,
çünkü canını almak isteyenlerin hepsi öldü" demişti.
20 Böylece Musa karısını, oğullarını eşeğe
bindirdi; Tanrı'nın buyurduğu değneği de eline alıp Mısır'a doğru yola çıktı.
21 RAB Musa'ya, "Mısır'a döndüğünde,
sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri firavunun önünde yapmaya bak"
dedi, "Ama ben onu inatçı yapacağım. Halkı salıvermeyecek.
22 Sonra firavuna de ki, <RAB şöyle
diyor: İsrail benim ilk oğlumdur.
23 Sana, bırak oğlum gitsin, bana tapsın,
dedim. Ama sen onu salıvermeyi reddettin. Bu yüzden senin ilk oğlunu
öldüreceğim" "
24 RAB yolda, bir konaklama yerinde Musa'yla
karşılaştı, onu öldürmek istedi.
25 O anda Sippora keskin bir taş alıp oğlunu
sünnet etti, derisini Musa'nın ayaklarına dokundurdu. "Gerçekten sen bana
kanlı güveysin" dedi.
26 Böylece RAB Musa'yı esirgedi. Sippora Musa'ya
sünnetten ötürü "Kanlı güveysin" demişti.
27 RAB Harun'a, "Çöle, Musa'yı
karşılamaya git" dedi. Harun gitti, onu Tanrı Dağı'nda karşılayıp öptü.
28 Musa duyurması için RAB'bin kendisine
söylediği bütün sözleri ve gerçekleştirmesini buyurduğu bütün belirtileri
Harun'a anlattı.
29 Musa'yla Harun varıp İsrail'in bütün
ileri gelenlerini topladılar.
30 Harun RAB'bin Musa'ya söylemiş olduğu her
şeyi onlara anlattı. Musa da halkın önünde belirtileri gerçekleştirdi.
31 Halk inandı; RAB'bin kendileriyle ilgilendiğini,
çektikleri sıkıntıyı görmüş olduğunu duyunca, eğilip tapındılar.
BÖLÜM 5
1 Sonra Musa'yla Harun firavuna gidip
şöyle dediler: "İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, <Halkımı bırak gitsin,
çölde bana bayram yapsın.> "
2 Firavun, "RAB kim oluyor ki, O'nun
sözünü dinleyip İsrail halkını salıvereyim?" dedi. "RAB'bi
tanımıyorum. İsrailliler'in gitmesine izin vermeyeceğim."
3 Musa'yla Harun, "İbraniler'in
Tanrısı bizimle görüştü" diye yanıtladılar, "İzin ver, Tanrımız
RAB'be kurban kesmek için çölde üç gün yol alalım. Yoksa bizi salgın hastalık
ya da kılıçla cezalandırabilir."
4 Mısır Firavunu, "Ey Musa ve Harun,
niçin halkı işinden alıkoyuyorsunuz? Siz de işinizin başına dönün" dedi,
5 "Bakın, halkınız Mısırlılar'dan
daha kalabalık, oysa siz onların işini engellemeye çalışıyorsunuz."
6 Firavun o gün angaryacılara ve halkın
başındaki görevlilere buyruk verdi:
7 "Kerpiç yapmak için artık halka
saman vermeyeceksiniz. Gitsinler, kendi samanlarını kendileri toplasınlar.
8 Önceki gibi aynı sayıda kerpiç yapmalarını
isteyin, kerpiç sayısını azaltmayın. Çünkü tembel insanlardır; bu yüzden,
<Gidelim, Tanrımız'a kurban keselim> diye bağrışıyorlar.
9 İşlerini ağırlaştırın ki, meşgul
olsunlar, yalan sözlere kulak asmasınlar."
10 Angaryacılarla görevliler gidip İsrailliler'e
şöyle dediler: "Firavun diyor ki, <Artık size saman vermeyeceğim.
11 Gidin, nerede bulursanız oradan kendinize
saman alın. Ancak işiniz hiç hafifletilmeyecek.> "
12 Böylece halk saman yerine anız toplamak
üzere bütün Mısır'a dağıldı.
13 Angaryacılar, "Saman verildiği
günlerdeki gibi gündelik görevlerinizi eksiksiz yerine getirin" diyerek
onlara baskı yapıyordu.
14 Firavunun angaryacılarının atadığı
İsrailli görevliler, "Niçin dün ve bugün daha önceki gibi gereken sayıda
kerpiç yaptırmadınız?" diyerek dövüldüler.
15 Bunun üzerine İsrailli görevliler
firavunun yanına varıp yakındılar: "Neden kullarına böyle davranıyorsun?
16 Neden bize saman verilmediği halde,
<Kerpiç yapın!> deniyor? İşte kulların dövülüyor, oysa suçlu senin kendi
halkındır."
17 Firavun, "Tembelsiniz siz,
tembel!" diye karşılık verdi, "Bu yüzden <Gidip RAB'be kurban
keselim> diyorsunuz.
18 Haydi, işinizin başına dönün. Size saman
verilmeyecek; yine de aynı sayıda kerpiç üreteceksiniz."
19 Kendilerine, "Her gün üretmeniz
gereken kerpiç sayısını azaltmayacaksınız" dendiğinde İsrailli görevliler
zor durumda olduklarını anladılar.
20 Firavunun yanından ayrılınca, kendilerini
bekleyen Musa'yla Harun'a çıkıştılar.
21 "RAB yaptığınızı görsün, cezanızı
versin!" dediler, "Bizi firavunla görevlilerinin gözünde rezil
ettiniz. Bizi öldürmeleri için ellerine bir kılıç verdiniz."
22 Musa RAB'be döndü ve, "Ya Rab, niçin
bu halka kötü davrandın?" dedi, "Beni bunun için mi gönderdin?
23 Senin adına firavunla konuşmaya gittim
gideli firavun bu halka kötü davranıyor. Sen de kendi halkını kurtarmak için
hiçbir şey yapmadın."
BÖLÜM 6
1 RAB Musa'ya, "Firavuna ne
yapacağımı şimdi göreceksin" dedi, "Güçlü elimden ötürü İsrail
halkını salıverecek, güçlü elimden ötürü onları ülkesinden kovacak."
2 Tanrı ayrıca Musa'ya, "Ben
Yahve'yim" dedi,
3 "İbrahim'e, İshak'a ve Yakup'a Her
Şeye Gücü Yeten Tanrı olarak göründüm, ama onlara kendimi Yahve adıyla
tanıtmadım.
4 Yabancı olarak yaşadıkları Kenan
ülkesini kendilerine vermek üzere onlarla antlaşma yaptım.
5 Mısırlılar'ın köleleştirdiği
İsrailliler'in iniltilerini duydum ve antlaşmamı hep andım.
6 "Onun için İsrailliler'e de ki,
<Ben Yahve'yim. Sizi Mısırlılar'ın boyunduruğundan çıkaracak, onların kölesi
olmaktan kurtaracağım. Onları ağır biçimde yargılayacak ve kudretli elimle sizi
özgür kılacağım.
7 Sizi kendi halkım yapacak ve Tanrınız
olacağım. O zaman sizi Mısırlılar'ın boyunduruğundan çıkaran Tanrınız Yahve'nin
ben olduğumu bileceksiniz.
8 Sizi İbrahim'e, İshak'a ve Yakup'a
vereceğime ant içtiğim topraklara götüreceğim. Orayı size mülk olarak
vereceğim. Ben Yahve'yim.> "
9 Musa bunları İsrailliler'e anlattı, ama
umutları kırıldığı ve ağır baskı altında oldukları için onu dinlemediler.
10-11 RAB Musa'ya, "Git, Mısır Firavunu'na
İsrailliler'i ülkesinden salıvermesini söyle" dedi.
12 Ama Musa, "İsrailliler beni
dinlemedikten sonra, firavun nasıl dinler?" diye karşılık verdi,
"Zaten iyi konuşan biri değilim." [dudakları
sünnetsiz bir adamım." Aynı ifade 6:30'da da geçer.]
13 RAB Musa ve Harun'la İsrailliler ve Mısır
Firavunu hakkında konuştu. İsrailliler'i Mısır'dan çıkarmalarını buyurdu.
14 İsrailliler'in aile önderleri şunlardır:
Yakup'un ilk oğlu Ruben'in oğulları: Hanok, Pallu, Hesron, Karmi. Ruben'in
boyları bunlardır.
15 Şimon'un oğulları: Yemuel, Yamin, Ohat, Yakin,
Sohar ve Kenanlı bir kadının oğlu Şaul. Şimon'un boyları bunlardır.
16 Kayıtlarına göre Levioğulları'nın adları
şunlardır: Gerşon, Kehat, Merari. Levi 137 yıl yaşadı.
17 Gerşon'un oğulları boylarına göre
şunlardır: Livni, Şimi.
18 Kehat'ın oğulları: Amram, Yishar, Hevron,
Uzziel. Kehat 133 yıl yaşadı.
19 Merari'nin oğulları: Mahli, Muşi.
Kayıtlarına göre Levi boyları bunlardır.
20 Amram halası Yokevet'le evlendi. Yokevet
ona Harun'la Musa'yı doğurdu. Amram 137 yıl
yaşadı.
21 Yishar'ın oğulları: Korah, Nefek, Zikri.
22 Uzziel'in oğulları: Mişael, Elsafan,
Sitri.
23 Harun Nahşon'un kızkardeşi ve
Amminadav'ın kızı Elişeva'yla evlendi. Elişeva ona Nadav, Avihu, Elazar ve
İtamar'ı doğurdu.
24 Korah'ın oğulları: Assir, Elkana,
Aviasaf. Korahlılar'ın boyları bunlardır.
25 Harun'un oğlu Elazar Putiel'in
kızlarından biriyle evlendi. Karısı ona Pinehas'ı doğurdu. Boylarına göre
Levili aile önderleri bunlardır.
26 RAB'bin, "İsrailliler'i ordular
halinde Mısır'dan çıkarın" dediği Harun ve Musa bunlardır.
27 İsrailliler'i Mısır'dan çıkarmak için
Mısır Firavunu ile konuşanlar da Musa'yla Harun'dur.
28-29 RAB Mısır'da Musa'yla konuştuğunda, ona,
"Ben RAB'bim" dedi, "Sana söylediğim her şeyi Mısır Firavunu'na
ilet."
30 Musa RAB'bin huzurunda, "Ben iyi
konuşan biri değilim" diye karşılık verdi, "Firavun beni nasıl
dinler?"
BÖLÜM 7
1 RAB, "Bak, seni firavuna karşı
Tanrı gibi yaptım" dedi, "Ağabeyin Harun senin peygamberin olacak.
2 Sana buyurduğum her şeyi ağabeyine
anlat. O da firavuna İsrailliler'i ülkesinden salıvermesini söylesin.
3 Ben firavunu inatçı yapacağım ki,
belirtilerimi ve şaşılası işlerimi Mısır'da artırabileyim.
4 Ama firavun sizi dinlemeyecek. O zaman
elimi Mısır'ın üzerine koyacağım ve onları ağır biçimde cezalandırarak halkım
İsrail'i ordular halinde Mısır'dan çıkaracağım.
5 Mısır'a karşı elimi kaldırdığım ve
İsrailliler'i aralarından çıkardığım zaman Mısırlılar benim RAB olduğumu
anlayacak."
6 Musa'yla Harun RAB'bin buyurduğu gibi
yaptılar.
7 Firavunla konuştuklarında Musa seksen,
Harun seksen üç yaşındaydı.
8 RAB Musa'yla Harun'a şöyle dedi:
9 "Firavun size, <Bir mucize
yapın> dediğinde, söyle Harun'a, değneğini alıp firavunun önüne atsın.
Değnek yılan olacak."
10 Böylece Musa'yla Harun firavunun yanına
gittiler ve RAB'bin buyurduğu gibi yaptılar. Harun değneğini firavunla
görevlilerinin önüne attı. Değnek yılan oluverdi.
11 Bunun üzerine firavun kendi bilgelerini,
büyücülerini çağırdı. Mısırlı büyücüler de büyüleriyle aynı şeyi yaptılar.
12 Her biri değneğini attı, değnekler yılan
oldu. Ancak Harun'un değneği onların değneklerini yuttu.
13 Yine de, RAB'bin söylediği gibi firavun
inat etti ve Musa'yla Harun'u dinlemedi.
14 RAB Musa'ya, "Firavun inat ediyor,
halkı salıvermeyi reddediyor" dedi,
15 "Sabah git, firavun Nil'e inerken
onu karşılamak için ırmak kıyısında bekle. Yılana dönüşen değneği eline al
16 ve ona de ki, <Halkımı salıver, çölde
bana tapsınlar, demem için İbraniler'in Tanrısı RAB beni sana gönderdi. Ama sen
şu ana kadar kulak asmadın.
17 Benim RAB olduğumu şundan anla, diyor
RAB. İşte, elimdeki değneği ırmağın sularına vuracağım, sular kana dönecek.
18 Irmaktaki balıklar ölecek, ırmak leş gibi
kokacak, Mısırlılar artık ırmağın suyunu içemeyeceklere "
19 Sonra RAB Musa'ya şöyle buyurdu:
"Harun'a de ki, <Değneğini al ve elini Mısır'ın suları üzerine
-ırmakları, kanalları, havuzları, bütün su birikintileri üzerine- uzat, hepsi
kana dönsün. Bütün Mısır'da tahta ve taş kaplardaki sular bile kana
dönecek.>"
20 Musa'yla Harun RAB'bin buyurduğu gibi
yaptılar. Harun firavunla görevlilerinin gözü önünde değneğini kaldırıp ırmağın
sularına vurdu. Bütün sular kana dönüştü.
21 Irmaktaki balıklar öldü, ırmak kokmaya
başladı. Mısırlılar ırmağın suyunu içemez oldular. Mısır'ın her yerinde kan
vardı.
22 Mısırlı büyücüler de kendi büyüleriyle
aynı şeyi yaptılar. RAB'bin söylediği gibi firavun inat etti ve Musa'yla
Harun'u dinlemedi.
23 Olanlara aldırmadan sarayına döndü.
24 Mısırlılar içecek su bulmak için ırmak
kıyısını kazmaya koyuldular. Çünkü ırmağın suyunu içemiyorlardı.
25 RAB'bin ırmağı vurmasının üzerinden yedi
gün geçti.
BÖLÜM 8
1 RAB Musa'ya şöyle dedi: "Firavunun
yanına git ve ona de ki, <RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar.
2 Eğer halkımı salıvermeyi reddedersen,
bütün ülkeni kurbağalarla cezalandıracağım.
3 Irmak kurbağalarla dolup taşacak.
Kurbağalar çıkıp sarayına, yatak odana, yatağına, görevlilerinin ve halkının
evlerine, fırınlarına, hamur teknelerine girecekler.
4 Senin, halkının, bütün görevlilerinin
üstüne sıçrayacaklara
5 "Harun'a de ki, <Elindeki
değneği ırmakların, kanalların, havuzların üzerine uzatıp kurbağaları çıkart;
Mısır'ı kurbağalar kaplasın.>"
6 Böylece Harun elini Mısır'ın suları
üzerine uzattı; kurbağalar çıkıp Mısır'ı kapladı.
7 Ancak büyücüler de kendi büyüleriyle
aynı şeyi yaptılar ve ülkeye kurbağaları saldılar.
8 Firavun Musa'yla Harun'u çağırtıp,
"RAB'be dua edin, benim ve halkımın üzerinden kurbağaları
uzaklaştırsın" dedi, "O zaman halkınızı RAB'be kurban kessinler diye
salıvereceğim."
9 Musa, "Sen karar ver" diye
karşılık verdi, "Bunu sana bırakıyorum. Kurbağalar senden ve evlerinden
uzak dursun, yalnız ırmakta kalsınlar diye senin, görevlilerin ve halkın için
ne zaman dua edeyim?"
10 Firavun, "Yarın" dedi. Musa,
"Peki, dediğin gibi olsun" diye karşılık verdi, "Böylece
bileceksin ki, Tanrımız RAB gibisi yoktur.
11 Kurbağalar senden, evlerinden,
görevlilerinden, halkından uzaklaşacak, yalnız ırmakta kalacaklar."
12 Musa'yla Harun firavunun yanından
ayrıldılar. Musa RAB'bin firavunun başına getirdiği kurbağa belası için RAB'be
feryat etti.
13 RAB Musa'nın isteğini yerine getirdi.
Kurbağalar evlerde, avlularda, tarlalarda öldüler.
14 Kurbağaları yığın yığın topladılar. Ülke
kokudan geçilmez oldu.
15 Ancak firavun ülkenin rahatladığını
görünce, RAB'bin söylediği gibi inatçılık etti ve Musa'yla Harun'u dinlemedi.
16 RAB Musa'ya şöyle dedi: "Harun'a de
ki, <Değneğini uzatıp yere vur, yerdeki toz sivrisineğe dönüşsün, bütün
Mısır'ı kaplasın.> "
17 Öyle yaptılar. Harun elindeki değneği
uzatıp yere vurunca, insanlarla hayvanların üzerine sivrisinekler üşüştü.
Mısır'da yerin bütün tozu sivrisineğe dönüştü.
18 Büyücüler de kendi büyüleriyle tozu
sivrisineğe dönüştürmek istedilerse de başaramadılar. İnsanların, hayvanların
üzerini sivrisinek kapladı.
19 Büyücüler firavuna, "Bu işte
Tanrı'nın parmağı var" dediler. Ne var ki, RAB'bin söylediği gibi firavun
inat etti, Musa'yla Harun'u dinlemedi.
20 RAB Musa'ya şöyle dedi: "Sabah
erkenden kalk, firavun ırmağa inerken onu karşıla ve şöyle de: <RAB diyor
ki, halkımı salıver, bana tapsınlar.
21 Halkımı salıvermezsen senin, görevlilerinin,
halkının, evlerinin üzerine atsineği yağdıracağım. Mısırlılar'ın evleri ve
üzerinde yaşadıkları topraklar atsinekleriyle dolup taşacak.
22 "<Ama o gün halkımın yaşadığı
Goşen bölgesinde farklı davranacağım. Orada atsineği olmayacak. Böylece
bileceksin ki, bu ülkede RAB benim.
23 Kendi halkımla senin halkın arasına fark
koyacağım. Yarın bu belirti gerçekleşecek.> "
24 RAB dediğini yaptı. Firavunun sarayına,
görevlilerinin evlerine sürü sürü atsineği gönderdi. Mısır atsineği yüzünden
baştan sona harap oldu.
25 Firavun Musa'yla Harun'u çağırtıp,
"Gidin, bu ülkede Tanrınız'a kurban kesin" dedi.
26 Musa, "Bu doğru olmaz" diye
karşılık verdi, "Çünkü Mısırlılar Tanrımız RAB'be kurban kesmeyi iğrenç
sayıyorlar. İğrenç saydıkları bu şeyi gözlerinin önünde yaparsak bizi
taşlamazlar mı?
27 Tanrımız RAB'be kurban kesmek için, bize
buyurduğu gibi üç gün çölde yol almalıyız."
28 Firavun, "Çölde Tanrınız RAB'be
kurban kesmeniz için sizi salıveriyorum" dedi, "Yalnız çok uzağa
gitmeyeceksiniz. Şimdi benim için dua edin."
29 Musa, "Yarın atsineklerini
firavunun, görevlilerinin, halkının üzerinden uzaklaştırsın diye, yanından
ayrılır ayrılmaz RAB'be dua edeceğim" dedi, "Yalnız firavun RAB'be
kurban kesmek için halkın gitmesini önleyerek bizi yine aldatmamalı."
30 Musa firavunun yanından çıkıp RAB'be dua
etti.
31 RAB Musa'nın isteğini yerine getirdi;
firavunun, görevlilerinin, halkının üzerinden atsineklerini uzaklaştırdı. Tek
sinek kalmadı.
32 Öyleyken, firavun bir kez daha inatçılık
etti ve halkı salıvermedi.
BÖLÜM 9
1 RAB Musa'ya şöyle dedi: "Firavunun
yanına git ve ona de ki, <İbraniler'in Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı
salıver, bana tapsınlar.
2 Salıvermeyi reddeder, onları tutmakta
diretirsen,
3 RAB'bin eli kırlardaki hayvanlarınızı
-atları, eşekleri, develeri, sığırları, davarları- büyük kırıma uğratarak sizi
cezalandıracak.
4 RAB İsrailliler'le Mısırlılar'ın
hayvanlarına farklı davranacak. İsrailliler'in hayvanlarından hiçbiri
ölmeyecek.> "
5 RAB zamanı da belirleyerek, "Yarın
ülkede bunu yapacağım" dedi.
