1 KRALLAR
BÖLÜM 1
1 Yıllar geçmiş, Kral Davut yaşlanmıştı.
Üstünü örtülerle örtmelerine karşın ısınamıyordu.
2 Görevlileri, "Efendimiz
kral!" dediler, "Yanında kalıp sana bakacak, koynunda yatıp seni
ısıtacak genç bir kız arayalım."
3 Görevliler bütün İsrail'i aradılar;
sonunda Şunemli Avişak adında genç ve güzel bir kız bulup krala getirdiler.
4 Çok güzel olan genç kız, krala bakıp
hizmet etti. Ama kral ona hiç dokunmadı.
5 Hagit'in oğlu Adoniya kral olmayı
düşünüyordu. Bu amaçla ortaya çıkıp kendine savaş arabaları, atlılar ve önünde
koşacak elli muhafız buldu.
6 Babası Davut hiçbir zaman, "Neden
şöyle ya da böyle davranıyorsun?" diye ona karşı çıkmamıştı. Avşalom'dan
sonra dünyaya gelen Adoniya çok yakışıklıydı.
7 Adoniya, Seruya oğlu Yoav ve Kâhin
Aviyatar'la görüşüp onların desteğini sağladı.
8 Ama Kâhin Sadok, Yehoyada oğlu Benaya,
Peygamber Natan, Şimi, Rei ve Davut'un muhafızları ona katılmadılar.
9-10 Adoniya, Eyn-Rogel yakınlarında Sohelet
Kayası denilen yerde davar, sığır ve besili buzağılar kurban edip bütün
kardeşlerini, yani kralın oğullarını ve krala hizmet eden bütün Yahudalılar'ı
çağırdı. Ama Peygamber Natan'ı, Benaya'yı, muhafızları ve kardeşi Süleyman'ı
çağırmadı.
11 Bunun üzerine Natan, Süleyman'ın annesi
Bat-Şeva'ya, "Hagit oğlu Adoniya efendimiz Davut'un haberi olmadan kendini
kral ilan etmiş, duymadın mı?" dedi,
12 "Şimdi izin ver de sana kendi
canınla oğlun Süleyman'ın canını nasıl kurtaracağına ilişkin öğüt vereyim.
13 Git Kral Davut'a söyle, <Efendim kral,
benden sonra oğlun Süleyman kral olacak ve tahtıma o oturacak diye bana ant
içmedin mi? O halde neden Adoniya kral oldu?>
14 Sen kralla konuşmanı bitirmeden ben içeri
girip sözlerini doğrulayacağım."
15 Bat-Şeva yaşı çok ilerlemiş olan kralın
odasına girdiğinde Şunemli Avişak ona hizmet ediyordu.
16 Bat-Şeva, kralın önünde diz çöküp yere
kapandı. Kral, "Ne istiyorsun?" diye sordu.
17 Bat-Şeva şöyle karşılık verdi:
"Efendim, <Benden sonra oğlun Süleyman kral olacak ve tahtıma
oturacak> diye bana Tanrın RAB adıyla ant içtin.
18 Efendim kral, şu anda senin haberin
olmadan Adoniya krallığım ilan etti.
19 Sayısız sığır, davar ve besili buzağı
kurban edip kralın bütün oğullarım, Kâhin Aviyatar'ı ve ordu komutanı Yoav'ı
çağırdı, ama kulun Süleyman'ı çağırmadı.
20 Efendim kral, bütün İsrail'in gözü sende.
Senden sonra tahtına kimin geçeceğini öğrenmek istiyorlar.
21 Yoksa sen ölüp atalarına kavuşunca, ben
ve oğlum Süleyman suçlu sayılacağız."
22 Bat-Şeva daha kralla konuşurken Peygamber
Natan geldi.
23 Krala, "Peygamber Natan geldi"
dediler. Natan kralın huzuruna çıkıp yüzüstü yere kapandı.
24 Sonra, "Efendim kral, senden sonra
Adoniya'nın kral olup tahtına geçeceğini söyledin mi?" dedi,
25 "Adoniya bugün gidip sayısız sığır,
davar ve besili buzağı kurban etmiş; kralın bütün oğullarını, ordu
komutanlarını ve Kâhin Aviyatar'ı çağırmış. Şu anda hepsi onun önünde yiyip
içiyor ve, <Yaşasın Kral Adoniya!> diye bağırıyor.
26 Ama Adoniya beni, Kâhin Sadok'u, Yehoyada
oğlu Benaya'yı ve kulun Süleyman'ı çağırmadı.
27 Efendim ve kralım, gerçekten bütün
bunlara sen mi karar verdin? Yoksa senden sonra tahtına kimin geçeceğini biz
kullarına bildirmeden mi bunu yaptın?"
28 Kral Davut, "Bana Bat-Şeva'yı
çağırın!" dedi. Bat-Şeva kralın huzuruna çıkıp önünde durdu.
29 Kral Bat-Şeva'ya, "Beni bütün
sıkıntılardan kurtaran, yaşayan RAB'bin adıyla ant içiyorum" dedi,
30 "<Benden sonra oğlun Süleyman
kral olacak ve tahtıma geçecek> diye İsrail'in Tanrısı RAB'bin adıyla
içtiğim andı bugün yerine getireceğim."
31 O zaman Bat-Şeva kralın önünde diz çöküp
yüzüstü yere kapandı ve, "Efendim Kral Davut sonsuza dek yaşasın!"
dedi.
32 Kral Davut, "Kâhin Sadok'u,
Peygamber Natan'ı ve Yehoyada oğlu Benaya'yı bana çağırın" dedi. Hepsi
önüne gelince,
33 kral onlara şöyle dedi: "Efendinizin
görevlilerini yanınıza alın ve oğlum Süleyman'ı benim katırıma bindirip Gihon'a
götürün.
34 Orada Kâhin Sadok ve Peygamber Natan onu
İsrail Kralı olarak meshetsinler. Boru çalıp, <Yaşasın Kral Süleyman!>
diye bağırın.
35 Onun ardından gidin; çünkü o gelip
tahtıma oturacak ve yerime kral olacak. Onu İsrail ve Yahuda'ya yönetici
atadım."
36 Yehoyada oğlu Benaya, "Amin"
diye karşılık verdi, "Efendim kralın Tanrısı RAB de bu kararı onaylasın.
37 RAB, efendim kralla birlikte olduğu gibi
Süleyman'la da birlikte olsun ve onun krallığını Davut'un krallığından daha
başarılı kılsın."
38 Kâhin Sadok, Peygamber Natan, Yehoyada
oğlu Benaya, Keretliler'le Peletliler gidip Süleyman'ı Kral Davut'un katırına
bindirdiler ve Gihon'a kadar ona eşlik ettiler.
39 Kâhin Sadok, Kutsal Çadır'dan yağ dolu
boynuz kabı alıp Süleyman'ı meshetti. Boru çalınca bütün halk "Yaşasın
Kral Süleyman!" diye bağırdı.
40 Herkes kaval çalarak Süleyman'ın ardından
yürüdü. Öyle sevinçliydiler ki, seslerinden adeta yer sarsılıyordu.
41 Adoniya ve yanındaki konuklar yemeklerini
bitirirken kalabalığın gürültüsünü duydular. Boru sesini duyan Yoav,
"Kentten gelen bu gürültü de ne?" diye sordu.
42 Yoav daha sorusunu tamamlamadan, Kâhin
Aviyatar oğlu Yonatan çıkageldi. Adoniya ona, "İçeri gir, sen yiğit bir
adamsın. İyi haberler getirmiş olmalısın" dedi.
43 Yonatan, "Hayır, bu kez farklı"
diye karşılık verdi, "Efendimiz Kral Davut, Süleyman'ı kral atadı.
44 Kral, Kâhin Sadok, Peygamber Natan,
Yehoyada oğlu Benaya ve Keretliler'le Peletliler'in Süleyman'ı kendi katırına
bindirip götürmelerini istedi.
45 Gihon'a götürülen Süleyman orada Kâhin
Sadok'la Peygamber Natan tarafından kral olarak meshedildi. Oradan sevinçle
döndüler ve sesleri kentte yankılanmaya başladı. Duyduğunuz sesler onların
sesleridir.
46 Üstelik Süleyman krallık tahtına oturdu
bile.
47 Ayrıca efendimiz Kral Davut'u kutlamaya
gelen görevlileri, <Tanrın, Süleyman'ın adını senin adından daha yüce,
krallığını senin krallığından daha başarılı kılsın> diyorlar. Kral yatağının
üzerine kapanarak,
48 <Henüz gözlerim açıkken bugün tahtıma
oturacak birini veren İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun> diyor."
49 Bunun üzerine Adoniya'nın bütün konukları
korkuya kapılıp kalktılar, her biri kendi yoluna gitti.
50 Adoniya ise, Süleyman'dan korktuğu için,
gidip sunağın boynuzlarına sarıldı.
51 Durumu Süleyman'a anlattılar.
"Adoniya senden korkuyor" dediler, "Sunağın boynuzlarına
sarılmış ve <İlk önce Kral Süleyman ben kulunu kılıçla öldürmeyeceğine dair
ant içsin> diyor." Çık.21:13-14).
52 Süleyman, "Eğer bana bağlı kalırsa,
saçının bir teline bile zarar gelmez" diye yanıtladı, "Ama içinde bir
kötülük varsa öldürülür."
53 Sonra Kral Süleyman'ın gönderdiği adamlar
Adoniya'yı sunaktan indirip getirdiler. Adoniya gelip önünde yere kapanınca,
ona, "Evine dön!" dedi.
BÖLÜM 2
1 Davut'un ölümü yaklaşınca, oğlu
Süleyman'a şunları söyledi:
2 "Herkes gibi ben de yakında bu
dünyadan ayrılacağım. Güçlü ve kararlı ol.
3 Tanrın RAB'bin verdiği görevleri yerine
getir. Onun yollarında yürü ve Musa'nın yasasında yazıldığı gibi Tanrı'nın
kurallarına, buyruklarına, ilkelerine ve öğütlerine uy ki, yaptığın her şeyde
ve gittiğin her yerde başarılı olasın.
4 O zaman RAB bana verdiği şu sözü yerine
getirecektir: <Eğer soyun nasıl yaşadığına dikkat eder, candan ve yürekten
bana bağlı kalarak yollarımda yürürse, İsrail tahtından senin soyunun ardı
arkası kesilmeyecektir.>
5 "Seruya oğlu Yoav'ın bana ve
İsrail ordusunun iki komutanı Ner oğlu Avner'le Yeter oğlu Amasa'ya neler
yaptığını biliyorsun. Sanki savaş varmış gibi onları öldürerek barış döneminde
kan döktü. Belindeki kemerle ayağındaki çarıklara kan bulaştırdı.
6 Sen aklına uyanı yap, ama onun ak saçlı
başının esenlik içinde ölüler diyarına gitmesine izin verme.
7 "Gilatlı Barzillay'ın oğullarına
iyi davran, sofranda yemek yiyenlerin arasında onlara da yer ver. Çünkü ben
ağabeyin Avşalom'un önünden kaçtığım zaman onlar bana yardım etmişlerdi.
8 "Mahanayim'e gittiğim gün beni çok
ağır biçimde lanetleyen Benyamin oymağından Bahurimli Gera'nın oğlu Şimi de
yanında. Beni Şeria Irmağı kıyısında karşılamaya geldiğinde, <Seni kılıçla
öldürmeyeceğim> diye RAB'bin adıyla ona ant içmiştim.
9 Ama sen sakın onu cezasız bırakma. Ona
ne yapacağını bilecek kadar akıllısın. Onun ak saçlı başını ölüler diyarına
kanlar içinde gönder."
10 Davut ölüp atalarına kavuşunca, kendi
adıyla bilinen kentte gömüldü.
11 Yedi yıl Hevron'da, otuz üç yıl
Yeruşalim'de olmak üzere toplam kırk yıl İsrail'de krallık yaptı.
12 Babası Davut'un tahtına geçen Süleyman'ın
krallığı çok sağlam temellere oturmuştu.
13 Hagit oğlu Adoniya, Süleyman'ın annesi
Bat-Şeva'nın yanına gitti. Bat-Şeva ona, "Dostça mı geldin?" diye
sordu. Adoniya, "Dostça" diye karşılık verdi.
14 Ve ekledi: "Sana söyleyeceklerim
var." Bat-Şeva, "Söyle!" dedi.
15 Adoniya, "Bildiğin gibi, daha önce
krallık benim elimdeydi" dedi, "Bütün İsrail benim kral olmamı
bekliyordu. Ancak her şey değişti ve krallık kardeşimin eline geçti. Çünkü
RAB'bin isteği buydu.
16 Ama benim senden bir dileğim var. Lütfen
geri çevirme." Bat-Şeva, "Söyle!" dedi.
17 Adoniya, "Kral Süleyman seni
kırmaz" dedi, "Lütfen ona söyle, Şunemli Avişak'ı bana eş olarak
versin."
18 Bat-Şeva, "Peki, senin için kralla
konuşacağım" diye karşılık verdi.
19 Bat-Şeva, Adoniya'nın dileğini iletmek
üzere Kral Süleyman'ın yanına gitti. Süleyman annesini karşılamak için ayağa
kalkıp önünde eğildikten sonra tahtına oturdu. Annesi için de sağ tarafına bir
taht koydurdu.
20 Tahtına oturan annesi, "Senden küçük
bir dileğim var, lütfen beni boş çevirme" dedi. Kral, "Söyle anne,
seni kırmam" diye karşılık verdi.
21 Bat-Şeva, "Şunemli Avişak ağabeyin
Adoniya'ya eş olarak verilsin" dedi.
22 Kral Süleyman, "Neden Şunemli
Avişak'ın Adoniya'ya verilmesini istiyorsun?" dedi, "Krallığı da ona
vermemi iste bari! Ne de olsa o benim büyüğüm. Üstelik Kâhin Aviyatar'la Seruya
oğlu Yoav da ondan yana."
23 Bu olay üzerine Kral Süleyman RAB'bin
adıyla ant içti: "Eğer Adoniya bu dileğini hayatıyla ödemezse, Tanrı bana
aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!
24 Beni güçlendirip babam Davut'un tahtına
oturtan, verdiği sözü tutup bana bir hanedan kuran, yaşayan RAB'bin adıyla ant
içerim ki, Adoniya bugün öldürülecek!"
25 Böylece Kral Süleyman Yehoyada oğlu
Benaya'yı Adoniya'yı öldürmekle görevlendirdi. Benaya da gidip Adoniya'yı
öldürdü.
26 Kral, Kâhin Aviyatar'a, "Anatot'taki
tarlana dön" dedi, "Aslında ölümü hak ettin. Ama seni şimdi
öldürmeyeceğim. Çünkü sen babam Davut'un önünde Egemen RAB'bin Antlaşma
Sandığı'nı taşıdın ve babamın çektiği bütün sıkıntıları onunla paylaştın."
27 Eli'nin ailesi hakkında RAB'bin Şilo'da
söylediği sözün gerçekleşmesi için, Süleyman Aviyatar'ı RAB'bin kâhinliğinden
uzaklaştırdı.
28 Haber Yoav'a ulaştı. Yoav daha önce
ayaklanan Avşalom'u desteklemediği halde Adoniya'yı destekledi. Bu nedenle
RAB'bin Çadırı'na kaçtı ve sunağın boynuzlarına sarıldı.
29 Yoav'ın RAB'bin Çadırı'na kaçıp sunağın
yanında olduğu Kral Süleyman'a bildirildi. Süleyman, Yehoyada oğlu Benaya'ya,
"Git, onu vur!" diye buyruk verdi.
30 Benaya RAB'bin Çadırı'na gitti ve Yoav'a,
"Kral dışarı çıkmanı buyuruyor!" dedi. Yoav, "Hayır, burada
ölmek istiyorum" karşılığını verdi. Benaya gidip Yoav'ın kendisini nasıl
yanıtladığını krala bildirdi.
31 Kral, "Onun istediği gibi yap"
dedi, "Onu orada öldür ve göm. Yoav'ın boş yere döktüğü kanın
sorumluluğunu benim ve babamın soyu üstünden kaldırmış olursun.
32 RAB döktüğü kandan ötürü onu
cezalandıracaktır. Çünkü Yoav babam Davut'un bilgisi dışında, kendisinden daha
iyi ve doğru olan iki kişiyi -İsrail ordusunun komutanı Ner oğlu Avner'le
Yahuda ordusunun komutanı Yeter oğlu Amasa'yı- kılıçla öldürdü.
33 Böylece dökülen kanlarının sorumluluğu
sonsuza dek Yoav'ın ve soyunun üstünde kalacaktır. Ama RAB, Davut'a, soyuna,
ailesine ve tahtına sonsuza dek esenlik verecektir."
34 Yehoyada oğlu Benaya gidip Yoav'ı
öldürdü. Onu ıssız bir bölgede bulunan kendi evine gömdüler.
35 Kral, Yoav'ın yerine Yehoyada oğlu
Benaya'yı ordu komutanı yaptı. Aviyatar'ın yerine de Kâhin Sadok'u atadı.
36 Sonra kral haber gönderip Şimi'yi
çağırttı. Ona, "Yeruşalim'de kendine bir ev yap ve orada otur" dedi,
"Hiçbir yere gitme.
37 Oradan ayrılıp Kidron Vadisi'nden öteye
geçtiğin gün bil ki öleceksin. Sorumluluk sana ait."
38 Şimi krala, "Efendim kral,
peki" diye karşılık verdi, "Kulun olarak söylediklerini aynen yapacağım."
Şimi Yeruşalim'de uzun süre yaşadı.
39 Aradan üç yıl geçmişti, Şimi'nin iki
kölesi Gat Kralı Maaka oğlu Akiş'in yanına kaçtı. Kölelerin Gat'a kaçtığını
Şimi'ye haber verdiler.
40 Bunun üzerine Şimi kalkıp eşeğine palan
vurdu ve kölelerini aramak üzere Gat'a Akiş'in yanına gitti. Kölelerini bulup
Gat'tan geri getirdi.
41 Şimi'nin Yeruşalim'den Gat'a gidip
döndüğü Süleyman'a anlatılınca,
42 Süleyman Şimi'yi çağırttı. "Sana
RAB'bin adıyla ant içirmedim mi?" dedi, "<Kalkıp herhangi bir yere
gittiğin gün öleceğini bil!> diye seni uyarmadım mı? Sen de bana: <Peki,
sözünü dinleyeceğim> demedin mi?
43 Öyleyse neden RAB'bin adına içtiğin anda
ve buyruğuma uymadın?"