6 Ertesi gün RAB dediğini yaptı:
Mısırlılar'ın hayvanları büyük çapta öldü. Ama İsrailliler'in hayvanlarından
hiçbiri ölmedi.
7 Firavun adam gönderdi, İsrailliler'in
bir tek hayvanının bile ölmediğini öğrendi. Öyleyken, inat etti ve halkı
salıvermedi.
8 RAB Musa'yla Harun'a, "Yanınıza
iki avuç dolusu ocak kurumu alın" dedi, "Musa kurumu firavunun önünde
göğe doğru savursun.
9 Kurum bütün Mısır'ın üzerinde ince bir
toza dönüşecek; ülkenin her yanındaki insanların, hayvanların bedenlerinde
irinli çıbanlar çıkacak."
10 Böylece Musa'yla Harun ocak kurumu alıp
firavunun önünde durdular. Musa kurumu göğe doğru savurdu. İnsanlarda ve
hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı.
11 Büyücüler çıbandan ötürü Musa'nın
karşısında duramaz oldular. Çünkü bütün Mısırlılar'da olduğu gibi onlarda da
çıbanlar çıkmıştı.
12 RAB firavunu inatçı yaptı, RAB'bin
Musa'ya söylediği gibi, firavun Musa'yla Harun'u dinlemedi.
13 RAB Musa'ya şöyle dedi: "Sabah
erkenden kalkıp firavunun huzuruna çık, de ki, <İbraniler'in Tanrısı RAB
şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar.
14 Yoksa bu kez senin, görevlilerinin,
halkının üzerine bütün belalarımı yağdıracağım. Öyle ki, bu dünyada benim
gibisi olmadığını öğrenesin.
15 Çünkü elimi kaldırıp seni ve halkını
salgın hastalıkla vurmuş olsaydım, yeryüzünden silinmiş olurdun.
16 Gücümü sana göstermek, adımı bütün
dünyaya tanıtmak için seni ayakta tuttum.
17 Hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara
üstünlük taslıyorsun.
18 Bu yüzden, yarın bu saatlerde Mısır'a
tarihinde görülmemiş ağır bir dolu yağdıracağım.
19 Şimdi buyruk ver, hayvanların ve kırda
neyin varsa hepsi sığınaklara konsun. Dolu yağınca, eve getirilmeyen, kırda
kalan bütün insanlarla hayvanlar ölecek.> "
20 Firavunun görevlileri arasında RAB'bin
uyarısından korkanlar köleleriyle hayvanlarını çabucak evlerine getirdiler.
21 RAB'bin uyarısını önemsemeyenler ise
köleleriyle hayvanlarını tarlada bıraktı.
22 RAB Musa'ya, "Elini göğe doğru
uzat" dedi, "Mısır'ın her yerine, insanların, hayvanların, kırdaki
bütün bitkilerin üzerine dolu yağsın."
23 Musa değneğini göğe doğru uzatınca RAB
gök gürlemeleri ve dolu gönderdi. Yıldırım düştü. RAB Mısır'a dolu yağdırdı.
24 Şiddetli dolu yağıyor, sürekli şimşek
çakıyordu. Mısır Mısır olalı böylesi bir dolu görmemişti.
25 Dolu Mısır'da insandan hayvana dek
kırdaki her şeyi, bütün bitkileri mahvetti, bütün ağaçları kırdı.
26 Yalnız İsrailliler'in yaşadığı Goşen
bölgesine dolu düşmedi.
27 Firavun Musa'yla Harun'u çağırtarak,
"Bu kez günah işledim" dedi, "RAB haklı, ben ve halkım haksızız.
28 RAB'be dua edin, yeter bu gök gürlemeleri
ve dolu. Sizi salıvereceğim, artık burada kalmayacaksınız."
29 Musa, "Kentten çıkınca, ellerimi
RAB'be uzatacağım" dedi, "Gök gürlemeleri duracak, artık dolu
yağmayacak. Böylece dünyanın RAB'be ait olduğunu bileceksin.
30 Ama biliyorum, sen ve görevlilerin RAB
Tanrı'dan hâlâ korkmuyorsunuz."
31 Keten ve arpa mahvolmuştu; çünkü arpa
başak vermiş, keten çiçek açmıştı.
32 Ama buğday ve kızıl buğday henüz
bitmediği için zarar görmemişti.
33 Musa firavunun yanından ayrılıp kentten
çıktı. Ellerini RAB'be uzattı. Gök gürlemesi ve dolu durdu, yağmur dindi.
34 Firavun yağmurun, dolunun, gök
gürlemesinin kesildiğini görünce, yine günah işledi. Hem kendisi, hem
görevlileri inat ettiler.
35 RAB'bin Musa aracılığıyla söylediği gibi,
firavun inat ederek İsrailliler'i salıvermedi.
BÖLÜM 10
1 RAB Musa'ya, "Firavunun yanına
git" dedi, "Belirtilerimi aralarında göstermek için firavunla
görevlilerini inatçı yaptım.
2 Mısır'la nasıl alay ettiğimi,
aralarında gösterdiğim belirtileri sen de çocuklarına, torunlarına anlat ki,
benim RAB olduğumu bilesiniz."
3 Musa'yla Harun firavunun yanına varıp
şöyle dediler: "İbraniler'in Tanrısı RAB diyor ki, <Ne zamana dek
alçakgönüllü olmayı reddedeceksin? Halkımı salıver, bana tapsınlar.
4 Halkımı salıvermeyi reddedersen, yarın
ülkene çekirgeler göndereceğim.
5 Yeryüzünü öylesine kaplayacaklar ki,
toprak görünmez olacak. Doludan kurtulan ürünlerinizi, kırda biten bütün
ağaçlarınızı yiyecekler.
6 Evlerine, bütün görevlilerinin, bütün
Mısırlılar'ın evlerine çekirge dolacak. Ne babaların, ne ataların ömürlerince
böylesini görmediler.> " Sonra Musa dönüp firavunun yanından ayrıldı.
7 Görevlileri firavuna, "Ne zamana
dek bu adam bize tuzak kuracak?" dediler, "Bırak gitsinler, Tanrıları
RAB'be tapsınlar. Mısır harap oldu, hâlâ anlamıyor musun?"
8 Böylece, Musa'yla Harun'u firavunun
yanına geri getirdiler. Firavun, "Gidin, Tanrınız RAB'be tapın" dedi,
"Ama kimler gidecek?"
9 Musa, "Genç, yaşlı hep birlikte
gideceğiz" dedi, "Oğullarımızı, kızlarımızı, davarlarımızı,
sığırlarımızı yanımıza alacağız. Çünkü RAB'be bayram yapmalıyız."
10 Firavun, "Alın çoluk çocuğunuzu,
gidin gidebilirseniz, RAB yardımcınız olsun!" dedi, "Bakın, kötü
niyetiniz ne kadar açık.
11 Olmaz. Yalnız erkekler gidip RAB'be
tapsın. Zaten istediğiniz de bu." Sonra Musa'yla Harun firavunun yanından
kovuldular.
12 RAB Musa'ya, "Elini Mısır'ın üzerine
uzat" dedi, "Çekirge yağsın; ülkenin bütün bitkilerini, doludan
kurtulan her şeyi yesinler."
13 Musa değneğini Mısır'ın üzerine uzattı.
Bütün o gün ve gece RAB ülkede doğu rüzgarı estirdi. Sabah olunca da doğu
rüzgarı çekirgeleri getirdi.
14 Mısır'ın üzerinde uçuşan çekirgeler
ülkeyi boydan boya kapladı. Öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi,
kuşaklar boyu da görülmeyecek.
15 Toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülke
kapkara kesildi. Bütün bitkileri, dolunun zarar vermediği ağaçlarda kalan
meyvelerin hepsini yediler. Mısır'ın hiçbir yerinde, ne ağaçlarda, ne de
kırdaki bitkilerde yeşillik kalmadı.
16 Firavun acele Musa'yla Harun'u çağırttı.
"Tanrınız RAB'be ve size karşı günah işledim" dedi,
17 "Lütfen bir kez daha günahımı
bağışlayın ve Tanrınız RAB'be dua edin; bu ölümcül belayı üzerimden
uzaklaştırsın."
18 Musa firavunun yanından çıkıp RAB'be dua
etti.
19 RAB rüzgarı çok şiddetli batı rüzgarına
döndürdü. Rüzgar çekirgeleri sürükleyip Kızıldeniz'e döktü. Mısır'da tek
çekirge kalmadı.
20 Ama RAB firavunu inatçı yaptı. Firavun
İsrailliler'i salıvermedi.
21 RAB Musa'ya, "Elini göğe doğru
uzat" dedi, "Mısır'ı hissedilebilir bir karanlık kaplasın."
22 Musa elini göğe doğru uzattı, Mısır üç
gün koyu karanlığa gömüldü.
23 Üç gün boyunca kimse kimseyi göremez,
yerinden kımıldayamaz oldu. Yalnız İsrailliler'in yaşadığı yerler aydınlıktı.
24 Firavun Musa'yı çağırttı. "Gidin,
RAB'be tapın" dedi, "Yalnız davarlarınızla sığırlarınız alıkonacak.
Çoluk çocuğunuz sizinle birlikte gidebilir."
25 Musa, "Ama Tanrımız RAB'be kurban
kesmemiz için bize kurbanlık ve yakmalık sunular da vermelisin" diye
karşılık verdi,
26 "Hayvanlarımızı da yanımıza
almalıyız. Bir tırnak bile kalmamalı burada. Çünkü Tanrımız RAB'be tapmak için
bazı hayvanları kullanacağız. Oraya varmadıkça hangi hayvanları RAB'be
sunacağımızı bilemeyiz."
27 Ancak RAB firavunu inatçı yaptı, firavun
İsrailliler'i salıvermeye yanaşmadı.
28 Musa'ya, "Git başımdan" dedi,
"Sakın bir daha karşıma çıkma. Yüzümü gördüğün gün ölürsün."
29 Musa, "Dediğin gibi olsun" diye
karşılık verdi, "Bir daha yüzünü görmeyeceğim."
BÖLÜM 11
1 RAB Musa'ya, "Firavunun ve
Mısır'ın başına bir bela daha getireceğim" dedi, "O zaman gitmenize
izin verecek, sizi buradan adeta kovacak.
2 Halkına söyle, kadın erkek herkes
komşusundan altın, gümüş eşya istesin."
3 RAB İsrail halkının Mısırlılar'ın
gözünde lütuf bulmasını sağladı. Musa da Mısır'da, firavunun görevlilerinin ve
halkın gözünde çok büyüdü.
4 Musa firavuna şöyle dedi: "RAB
diyor ki, <Gece yarısı Mısır'ı boydan boya geçeceğim.
5 Tahtında oturan firavunun ilk
çocuğundan, değirmendeki kadın kölenin ilk çocuğuna kadar, hayvanlar dahil
Mısır'daki bütün ilk doğanlar ölecek.
6 Bütün Mısır'da benzeri ne görülmüş, ne
de görülecek büyük bir feryat kopacak.
7 İsrailliler'e ya da hayvanlarına bir
köpek bile havlamayacak.> O zaman RAB'bin İsrailliler'le Mısırlılar'a nasıl
farklı davrandığını anlayacaksınız.
8 Bu görevlilerinin hepsi gelip önümde
eğilecek, <Sen ve seni izleyenler, gidin!> diyecekler. Ondan sonra
gideceğim." Musa firavunun yanından büyük bir öfkeyle ayrıldı.
9 RAB Musa'ya, "Mısır'da şaşılası
işlerim çoğalsın diye firavun sizi dinlemeyecek" demişti.
10 Musa'yla Harun firavunun önünde bütün bu
şaşılası işleri yaptılar. Ama RAB firavunu inatçı yaptı. Firavun İsrailliler'i
ülkesinden salıvermedi.
BÖLÜM 12
1-2 RAB Mısır'da Musa'yla Harun'a, "Bu ay
sizin için ilk ay, yılın ilk ayı olacak" dedi,
3 "Bütün İsrail topluluğuna
bildirin: Bu ayın onunda herkes ailesine göre kendi ev halkına birer kuzu
alacak.
4 Eğer bir kuzu bir aileye çok geliyorsa,
aile bireylerinin sayısı ve herkesin yiyeceği miktar hesaplanacak ve aile
kuzuyu en yakın komşusuyla paylaşabilecek.
5 Koyun ya da keçilerden seçeceğiniz
hayvan kusursuz, erkek ve bir yaşında olmalı.
6 Ayın on dördüne kadar ona bakacaksınız.
O akşamüstü bütün İsrail topluluğu hayvanları boğazlayacak.
7 Hayvanın kanını alıp, etin yeneceği
evin yan ve üst kapı sövelerine sürecekler.
8 O gece ateşte kızartılmış et mayasız
ekmek ve acı otlarla yenmelidir.
9 Eti çiğ veya haşlanmış olarak değil,
başı, bacakları, bağırsakları ve işkembesiyle birlikte kızartarak yiyeceksiniz.
10 Sabaha kadar bitirmelisiniz. Artakalan
olursa, sabah ateşte yakacaksınız.
11 Eti şöyle yemelisiniz: Beliniz kuşanmış,
çarıklarınız ayağınızda, değneğiniz elinizde olmalı. Eti çabuk yemelisiniz. Bu
RAB'bin Fısıh* kurbanıdır. [*“Üstünden
atlamak, geçmek” anlamına gelir.]
12 "O gece Mısır'dan geçeceğim. Hem
insanların hem de hayvanların bütün ilk doğanlarını öldüreceğim. Mısır'ın bütün
ilahlarını yargılayacağım. Ben RAB'bim.
13 Bulunduğunuz evlerin üzerindeki kan sizin
için belirti olacak. Kanı görünce üzerinizden geçeceğim. Mısır'ı
cezalandırırken ölüm saçan size hiçbir zarar vermeyecek.
14 Bu gün sizin için anma günü olacak. Bu
günü RAB'bin bayramı olarak kutlayacaksınız. Gelecek kuşaklarınız boyunca
sürekli bir kural olarak bu günü kutlayacaksınız." [*kutlanmaktadır. Fısıh sözcüğü "Geçmek" anlamına gelir.]
15 "Yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz.
İlk gün evlerinizden mayayı kaldıracaksınız. Kim bu yedi gün içinde mayalı bir
şey yerse, İsrail'den atılacaktır.
16 Birinci ve yedinci günler kutsal toplantı
yapacaksınız. O günler hiçbir iş yapılmayacak. Herkes yalnız kendi yiyeceğini
hazırlayacak.
17 Mayasız Ekmek Bayramı'nı kutlayacaksınız,
çünkü sizi ordular halinde o gün Mısır'dan çıkardım. Bu günü kalıcı bir kural
olarak kuşaklarınız boyunca kutlayacaksınız.
18 Birinci ayın on dördüncü gününün
akşamından yirmi birinci gününün akşamına kadar mayasız ekmek yiyeceksiniz.
19 Evlerinizde yedi gün maya bulunmayacak.
Mayalı bir şey yiyen yerli yabancı herkes İsrail topluluğundan atılacaktır.
20 Mayalı bir şey yemeyeceksiniz.
Yaşadığınız her yerde mayasız ekmek yiyeceksiniz."
21 Musa İsrail'in bütün ileri gelenlerini
çağırtarak onlara şöyle dedi: "Hemen gidin, aileleriniz için kendinize
davarlar seçip Fısıh kurbanı olarak boğazlayın.
22 Bir demet mercanköşkotu alın, leğendeki
kana batırıp kanı kapılarınızın yan ve üst sövelerine sürün. Sabaha kadar kimse
evinden çıkmasın.
23 RAB Mısırlılar'ı öldürmek için gelecek,
kapılarınızın yan ve üst sövelerindeki kanı görünce üzerinden geçecek, ölüm
saçanın evlerinize girip sizi öldürmesine izin vermeyecek.
24 "Sen ve çocukların kalıcı bir kural
olarak bu olayı kutlayacaksınız.
25 RAB'bin size söz verdiği topraklara
girdiğiniz zaman bu töreye uyacaksınız.
26 Çocuklarınız size, <Bu törenin anlamı
nedir?> diye sorduklarında,
27 <Bu RAB'bin Fısıh kurbanıdır>
diyeceksiniz, <Çünkü RAB Mısırlılar'ı öldürürken evlerimizin üzerinden
geçerek bizi bağışladı.> " İsrailliler eğilip tapındılar.
28 Sonra gidip RAB'bin Musa'yla Harun'a
verdiği buyruğu eksiksiz uyguladılar.
29 Gece yarısı RAB tahtında oturan firavunun
ilk çocuğundan zindandaki tutsağın ilk çocuğuna kadar Mısır'daki bütün
insanların ve hayvanların ilk doğanlarını öldürdü.
30 O gece firavunla görevlileri ve bütün
Mısırlılar uyandı. Büyük feryat koptu. Çünkü ölüsü olmayan ev yoktu.
31 Aynı gece firavun Musa'yla Harun'u
çağırttı ve, "Kalkın!" dedi, "Siz ve İsrailliler halkımın
arasından çıkıp gidin, istediğiniz gibi RAB'be tapın.
32 Dediğiniz gibi davarlarınızı,
sığırlarınızı da alın götürün. Beni de kutsayın!"
33 İsrailliler'in ülkeyi hemen terk etmesi
için Mısırlılar diretti. "Yoksa hepimiz öleceğiz!" diyorlardı.
34 Böylece halk mayası henüz katılmamış
hamurunu aldı, giysilere sarılı hamur teknelerini omuzlarında taşıdı.
35 İsrailliler Musa'nın dediğini yapmış,
Mısırlılar'dan altın, gümüş eşya ve giysi istemişlerdi.
36 RAB İsrailliler'in Mısırlılar'ın gözünde
lütuf bulmasını sağladı. Mısırlılar onlara istediklerini verdiler. Böylece
İsrailliler onları soydular.
37 İsrailliler kadın ve çocukların dışında
altı yüz bin kadar erkekle yaya olarak Ramses'ten Sukkot'a doğru yola çıktılar.
38 Daha pek çok kişi de onlarla birlikte
gitti. Yanlarında çok sayıda davar ve sığır vardı.
39 Mısır'dan getirdikleri hamurla mayasız
pide pişirdiler. Maya yoktu. Çünkü Mısır'dan kovulmuşlar, kendilerine azık
hazırlayacak zaman bulamamışlardı.
40 İsrailliler Mısır'da dört yüz otuz yıl
yaşadı.
41 Dört yüz otuz yılın sonuncu günü RAB'bin
halkı ordular halinde Mısır'ı terk etti.
42 O gece RAB İsrailliler'i Mısır'dan
çıkarmak için sürekli bekledi. İsrailliler de kuşaklar boyunca aynı gece RAB'bi
yüceltmek için uyanık olmalıdır.
43 RAB Musa'yla Harun'a şöyle dedi:
"Fısıh Bayramı'nın kuralları şunlardır: Hiçbir yabancı Fısıh etini
yemeyecek.
44 Ama satın aldığınız köleler sünnet
edildikten sonra ondan yiyebilir.
45 Konuklar ve ücretli işçiler ondan
yemeyecek.
46 Fısıh eti evde yenmeli, evin dışına çıkarılmamalı.
Kemikleri kırmayacaksınız.
47 Bütün İsrail topluluğu Fısıh Bayramı'nı
kutlayacak.
48 Yanınızdaki yabancı bir konuk RAB'bin
Fısıh Bayramı'nı kutlamak isterse, önce evindeki bütün erkekler sünnet
edilmeli; sonra yerel halktan biri gibi İsrail halkına katılıp bayramı
kutlayabilir. Ama sünnetsiz biri Fısıh etini yemeyecektir.
49 Ülkede doğan için de, aranızda yaşayan
yabancı için de aynı kural geçerlidir."
50 İsrailliler RAB'bin Musa'yla Harun'a
verdiği buyruğu eksiksiz yerine getirdiler.
51 O gün RAB İsrailliler'i ordular halinde
Mısır'dan çıkardı.
BÖLÜM 13
1-2 RAB Musa'ya, "Bütün ilk doğanları
bana adayın" dedi, "İsrailliler arasında insan olsun, hayvan olsun
her rahmin ilk ürünü bana aittir."
3 Musa halka, "Mısır'dan, köle
olduğunuz ülkeden çıktığınız bugünü anımsayın" dedi, "Çünkü RAB güçlü
eliyle sizi oradan çıkardı. Mayalı hiçbir şey yenmeyecek.
4 Bugün Aviv ayında buradan
ayrılıyorsunuz.
5 RAB sizi Kenan, Hitit, Amor, Hiv ve
Yevus topraklarına, atalarınıza vereceğine ant içtiği süt ve bal akan ülkeye
götürdüğü zaman bu ay şu törelere uyacaksınız:
6 Yedi gün mayasız ekmek yiyecek, yedinci
gün RAB'be bayram yapacaksınız.
7 O yedi gün içinde yalnız mayasız ekmek
yiyeceksiniz. Aranızda ve ülkenizin hiçbir yerinde mayalı bir şey görülmeyecek.
8 O gün oğullarınıza, <Mısır'dan
çıktığımızda RAB'bin bizim için yaptıklarından dolayı bunları yapıyoruz>
diye anlatacaksınız.
9 Bu elinizde bir belirti ve alnınızda
bir anma işareti olacak; öyle ki, RAB'bin yasası hep ağzınızda olsun. Çünkü RAB
güçlü eliyle sizi Mısır'dan çıkardı.
10 Siz de her yıl belirlenen tarihte bu
kuralı uygulamalısınız.
11 "RAB size ve atalarınıza ant içerek
söz verdiği gibi sizi Kenan topraklarına getirecektir. Orayı size verdiği
zaman,
12 ilk doğan erkek çocuklarınızın ve
hayvanlarınızın hepsini RAB'be adayacaksınız. Çünkü bunlar RAB'be aittir.
13 İlk doğan her sıpanın bedelini bir
kuzuyla ödeyin. Bedelini ödemezseniz, boynunu kırın. Bütün ilk doğan erkek
çocuklarınızın bedelini ödemelisiniz.
14 "İlerde oğullarınız size, <Bunun
anlamı ne?> diye sorduklarında, <RAB bizi güçlü eliyle Mısır'dan, köle
olduğumuz ülkeden çıkardı> diye yanıtlarsınız,
15 <Firavun bizi salıvermemekte
diretince, RAB Mısır'da insanların ve hayvanların bütün ilk doğanlarını
öldürdü. İşte bunun için hayvanların ilk doğan erkek yavrularını RAB'be kurban
ediyoruz. İlk doğan erkek çocuklarımızın bedelini ise bir hayvanla
ödüyoruz.>
16 Bu uygulama elinizde bir belirti ve
alnınızda bir anma işareti olacak; RAB'bin bizi Mısır'dan güçlü eliyle
çıkardığını anımsatacak."
17 Firavun İsrailliler'i salıverdiğinde,
Filist yöresi yakın olmasına karşın, Tanrı onları oradan götürmedi. Çünkü,
"Halk savaşla karşılaşınca, düşüncelerini değiştirip Mısır'a geri
dönebilir" diye düşündü.
18 Halkı çöl yolundan Kızıldeniz'e doğru
dolaştırdı. İsrailliler Mısır'dan silahlı çıkmışlardı.
19 Musa Yusuf'un kemiklerini yanına almıştı.
Çünkü Yusuf İsrail'in oğullarına, "Tanrı kesinlikle size yardım edecek,
kemiklerimi buradan götüreceksiniz" diye sıkı sıkı ant içirmişti.
20 Sukkot'tan ayrılıp çöl kenarında, Etam'da
konakladılar.
21 Gece gündüz ilerlemeleri için, RAB
gündüzün bir bulut sütunu içinde yol göstererek, geceleyin bir ateş sütunu
içinde ışık vererek onlara öncülük ediyordu.
22 Gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu
halkın önünden eksik olmadı.
BÖLÜM 14
1-2 RAB Musa'ya, "İsrailliler'e söyle,
dönsünler" dedi, "Pi-Hahirot yakınlarında, Migdol ile deniz arasında,
Baal-Sefon'un karşısında deniz kıyısında konaklasınlar.
3 Firavun şöyle düşünecek:
<İsrailliler ülkede şaşkın şaşkın dolaşıyorlardır, çöl onları
kuşatmıştır.>
4 Firavunu inatçı yapacağım. Onların
peşine düşecek. Böylece firavunla ordusunu yenerek yücelik kazanacağım.
Mısırlılar bilecek ki, ben RAB'bim." İsrailliler söyleneni yaptılar.
5 Halkın kaçtığı Mısır Firavunu'na
bildirilince, firavunla görevlileri onlara ilişkin düşüncelerini değiştirdiler:
"Biz ne yaptık?" dediler, "İsrailliler'i salıvermekle
kölelerimizi kaybetmiş olduk!"
6 Firavun savaş arabasını hazırlattı,
ordusunu yanına aldı.
7 Seçme altı yüz savaş arabasının
yanısıra, Mısır'ın bütün savaş arabalarını sorumlu sürücüleriyle birlikte
yanına aldı.
8 RAB Mısır Firavunu'nu inatçı yaptı.
Firavun zafer havası içinde ilerleyen İsrailliler'in peşine düştü.
9 Mısırlılar firavunun bütün atları,
savaş arabaları, atlıları, askerleriyle onların ardına düştüler ve deniz
kıyısında, Pi-Hahirot yakınlarında, Baal-Sefon'un karşısında konaklarken onlara
yetiştiler.
10 Firavun yaklaşırken, İsrailliler
Mısırlılar'ın arkalarından geldiğini görünce dehşete kapılarak RAB'be feryat
ettiler.
11 Musa'ya, "Mısır'da mezar mı yoktu da
bizi çöle ölmeye getirdin?" dediler, "Bak, Mısır'dan çıkarmakla bize
ne yaptın!
12 Mısır'dayken sana, <Bırak bizi,
Mısırlılar'a kulluk edelim> demedik mi? Çölde ölmektense Mısırlılar'a kulluk
etsek bizim için daha iyi olurdu."
13 Musa, "Korkmayın!" dedi,
"Yerinizde durup bekleyin, RAB bugün sizi nasıl kurtaracak görün. Bugün
gördüğünüz Mısırlılar'ı bir daha hiç görmeyeceksiniz.
14 RAB sizin için savaşacak, siz sakin olun
yeter."
15 RAB Musa'ya, "Niçin bana feryat
ediyorsun?" dedi, "İsrailliler'e söyle, ilerlesinler.
16 Sen değneğini kaldır, elini denizin
üzerine uzat. Sular yarılacak ve İsrailliler kuru toprak üzerinde yürüyerek
denizi geçecekler.
17 Ben Mısırlılar'ı inatçı yapacağım ki,
artlarına düşsünler. Firavunu, bütün ordusunu, savaş arabalarını, atlılarını
yenerek yücelik kazanacağım.
18 Firavun, savaş arabaları ve atlılarından
ötürü yücelik kazandığım zaman, Mısırlılar bilecek ki, ben RAB'bim."
19-20 İsrail ordusunun önünde yürüyen Tanrı'nın
meleği yerini değiştirip arkaya geçti. Önlerindeki bulut sütunu da yerini
değiştirip arkalarına, Mısır ve İsrail ordularının arasına geldi. Gece boyunca
bulut bir yanı karartıyor, öbür yanı aydınlatıyordu. Bu yüzden, bütün gece iki
taraf birbirine yaklaşamadı.
21 Musa elini denizin üzerine uzattı. RAB
bütün gece güçlü doğu rüzgarıyla suları geri itti, denizi karaya çevirdi. Sular
ikiye bölündü,
22 İsrailliler kuru toprak üzerinde
yürüyerek denizi geçtiler. Sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturdu.
23 Mısırlılar artlarından geliyordu.
Firavunun bütün atları, savaş arabaları, atlıları denizde onları izliyordu.
24 Sabah nöbetinde RAB ateş ve bulut
sütunundan Mısır ordusuna baktı ve onları şaşkına çevirdi.
25 Arabalarının tekerleklerini çıkardı; öyle
ki, arabalarını zorlukla sürdüler. Mısırlılar, "İsrailliler'den
kaçalım!" dediler, "Çünkü RAB onlar için bizimle savaşıyor."
"Çamura saplanmasını sağladı" anlamına da gelebilir.
26 RAB Musa'ya, "Elini denizin üzerine
uzat" dedi, "Sular Mısırlılar'ın, savaş arabalarının, atlılarının
üzerine dönsün."
27 Musa elini denizin üzerine uzattı. Sabaha
karşı deniz olağan haline döndü. Mısırlılar sulardan kaçarken RAB onları
denizin ortasında silkip attı.
28 Geri dönen sular savaş arabalarını,
atlıları, İsrailliler'in peşinden denize dalan firavunun bütün ordusunu yuttu.
Onlardan bir kişi bile sağ kalmadı.
29 Ama İsrailliler denizi kuru toprakta
yürüyerek geçmişlerdi. Sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturmuştu.
30 RAB o gün İsrailliler'i Mısırlılar'ın
elinden kurtardı. İsrailliler deniz kıyısında Mısırlılar'ın ölülerini gördüler.
31 RAB'bin Mısırlılar'a gösterdiği büyük
gücü gören İsrail halkı RAB'den korkup O'na ve kulu Musa'ya güvendi.
BÖLÜM 15
1 Musa'yla İsrailliler RAB'be şu ezgiyi
söylediler: "Ezgiler sunacağım RAB'be, Çünkü yüceldikçe yüceldi; Atları
da, atlıları da denize döktü.
2 Rab gücüm ve ezgimdir, O kurtardı beni.
O'dur Tanrım, Övgüler sunacağım O'na. O'dur babamın Tanrısı, Yücelteceğim O'nu.
3 Savaş eridir RAB, Adı RAB'dir.
4 "Denize attı firavunun ordusunu, Savaş
arabalarını. Kızıldeniz'de boğuldu seçme subayları.
5 Derin sulara gömüldüler, Taş gibi dibe
indiler.
6 "Senin sağ elin, ya RAB, Senin sağ
elin korkunç güce sahiptir. Altında düşmanlar kırılır.
7 Devrilir sana başkaldıranlar büyük
görkemin karşısında, Gönderir gazabını anız gibi tüketirsin onları.
8 Burnunun soluğu karşısında, Sular
yığıldı bir araya. Kabaran sular duvarlara dönüştü, Denizin göbeğindeki derin
sular dondu.
9 Düşman böbürlendi: <Peşlerine düşüp
yakalayacağım onları> dedi, <Bölüşeceğim çapulu, Dileğimce
yağmalayacağım, Kılıcımı çekip yok edeceğim onları.>
10 Üfledin soluğunu, denize gömüldüler,
Kurşun gibi engin sulara battılar.
11 "Var mı senin gibisi ilahlar
arasında, ya RAB? Senin gibi kutsallıkta görkemli, heybetiyle övgüye değer,
Harikalar yaratan var mı?
12 Sağ elini uzattın, Yer yuttu onları.
13 Öncülük edeceksin sevginle kurtardığın
halka, Kutsal konutunun yolunu göstereceksin gücünle onlara.
14 Uluslar duyup titreyecekler, Filist
halkını dehşet saracak.
15 Edom beyleri korkuya kapılacak, Moav
önderlerini titreme alacak, Kenan'da yaşayanların tümü korkudan eriyecek.
16 Korku ve dehşet düşecek üzerlerine, Senin
halkın geçinceye dek, ya RAB, Sahip olduğun bu halk geçinceye dek, Bileğinin
gücü karşısında taş kesilecekler.
17 Ya RAB, halkını içeri alacaksın. Kendi
dağına, yaşamak için seçtiğin yere, Ellerinle kurduğun kutsal yere dikeceksin,
ya Rab!
18 RAB sonsuza dek egemen olacak."
19 Firavunun atları, savaş arabaları,
atlıları denize dalınca, RAB suları onların üzerine çevirdi. Ama İsrailliler
denizi kuru toprakta yürüyerek geçtiler.
20 Harun'un kızkardeşi Peygamber Miryam
tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler.
21 Miryam onlara şu ezgiyi söyledi:
"Ezgiler sunun RAB'be, Çünkü yüceldikçe yüceldi, Atları, atlıları denize
döktü."
22 Musa İsrailliler'i Kızıldeniz'in ötesine
çıkardı. Şur Çölü'ne girdiler. Çölde üç gün yol aldılarsa da su bulamadılar.
23 Mara'ya vardılar. Ama Mara'nın suyunu
içemediler, çünkü su acıydı. Bu yüzden oraya Mara* adı verildi. [*Mara: “Acılık”]
24 Halk, "Ne içeceğiz?" diye
Musa'ya yakınmaya başladı.
25 Musa RAB'be yakardı. RAB ona bir ağaç
parçası gösterdi. Musa onu suya atınca sular tatlı oldu. Orada RAB onlar için
bir kural ve ilke koydu, hepsini sınadı.
26 "Ben, Tanrınız RAB'bin sözünü
dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün
kurallarıma uyarsanız, Mısırlılar'a verdiğim hastalıkların hiçbirini size
vermeyeceğim" dedi, "Çünkü size şifa veren RAB benim."
27 Sonra Elim'e gittiler. Orada on iki su
kaynağı, yetmiş hurma ağacı vardı. Su kıyısında konakladılar.
BÖLÜM 16
1 Bütün İsrail topluluğu Elim'den
ayrıldı. Mısır'dan çıktıktan sonra ikinci ayın on beşinci günü Elim ile Sina
arasındaki Sin Çölü'ne vardılar.
2 Çölde hepsi Musa'yla Harun'a yakınmaya
başladı.
3 "Keşke RAB bizi Mısır'dayken
öldürseydi" dediler, "Hiç değilse orada et kazanlarının başına
oturur, doyasıya yerdik. Ama siz bütün topluluğu açlıktan öldürmek için bizi bu
çöle getirdiniz."
4 RAB Musa'ya, "Size gökten ekmek
yağdıracağım" dedi, "Halk her gün gidip günlük ekmeğini toplayacak.
Böylece onları sınayacağım: Benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı,
göreceğim.
5 Altıncı gün her gün topladıklarının iki
katını toplayıp hazırlayacaklar."
6 Musa'yla Harun İsrailliler'e, "Bu
akşam sizi Mısır'dan RAB'bin çıkardığını bileceksiniz" dediler,
7 "Sabah da RAB'bin görkemini
göreceksiniz. Çünkü RAB kendisine söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki, bize
söyleniyorsunuz?"
8 Sonra Musa, "Akşam size yemek için
et, sabah da dilediğiniz kadar ekmek verilince, RAB'bin görkemini
göreceksiniz" dedi, "Çünkü RAB kendisine söylendiğinizi duydu. Biz
kimiz ki? Siz bize değil, RAB'be söyleniyorsunuz."
9 Musa Harun'a, "Bütün İsrail
topluluğuna söyle, RAB'bin huzuruna gelsinler" dedi, "Çünkü RAB
söylendiklerini duydu."
10 Harun İsrail topluluğuna bunları
anlatırken, çöle doğru baktılar. RAB'bin görkemi bulutta görünüyordu.
11 RAB Musa'ya şöyle dedi:
12 "İsrailliler'in yakınmalarını
duydum. Onlara de ki, <Akşamüstü et yiyeceksiniz, sabah da ekmekle karnınızı
doyuracaksınız. O zaman bileceksiniz ki, Tanrınız RAB benim.> "
13 Akşam bıldırcınlar geldi, ordugahı sardı.
Sabah ordugahın çevresini çiy kaplamıştı.
14 Çiy eriyince, toprakta, çölün yüzeyinde
kırağıya benzer ince pulcuklar göründü.
15 Bunu görünce İsrailliler birbirlerine,
"Bu da ne?" diye sordular. Çünkü ne olduğunu anlayamamışlardı. Musa,
"RAB'bin size yemek için verdiği ekmektir bu" dedi,
16 "RAB'bin buyruğu şudur: <Herkes
yiyeceği kadar toplasın. Çadırınızdaki her kişi için birer omer* alın.>"
[*omer: 2,2 litre; ifade
16:18,32,33,36'da da geçer.]
17 İsrailliler söyleneni yaptılar. Kimi çok,
kimi az topladı.
18 Omerle ölçtüklerinde, çok toplayanın
fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu. Herkes yiyeceği kadar toplamıştı.
19 Musa onlara, "Kimse sabaha bir parça
bile bırakmasın" dedi.
20 Ama bazıları ona aldırmayıp sabaha
bıraktılar. Bıraktıkları kurtlanıp kokmaya başlayınca Musa onlara öfkelendi.
21 Her sabah herkes yiyeceği kadar
topluyordu. Güneş ortalığı ısıtınca, yerde kalanlar eriyordu.
22 Altıncı gün kişi başına iki omer, yani
iki kat topladılar. Topluluğun önderleri gelip durumu Musa'ya bildirdiler.
23 Musa, "RAB'bin buyruğu şudur"
dedi, "<Yarın dinlenme günü, RAB için kutsal Şabat Günü'dür.
Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın. Artakalanı bir kenara koyun,
sabaha kalsın.> "
24 Musa'nın buyurduğu gibi artakalanı sabaha
bıraktılar. Ne koktu, ne kurtlandı.
25 Musa, "Artakalanı bugün yiyin"
dedi, "Çünkü bugün RAB için Şabat Günü'dür. Bugün dışarda ekmek
bulamayacaksınız.
26 Altı gün ekmek toplayacaksınız, ama
yedinci gün olan Şabat Günü ekmek bulunmayacak."
27 Yedinci gün bazıları ekmek toplamak için
dışarı çıktı, ama hiçbir şey bulamadılar.
28 RAB Musa'ya, "Ne zamana dek
buyruklarıma ve yasalarıma uymayı reddedeceksiniz?" dedi,
29 "Size Şabat Günü'nü verdim. Bunun
için altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes neredeyse
orada kalsın, dışarı çıkmasın."
30 Böylece halk yedinci gün dinlendi.
31 İsrailliler o ekmeğe man adını verdiler.
Kişniş tohumu gibi beyazımsı, tadı ballı yufka gibiydi.
32 Musa, "RAB'bin buyruğu şudur"
dedi, "<Mısır'dan sizi çıkardığımda, gelecek kuşakların çölde size
yedirdiğim ekmeği görmesi için, bir omer saklansın.> "
33 Musa Harun'a, "Bir testi al, içine
bir omer man doldur" dedi, "Gelecek kuşaklar için saklanmak üzere onu
RAB'bin huzuruna koy."
34 RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi Harun manı
saklanmak üzere Antlaşma Levhaları'nın önüne koydu.
35 İsrailliler yerleştikleri Kenan
topraklarına varıncaya dek kırk yıl man yediler.
36 -Bir omer efanın onda biridir.-
BÖLÜM 17
1 RAB'bin buyruğu uyarınca, bütün İsrail
topluluğu Sin Çölü'nden ayrıldı, bir yerden öbürüne göçerek Refidim'de
konakladı. Ancak orada içecek su yoktu.
2 Musa'ya, "Bize içecek su ver"
diye çıkıştılar. Musa, "Niçin bana çıkışıyorsunuz?" dedi, "Neden
RAB'bi deniyorsunuz?"
3 Ama halk susamıştı. "Niçin bizi
Mısır'dan çıkardın?" diye Musa'ya söylendiler, "Bizi, çocuklarımızı,
hayvanlarımızı susuzluktan öldürmek için mi?"
4 Musa, "Bu halka ne yapayım?"
diye RAB'be feryat etti, "Neredeyse beni taşlayacaklar."
5 RAB Musa'ya, "Halkın önüne
geç" dedi, "Birkaç İsrail ileri gelenini ve Nil'e vurduğun değneği de
yanına alıp yürü.
6 Ben Horev Dağı'nda bir kayanın
üzerinde, senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, halk içsin diye su fışkıracak."
Musa İsrail ileri gelenlerinin önünde denileni yaptı.
7 Oraya Massa ve Meriva adı verildi.
Çünkü İsrailliler orada Musa'ya çıkışmış ve, "Acaba RAB aramızda mı, değil
mi?" diye RAB'bi denemişlerdi.
8 Amalekliler gelip Refidim'de
İsrailliler'e savaş açtılar.
9 Musa Yeşu'ya, "Adam seç, git
Amalekliler'le savaş" dedi, "Yarın ben elimde Tanrı'nın değneğiyle
tepenin üzerinde duracağım."
10 Yeşu Musa'nın buyurduğu gibi
Amalekliler'le savaştı. Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar.
11 Musa elini kaldırdıkça İsrailliler,
indirdikçe Amalekliler kazanıyordu.