44 Kral, Şimi'ye karşı sözlerini şöyle
sürdürdü: "Babam Davut'a yaptığın bütün kötülükleri çok iyi biliyorsun. Bu
yaptıklarından dolayı RAB seni cezalandıracak.
45 Ama Kral Süleyman kutsanacak ve Davut'un
tahtı RAB'bin önünde sonsuza dek kurulu kalacaktır."
46 Kral, Yehoyada oğlu Benaya'ya buyruk
verdi. O da gidip Şimi'yi öldürdü.
BÖLÜM 3
1 Süleyman, Mısır Firavunu'nun kızıyla
evlendi. Böylece firavunla müttefik oldu. Eşini Davut Kenti'ne götürdü. Kendi
sarayı, RAB'bin Tapınağı ve Yeruşalim'in çevre surları tamamlanıncaya kadar
orada yaşadılar.
2 Halk, hâlâ çeşitli tapınma yerlerinde
RAB'be kurban sunuyordu. Çünkü o güne dek RAB'bin adına yapılmış bir tapınak
yoktu.
3 Süleyman babası Davut'un kurallarına
uyarak RAB'be olan sevgisini gösterdi. Ancak hâlâ çeşitli tapınma yerlerinde
kurban sunuyor, buhur yakıyordu.
4 Tapınma yerlerinin en ünlüsü Givon'daydı.
Kral Süleyman oraya giderek sunakta bin yakmalık sunu sundu.
5 RAB Tanrı, Givon'da o gece rüyada
Süleyman'a görünüp, "Sana ne vermemi istersin?" diye sordu.
6 Süleyman, "Kulun babam Davut'a
büyük iyilikler yaptın" diye karşılık verdi, "O sana bağlı, doğru,
bütün yüreğiyle dürüst biri olarak yolunda yürüdü. Bugün tahtına oturacak bir
oğul vermekle ona büyük bir iyilik daha yapmış oldun.
7 "Ya RAB Tanrım! Ben henüz çocuk
denecek bir yaşta, yöneticilik nedir bilmezken bu kulunu babam Davut'un yerine
kral atadın.
8 İşte kulun kendi seçtiğin kalabalık
halkın, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalığın ortasındadır.
9 Bu yüzden bana öyle sezgi dolu bir
yürek ver ki, iyi ile kötüyü ayırt edip halkını yönetebileyim. Başka türlü
senin bu büyük halkını kim yönetebilir!"
10 Süleyman'ın bu isteği Rab'bi hoşnut etti.
11-12 Tanrı ona şöyle dedi: "Madem kendin için
uzun ömür, zenginlik ve düşmanlarının ölümünü istemedin, bunların yerine adil
bir yönetim için bilgelik istedin; isteğini yerine getireceğim. Sana öyle bir
bilgelik ve sezgi dolu bir yürek vereceğim ki, benzeri ne senden öncekilerde
görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir.
13 Sana istemediklerini de vereceğim:
Yaşadığın sürece öbür kralların erişemeyeceği bir zenginlik ve onura
ulaşacaksın.
14 Eğer sen de baban Davut gibi kurallarıma
ve buyruklarıma uyup yollarımda yürürsen, sana uzun ömür de vereceğim."
15 Süleyman uyanınca bunun bir rüya olduğunu
anladı. Sonra Yeruşalim'e gitti, Rab'bin Antlaşma Sandığı'nın önünde durup
yakmalık sunular ve esenlik sunuları sundu. Ayrıca bütün görevlilerine de bir
şölen verdi.
16 Bir gün iki fahişe gelip kralın önünde
durdu.
17 Kadınlardan biri krala şöyle dedi:
"Efendim, bu kadınla ben aynı evde kalıyoruz. Birlikte kaldığımız sırada
ben bir çocuk doğurdum.
18 İki gün sonra da o doğurdu. Evde
yalnızdık, ikimizden başka kimse yoktu.
19 Bu kadın geceleyin çocuğunun üzerine
yattığı için çocuk ölmüş.
20 Gece yarısı, ben kulun uyurken, kalkıp
çocuğumu almış, koynuna yatırmış, kendi ölü çocuğunu da benim koynuma koymuş.
21 Sabahleyin oğlumu emzirmek için
kalktığımda, onu ölmüş buldum. Ama sabah aydınlığında dikkatle bakınca, onun
benim doğurduğum çocuk olmadığını anladım."
22 Öbür kadın, "Hayır! Yaşayan çocuk
benim, ölü olan senin!" diye çıkıştı. Birinci kadın, "Hayır! Ölen
çocuk senin, yaşayan çocuk benim!" diye diretti. Kralın önünde böyle
tartışıp durdular.
23 Kral, "Biri, <Yaşayan çocuk
benim, ölü olan senin> diyor, öbürü, <Hayır! Ölen çocuk senin, yaşayan
benim> diyor.
24 O halde bana bir kılıç getirin!"
dedi. Kılıç getirilince,
25 kral, "Yaşayan çocuğu ikiye bölüp
yarısını birine, yarısını öbürüne verin!" diye buyurdu.
26 Yüreği oğlunun acısıyla sızlayan, çocuğun
gerçek annesi krala, "Aman efendim, sakın çocuğu öldürmeyin! Ona
verin!" dedi. Öbür kadınsa, "Çocuk ne benim, ne de senin olsun, onu
ikiye bölsünler!" dedi.
27 O zaman kral kararını verdi: "Sakın
çocuğu öldürmeyin! Birinci kadına verin, çünkü gerçek annesi odur."
28 Kralın verdiği bu kararı duyan bütün
İsrailliler hayranlık içinde kaldı. Herkes adil bir yönetim için Süleyman'ın
Tanrı'dan gelen bilgeliğe sahip olduğunu anladı.
BÖLÜM 4
1 Süleyman bütün İsrail'in kralıydı.
2 Görevlileri ise şunlardı: Kâhin: Sadok
oğlu Azarya.
3 Yazmanlar: Şişa'nın oğulları Elihoref
ve Ahiya. Devlet tarihçisi: Ahilut oğlu Yehoşafat.
4 Ordu komutanı: Yehoyada oğlu Benaya.
Kâhinler: Sadok ve Aviyatar.
5 Baş vali: Natan oğlu Azarya. Kralın
özel danışmanı: Natan oğlu Kâhin Zavut.
6 Saray sorumlusu: Ahişar. Angaryacıların
başı: Avda oğlu Adoniram.
7 Süleyman'ın İsrail'de on iki bölge
valisi vardı. Bunlar kralın ve sarayın yiyecek içecek gereksinimini karşılardı.
Her vali yılda bir ay bu gereksinimleri karşılamakla yükümlüydü.
8 Bu valiler şunlardı: Efrayim'in dağlık
bölgesinde Ben-Hur;
9 Makaz, Şaalvim, Beytşemeş ve
Elon-Beythanan bölgelerinde Ben-Deker;
10 Arubbot, Soko ve bütün Hefer bölgesinde
Ben-Heset;
11 Nafat-Dor bölgesinde Süleyman'ın kızı
Tafat'la evli olan Ben-Avinadav;
12 Taanak, Megiddo, Yizreel'in altında
Saretan'ın yanındaki bütün Beytşean ve Beytşean'dan Avel-Mehola ve Yokmoam'ın
ötelerine kadar uzanan bölgede Ahilut oğlu Baana;
13 Ramot-Gilat, Gilat'ta Manaşşe oğlu
Yair'in yerleşim birimleri ve Başan'daki Argov yöresinde surlar ve tunç
sürgülerle güçlendirilmiş altmış büyük kentin başında Ben- Gever;
14 Mahanayim bölgesinde İddo oğlu Ahinadav;
15 Naftali bölgesinde Süleyman'ın kızı
Basemat'la evlenen Ahimaas;
16 Aşer ve Bealot bölgelerinde Huşay oğlu
Baana;
17 İssakar bölgesinde Paruah oğlu Yehoşafat;
18 Benyamin bölgesinde Ela oğlu Şimi;
19 Gilat bölgesinde, yani Amorlular'ın Kralı
Sihon'la Başan Kralı Og'un eski topraklarında Uri oğlu Gever. Ayrıca Yahuda
bölgesinin tek valisi vardı.
20 Yahuda ve İsrail halkı kıyıların kumu
kadar kalabalıktı. Herkes yiyip içip sevinç içinde yaşıyordu.
21 Süleyman, Fırat Irmağı'ndan Filist'e,
oradan Mısır sınırına kadar bütün ülkelere egemendi. Bu ülkeler Süleyman'ın
yaşamı boyunca ona haraç ödeyip hizmet ettiler.
22 Süleyman'ın sarayının bir günlük yiyecek
gereksinimi şunlardı: Otuz kor ince, altmış kor [bir kor, 220 litre] kepekli un;
23 onu ahırda, yirmisi çayırda yetiştirilmiş
sığır ve yüz koyun; ayrıca geyikler, ceylanlar, karacalar ve semiz kuşlar.
24 Tifsah'tan Gazze'ye kadar, Fırat
Irmağı'nın batısındaki bütün krallıkları Süleyman yönetiyordu. Her tarafta
barış vardı.
25 Dan'dan Beer-Şeva'ya kadar Yahuda ve
İsrail halkının her bireyi Süleyman'ın yaşamı boyunca kendi asması ve incir
ağacı altında güvenlik içinde yaşadı.
26 Süleyman'ın savaş arabalarının atları
için kırk bin ahırı ve on iki bin atlısı vardı.
27 Bölge valilerinin her biri kendine düşen
bir ay boyunca, Kral Süleyman'a ve sofrasına oturan herkese yiyecek sağlar,
hiçbir şeyi eksik etmezdi.
28 Her vali kendisine verilen buyruk
uyarınca, savaş arabalarının atlarıyla öbür atlar için belirli bir yere arpa ve
saman getirirdi.
29 Tanrı, Süleyman'a bilgelik, derin bir
sezgi, kıyılardaki kum kadar anlayış verdi.
30 Süleyman'ın bilgeliği, bütün doğuluların
ve Mısırlılar'ın bilgeliğinden daha üstündü.
31 O, Ezrahlı Etan, Mahol'un oğulları Heman,
Kalkol ve Darda dahil herkesten daha bilgeydi. Ünü çevredeki bütün uluslara
yayılmıştı.
32 Üç bin özdeyişi ve bin beş ezgisi vardı.
33 Lübnan sedir ağacından duvarlarda biten
mercanköşkotuna kadar bütün ağaçlardan söz ettiği gibi, hayvanlar, kuşlar,
sürüngenler ve balıklardan da söz edebiliyordu.
34 Süleyman'ın bilgeliğini duyan dünyanın
bütün kralları ona adamlarını gönderirdi. Bütün uluslardan insanlar gelir,
Süleyman'ın bilgece sözlerini dinlerdi.
BÖLÜM 5
1 Sur Kralı Hiram, Süleyman'ın babası
Davut'un yerine kral olarak meshedildiğini duyunca, elçilerini Süleyman'a
gönderdi. Çünkü Davut'la hep dostça geçinmişti.
2 Süleyman Hiram'a şu haberi gönderdi:
3 "Bildiğin gibi, babam Davut
çevresindeki savaşlar yüzünden Tanrısı RAB'bin adına bir tapınak yapamadı. Bu
savaşlarda RAB, Davut'un düşmanlarını onun ayakları altına serdi.
4 Oysa şimdi Tanrım RAB her yönden bana
rahatlık verdi. Ne bir düşmanım var, ne de kötü bir olay.
5 RAB, babam Davut'a, <Tahtına
oturtacağım oğlun benim adıma bir tapınak yapacak> diye söz verdi. Ben de
Tanrım RAB'bin adına bir tapınak yapmaya karar verdim.
6 "Şimdi bana Lübnan'dan sedir
ağaçları kesmeleri için adamlarına buyruk ver. Benim adamlarım da seninkilerle
birlikte çalışsın. Adamların için istediğin ücreti vereceğim. Aramızda
Saydalılar kadar ağaç kesmede usta adamlar olmadığını biliyorsun."
7 Hiram, Süleyman'dan bu haberi alınca
çok sevindi ve, "Bugün, o büyük ulusu yönetmek üzere Davut'a bilge bir
oğul veren RAB'be övgüler olsun!" dedi.
8 Sonra Hiram Süleyman'a şu haberi
gönderdi: "Gönderdiğin haberi aldım. Sedir ve çam ağaçlarıyla ilgili bütün
dileklerini yerine getireceğim.
9 Adamlarım tomrukları Lübnan'dan denize
indirecekler, ben de onları sallar halinde bağlatıp belirteceğin yere kadar
yüzdüreceğim. Orada adamlarım onları çözer, sen de alıp götürürsün. Sarayımın
yiyecek gereksinimini karşılamakla, sen de benim dileğimi yerine getirmiş
olursun."
10 Hiram Süleyman'a istediği kadar sedir ve
çam tomruğu sağladı.
11 Süleyman her yıl Hiram'a sarayının
yiyecek gereksinimi olarak yirmi bin kor buğday, yirmi kor saf zeytinyağı
verirdi.
12 RAB, verdiği söz uyarınca, Süleyman'a
bilgelik verdi. Süleyman'la Hiram arasında barış vardı. Aralarında bir antlaşma
yaptılar.
13 Kral Süleyman angaryasına çalıştırmak
üzere bütün İsrail'den otuz bin adam topladı.
14 Sırayla her ay on binini Lübnan'a
gönderiyordu. Bir ay Lübnan'da, iki ay evlerinde kalıyorlardı. Angaryasına
çalışan adamların başında Adoniram vardı.
15 Süleyman'ın yük taşıyan 70 000, dağlarda
taş kesen 80 000 adamı vardı.
16 Ayrıca, işin yürümesini sağlayan ve
işçileri yöneten 3 300 görevlisi vardı.
17 İşçiler, kralın buyruğu uyarınca,
tapınağın temelini yontma taşlarla atmak üzere ocaktan büyük ve kaliteli taşlar
kesip çıkardılar.
18 Süleyman'ın ve Hiram'ın yapıcılarıyla
Gevallılar, tapınağın yapımı için taşlarla keresteleri kesip hazırladılar.
BÖLÜM 6
1 İsrail halkı Mısır'dan çıktıktan dört
yüz seksen yıl sonra, Süleyman, krallığının dördüncü yılının ikinci ayı olan
Ziv ayında RAB'bin Tapınağı'nın yapımına başladı.
2 Kral Süleyman'ın RAB için yaptığı
tapınağın uzunluğu altmış, genişliği yirmi, yüksekliği otuz arşındı.
3 Tapınağın ana bölümünün önündeki eyvan
tapınağın genişliğinde olup yirmi arşındı. Eyvan tapınağın önünden ileriye
doğru on arşındı*.
4 Süleyman tapınakta dışa doğru daralan
kafesli pencereler yaptırdı.
5 Tapınağın dış cephesine bitişik, ana
bölümün ve iç odanın çevresindeki duvarlara bitişik, odalardan oluşan katlar
yaptırdı.
6 Alt kat beş arşın, orta kat altı arşın,
üst kat yedi arşın genişliğindeydi. Kirişler tapınağın duvarlarına girmesin
diye duvarların çevresinde dışarıya doğru çıkıntılar bıraktı.
7 Tapınağın yapımında kullanılan taşlar
taş ocaklarında yontulmuştu. Onun için yapım halindeki tapınakta çekiç ve balta
dahil hiçbir demir aletin sesi duyulmadı.
8 Aşağı yan katın girişi tapınağın güneyindeydi.
Döner bir merdivenle orta kata, oradan da üçüncü kata çıkılırdı.
9 Süleyman tapınağı yapıp tamamladı.
Üstünü sedir ağacından direklerle, kalın tahtalarla kapattı.
10 Dış duvarlara bitişik katlar tapınağın
çevresini kapsıyordu. Her birinin yüksekliği beş arşındı. Bunlar sedir
ağacından kirişlerle tapınağa eklendi.
11 RAB, Süleyman'a şöyle seslendi:
12 "Bu tapınağı yapmaktasın.
Kurallarıma, ilkelerime ve bütün buyruklarıma uyup onlara bağlı kalırsan, baban
Davut'a verdiğim sözü senin aracılığınla yerine getireceğim.
13 Halkım İsrail'in arasında yaşayıp onları
hiç terk etmeyeceğim."
14 Süleyman tapınağı yapıp bitirdi.
15 Tapınağın iç duvarlarının yüzeyini sedir
ağaçlarıyla döşeyip üstlerini tabandan tavana kadar tahtalarla kapladı.
Tapınağın zeminini ise çam tahtalarla döşetti.
16 En Kutsal Yer olarak adlandırılan iç oda,
tapınağın arka bölümünde yapıldı. Tabandan tavana kadar sedir tahtasından
oluşan bir duvarla öbür bölümlerden ayrıldı. Bu bölümün uzunluğu yirmi arşındı.
17 Bu iç odanın önündeki ana bölümün
uzunluğu ise kırk arşındı.
18 Taşlar görünmesin diye tapınağın içi,
üzerine sukabağı ve çiçek motifleri oyulmuş sedir tahtalarıyla kaplandı.
19 Tapınağın içinde RAB'bin Antlaşma
Sandığı'nın konacağı iç oda hazırlandı.
20 Bu odanın içten içe uzunluğu, genişliği
ve yüksekliği yirmişer arşındı. Süleyman odayı saf altınla kaplattı. Sunağı da
sedir tahtalarla döşetti.
21 Tapınağın içini saf altınla kaplattı; iç
odanın önüne altın zincirler asıp orayı da altınla kaplattı.
22 Böylece iç odadaki sunak dahil, tapınağın
içini tamamen altınla kaplatmış oldu.
23 İç odada her biri on arşın yüksekliğinde,
iğde ağacından iki Keruv yaptı.
24 Her kanadı beşer arşın olan Keruv'un açık
kanatları bir uçtan öbür uca toplam on arşındı.
25 Öbür Keruv'un kanat açıklığı da on
arşındı. Her iki Keruv'un da ölçüsü ve görünüşü aynıydı.
26 İkisinin de yüksekliği on arşındı.
27 Süleyman Keruvlar'ı tapınağın iç odasına
yerleştirdi. Keruvlar'dan birinin açık kanadı bir duvara, ötekinin kanadı karşı
duvara erişirken, öbür kanatları da odanın ortasında birbirine değiyordu.
28 Süleyman Keruvlar'ı da altınla kaplattı.
29 Tapınağın iç ve dış odalarının bütün
duvarlarını kabartma Keruvlar, hurma ağaçları ve çiçek motifleriyle süsletti.
30 Tapınağın hem iç, hem de dış odasının
döşemelerini altınla kaplattı.
31 İç odanın girişine iğde ağacından iki
kanatlı söveli bir kapı yaptırdı. Söveli kapının genişliği tapınağın
genişliğinin beşte biriydi.