12 Ne var ki, Musa'nın elleri yoruldu. Bir
taş getirip altına koydular. Musa üzerine oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda
Hur Musa'nın ellerini yukarıda tuttular. Güneş batıncaya dek Musa'nın elleri
yukarıda kaldı.
13 Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip
kılıçtan geçirdi.
14 RAB Musa'ya, "Bunu anı olarak kayda
geç" dedi, "Yeşu'ya da söyle, Amalekliler'in adını yeryüzünden
büsbütün sileceğim."
15 Musa bir sunak yaptı, adını "Yahve
nissi" koydu.
16 "Eller Rab'bin tahtına doğru
kaldırıldı" dedi, "RAB kuşaklar boyunca Amalekliler'e karşı
savaşacak!"
BÖLÜM 18
1 Musa'nın kayınbabası Midyanlı Kâhin
Yitro, Tanrı'nın Musa ve halkı İsrail için yaptığı her şeyi, RAB'bin
İsrailliler'i Mısır'dan nasıl çıkardığını duydu.
2-3 Musa'nın kendisine göndermiş olduğu karısı
Sippora'yı ve iki oğlunu yanına aldı. Musa, "Garibim bu yabancı
diyarda" diyerek oğullarından birine Gerşom [Anlamı: “Orada Bir Yabancı”] adını vermişti.
4 Sonra, "Babamın Tanrısı bana
yardım etti, beni firavunun kılıcından esirgedi" diyerek öbürüne de
Eliezer adını koymuştu.
5 Yitro Musa'nın karısı ve oğullarıyla
birlikte Tanrı Dağı'na, Musa'nın konakladığı çöle geldi.
6 Musa'ya şu haberi gönderdi: "Ben,
kayınbaban Yitro, karın ve iki oğlunla birlikte sana geliyoruz."
7 Musa kayınbabasını karşılamaya çıktı,
önünde eğilip onu öptü. Birbirinin hatırını sorup çadıra girdiler.
8 Musa İsrailliler uğruna RAB'bin
firavunla Mısırlılar'a bütün yaptıklarını, yolda çektikleri sıkıntıları,
RAB'bin kendilerini nasıl kurtardığını kayınbabasına bir bir anlattı.
9 Yitro RAB'bin İsrailliler'e yaptığı
iyiliklere, onları Mısırlılar'ın elinden kurtardığına sevindi.
10 "Sizi Mısırlılar'ın ve firavunun
elinden kurtaran RAB'be övgüler olsun" dedi, "Halkı Mısır'ın
boyunduruğundan O kurtardı.
11 Artık biliyorum ki, RAB bütün ilahlardan
büyüktür. Çünkü onların gurur duyduğu şeylerin üstesinden geldi."
12 Sonra Tanrı'ya yakmalık sunu ve kurbanlar
getirdi. Harun'la bütün İsrail ileri gelenleri, Musa'nın kayınbabasıyla
Tanrı'nın huzurunda yemek yemeye geldiler.
13 Ertesi gün Musa halkın davalarına bakmak
için yargı kürsüsüne çıktı. Halk sabahtan akşama kadar çevresinde ayakta durdu.
14 Kayınbabası Musa'nın halk için
yaptıklarını görünce, "Nedir bu, halka yaptığın?" dedi, "Neden
sen tek başına yargıç olarak oturuyorsun da herkes sabahtan akşama kadar
çevrende bekliyor?"
15 Musa, "Çünkü halk Tanrı'nın istemini
bilmek için bana geliyor" diye yanıtladı,
16 "Ne zaman bir sorunları olsa, bana
gelirler. Ben de taraflar arasında karar veririm; Tanrı'nın kurallarını,
yasalarını onlara bildiririm."
17 Kayınbabası, "Yaptığın iş iyi
değil" dedi,
18 "Hem sen, hem de yanındaki halk
tükeneceksiniz. Bu işi tek başına kaldıramazsın. Sana ağır gelir.
19 Beni dinle, sana öğüt vereyim. Tanrı
seninle olsun. Tanrı'nın önünde halkı sen temsil etmeli, sorunlarını Tanrı'ya
sen iletmelisin.
20 Kuralları, yasaları halka öğret,
izlemeleri gereken yolu, yapacakları işi göster.
21 Bunun yanısıra halkın arasından Tanrı'dan
korkan, yetenekli, haksız kazançtan nefret eden dürüst adamlar seç; onları
biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların başına önder ata.
22 Halka sürekli onlar yargıçlık etsin.
Büyük davaları sana getirsinler, küçük davaları kendileri çözsünler. Böylece
işini paylaşmış olurlar. Yükün hafifler.
23 Eğer böyle yaparsan, Tanrı da buyurursa,
dayanabilirsin. Herkes esenlik içinde evine döner."
24 Musa kayınbabasının sözünü dinledi.
Söylediği her şeyi yerine getirdi.
25 İsrailliler arasından yetenekli adamlar
seçti. Onları biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların başına önder
atadı.
26 Halka sürekli yargıçlık eden bu kişiler
zor davaları Musa'ya getirdiler, küçük davaları ise kendileri çözdüler.
27 Sonra Musa kayınbabasını uğurladı. Yitro
da ülkesine döndü.
BÖLÜM 19
1 İsrailliler Mısır'dan çıktıktan tam üç
ay sonra Sina Çölü'ne vardılar.
2 Refidim'den yola çıkıp Sina Çölü'ne
girdiler. Orada, Sina Dağı'nın karşısında konakladılar.
3 Musa Tanrı'nın huzuruna çıktı. RAB
dağdan kendisine seslendi: "Yakup soyuna, İsrail halkına şöyle diyeceksin:
4 Mısırlılar'a ne yaptığımı, sizi nasıl
kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.
5 Şimdi sözümü dikkatle dinler,
antlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü
yeryüzünün tümü benimdir.
6 Siz benim için kâhinler krallığı,
kutsal ulus olacaksınız. İsrailliler'e böyle söyleyeceksin." [Tanrı'ya kurban sunmak gibi dinsel
işlerle uğraşan görevli. Kâhinin büyücülük, falcılık, sihirbazlık, gaipten
haber vermek gibi işlerle uğraşması söz konusu değildi. Bu uygulamalar
Yas.18:9-14 ayetlerinde yasaklanmıştır.]
7 Musa gidip halkın ileri gelenlerini
çağırdı ve RAB'bin kendisine buyurduğu her şeyi onlara anlattı.
8 Bütün halk bir ağızdan, "RAB'bin
söylediği her şeyi yapacağız" diye yanıtladılar. Musa halkın yanıtını
RAB'be iletti.
9 RAB Musa'ya, "Sana koyu bir bulut
içinde geleceğim" dedi, "Öyle ki, seninle konuşurken halk işitsin ve
her zaman sana güvensin." Musa halkın söylediklerini RAB'be iletti.
10 RAB Musa'ya, "Git, bugün ve yarın
halkı arındır" dedi, "Giysilerini yıkasınlar.
11 Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü üçüncü
gün bütün halkın gözü önünde ben, RAB Sina Dağı'na ineceğim.
12 Dağın çevresine sınır çiz ve halka de ki,
<Sakın dağa çıkmayın, dağın eteğine de yaklaşmayın! Kim dağa dokunursa,
kesinlikle öldürülecektir.
13 Ya taşlanacak, ya da okla vurulacak; ona
insan eli değmeyecek. İster hayvan olsun ister insan, yaşamasına izin
verilmeyecek.> Ancak boru uzun uzun çalınınca dağa çıkabilirler."
14 Sonra Musa dağdan halkın yanına inip
onları arındırdı. Herkes giysilerini yıkadı.
15 Musa halka, "Üçüncü güne hazır
olun" dedi, "Bu süre içinde cinsel ilişkide bulunmayın."
16 Üçüncü günün sabahı gök gürledi,
şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir
boru sesi duyuldu. Ordugahta herkes titremeye başladı.
17 Musa halkın Tanrı'yla görüşmek üzere
ordugahtan çıkmasına öncülük etti. Dağın eteğinde durdular.
18 Sina Dağı'nın her yanından duman
tütüyordu. Çünkü RAB dağın üstüne ateş içinde inmişti. Dağdan ocak dumanı gibi
duman çıkıyor, bütün dağ şiddetle sarsılıyordu.
19 Boru sesi gitgide yükselince, Musa
konuştu ve Tanrı gök gürlemeleriyle onu yanıtladı.
20 RAB Sina Dağı'nın üzerine indi, Musa'yı
dağın tepesine çağırdı. Musa tepeye çıktı.
21 RAB, "Aşağı inip halkı uyar"
dedi, "Sakın beni görmek için sınırı geçmesinler, yoksa birçoğu ölür.
22 Bana yaklaşan kâhinler de kendilerini
kutsasınlar, yoksa onları şiddetle cezalandırırım."
23 Musa, "Halk Sina Dağı'na
çıkamaz" diye karşılık verdi, "Çünkü sen, <Dağın çevresine sınır
çiz, onu kutsal kıl> diyerek bizi uyardın."
24 RAB, "Aşağı inip Harun'u getir"
dedi, "Ama kâhinlerle halk huzuruma gelmek için sınırı geçmesinler. Yoksa
onları şiddetle cezalandırırım."
25 Bunun üzerine Musa aşağı inip durumu
halka anlattı.
BÖLÜM 20
1 Tanrı şöyle konuştu:
2 "Seni Mısır'dan, köle olduğun
ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
3 "Benden başka tanrın olmayacak.
4 "Kendine yukarıda gökyüzünde,
aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya
benzer put yapmayacaksın.
5 Putların önünde eğilmeyecek, onlara
tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret
edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü
kuşaklardan sorarım.
6 Ama beni seven, buyruklarıma uyan
binlerce kuşağa sevgi gösteririm.
7 "Tanrın RAB'bin adını boş yere
ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız
bırakmayacaktır.
8 "Şabat Günü'nü kutsal sayarak
anımsa.
9 Altı gün çalışacak, bütün işlerini
yapacaksın.
10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat
Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen,
hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız.
11 Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün
canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Günü'nü
kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
12 "Annene babana saygı göster. Öyle
ki, Tanrın RAB'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
13 "Adam öldürmeyeceksin.
14 "Zina etmeyeceksin.
15 "Çalmayacaksın.
16 "Komşuna karşı yalan yere tanıklık
etmeyeceksin.
17 "Komşunun evine, karısına, erkek ve
kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin."
18 Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup
şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı. Uzakta
durarak
19 Musa'ya, "Bizimle sen konuş,
dinleyelim" dediler, "Ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz."
20 Musa, "Korkmayın!" diye
karşılık verdi, "Tanrı sizi denemek için geldi; Tanrı korkusu üzerinizde
olsun, günah işlemeyesiniz diye."
21 Musa Tanrı'nın içinde bulunduğu koyu
karanlığa yaklaşırken halk uzakta durdu.
22 RAB Musa'ya şöyle dedi:
"İsrailliler'e de ki, <Göklerden sizinle konuştuğumu gördünüz.
23 Benim yanımsıra başka ilahlar
yapmayacaksınız, altın ya da gümüş ilahlar dökmeyeceksiniz.
24 Benim için toprak bir sunak yapacaksınız.
Yakmalık ve esenlik sunularınızı, davarlarınızı, sığırlarınızı onun üzerinde
sunacaksınız. Adımı anımsattığım her yere gelip sizi kutsayacağım.
25 Eğer bana taş sunak yaparsanız, yontma
taş kullanmayın. Çünkü kullanacağınız alet sunağın kutsallığını bozar.
26 Sunağımın üzerine basamakla
çıkmayacaksınız. Çünkü çıplak yeriniz görünebilir.> "
BÖLÜM 21
1 "İsrailliler'e şu ilkeleri bildir:
2 "İbrani bir köle satın alırsan,
altı yıl kölelik edecek, ama yedinci yıl karşılık ödemeden özgür olacak.
3 Bekâr geldiyse, yalnız kendisi özgür
olacak; evli geldiyse, karısı da özgür olacak.
4 Efendisi kendisine bir kadın verir ve o
kadından çocukları olursa, kadın ve çocuklar efendisinde kalacak, yalnız
kendisi gidecek.
5 "Ama köle açıkça, <Ben efendimi,
karımla çocuklarımı seviyorum, özgür olmak istemiyorum> derse,
6 efendisi onu yargıç huzuruna*
çıkaracak. Kapıya ya da kapı sövesine yaklaştırıp kulağını bizle delecek.
Böylece köle yaşam boyu efendisine hizmet edecek. [* tapınma yeri anlamına gelebilir.]
7 "Eğer bir adam kızını cariye
olarak satarsa, kız erkek köleler gibi özgür bırakılmayacak.
8 Efendisi kızla nişanlanır, sonra kızdan
hoşlanmazsa, kızın geri alınmasına izin vermelidir. Kızı aldattığı için onu
yabancılara satamaz.
9 Eğer cariyeyi oğluna nişanlarsa, ona
kendi kızı gibi davranmalıdır.
10 Eğer ikinci bir kadınla evlenirse, ilk
karısını nafakadan, giysiden, karılık haklarından yoksun bırakmamalıdır.
11 Eğer bu üç hakkı ona vermezse, kadın
karşılıksız özgür olacaktır."
12 "Kim birini vurup öldürürse, kendisi
de kesinlikle öldürülecektir.
13 Ama olayda kasıt yoksa, ona ben izin
vermişsem, size adamın kaçacağı yeri bildireceğim.
14 Eğer bir adam komşusuna düzen kurar,
kasıtlı olarak saldırıp onu öldürürse, sunağıma bile kaçmış olsa, onu çıkarıp
öldüreceksiniz.
15 "Kim annesini ya da babasını
döverse, kesinlikle öldürülecektir.
16 "Kim adam kaçırırsa, onu ister
satmış olsun, ister elinde tutsun, kesinlikle öldürülecektir.
17 "Annesine ya da babasına lanet eden
kesinlikle öldürülecektir.
18 "Kavga çıkar, bir adam komşusuna
taşla ya da yumrukla vurur, vurulan adam ölmeyip yatağa düşer,
19 sonra kalkıp değnekle dışarıda
gezebilirse, vuran adam suçsuz sayılacaktır. Yalnız yaralının kaybettiği
zamanın karşılığını ödeyecek ve tümüyle iyileşmesini sağlayacaktır.
20 "Bir adam erkek ya da kadın kölesini
değnekle döverken öldürürse, kesinlikle cezalandırılacaktır.
21 Ama köle hemen ölmez, bir iki gün sonra
ölürse, köle sahibi ceza görmeyecektir. Çünkü köle onun malı sayılır.
22 "İki kişi kavga ederken gebe bir
kadına çarpar, kadın erken doğum yapar ama başka bir zarar görmezse, saldırgan,
kadının kocasının istediği ve yargıçların onayladığı miktarda para cezasına
çarptırılacaktır.
23-25 Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can,
göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak,
yanığa karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir.
26 "Bir adam erkek ya da kadın kölesini
gözüne vurarak kör ederse, gözüne karşılık onu özgür bırakacaktır.
27 Eğer erkek ya da kadın kölesinin dişini
kırarsa, dişine karşılık onu özgür bırakacaktır."
28 "Eğer bir boğa bir erkeği ya da
kadını boynuzuyla vurup öldürürse, kesinlikle taşlanacak ve eti yenmeyecektir.
Boğanın sahibi ise suçsuz sayılacaktır.
29 Ama saldırganlığı bilinen bir boğanın
sahibi uyarılmasına karşın boğasına sahip çıkmazsa ve boğası bir erkeği ya da
kadını öldürürse, hem boğa taşlanacak, hem de sahibi öldürülecektir.
30 Ancak, boğanın sahibinden para cezası
istenirse, istenen miktarı ödeyerek canını kurtarabilir.
31 Boğa ister erkek, ister kız çocuğunu
öldürsün, aynı kural uygulanacaktır.
32 Eğer boğa bir erkek ya da kadın köleyi
öldürürse, kölenin efendisine otuz şekel gümüş verilecek ve boğa taşlanacaktır.
33 "Bir adam bir çukur açar ya da
kazdığı çukurun üzerini örtmezse ve çukura bir boğa ya da bir eşek düşerse,
34 çukuru kazan hayvanın bedelini
ödeyecektir. Parayı hayvanın sahibine verecek, ölü hayvan kendisinin olacaktır.
35 "Bir adamın boğası komşusunun
boğasını yaralar, yaralı boğa ölürse, sağ boğayı satıp parasını paylaşacak, ölü
hayvanı da bölüşeceklerdir.
36 Eğer boğanın saldırgan olduğu ve
sahibinin ona sahip çıkmadığı biliniyorsa, boğaya karşılık boğa verecek ve ölü
hayvan kendisine kalacaktır."
BÖLÜM 22
1 "Bir adam öküz ya da davar çalıp boğazlar
ya da satarsa, bir öküze karşılık beş öküz, bir koyuna karşılık dört koyun
ödeyecektir.
2 "Bir hırsız bir eve girerken
yakalanıp öldürülürse, öldüren kişi suçlu sayılmaz.
3 Ancak olay güneş doğduktan sonra
olmuşsa, kan dökmekten sorumlu sayılır. "Hırsız çaldığının karşılığını
kesinlikle ödemelidir. Hiçbir şeyi yoksa, hırsızlık yaptığı için köle olarak
satılacaktır.
4 Çaldığı mal -öküz, eşek ya da koyun-
sağ olarak elinde yakalanırsa, iki katını ödeyecektir.
5 "Tarlada ya da bağda hayvanlarını
otlatan bir adam, hayvanlarının başkasının tarlasında otlamasına izin verirse,
zararı kendi tarlasının ya da bağının en iyi ürünleriyle ödeyecektir.
6 "Birinin yaktığı ateş dikenlere
sıçrar, ekin demetleri, tarladaki ekin ya da tarla yanarsa, yangın çıkaran kişi
zararı ödeyecektir.
7 "Biri komşusuna saklasın diye
parasını ya da eşyasını emanet eder ve bunlar komşusunun evinden çalınırsa,
hırsız yakalandığında iki katını ödemelidir.
8 Ama hırsız yakalanmazsa, komşusunun
eşyasına el uzatıp uzatmadığının anlaşılması için ev sahibi yargıç huzuruna
çıkmalıdır.
9 Emanete ihanet edilen konularda, öküz,
eşek, koyun, giysi, herhangi bir kayıp eşya için <Bu benimdir> diyen her
iki taraf sorunu yargıcın huzuruna getirmelidir. Yargıcın suçlu bulduğu kişi
komşusuna iki kat ödeyecektir.
10 "Bir adam komşusuna korusun diye
eşek, öküz, koyun ya da herhangi bir hayvan emanet ettiğinde, hayvan ölür,
sakatlanır ya da kimse görmeden çalınırsa,
11 komşusu adamın malına el uzatmadığına
ilişkin RAB'bin huzurunda ant içmelidir. Mal sahibi bunu kabul edecek ve
komşusu bir şey ödemeyecektir.
12 Ama mal gerçekten ondan çalınmışsa,
karşılığı sahibine ödenmelidir.
13 Emanet hayvan parçalanmışsa, adam
parçalarını kanıt olarak göstermelidir. Parçalanan hayvan için bir şey
ödemeyecektir.
14 "Biri komşusundan bir hayvan ödünç
alır, sahibi yokken hayvan sakatlanır ya da ölürse, karşılığını ödemelidir.
15 Ama sahibi hayvanla birlikteyse, ödünç
alan karşılığını ödemeyecektir. Hayvan kiralanmışsa, kayıp ödenen kiraya
sayılmalıdır."
16 "Eğer biri nişanlı olmayan bir kızı
aldatıp onunla yatarsa, başlık parasını ödemeli ve onunla evlenmelidir.
17 Babası kızını ona vermeyi reddederse,
adam normal başlık parası neyse onu ödemelidir.
18 "Büyücü kadını yaşatmayacaksınız.
19 "Hayvanlarla cinsel ilişki kuran
herkes öldürülecektir.
20 "RAB'den başka bir ilaha kurban
kesen ölüm cezasına çarptırılacaktır.
21 "Yabancıya haksızlık ve baskı
yapmayacaksınız. Çünkü siz de Mısır'da yabancıydınız.
22 "Dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.
23 Yerseniz, bana feryat ettiklerinde onları
kesinlikle işitirim.
24 Öfkem alevlenir, sizi kılıçtan
geçirtirim. Kadınlarınız dul, çocuklarınız öksüz kalır.
25 "Halkıma, aranızda yaşayan bir
yoksula ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Üzerine faiz
eklemeyeceksiniz.
26 Komşunuzun abasını rehin alırsanız, gün
batmadan geri vereceksiniz.
27 Çünkü tek örtüsü abasıdır, ancak onunla
örtünebilir. Onsuz nasıl yatar? Bana feryat ederse işiteceğim, çünkü ben
iyilikseverim.
28 "Tanrı'ya sövmeyeceksiniz.
Halkınızın önderine lanet etmeyeceksiniz.
29 "Ürününüzü ve şıranızı sunmakta
gecikmeyeceksiniz. İlk doğan oğullarınızı bana vereceksiniz.
30 Öküzlerinize, davarlarınıza da aynı şeyi
yapacaksınız. Yedi gün analarıyla kalacaklar, sekizinci gün onları bana
vereceksiniz.
31 "Benim kutsal halkım olacaksınız.
Bunun içindir ki, kırda parçalanmış hayvanların etini yemeyecek, köpeklerin
önüne atacaksınız."
BÖLÜM 23
1 "Yalan haber taşımayacaksınız.
Haksız yere tanıklık ederek kötü kişiye yan çıkmayacaksınız.
2 "Kötülük yapan kalabalığı
izlemeyeceksiniz. Bir davada çoğunluktan yana konuşarak adaleti
saptırmayacaksınız.
3 Duruşmada yoksulu kayırmayacaksınız.
4 "Düşmanınızın yolunu şaşırmış
öküzüne ya da eşeğine rastlarsanız, onu kendisine geri götüreceksiniz.
5 Sizden nefret eden kişinin eşeğini yük
altında çökmüş görürseniz, kendi haline bırakıp gitmeyecek, ona yardımcı
olacaksınız.
6 "Duruşmada yoksula karşı adaleti
saptırmayacaksınız.
7 Yalandan uzak duracak, suçsuz ve doğru
kişiyi öldürmeyeceksiniz. Çünkü ben kötü kişiyi aklamam.
8 "Rüşvet almayacaksınız. Çünkü
rüşvet göreni kör eder, haklıyı haksız çıkarır.
9 "Yabancıya baskı yapmayacaksınız.
Yabancılığın ne olduğunu bilirsiniz. Çünkü siz de Mısır'da yabancıydınız.
10 "Toprağınızı altı yıl ekecek,
ürününü toplayacaksınız.
11 Ama yedinci yıl nadasa bırakacaksınız;
öyle ki, halkınızın arasındaki yoksullar yiyecek bulabilsin, onlardan
artakalanı da yabanıl hayvanlar yesin. Bağınıza ve zeytinliğinize de aynı şeyi
yapın.
12 "Altı gün çalışacak, yedinci gün
dinleneceksiniz. Böylece hem öküzünüz, eşeğiniz dinlenir, hem de kadın
kölenizin oğulları ve yabancılar rahat eder.
13 "Söylediğim her şeyi yerine getirin.
Başka ilahların adını anmayın, ağzınıza almayın."
14 "Yılda üç kez bana bayram
yapacaksınız.
15 Size buyurduğum gibi, Aviv ayının belirli
günlerinde yedi gün mayasız ekmek yiyerek Mayasız Ekmek Bayramı'nı
kutlayacaksınız. Çünkü Mısır'dan o ay çıktınız. "Kimse huzuruma eli boş
çıkmasın.
16 "Tarlaya ektiğiniz ürünleri
biçtiğinizde ilk ürünlerle Hasat Bayramı'nı kutlayacaksınız. "Yıl sonunda
tarladan ürünlerinizi topladığınızda Ürün Devşirme Bayramı'nı kutlayacaksınız.
17 "Bütün erkekleriniz yılda üç kez ben
Egemen RAB'bin huzuruna çıkacaklar.
18 "Evinizde maya bulunduğu sürece bana
kurban kesmeyeceksiniz. "Bayramda bana kurban edilen hayvanın yağı sabaha
bırakılmamalı.
19 "Toprağınızın seçme ilk ürünlerini
Tanrınız RAB'bin Tapınağı'na getireceksiniz. "Oğlağı anasının sütünde
haşlamayacaksınız."
20 "Yolda sizi koruması, hazırladığım
yere götürmesi için önünüzden bir melek gönderiyorum.
21 Ona dikkat edin, sözünü dinleyin,
başkaldırmayın. Çünkü beni temsil ettiği için başkaldırınızı bağışlamaz.
22 Ama onun sözünü dikkatle dinler, bütün
söylediklerimi yerine getirirseniz, düşmanlarınıza düşman, hasımlarınıza hasım
olacağım.
23 Meleğim önünüzden gidecek, sizi Amor,
Hitit, Periz, Kenan, Hiv ve Yevus topraklarına götürecek. Onları yok edeceğim.
24 Onların ilahları önünde eğilmeyecek,
tapınmayacaksınız; törelerini izlemeyeceksiniz. Tersine, ilahlarını yok edecek,
dikili taşlarını büsbütün parçalayacaksınız.
25 Tanrınız RAB'be tapacaksınız. Ekmeğinizi,
suyunuzu bereketli kılacak, aranızdaki hastalıkları yok edeceğim.
26 Ülkenizde kısır ve çocuk düşüren kadın
olmayacak. Size uzun ömür vereceğim.
27 "Dehşetimi önünüzden gönderecek,
karşılaşacağınız bütün halkları şaşkına çevireceğim. Düşmanlarınız önünüzden
kaçacak.
28 Hivliler'i, Kenanlılar'ı, Hititler'i
önünüzden kovmaları için önünüzsıra eşekarısı göndereceğim [Anlamı: “Dehşet salacağım”].
29 Ama onları bir yıl içinde kovmayacağım.
Yoksa ülke viran olur, yabanıl hayvanlar çoğaldıkça çoğalır, sayıları sizi
aşar.
30 Siz çoğalıncaya, toprağı yurt edininceye
dek onları azar azar kovacağım. [bilinmiyor.
Dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.]
31 "Sınırlarınızı Kızıldeniz'den Filist
Denizi'ne, çölden Fırat Irmağı'na kadar genişleteceğim. Ülke halkını elinize
teslim edeceğim. Onları önünüzden kovacaksınız.
32 Onlarla ya da ilahlarıyla antlaşma
yapmayacaksınız.
33 Onları ülkenizde barındırmayacaksınız.
Yoksa bana karşı günah işlemenize neden olurlar. İlahlarına taparsanız, size
tuzak olur."
BÖLÜM 24
1 RAB Musa'ya, "Sen, Harun, Nadav,
Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi bana gelin" dedi,
"Bana uzaktan tapın.
2 Yalnız sen bana yaklaşacaksın. Ötekiler
yaklaşmamalı. Halk seninle dağa çıkmamalı."
3 Musa gidip RAB'bin bütün buyruklarını,
ilkelerini halka anlattı. Herkes bir ağızdan, "RAB'bin her söylediğini
yapacağız" diye karşılık verdi.
4 Musa RAB'bin bütün buyruklarını yazdı.
Sabah erkenden kalkıp dağın eteğinde bir sunak kurdu, İsrail'in on iki oymağını
simgeleyen on iki taş sütun dikti.
5 Sonra İsrailli gençleri gönderdi. Onlar
da RAB'be yakmalık sunular sundular, esenlik kurbanları olarak boğalar
kestiler.
6 Musa kanın yarısını leğenlere doldurdu,
öbür yarısını sunağın üzerine döktü.
7 Sonra antlaşma kitabını alıp halka
okudu. Halk, "RAB'bin her söylediğini yapacağız, O'nu dinleyeceğiz"
dedi.
8 Musa leğenlerdeki kanı halkın üzerine
serpti ve, "Bütün bu sözler uyarınca, RAB'bin sizinle yaptığı antlaşmanın
kanı budur" dedi.
9 Sonra Musa, Harun, Nadav, Avihu ve
İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi dağa çıkarak
10 İsrail'in Tanrısı'nı gördüler. Tanrı'nın
ayakları altında laciverttaşını andıran bir döşeme vardı. Gök gibi duruydu.
11 Tanrı İsrail soylularına zarar vermedi.
Tanrı'yı gördüler, sonra yiyip içtiler.
12 RAB Musa'ya, "Dağa, yanıma gel"
dedi, "Burada bekle, halkın öğrenmesi için üzerine yasalarla buyrukları
yazdığım taş levhaları sana vereceğim."
13 Musa'yla yardımcısı Yeşu hazırlandılar.
Musa Tanrı Dağı'na çıkarken,
14 İsrail ileri gelenlerine, "Geri
dönünceye kadar bizi burada bekleyin" dedi, "Harun'la Hur aranızda;
kimin sorunu olursa onlara başvursun."
15 Musa dağa çıkınca, bulut dağı kapladı.
16 RAB'bin görkemi Sina Dağı'nın üzerine
indi. Bulut dağı altı gün örttü. Yedinci gün RAB bulutun içinden Musa'ya
seslendi.
17 RAB'bin görkemi İsrailliler'e dağın
doruğunda yakıcı bir ateş gibi görünüyordu.
18 Musa bulutun içinden dağa çıktı. Kırk gün
kırk gece dağda kaldı.
BÖLÜM 25
1 RAB Musa'ya şöyle dedi:
2 "İsrailliler'e söyle, bana armağan
getirsinler. Gönülden veren herkesin armağanını alın.
3 Onlardan alacağınız armağanlar
şunlardır: Altın, gümüş, tunç;
4 lacivert, mor, kırmızı iplik; ince
keten, keçi kılı,
5 deri, kırmızı boyalı koç derisi, akasya
ağacı,
6 kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla
güzel kokulu buhur için baharat,
7 başkâhinin efoduyla göğüslüğü için
oniks ve öbür kakma taşlar.
8 "Aralarında yaşamam için bana
kutsal bir yer yapsınlar.
9 Konutu ve eşyalarını sana göstereceğim
örneğe tıpatıp uygun yapın."
10 "Akasya ağacından bir sandık
yapsınlar. Boyu iki buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşın olsun.
11 İçini de dışını da saf altınla kapla.
Çevresine altın pervaz yap.
12 Dört altın halka döküp dört ayağına tak.
İkisi bir yanda, ikisi öbür yanda olacak.
13 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla
kapla.
14 Sandığın taşınması için sırıkları
yanlardaki halkalara geçir.
15 Sırıklar sandığın halkalarında kalacak,
çıkarılmayacak.
16 Antlaşmanın taş levhalarını sana
vereceğim. Onları sandığın içine koy.
17 "Saf altından bir Bağışlanma Kapağı
yap. Boyu iki buçuk, eni bir buçuk arşın olacak.
18 Kapağın iki kenarına dövme altından birer
Keruv yap.
19 Keruvlar'dan birini bir kenara, öbürünü
öteki kenara, kapakla tek parça halinde yap.
20 Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla
kapağı örtecek. Yüzleri birbirine dönük olacak ve kapağa bakacak.
21 Kapağı sandığın üzerine, sana vereceğim
taş levhaları ise sandığın içine koy.
22 Seninle orada, Levha Sandığı'nın
üstündeki Keruvlar arasında, Bağışlanma Kapağı'nın üzerinde görüşeceğim ve
İsrailliler için sana buyruklar vereceğim." "Kapporet" sözcüğü
Tanrı'nın öfkesinin yatıştırıldığı, halkının günahlarının bağışlanıp Tanrı'yla
barıştırıldığı özel yeri ifade ediyordu.
23 "Akasya ağacından bir masa yap. Boyu
iki, eni bir, yüksekliği bir buçuk arşın olacak.
24 Masayı saf altınla kapla. Çevresine altın
pervaz yap.
25 Pervazın çevresine dört parmak eninde bir
kenarlık yaparak altın pervazla çevir.
26 Masa için dört altın halka yap, dört ayak
üzerindeki dört köşeye yerleştir.
27 Masanın taşınması için sırıkların içinden
geçeceği halkalar kenarlığa yakın olmalı.
28 Sırıkları akasya ağacından yap, altınla
kapla. Masa onlarla taşınacak.
29 Masa için saf altından tabaklar,
sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yap.
30 Ekmekleri sürekli olarak huzuruma,
masanın üzerine koyacaksın."
31 "Saf altından bir kandillik yap.
Ayağı, gövdesi dövme altın olsun. Çanak, tomurcuk ve çiçek motifleri kendinden
olsun.
32 Kandillik üç kolu bir yanda, üç kolu
öteki yanda olmak üzere altı kollu olacak.
33 Her kolda badem çiçeğini andıran üç
çanak, tomurcuk ve çiçek motifi bulunacak. Altı kol da aynı olacak.
34 Kandilliğin gövdesinde badem çiçeğini
andıran dört çanak, tomurcuk ve çiçek motifi olacak.
35 Kandillikten yükselen ilk iki kolun,
ikinci iki kolun, üçüncü iki kolun altında kendinden birer tomurcuk bulunacak.
Toplam altı kol olacak.
36 Tomurcukları, kolları tek parça olan
kandillik saf dövme altından olacak.
37 "Kandillik için yedi kandil yap;
kandiller karşısını aydınlatacak biçimde yerleştirilsin.
38 Fitil maşaları, tablaları saf altından
olacak.
39 Bütün takımları dahil kandilliğe bir
talant saf altın harcanacak.
40 Her şeyi sana dağda gösterilen örneğe
göre yapmaya dikkat et."
BÖLÜM 26
1 "Tanrı'nın Konutu'nu on perdeden
yap. Perdeler lacivert, mor, kırmızı iplikle özenle dokunmuş ince ketenden
olsun, üzeri Keruvlar'la ustaca süslensin.
2 Her perdenin boyu yirmi sekiz, eni dört
arşın olmalı. Bütün perdeler aynı ölçüde olacak.
3 Perdeler beşer beşer birbirine
eklenerek iki takım perde yapılacak.
4 Birinci takımın kenarına lacivert
ilmekler aç. Öbür takımın kenarına da aynı şeyi yap.
5 Birinci takımın ilk perdesiyle ikinci
takımın son perdesine ellişer ilmek aç. İlmekler birbirine karşı olmalı.
6 Elli altın kopça yap, perdeleri
kopçalayarak çadırı birleştir. Böylece konut tek parça haline gelecek.
7 "Konutun üstünü kaplayacak çadır
için keçi kılından on bir perde yap.
8 Her perdenin boyu otuz*, eni dört arşın
olacak. On bir perde de aynı ölçüde olmalı.
9 Beş perde birbirine, altı perde
birbirine birleştirilecek. Altıncı perdeyi çadırın önünde katla.
10 Her iki perde takımının kenarlarına
ellişer ilmek aç.
11 Elli tunç kopça yap, kopçaları ilmeklere
geçir ki, çadır tek parça haline gelsin.
12 Çadırın perdelerinden artan yarım perde
konutun arkasından sarkacak.
13 Perdelerin uzun kenarlarından artan kumaş
çadırın yanlarından birer arşın sarkarak konutu örtecek.
14 Çadır için kırmızı boyalı koç
derilerinden bir örtü, onun üstüne de deriden başka bir örtü yap.
15 "Konut için akasya ağacından dikine
çerçeveler yap.
16 Her çerçevenin boyu on, eni bir buçuk
arşın olacak.
17 Çerçevelerin birbirine uyan iki paralel
çıkıntısı olacak. Konutun bütün çerçevelerini aynı biçimde yapacaksın.
18 Konutun güneyi için yirmi çerçeve yap.
19 Her çerçevenin altında iki çıkıntı için
birer taban olmak üzere, yirmi çerçevenin altında kırk gümüş taban yap.
20-21 Konutun öbür yanı, yani kuzeyi için de yirmi
çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere kırk gümüş taban yap.
22 Konutun batıya bakacak arka tarafı için
altı çerçeve yap.
23 Arkada konutun köşeleri için iki çerçeve
yap.
24 Bu köşe çerçevelerinin alt tarafı ayrı
kalacak, üst tarafı ise birinci halkayla birleştirilecek. İki köşeyi oluşturan
iki çerçeve aynı biçimde olacak.
25 Böylece sekiz çerçeve ve her çerçevenin
altında iki taban olmak üzere on altı gümüş taban olacak.
26-27 "Konutun bir yanındaki çerçeveler için
beş, öbür yanındaki çerçeveler için beş, batıya bakan arka tarafındaki
çerçeveler için de beş olmak üzere akasya ağacından kirişler yap.
28 Çerçevelerin ortasındaki kiriş çadırın
bir ucundan öbür ucuna geçecek.
29 Çerçeveleri ve kirişleri altınla kapla,
kirişlerin geçeceği halkaları da altından yap.
30 "Konutu dağda sana gösterilen plana
göre yap.
31 "Lacivert, mor, kırmızı iplikle
özenle dokunmuş ince ketenden bir perde yap; üzerini Keruvlar'la ustaca süsle.
32 Dört gümüş taban üstünde duran akasya
ağacından altın kaplı dört direk üzerine as. Çengelleri altın olacak.
33 Perdeyi kopçaların altına asıp Levha
Sandığı'nı perdenin arkasına koy. Perde Kutsal Yer'le En Kutsal Yer'i
birbirinden ayıracak.
34 Bağışlanma Kapağı'nı En Kutsal Yer'de
bulunan Levha Sandığı'nın üzerine koy.
35 Masayı perdenin öbür tarafına, konutun
kuzeye bakan yanına yerleştir; kandilliği masanın karşısına, konutun güney
tarafına koy.
36 "Çadırın giriş bölümüne lacivert,
mor, kırmızı iplikle özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı bir perde yap.
37 Perdeyi asmak için akasya ağacından beş
direk yap, altınla kapla. Çengelleri de altın olacak. Direkler için tunçtan beş
taban dök."
BÖLÜM 27
1 "Sunağı akasya ağacından kare
biçiminde yap. Eni ve boyu beşer arşın, yüksekliği üç arşın olacak.
2 Dört üst köşesine kendinden boynuzlar
yaparak hepsini tunçla kapla.
3 Sunak için yağ ve kül kovaları,
kürekler, çanaklar, büyük çatallar, ateş kapları yap. Tümü tunç olacak.
4 Ağ biçiminde tunç bir ızgara da yap,
dört köşesine birer tunç halka tak.
5 Izgarayı sunağın kenarının altına koy.
Öyle ki, aşağı doğru sunağın yarısına yetişsin.
6 Sunak için akasya ağacından sırıklar
yap, tunçla kapla.
7 Sırıklar halkalara geçirilecek ve sunak
taşınırken iki yanında olacak.
8 Sunağı tahtadan, içi boş yapacaksın.
Tıpkı dağda sana gösterildiği gibi olacak."
9 "Konuta bir avlu yap. Avlunun
güney tarafı için yüz arşın boyunda, özenle dokunmuş ince keten perdeler yapacaksın.
10 Perdeler için yirmi direk yapılacak;
direklerin tabanları tunç, çengelleri ve çengel çemberleri gümüş olacak.
11 Kuzey tarafı için yüz arşın boyunda
perdeler, yirmi direk, direkler için yirmi tunç taban yapılacak. Direklerin
çengelleriyle çemberleri gümüşten olacak.
12 "Avlunun batı tarafı için elli arşın
boyunda perde, on direk, on taban yapılacak.
13 Doğuya bakan tarafta avlunun eni elli
arşın olacak.
14 Girişin bir tarafında on beş arşın
boyunda perde, üç direk ve üç taban olacak.
15 Girişin öbür tarafında da on beş arşın
boyunda perde, üç direk ve üç taban olacak.
16 "Avlunun girişinde lacivert, mor,
kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yirmi arşın boyunda nakışlı bir
perde olacak. Dört direği ve dört tabanı bulunacak.
17 Avlunun çevresindeki bütün direkler gümüş
çemberlerle donatılacak. Çengelleri gümüş, tabanları tunç olacak.
18 Avlunun boyu yüz, eni elli, çevresindeki
perdelerin yüksekliği beş arşın olacak. Perdeleri özenle dokunmuş ince
ketenden, tabanları tunçtan olacak.
19 Konutta her türlü hizmet için
kullanılacak bütün aletler, konutun ve avlunun bütün kazıkları da tunçtan
olacak."
20 "İsrail halkına buyruk ver, kandilin
sürekli yanıp ışık vermesi için saf sıkma zeytinyağı getirsinler.
21 Harun'la oğulları kandilleri benim
huzurumda, Buluşma Çadırı'nda, Levha Sandığı'nın önündeki perdenin dışında,
akşamdan sabaha kadar yanar tutacaklar. İsrailliler için kuşaklar boyunca
sürekli bir kural olacak bu." (bkz. Çık.33:7-10).