32 İğde ağacından yapılan iki kapı kanadının
üstüne kabartma Keruvlar, hurma ağaçları ve çiçek motifleri oydurdu. Keruvlar
ve hurma ağaçlarını altınla kaplattı.
33 Aynı biçimde ana bölümün girişine de iğde
ağacından kapı söveleri yaptırdı. Bu söveli kapı tapınağın genişliğinin dörtte
biriydi.
34 Ayrıca, çam ağacından, her biri iki
kanatlı, katlanabilen iki kapı yaptırdı.
35 Bunların da üstüne Keruvlar, hurma
ağaçları ve çiçek motifleri oydurdu. Oymaların üzerini düzgün biçimde altınla
kaplattı. biriydi" ya da "Kapı söveleri beş köşeliydi." Benzer
ifade 33. ayette de geçmektedir.
36 İç avlunun duvarlarını üç sıra yontma taş
ve bir sıra sedir ağacı kirişleriyle yaptırdı.
37 RAB'bin Tapınağı'nın temeli dördüncü
yılın Ziv ayında atıldı.
38 On birinci yılın sekizinci ayı olan Bul
ayında tapınak tasarlandığı biçimde bütün ayrıntılarıyla tamamlandı. Tapınağın
yapımı Süleyman'ın yedi yılını almıştı.
BÖLÜM 7
1 Süleyman kendine, yapımı on üç yıl
süren bir saray yaptırdı.
2 Uzunluğu yüz, genişliği elli,
yüksekliği otuz arşın olan Lübnan Ormanı adında bir saray daha yaptırdı. Saray
sedir kirişler yerleştirilmiş dört sıra halindeki sedir sütunların üzerine
yapılmıştı.
3 Sütunların üstündeki kırk beş kirişin
üstü sedir tahtalarıyla kaplanmıştı. Bir sıra on beş kirişten oluşuyordu.
4 Kafesli pencereler üç sıra halinde
birbirine bakacak biçimde yapılmıştı.
5 Kapılar ve kapı söveleri dört
köşeliydi. Pencereler ise üç sıra halinde birbirine bakacak biçimde yapılmıştı.
6 Süleyman elli arşın uzunluğunda otuz
arşın genişliğinde sütunlu bir eyvan yaptırdı. Eyvanın önünde sütunlarla
desteklenmiş asma tavan vardı.
7 Taht Eyvanı'nı, yani kararların
verileceği Yargı Eyvanı'nı da yaptırdı. Bu eyvan da baştan aşağı sedir
tahtalarıyla kaplıydı.
8 Eyvanın arkasında öbür avludaki kendi
oturacağı saray da aynı biçimde yapılmıştı. Süleyman, karısı olan firavunun
kızı için de bu eyvanın benzeri bir saray yaptırdı.
9 Dışarıdan büyük avluya, temelden çatıya
kadar bütün bu yapılar kaliteli taşlarla yapılmıştı. Taşlar testereyle
kesilmiş, ön ve arka yüzleri yontulmuş, belirli ölçülere göre hazırlanmıştı.
10 Temeller sekiz ve on arşın uzunluğunda
büyük, seçme taşlardan atılmıştı.
11 Üstlerinde belirli ölçülere göre kesilmiş
kaliteli taşlar ve sedir kirişler vardı.
12 Büyük avlu üç sıra yontma taş ve bir sıra
sedir kirişlerinden oluşan bir duvarla çevrilmişti. RAB'bin Tapınağı'nın iç
avlusuyla eyvanın duvarları da aynı yapıdaydı.
13 Kral Süleyman haber gönderip Sur'dan
Hiram'ı getirtti.
14 Hiram'ın annesi Naftali oymağından dul
bir kadın, babası ise Surlu bir tunç işçisiydi. Hiram tunç işlemede bilgili,
deneyimli, usta biriydi. Gelip Kral Süleyman'ın bütün işlerini yaptı.
15 Hiram her birinin yüksekliği on sekiz
arşın ve çevresi on iki arşın olan iki tunç sütun döktü.
16 Sütunların üzerine koymak için beşer
arşın yüksekliğinde dökme tunçtan iki sütun başlığı yaptı.
17-18 Sütun başlıklarının her biri ağla kaplanmıştı.
Ağın üzeri yedi sıra örgülü zincirle ve iki sıra nar motifiyle bezenmişti.
19 Eyvanda bulunan dört arşın
yüksekliğindeki sütun başlıkları da nilüfer biçimindeydi.
20 Her iki sütun başlığında, örgülü ağa
yakın çıkıntının yukarısında çepeçevre diziler halinde iki yüz nar motifi
vardı.
21 Hiram sütunları tapınağın eyvanına dikip
sağdakine Yakin, soldakine Boaz adını verdi.
22 Sütun başlıkları nilüfer biçimindeydi.
Böylece sütunların işi tamamlanmış oldu. gelebilir.
23 Hiram dökme tunçtan on arşın çapında, beş
arşın derinliğinde, çevresi otuz arşın yuvarlak bir havuz yaptı.
24 Havuz, kenarlarının altındaki iki sıra
sukabağı motifiyle birlikte dökülmüştü. Her arşında onar tane olan bu motifler
havuzu çepeçevre kuşatıyordu.
25 Havuz üçü kuzeye, üçü batıya, üçü güneye,
üçü de doğuya bakan on iki boğa heykeli üzerine oturtulmuştu. Boğaların
sağrıları içe dönüktü.
26 Havuzun çeperi dört parmak
kalınlığındaydı; kenarları kâse kenarlarını, nilüferleri andırıyordu. İki bin
bat su alıyordu.
27 Hiram her biri dört arşın uzunluğunda,
dört arşın genişliğinde ve üç arşın yüksekliğinde on adet tunç ayaklık yaptı.
28 Ayaklıklar aynalıklarla döşenmiş,
aynalıklar da çerçeve içine alınmıştı.
29 Aynalıklar aslan, boğa, Keruv
motifleriyle süslenmişti. Çerçeveler de böyleydi, yalnız aslanlarla boğaların
üstünde ve altında sarkık çelenk işlemeleri vardı.
30 Her bir ayaklığın dört tunç tekerleği ve
dingilleri vardı. Dört köşeye de kazan için destekler yapılmıştı. Her dökme
destek çelenklerle süslenmişti.
31 Ayaklığın üst yüzeyinde kazan için bir
arşın yüksekliğinde yuvarlak çerçeveli bir boşluk vardı. Boşluğun tabanı bir
buçuk arşın genişliğindeydi. Çevresinde oymalar vardı. Ayaklıkların aynalıkları
yuvarlak değil, kareydi.
32 Aynalıkların altındaki dört tekerleğin
dingilleri ayaklıklara bağlıydı. Her tekerleğin çapı bir buçuk arşındı.
33 Tekerlekler savaş arabalarının
tekerlekleri gibiydi. Dingilleri, jantları, parmakları ve göbeklerinin hepsi
dökümdü.
34 Her ayaklığın dört köşesinde de kendinden
dört destek vardı.
35 Ayaklıkların üstünde yarım arşın
yüksekliğinde yuvarlak birer halka vardı. Ayaklıkların başındaki dayanaklar ve
yan aynalıklar da ayaklıklara bitişikti.
36 Hiram dayanakların ve aynalıklarının
genişliği oranında her birinin yüzeyine Keruvlar, aslanlar, hurma ağaçları,
çevrelerine de çelenkler oydu.
37 Böylece on ayaklığı yaptı; hepsinin
dökümü, ölçüsü ve biçimi aynıydı.
38 Hiram ayrıca on ayaklığın üzerine oturan
dörder arşın genişliğinde on tunç kazan yaptı. Her kazan kırk bat su alıyordu.
39 Ayaklıkların beşini tapınağın güneyine,
beşini kuzeyine yerleştirdi. Havuzu ise tapınağın güneydoğu köşesine
yerleştirdi.
40 Hiram kazanlar, kürekler, çanaklar yaptı.
Böylece Kral Süleyman için üstlenmiş olduğu RAB'bin Tapınağı'yla ilgili bütün
işleri tamamlamış oldu:
41 İki sütun ve iki yuvarlak sütun başlığı,
bu başlıkları süsleyen iki örgülü ağ,
42 Sütunların yuvarlak başlıklarını süsleyen
iki örgülü ağın üzerini ikişer sıra halinde süsleyen dört yüz nar motifi,
43 On kazan ve ayaklıkları,
44 Havuz ve havuzu taşıyan on iki boğa
heykeli,
45 Kovalar, kürekler, çanaklar. Hiram'ın
Kral Süleyman için RAB'bin Tapınağı'na yaptığı bütün bu eşyalar parlak
tunçtandı.
46 Kral bunları Şeria Ovası'nda, Sukkot ile
Saretan arasındaki killi topraklarda döktürmüştü.
47 Eşyalar o kadar çoktu ki, Süleyman
hepsini tartmadı. Kullanılan tuncun hesabı tutulmadı.
48 Süleyman'ın RAB'bin Tapınağı için
yaptırdığı altın eşyalar şunlardı: Sunak, ekmeklerin Tanrı'nın huzuruna konduğu
masa,
49 İç odanın girişine, beşi sağa, beşi sola
yerleştirilen saf altın kandillikler, çiçek süslemeleri, kandiller, maşalar,
50 Saf altın taslar, fitil maşaları,
çanaklar, tabaklar, buhurdanlar. Tapınaktaki iç odanın, yani En Kutsal Yer'in
ve ana bölümün kapı menteşeleri de altındandı.
51 RAB'bin Tapınağı'nın yapımı tamamlanınca
Kral Süleyman, babası Davut'un adadığı altın, gümüş ve öbür eşyaları getirip
tapınağın hazine odalarına yerleştirdi.
BÖLÜM 8
1 Kral Süleyman RAB'bin Antlaşma
Sandığı'nı Davut Kenti olan Siyon'dan getirmek üzere İsrail halkının ileri gelenleriyle
bütün oymak ve boy başlarını Yeruşalim'e çağırdı.
2 Hepsi yedinci ay olan Etanim ayındaki
bayramda Kral Süleyman'ın önünde toplandı.
3 İsrail'in bütün ileri gelenleri
toplanınca, bazı kâhinler Antlaşma Sandığı'nı yerden kaldırdılar.
4 Sandığı, Buluşma Çadırı'nı ve çadırdaki
bütün kutsal eşyaları kâhinlerle Levililer tapınağa taşıdılar.
5 Kral Süleyman ve bütün İsrail topluluğu
Antlaşma Sandığı'nın önünde sayısız davar ve sığır kurban etti.
6 Kâhinler RAB'bin Antlaşma Sandığı'nı
tapınağın iç odasına, En Kutsal Yer'e taşıyıp Keruvlar'ın kanatlarının altına
yerleştirdiler.
7 Keruvlar'ın kanatları sandığın konduğu
yerin üstüne kadar uzanıyor ve sandığı da, sırıklarını da örtüyordu.
8 Sırıklar öyle uzundu ki, uçları iç
odanın önündeki Kutsal Yer'den görünüyordu. Ancak dışarıdan görünmüyordu.
Bunlar hâlâ oradadır.
9 Sandığın içinde Musa'nın Horev Dağı'nda
koyduğu iki taş levhadan başka bir şey yoktu. Bunlar Mısır'dan çıkışlarında
RAB'bin İsrailliler'le yaptığı antlaşmanın taş levhalarıydı.
10 Kâhinler Kutsal Yer'den çıkınca, RAB'bin
Tapınağı'nı bir bulut doldurdu.
11 Bu bulut yüzünden kâhinler görevlerini
sürdüremediler. Çünkü RAB'bin görkemi tapınağı doldurmuştu.
12 O zaman Süleyman şöyle dedi: "Ya
RAB, karanlık bulutlarda otururum demiştin.
13 Senin için görkemli bir tapınak, sonsuza
dek yaşayacağın bir konut yaptım."
14 Kral ayakta duran bütün İsrail
topluluğuna dönerek onları kutsadıktan sonra şöyle dedi:
15 "Babam Davut'a verdiği sözü tutan
İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun! RAB demişti ki,
16 <Halkım İsrail'i Mısır'dan çıkardığım
günden bu yana, içinde bulunacağım bir tapınak yaptırmak için İsrail
oymaklarına ait kentlerden hiçbirini seçmedim. Ancak halkım İsrail'i yönetmesi
için Davut'u seçtim.> Benzer ifadeler 8:29,44; 9:3; 11:36'da da geçer.
17 "Babam Davut İsrail'in Tanrısı
RAB'bin adına bir tapınak yapmayı yürekten istiyordu.
18 Ama RAB, babam Davut'a, <Adıma bir
tapınak yapmayı yürekten istemen iyi bir şey> dedi,
19 <Ne var ki, adıma yapılacak bu
tapınağı sen değil, öz oğlun yapacak.>
20 "RAB verdiği sözü yerine getirdi.
RAB'bin sözü uyarınca, babam Davut'tan sonra İsrail tahtına ben geçtim ve
İsrail'in Tanrısı RAB'bin adına tapınağı ben yaptırdım.
21 Ayrıca, RAB'bin atalarımızı Mısır'dan
çıkardığında onlarla yaptığı antlaşmanın içinde korunduğu sandık için tapınakta
bir yer hazırladım."
22 Süleyman RAB'bin sunağının önünde, İsrail
topluluğunun karşısında durup ellerini göklere açtı.
23 "Ya RAB, İsrail'in Tanrısı, yerde ve
gökte sana benzer başka tanrı yoktur" dedi, "Bütün yürekleriyle yolunu
izleyen kullarınla yaptığın antlaşmaya bağlı kalırsın.
24 Ağzınla kulun babam Davut'a verdiğin sözü
bugün ellerinle yerine getirdin.
25 "Şimdi, ya RAB, İsrail'in Tanrısı,
kulun babam Davut'a verdiğin öbür sözü de tutmanı istiyorum. Ona, <Senin
soyundan İsrail tahtına oturacakların ardı arkası kesilmeyecektir; yeter ki,
çocukların önümde senin gibi dikkatle yürüsünler> demiştin.
26 Ey İsrail'in Tanrısı, şimdi kulun babam
Davut'a verdiğin sözleri yerine getirmeni istiyorum.
27 "Tanrı gerçekten yeryüzünde yaşar
mı? Sen göklere, göklerin göklerine bile sığmazsın. Benim yaptığım bu tapınak
ne ki!
28 Ya RAB Tanrım, kulunun bugün ettiği
duayı, yalvarışı işit; duasına ve yakarışına kulak ver.
29 Gözlerin gece gündüz, <Orada
bulunacağım!> dediğin bu tapınağın üzerinde olsun. Kulunun buraya yönelerek
ettiği duayı işit.
30 Buraya yönelerek dua eden kulunun ve
halkın İsrail'in yalvarışını işit. Göklerden, oturduğun yerden kulak ver;
duyunca bağışla.
31 "Biri komşusuna karşı günah işleyip
ant içmek zorunda kaldığında, gelip bu tapınakta, senin sunağının önünde ant
içerse,
32 göklerden kulak ver ve gereğini yap.
Suçlunun cezasını vererek, suçsuzu haklı çıkararak kullarını yargıla.
33 "Sana karşı günah işlediği için
düşmanlarına yenik düşen halkın İsrail yine sana döner, adını anar, bu
tapınakta dua edip yakararak önüne çıkarsa,
34 göklerden kulak ver, halkın İsrail'in
günahını bağışla. Onları atalarına verdiğin ülkeye yine kavuştur.
35 "Halkın sana karşı günah işlediği
için gökler kapanıp yağmur yağmazsa, sıkıntıya düşen halkın buraya yönelip dua
eder, adını anar ve günahlarından dönerse,
36 göklerden kulak ver; kullarının, halkın
İsrail'in günahlarını bağışla. Onlara doğru yolda yürümeyi öğret, halkına mülk
olarak verdiğin ülkene yağmurlarını gönder.
37 "Ülkeyi kıtlık, salgın hastalık,
samyeli, küf, tırtıl ya da çekirgeler kavurduğunda, düşmanlar kentlerden
birinde halkını kuşattığında, herhangi bir felaket ya da hastalık ortalığı
sardığında,
38 halkından bir kişi ya da bütün halkın
İsrail başına gelen felaketi ayrımsar, dua edip yakararak ellerini bu tapınağa
doğru açarsa,
39 göklerden, oturduğun yerden kulak ver ve
bağışla. İnsanların yüreklerini yalnızca sen bilirsin. Onlara yaptıklarına göre
davran ki,
40 atalarımıza verdiğin bu ülkede
yaşadıkları sürece senden korksunlar.
41 "Halkın İsrail'den olmayan, ama
senin yüce adını,
42 gücünü, kudretini duyup uzak ülkelerden
gelen yabancılar bu tapınağa gelip dua ederlerse,
43 göklerden, oturduğun yerden kulak ver,
yalvarışlarını yanıtla. Öyle ki, dünyanın bütün ulusları, halkın İsrail gibi,
senin adını bilsin, senden korksun ve yaptırdığım bu tapınağın sana ait
olduğunu* öğrensin. [*çağrıldığını."]
44 "Halkın düşmanlarına karşı
gösterdiğin yoldan savaşa giderken sana, seçtiğin bu kente ve adına yaptırdığım
bu tapınağa yönelip dua ederse,
45 dualarına, yakarışlarına göklerden kulak
ver ve onları kurtar.
46 "Sana karşı günah işlediklerinde
-günah işlemeyen tek kişi yoktur- sen öfkelenip onları yakın ya da uzak bir
ülkeye tutsak olarak götürecek düşmanlarının eline teslim edersen,
47 onlar da tutsak oldukları ülkede
pişmanlık duyup günahlarından döner, <Günah işledik, yoldan sapıp kötülük
yaptık> diyerek sana yakarırlarsa,
48 tutsak oldukları ülkede candan ve
yürekten sana dönerlerse, atalarına verdiğin ülkelerine, seçtiğin kente ve
adına yaptırdığım tapınağına yönelip dua ederlerse,
49 göklerden, oturduğun yerden dualarına,
yakarışlarına kulak ver, onları kurtar.
50 Sana karşı günah işlemiş olan halkını ve
işledikleri bütün suçları bağışla. Düşmanlarının onlara acımasını sağla.
51 Çünkü onlar demir eritme ocağından,
Mısır'dan çıkardığın kendi halkın, kendi mirasındır.
52 "Sana her yalvarışlarında onlara
kulak ver, bu kulunun ve halkın İsrail'in yalvarışlarını dinle.
53 Ey Egemen RAB, atalarımızı Mısır'dan
çıkardığında kulun Musa aracılığıyla dediğin gibi, onları dünyanın bütün
halkları arasından kendine miras olarak seçtin."