BÖLÜM 28
1 "Bana kâhinlik etmeleri için
İsrailliler arasından ağabeyin Harun'u, oğulları Nadav, Avihu, Elazar ve
İtamar'ı yanına al.
2 Ağabeyin Harun'a görkem ve saygınlık
kazandırmak için kutsal giysiler yap.
3 Bilgelik verdiğim becerikli adamlara
söyle, Harun'a giysi yapsınlar. Öyle ki, bana kâhinlik etmek için kutsal
kılınmış olsun.
4 Yapacakları giysiler şunlardır:
Göğüslük, efod, kaftan, nakışlı mintan, sarık, kuşak. Bana kâhinlik etmeleri
için ağabeyin Harun'a ve oğullarına bu kutsal giysileri yapacaklar.
5 Altın sırma, lacivert, mor, kırmızı
iplik, ince keten kullanacaklar."
6 "Efodu altın sırmayla, lacivert,
mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden ustaca yapacaklar.
7 Bağlanabilmesi için iki köşesine
takılmış ikişer omuzluğu olacak.
8 Efodun üzerinde efod gibi ustaca
dokunmuş bir şerit olacak. Efodun bir parçası gibi lacivert, mor, kırmızı
iplikle, altın sırmayla, özenle dokunmuş ince ketenden olacak.
9-10 İki oniks taşı alacak, İsrailoğulları'nın
adlarını, doğuş sırasına göre altısını birinin, altısını ötekinin üzerine
oyacaksın.
11-12 İsrailoğulları'nın adlarını bu iki taşın
üzerine usta oymacıların mühür oyduğu gibi oyacaksın. Taşları altın yuvalar
içine koyduktan sonra İsrailliler'in anılması için efodun omuzluklarına tak.
Harun, anılmaları için onların adlarını RAB'bin önünde iki omuzunda taşıyacak.
13-14 Altın yuvalar ve saf altından iki zincir yap.
Zincirleri örme kordon gibi yapıp yuvalara yerleştir."
15 "Usta işi bir karar göğüslüğü yap.
Onu da efod gibi, altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle
dokunmuş ince ketenden yap.
16 Dört köşe, eni ve boyu birer karış
olacak; ikiye katlanacak.
17 Üzerine dört sıra taş yuvası kak. Birinci
sırada yakut, topaz, zümrüt;
18 ikinci sırada firuze, laciverttaşı,
aytaşı;
19 üçüncü sırada gökyakut, agat, ametist;
20 dördüncü sırada sarı yakut, oniks ve
yeşim olacak. Taşlar altın yuvalara kakılacak.
21 On iki taş olacak. Üzerlerine mühür oyar
gibi İsrailoğulları'nın adları bir bir oyulacak. Bu taşlar İsrail'in on iki
oymağını simgeleyecek.
22 "Göğüslük için saf altından örme
zincirler yap.
23 İki altın halka yap, göğüslüğün üst iki
köşesine birer halka koy.
24 İki örme altın zinciri göğüslüğün
köşelerindeki halkalara tak.
25 Zincirlerin öteki iki ucunu iki yuvanın
üzerinden geçirerek efodun ön tarafına, omuzlukların üzerine bağla.
26 İki altın halka daha yap; her birini
göğüslüğün alt iki köşesine, efoda bitişik iç kenarına tak.
27 İki altın halka daha yap; efodun önündeki
omuzluklara alttan, dikişe yakın, ustaca dokunmuş şeridin yukarısına tak.
28 Göğüslüğün halkalarıyla efodun halkaları
lacivert kordonla birbirine bağlanacak. Öyle ki, göğüslük efodun ustaca
dokunmuş şeridinin yukarısında kalsın ve efoddan ayrılmasın.
29 "Harun Kutsal Yer'e girerken,
İsrailoğulları'nın adlarının yazılı olduğu karar göğüslüğünü yüreğinin üzerinde
taşıyacak. Öyle ki, ben, RAB halkımı sürekli anımsayayım.
30 Urim'le Tummim'i karar göğüslüğünün içine
koy; öyle ki, Harun ne zaman huzuruma çıksa yüreğinin üzerinde olsunlar.
Böylece Harun İsrailoğulları'nın karar vermek için kullandıkları Urim'le
Tummim'i RAB'bin huzurunda sürekli yüreğinin üzerinde taşıyacak."
31 "Efodun altına giyilen kaftanı salt
lacivert iplikten yap.
32 Ortasında baş geçecek kadar bir boşluk
bırak. Yırtılmaması için boşluğun kenarlarını yaka gibi dokuyarak çevir.
33 Kaftanın kenarını çepeçevre lacivert,
mor, kırmızı iplikten nar motifleriyle beze, aralarına altın çıngıraklar tak.
34 Eteğin ucu bir altın çıngırak, bir nar,
bir altın çıngırak, bir nar olmak üzere çepeçevre kaplanacak.
35 Harun hizmet ederken bu kaftanı giyecek.
En Kutsal Yer'e, huzuruma girip çıkarken duyulan çıngırak sesi onun ölmediğini
gösterecek.
36 "Saf altından bir levha yap ve
üzerine mühür oyar gibi <RAB'be adanmıştır> sözünü oy;
37 lacivert bir kordonla sarığın ön tarafına
bağla.
38 Harun onu alnında taşıyacak. İsrailliler
kutsal bağışlarını getirirken suç işlemişlerse, suçlarını Harun taşıyacak;
onlar önümde kabul görsün diye levha sürekli Harun'un alnında bulunacak.
39 "İnce ketenden işlemeli bir mintan
doku, ince ketenden bir sarık, bir de nakışlı kuşak yap.
40 "Harun'un oğullarına mintanlar,
kuşaklar, görkem ve saygınlık kazandıracak başlıklar yap.
41 Bu giysileri ağabeyin Harun'a ve
oğullarına giydir; sonra bana kâhinlik etmeleri için onları meshedip ata ve
kutsal kıl.
42 "Edep yerlerini örtmek için onlara
keten donlar yap. Boyu belden uyluğa kadar olacak.
43 Harun'la oğulları Buluşma Çadırı'na
girdiklerinde ya da Kutsal Yer'de hizmet etmek üzere sunağa yaklaştıklarında,
suç işleyip ölmemek için bu donları giyecekler. Harun ve soyundan gelenler için
sürekli bir kural olacak bu."
BÖLÜM 29
1 "Bana kâhinlik edebilmeleri için,
Harun'la oğullarını kutsal kılmak üzere şunları yap: Bir boğa ile iki kusursuz
koç al.
2 İnce buğday unundan mayasız ekmek,
zeytinyağıyla yoğrulmuş mayasız pideler, üzerine yağ sürülmüş mayasız yufkalar
yap.
3 Bunları bir sepete koyup boğa ve iki
koçla birlikte bana getir.
4 Harun'la oğullarını Buluşma Çadırı'nın
giriş bölümüne getirip yıka.
5 Giysileri al; mintanı, efodun altına
giyilen kaftanı, efodu ve göğüslüğü Harun'a giydir. Efodun ustaca dokunmuş
şeridini bağla.
6 Başına sarığı sar, üzerine de kutsal
tacı koy.
7 Sonra mesh yağını al, başına dökerek
onu meshet.
8 Harun'un oğullarını öne çıkarıp onlara
mintan giydir.
9 Bellerine kuşak bağla, başlarına başlık
koy. Kalıcı bir kural olarak kâhinlik onların işi olacak. Böylece Harun'la
oğullarını atamış olacaksın.
10 "Boğayı Buluşma Çadırı'nın önüne
getir, Harun'la oğulları ellerini boğanın başına koysunlar.
11 Boğayı huzurumda, Buluşma Çadırı'nın
giriş bölümünde keseceksin.
12 Kanını parmağınla sunağın boynuzlarına
sür, artan kanı sunağın dibine dök.
13 Hayvanın bağırsak ve işkembe yağlarını,
karaciğer perdesini, böbreklerini ve böbrek yağlarını sunağın üzerinde
yakacaksın.
14 Etini, derisini, gübresini de ordugahın
dışında yak. Bu günah sunusudur.
15 "Bir koç getir, Harun'la oğulları
ellerini koçun başına koysunlar.
16 Koçu sen kes. Kanını sunağın her yanına
dök.
17 Koçu parçalara ayırıp bağırsaklarını,
işkembesini, ayaklarını yıka, başla öteki parçaların yanına koy.
18 Sonra koçun tümünü sunağın üzerinde yak.
Bu RAB'be sunulan yakmalık sunu, RAB'bi hoşnut eden koku, O'nun için yakılan
sunudur.
19 "Öteki koçu getir, Harun'la oğulları
ellerini koçun başına koysunlar.
20 Koçu sen kes. Kanını Harun'la oğullarının
sağ kulak memelerine, sağ el ve ayaklarının baş parmaklarına sür. Artan kanı
sunağın her yanına dök.
21 Sunağın üzerindeki kanı ve mesh yağını
Harun'la oğullarının ve giysilerinin üzerine serp. Böylece Harun'la oğulları ve
giysileri kutsal kılınmış olacak.
22 "Koçun yağını, kuyruk yağını, bağırsak
ve işkembe yağlarını, karaciğer perdesini, böbreklerini, böbrek yağlarını ve
sağ budunu al. -Çünkü bu, biri göreve atanırken kesilen koçtur.-
23 Huzurumdaki mayasız ekmek sepetinden bir
somun, yağlı pide ve yufka al,
24 hepsini Harun'la oğullarının eline ver.
Bunları benim huzurumda sallamalık sunu olarak salla,
25 sonra ellerinden alıp sunakta yakmalık
sunuyla birlikte beni hoşnut eden koku olarak yak. Bu, RAB için yakılan
sunudur.
26 "Harun'un atanması için sunulacak
koçun döşünü huzurumda sallamalık sunu olarak salla. O döş senin payın olacak.
27 Harun'la oğullarının atanması için
kesilen koçun sallanmış olan döşüyle bağış olarak sunulan budunu bana ayır.
28 İsrailliler bunları sürekli Harun'la
oğullarının payına ayıracak. Bu, İsrailliler'in RAB'be sunduğu esenlik
kurbanlarından biridir.
29 "Harun'un kutsal giysileri,
kendinden sonra oğullarına kalacak. Meshedilip atanırlarken bu giysileri
giyecekler.
30 Harun'un yerine kâhin olan oğlu, Kutsal
Yer'de hizmet etmek üzere Buluşma Çadırı'na girdiğinde yedi gün bu giysileri
giyecek.
31-32 "Harun'la oğulları göreve atanırken
kesilen koçun etini kutsal bir yerde haşlayacaksın. Haşlanan eti ve sepetteki
ekmeği Buluşma Çadırı'nın giriş bölümünde yiyecekler.
33 Atanıp kutsal kılınmaları için günahları
bağışlatan bu sunuları yalnız onlar yiyebilir. Yabancı biri yiyemez, çünkü bu
sunular kutsaldır.
34 Atanmaları için kesilen kurbanın etinden
ya da ekmekten sabaha artan olursa, yakacaksın. Bunlar yenmeyecek, çünkü
kutsaldır.
35 "Harun'la oğulları için sana buyurduklarımın
hepsini yap. Atanmaları yedi gün sürecek.
36 Günah bağışlatmak için günah sunusu
olarak her gün bir boğa sunacaksın. Sunağı arındırmak için günah sunusu sun,
kutsal kılmak için de meshet.
37 Yedi gün sunağı arındırarak kutsal
kılacaksın. Böylece sunak çok kutsal olacak. Ona dokunan her şey de kutsal
sayılacaktır."
38 "Düzenli olarak her gün sunağın
üzerinde bir yaşında iki erkek kuzu sunacaksınız.
39 Kuzunun birini sabah, öbürünü akşamüstü
sunun.
40 Kuzuyla birlikte dörtte bir hin sıkma
zeytinyağıyla yoğrulmuş onda bir efa [Bir
efa, 22 litre] ince un ve
dökmelik sunu olarak dörtte bir hin şarap sunacaksınız.
41 Öbür kuzuyu akşamüstü, beni hoşnut eden
koku, yakılan sunu olarak, sabahki gibi tahıl sunusu ve dökmelik sunuyla
birlikte bana sunacaksınız.
42 "Bu yakmalık sunu Buluşma Çadırı'nın
giriş bölümünde, RAB'bin huzurunda, kuşaklar boyu sürekli sunulacaktır.
Musa'yla konuşmak için İsrail halkıyla orada buluşacağım.
43 İsrailliler'le buluşurken çadır
görkemimle kutsal kılınacak.
44 "Buluşma Çadırı'nı ve sunağı kutsal
kılacak, Harun'la oğullarını bana kâhinlik etmeleri için görevlendireceğim.
45 İsrailliler arasında yaşayacak, onların
Tanrısı olacağım.
46 Anlayacaklar ki, aralarında yaşamak için
onları Mısır'dan çıkaran Tanrıları RAB benim. Tanrıları RAB benim."
BÖLÜM 30
1 "Üzerinde buhur yakmak için akasya
ağacından bir sunak yap.
2 Kare biçiminde, boyu ve eni birer
arşın, yüksekliği iki arşın, boynuzları kendinden olacak.
3 Üstünü, yanlarını, boynuzlarını saf
altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.
4 İki yandaki pervazın altına iki altın
halka yap. Bunlar sunağın taşınması için sırıkların geçmesine yarayacak.
5 Sırıkları akasya ağacından yap ve
altınla kapla.
6 Sunağı Levha Sandığı'nın karşısındaki
perdenin, sandığın üzerindeki Bağışlanma Kapağı'nın önüne, seninle buluşacağım
yere koy.
7 "Harun her sabah kandillerin
bakımını yaparken sunağın üzerinde güzel kokulu buhur yakacak.
8 Akşamüstü kandilleri yakarken yine
buhur yakacak. Böylece huzurumda kuşaklar boyunca sürekli buhur yanacak.
9 Sunağın üzerinde başka buhur, yakmalık
sunu ya da tahıl sunusu sunmayacaksınız; üzerine dökmelik sunu dökmeyeceksiniz.
10 Harun yılda bir kez sunağın boynuzlarını
arındıracak. Kuşaklarınız boyunca yılda bir kez günahları bağışlatmak için
sunulan sununun kanıyla sunağı arındıracak. Sunak ben RAB için çok
kutsaldır."
11 RAB Musa'ya şöyle dedi:
12 "İsrailliler'in sayımını yaptığın
zaman, herkes canına karşılık bana bedel ödeyecektir. Öyle ki, sayım yapılırken
başlarına bela gelmesin.
13 Sayılan herkes armağan olarak bana yarım
kutsal yerin şekeli verecektir. -Bir
şekel yirmi geradır.-
14 Sayılan yirmi yaşındaki ve daha yukarı
yaştaki herkes bana armağan verecektir.
15 Canlarınızın bedeli olarak bu armağanı
verdiğinizde, zengin yarım şekelden fazla, yoksul yarım şekelden eksik
vermeyecek.
16 İsrailliler'den bedel olarak verilen
paraları toplayacak, Buluşma Çadırı'nın hizmetinde kullanacaksın. Bu paralar
canlarınızın bedeli olarak ben, RAB'be İsrailliler'i hep anımsatacak."
17 RAB Musa'ya şöyle dedi:
18 "Yıkanmak için tunç bir kazan yap.
Ayaklığı da tunçtan olacak. Buluşma Çadırı ile sunağın arasına koyup içine su
doldur.
19 Harun'la oğulları ellerini, ayaklarını
orada yıkayacaklar.
20-21 Buluşma Çadırı'na girmeden ya da RAB için
yakılan sunuyu sunarak hizmet etmek üzere sunağa yaklaşmadan önce, ölmemek için
ellerini, ayaklarını yıkamalılar. Harun'la soyunun bütün kuşakları boyunca
sürekli bir kural olacak bu."
22 RAB Musa'ya şöyle dedi:
23 "Şu nadide baharatı al: 500 şekel
sıvı mür, yarısı kadar, yani 250'şer şekel güzel kokulu tarçın ve kamış,
24 500 kutsal yerin şekeli hıyarşembe, bir
hin de zeytinyağı.
25 Bunlardan ıtriyatçı ustalığıyla güzel
kokulu kutsal bir mesh yağı yap. Ona kutsal mesh yağı denecek.
26-28 Buluşma Çadırı'nı, Levha Sandığı'nı, masayla takımlarını,
kandillikle takımlarını, buhur sunağını, yakmalık sunu sunağıyla bütün
takımlarını, kazanı ve kazan ayaklığını hep bu yağla meshet.
29 Onları kutsal kıl ki, çok kutsal
olsunlar. Onlara değen her şey kutsal sayılacaktır.
30 "Bana kâhin olmaları için Harun'la
oğullarını meshedip kutsal kıl.
31 İsrailliler'e de ki, <Kuşaklarınız
boyunca bu kutsal mesh yağı yalnız benim için kullanılacak.
32 İnsan bedenine dökülmeyecek. Aynı
reçeteyle benzeri yapılmayacak. O kutsaldır ve sizin için kutsal olacaktır.
33 Onun benzerini yapan ya da kâhin olmayan
birinin üzerine döken herkes halkının arasından atılacaktır.> "
34 Sonra RAB Musa'ya şöyle dedi: "Güzel
kokulu baharat -kara günlük, onika [Anlamı:
“Kokulu Buhur”], kasnı ve saf ak günlük- al. Hepsi aynı ölçüde olsun.
35 Bir ıtriyatçı ustalığıyla bunlardan güzel
kokulu bir buhur yap. Tuzlanmış, saf ve kutsal olacak.
36 Birazını çok ince döv, Buluşma Çadırı'nda
seninle buluşacağım yere, Levha Sandığı'nın önüne koy. Sizin için çok kutsal
olacaktır.
37 Aynı reçeteyle kendinize buhur
yapmayacaksınız. Onu RAB için kutsal sayacaksınız.
38 Kim koklamak için aynısını yaparsa
halkının arasından atılacaktır." kabuğundan yapılan güzel kokulu bir
baharat olduğu sanılıyor.
BÖLÜM 31
1 RAB Musa'ya şöyle dedi:
2 "Bak, Yahuda oymağından özellikle
Hur oğlu Uri oğlu Besalel'i seçtim.
3 Beceri, anlayış, bilgi ve her türlü
ustalık vermek için onu ruhumla doldurdum.
4 Öyle ki, altın, gümüş, tunç işleyerek
ustaca yapıtlar üretsin;
5 taş kesme ve kakmada, ağaç
oymacılığında, her türlü sanat dalında çalışsın.
6 Ayrıca Dan oymağından Ahisamak oğlu
Oholiav'ı onunla çalışması için görevlendirdim. Sana buyurduğum işlerin hepsini
yapabilsinler diye öteki becerikli adamlara üstün yetenek verdim.
7 Buluşma Çadırı'nı, Levha Sandığı'nı,
sandığın üzerindeki Bağışlanma Kapağı'nı, çadırın bütün takımlarını,
8 masayla takımlarını, saf altın
kandillikle takımlarını, buhur sunağını,
9 yakmalık sunu sunağıyla takımlarını,
kazanla kazan ayaklığını,
10 dokunmuş giysileri -Kâhin Harun'un kutsal
giysileriyle oğullarının kâhin giysilerini-
11 mesh yağını, kutsal yer için güzel kokulu
buhuru tam sana buyurduğum gibi yapsınlar."
12 RAB Musa'ya şöyle buyurdu:
13 "İsrailliler'e de ki, <Şabat
günlerimi kesinlikle tutmalısınız. Çünkü o sizinle benim aramda kuşaklar boyu
sürecek bir belirtidir. Böylece anlayacaksınız ki, sizi kutsal kılan RAB benim.
14 "<Şabat Günü'nü tutmalısınız,
çünkü sizin için kutsaldır. Kim onun kutsallığını bozarsa, kesinlikle
öldürülmeli. O gün çalışan herkes halkının arasından atılmalı.
15 Altı gün çalışılacak; ama yedinci gün
RAB'be adanmış Şabat'tır, dinlenme günüdür. Şabat Günü çalışan herkes
kesinlikle öldürülmelidir.
16 İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir
antlaşma gereği olarak, Şabat Günü'nü kuşaklar boyu kutlamaya özen
gösterecekler.