54 Süleyman, RAB'be duasını ve yalvarışını
bitirince, elleri göklere açık, dizleri üzerine çökmüş olduğu RAB'bin sunağının
önünden kalktı.
55 Ayakta durup bütün İsrail topluluğunu
yüksek sesle şöyle kutsadı:
56 "Sözünü tutup halkı İsrail'e esenlik
veren RAB'be övgüler olsun. Kulu Musa aracılığıyla verdiği iyi sözlerin hiçbiri
boşa çıkmadı.
57 Tanrımız RAB atalarımızla olduğu gibi
bizimle de olsun ve bizi hiç bırakmasın, bizden ayrılmasın.
58 Bütün yollarını izlememiz, atalarımıza
verdiği buyruklara, kurallara, ilkelere uymamız için RAB yüreklerimizi kendine
yöneltsin.
59 Ya RAB Tanrımız, önünde yalvarırken
söylediğim bu sözleri gece gündüz anımsa. Kulunu ve halkın İsrail'i her durumda
koru.
60 Sonunda dünyanın bütün ulusları bilsinler
ki, tek Tanrı RAB'dir ve O'ndan başka Tanrı yoktur.
61 Bugünkü gibi O'nun kurallarına göre
yaşamak ve buyruklarına uymak için bütün yüreğinizi Tanrımız RAB'be
adayın."
62 Kral ve bütün İsrail halkı RAB'bin önünde
kurban kestiler.
63 Süleyman, esenlik kurbanı olarak RAB'be
yirmi iki bin sığır, yüz yirmi bin davar kurban etti. Böylece kral ve bütün
İsrail halkı, RAB'bin Tapınağı'nı adama işini tamamlamış oldu.
64 Aynı gün kral, tapınağın önündeki avlunun
orta kısmını da kutsadı. Yakmalık sunuları, tahıl sunularını ve esenlik
sunularının yağlarını orada sundu. Çünkü RAB'bin önündeki tunç sunak yakmalık
sunuları, tahıl sunularını ve esenlik sunularının yağlarını alamayacak kadar
küçüktü.
65 Süleyman, Levo-Hamat'tan Mısır Vadisi'ne
kadar her yerden gelen İsrailliler'in oluşturduğu büyük toplulukla birlikte
Tanrımız RAB'bin önünde art arda yedişer gün, toplam on dört gün bayram yaptı.
66 Kral sekizinci gün halkı evlerine
gönderdi. Onlar da kralı kutsayıp RAB'bin, kulu Davut ve halkı İsrail için
yapmış olduğu bütün iyiliklerden dolayı sevinç duyarak mutluluk içinde evlerine
döndüler.
BÖLÜM 9
1 Süleyman RAB'bin Tapınağı'nı, sarayı ve
yapmayı istediği bütün işleri bitirince,
2 RAB daha önce Givon'da olduğu gibi ona
yine görünerek
3 şöyle dedi: "Duanı ve yakarışını
duydum. Adım sürekli orada bulunsun diye yaptığın bu tapınağı kutsal kıldım.
Gözlerim onun üstünde, yüreğim her zaman orada olacaktır.
4 Sana gelince, baban Davut'un yaptığı
gibi, bütün yüreğinle ve doğrulukla yollarımı izler, buyurduğum her şeyi yapar,
kurallarıma ve ilkelerime uyarsan,
5 baban Davut'a, <İsrail tahtından
senin soyunun ardı arkası kesilmeyecektin diye verdiğim sözü tutup krallığını
sonsuza dek pekiştireceğim.
6 "Ama siz ya da çocuklarınız
yollarımdan sapar, buyruklarıma ve kurallarıma uymaz, gidip başka ilahlara
kulluk eder, taparsanız,
7 size verdiğim bu ülkeden sizi söküp
atacağım, adıma kutsal kıldığım bu tapınağı terk edeceğim; İsrail bütün uluslar
arasında aşağılanıp alay konusu olacak.
8 Bu gösterişli tapınağın önünden
geçenler, hayret ve dehşet içinde, <RAB bu ülkeyi ve tapınağı neden bu
duruma getirdi?> diye soracaklar.
9 Ve, diyecekler ki, <İsrail halkı,
atalarını Mısır'dan çıkaran Tanrıları RAB'bi terk etti; başka ilahların
ardından gitti, onlara tapıp kulluk etti. RAB bu yüzden bütün bu kötülükleri
başlarına getirdi.> "
10 Süleyman iki yapıyı -RAB'bin Tapınağı'yla
kendi sarayını- yirmi yılda bitirdi.
11 Bu yapılar için istediği sedir ve çam
ağaçlarıyla altını sağlayan Sur Kralı Hiram'a Celile bölgesinde yirmi kent
verdi.
12 Hiram gidip Süleyman'ın kendisine verdiği
kentleri görünce onları beğenmedi.
13 Süleyman'a, "Bunlar mı bana verdiğin
kentler, kardeşim!" dedi. Bu yüzden o bölge bugün de "Kavul"
diye bilinir.
14 Oysa Hiram, Kral Süleyman'a yüz yirmi
talant altın göndermişti.
15 Kral Süleyman RAB'bin Tapınağı'nı, kendi
sarayını, Millo'yu ve Yeruşalim'in surlarını yaptırmak; ayrıca Hasor, Megiddo
ve Gezer kentlerini onarıp güçlendirmek amacıyla angaryacıları toplamıştı.
16 Mısır Firavunu gidip Gezer'i ele geçirmiş
ve ateşe vermişti. Orada yaşayan Kenanlılar'ı öldürerek kenti Süleyman'la
evlenen kızına armağan etmişti.
17 Süleyman Gezer'i, Aşağı Beythoron'u,
18 Baalat'ı ve kırsal bir bölgede bulunan
Tamar'la birlikte
19 bütün ambarlı kentleri, ayrıca savaş
arabalarıyla atların bulunduğu kentleri de onarıp güçlendirdi. Böylece
Yeruşalim'de, Lübnan'da, yönetimi altındaki bütün topraklarda her istediğini
yaptırmış oldu.
20 İsrail halkından olmayan Amorlular,
Hititler, Perizliler, Hivliler ve Yevuslular'dan artakalanlara gelince,
21 Süleyman İsrail halkının tamamen yok
edemediği bu insanların soyundan gelip ülkede kalanları angaryaya koştu. Bu
durum bugün de sürüyor.
22 Ancak Süleyman İsrail halkından hiç
kimseye kölelik yaptırmadı. Onlar savaşçı, görevli, komutan, subay, savaş
arabalarıyla atlıların komutanı olarak görev yaptılar.
23 Süleyman'ın yapılan işlerin başında duran
ve çalışanları denetleyen beş yüz elli görevlisi vardı.
24 Firavunun kızı, Davut Kenti'nden Süleyman'ın
kendisi için yaptırdığı saraya taşındıktan sonra, Süleyman Millo'yu yaptırdı.
25 Süleyman RAB için yaptırdığı sunakta
yılda üç kez yakmalık sunular ve esenlik sunuları sunardı. Ayrıca RAB'bin
önündeki sunağın üstünde buhur da yakardı. Böylece Süleyman tapınağın yapımını
tamamlamış oldu.
26 Kral Süleyman Edomlular'ın ülkesinde,
Kızıldeniz kıyısında Eylat yakınlarındaki Esyon-Gever'de gemiler yaptırdı.
27 Hiram denizi bilen gemicilerini
Süleyman'ın adamlarıyla birlikte Ofir'e gönderdi.
28 Ofir'e giden bu gemiciler, Kral
Süleyman'a 420 talant altın getirdiler.
BÖLÜM 10
1 Saba Kraliçesi, RAB'bin adından ötürü
Süleyman'ın artan ününü duyunca, onu çetin sorularla sınamaya geldi.
2 Çeşitli baharat, çok miktarda altın ve
değerli taşlarla yüklü büyük bir kervan eşliğinde Yeruşalim'e gelen kraliçe,
aklından geçen her şeyi Süleyman'la konuştu.
3 Süleyman onun bütün sorularına karşılık
verdi. Kralın ona yanıt bulmakta güçlük çektiği hiçbir konu olmadı.
4-5 Süleyman'ın bilgeliğini, yaptırdığı
sarayı, sofrasının zenginliğini, görevlilerinin oturup kalkışını,
hizmetkârlarının özel giysileriyle yaptığı hizmeti, sakilerini ve RAB'bin
Tapınağı'nda sunduğu yakmalık sunuları gören Saba Kraliçesi hayranlık içinde
kaldı.
6 Krala, "Ülkemdeyken yaptıklarınla
ve bilgeliğinle ilgili duyduklarım doğruymuş" dedi,
7 "Ama gelip kendi gözlerimle
görünceye dek inanmamıştım. Bunların yarısı bile bana anlatılmadı. Bilgeliğin
de, zenginliğin de duyduklarımdan kat kat fazla.
8 Ne mutlu adamlarına! Ne mutlu sana
hizmet eden görevlilere! Çünkü sürekli bilgeliğine tanık oluyorlar.
9 Senden hoşnut kalan, seni İsrail
tahtına oturtan Tanrın RAB'be övgüler olsun! RAB İsrail'e sonsuz sevgi
duyduğundan, adaleti ve doğruluğu sağlaman için seni kral yaptı."
10 Saba Kraliçesi krala 120 talant altın,
çok büyük miktarda baharat ve değerli taşlar armağan etti. Krala o kadar
baharat armağan etti ki, bir daha bu kadar çok baharat görülmedi.
11 Bu arada Hiram'ın gemileri Ofir'den altın
ve büyük miktarda almug kerestesiyle değerli taşlar getirdiler.
12 Kral, RAB'bin Tapınağı'yla sarayın
tırabzanlarını, çalgıcıların lirleriyle çenklerini bu almug kerestesinden
yaptırdı. Bugüne dek o kadar almug ağacı ne gelmiş, ne de görülmüştür. ardıç
ağacı olduğu sanılıyor.
13 Kral Süleyman Saba Kraliçesi'nin her
isteğini, her dileğini yerine getirdi. Ayrıca ona gönülden kopan birçok armağan
verdi. Bundan sonra kraliçe adamlarıyla birlikte oradan ayrılıp kendi ülkesine
döndü.
14 Süleyman'a bir yılda gelen altının
miktarı 666 talantı [yaklaşık 23
ton] buluyordu.
15 Alım satımla uğraşanlarla tüccarların
kazançlarından ve Arabistan'ın bütün krallarıyla İsrail valilerinden gelenler
bunun dışındaydı.
16 Kral Süleyman her biri altı yüz şekel
ağırlığında dövme altından iki yüz büyük kalkan yaptırdı.
17 Ayrıca her biri üç mina [bir mina, 570 gram]
ağırlığında dövme altından üç yüz küçük kalkan yaptırdı. Kral bu kalkanları
Lübnan Ormanı adındaki saraya koydu.
18 Kral fildişinden büyük bir taht yaptırıp
saf altınla kaplattı.
19 Tahtın altı basamağı, arka kısmında
yuvarlak bir başlığı vardı. Oturulan yerin iki yanında kollar, her kolun
yanında birer aslan heykeli bulunuyordu.
20 Altı basamağın iki yanında on iki aslan
heykeli vardı. Hiçbir krallıkta böylesi yapılmamıştı.
21 Kral Süleyman'ın kadehleriyle Lübnan
Ormanı adındaki sarayın bütün eşyaları saf altından yapılmış, hiç gümüş
kullanılmamıştı. Çünkü Süleyman'ın döneminde gümüşün değeri yoktu.
22 Hiram'ın gemilerinin yanısıra, kralın da
denizde ticaret gemileri vardı. Bu gemiler üç yılda bir altın, gümüş, fildişi
ve türlü maymunlarla* yüklü olarak dönerlerdi. [*ve tavuskuşlarıyla".]
23 Kral Süleyman dünyanın bütün krallarından
daha zengin, daha bilgeydi.
24 Tanrı'nın Süleyman'a verdiği bilgeliği
dinlemek için bütün dünya onu görmek isterdi.
25 Onu görmeye gelenler her yıl armağan
olarak altın ve gümüş eşya, giysi, silah, baharat, at, katır getirirlerdi.
26 Süleyman savaş arabalarıyla atlarını
topladı. Bin dört yüz savaş arabası, on iki bin atı vardı. Bunların bir kısmını
savaş arabaları için ayrılan kentlere, bir kısmını da kendi yanına, Yeruşalim'e
yerleştirdi.
27 Krallığı döneminde Yeruşalim'de gümüş taş
değerine düştü. Sedir ağaçları Şefela'daki yabanıl incir ağaçları kadar
bollaştı.
28 Süleyman'ın atları Mısır ve Keve'den
getirilirdi. Kralın tüccarları atları Keve'den satın alırdı.
29 Mısır'dan bir savaş arabası altı yüz, bir
at yüz elli şekel gümüşe getirilirdi. Bunları bütün Hitit ve Aram krallarına
satarlardı. bölgesi".
BÖLÜM 11
1 Kral Süleyman firavunun kızının
yanısıra Moavlı, Ammonlu, Edomlu, Saydalı ve Hititli birçok yabancı kadın
sevdi.
2 Bu kadınlar RAB'bin İsrail halkına,
"Ne siz onların arasına girin, ne de onlar sizin aranıza girsinler; çünkü
onlar kesinlikle sizi kendi ilahlarının ardınca yürümek üzere
saptıracaklardır" dediği uluslardandı. Buna karşın, Süleyman onlara
sevgiyle bağlandı.
3 Süleyman'ın kral kızlarından yedi yüz
karısı ve üç yüz cariyesi vardı. Karıları onu yolundan saptırdılar.
4 Süleyman yaşlandıkça, karıları onu
başka ilahların ardınca yürümek üzere saptırdılar. Böylece Süleyman bütün
yüreğini Tanrısı RAB'be adayan babası Davut gibi yaşamadı.
5 Saydalılar'ın tanrıçası Aştoret'e ve
Ammonlular'ın iğrenç ilahı Molek'e taptı.
6 Böylece RAB'bin gözünde kötü olanı
yaptı, RAB'bin yolunda yürüyen babası Davut gibi tam anlamıyla RAB'bi izlemedi.
7 Yeruşalim'in doğusundaki tepede
Moavlılar'ın iğrenç ilahı Kemoş'a ve Ammonlular'ın iğrenç ilahı Molek'e tapmak
için bir yer yaptırdı.
8 İlahlarına buhur yakıp kurban kesen
bütün yabancı karıları için de aynı şeyleri yaptı.
9-10 İsrail'in Tanrısı RAB, kendisine iki kez
görünüp, "Başka ilahlara tapma!" demesine karşın, Süleyman RAB'bin
yolundan saptı ve O'nun buyruğuna uymadı. Bu yüzden RAB Süleyman'a öfkelenerek,
11 "Seninle yaptığım antlaşmaya ve
kurallarıma bilerek uymadığın için krallığı elinden alacağım ve görevlilerinden
birine vereceğim" dedi,
12 "Ancak baban Davut'un hatırı için,
bunu senin yaşadığın sürede değil, oğlun kral olduktan sonra yapacağım.
13 Ama oğlunun elinden bütün krallığı
almayacağım. Kulum Davut'un ve kendi seçtiğim Yeruşalim'in hatırı için oğluna
bir oymak bırakacağım."
14 RAB kral soyundan gelen bir düşmanı,
Edomlu Hadat'ı Süleyman'a karşı ayaklandırdı.
15 Daha önce, Davut Edomlular'la savaşırken,
ölüleri gömmeye giden ordu komutanı Yoav Edom'daki bütün erkekleri öldürmüştü.
16 Yoav ile İsrailliler Edom'daki erkeklerin
hepsini yok edinceye dek, altı ay orada kalmışlardı.
17 Ancak genç Hadat, babasının
görevlilerinden bazı Edomlular'la birlikte Mısır'a kaçmıştı.
18 Sonra Midyan'dan ayrılıp Paran'a
gitmişler, oradan bazı Paranlılar'ı da yanlarına alıp Mısır'a, firavunun yanına
gelmişlerdi. Firavun Hadat'a barınak, yiyecek ve toprak sağlamıştı.
19 Hadat firavunun dostluğunu kazandı. Bunun
üzerine firavun, kendi karısı Kraliçe Tahpenes'in kızkardeşini Hadat'la
evlendirdi.
20 Tahpenes'in kızkardeşi Hadat'a Genuvat
adlı bir oğul doğurdu. Tahpenes çocuğu sarayda firavunun çocuklarıyla birlikte
büyüttü.
21 Hadat Davut'la ordu komutanı Yoav'ın ölüm
haberini Mısır'da duydu. Firavuna, "İzin ver, kendi ülkeme döneyim"
dedi.
22 Firavun, "Bir eksiğin mi var, neden
ülkene dönmek istiyorsun?" diye sordu. Hadat, "Hayır, ama lütfen
gitmeme izin ver" diye yanıtladı.
23 Tanrı, efendisi Sova Kralı Hadadezer'den
kaçan bir düşmanı, Elyada oğlu Rezon'u Süleyman'a karşı ayaklandırdı.
24 Davut Sovalılar'a saldırdığında, Rezon
çevresine haydutları toplayıp onlara önderlik etmişti. Birlikte Şam'a
gitmişler, orada kalıp yönetimi ele geçirmişlerdi.
25 Hadat'ın yaptığı kötülüğün yanısıra,
Rezon Süleyman yaşadığı sürece İsrail'in düşmanı oldu; Aram'da krallık yaparak İsrail'den
nefret etti.
26 Efrayim oymağından Nevat oğlu Seredalı
Yarovam Kral Süleyman'a karşı ayaklandı. Yarovam Süleyman'ın görevlilerindendi.
Annesi Serua adlı dul bir kadındı.
27 Yarovam'ın krala karşı ayaklanmasının
öyküsü şöyleydi: Süleyman Millo'yu yaptırıp babası Davut'un Kenti'ndeki
surların gediğini kapatmıştı.
28 Yarovam çok yetenekli biriydi. Süleyman
bu genç adamın ne denli çalışkan olduğunu görünce, Yusuf soyunun bütün ağır
işlerinin sorumluluğunu ona verdi.
29 Bir gün Yarovam Yeruşalim'in dışına
çıktı. Yolda Şilolu Peygamber Ahiya ile karşılaştı. Ahiya yeni giysisini
giymişti. İkisi kent dışında yalnızdılar.
30 Ahiya üzerindeki giysiyi yırtıp on iki
parçaya ayırdı
31 ve Yarovam'a, "On parçayı kendine
al" dedi, "Çünkü İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, <Ben, Süleyman'ın
elinden krallığı alıp on oymağı sana vereceğim.
32 Ama kulum Davut'un ve İsrail oymaklarının
yaşadığı kentler arasından seçtiğim Yeruşalim Kenti'nin hatırı için bir oymağı
onda bırakacağım.
33 Çünkü Süleyman bana sırt çevirip Saydalılar'ın
tanrıçası Aştoret'e, Moavlılar'ın ilahı Kemoş'a ve Ammonlular'ın ilahı Molek'e
taptı. Kurallarıma, ilkelerime uyup gözümde doğru olanı yapan babası Davut gibi
yollarımı izlemedi.
34 Ama buyruklarıma, kurallarıma bağlı
kalan, seçtiğim kulum Davut'un hatırı için Süleyman'ın elinden bütün krallığı
almayacağım. Yaşamı boyunca onu önder yapacağım.
35 Ancak krallığı oğlunun elinden alıp on
oymağı sana vereceğim.
36 Adımı yerleştirmek için kendime seçtiğim
Yeruşalim Kenti'nde kulum Davut için önümde sönmeyen bir ışık olmak üzere
Süleyman'ın oğluna bir oymak vereceğim.
37 Sana gelince, seni İsrail Kralı
yapacağım. İsrail'i dilediğin gibi yöneteceksin.
38 Kulum Davut gibi isteklerimi yerine
getirir, kurallarıma ve buyruklarıma uyar, gözümde doğru olanı yapar, yollarımı
izlersen, seninle birlikte olacağım. Davut'a yaptığım gibi senin için de güçlü
bir hanedan kurup İsrail'i sana vereceğim.
39 Süleyman'ın günahından ötürü Davut
soyunun gururunu kıracağım, ancak sonsuza dek değil.> "
40 Süleyman Yarovam'ı öldürmeye çalıştı. Ama
Yarovam Mısır'a kaçıp Mısır Kralı Şişak'a sığındı. Süleyman'ın ölümüne kadar
orada kaldı.
41 Süleyman'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar, bütün yaptıkları ve bilgeliği Süleyman'ın tarihinde yazılıdır.
42 Süleyman kırk yıl süreyle bütün İsrail'i
Yeruşalim'den yönetti.
43 Süleyman ölüp atalarına kavuşunca babası
Davut'un Kenti'nde gömüldü. Yerine oğlu Rehavam kral oldu.
BÖLÜM 12
1 Rehavam Şekem'e gitti. Çünkü bütün
İsrailliler kendisini kral ilan etmek için orada toplanmışlardı.
2 Kral Süleyman'dan kaçıp Mısır'a
yerleşen Nevat oğlu Yarovam bunu duyunca Mısır'da kalmaya karar verdi.
3 İsrail topluluğu Yarovam'ı çağırttı.
Birlikte gidip Rehavam'a şöyle dediler:
4 "Baban üzerimize ağır bir
boyunduruk koydu. Ama babanın üzerimize yüklediği ağır yükü ve boyunduruğu
hafifletirsen sana kul köle oluruz."
5 Rehavam, "Şimdi gidin, üç gün
sonra yine gelin" yanıtını verince halk yanından ayrıldı.
6 Kral Rehavam, babası Süleyman'a
sağlığında danışmanlık yapan ileri gelenlere, "Bu halka nasıl yanıt
vermemi öğütlersiniz?" diye sordu.
7 İleri gelenler, "Bugün bu halka
hizmet eder, olumlu yanıt verirsen, sana her zaman kul köle olurlar" diye
karşılık verdiler.
8 Ne var ki, Rehavam ileri gelenlerin
öğüdünü reddederek birlikte büyüdüğü genç görevlilerine danıştı:
9 "Siz ne yapmamı öğütlersiniz?
<Babanın üzerimize koyduğu boyunduruğu hafiflet> diyen bu halka nasıl bir
yanıt verelim?"
10 Birlikte büyüdüğü gençler ona şu
karşılığı verdiler: "Sana <Babanın üzerimize koyduğu boyunduruğu
hafiflet> diyen halka de ki, <Benim küçük parmağım babamın belinden daha
kalındır.
11 Babam size ağır bir boyunduruk
yüklediyse, ben boyunduruğunuzu daha da ağırlaştıracağım. Babam sizi kırbaçla
yola getirdiyse, ben sizi akreplerle yola getireceğim.> "
12 Yarovam'la bütün halk, kralın, "Üç
gün sonra yine gelin" sözü üzerine, üçüncü gün Rehavam'ın yanına geldiler.
13-14 İleri gelenlerin öğüdünü reddeden Kral
Rehavam, gençlerin öğüdüne uyarak halka sert bir yanıt verdi: "Babamın
size yüklediği boyunduruğu ben daha da ağırlaştıracağım. Babam sizi kırbaçla
yola getirdiyse, ben sizi akreplerle yola getireceğim."
15 Kral halkı dinlemedi. Çünkü Şilolu Ahiya
aracılığıyla Nevat oğlu Yarovam'a verdiği sözü yerine getirmek için RAB bu
olayı düzenlemişti.
16 Kralın kendilerini dinlemediğini görünce,
bütün İsrailliler, "İşay oğlu, Davut'la ne ilgimiz, Ne de payımız
var!" diye bağırdılar, "Ey İsrail halkı, haydi evimize dönelim!
Davut'un soyu başının çaresine baksın."
17 Rehavam da yalnızca Yahuda kentlerinde
yaşayan İsrailliler'e krallık yapmaya başladı.
18 İsrailliler Kral Rehavam'ın gönderdiği
angaryacıbaşı Adoram'ı taşa tutup öldürdüler. Bunun üzerine Kral Rehavam savaş
arabasına atlayıp Yeruşalim'e kaçtı.
19 İsrail halkı, Davut soyundan gelenlere
hep başkaldırdı.
20 Yarovam'ın Mısır'dan döndüğünü duyunca,
bütün İsrailliler haber gönderip kendisini toplantıya çağırdılar ve onu İsrail
Kralı ilan ettiler. Yahuda oymağından başka hiç kimse Davut soyunu izlemedi.
21 Süleyman oğlu Rehavam Yeruşalim'e
varınca, İsrail oymaklarıyla savaşıp onları yeniden egemenliği altına almak
amacıyla bütün Yahuda ve Benyamin oymaklarından yüz seksen bin seçkin savaşçı
topladı.
22 Bu arada Tanrı adamı Şemaya'ya Tanrı
şöyle seslendi:
23 "Süleyman oğlu Yahuda Kralı
Rehavam'a, bütün Yahudalılar'a, Benyaminliler'e ve orada yaşayan öteki
insanlara şunu söyle:
24 <RAB diyor ki, İsrailli kardeşlerinize
saldırmayın, onlarla savaşmayın. Herkes evine dönsün! Çünkü bu olayı ben
düzenledim.> " RAB'bin bu sözlerini duyan halk O'nun buyruğuna uyup
evine döndü.
25 Yarovam Efrayim'in dağlık bölgesindeki
Şekem Kenti'ni onarıp orada yaşamaya başladı. Daha sonra oradan ayrılıp Penuel
Kenti'ni onardı.
26 Yarovam, "Şimdi krallık yine Davut
soyunun eline geçebilir" diye düşündü,
27 "Eğer bu halk Yeruşalim'e gidip
RAB'bin Tapınağı'nda kurbanlar sunarsa, yürekleri efendileri, Yahuda Kralı
Rehavam'a döner. Beni öldürüp yeniden Rehavam'a bağlanırlar."
28 Kral, danışmanlarına danıştıktan sonra,
iki altın buzağı yaptırıp halkına, "Tapınmak için artık Yeruşalim'e
gitmenize gerek yok" dedi, "Ey İsrail halkı, işte sizi Mısır'dan
çıkaran ilahlarınız!"
29 Altın buzağılardan birini Beytel, ötekini
Dan Kenti'ne yerleştirdi.
30 Bu günahtı. Böylece halk buzağıya tapmak
için Dan'a kadar gitmeye başladı.
31 Yarovam ayrıca tapınma yerlerinde
tapınaklar yaptırdı. Levililer'in dışında her türlü insanlardan kâhinler atadı.
32 Yarovam sekizinci ayın on beşinci günü
Yahuda'daki bayrama benzer bir bayram başlattı. Dan'daki sunakta ve Beytel'de
yaptırdığı altın buzağılara kurbanlar sundu; orada kurmuş olduğu tapınma
yerlerine kâhinler yerleştirdi.
33 Kendi kendine uydurduğu sekizinci ayın on
beşinci günü, Beytel'de yaptırdığı sunağa gitti, kurban sunup buhur yaktı. Ve o
günü İsrail halkı için bayram ilan etti.
BÖLÜM 13
1 Yarovam buhur yakmak için sunağın
yanında dururken, bir Tanrı adamı RAB'bin buyruğu üzerine Yahuda'dan Beytel'e
geldi.
2 RAB'bin buyruğu uyarınca sunağa karşı
şöyle seslendi: "Sunak, ey sunak! RAB diyor ki, <Davut'un soyundan
Yoşiya adında bir erkek çocuk doğacak. Buhur yakan, tapınma yerlerinde görevli
kâhinleri senin üstünde kurban edecek. Üstünde insan kemikleri yakılacak.>
"
3 Aynı gün Tanrı adamı bir belirti
göstererek konuşmasını şöyle sürdürdü: "RAB'bin bana açıkladığı belirti
şudur: Bu sunak parçalanacak, üstündeki küller çevreye savrulacak."
4 Kral Yarovam, Tanrı adamının Beytel'de
sunağa karşı söylediklerini duyunca, elini ona doğru uzatarak, "Yakalayın
onu!" diye buyruk verdi. Ancak Tanrı adamına uzattığı eli felç oldu ve
düzelmedi.
5 Tanrı adamının RAB'bin buyruğuyla
gösterdiği belirti uyarınca, sunak parçalandı, üstündeki küller çevreye
savruldu.
6 O zaman Kral Yarovam, Tanrı adamına,
"Lütfen benim için dua et, Tanrın RAB'be yalvar ki, elim eski halini
alsın" dedi. Tanrı adamı RAB'be yalvarınca kralın eli iyileşip eski halini
aldı.
7 Kral, Tanrı adamına, "Benimle eve
kadar gel de bir şeyler ye" dedi, "Sana bir armağan vereceğim."
8 Tanrı adamı, "Varlığının yarısını
bile versen, seninle gelmem" diye karşılık verdi, "Burada ne yer, ne
de içerim.
9 Çünkü RAB bana, <Orada hiçbir şey
yiyip içme ve gittiğin yoldan dönme> diye buyruk verdi."
10 Böylece Tanrı adamı, Beytel'e gelmiş
olduğu yoldan değil, başka bir yoldan gitti.
11 O sıralarda Beytel'de yaşayan yaşlı bir
peygamber vardı. Çocukları gelip o gün Tanrı adamının Beytel'de yaptıklarını ve
krala söylediklerini babalarına anlattılar.
12 Yaşlı baba, "Tanrı adamı hangi
yoldan gitti?" diye sordu. Çocuklar Yahuda'dan gelen Tanrı adamının hangi
yoldan gittiğini ona gösterdiler.
13 Bunun üzerine yaşlı baba, "Eşeğimi
hazırlayın" dedi. Çocuklar eşeğe palan vurunca, binip
14 Tanrı adamının ardına düştü. Onun bir
yabanıl fıstık ağacının altında oturduğunu görünce, "Yahuda'dan gelen
Tanrı adamı sen misin?" diye sordu. Adam, "Evet, benim" diye
karşılık verdi.
15 Yaşlı peygamber, "Gel benimle eve
gidelim, bir şeyler ye" dedi.
16 Tanrı adamı şöyle karşılık verdi:
"Yolumdan dönüp seninle gelemem. Burada ne yer, ne de içerim.
17 Çünkü RAB bana, <Orada hiçbir şey
yiyip içme ve gittiğin yoldan dönme> diye buyruk verdi."
18 Bunun üzerine yaşlı peygamber, "Ben
de senin gibi peygamberim" dedi, "RAB'bin buyruğu üzerine bir melek
bana, <Onu evine götür ve yiyip içmesini sağla> dedi." Ne var ki
yalan söyleyerek Tanrı adamını kandırdı.
19 Böylece Tanrı adamı onunla birlikte geri
döndü ve evinde yiyip içmeye başladı.
20 Sofrada otururlarken, RAB, Tanrı adamını
yolundan döndüren peygambere seslendi.
21 O da Yahuda'dan gelen Tanrı adamına şöyle
dedi: "RAB diyor ki, <Madem RAB'bin sözünü dinlemedin, Tanrın RAB'bin
sana verdiği buyruğa uymayıp
22 yolundan döndün; sana yiyip içme dediği
yerde yiyip içtin, cesedin atalarının mezarlığına gömülmeyecek.> "
23 Tanrı adamı yiyip içtikten sonra yaşlı
peygamber onun için eşeği hazırladı.
24 Tanrı adamı giderken yolda bir aslanla
karşılaştı. Aslan onu oracıkta öldürdü. Eşekle aslan yere serilen cesedin
yanında duruyordu.
25 Yoldan geçenler yerde yatan cesetle
yanında duran aslanı gördüler. Gidip yaşlı peygamberin yaşadığı kentte
gördüklerini anlattılar.
26 Tanrı adamını yolundan döndüren yaşlı
peygamber olanları duyunca, şöyle dedi: "RAB'bin sözünü dinlemeyen Tanrı
adamı budur. Bu yüzden RAB, sözü uyarınca, onun üzerine bir aslan gönderdi.
Aslan onu parçalayıp öldürdü."
27-28 Peygamber, çocuklarına, "Eşeği
hazırlayın!" dedi. Çocukların hazırladığı eşeğe binip gitti. Eşekle aslanı
yerde yatan Tanrı adamının cesedi başında buldu. Ancak aslan cesedi yemediği
gibi eşeğe de dokunmamıştı.
29 Yaşlı peygamber Tanrı adamının cesedini
eşeğin sırtına attı ve ona ağıt yakıp gömmek için kendi kentine götürdü.
30 Cesedi kendi mezarına gömdü. "Ah
kardeşim!" diyerek ardından ağıt yaktılar.
31 Tanrı adamını gömdükten sonra, yaşlı
peygamber çocuklarına şöyle dedi: "Ben ölünce beni bu Tanrı adamının
yanına gömün, kemiklerimi de onun kemiklerinin yanına koyun.
32 Çünkü onun Beytel'deki sunağa ve Samiriye
kentlerindeki tapınma yerlerinde bulunan bütün tapınaklara karşı RAB'bin
buyruğuyla yaptığı uyarılar kesinlikle yerine gelecektir."
33 Bu olaya karşın Yarovam gittiği kötü
yoldan ayrılmadı. Yine her türlü insanı tapınma yerlerine kâhin olarak atadı ve
buralara kâhin olmak isteyen herkese görev verdi.
34 Yarovam'ın soyu günah işledi. Bu günahlar
onların yeryüzünden silinip yok edilmesine neden oldu.
BÖLÜM 14
1 O sıralarda İsrail Kralı Yarovam'ın
oğlu Aviya hastalandı.
2 Yarovam, karısına, "Kalk,
Yarovam'ın karısı olduğunu anlamamaları için kılığını değiştirip Şilo'ya
git" dedi, "Bu halkın kralı olacağımı bana bildiren Peygamber Ahiya
orada oturuyor.
3 Ona on ekmek, birkaç çörek, bir tulum
bal götür. Çocuğa ne olacağını o sana bildirecektir."
4 Yarovam'ın karısı denileni yaptı;
kalkıp Şilo'ya, Ahiya'nın evine gitti. Ahiya'nın gözleri yaşlılıktan görmez
olmuştu.
5 RAB, Ahiya'ya şöyle dedi: "Şimdi
Yarovam'ın karısı gelecek. Hastalanan oğlunun durumunu senden soracak. Onu söylediğin
gibi yanıtlayacaksın. O geldiğinde kendini sana başka biriymiş gibi
gösterecek."
6 Ahiya, kapıdan içeri giren kadının ayak
seslerini duyunca, "Gel, Yarovam'ın karısı!" dedi, "Neden başka
kılığa giriyorsun? Sana kötü haberlerim var.
7 Git Yarovam'a de ki, <İsrail'in
Tanrısı RAB, Ben seni halkın arasından seçip kendi halkıma, İsrailliler'e önder
yaptım, diyor,
8 Krallığı Davut'un soyundan alıp sana
verdim. Ama sen buyruklarıma uyan, gözümde yalnız doğru olanı yapan ve bütün
yüreğiyle yollarımı izleyen kulum Davut'a benzemedin.
9 Senden önce yaşayanların hepsinden çok
kötülük yaptın. Beni reddettin; kendine başka ilahlar buldun, dökme putlar
yaparak beni öfkelendirdin.
10 "<Bundan dolayı Yarovam'ın
ailesini sıkıntılara sokup İsrail'de onun soyundan gelen genç yaşlı bütün
erkekleri öldüreceğim. Yarovam'ın ailesini gübre yakarcasına kökünden
kurutacağım.
11 Yarovam'ın ailesinden kentte ölenleri
köpekler, kırda ölenleri yırtıcı kuşlar yiyecek.> RAB böyle konuştu.
12 "Sana gelince, kalk, evine dön.
Kente ayak basar basmaz çocuk ölecek.
13 Bütün İsrail halkı ağıt yakıp onu
gömecek. Yarovam'ın ailesinden yalnız o gömülecek. Çünkü Yarovam ailesi içinde
İsrail'in Tanrısı RAB'bi hoşnut eden nitelikler yalnız onda bulundu.
14 "RAB İsrail'e bir kral atayacak. Bu
kral aynı gün Yarovam'ın ailesine son verecek. Ne zaman mı? Hemen şimdi.
15 RAB İsrail halkını cezalandıracak. İsrail
halkı suda sallanan bir kamışa dönecek. RAB onları atalarına vermiş olduğu bu
iyi topraklardan söküp Fırat Irmağı'nın ötelerine dağıtacak. Çünkü Aşera
putlarını dikerek RAB'bi öfkelendirdiler.
16 Yarovam'ın işlediği ve İsrail halkını
sürüklediği günahlar yüzünden RAB İsrail'i terk edecek."
17 Yarovam'ın karısı oradan ayrılıp Tirsa'ya
döndü. Evinin eşiğine varınca çocuk öldü.
18 Bütün İsrail halkı, RAB'bin kulu
Peygamber Ahiya aracılığıyla söylediği söz uyarınca, çocuğu gömüp onun için
ağıt yaktı.
19 Yarovam'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar, nasıl savaştığı, ülkesini nasıl yönettiği İsrail krallarının tarihinde
yazılıdır.
20 Yarovam yirmi iki yıl krallık yaptı. Ölüp
atalarına kavuşunca, yerine oğlu Nadav kral oldu.