17 Bu, İsrailliler'le benim aramda sürekli
bir belirti olacaktır. Çünkü ben, RAB yeri göğü altı günde yarattım, yedinci
gün işe son verip dinlendim.> "
18 Tanrı Sina Dağı'nda Musa'yla konuşmasını
bitirince, üzerine eliyle antlaşma koşullarını yazdığı iki taş levhayı ona
verdi
BÖLÜM 32
1 Halk Musa'nın dağdan inmediğini,
geciktiğini görünce, Harun'un çevresine toplandı. Ona, "Kalk, bize öncülük
edecek bir ilah yap" dediler, "Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya
ne oldu bilmiyoruz!"
2 Harun, "Karılarınızın, oğullarınızın,
kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin" dedi.
3 Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp
Harun'a getirdi.
4 Harun altınları topladı, oymacı
aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, "Ey İsrailliler, sizi
Mısır'dan çıkaran Tanrınız budur!" dedi.
5 Harun bunu görünce, buzağının önünde
bir sunak yaptı ve, "Yarın RAB'bin onuruna bayram olacak" diye ilan
etti.
6 Ertesi gün halk erkenden kalkıp
yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp
çılgınca eğlendi.
7 RAB Musa'ya, "Aşağı in" dedi,
"Mısır'dan çıkardığın halkın baştan çıktı.
8 Buyurduğum yoldan hemen saptılar.
Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. <Ey
İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran ilahınız budur!> dediler."
9 RAB Musa'ya, "Bu halkın ne inatçı
olduğunu biliyorum" dedi,
10 "Şimdi bana engel olma, bırak öfkem
alevlensin, onları yok edeyim. Sonra seni büyük bir ulus yapacağım."
11 Musa Tanrısı RAB'be yalvardı: "Ya
RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Onları Mısır'dan büyük
kudretinle, güçlü elinle çıkardın.
12 Neden Mısırlılar, <Tanrı kötü amaçla,
dağlarda öldürmek, yeryüzünden silmek için onları Mısır'dan çıkardı>
desinler? Öfkelenme, vazgeç halkına yapacağın kötülükten.
13 Kulların İbrahim'i, İshak'ı, İsrail'i
anımsa. Onlara kendi üzerine ant içtin, <Soyunuzu gökteki yıldızlar kadar
çoğaltacağım. Söz verdiğim bu ülkenin tümünü soyunuza vereceğim. Sonsuza dek
onlara miras olacak> dedin."
14 Böylece RAB halkına yapacağını söylediği
kötülükten vazgeçti.
15 Musa döndü, elinde antlaşma koşulları
yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de
yazılıydı.
16 Onları Tanrı yapmıştı, üzerlerindeki oyma
yazılar O'nun yazısıydı.
17 Yeşu, bağrışan halkın sesini duyunca, Musa'ya,
"Ordugahtan savaş sesi geliyor!" dedi.
18 Musa şöyle yanıtladı: "Ne
yenenlerin, Ne de yenilenlerin sesidir bu; Ezgiler duyuyorum ben."
19 Musa ordugaha yaklaşınca, buzağıyı ve
oynayan insanları gördü; çok öfkelendi. Elindeki taş levhaları fırlatıp dağın
eteğinde parçaladı.
20 Yaptıkları buzağıyı alıp yaktı, toz
haline gelinceye dek ezdi, sonra suya serperek İsrailliler'e içirdi.
21 Harun'a, "Bu halk sana ne yaptı ki,
onları bu korkunç günaha sürükledin?" dedi.
22 Harun, "Öfkelenme, efendim!"
diye karşılık verdi, "Bilirsin, halk kötülüğe eğilimlidir.
23 Bana, <Bize öncülük edecek bir ilah
yap. Bizi Mısır'dan çıkaran adama, Musa'ya ne oldu bilmiyoruz> dediler.
24 Ben de, <Kimde altın varsa
çıkarsın> dedim. Altınlarını bana verdiler. Ateşe atınca, bu buzağı ortaya
çıktı !"
25 Musa halkın başıboş hale geldiğini gördü.
Çünkü Harun onları dizginlememiş, düşmanlarına alay konusu olmalarına neden
olmuştu.
26 Musa ordugahın girişinde durdu,
"RAB'den yana olanlar yanıma gelsin!" dedi. Bütün Levililer çevresine
toplandı.
27 Musa şöyle dedi: "İsrail'in Tanrısı
RAB diyor ki, <Herkes kılıcını kuşansın. Ordugahta kapı kapı dolaşarak
kardeşini, komşusunu, yakınını öldürsün.> "
28 Levililer Musa'nın buyruğunu yerine
getirdiler. O gün halktan üç bine yakın adam öldürüldü.
29 Musa, "Bugün kendinizi RAB'be adamış
oldunuz" dedi, "Herkes öz oğluna, öz kardeşine düşman kesildiği için
bugün RAB sizi kutsadı."
30 Ertesi gün halka, "Korkunç bir günah
işlediniz" dedi, "Şimdi RAB'bin huzuruna çıkacağım. Belki günahınızı
bağışlatabilirim."
31 Sonra RAB'be dönerek, "Çok yazık, bu
halk korkunç bir günah işledi" dedi, "Kendilerine altın put yaptılar.
32 Lütfen günahlarını bağışla, yoksa
yazdığın kitaptan adımı sil."
33 RAB, "Kim bana karşı günah işlediyse
onun adını sileceğim" diye karşılık verdi,
34 "Şimdi git, halkı sana söylediğim
yere götür. Meleğim sana öncülük edecek. Ama zamanı gelince günahlarından ötürü
onları cezalandıracağım."
35 RAB halkı cezalandırdı. Çünkü Harun'a
buzağı yaptırmışlardı.
BÖLÜM 33
1 RAB Musa'ya, "Buradan git"
dedi, "Sen ve Mısır'dan çıkardığın halk İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a,
<Orayı senin soyuna vereceğim> diye ant içtiğim topraklara gidin. 2-3 Süt
ve bal akan ülkeye senden önce bir melek gönderecek, Kenan, Amor, Hitit, Periz,
Hiv ve Yevus halklarını oradan kovacağım. Ben sizinle gelmeyeceğim, çünkü
inatçı insanlarsınız. Belki sizi yolda yok ederim."
4 Halk bu kötü haberi duyunca yasa
büründü. Kimse takı takmadı.
5 Çünkü RAB Musa'ya şöyle demişti:
"İsrailliler'e de ki, <Siz inatçı insanlarsınız. Bir an aranızda
kalsam, sizi yok ederim. Şimdi üzerinizdeki takıları çıkarın, size ne
yapacağıma karar vereyim.> "
6 Böylece Horev Dağı'ndan sonra
İsrailliler takılarını çıkardı.
7 Musa bir çadır alır, ordugahın dışına,
biraz öteye kurardı. Ona <Buluşma Çadırı> derdi. Kim RAB'be danışmak
istese, ordugahın dışındaki Buluşma Çadırı'na giderdi.
8 Musa ne zaman çadıra gitse, bütün halk
kalkar, herkes çadırının girişinde durarak Musa içeri girinceye kadar
arkasından bakardı.
9 Musa çadıra girince, bulut sütunu aşağı
iner, RAB Musa'yla konuştuğu sürece girişi kapardı.
10 Bulut sütununun çadırın girişinde
durduğunu gören herkes kalkar, kendi çadırının girişinde tapınırdı.
11 RAB Musa'yla iki arkadaş gibi yüz yüze
konuşurdu. Sonra Musa ordugaha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu
çadırdan çıkmazdı.
12 Musa RAB'be şöyle dedi: "Bana,
<Bu halka öncülük et> diyorsun, ama kimi benimle göndereceğini
söylemedin. Bana, <Seni adınla tanıyorum, senden hoşnudum> demiştin.
13 Eğer benden hoşnutsan, lütfen şimdi bana
yollarını göster ki, seni daha iyi tanıyıp hoşnut etmeye devam edeyim. Unutma,
bu ulus senin halkındır."
14 RAB, "Varlığım sana eşlik
edecek" diye yanıtladı, "Seni rahata kavuşturacağım."
15 Musa, "Eğer varlığın bize eşlik
etmeyecekse, bizi buradan çıkarma" dedi,
16 "Yoksa benden ve halkından hoşnut
kaldığın nereden bilinecek? Bize eşlik etmenden, değil mi? Ancak o zaman
benimle halkın yeryüzünün öteki halklarından ayırt edilebiliriz."
17 RAB, "Söylediğin gibi
yapacağım" dedi, "Çünkü senden hoşnut kaldım, adınla tanıyorum
seni."
18 Musa, "Lütfen görkemini bana
göster" dedi.
19 RAB, "Bütün iyiliğimi önünden
geçireceğim" diye karşılık verdi, "Adımı, RAB adını senin önünde
duyuracağım. Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.
20 Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü
yüzümü gören yaşayamaz."
21 Sonra, "Yakınımda bir yer var"
dedi, "Orada, kayanın üzerinde dur.
22 Görkemim oradan geçerken seni kayanın
kovuğuna sokup geçinceye kadar elimle örteceğim.
23 Elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin.
Ama yüzüm görülmeyecek."
BÖLÜM 34
1 RAB Musa'ya, "Öncekiler gibi iki
taş levha kes" dedi, "Kırdığın levhaların üzerindeki sözleri onlara
yazacağım.
2 Sabaha kadar hazırlan, sabah olunca
Sina Dağı'na çık; dağın tepesinde, huzurumda dur.
3 Senden başka kimse dağa çıkmasın, dağın
hiçbir yerinde kimse görülmesin. Dağın eteğinde davar ya da sığır da
otlamasın."
4 Musa öncekiler gibi iki taş levha
kesti. RAB'bin buyurduğu gibi sabah erkenden kalktı, taş levhaları yanına
alarak Sina Dağı'na çıktı.
5 RAB bulutun içinde oraya inip onunla
birlikte durdu ve adını RAB olarak duyurdu.
6 Musa'nın önünden geçerek, "Ben
RAB'bim" dedi, "RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi
engin ve sadık Tanrı.
7 Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını,
isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların
işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü
kuşaklardan sorarım."
8 Musa hemen yere kapanıp tapındı.
9 "Ya Rab, eğer benden hoşnutsan,
lütfen bizimle gel" dedi, "Bunlar inatçı insanlardır. Sen
suçlarımızı, günahlarımızı bağışla. Bizi kendi mirasın olarak benimse."
10 RAB, "Senin halkınla bir antlaşma
yapıyorum" dedi, "Onların önünde dünyada ve öteki uluslar arasında
görülmemiş harikalar yapacağım. Arasında yaşadığın halk neler yapabileceğimi
görecek. Senin için korkunç şeyler yapacağım.
11 Bugün sana verdiğim buyruğu tut. Amor,
Kenan, Hitit, Periz, Hiv ve Yevus halklarını senin önünden kovacağım.
12 Gideceğin ülkedeki insanlarla antlaşma
yapmaktan kaçın. Çünkü bu senin için bir tuzak olur.
13 Onların sunaklarını yıkacak, dikili
taşlarını parçalayacak, Aşera putlarını keseceksiniz.
14 Başka ilahlara tapmayacaksınız. Çünkü ben
adı Kıskanç bir RAB'bim, kıskanç bir Tanrı'yım.
15 Ülke halkıyla herhangi bir antlaşma
yapmayın. Yoksa onlar başka ilahlara gönül verir, kurban keserken sizi de
çağırırlar; siz de gider yersiniz.
16 Kızlarını oğullarınıza alırsınız. Kızlar
başka ilahlara gönül verirken oğullarınızı da artlarından sürükler.
17 "Dökme putlar yapmayacaksınız.
18 "Size buyurduğum gibi, Aviv ayının
belirli günlerinde yedi gün mayasız ekmek yiyerek Mayasız Ekmek Bayramı'nı
kutlayacaksınız. Çünkü Mısır'dan Aviv ayında çıktınız.
19 "Bütün ilk doğanlar benimdir; ister
sığır, ister davar olsun, ilk doğan erkek hayvanlarınızın tümü bana aittir.
20 İlk doğan sıpanın bedelini bir kuzuyla
ödeyin. Bedelini ödemeyecekseniz, sıpanın boynunu kıracaksınız. Bütün ilk doğan
oğullarınızın bedelini ödemelisiniz. "Kimse huzuruma eli boş çıkmasın.
21 "Altı gün çalışacak, yedinci gün
dinleneceksiniz. Ekim, biçim vakti bile olsa dinleneceksiniz.
22 "İlk buğday biçiminde Haftalar
Bayramı, yıl sonunda da Ürün Devşirme Bayramı yapacaksınız.
23 Bütün erkekleriniz yılda üç kez İsrail'in
Tanrısı ben Egemen RAB'bin huzuruna çıkacaklar.
24 Öteki ulusları önünüzden kovacak,
sınırlarınızı genişleteceğim. Yılda üç kez Tanrınız RAB'bin önüne çıktığınız
zaman, kimse ülkenize göz dikemeyecek.
25 "Evinizde maya bulunduğu sürece bana
kurban kesmeyeceksiniz. Fısıh kurbanı sabaha bırakılmayacak.
26 "Toprağınızın seçme ilk ürünlerini
Tanrınız RAB'bin Tapınağı'na getireceksiniz. "Oğlağı anasının sütünde
haşlamayacaksınız."
27 RAB Musa'ya, "Bunları yaz"
dedi, "Çünkü seninle ve İsrailliler'le bu sözlere dayanarak antlaşma
yaptım."
28 Musa orada kırk gün kırk gece RAB'le
birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu
taş levhaların üzerine yazdı.
29 Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina
Dağı'ndan indi. RAB'le konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun
farkında değildi.
30 Harun'la İsrailliler Musa'nın ışıldayan
yüzünü görünce, ona yaklaşmaya korktular.
31 Musa onları yanına çağırdı. Harun'la İsrail
topluluğunun bütün önderleri çevresine toplandılar. Musa onlarla konuştu.
32 Sonra herkes ona yaklaştı. Musa RAB'bin
Sina Dağı'nda kendisine bildirdiği bütün buyrukları onlara verdi.
33 Konuşmasını bitirdikten sonra, yüzüne bir
peçe taktı.
34 Ama ne zaman konuşmak için RAB'bin
huzuruna çıksa, ayrılıncaya kadar peçeyi kaldırırdı. Dönünce de kendisine
verilen buyrukları İsrailliler'e bildirir,
35 İsrailliler de onun ışıldayan yüzünü
görürlerdi. Sonra Musa içeri girip RAB'le görüşünceye kadar yine peçeyi
takardı.
BÖLÜM 35
1 Musa bütün İsrail topluluğunu
çağırarak, "RAB'bin yapmanızı buyurduğu işler şunlardır" dedi,
2 "Altı gün çalışacaksınız. Ama
yedinci gün sizin için kutsal Şabat, RAB'be adanmış dinlenme günü olacaktır. O
gün çalışan herkes öldürülecektir.
3 Şabat Günü konutlarınızda ateş
yakmayacaksınız."
4 Musa bütün İsrail topluluğuna
seslenerek şöyle dedi: "RAB'bin buyruğu şudur: 5-7 Aranızda armağanlar
toplayıp RAB'be sunacaksınız. İstekli olan herkes RAB'be altın, gümüş, tunç;
lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç
derisi, akasya ağacı armağan etsin.
8 Kandil için zeytinyağı; mesh yağı ve
güzel kokulu buhur için baharat;
9 başkâhinin efoduyla göğüslüğü için
oniks ve öbür kakma taşları getirsin.
10 "Aranızdaki bütün becerikli kişiler
gelip RAB'bin buyurduğu her şeyi yapsın.
11 Konutu, çadırın iç ve dış örtüsünü,
kopçalarını, çerçevelerini, kirişlerini, direklerini, tabanlarını;
12 sandığı ve sırıklarını, Bağışlanma
Kapağı'nı, bölme perdesini,
13 masayla sırıklarını, bütün masa
takımlarını, huzura konan ekmekleri;
14 ışık için kandilliği ve takımlarını,
kandilleri, kandiller için zeytinyağını;
15 buhur sunağını ve sırıklarını, mesh
yağını, güzel kokulu buhuru; konutun giriş bölümündeki perdeyi;
16 yakmalık sunu sunağını ve tunç
ızgarasını, sırıklarını, bütün takımlarını, kazanı ve kazan ayaklığını;
17 avlunun çevresindeki perdeleri,
direkleri, direk tabanlarını, avlu kapısındaki perdeyi,
18 konutun ve avlunun kazıklarıyla iplerini;
19 kutsal yerde hizmet etmek için dokunmuş
giysileri -Kâhin Harun'un giysileriyle oğullarının kâhin giysilerini-
yapsınlar."
20 İsrail topluluğu Musa'nın yanından
ayrıldı.
21 Her istekli, hevesli kişi Buluşma
Çadırı'nın yapımı, hizmeti ve kutsal giysiler için RAB'be armağan getirdi.
22 Kadın erkek herkes istekle geldi, RAB'be
her çeşit altın takı, broş, küpe, yüzük, kolye getirdi. RAB'be armağan
ettikleri bütün takılar altındı.
23 Ayrıca kimde lacivert, mor, kırmızı
iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç derisi varsa getirdi.
24 Gümüş ve tunç armağanlar sunan herkes
onları RAB'be adadı. Herhangi bir işte kullanılmak üzere kimde akasya ağacı
varsa getirdi.
25 Bütün becerikli kadınlar elleriyle
eğirdikleri lacivert, mor, kırmızı ipliği, ince keteni getirdiler.
26 İstekli, becerikli kadınlar da keçi kılı
eğirdiler.
27 Önderler efod ve göğüslük için oniks,
kakma taşlar,
28 kandil, mesh yağı ve güzel kokulu buhur
için baharat ve zeytinyağı getirdiler.
29 Kadın erkek bütün istekli İsrailliler
RAB'bin Musa aracılığıyla yapmalarını buyurduğu işler için RAB'be gönülden
verilen sunu sundular.
30 Musa İsrailliler'e, "Bakın!"
dedi, "RAB Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu Besalel'i seçti.
31 Beceri, anlayış, bilgi ve her türlü
ustalık vermek için onu kendi Ruhu'yla doldurdu.
32 Öyle ki, altın, gümüş, tunç işleyerek
ustaca yapıtlar üretsin;
33 taş kesme ve kakmada, ağaç oymacılığında,
her türlü sanat dalında çalışsın.
34 RAB ona ve Dan oymağından Ahisamak oğlu
Oholiav'a öğretme yeteneği de verdi.
35 Onlara üstün beceri verdi. Öyle ki,
ustalık isteyen her türlü işte, oymacılıkta, lacivert, mor, kırmızı iplik ve
ince keten yapmada, dokuma ve nakış işlerinde, her sanat dalında yaratıcı
olsunlar.
BÖLÜM 36
1 "Besalel, Oholiav ve kutsal yerin
yapımında gereken işleri nasıl yapacaklarına ilişkin RAB'bin kendilerine
bilgelik ve anlayış verdiği bütün becerikli kişiler her işi tam RAB'bin
buyurduğu gibi yapacaklar."
2 Musa Besalel'i, Oholiav'ı, RAB'bin
kendilerine bilgelik verdiği becerikli adamları ve çalışmaya istekli herkesi iş
başına çağırdı.
3 Gelenler kutsal yerin yapımında gereken
işleri yapmak üzere İsrailliler'in getirmiş olduğu bütün armağanları Musa'dan
aldılar. İsrailliler gönülden verdikleri sunuları her sabah Musa'ya getirmeye
devam ettiler.
4 Öyle ki, kutsal yerdeki işleri yapmakta
olan ustalar işlerini bırakıp bir bir Musa'nın yanına gelerek,
5 "Halk RAB'bin yapılmasını
buyurduğu iş için gereğinden fazla getiriyor" dediler.
6 Bunun üzerine Musa buyruk verdi:
"Ne erkek, ne kadın hiç kimse kutsal yere armağan olarak artık bir şey
vermesin." Buyruk ordugahta ilan edildi. Böylece halkın daha çok armağan
getirmesine engel olundu.
7 Çünkü o ana kadar getirilenler işi
bitirmek için yeter de artardı bile.
8 Çalışanlar arasındaki becerikli adamlar
konutu on perdeden yaptılar. Besalel onları lacivert, mor, kırmızı iplikle,
özenle dokunmuş ince ketenden yaptı, üzerini Keruvlar'la ustaca süsledi.
9 Her perdenin boyu yirmi sekiz, eni dört
arşındı. Bütün perdeler aynı ölçüdeydi.
10 Perdeleri beşer beşer birbirine ekleyerek
iki takım perde yaptı.
11 Birinci takımın kenarına lacivert
ilmekler açtı. Öbür takımın kenarına da aynı şeyi yaptı.