21 Süleyman oğlu Rehavam Yahuda Kralı
olduğunda kırk bir yaşındaydı. RAB'bin adını yerleştirmek için bütün İsrail
oymaklarının yaşadığı kentler arasından seçtiği Yeruşalim Kenti'nde on yedi yıl
krallık yaptı. Annesi Ammonlu Naama'ydı.
22 Yahudalılar RAB'bin gözünde kötü olanı
yaparak, işledikleri günahlarla Tanrı'yı atalarından daha çok öfkelendirdiler.
23 Ayrıca kendilerine her yüksek tepenin
üstüne ve bol yapraklı her ağacın altına tapınma yerleri, dikili taşlar ve
Aşera putları yaptılar.
24 Ülkedeki putperest törenlerinde fuhuş
yapan kadın ve erkekler bile vardı. Yahudalılar RAB'bin İsrail halkının önünden
kovduğu ulusların yaptığı bütün iğrençlikleri yaptılar.
25 Rehavam'ın krallığının beşinci yılında
Mısır Kralı Şişak Yeruşalim'e saldırdı.
26 Süleyman'ın yaptırmış olduğu altın
kalkanlar dahil RAB'bin Tapınağı'nın ve sarayın bütün hazinelerini boşaltıp
götürdü.
27 Kral Rehavam bunların yerine tunç
kalkanlar yaptırarak sarayın kapı muhafızlarının komutanlarına emanet etti.
28 Kral RAB'bin Tapınağı'na her gittiğinde,
muhafızlar bu kalkanları taşır, sonra muhafız odasına götürürlerdi.
29 Rehavam'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar ve bütün yaptıkları Yahuda krallarının tarihinde yazılıdır.
30 Rehavam'la Yarovam arasında sürekli savaş
vardı.
31 Rehavam ölüp atalarına kavuşunca, Davut
Kenti'nde atalarının yanına gömüldü. Annesi Ammonlu Naama'ydı. Rehavam'ın
yerine oğlu Aviyam kral oldu.
BÖLÜM 15
1 Nevat oğlu İsrail Kralı Yarovam'ın
krallığının on sekizinci yılında Aviyam Yahuda Kralı oldu.
2 Yeruşalim'de üç yıl krallık yaptı.
Annesi Avşalom'un kızı Maaka'ydı.
3 Babasının kendisinden önce işlemiş
olduğu bütün günahlara Aviyam da katıldı. Bütün yüreğini Tanrısı RAB'be adayan
atası Davut gibi değildi.
4 Buna karşın Tanrısı RAB, Davut'un
hatırına Yeruşalim'i güçlendirmek için kendisinden sonra oğlunu kral atayarak
ona Yeruşalim'de bir ışık verdi.
5 Çünkü RAB'bin gözünde doğru olanı yapan
Davut, Hititli Uriya olayı dışında, yaşamı boyunca RAB'bin buyruklarının
hiçbirinden sapmamıştı.
6 Rehavam'la Yarovam arasındaki savaş
Aviyam'ın yaşamı boyunca sürüp gitti.
7 Aviyam'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar ve bütün yaptıkları Yahuda krallarının tarihinde yazılıdır. Aviyam'la
Yarovam arasındaki savaş sürüp gitti.
8 Aviyam ölüp atalarına kavuşunca, Davut
Kenti'nde gömüldü, yerine oğlu Asa kral oldu.
9 İsrail Kralı Yarovam'ın krallığının
yirminci yılında Asa Yahuda Kralı oldu.
10 Yeruşalim'de kırk bir yıl krallık yaptı.
Büyükannesi Avşalom'un kızı Maaka'ydı.
11 Atası Davut gibi RAB'bin gözünde doğru
olanı yapan Asa,
12 putperest törenlerinde fuhuş yapan kadın
ve erkekleri ülkeden kovdu. Atalarının yapmış olduğu bütün putları yok etti.
13 Kral Asa annesi Maaka'nın kraliçeliğini
elinden aldı. Çünkü o Aşera için iğrenç bir put yaptırmıştı. Asa bu iğrenç putu
kesip Kidron Vadisi'nde yaktı.
14 Ancak puta tapılan yerleri kaldırmadı.
Ama yaşamı boyunca yüreğini RAB'be adadı.
15 Babasının ve kendisinin adadığı altını,
gümüşü ve eşyaları RAB'bin Tapınağı'na getirdi.
16 Asa'yla İsrail Kralı Baaşa arasındaki
savaş yaşamları boyunca sürüp gitti.
17 İsrail Kralı Baaşa Yahuda'ya saldırmaya
hazırlanıyordu. Yahuda Kralı Asa'nın topraklarına giriş çıkışı engellemek
amacıyla, Rama Kenti'ni güçlendirmeye başladı.
18 Bunun üzerine Asa, Şam'da oturan Hezyon
oğlu Tavrimmon oğlu Aram Kralı Ben-Hadat'a, RAB'bin Tapınağı'nın ve sarayın
hazinelerindeki bütün altın ve gümüşü görevlileri aracılığıyla şu haberle
birlikte gönderdi:
19 "Babamla baban arasında olduğu gibi
seninle benim aramızda da bir antlaşma olsun. Sana armağan olarak gönderdiğim
bu altınlara, gümüşlere karşılık, sen de İsrail Kralı Baaşa ile yaptığın
antlaşmayı boz, topraklarımdan askerlerini çeksin."
20 Kral Asa'nın önerisini kabul eden
Ben-Hadat, komutanlarını İsrail kentlerinin üzerine gönderdi. İyon'u, Dan'ı,
Avel-Beytmaaka'yı ve bütün Naftali bölgesiyle birlikte Kinrot'u ele geçirdi.
21 Baaşa bunu duyunca Rama'nın yapımını
durdurup Tirsa'ya çekildi.
22 Kral Asa istisnasız bütün Yahudalılar'ı
kapsayan bir çağrı yaptı. Baaşa'nın Rama'nın yapımında kullandığı taşlarla
keresteleri alıp götürdüler. Kral Asa bunlarla Benyamin bölgesindeki Geva ve
Mispa kentlerini onardı.
23-24 Asa'nın krallığı dönemindeki öteki olaylar,
başarıları, bütün yaptıkları ve kurduğu kentler Yahuda krallarının tarihinde
yazılıdır. Yaşlılığında ayaklarından hastalanan Asa, ölüp atalarına kavuşunca,
atası Davut'un Kenti'nde atalarının yanına gömüldü; yerine oğlu Yehoşafat kral
oldu.
25 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının ikinci
yılında Yarovam oğlu Nadav İsrail Kralı oldu ve İsrail'de iki yıl krallık
yaptı.
26 O da RAB'bin gözünde kötü olanı yaptı.
Babasının yolunu izledi ve babasının İsrail'i sürüklediği günahlara katıldı.
27 Nadav ve İsrail ordusu Filistliler'in
Gibbeton Kenti'ni kuşatırken, İssakar oymağından Ahiya oğlu Baaşa, Nadav'a
düzen kurup onu Gibbeton'da öldürdü.
28 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının üçüncü
yılında Nadav'ı öldüren Baaşa, onun yerine kral oldu.
29 Baaşa kral olur olmaz, Yarovam'ın bütün
ailesini ortadan kaldırdı. RAB'bin, kulu Şilolu Ahiya aracılığıyla söylediği
söz uyarınca, Yarovam'ın bütün ailesi yok edildi; sağ kalan olmadı.
30 Bütün bunlar İsrail'in Tanrısı RAB'bi
öfkelendiren Yarovam'ın işlediği ve İsrail'i sürüklediği günahlar yüzünden
oldu.
31 Nadav'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar ve bütün yaptıkları İsrail krallarının tarihinde yazılıdır.
32 Yahuda Kralı Asa ile İsrail Kralı Baaşa
arasındaki savaş yaşamları boyunca sürüp gitti.
33 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının üçüncü
yılında Ahiya oğlu Baaşa Tirsa'da bütün İsrail'in Kralı oldu ve yirmi dört yıl
krallık yaptı.
34 Baaşa, RAB'bin gözünde kötü olanı yaptı.
Yarovam'ın yolunu izledi ve onun İsrail'i sürüklediği günahlara katıldı.
BÖLÜM 16
1 RAB Hanani oğlu Yehu aracılığıyla
İsrail Kralı Baaşa'ya şunları bildirdi:
2 "Sen önemsiz biriyken, ben seni
halkım İsrail'e önder yaptım. Ama sen Yarovam'ın yolunu izleyip halkım İsrail'i
günaha sürükledin. Günahlarınız beni öfkelendirdi.
3 Onun için Nevat oğlu Yarovam'a yaptığım
gibi, senin ve ailenin kökünü kurutacağım.
4 Baaşa'nın ailesinden kentte ölenleri
köpekler, kırda ölenleri yırtıcı kuşlar yiyecek."
5 Baaşa'nın krallığı dönemindeki öteki
olaylar, yaptıkları ve başarıları İsrail krallarının tarihinde yazılıdır.
6 Baaşa ölüp atalarına kavuşunca,
Tirsa'da gömüldü ve yerine oğlu Ela kral oldu.
7 Baaşa'nın RAB'bin gözünde yaptığı her
kötülükten ötürü RAB, Hanani oğlu Peygamber Yehu aracılığıyla ona ve ailesine
karşı yargısını bildirdi. Baaşa yaptığı kötülüklerle RAB'bi öfkelendirmiş,
Yarovam'ın ailesine benzemiş ve bu aileyi ortadan kaldırmıştı.
8 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının yirmi
altıncı yılında Baaşa oğlu Ela Tirsa'da İsrail Kralı oldu ve iki yıl krallık
yaptı.
9 Savaş arabalarının yarısına komuta eden
Zimri adındaki bir görevlisi ona düzen kurdu. Ela o sırada Tirsa'da sarayının
sorumlusu Arsa'nın evinde içip sarhoş olmuştu.
10 Zimri içeri girip Ela'yı öldürdü ve onun
yerine kral oldu. Yahuda Kralı Asa'nın krallığının yirmi yedinci yılıydı.
11 Zimri İsrail Kralı olup tahta geçince,
Baaşa'nın bütün ailesini yok etti. Dost ve akrabalarından hiçbir erkeği sağ
bırakmadı.
12-13 Baaşa'yla oğlu Ela, değersiz putlara
taptıkları için İsrail'in Tanrısı RAB'bi öfkelendirmişlerdi. Onların işlediği
ve İsrail'i sürükledikleri günahlardan dolayı RAB'bin Peygamber Yehu aracılığıyla
Baaşa'ya karşı söylediği söz uyarınca, Zimri Baaşa'nın bütün ailesini ortadan
kaldırdı.
14 Ela'nın krallığı dönemindeki öteki
olaylar ve bütün yaptıkları İsrail krallarının tarihinde yazılıdır.
15 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının yirmi
yedinci yılında Zimri Tirsa'da yedi gün krallık yaptı. İsrail ordusu
Filistliler'in Gibbeton Kenti yakınlarında ordugah kurmuştu.
16 Ordugahta bulunan İsrailliler, Zimri'nin
düzen kurup kralı öldürdüğünü duyunca, ordu komutanı Omri'yi o gün orada İsrail
Kralı yaptılar.
17 Omri ve yanındaki bütün İsrailliler
Gibbeton'dan çıkıp Tirsa'yı kuşattılar.
18 Zimri kentin alındığını görünce, sarayın
kalesine girip sarayı ateşe verdi ve orada öldü.
19 Çünkü o RAB'bin gözünde kötü olanı
yapmış, Yarovam'ın yolunu izlemiş, onun işlediği ve İsrail'i sürüklediği
günahlara katılmıştı.
20 Zimri'nin krallığı dönemindeki öteki
olaylar ve krala kurduğu düzen İsrail krallarının tarihinde yazılıdır.
21 İsrail halkı ikiye bölündü. Halkın yarısı
Ginat'ın oğlu Tivni'yi kral yapmak isterken, öbür yarısı Omri'yi destekliyordu.
22 Sonunda Omri'yi destekleyenler Ginat oğlu
Tivni'yi destekleyenlerden daha güçlü çıktı. Tivni öldü, Omri kral oldu.
23 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının otuz
birinci yılında Omri İsrail Kralı oldu ve altı yılı Tirsa'da olmak üzere toplam
on iki yıl krallık yaptı.
24 Omri, Şemer adlı birinden Samiriye
Tepesi'ni iki talant gümüşe satın alıp üstüne bir kent yaptırdı. Tepenin eski
sahibi Şemer'in adından dolayı kente Samiriye adını verdi.
25 RAB'bin gözünde kötü olanı yapan Omri,
kendisinden önceki bütün krallardan daha çok kötülük yaptı.
26 Nevat oğlu Yarovam'ın bütün yollarını
izledi ve onun İsrail'i sürüklediği günahlara katılıp değersiz putlara taparak
İsrail'in Tanrısı RAB'bi öfkelendirdi.
27 Omri'nin krallığı dönemindeki öteki
olaylar, yaptıkları ve başarıları İsrail krallarının tarihinde yazılıdır.
28 Omri ölüp atalarına kavuşunca,
Samiriye'de gömüldü ve yerine oğlu Ahav kral oldu.
29 Yahuda Kralı Asa'nın krallığının otuz
sekizinci yılında Omri oğlu Ahav İsrail Kralı oldu ve Samiriye'de yirmi iki yıl
krallık yaptı.
30 RAB'bin gözünde kötü olanı yapan Omri
oğlu Ahav, kendisinden önceki bütün krallardan daha çok kötülük yaptı.
31 Nevat oğlu Yarovam'ın günahlarını izlemek
yetmezmiş gibi, bir de Sayda Kralı Etbaal'ın kızı İzebel'le evlendi. Gidip
Baal'a hizmet ederek ona taptı.
32 Baal için Samiriye'de yaptırdığı
tapınağın içine bir sunak kurdu.
33 Ayrıca bir Aşera putu yaptırdı. Ahav
İsrail'in Tanrısı RAB'bi kendisinden önceki bütün İsrail krallarından daha çok
öfkelendirdi.
34 Ahav'ın krallığı döneminde, Beytelli Hiel
Eriha Kenti'ni yeniden inşa etti. RAB'bin Nun oğlu Yeşu aracılığıyla söylediği
söz uyarınca, Hiel ilk oğlu Aviram'ı kaybetme pahasına kentin temelini attı; en
küçük oğlu Seguv'u kaybetme pahasına da kentin kapılarını taktı.
BÖLÜM 17
1 Gilat'ın Tişbe Kenti'nden olan İlyas,
Ahav'a şöyle dedi: "Hizmet ettiğim İsrail'in Tanrısı yaşayan RAB'bin
adıyla derim ki, ben söylemedikçe önümüzdeki yıllarda ne yağmur yağacak, ne de
çiy düşecek."
2 O zaman RAB, İlyas'a şöyle seslendi:
3 "Buradan ayrıl, doğuya git. Şeria
Irmağı'nın doğusundaki Kerit Vadisi'nde gizlen.
4 Dereden su içeceksin ve buyruk verdiğim
kargaların getirdiklerini yiyeceksin."
5 RAB'bin söylediklerini yapan İlyas,
gidip Şeria Irmağı'nın doğusundaki Kerit Vadisi'ne yerleşti.
6 Dereden su içiyor, kargaların sabah
akşam getirdiği et ve ekmekle besleniyordu.
7 Ancak ülkede yağmur yağmadığı için bir
süre sonra dere kurudu.
8 O zaman RAB, İlyas'a,
9 "Şimdi kalk git, Sayda
yakınlarındaki Sarefat Kenti'ne yerleş" dedi, "Orada sana yiyecek
sağlaması için dul bir kadına buyruk verdim."
10 Sarefat'a giden İlyas kentin kapısına
varınca, orada dul bir kadının odun topladığını gördü. Kadına: "Bana içmek
için biraz su verebilir misin?" dedi.
11 Kadın su getirmeye giderken İlyas yine
seslendi: "Lütfen bir parça da ekmek getir."
12 Kadın, "Senin Tanrın yaşayan RAB'bin
adıyla ant içerim, hiç ekmeğim yok" diye karşılık verdi, "Yalnız
küpte bir avuç un, çömleğin dibinde de azıcık yağ var. Görüyorsun, bir iki
parça odun topluyorum. Götürüp oğlumla kendim için bir şeyler hazırlayacağım.
Belki de son yemeğimiz olacak, ölüp gideceğiz."
13 İlyas kadına, "Korkma, git
yiyeceğini hazırla" dedi, "Yalnız önce bana küçük bir pide yapıp
getir. Sonra oğlunla kendin için yaparsın.
14 İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki,
<Toprağa yağmur düşünceye dek küpten un, çömlekten yağ eksilmeyecek.>
"
15 Kadın gidip İlyas'ın söylediklerini
yaptı. Hep birlikte günlerce yiyip içtiler.
16 RAB'bin İlyas aracılığıyla söylediği söz
uyarınca, küpten un, çömlekten yağ eksilmedi.
17 Bir süre sonra ev sahibi dul kadının oğlu
gittikçe ağırlaşan kötü bir hastalığa yakalandı, sonunda öldü.
18 Kadın İlyas'a, "Ey Tanrı adamı, alıp
veremediğimiz nedir?" dedi, "Günahlarımı Tanrı'ya anımsatıp oğlumun
ölümüne neden olmak için mi buraya geldin?"
19 İlyas, "Oğlunu bana ver"
diyerek çocuğu kadının kucağından aldı, kaldığı yukarı odaya çıkardı ve
yatağına yatırdı.
20 Sonra RAB'be şöyle yalvardı: "Ya RAB
Tanrım, neden yanında kaldığım dul kadının oğlunu öldürerek ona bu kötülüğü yaptın?"
21 İlyas üç kez çocuğun üzerine kapanıp
RAB'be şöyle dua etti: "Ya RAB Tanrım, bu çocuğa yeniden can ver."
22 RAB İlyas'ın yalvarışını duydu. Çocuk
dirilip yeniden yaşama döndü.
23 İlyas çocuğu yukarı odadan indirip
annesine verirken, "İşte oğlun yaşıyor!" dedi.
24 Bunun üzerine kadın, "Şimdi anladım
ki, sen Tanrı adamısın ve söylediğin söz gerçekten RAB'bin sözüdür" dedi.
BÖLÜM 18
1 Uzun bir süre sonra kuraklığın üçüncü
yılında RAB İlyas'a, "Git, Ahav'ın huzuruna çık" dedi, "Toprağı
yağmursuz bırakmayacağım."
2 İlyas Ahav'ın huzuruna çıkmaya gitti.
Samiriye'de kıtlık şiddetlenmişti.
3 Ahav sarayının sorumlusu Ovadya'yı
çağırdı. -Ovadya RAB'den çok korkardı.
4 İzebel RAB'bin peygamberlerini
öldürdüğünde, Ovadya yüz peygamberi yanına alıp ellişer ellişer mağaralara
gizlemiş ve yiyecek, içecek gereksinimlerini karşılamıştı.-
5 Ahav, Ovadya'ya, "Haydi gidip
ülkedeki bütün su kaynaklarıyla vadilere bakalım" dedi, "Belki
atlarla katırların yaşamasını sağlayacak kadar ot buluruz da onları ölüme terk
etmemiş oluruz."
6 Ahav'la Ovadya, araştırma yapmak üzere
ülkeyi aralarında bölüştükten sonra, her biri yalnız başına bir yöne gitti.
7 Ovadya giderken yolda İlyas'la
karşılaştı. İlyas'ı tanıyınca yüzüstü yere kapanarak, "Efendim İlyas sen
misin?" diye sordu.
8 İlyas, "Evet, benim. Git efendine,
<İlyas burada> de" diye karşılık verdi.
9 Ovadya, "Ne günah işledim ki, beni
öldürsün diye Ahav'a gönderiyorsun?" dedi ve ekledi:
10 "Tanrın yaşayan RAB'bin adıyla derim
ki, efendimin seni aramak için adam göndermediği ulus ve krallık kalmadı. Ahav
ülkelerinde olmadığını söyleyen herkese, seni bulamadıklarına dair ant içirdi.
11 Oysa sen şimdi, <Git, efendine İlyas
burada de> diyorsun.
12 Ben senin yanından ayrıldığımda, RAB'bin
Ruhu seni bilmediğim bir yere götürebilir. Durumu Ahav'a bildirince, gelip seni
bulamazsa beni öldürür. Ben kulun gençliğimden beri RAB'den korkan biriyim.
13 Efendim, İzebel RAB'bin peygamberlerini
öldürdüğünde yaptıklarımı duymadın mı? RAB'bin peygamberlerinden yüzünü ellişer
ellişer iki mağaraya saklayıp onların yiyecek, içecek gereksinimlerini
karşıladım.
14 Ama sen şimdi, <Git, efendine İlyas
burada de> diyorsun. O zaman beni öldürür!"
15 İlyas şöyle karşılık verdi:
"Hizmetinde bulunduğum yaşayan ve Her Şeye Egemen RAB'bin adıyla diyorum,
bugün Ahav'ın huzuruna çıkacağım."
16 Ovadya gidip Ahav'ı gördü, ona durumu
anlattı. Bunun üzerine Ahav İlyas'ı karşılamaya gitti.
17 İlyas'ı görünce, "Ey İsrail'i
sıkıntıya sokan adam, sen misin?" diye sordu.
18 İlyas, "İsrail'i sıkıntıya sokan ben
değilim, seninle babanın ailesi İsrail'i sıkıntıya soktunuz" diye karşılık
verdi, "RAB'bin buyruklarını terk edip Baallar'ın ardınca gittiniz.
19 Şimdi haber sal: Bütün İsrail halkı,
İzebel'in sofrasında yiyip içen Baal'ın dört yüz elli peygamberi ve Aşera'nın
dört yüz peygamberi Karmel Dağı'na gelip önümde toplansın."
20 Ahav bütün İsrail'e haber salarak
peygamberlerin Karmel Dağı'nda toplanmalarını sağladı.
21 İlyas halka doğru ilerleyip, "Daha
ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?" dedi, "Eğer
RAB Tanrı'ysa, onu izleyin; yok eğer Baal Tanrı'ysa, onun ardınca gidin."
Halk İlyas'a hiç karşılık vermedi.
22 İlyas konuşmasını şöyle sürdürdü:
"RAB'bin peygamberi olarak sadece ben kaldım. Ama Baal'ın dört yüz elli
peygamberi var.
23 Bize iki boğa getirin. Birini Baal'ın
peygamberleri alıp kessinler, parçalayıp odunların üzerine koysunlar; ama
odunları yakmasınlar. Öbür boğayı da ben kesip hazırlayacağım ve odunların
üzerine koyacağım; ama odunları yakmayacağım.
24 Sonra siz kendi ilahınızı adıyla çağırın,
ben de RAB'bi adıyla çağırayım. Hangisi ateşle karşılık verirse, Tanrı
odur." Bütün halk, "Peki, öyle olsun" dedi.
25 İlyas, Baal'ın peygamberlerine,
"Kalabalık olduğunuz için önce siz boğalardan birini seçip hazırlayın ve
ilahınızı adıyla çağırın" dedi, "Ama ateş yakmayın."
26 Kendilerine verilen boğayı alıp
hazırlayan Baal'ın peygamberleri sabahtan öğlene kadar, "Ey Baal, bize
karşılık ver!" diye yalvardılar. Ama ne bir ses vardı, ne de bir karşılık.
Yaptıkları sunağın çevresinde zıplayıp oynadılar.
27 Öğleyin İlyas onlarla alay etmeye
başladı: "Bağırın, yüksek sesle bağırın! O tanrıymış. Belki dalgındır, ya
da heladadır, belki de yolculuk yapıyor! Yahut uyuyordur da uyandırmak
gerekir!"
28 Böylece yüksek sesle bağırdılar. Adetleri
uyarınca, kılıç ve mızraklarla kanlarını akıtıncaya dek bedenlerini
yaraladılar.
29 Öğlenden akşam sunusu saatine kadar
kıvrandılar. Ama hâlâ ne bir ses, ne ilgi, ne de bir karşılık vardı.
30 O zaman İlyas bütün halka, "Bana
yaklaşın" dedi. Herkes onun çevresinde toplandı. İlyas RAB'bin yıkılan
sunağını onarmaya başladı.
31 On iki taş aldı. Bu sayı RAB'bin Yakup'a,
"Senin adın İsrail olacak" diye bildirdiği Yakupoğulları oymaklarının
sayısı kadardı.
32 İlyas bu taşlarla RAB'bin adına bir sunak
yaptırdı. Çevresine de iki sea tohum alacak kadar bir hendek kazdı.
33 Sunağın üzerine odunları dizdi, boğayı
parça parça kesip odunların üzerine yerleştirdi. "Dört küp su doldurup
yakmalık sunuyla odunların üzerine dökün" dedi.
34 Sonra, "Bir daha yapın" dedi.
Bir daha yaptılar. "Bir kez daha yapın" dedi. Üçüncü kez aynı şeyi
yaptılar.
35 O zaman sunağın çevresine akan su hendeği
doldurdu.
36 Akşam sunusu saatinde, Peygamber İlyas
sunağa yaklaşıp şöyle dua etti: "Ey İbrahim'in, İshak'ın ve İsrail'in
Tanrısı olan RAB! Bugün bilinsin ki, sen İsrail'in Tanrısı'sın, ben de senin
kulunum ve bütün bunları senin buyruklarınla yaptım.
37 Ya RAB, bana yanıt ver! Yanıt ver ki, bu
halk senin Tanrı olduğunu anlasın. Onların yine sana dönmelerini sağla."
38 O anda gökten RAB'bin ateşi düştü. Düşen
ateş yakmalık sunuyu, odunları, taşları ve toprağı yakıp hendekteki suyu
kuruttu.
39 Halk olanları görünce yüzüstü yere
kapandı. "RAB Tanrı'dır, RAB Tanrı'dır!" dediler.
40 İlyas, "Baal'ın peygamberlerini
yakalayın, hiçbirini kaçırmayın" diye onlara buyruk verdi. Peygamberler
yakalandı, İlyas onları Kişon Vadisi'ne götürüp orada öldürdü.
41 Sonra İlyas, Ahav'a, "Git, yemene
içmene bak; çünkü güçlü bir yağmur sesi var" dedi.
42 Ahav yiyip içmek üzere oradan ayrılınca,
İlyas Karmel Dağı'nın tepesine çıktı. Yere kapanarak başını dizlerinin arasına
koydu.
43 Sonra uşağına, "Haydi git, denize
doğru bak!" dedi. Uşağı gidip denize baktı ve, "Hiçbir şey
görmedim" diye karşılık verdi. İlyas, uşağına yedi kez, "Git,
bak" dedi.
44 Yedinci kez gidip bakan uşak,
"Denizden avuç kadar küçük bir bulut çıkıyor" dedi. İlyas şöyle dedi:
"Git, Ahav'a, <Yağmura yakalanmadan arabanı al ve geri dön>
de."
45 Tam o sırada gökyüzü bulutlarla karardı,
rüzgar çıktı, şiddetli bir yağmur başladı. Ahav hemen arabasına binip Yizreel'e
gitti.
46 Üzerine RAB'bin gücü inen İlyas kemerini
kuşanıp Yizreel'e kadar Ahav'ın önünde koştu.
BÖLÜM 19
1 Ahav, İlyas'ın bütün yaptıklarım,
peygamberleri nasıl kılıçtan geçirdiğini İzebel'e anlattı.
2 İzebel, İlyas'a, "Yarın bu saate
kadar senin peygamberlere yaptığını ben de sana yapmazsam, ilahlar bana
aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın" diye haber gönderdi.
3 İlyas can korkusuyla Yahuda'nın
Beer-Şeva Kenti'ne kaçıp uşağını orada bıraktı.
4 Bir gün boyunca çölde yürüdü, sonunda
bir retem çalısının altına oturdu ve ölmek için dua etti: "Ya RAB, yeter
artık, canımı al, ben atalarımdan daha iyi değilim."
5 Sonra retem çalısının altına yatıp
uykuya daldı. Ansızın bir melek ona dokunarak, "Kalk yemek ye" dedi.
6 İlyas çevresine bakınca yanıbaşında,
kızgın taşların üstünde bir pideyle bir testi su gördü. Yiyip içtikten sonra
yine uzandı.
7 RAB'bin meleği ikinci kez geldi, ona
dokunarak, "Kalk yemeğini ye. Gideceğin yol çok uzun" dedi.
8 İlyas kalktı, yiyip içti. Yediklerinden
aldığı güçle kırk gün kırk gece Tanrı Dağı Horev'e kadar yürüdü.
9 Geceyi orada bulunan bir mağarada
geçirdi. RAB, "Burada ne yapıyorsun, İlyas?" diye sordu.
10 İlyas, "RAB'be, Her Şeye Egemen
Tanrı'ya büyük bir istekle kulluk ettim" diye karşılık verdi, "Ama
İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini
kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar."
11 RAB, "Dağa çık ve önümde dur,
yanından geçeceğim" dedi. RAB'bin önünde çok güçlü bir rüzgar dağları
yarıp kayaları parçaladı. Ancak RAB rüzgarın içinde değildi. Rüzgarın ardından
bir deprem oldu, RAB depremin içinde de değildi.
12 Depremden sonra bir ateş çıktı, ancak RAB
ateşin içinde de değildi. Ateşten sonra ince, yumuşak bir ses duyuldu.
13 İlyas bu sesi duyunca, cüppesiyle yüzünü
örttü, çıkıp mağaranın girişinde durdu. O sırada bir ses, "Burada ne
yapıyorsun, İlyas?" dedi.
14 İlyas, "RAB'be, Her Şeye Egemen
Tanrı'ya büyük bir istekle kulluk ettim" diye karşılık verdi, "Ama
İsrail halkı senin antlaşmanı reddetti, sunaklarını yıktı ve peygamberlerini
kılıçtan geçirdi. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar." 15-16
RAB, "Geldiğin yoldan geri dön, Şam yakınındaki kırlara git" dedi,
"Oraya vardığında, Hazael'i Aram Kralı olarak, Nimşi oğlu Yehu'yu İsrail
Kralı olarak, Avel- Meholalı Şafat'ın oğlu Elişa'yı da kendi yerine peygamber
olarak meshedeceksin.
17 Hazael'in kılıcından kurtulanı Yehu,
Yehu'nun kılıcından kurtulanı Elişa öldürecek.
18 Ancak İsrail'de Baal'ın önünde diz çöküp
onu öpmemiş yedi bin kişiyi sağ bırakacağım."
19 İlyas oradan ayrılıp gitti, Şafat oğlu
Elişa'yı buldu. Elişa, on iki çift öküzle saban sürenlerin ardından on ikinci
çifti sürüyordu. İlyas Elişa'nın yanından geçerek kendi cüppesini onun üzerine
attı.
20 Elişa öküzleri bırakıp İlyas'ın ardından
koştu ve, "İzin ver, annemle babamı öpeyim, sonra seninle geleyim"
dedi. İlyas, "Geri dön, ben sana ne yaptım ki?" diye karşılık verdi.
21 Böylece Elişa gidip sürdüğü çiftin
öküzlerini kesti. Boyunduruklarıyla ateş yakıp etleri pişirdikten sonra,
yesinler diye halka dağıttı. Sonra, İlyas'ın ardından gidip ona hizmet etti.
BÖLÜM 20
1 Aram Kralı Ben-Hadat bütün ordusunu
topladı. Atları, savaş arabaları ve kendisini destekleyen otuz iki kralla
birlikte Samiriye'nin üzerine yürüyerek kenti kuşattı.
2 Ben-Hadat, kentte bulunan İsrail Kralı
Ahav'a haberciler göndererek şöyle buyruk verdi:
3 "Ben-Hadat diyor ki, <Altınını,
gümüşünü, karılarını ve en gürbüz çocuklarını bana teslim et.> "
4 İsrail Kralı, "Efendim kralın
dediklerini kabul ediyorum" diye karşılık verdi, "Beni ve sahip
olduğum her şeyi alabilirsin."
5 Haberciler yine gelip Ahav'a şöyle
dediler: "Ben-Hadat diyor ki, <Sana altınını, gümüşünü, karılarını ve
çocuklarını bana vereceksin diye haber göndermiştim.
6 Ayrıca yarın bu saatlerde sarayında ve
görevlilerinin evlerinde arama yapmak üzere kendi görevlilerimi göndereceğim.
Değerli olan her şeyini alıp getirecekler.> "
7 İsrail Kralı ülkenin bütün ileri
gelenlerini toplayarak, "Bakın, bu adam nasıl bela arıyor!" dedi,
"Bana haber gönderip altınımı, gümüşümü, karılarımı, çocuklarımı istedi,
reddetmedim."
8 Bütün ileri gelenler ve halk, "Onu
dinleme, isteklerini de kabul etme" diye karşılık verdiler.
9 Böylece Ahav, Ben-Hadat'ın
habercilerine, "Efendimiz krala ilk isteklerinin hepsini kabul edeceğimi,
ama ikincisini kabul edemeyeceğimi söyleyin" dedi. Haberciler gidip
Ben-Hadat'a durumu bildirdiler.
10 O zaman Ben-Hadat Ahav'a başka bir haber
gönderdi: "O kadar çok adamla senin üstüne yürüyeceğim ki, Samiriye'yi
yerle bir edeceğim. Kentin tozları askerlerimin avuçlarını bile dolduramayacak.
Eğer bunu yapmazsam, ilahlar bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!"
11 İsrail Kralı şöyle karşılık verdi:
"Kralınıza deyin ki, <Zırhını kuşanmadan önce değil, kuşandıktan sonra
övünsün.> "
12 Ben-Hadat bunu duyduğunda, kendisini
destekleyen krallarla birlikte çadırda içki içiyordu. Hemen adamlarına buyruk
verdi: "Saldırıya hazırlanın." Böylece Samiriye'ye karşı saldırı
hazırlıklarına giriştiler.
13 O sırada bir peygamber gelip İsrail Kralı
Ahav'a şöyle dedi: "RAB diyor ki, <Bu büyük orduyu görüyor musun?
Onları bugün senin eline teslim edeceğim. O zaman benim RAB olduğumu
anlayacaksın.> "
14 Ahav, "Kimin aracılığıyla olacak
bu?" diye sordu. Peygamber şu karşılığı verdi: "RAB diyor ki,
<İlçe komutanlarının genç askerleri bunu başaracak.> " Ahav,
"Savaşa kim başlayacak?" diye sordu. Peygamber, "Sen
başlayacaksın" dedi.
15 Ahav ilçe komutanlarının genç askerlerini
çağırıp saydı. İki yüz otuz iki kişiydiler. Sonra bütün İsrail ordusunu
toplayıp saydı, onlar da yedi bin kişiydiler.
16 Öğleyin Ben-Hadat ile kendisini
destekleyen otuz iki kral çadırlarda içip sarhoş olmuşken İsrail saldırısı
başladı.
17 Önce genç askerler saldırıya geçti. Ben-Hadat'ın
gönderdiği gözcüler, "Samiriyeliler geliyor" diye ona haber
getirdiler.
18 Ben-Hadat, "İster barış, ister savaş
için gelsinler, onları canlı yakalayın" dedi.
19 Genç askerler arkalarındaki İsrail
ordusuyla birlikte kentten çıkıp saldırıya geçtiler.
20 Herkes önüne geleni öldürdü. Aramlılar
kaçmaya başlayınca, İsrailliler peşlerine düştü. Ama Aram Kralı Ben-Hadat,
atına binerek atlılarla birlikte kaçıp kurtuldu.
21 İsrail Kralı atlarla savaş arabalarına
büyük zararlar vererek Aramlılar'ı ağır bir yenilgiye uğrattı.
22 Daha sonra peygamber gelip İsrail
Kralı'na, "Git, gücünü pekiştir ve neler yapman gerektiğini iyi
düşün" dedi, "Çünkü önümüzdeki ilkbaharda Aram Kralı sana yine
saldıracak."
23 Bu arada görevlileri Aram Kralı'nın
kendisine, "İsrail'in ilahı dağ ilahıdır" dediler, "Bu nedenle
bizden güçlü çıktılar. Ama ovada savaşırsak, onları kesinlikle yeneriz.
24 Şimdi bütün kralları görevlerinden al,
onların yerine yeni komutanlar ata.
25 Kaybettiğin kadar at ve savaş arabası
toplayarak kendine yeni bir ordu kur. İsrailliler'le ovada savaşalım. O zaman
onları kesinlikle yeneriz." Aram Kralı Ben- Hadat bütün söylenenleri kabul
edip yerine getirdi.
26 İlkbaharda Aramlılar'ı toplayıp
İsrailliler'le savaşmak üzere Afek Kenti'ne gitti.
27 İsrail halkı da toplanıp yiyeceğini
hazırladı. Aramlılar'la savaşmak üzere yola çıkıp onların karşısına ordugah
kurdu. Ülkeyi dolduran Aramlılar'ın karşısında İsrailliler iki küçük oğlak
sürüsü gibi kalıyordu.