12 Birinci takımın ilk perdesiyle ikinci
takımın son perdesine ellişer ilmek açtı; ilmekler birbirine karşıydı.
13 Elli altın kopça yaptı, perdeleri
kopçalayarak çadırı birleştirdi. Böylece konut tek parça haline geldi.
14 Konutun üstünü kaplayacak çadır için keçi
kılından on bir perde yaptı.
15 Her perdenin boyu otuz, eni dört arşındı.
On bir perde de aynı ölçüdeydi.
16 Beş perdeyi birbirine, altı perdeyi
birbirine birleştirdi.
17 Her iki perde takımının kenarlarına
ellişer ilmek açtı.
18 Çadırı birleştirip tek parça haline
getirmek için elli tunç kopça yaptı.
19 Çadır için kırmızı boyalı koç derisinden
bir örtü, onun üstüne de deriden başka bir örtü yaptı.
20 Konut için akasya ağacından dikine
çerçeveler yaptı.
21 Her çerçevenin boyu on*, eni bir buçuk
arşındı.
22 Çerçevelerin birbirine uyan iki paralel
çıkıntısı vardı. Konutun bütün çerçevelerini aynı biçimde yaptı.
23 Konutun güneyi için yirmi çerçeve yaptı.
24 Her çerçevenin altında iki çıkıntı için
birer taban olmak üzere, yirmi çerçevenin altında kırk gümüş taban yaptı.
25-26 Konutun öbür yanı, yani kuzeyi için de yirmi
çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere kırk gümüş taban yaptı.
27 Konutun batıya bakacak arka tarafı için
altı çerçeve yaptı.
28 Arkada konutun köşeleri için iki çerçeve
yaptı.
29 Bu köşe çerçevelerinin alt tarafı ayrı
kaldı, üst tarafı ise birinci halkayla birleştirildi. İki köşeyi oluşturan iki
çerçeveyi aynı biçimde yaptı.
30 Böylece sekiz çerçeve ve her çerçevenin
altında iki taban olmak üzere on altı gümüş taban yaptı.
31-32 Konutun bir yanındaki çerçeveler için beş,
öbür yanındaki çerçeveler için beş, batıya bakan arka tarafındaki çerçeveler
için de beş olmak üzere akasya ağacından kirişler yaptı.
33 Çerçevelerin ortasındaki kirişi konutun
bir ucundan öbür ucuna geçirdi.
34 Çerçevelerle kirişleri altınla kapladı,
kirişlerin geçeceği halkaları da altından yaptı.
35 Lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle
dokunmuş ince ketenden bir perde yaptı, üzerini Keruvlar'la ustaca süsledi.
36 Perde için akasya ağacından dört direk
yaparak altınla kapladı. Çengelleri de altındı. Direkler için dört gümüş taban
döktü.
37 Çadırın giriş bölümüne lacivert, mor,
kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı bir perde yaptı.
38 Perdeyi asmak için çengelli beş direk
yaparak başlıklarını, çemberlerini altınla kapladı. Direklere beş tunç taban
yaptı.
BÖLÜM 37
1 Besalel Antlaşma Sandığı'nı akasya
ağacından yaptı. Boyu iki buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşındı.
2 İçini de dışını da saf altınla kapladı.
Çevresine altın pervaz yaptı.
3 İkisi bir yanda, ikisi öbür yanda olmak
üzere sandığın dört köşesindeki ayaklara takmak için birer altın halka döktü.
4 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla
kapladı.
5 Sandığın taşınması için sırıkları
yanlardaki halkalara geçirdi.
6 Bağışlanma Kapağı'nı saf altından
yaptı. Boyu iki buçuk, eni bir buçuk arşındı.
7 Kapağın iki kenarına dövme altından
birer Keruv yaptı.
8 Keruvlar'dan birini bir kenara, öbürünü
öteki kenara koyarak kapağı tek parça halinde yaptı.
9 Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla
kapağı örtüyor, yüzleri birbirine dönük kapağa bakıyorlardı.
10 Besalel akasya ağacından bir masa yaptı.
Boyu iki, eni bir, yüksekliği bir buçuk arşındı.
11 Masayı saf altınla kapladı. Çevresine
altın pervaz yaptı.
12 Pervazın çevresine dört parmak eninde bir
kenarlık yaparak altın pervazla çevirdi.
13 Masa için dört altın halka dökerek dört
ayak üzerindeki dört köşeye yerleştirdi.
14 Masanın taşınması için sırıkların içinden
geçeceği halkalar kenarlığa yakındı.
15 Sırıkları akasya ağacından yaptı, altınla
kapladı.
16 Masa için saf altından tabaklar,
sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yaptı.
17 Saf altından bir kandillik yaptı. Ayağı,
gövdesi dövme altındı. Çanak, tomurcuk ve çiçek motifleri kendindendi.
18 Üç kolu bir yanda, üç kolu öteki yanda
olmak üzere altı kolluydu.
19 Her kolda badem çiçeğini andıran üç
çanak, tomurcuk ve çiçek motifi vardı. Altı kol da aynıydı.
20 Kandilliğin gövdesinde badem çiçeğini
andıran dört çanak, tomurcuk ve çiçek motifi bulunuyordu.
21 Kandillikten yükselen ilk iki kolun,
ikinci iki kolun, üçüncü iki kolun altında kendinden birer tomurcuk vardı.
Toplam altı koldu.
22 Tomurcukları, kolları tek parça olan
kandillik saf dövme altındı.
23 Kandillik için saf altından yedi kandil,
fitil maşaları, tablalar yaptı.
24 Bütün takımları dahil kandilliğe bir
talant saf altın harcandı.
25 Akasya ağacından bir buhur sunağı yaptı.
Kare biçiminde, boyu ve eni birer arşın, yüksekliği iki arşındı. Boynuzları
kendindendi.
26 Üstünü, yanlarını, boynuzlarını saf
altınla kapladı. Çevresine altın pervaz yaptı.
27 İki yandaki pervazın altına iki altın
halka yaptı. Bunlar sunağın taşınması için sırıkların geçmesine yarıyordu.
28 Sırıkları akasya ağacından yaparak
altınla kapladı.
29 Itriyatçı ustalığıyla kutsal mesh yağı ve
güzel kokulu saf buhur yaptı.
BÖLÜM 38
1 Besalel yakmalık sunu sunağını akasya
ağacından kare biçiminde yaptı. Eni ve boyu beşer arşın, yüksekliği üç arşındı.
2 Dört üst köşesine kendinden boynuzlar
yaparak hepsini tunçla kapladı.
3 Sunağın bütün takımlarını -kovaları,
kürekleri, çanakları, büyük çatalları, ateş kaplarını- tunçtan yaptı.
4 Kenarın altında aşağı doğru sunağın
yarısına kadar ağ biçiminde tunç bir ızgara yaptı.
5 Tunç ızgaranın dört köşesine taşıma
sırıklarını geçirmek için birer halka döktü.
6 Sırıkları akasya ağacından yaparak
tunçla kapladı.
7 Sunağın taşınması için yan tarafındaki
halkalara geçirdi. Sunağı tahtadan, içi boş yaptı.
8 Buluşma Çadırı'nın giriş bölümünde
hizmet eden kadınların aynalarından tunç ayaklıklı tunç bir kazan yaptı.
9 Konuta bir avlu yaptı. Avlunun güney
tarafı için yüz arşın boyunda özenle dokunmuş ince keten perdeler yaptı.
10 Perdeler için tabanları tunç, çengelleri
ve çengel çemberleri gümüş yirmi direk yaptı.
11 Kuzey tarafı için yüz arşın boyunda
perdeler, yirmi direk, direkler için yirmi tunç taban yapıldı. Direklerin
çengelleriyle çemberleri gümüştü.
12 Avlunun batı tarafı için elli arşın
boyunda perde, on direk, on taban yapıldı. Direklerin çengelleriyle çemberleri
gümüştü.
13 Doğuya bakan tarafta avlunun eni elli
arşındı.
14 Girişin bir tarafında on beş arşın
boyunda perde, üç direk ve üç taban;
15 öbür tarafında da on beş arşın boyunda
perde, üç direk ve üç taban vardı.
16 Avlunun çevresindeki bütün perdeler
özenle dokunmuş ince ketendi.
17 Direklerin tabanları tunç, çengelleriyle
çemberleri gümüştü. Başlıkları da gümüş kaplamaydı. Avlunun bütün direkleri
gümüş çemberlerle donatılmıştı.
18 Avlunun girişindeki perde lacivert, mor,
kırmızı iplikle, özenle dokunmuş nakışlı ince ketenden yapılmıştı. Boyu yirmi,
yüksekliği avlunun perdeleri gibi beş arşındı.
19 Tunçtan dört direği ve dört tabanı vardı.
Direklerin çengelleri, başlıklarının kaplaması ve çemberleri gümüştü.
20 Konutun ve konutu çevreleyen avlunun
bütün kazıkları tunçtandı.
21 Antlaşma Levhaları'nın bulunduğu konut
için kullanılan malzeme miktarının tümü Musa'nın buyruğu uyarınca, Kâhin Harun oğlu
İtamar'ın yönetimindeki Levililer tarafından kaydedildi.
22 RAB'bin Musa'ya buyurduğu bütün işleri
Yahuda oymağından Hur oğlu Uri oğlu Besalel yaptı.
23 Dan oymağından oymacı, yaratıcı,
lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten işlemede usta nakışçı Ahisamak oğlu
Oholiav da ona yardım etti.
24 Kutsal yerdeki bütün işler için
kullanılan adanmış altın miktarı kutsal yerin şekeliyle 29 talant 730 şekeldi.
25 Topluluğun sayımından elde edilen gümüş,
kutsal yerin şekeliyle 100 talant 1 775 şekeldi.
26 Sayımı yapılan yirmi ve daha yukarı
yaştaki 603 550 kişiden adam başına bir beka, yani yarım kutsal yerin şekeli
düşüyordu.
27 Kutsal yer ve perde tabanlarının dökümü
için 100 talant gümüş kullanıldı. Her tabana bir talant olmak üzere, 100 tabana
100 talant gümüş harcandı.
28 Direklerin çengelleri, başlıkların
kaplanması ve çemberleri için 1 775 şekel [Yarım
şekel İbranice’de 1 beka] harcandı.
29 Adanan tunç 70 talant 400 şekeldi.
30 Bununla Buluşma Çadırı'nın giriş
bölümündeki tabanlar, sunakla ızgarası ve bütün takımları, avlu çevresindeki ve
girişindeki tabanlar, bütün konut kazıklarıyla avlu çevresindeki kazıklar
yapıldı. [880 kg. Yaklaşık 3.2 ton.] [5 gr.]
BÖLÜM 39
1 Kutsal yerde hizmet için lacivert, mor,
kırmızı iplikten özenle dokunmuş giysiler yaptılar. Ayrıca RAB'bin Musa'ya
buyurduğu gibi Harun'a kutsal giysiler yapıldı.
2 Efodu altın sırmayla lacivert, mor,
kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yaptılar.
3 Altını ince tabakalar halinde dövüp
lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten arasına ustaca işlemek için tel tel
kestiler.
4 Efodun iki köşesine tutturulmuş
omuzluklar yaparak birleştirdiler.
5 Efodun üzerindeki ustaca dokunmuş şerit
efodun bir parçası gibi altın sırmayla lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle
dokunmuş ince ketendendi; tıpkı RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibiydi.
6 Altın yuvalar içine kakılmış, üzerine
İsrailoğulları'nın adları mühür gibi oyulmuş oniksi işleyip
7 İsrailliler'in anılması için efodun
omuzluklarına taktılar. Tıpkı RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi yaptılar.
8 Efod gibi altın sırmayla lacivert, mor,
kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden usta işi bir göğüslük yaptılar.
9 Dört köşe, eni ve boyu birer karıştı,
ikiye katlanmıştı.
10 Üzerine dört sıra taş yuvası kaktılar.
Birinci sırada yakut, topaz, zümrüt;
11 ikinci sırada firuze, laciverttaşı,
aytaşı;
12 üçüncü sırada gökyakut, agat, ametist;
13 dördüncü sırada sarı yakut, oniks, yeşim
vardı. Taşlar altın yuvalara kakılmıştı.
14 On iki taş vardı. Üzerlerine mühür oyar
gibi İsrailoğulları'nın adları bir bir oyulmuştu. Bu taşlar İsrail'in on iki
oymağını simgeliyordu.
15 Göğüslük için saf altından örme zincirler
yaptılar.
16 İkişer tane altın yuva ve halka yaptılar.
Göğüslüğün üst iki köşesine birer halka koydular.
17 İki örme altın zinciri göğüslüğün
köşelerindeki halkalara taktılar.
18 Zincirlerin öteki iki ucunu iki yuvanın
üzerinden geçirerek efodun ön tarafına, omuzlukların üzerine bağladılar.
19 İki altın halka yaparak göğüslüğün alt
iki köşesine, efoda bitişik iç kenarına taktılar.
20 İki altın halka daha yaparak efodun
önündeki omuzluklara alttan, dikişe yakın, ustaca dokunmuş şeridin yukarısına
taktılar.
21 Göğüslüğün halkalarıyla efodun
halkalarını lacivert kordonla birbirine bağladılar. Öyle ki, göğüslük efodun
ustaca dokunmuş şeridinin yukarısında kalsın ve efoddan ayrılmasın. Tıpkı
RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi yaptılar.
22 Efodun altına giyilen kaftanı ustaca
dokunmuş salt lacivert iplikten yaptılar.
23 Ortasında baş geçecek kadar bir boşluk
bıraktılar. Yırtılmaması için boşluğun kenarlarını yaka gibi dokuyarak
çevirdiler.
24 Kaftanın kenarını lacivert, mor, kırmızı
iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nar motifleriyle bezediler.
25-26 Saf altından çıngıraklar yaptılar ve hizmet
için kullanılan kaftanın eteğinin ucundaki narların arasına, bir çıngırak bir
nar, bir çıngırak bir nar olmak üzere çepeçevre koydular. Tıpkı RAB'bin Musa'ya
buyurduğu gibi yaptılar.
27-29 Harun'la oğulları için ince ketenden ustaca
dokunmuş mintanlar, sarıklar, süslü başlıklar, ince keten donlar, lacivert,
mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı kuşak yaptılar;
tıpkı RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi.
30 Kutsal tacın levhasını saf altından
yaparak üzerine mühür oyar gibi <RAB'be adanmıştır> sözünü yazdılar.
31 Üstüne bağlanmak üzere sarığa lacivert
bir kordon taktılar; tıpkı RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi.
32 Böylece konutun, yani Buluşma Çadırı'nın
bütün işleri tamamlandı. İsrailliler her şeyi tıpkı RAB'bin Musa'ya buyurduğu
gibi yaptılar.
33-41 Konutu, çadırla bütün takımlarını,
kopçalarını, çerçevelerini, kirişlerini, direklerini, tabanlarını; kırmızı
boyalı koç derisinden örtüyü, deri örtüyü, bölme perdesini; Levha Sandığı'yla
sırıklarım, Bağışlanma Kapağı'nı; masayla takımlarını, Tanrı'nın huzuruna konan
ekmekleri; saf altın kandilliği, üstüne dizilecek kandillerle takımlarını,
kandil için zeytinyağını; altın sunağı, mesh yağını, güzel kokulu buhuru,
çadırın giriş bölümünün perdesini; tunç sunakla ızgarasını, sırıklarını, bütün
takımlarını, kazanı, kazan ayaklığını; avlunun perdelerini, direklerini, direk
tabanlarını, avlu girişinin perdesini, iplerini, kazıklarını, konutta, yani
Buluşma Çadırı'ndaki hizmet için gerekli bütün aletleri; kutsal yerdeki hizmet
için dokunmuş giysileri, Kâhin Harun'un kutsal giysilerini, oğullarının kâhin
giysilerini Musa'ya gösterdiler.
42 Her şeyi tıpkı RAB'bin Musa'ya buyurduğu
gibi yaptılar.
43 Musa baktı, bütün işlerin RAB'bin
buyurduğu gibi yapılmış olduğunu görünce onları kutsadı.
BÖLÜM 40
1 RAB Musa'ya şöyle dedi:
2 "Konutu, yani Buluşma Çadırı'nı
birinci ayın ilk günü kur.
3 Levha Sandığı'nı oraya getirip perdeyle
gizle.
4 Masayı içeri getir, gereken her şeyi
üzerine diz. Kandilliği getirip kandillerini yak.
5 Altın buhur sunağını Levha Sandığı'nın
önüne koy, konutun giriş bölümüne perdesini tak.
6 Yakmalık sunu sunağını konutun -Buluşma
Çadırı'nın- giriş bölümüne koy.
7 Kazanı çadırla sunak arasına koyup
içine su doldur.
8 Çadırın çevresini avluyla kapat,
avlunun girişine perdesini as.
9 "Sonra mesh yağıyla konutu ve
içindeki bütün eşyaları meshederek kutsal kıl. Böylece konutla takımları kutsal
olacak.
10 Yakmalık sunu sunağıyla takımlarını
meshet, sunağı kutsal kıl. Sunak çok kutsal olacak.
11 Kazan ve kazan ayaklığını meshederek
kutsal kıl.
12 "Harun'la oğullarını Buluşma
Çadırı'nın giriş bölümüne getirip yıka.
13 Harun'a kutsal giysileri giydir, bana
kâhinlik etmesi için onu meshederek kutsal kıl.
14 Oğullarını getirip mintanları giydir.
15 Bana kâhinlik etmeleri için babaları gibi
onları da meshet. Bu mesh onların kuşaklar boyu sürekli kâhin olmalarını
sağlayacak."
16 Musa her şeyi RAB'bin kendisine buyurduğu
gibi yaptı.
17 Böylece ikinci yılın birinci ayının
birinci günü konut kuruldu.
18 Musa konutu kurdu, tabanlarını koydu,
çerçevelerini yerleştirdi, kirişlerini taktı, direklerini dikti.
19 Çadırı tıpkı RAB'bin kendisine buyurduğu
gibi konutun üzerine gerdi, çadır örtüsünü üzerine örttü.
20 Antlaşma Levhaları'nı sandığa koydu,
sandık sırıklarını taktı, Bağışlanma Kapağı'nı sandığın üzerine yerleştirdi.
21 RAB'bin kendisine buyurduğu gibi Levha
Sandığı'nı konuta getirdi, bölme perdesini asarak sandığı gizledi.
22 Masayı Buluşma Çadırı'na, konutun
kuzeyine, perdenin dışına koydu.
23 RAB'bin huzurunda, RAB'bin kendisine
buyurduğu gibi üzerine ekmekleri dizdi.
24 Kandilliği Buluşma Çadırı'na, masanın
karşısına, konutun güneyine koydu.
25 RAB'bin kendisine buyurduğu gibi, RAB'bin
huzurunda kandilleri yaktı.
26 Altın sunağı Buluşma Çadırı'na, perdenin
önüne koydu.
27 RAB'bin kendisine buyurduğu gibi üzerinde
güzel kokulu buhur yaktı.
28 Konutun giriş bölümünün perdesini taktı.
29 RAB'bin kendisine buyurduğu gibi yakmalık
sunu sunağını Buluşma Çadırı'nın giriş bölümüne koydu, üzerinde yakmalık sunu
ve tahıl sunusu sundu.
30 Kazanı Buluşma Çadırı ile sunak arasına
koydu, yıkanmak için içine su doldurdu.
31 Musa, Harun ve Harun'un oğulları
ellerini, ayaklarını orada yıkadılar.
32 Ne zaman Buluşma Çadırı'na girip sunağa
yaklaşsalar RAB'bin Musa'ya buyurduğu gibi orada yıkandılar.
33 Musa konutla sunağı avluyla çevirdi.
Avlunun girişine perdeyi asarak işi tamamladı.
34 O zaman bulut Buluşma Çadırı'nı kapladı
ve RAB'bin görkemi konutu doldurdu.
35 Musa Buluşma Çadırı'na giremedi; çünkü
bulut her yeri kaplamış, RAB'bin görkemi konutu doldurmuştu.
36 İsrailliler ancak bulut konutun üzerinden
kalkınca göçerlerdi.
37 Bulut durdukça yerlerinden ayrılmaz,
kalkacağı günü beklerlerdi.
38 Böylece bütün yolculuklarında konutun
üzerinde gündüzün RAB'bin bulutu, gece de ateş İsrailliler'e yol gösterdi.
LEVİLİLER | LEVİOĞULLARI