28 Bir Tanrı adamı gidip İsrail Kralı Ahav'a
şöyle dedi: "RAB diyor ki, <Aramlılar, RAB dağların Tanrısı'dır,
ovaların değil, dedikleri için bu güçlü ordunun tümünü senin eline teslim
edeceğim. O zaman benim RAB olduğumu anlayacaksın.> "
29 Birbirlerine karşı ordugah kuran
Aramlılar'la İsrailliler yedi gün beklediler. Yedinci gün savaş başladı.
İsrailliler bir gün içinde yüz bin Aramlı yaya asker öldürdü.
30 Sağ kalanlar Afek Kenti'ne kaçtılar.
Orada da yirmi yedi bin kişinin üstüne surlar yıkıldı. Ben-Hadat kentin içine
kaçıp bir iç odaya saklandı.
31 Görevlileri Ben-Hadat'a şöyle dediler:
"Duyduğumuza göre, İsrail kralları iyi yürekli krallarmış. Haydi
bellerimize çul kuşanıp başlarımıza ip saralım ve İsrail Kralı'nın huzuruna
çıkalım. Belki senin canını bağışla r."
32 Bellerine çul kuşanıp başlarına da ip
bağladılar ve İsrail Kralı'nın huzuruna çıkarak, "Kulun Ben-Hadat
<Canımı bağışla> diye yalvarıyor" dediler. Ahav, "Ben- Hadat
hâlâ yaşıyor mu? O benim kardeşim sayılır" diye karşılık verdi.
33 Adamlar bunu olumlu bir belirti sayarak
hemen sözü ağzından aldılar ve, "Evet, Ben-Hadat kardeşin sayılır!"
dediler. Kral, "Gidin, onu getirin" diye buyruk verdi. Ben-Hadat
gelince, Ahav onu kendi savaş arabasına aldı.
34 Ben-Hadat, "Babamın babandan almış
olduğu kentleri geri vereceğim" dedi, "Babam nasıl Samiriye'de
çarşılar kurduysa, sen de Şam'da çarşılar kurabilirsin. " Bunun üzerine
Ahav, "Ben de bu şartlara dayanarak sana özgürlüğünü veriyorum" dedi.
Böylece onunla bir antlaşma yaparak gitmesine izin verdi.
35 Peygamberlerden biri, RAB'bin sözüne
uyarak arkadaşına, "Lütfen, beni vur!" dedi. Ama arkadaşı onu vurmak
istemedi.
36 O zaman peygamber arkadaşına şöyle dedi:
"Sen RAB'bin buyruğunu dinlemediğin için, yanımdan ayrılır ayrılmaz bir
aslan seni öldürecek." Adam oradan ayrıldıktan sonra aslan onu yakalayıp
öldürdü.
37 Bunun üzerine aynı peygamber, başka bir
adama giderek, "Lütfen beni vur!" dedi. Adam da onu vurup yaraladı.
38 Peygamber gitti, kılığını değiştirmek
için gözlerini bağladı. Yol kenarında kralın geçmesini beklemeye başladı.
39 Kral oradan geçerken, peygamber ona şöyle
seslendi: "Ben kulun, tam savaşın içindeyken, askerin biri bana bir tutsak
getirip, <Bu adamı iyi koru> dedi, <Kaçacak olursa, karşılığını ya
canınla, ya da bir talant gümüşle ödersin.>
40 Ama ben oraya buraya bakarken, adam
kayboldu." verdi, "Cezanı çekeceksin."
41 Peygamber, hemen gözlerindeki sargıyı
çıkardı. O zaman İsrail Kralı onun bir peygamber olduğunu anladı.
42 Bunun üzerine peygamber krala şöyle dedi:
"RAB diyor ki, <Ölüme mahkûm ettiğim adamı salıverdiğin için onun
yerine sen öleceksin. Onun halkının başına gelecekler senin halkının başına
gelecek.> "
43 Keyfi kaçan İsrail Kralı öfkeyle
Samiriye'deki sarayına döndü.
BÖLÜM 21
1-2 Yizreel'de Samiriye Kralı Ahav'ın
sarayının yanında Yizreelli Navot'un bir bağı vardı. Bir gün Ahav, Navot'a şunu
önerdi: "Bağını bana ver. Sarayıma yakın olduğu için orayı sebze bahçesi
olarak kullanmak istiyorum. Karşılığında ben de sana daha iyi bir bağ vereyim,
ya da istersen değerini gümüş olarak ödeyeyim."
3 Ama Navot, "Atalarımın bana
bıraktığı mirası sana vermekten RAB beni esirgesin" diye karşılık verdi.
4 "Atalarımın bana bıraktığı mirası
sana vermem" diyen Yizreelli Navot'un bu sözlerine sıkılıp öfkelenen Ahav
sarayına döndü. Asık bir yüzle yatağına uzanıp hiçbir şey yemedi.
5 Karısı İzebel yanına gelip, "Neden
bu kadar sıkılıyorsun? Neden yemek yemiyorsun?" diye sordu.
6 Ahav karısına şöyle karşılık verdi:
"Yizreelli Navot'a, <Sen bağını gümüş karşılığında bana sat, istersen
ben de onun yerine sana başka bir bağ vereyim> dedim. Ama o, <Hayır, bağımı
sana vermem> dedi."
7 İzebel, "Sen İsrail'e böyle mi
krallık yapıyorsun?" dedi, "Kalk, yemeğini ye, keyfini bozma.
Yizreelli Navot'un bağını sana ben vereceğim."
8 İzebel Ahav'ın mührünü kullanarak onun
adına mektuplar yazdı, Navot'un yaşadığı kentin ileri gelenleriyle soylularına
gönderdi.
9 Mektuplarda şunları yazdı:
10 Karşısına da, <Navot Tanrı'ya ve krala
sövdü> diyen iki yalancı tanık koyun. Sonra onu dışarı çıkarıp taşlayarak
öldürün."
11 Navot'un yaşadığı kentin ileri
gelenleriyle soyluları İzebel'in gönderdiği mektuplarda yazdıklarını
uyguladılar.
12 Oruç ilan edip Navot'u halkın önüne
oturttular.
13 Sonra iki kötü adam gelip Navot'un
karşısına oturdu ve halkın önünde: "Navot, Tanrı'ya ve krala sövdü"
diyerek yalan yere tanıklık etti. Bunun üzerine onu kentin dışına çıkardılar ve
taşlayarak öldürdüler.
14 Sonra İzebel'e, "Navot taşlanarak
öldürüldü" diye haber gönderdiler.
15 İzebel, Navot'un taşlanıp öldürüldüğünü
duyar duymaz, Ahav'a, "Kalk, Yizreelli Navot'un sana gümüş karşılığında
satmak istemediği bağını sahiplen" dedi, "Çünkü o artık yaşamıyor,
öldü."
16 Ahav, Yizreelli Navot'un öldüğünü
duyunca, onun bağını almaya gitti.
17 O zaman RAB, Tişbeli İlyas'a şöyle dedi:
18 "Kalk, Samiriyeli İsrail Kralı
Ahav'ı karşılamaya git. Şu anda Navot'un bağındadır. Orayı almaya gitti.
19 Ona de ki, RAB şöyle diyor: <Hem adamı
öldürdün, hem de bağını aldın, değil mi? Navot'un kanını köpekler nerede
yaladıysa, senin kanını da orada yalayacak.> "
20 Ahav, İlyas'a, "Ey düşmanım, beni
buldun, değil mi?" dedi. İlyas şöyle karşılık verdi: "Evet, buldum.
Çünkü sen RAB'bin gözünde kötü olanı yaparak kendini sattın.
21 RAB diyor ki, <Seni sıkıntılara
sokacak ve yok edeceğim. İsrail'de senin soyundan gelen genç yaşlı bütün
erkeklerin kökünü kurutacağım.
22 Beni öfkelendirip İsrail'i günaha
sürüklediğin için senin ailen de Nevat oğlu Yarovam'ın ve Ahiya oğlu Baaşa'nın
ailelerinin akıbetine uğrayacak"
23 "RAB İzebel için de, <İzebel'i
Yizreel Kenti'nin surları dibinde köpekler yiyecek> diyor.
24 <Ahav'ın ailesinden kentte ölenleri
köpekler, kırda ölenleri yırtıcı kuşlar yiyecek" "
25 -Ahav kadar, RAB'bin gözünde kötü olanı
yaparak kendini satan hiç kimse olmadı. Karısı İzebel onu her konuda
kışkırtıyordu.
26 Ahav RAB'bin İsrail halkının önünden
kovduğu Amorlular'ın her yaptığına uyarak putların ardınca yürüdü ve iğrenç
işler yaptı.-
27 Ahav bu sözleri dinledikten sonra,
giysilerini yırttı, çula sarınıp oruç tutmaya başladı. Çul içinde yatıp
kalkarak, alçakgönüllü bir yol tuttu.
28 RAB, Tişbeli İlyas'a şöyle dedi:
29 "Ahav'ın önümde ne denli
alçakgönüllü davrandığını gördün mü? Bu alçakgönüllülüğünden ötürü yaşamı
boyunca ben de onu sıkıntıya sokmayacağım. Ama oğlunun zamanında ailesine
sıkıntı vereceğim."
BÖLÜM 22
1 Üç yıl boyunca Aram ile İsrail arasında
savaş çıkmadı.
2 Üçüncü yıl Yahuda Kralı Yehoşafat,
İsrail Kralı'nı görmeye gitti.
3 İsrail Kralı Ahav, görevlilerine,
"Ramot-Gilat'ın bize ait olduğunu bilmiyor musunuz?" dedi, "Biz
onu Aram Kralı'ndan geri almak için bir şey yapmadık."
4 Sonra Yehoşafat'a, "Ramot-Gilat'a
karşı benimle birlikte savaşır mısın?" diye sordu. Yehoşafat, "Beni
kendin, halkımı halkın, atlarımı atların say" diye yanıtladı,
5 "Ama önce RAB'be danışalım"
diye ekledi.
6 İsrail Kralı dört yüz kadar peygamberi
toplayıp, "Ramot-Gilat'a karşı savaşayım mı, yoksa vaz mı geçeyim?"
diye sordu. Peygamberler, "Savaş, çünkü Rab kenti senin eline teslim
edecek" diye yanıtladılar.
7 Ama Yehoşafat, "Burada
danışabileceğimiz RAB'bin başka peygamberi yok mu?" diye sordu.
8 İsrail Kralı, "Yimla oğlu Mikaya
adında biri daha var" diye yanıtladı, "Onun aracılığıyla RAB'be
danışabiliriz. Ama ben ondan nefret ederim. Çünkü benimle ilgili hiç iyi
peygamberlik etmez, yalnız kötü şeyler söyler." Yehoşafat, "Böyle
konuşmaman gerekir, ey kral!" dedi.
9 İsrail Kralı bir görevli çağırıp,
"Hemen Yimla oğlu Mikaya'yı getir!" diye buyurdu.
10 İsrail Kralı Ahav ile Yahuda Kralı
Yehoşafat kral giysileriyle Samiriye Kapısı'nın girişinde, harman yerine konan
tahtlarında oturuyorlardı. Bütün peygamberler de onların önünde peygamberlik
ediyordu.
11 Kenaana oğlu Sidkiya, yaptığı demir
boynuzları göstererek şöyle dedi: "RAB diyor ki, <Aramlılar'ı yok
edinceye dek onları bu boynuzlarla vuracaksın.> "
12 Öteki peygamberlerin hepsi de aynı şeyi
söylediler: "Ramot-Gilat'a saldır, kazanacaksın! Çünkü RAB onları senin
eline teslim edecek."
13 Mikaya'yı çağırmaya giden görevli ona,
"Bak! Peygamberler bir ağızdan kral için olumlu şeyler söylüyorlar"
dedi, "Rica ederim, senin sözün de onlarınkine uygun olsun; olumlu bir şey
söyle."
14 Mikaya, "Yaşayan RAB'bin hakkı için,
RAB bana ne derse onu söyleyeceğim" diye karşılık verdi.
15 Mikaya gelince kral, "Mikaya,
Ramot-Gilat'a karşı savaşa gidelim mi, yoksa vaz mı geçelim?" diye sordu.
Mikaya, "Saldır, kazanacaksın! Çünkü RAB onları senin eline teslim
edecek" diye yanıtladı.
16 Bunun üzerine kral, "RAB'bin adına
bana gerçeğin dışında bir şey söylemeyeceğine ilişkin sana kaç kez ant
içireyim?" diye sordu.
17 Mikaya şöyle karşılık verdi:
"İsrailliler'i dağlara dağılmış çobansız koyunlar gibi gördüm. RAB,
<Bunların sahibi yok. Herkes güvenlik içinde evine dönsün> dedi."
18 İsrail Kralı Yehoşafat'a, "Benimle
ilgili iyi peygamberlik etmez, hep kötü şeyler söyler dememiş miydim?"
dedi.
19 Mikaya konuşmasını sürdürdü:
"Öyleyse RAB'bin sözünü dinle! Gördüm ki, RAB tahtında oturuyor, bütün
göksel varlıklar da sağında, solunda duruyordu.
20 RAB sordu: <Ramot-Gilat'a saldırıp
ölsün diye Ahav'ı kim kandıracak?> "Kimi şöyle, kimi böyle derken,
21 bir ruh çıkıp RAB'bin önünde durdu ve,
<Ben onu kandıracağım> dedi. "RAB, <Nasıl?> diye sordu.
22 "Ruh, <Aldatıcı ruh olarak gidip
Ahav'ın bütün peygamberlerine yalan söyleteceğim> diye karşılık verdi.
"RAB, <Onu kandırmayı başaracaksın!> dedi, <Git, dediğini
yap.>
23 "İşte RAB bütün bu peygamberlerin
ağzına aldatıcı bir ruh koydu. Çünkü sana kötülük etmeye karar verdi."
24 Kenaana oğlu Sidkiya yaklaşıp Mikaya'nın
yüzüne bir tokat attı. "RAB'bin Ruhu nasıl benden çıkıp da seninle
konuştu?" dedi.
25 Mikaya, "Gizlenmek için bir iç odaya
girdiğin gün göreceksin" diye yanıtladı.
26 Bunun üzerine İsrail Kralı,
"Mikaya'yı kentin yöneticisi Amon'a ve kralın oğlu Yoaş'a götürün"
dedi,
27 "Ben güvenlik içinde dönünceye dek
bu adamı cezaevinde tutmalarını, ona su ve ekmekten başka bir şey vermemelerini
söyleyin!"
28 Mikaya, "Eğer sen güvenlik içinde
dönersen, RAB benim aracılığımla konuşmamış demektir" dedi ve,
"Herkes bunu duysun!" diye ekledi.
29 İsrail Kralı Ahav'la Yahuda Kralı
Yehoşafat Ramot-Gilat'a saldırmak için yola çıktılar.
30 İsrail Kralı, Yehoşafat'a, "Ben
kılık değiştirip savaşa öyle gireceğim, ama sen kral giysilerini giy"
dedi. Böylece İsrail Kralı kılığını değiştirip savaşa girdi.
31 Aram Kralı, savaş arabalarının otuz iki
komutanına, "İsrail Kralı dışında, büyük küçük hiç kimseye
saldırmayın!" diye buyruk vermişti.
32 Savaş arabalarının komutanları
Yehoşafat'ı görünce, İsrail Kralı sanıp saldırmak için ona döndüler. Yehoşafat
yakarmaya başladı.
33 Komutanlar onun İsrail Kralı olmadığını
anlayınca peşini bıraktılar.
34 O sırada bir asker rasgele attığı bir
okla İsrail Kralı'nı zırhının parçalarının birleştiği yerden vurdu. Kral
arabacısına, "Dönüp beni savaş alanından çıkar, yaralandım" dedi.
35 Savaş o gün şiddetlendi. İsrail Kralı,
arabasında Aramlılar'a karşı akşama kadar dayandı ve akşamleyin öldü.
Yarasından akan kanlar arabasının içinde kaldı.
36 Güneş batarken ordugahta, "Herkes
kendi kentine, ülkesine dönsün!" diye bağırdılar.
37 Kral ölmüştü. Onu Samiriye'ye getirip
orada gömdüler.
38 Arabası fahişelerin yıkandığı Samiriye
Havuzu'nun kenarında temizlenirken RAB'bin sözü uyarınca köpekler kanını
yaladı.
39 Ahav'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar, bütün yaptıkları, yaptırdığı fildişi süslemeli saray ve bütün kentler
İsrail krallarının tarihinde yazılıdır.
40 Ahav ölüp atalarına kavuşunca yerine oğlu
Ahazya kral oldu.
41 İsrail Kralı Ahav'ın krallığının dördüncü
yılında Asa oğlu Yehoşafat Yahuda Kralı oldu.
42 Yehoşafat otuz beş yaşında kral oldu ve
Yeruşalim'de yirmi beş yıl krallık yaptı. Annesi Şilhi'nin kızı Azuva'ydı.
43 Babası Asa'nın bütün yollarını izleyen ve
bunlardan sapmayan Yehoşafat RAB'bin gözünde doğru olanı yaptı. Ancak
alışılagelen tapınma yerleri kaldırılmadı. Halk hâlâ oralarda kurban kesip
buhur yakıyordu.
44 Yehoşafat İsrail Kralı ile barış yaptı.
45 Yehoşafat'ın krallığı dönemindeki öteki
olaylar, başarıları ve savaşları Yahuda krallarının tarihinde yazılıdır.
46 Yehoşafat babası Asa'nın döneminden
kalan, putperest törenlerinde fuhuş yapan kadın ve erkeklerin hepsini ülkeden
süpürüp attı.
47 Edom'da kral yoktu, yerine bir vekil
bakıyordu.
48 Yehoşafat altın almak için Ofir'e gitmek
üzere ticaret gemileri yaptırdı. Ancak gemiler oraya gidemeden Esyon-Gever'de
parçalandı.
49 O zaman Ahav oğlu Ahazya, Yehoşafat'a,
"Benim adamlarım gemilerde seninkilerle birlikte gitsinler" dedi. Ama
Yehoşafat kabul etmedi.
50 Yehoşafat ölüp atalarına kavuştu ve atası
Davut'un Kenti'nde atalarının yanına gömüldü. Yerine oğlu Yehoram kral oldu.
51 Yahuda Kralı Yehoşafat'ın krallığının on
yedinci yılında Ahav oğlu Ahazya Samiriye'de İsrail Kralı oldu. İki yıl krallık
yaptı.
52 RAB'bin gözünde kötü olanı yaptı.
Babasının, annesinin ve İsrail'i günaha sürükleyen Nevat oğlu Yarovam'ın
yolunda yürüdü.
53 Baal'a hizmet edip taptı. Babasının her
yaptığına uyarak İsrail'in Tanrısı RAB'bi öfkelendirdi.
2 KRALLAR